Çeviri

Tuesday, April 17, 2018

İki Melek ve Ebediyet


İnsanın, ruhsal tekamül süreci içinde, cennet adı verilen yarı süptil alem deneyimi sonrasında ilahi sistemdeki kader mekanizmasının işleyişinde görev alacak varlıklara ( melekler gibi ) dönüşme durumunun olduğu A’raf suresinin 7/20 kodlu ayetinde bildirilmektedir. İnsanları saptırmak için kullandığı yegane yöntemi ilahi ilmi çarpıtmaya dayalı söylemler ve telkinler olan şeytanın, bu icraatı esnasında engelleyemeyeceği ve istemeyeceği bir şekilde inanan insanların bilgilenmelerini sağladığına ilişkin ipucu verilmektedir. Bu durum, tuzak kurarak insanları kendi yolundan saptırmaya çalışanlar için yüce Rab’bimizin tesis etmekte olduğu ilahi tuzağın bir tezahürü ve akıbetidir.

7/20 - Fe vesvese lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa en tekuna MELEKEYNİ EV TEKUNA MİNEL HALİDIN ( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak İKİ MELEK VEYA EBEDİLERDEN olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

Bu ayette cinlerden olan şeytan, yaratılış sonrasında cennet ve ötesindeki sonsuz yaşam sürecine başlamış olan insana ve eşine, “ağaca yaklaşmaları” yani şeytanın kendi soy ağacı ile CİNsel ilişkiye girmeleri durumunda “melek” veya “ebedi” olacaklarını iddia ederken aslında bu kelime oyunlu aldatma cümlesinde istemeden de olsa gerçeği söylemek zorunda kalmaktadır. Zira Allahü Teala insana iki melek veya ebedilerden olabilmeleri için “O ağaca yaklaşmayın.” demiştir.

Kur’an’da Melek kelimesi "88" kere, Şeytan kelimesi de "88" kere tekrarlanır. Bu durum şeytanın gerçeğin ardına saklanarak yani gerçeği kullanarak aldatmasının bir ispatı niteliğindedir.

"88" sayısı, “Düalite” ( İkilik ), “Sonsuzluk / Sonsuz Döngü ve “Melek” kavramlarının nümerik ifadesidir. Zira 2 adet 8 aynı zamanda “İki Melek” ve “İki Sonsuzluk” kavramlarını sembolize etmektedir.

Yukarıdaki ayetin kodundaki ( 7/20 ) "İkili Yedi" tezahürü de yaratılıştaki düalite ve döngüyü sembolize etmektedir.

Sunday, April 15, 2018

Şeytanın Nitelikleri


Dünya hayatını mutsuzluk ve huzursuzluk ortamına yani cehehheme dönüştürmeye çalışan İblis ve onun neferi insan ve cin şeytanlarının düşünsel nitelikleri ve sıfatları, ayet kodlarıyla  örneklendirilmek suretiyle aşağıda özetlenmiştir. ( "Şeytan" kelimesi bir isim değil sıfat olup Arapça'da "Helak olan/eden, Mahvolan/Mahveden, Yanan/Yakan, Kaynayan/Kaynatan, Uzaklaştıran" anlamlarına gelmekte ve hem insanlar hem de cinler için kullanılmaktadır. Bu kelime İbranice'de "Satan" olarak telafuz edilir ve "Düşman" anlamında kullanılır. )

Öncelikle İblis kelimesinin anlamını ve bu kelimeden türemiş bazı kelimeleri incelemek gerekir.

İblis = Ümit yitirten, Ümitsiz kılan, Ümidi ortadan kaldıran

30/49 - Ve in kanu min kabli en yünezzele aleyhim min kablihı le MÜBLİSIN (Ve kesinlikle onlara indirilmesinden önce, ondan önce ÜMİTSİZLER idiler. )

Oblivion = Farkında olmama, Bilincinde olmama, Unutma 
( 58/19 Şeytan onların üzerini istila etti de onlara Allah' ı hatırlamayı UNUTTURDU. İşte  onlar şeytanın grubudurlar. İyi bilin ki, kesinlikle şeytanın grubu, onlar hasarlanırlar. ) 
Oublier = Unutmak ( Fr. )
Obelisk = Dikilitaş ( Kur'an'da münker addedilir. )
Abolish = Bozmak, İptal Etmek, Feshetmek, Ortadan Kaldırmak
Ablation = Toksik madde sebebiyle vücudun bir kısmının kaybedilmesi veya vücudun bir kısmının fonksiyonun kaybedilmesi

İblis’in etkisiyle ruhsal bozulmaya maruz kalan insan veya cin şeytanı;

KİBİRLİDİR ( MÜTEKEBBİR ) :

Kendisini belirli açılardan veya her açıdan diğer kimselerden  üstün görür, özel ve hatta ilahi olarak seçilmiş bir kimse olduğuna kendini inandırır. Aynı alem içindeki yaratılmışlar arasında üstünlük veya hiyerarşi olmadığı, sadece eşitlik olduğu gerçeğini inkar eder. Kibir kavramı, “Yaratılışın” ve “Ruhsal Tekamül” olgusunun tezahür etmesinin temel sebebidir. ( 40/27, 40/35 )

