"Âdem" kelimesi, birim düalitenin bileşenleri olan pozitif ve negatif frekansların kozmik dengesini yani "İnsan"ı* ve "Kolektif İnsanlık Bilincini" temsil eden bir kavram olup özünde "Yokluk, Hiçlik" anlamına gelmektedir. ( * Turkçe'deki "Adam" kelimesi de "Âdem" kelimesinin bir tezahürüdür. )
Kaynaklarda "Adem" ( Yokluk ) ve "Âdem" ( İnsan ) olarak iki ayrı kelime bulunsa da her iki kelime de ortak "DM" kökünden türemiş olup, batinen ortak anlamları temsil etmektedirler.
"Yokluk" yani "0" anlamı, matematiksel bağlamda "eşit miktardaki eksi ve artı değerlerin toplanması" olarak tanımlanmaktadır. Zira bir insanın ruhsal tekâmüle ermesi, matematiksel olarak "iyilik değerinin kötülük değerine eşit seviyeye gelmesi yani negatif ve pozitif frekans değerleri toplamının "sıfırlanması" anlamına gelmektedir. Yaratıldığı andan itibaren günahkâr durumda olan insan, haiz olduğu negatif şeytani frekansları ( kibir, bencillik, hırs, mülkiyet, riyaset, şehvet ve iştah obsesyonu vb. ) pozitif rahmani frekanslarla dengelediği yani toplamı "sıfırladığında", "yokluğu" sağladığında" ruhsal tekâmüle erebilmektedir. Ayetlerde bahsedilen "sınav" kelimesi de bu süreci tanımlamaktadır. Bir başka deyişle "bir varlığım nihai tekâmülü", en yüksek seviye olan "yokluk, hiçlik, sıfır" seviyesini tanımlayan bir kelimedir.
Evvelki bölümerde defaatle değinildiği üzere yaratılmış olan her varlık tekâmüle muhtaçtır. Bir "varlığın" tam tekâmülü ancak "yokluğu" ile yani Allahu Teala'nın indine "rucû" ( dönüş ) ile mümkün olabilir.
2/28 Keyfe tekfurune billahi ve kuntum emvaten fe ahyakum summe yumitukum summe yuhyikum summe İLEYHİ TURCEUN
( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )
10/56 Huve yuhyi ve yumitu ve İLEYHİ TURCEUN
( O diriltir, öldürür ve O'NA DÖNDÜRÜLÜRSÜNÜZ. )
"İnsanı / İnsanlığı" temsil eden "Âdem" kelimesinin ayetlerde "Zâlim", "İsyankâr", "Unutkan", "Azimsiz", "Azmış" gibi sıfatlarla nitelenmesinin sebebi de tekâmül gerekliliğinin vurgulanması ve insanın nihayetinde tekâmüle yani "Âdemiyete" ( Yokluğa ) erişeceği mesajının verilmesidir.
2/35 Ve kulna ya ADEM uskun ente ve zevcukel cennete ve kula minha rağaden haysu şi'tuma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez ZALİMİN
( Ve "Ey ADEM, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın*. Yoksa ZALİMLERDEN olursunuz." dedik. )
* Yaklaştılar.
20/115 Ve lekad ahidna ila ADEME min kablu fe NESİYE ve LEM NECİD lehu AZMA
( Ve önceden ADEM' e ahdettik de UNUTTU. O'nda AZİM BULAMADIK. )
20/121 Fe ekela minha fe bedet lehuma sev'atuhuma ve tafika yahsifani aleyhima min verakil cenneti ve ASA ADEMU rabbehu fe ĞAVA
( Ondan yediler de çirkinlikleri, ayıpları onlara ortaya açığa çıktı. Bahçenin yapraklarından üzerlerine örtüp yamamaya başladılar. ADEM Rab’bine İSYAN ETTİ de AZDI. )
No comments:
Post a Comment