KÜÇÜMSEYEN / AŞAĞILAYANDIR ( MUDHİN ) :

Kibir özelliğinin bir sonucu olarak, toplum içerisinde kendisini öne çıkarabilmek ve üstün gösterebilmek amacıyla diğer kimseleri aşağılayıcı, küçümseyici tutum ve davranış sergiler. ( 56/81 )

ADALETSİZDİR / HAKSIZDIR ( Bİ GAYRİL HAKK / ADL ) :

Olaylara ve olayların sonuçlarına ilişkin olarak daima kendi menfaatine ve lehine  olacak şekilde veya  kendisine menfaat sağlama potansiyeline sahip olduğuna inandığı kimselerin lehine olacak şekilde hükümler verir. Bu noktada haksız ve adaletsiz şekilde zarar gören kimselerin varlığı umurunda olmaz. Hatta onların bu şekilde karşılık almalarının gerektiğine kendisini ikna eder. ( 2/61, 7/33-146, 10/23, 28/39, 40/75, 41/15, 42/42, 46/20 )

YALANCIDIR ( KAZİB ) :

Sonucunda ferdi ve maddi menfaat olmasına bağlı olarak her durumda ve koşulda yalan söyleyebilir. 
( 6/28, 9/42 )


DEDİKODUCUDUR ( HEMMAZ ) : Menfaati doğrultusunda tehdit addettiği insanların arkasından konuşur, onları çekiştirir, laf taşır ve insanların itibar kaybetmelerini sağlamaya çalışır. ( 68/11 )

BOZGUNCUDUR ( MÜFSİD ) :

Kendisine menfaat sağlamak, kendisi hakkındaki farkındalığı artırabilmek, ön plana çıkabilmek ve kendisini üstün kılabilmek için düzen içinde akan bir sistemi, sonunda kendisinin de zarar göreceğinin farkında olmadan, fitne ve tuzak mekanizmalarıyla bozmayı göz alabilir. ( 2/12 )


ÖFKELİDİR ( ĞADBAN )


Sürekli olarak şüphe ve korku duygularının esareti altında olmasından dolayı kendine ve çevresine karşı öfke doludur. En basit iletişimde dahi aniden öfkelenip, kontrolünü kaybedebilir. ( 1/7, 2/90, 7/71 )

ZORBADIR ( CEBBAR ) :

Dünyevi menfaat elde etme ve kibir duygusunu tatmin etme hırsının etkisiyle, diğer kimseleri belirli bir tutum ve davranış içinde olmaya zorlayabilir. ( 11/59, 14/15 )

İNATÇIDIR ( MARİD / ANİD ) : Nefsani arzularına ulaşabilmek konusunda obsesyon derecesinde saplantılı ve inatçıdır. Ferdi menfaatini elde edebilmek için, her yolu  mübah saymak suretiyle ilerlemekten geri durmaz. ( 11/59, 37/7 )

ZALİMDİR ( ZALİM) :

Adaletsiz ve haksız davranışlarının diğer kimseler için yaratacağı olumsuz sonuçları dikkate almaz, hatta bu sonuçların tezahür etmesi için bizzat çaba sarfeder. Olumsuz sonuçlardan etkilenen kimselerin mağduriyeti karşısında ise soğukkanlı ve duyarsız bir tutum sergiler. ( 2/95-140-145-193, ........... )

KISKANÇTIR ( HASİD ) :

Kendi konumunu, durumunu ve imkanlarını daima diğer kimselerinkiyle karşılaştırır. Bu karşılaştırma sonucunda, kendi sübjektif algısına ve değerlendirmesine göre bir kimsenin herhangi bir konuda kendisine göre daha iyi durumda olduğunu düşündüğü takdirde o kimse hakkında nefret ve öfke duygularını üretmeye başlar ve onu düşman ilan eder. ( 48/15, 113/5 )  

AKILSIZDIR ( SEFİH ) :

En akıllı ve zeki kimsenin kendisi olduğuna kendisini ikna etmek ve inandırmak suretiyle en büyük akılsızlığı yapmakta olduğunun farkında değildir. Ona göre diğer kimseler sadece akılsız, beceriksiz ve dışarıdan akıl verilmeye muhtaç bir güruhtan ibarettir. ( 2/13-130, 72/4 )

HAİNDİR ( HAİN ) :

Kolektif bilinç, Birliktelik ve Teklik ( Singülarite ) kavramları gelişmemiş olduğu için, yine ferdi menfaate dayalı bir durum ile karşılaştığında, bulunduğu duruma birlikte ulaştığı veya o durumu birlikte sürdürmekte olduğu kimselere sırtını dönebilir, onları zor duruma sokacak ve zarar görmelerini sağlayacak tutum ve davranışlar sergileyebilir. ( 4/105-107, 5/13, 8/58, 22/38, 40/19 )

AHLAKSIZDIR ( FAHİŞ ) :

Ferdi menfaat beklentisi olması durumunda, “özgürlük” ve “deneyerek öğrenme” kavramlarının ardına sığınmak suretiyle toplumsal değerlere ve dini sınırlara aykırı olacak her türlü tutum ve davranışı sergileme potansiyeli mevcuttur. ( 2/169-268, 24/19 )

TUZAK KURANDIR ( MAKİR ) :

Diğer kimseleri kullanmak suretiyle dünyevi ve maddi hedeflerine erişebilmek amacıyla yalan söylemler ve davranışlarla tuzak niteliğinde gerçek dışı senaryolar üretebilir ve yandaşlarını, işbirlikçilerini bu yönde organize edebilir. Eş, dost ve akraba gözetmeksizin çevresindeki kimselerin bu aldatıcı yönlendirmeden zarar görmelerine sebebiyet verebilir. Nihayetinde oluşan sonuç ile yani tuzak kurmuş olması ile kibirlenebilir. Kurduğu tuzaktan zarar görmüş olan kimseleri de, onlar için olası en iyi sonucun bu olduğuna ikna etmeye çalışır. ( 3/54, 6/123-124, 8/30, 10/21, 12/102, 13/42, 16/26, 27/50-70, 35/10, 71/22 )

ALDATANDIR ( HADİ ) :

Yalan söylemler, samimi olmayan tutum ve davranışlar ile hedefinde olan kimseleri yanlış yönlendirir ve onların zarar görmelerine sebebiyet verir. Gerçek dışı olana itibar etmek ve diğer kimseleri de aynı tutuma sevketmek suretiyle başta kendisi olmak üzere herkesi aldatır. ( 2/9 )

İNKARCIDIR ( KAFİR ) :

Apaçık gerçeği kabul etme veya etmeme seçimi yapmak durumunda kaldığında, ferdi menfaat muhasebesi yapar. Bu hesap sonucunda zararlı çıkacağını ve zorluklarla karşılaşmak durumunda kalacağını düşünmesi halinde tereddüt etmeden gerçeği inkar eder. ( 2/19-24-34, 3/32, 4/144 )

İKİYÜZLÜDÜR ( MÜNAFIK ) : Farklı ortamlarda, farklı kimselere daima farklı farklı  davranışlarda ve söylemlerde bulunur. Tutum ve davranışları durumsallık arzeder ve menfaat prensibine göre tezahür eder. Bir başka deyişle bir konu hakkında bir kimseye ifade ettiği düşüncelerinin tam tersini bir başka kimseye ifade edebilir. Bu tutumu “ilişkileri çok iyi yönetmek” olarak addeder. ( 3/167, 4/61, 4/88-140 )

KORKAKTIR ( FEŞİL ) :

Kendisini çevresine “çok güçlü kimse” olarak yansıtmaya çalışmasına rağmen zorluklar karşısında en çok paniğe kapılan ve korkan kendisidir. Hatta kendisinin halletmesi gereken sorunlar ile yüzleştiğinde, korkusundan dolayı bu sorunun çözümünü evvelce aşağıladığı, küçümsediği, aldattığı, ihanet ettiği, inkar ettiği ve zulmettiği kimselerden talep eder. ( 8/43 )

KATİLDİR ( KATİL ) :

İçinde bulunduğu konumun ve durumun, kendi değerlendirmesine göre, imkan vermesi halinde ferdi menfaatine engel olma potansiyeli gördüğü masum kimseleri öldürmekten çekinmez. Hatta işlediği cinayetin diğerlerinin ve toplumun selameti için gerekli bir eylem olduğuna kendisini ikna edebilir. ( 2/72-91, 3/183, 33/26,  )

HIRSIZDIR ( SARİK ) :

Menfaat elde etme hırsının etkisiyle, imkanlarını genişletebilmek amacıyla doğrudan veya dolaylı olarak çevresindeki kimselerin imkanlarının kısıtlanmasına sebebiyet verir. ( 5/38, 12/70-73-81, 15/18, 60/12 )

İFTİRACIDIR ( MÜFTERİ / EFFAK ) :

İşlediği veya kimin işlediğini bildiği suçları ve günahları tereddüt etmeden diğerlerinin üzerine atabilir. “Ben yapmadım.” veya kayırdığı kimse için “O yapmadı.” diyemeyecek kadar zor durumda kalması durumunda ise “Diğerleri yüzünden yaptım.” veya “Yaptı.” diye uydurarak ( iftira atarak ) suçu yine dolaylı olarak diğerlerinin üzerine atabilir. ( 3/24, 4/50, 5/103, 6/24-112-137-138, 7/53, 10/30-60-69, 11/21, 16/87-105-116, 25/4, 26/222, 28/75, 29/13, 45/7, 46/28, 60/12 )

SUÇLUDUR ( MÜCRİM ) :

İblis’in zihin kontrolü altında olması nedeniyle sürekli olarak toplumsal vicdana ve dini hususlara aykırı tutum ve davranış sergilemektedir. ( 6/55-123-124-147, 7/40-84-133, 8/8 ..... )

GÜNAHKARDIR ( FASIK / ESİM ) :

Tutum, davranış ve düşünceleri Allahü Teala’nın bildirdiği dini kurallara aykırı olup, günah kapsamına girmektedir. ( 2/26-99-197 ..... 44/44, 68/12, 83/12 )

DÖNEKTİR ( MÜRTED / NAKİS ) :

Olayların seyrinin ferdi menfaatine ters sonuçlanacağını hissetmesi durumunda, birlikte hareket etmekte olduğu yoldaşlarıyla yolunu ayırabilir. Hatta kendisinin zarar görmemesi için, zarar sonucunu doğuracak unsurların sadece yoldaşlarını etkilemesini sağlayabilmek için çalışır. ( 2/217, 5/54, 8/48 )

AZGINDIR / İLERİ GİDENDİR ( MU’TED / MÜFRAT ) :

Kibir ve menfaat beklentisinin yoğun etkisiyle her türlü vicdani, ahlaki ve dini sınırı aşma eğilimi gösterir. ( 5/87, 6/119, 7/55, 9/10, 10/74, 50/25, 68/12, 83/12 )

ACİZ KILMAYA ÇALIŞANDIR ( MUACİZ ) :

Doğrudan veya dolaylı ilişki de olduğu kimseleri, gücü nispetinde, zayıf düşürmeye, aciz ve çaresiz bırakmaya çalışır. Böylelikle onlar üstünde hakimiyet kurmayı planlar. ( 6/134, 8/59, 9/2-3, 10/53, 11/20, 11/33, ...... 34/38, 72/12 )

ŞÜPHECİDİR ( MÜMTER / MÜRTAB / MURİB ) :

Asla kimseye güvenmez, herkesten ve her şeyden şüphe duyar, herkesi ve her şeyi kendisi için bir risk faktörü olarak görür. ( 2/147, 3/60, 6/114, 10/94, 40/34, 50/25 )

SAVSAKLAYAN ( MÜAVVİK ) :

Bir işi gereği gibi yapmak yerine, yapmış gibi görünerek durumu idare etmeye çalışır. İşini gereği gibi yapmaması nedeniyle oluşacak sorunlardan dolayı da çevresindekileri suçlar. ( 33/18 )

BATILCIDIR ( MÜBTIL ) :

Menfaatine ters olan gerçekleri ve doğruları batıl kılmaya, böylelikle kendisine fayda üretmeye çalışır. ( 7/173, 29/48, 30/58, 40/78, 45/27 )

HIRSLIDIR ( HARİS ) :

Hedeflediği ferdi menfaate erişmek hususunda saplantılı arzuya kapılmıştır. Bu hedefine erişebilmek için kendisi dahil olmak üzere herkese zarar verebilir. ( 2/96 )

SAPIKTIR ( DALL, MÜDILL ) :

Daimi olarak doğruluk ve gerçek yönünde tutum ve davranış sergileme yeteneğinden yoksundur. Doğruluktan sapmıştır. (   1/7, 18/51, 26/20, 28/15, 37/69, 56/92 )

MÜSRİFTİR ( MÜSRİF ) :

Hedefleri doğrultusunda nimeti heba etmeyi göze alır. Örneğin 2 birimlik nimete dayalı ferdi menfaati için 10 kişinin menfaat sağlayacağı 10 birimlik nimeti yok edebilir. ( 5/32, 6/141, 7/31, 7/81, 10/12, 10/83, 21/9, 26/151, 36/19, 40/28, 40/34, 40/43, 43/5, 44/31, 51/34 )

ORTAK / EŞ KOŞANDIR ( MÜŞRİK ) :

Kibir obsesyonu ve hırs nedeniyle kendisini ilahi bir mevkide addederek Allah'a şirk koşar ve çevresindekilerin de kendisini ilah gibi yüceltmelerini bekler. Ayrıca menfaat sağlamayı umduğu diğerlerini de Allah'a ortak koşarak, onlara biyad ve kulluk eder. ( 2/96 )

GÖSTERİŞ YAPANDIR ( MÜRAİ ) :

Tüm eylemlerini samimiyetsiz şekilde icra eder. Tek amacı bu sahte davranışlarla itibar elde edebilmek, diğer kimselerin aciz ve yoksun hissetmelerini sağlayabilmek ve bu yolla aldatıcı tatmin elde edebilmektir. ( 107/6 )

SAVURGANDIR  ( MÜBEZZİR ) :


Nimetlerin kıymetini bilmez. İhtiyaç fazlasının ihtiyacı olup da yoksun kalmışlara verilmesindeki erdemden habersiz olarak nimetleri ziyan eder. ( 17/26-27 )

Aşağıda yer alan “Şeytanlık Testi” sorularının cevap anahtarı vicdanda gizlidir.
1- Kendinizi özel, farklı ve diğer insanlardan üstün görür müsünüz?
2- Her girdiğiniz ortamda öne çıkmayı ve ilgi odağı olmayı arzular mısınız?
3- Daima en son sözü söyleyen olmayı ister misiniz?
4- Paranın satın alamayacağı hiçbir şey olmadığına inanır mısınız?
5- İnsanın hayattaki amacının güç, makam ve paraya ulaşmak olduğunu düşünür müsünüz?
6- En fazlaya ulaşmaya mı en azla yetinmeye mi çalışırsınız?
7- Başkaları zarar görecek dahi olsa, menfaat hedefiniz doğrultusunda yalan söylemeyi uygun bulur musunuz?
8- Çevrenizdeki insanların size hizmet etmek için yaratılmış oldukları hissine kapılır mısınız?
9- İnsanın insanı yönetmesinin gerekliliğine inanır mısınız? Bir başka deyişle toplumda yönetenler ve yönetilenler olması gerektiğine inanır mısınız?
10- İnsanlara asla güvenilmemesi ve herkesin, her şeyin kontrolünüz altında olması gerektiğini düşünür müsünüz?
11- Hiç ihanet ettiniz mi?
12- Ortama ve duruma göre mi davranış ve tutum sergilersiniz, yoksa her ortamda daima karakteriniz doğrultusunda tutum ve davranış mı sergilersiniz?
13- Sizce “ahlaki değerler” kavramı kişiden kişiye göre değişen göreceli bir kavram mıdır?
14- “Dostluğun” da bir çeşit menfaat ve karşılıklı çıkar ilişkisi olduğunu düşünür müsünüz?
15- Hayatta her zaman adil olmak gerekmediğine inanır mısınız?
16- Çevrenizde gelişen veya sebebi olduğunuz, ancak sonucunda menfaat sağlayacağınız bir çatışma, huzursuzluk ve kaos ortamını destekler ve  bundan haz alır mısınız?
17- Fiziksel görünüm, zeka ve maddi imkan unsurlarının insanlar arasındaki derecelendirme kriterleri olması gerektiğine inanır mısınız?
18- Gelir farklılıklarının, toplumsal dinamikler açısından gerekli olduğuna inanır mısınız?
19- İnsanın kendi kaderini kendisinin yarattığını, her türlü sonucu kendisinin belirleyebileceğini düşünür müsünüz?
20- Sizce bir hedef doğrultusunda gösterilen gayret, hedeflenen sonuca ulaşılıp ulaşılamamasından daha önemli olabilir mi?
21- Kötülüğün de iyiliğin de insanların  değer yargılarına göre değişebilen göreceli kavramlar olduklarını düşünür müsünüz?
22- İnsanları size risk ve tuzak potansiyeli olarak görüp sürekli endişe ve korku duyar mısınız?
23- Menfaat için başkalarını aldattığınız ve tuzağa düşürdüğünüz oldu mu?
24- Hiç birisine iftira attınız mı?
25- Sevilmeyi mi, korkulmayı mı tercih edersiniz?
26- «Ben onlara yapmasam, onlar bana yapacak.» düşüncesiyle yapmış olduğunuz ve başkalarının zarar gördüğü eylemleriniz oldu mu?

Saturday, April 14, 2018

Tahayyül Hakikatı ( İmajinatif Realite )

Ruhsal gelişim sürecindeki bir aşama olan Madde Alemi veya Kaba Hidrojen Aleminde karşılaşılan ve huzursuzluk veren sorunlar İmajinatif Realite ( Tahayyül Gerçekliği ) ile aşılabililir. İnsan yüksek odaklanma ve konsantrasyon ile imajinasyon ( tahayyül ) yeteneğini ve becerisini geliştirdiğinde maddi olarak bulunduğu ortamın dışındaki üst ortam frekansını yakalayıp, farklı bir gerçeklik seviyesini deneyimleyebilir.

Huzursuzluk ve mutsuzluk kaynağı olan Maddi Alem realitesindeki sorunlar, "güzel ve iyi olguları tahayyül etmekle" oluşturulacak imajinatif realite sayesinde aşılıp huzur ve mutluluğa erişilebileceği gibi, mevcut durumda sorun addedilen olgulardan daha büyük sorunlar tahayyül etmekle oluşturulacak imajinatif realite ve buna bağlı olarak aktive edilecek mevcut duruma şükretme mekanizması sayesinde de huzur bulunabilir. 

En'am suresinin 6/46 kodlu ayetinde bu fenomene dikkat çekilmekte gibidir.

6/46 - Kul E RAEYTÜM İn ehazellahü sem'aküm ve ebsaraküm ve hateme ala kulubiküm men ilahün ğayrullahi ye'tıküm bih ünzur keyfe nüsarrifül ayati sümme hüm yasdifun ( De ki: "GÖRMEZ DÜŞÜNMEZ MİSİNİZ? Eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa ve kalplerinize mühür vursa, Allah' tan başka onları size getirecek ilah kimdir?" Bak ayetleri nasıl sarfederiz. Sonra onlar yüz çevirirler. 

Ayetteki "E Raeytüm" ( Görmez düşünmez misiniz? ) ifadesi "Tahayyül Etmez misiniz?" anlamındadır.

Friday, April 13, 2018

İkili Kitap

Kur'an'ın "İkili Kitap" ( Kitabi Mesani ) olduğu Zümer suresinin 39/23 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

39/23 - Allahü nezzele ahsenel hadısi KİTABEN müteşebihen MESANİYE takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min had ( En güzel sözü, benzetmeli İKİLİ KİTAP olarak Allah indirdi. O Rab’lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )

Ayet kodunun ( 39/23 ) nümerolojik değeri "8" ( 3+9+2+3 = 17 ... "8" ) olmaktadır. "8" sayısı "Sürekli / Sonsuz Döngü" ve "Düalite" ( İkilik ) * kavramları açısından önem arzetmektedir. ( 8 sayısının iki halkası düalite fenomeninin sembolü niteliğindedir.

Kur'an'daki ilk "Kitap" kelimesinin geçtiği ayetin kodunun "2/2" olması da "İkili" kavramı açısından dikkat çekmektedir. 

2/2 - Zalikel KİTABU la raybe fih hüden lil müttekin ( Bu, o hakkında şüphe olmayan, sakınanlar için yönlendirme olan KİTAPtır. )

2/2 kodlu ayetin "11" kelimeden oluşması da "Düalite" açısından önemli bir nümerolojidir. 11 ... 1+1 = "2" 

Zalike (1) el (2) KİTABU (3) la (4) raybe (5) fi (6) h (7) hüden (8) li (9) el (10) müttekin (11) 

Ayrıca Hicr suresinin 15/87 kodlu ayetinde Kur'an'ın "İKİLİ Yedi" kavramını ve formatını içerdiği bildirilmektedir.

15/87 - Ve (1) lekad (2) ateyna (3) ke (4) seb'an (5) min (6) el (7) MESANI (8) vel kur'anel azım ( Ve biz sana İKİLİlerden yedi taneyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

Ayetteki "Mesani" ( İkili ) kelimesinin "8". kelime olması da dikkat çekmektedir.

İbrahim suresinin 14/33 kodlu ayetinde ise Güneş ve Ay'ın bir "İkili" oluşturduklarına dikkat çekilmektedir.

14/33 - Ve sehhare lekümüş şemse vel kamera daibEYN ve sehhara lekümül leyle ven nehar ( Ve usulünde devam eden İKİLİ olan Güneş’i ve Ay’ı buyruğunuza verdi. Geceyi ve gündüzü de buyruğunuza verdi. )

Ayet kodundaki "11" nümerolojisi ( 1+4+3+3 = 11 ... 1+1 = "2" ), "İkili" ve "İki" kavramı açısından önem arzetmektedir.

"İki / İkisi" anlamına "Eyni" ve "İsna" kelimelerinin Kur'an'daki frekansları da 7 ve 8 nümerolojilerini içermektedir. Zira “Eyni” kelimesi 179 kere, “İsna” kelimesi ise 25 kere tekrarlanmaktadır.


Öte yandan, Kur'an'da 2 kelimeden oluşan toplam 27 ( 2 ve 7 ... İkili Yedi ) ayet bulunmaktadır. Bu ayetler ise toplam 20 ( 2+0 = 2 ) surenin içinde yer almaktadırlar.


İki kelimeden oluşan ayet içeren ve numarasının nümerolojik değeri 2 olan tek sure 101. sure olan Karia suresidir. Bu surede 2 kelimelik 2 ayet bulunmaktadır.

101/1 El kariah ( Ansızın gelen bela )
101/11 Narun hamiyeh ( Kızgın ateş )

88. sure olan Ğaşiye suresinin sadece 3. ayeti 2 kelimeden oluşmaktadır. 88/3 ... 8+8+3 = "19"







Nera ( Biz Görürüz )

Allahü Teala'nın ve Meleklerin, insanı daimi olarak gördüğü gerçeği düşünüldüğünde Kur'an ayetlerinde geçen "Nera" ( Biz Görürüz ) kelimesi ( fiili ) anlam kazanmaktadır. "Nera" kelimesinin geçtiği ayetler ve ilgili nümerolojik durum dikkat çekmektedir.

"Nera" kelimesinin ( fiilinin ) frekans tablosu aşağıdadır.


- "Nera" kelimesi ( fiili ) Kur'an'da 15 kere tekrarlanmaktadır. 1+5 = "6"
- "Nera" kelimesi ( fiili ) ilk kez Bakara suresinin 55 numaralı ayetinde geçmekte ( 5+5 = "10" ) olup, "Nera" kelimesi bu ayette "10." kelimedir.
- "Nera" kelimesinin son kez geçtiği ayetin kodu 70/7 olup ( 7+0+7 = 14 ... İkili Yedi ), "Nera" kelimesinin bu ayetteki sıra numarası da 2'dir.




Friday, April 6, 2018

Tutuklanan Zalimler

Döngü sonu yani hesap günü / kıyamet günü geldiğinde, İblis'in zihin kontrolü altında cinleri ilah edinen ve dünya hayatının aldatıcı menfaati ve maddesi için Allah'ı inkar ederek, insanları köleleştirmek ve sömürmek için kurdukları şeytani sistem ( Kapitalizm, Emperyalizm, Kariyerizm, Akademizm ) içinde hem kendilerine hem de diğerlerine zulmeden satanist kafirlerin durumu Sebe suresinin 31. ve 41. ayetlerinde bildirilmektedir.

34/31 - Ve kalellezine keferu len nü'mine bi hazel kur'ani ve la billezı beyne yedeyh ve lev tera iziz zalimune mevkufune ınde rabbihim yarciu ba'duhüm ila ba'dınil kavl yekulüllezınestud'ıfu lillezınestekberu lev la entüm lekünna mü'minın ( Ve o inkar edenler "Ne bu Kur'an' a ne de ondan öncekine inanmayız." dediler. Şayet zalimlerin tutuklandıklarında, Rab’lerinin indinde birbirlerine söz ederek dönmelerini görsen. O zayıf bırakılanlar o kibirlenenlere "Şayet sizler olmasaydınız inananlar olurduk." derler. )

"Tutuklanan zalimler" ile başlayan ayetin kod numarasının ( 34/31 ) nümerolojik değerinin "11" olması ve ayette 45 ( 4+5 = "9" ) kelime bulunması 9/11 nümerolojisi açısından dikkat çekmektedir.

Zalimlerin temel sapma noktası Kur'an'a inanmamaları ona itibar etmemeleri dolayısıyla Allahü Teala'yı inkar etmeliridir.

34/32 - Kalellezinestekberu lillezınestud'ıfu e nahnü sadednaküm anil hüda ba'de iz caeküm bel küntüm mücrimın ( O kibirlenenler o zayıf bırakılanlara "Size gelmesinden sonra, yönlendirmeden sizi biz mi engelleyip döndürdük? Bilakis suçlular oldunuz." derler. )

Kendi suçlarını inkar etmkete ve suçu tuzak kurarak saptırdıklarına atmaktadırlar.

34/33 - Ve kalellezinestud'ıfu lillezinestekberu bel mekrul leyli ven nehari iz te'mürunena en nekfüra billahi ve nec'ale lehu endada ve eserrun nedamete lemma raevül azab ve cealnel ağlale fı a'nakıllezıne keferu hel yüczevne illa ma kanu ya'melun ( Ve o zayıf bırakılanlar o kibirlenenlere "Bilakis gece ve gündüz tuzaktı. Zamanında bize Allah' ı inkar etmemizi ve O’na eşler oluşturmamızı emrettiniz." derler. Azabı gördüklerinde pişmanlığı gizlediler. Boyunlarında kelepçeler prangalar kıldık. Sadece yapmış olduklarının karşılığını almıyorlar mı? )

Zalim satanistlerin tüm eylemlerinin, davranışlarının ve düşüncelerinin odak noktası, insanlara nasıl tuzak kurabilecekleri ve onları nasıl domine edebilecekleri unsurlarına dayanmaktadır. Zalimler kurdukları tuzaklarla övünürler. Sosyal ortamda bu durumu "İşi bilmek." olarak nitelendirirler.

34/34 - Ve ma erselna fı karyetin min nezırin illa kale mütrafuha inna bima ürsiltüm bihı kafirun ( Ve oradaki refah şımarıklarının "Kesinlikle biz o gönderilenleri inkar ederiz." dedikleri haricindeki ülkelere uyarıcıdan göndermedik. )

Allahü Teala'nın aldatıcı ve sınav olarak verdiği maddi imkanlar vesilesiyle insanları domine ve kontrol etmekte olanlar Kur'an'da "Mütrefih" ( Refah Şımarıkları ) olarak tanımlanmıştır.

34/35 - Ve kalu nahnü ekseru emvalen ve evladen ve ma nahnü bi müazzebın ( Ve "Biz mal olarak ve çocuklar olarak çokuz. Bize azap edilecek değildir." dediler. )

Maddi imkanlarının kendilerini koruduğunu ve koruyacağını zannederler.

34/36 - Kul inne rabbi yebsütur rizka li men yeşaü ve yakdiru ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun ( De ki: "Kesinlikle Rab’bim rızkı dilediği kimseye genişletir ve daraltır. Lakin insanların çoğu bilmezler." )

34/37 - Ve ma emvalüküm ve la evladüküm billetı tükarribüküm ındena zülfa illa men amene ve amile salihan fe ülaike lehüm cezaüd dı'fi bima amilu ve hüm fil ğurufati aminun ( Ve mallarınız ve çocuklarınız sizi indimize yakınlık sağlayarak yaklaştıracak değildir. Ancak o inanmış olanlar ve iyilik yapmış olanlar, işte onlar, o yaptıklarının onlara kat kat karşılığı vardır. Onlar köşkler içinde güvendedirler. )

34/38 - Vellezine yes'avne fı ayatina müacizıne ülaike fil azabi muhdarun ( Ve o ayetlerimizi aciz kılmada yarışanlar, işte onlar azabın içinde hazırlananlardır. )

34/39 - Kul inne rabbi yebsütür rizka li men yeşaü min ıbadihı ve yakdiru leh ve ma enfaktüm min şey'in fe hüve yuhlifüh ve hüve hayrur razikın ( De ki: "Kesinlikle Rab’bim rızkı, kullarından dilediği kimseye genişletir ve ona daraltır kısar. Eşyadan ne harcarsanız, O onu ikame eder. O rızıklandıranların en hayırlısıdır." )

34/40 - Ve yevme yahşüruhüm cemıan sümme yekulü lil melaiketi e haülai iyyaküm kanu ya'büdun ( Ve o gün onların hepsini toplar. Sonra meleklere "Şunlar sadece size mi kulluk ediyorlardı?" der. )

34/41 - Kalu sübhaneke ente veliyyüna min dunihim bel kanu ya'büdunel cinn ekseruhüm bihim mü'minun ( "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis cinlere kulluk etmekteydiler. Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler. )


Thursday, April 5, 2018

Mağara ( Kehf - Ğayr ) Ve Zamanda Yolculuk

"Mağara" kelimesi Arapça'da "Kehf" ve "Ğayr" kelimeleriyle ifade edilmekte olup, bu kelimeler 9 ve 18. surelerde yer almaktadır. 


18. sure olan ve 110 ayetten oluşan Kehf suresindeki temel kavramlar "Mağarada kalış süresinin / Mağaradayken geçen zamanın" insan tarafından gerçekte olduğundan daha kısa bir süre olarak algılanması ve "Mağarada kalanların sayısının bilinememesi"dir. Görecelik ve algı farklanması fenomenlerinin deneyimlendiği "Mağara", kozmik anlamda zaman yolculuğu vesilesi olan bir boyut portalı, bir "Solucan Deliği" midir? ( Wormhole )

"Mağara" kelimesiyle ilgili aşağıdaki nümerolojik tespitler de ilgi çekicidir.

- "Mağara" kelimesi "Kehf" ve "Ğayr" olarak Kur'an'da toplam "8" kere tekrarlanır. ( "8" sayıs döngü süreci sembolüdür. )

- "Mağara" kelimesinin "Ğayr" olarak ilk kez 9/40 kodlu ayette "21." kelime olarak geçer. ( 21 sayısı Ruh kelimesinin Kur'an'daki frekansıdır. ) 21 sayısı aynı zamanda düaliteden üniteye  / singülariteye dönüşü de sembolize etmektedir. Yaratılış üniteden / singülariteden düaliteye geçiş, yaratılış döngüsünün sonu ise düaliteden üniteye / singülariteye dönüştür. Bu ayette, "İki kişinin ikincisi" ifadesiyle "Düalite" kavramına vurgu yapılmaktadır.

9/40 - İlla (1) tensuru (2) hü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu SANİYESNEYNİ iz hüma fil ĞAYRİ iz yekül li sahıbihı la tahzen innallahe meana   fe enzelellahü sekınetehu aleyhi ve eyyedehu bi cünudin lem teravha ve ceale kelimetellezine keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vallahü azızün hakım ( Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Zamanında, o inkarcılar onu çıkardıkları zaman sadece İKİ KİŞİNİN İKİNCİSİ İKEN, MAĞARADA olduklarında arkadaşına "Üzülme, kesinlikle Allah bizimledir." diyordu. Allah onun üzerine sükunetini indirmişti. Onu görmediğiniz orduyla destekleyip kuvvetlendirmişti. O inkarcıların kelimelerini alçak kılmıştı. Allah' ın kelimesi, yüce olan O'dur. Allah yücedir hakimdir. )

Öte yandan Kehf suresinin "110" ayetten oluşması düalitenin, döngünün ve farklı boyuta ( hale, halden hale ) geçişin nümerolojik sembolü olan "11" sayısı açısından da dikkat çekmektedir. 

Ayrıca 18. surede 110 ayet bulunması da nümerolojik olarak "11" sayısına işaret etmektedir. ( 1+8+1+1+0 = 11 )

"Kehf" ( Mağara ) kelimesinin "8". kelime olduğu ayet 18/11 kodlu ayettir. 18/11 - 12 ayetlerindeki ifadeler de "düalite" ve "yaratılış döngüsü" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.

18/11 - Fe (1) darabna (2) ala (3) azani (4) him (5) fi (6) el (7) KEHFİ (8) sinıne adeda ( Böylece mağaranın içinde seneler adediyle kulaklarına vurgulayıp beyan ettik. )

11 nümerolojisi ... "11". ayet ve ayet kodunun ( 18/11 ) nümerolojik değeri 1+8+1+1 = "11"

18/12 - Sümme beasnahüm li na'leme eyyül hızbEYNİ ahsa li ma lebisu emeda ( Sonra bu İKİ gruptan hangisinin, kaldıkları süreyi daha iyi sayacağını bilmek için onları dirilttik. )

Mağarada kalış süresinin göreceli olarak yani gerçekte geçen süreye göre çok daha az algılanmasına ve uzay zamanda yolculuk kavramına vurgu yapılan ayet 18/19 kodlu ayettir. Ashabı Kehf mağarada bir gün veya daha az kaldıkların algılarlarken gerçekte 309 yıl kaldıkları ortaya çıkmaktadır.

18/19 - Ve kezalike beasnahüm li yetesaelu beynehüm kale kailün minhüm KEM LEBİSTÜM  kalu lebisna yevmen ev ba'da yevm kalu rabbüküm a'lemü bima lebistüm feb'asu ehadeküm bi verikıküm hazihı ilel medıneti fel yenzur eyyüha ezka taamen fel ye'tiküm bi rizkın minhü vel yetelattaf ve la yüş'ıranne biküm ehada ( Ve işte onları aralarında sual etmeleri için böyle dirilttik. Onlardan sözcü "NE KADAR KALDINIZ?" dedi. "BİR GÜN VEYA GÜNÜN BAZISI, BİR BÖLÜMÜ kadar kaldık." dediler. "Ne kadar kaldığınızı Rab’biniz bilir. O halde birinizi bu gümüşünüz ile şehire gönderin de yiyecek olarak onların hangisi en temiz baksın. Böylece size ondan rızıkları getirsin ve nazik, dikkatli olsun, sizi kimseye farkettirmesin, sezdirmesin." dedi. )

18/25 - Ve (1) lebisu (2) fı (3) kehfi (4) him (5) SELASE (6) MİETİN (7) SİNINE (8) VE (9) AZDADU (10) TİS'A (11) ( Ve mağaralarının içinde ÜÇYÜZ SENE kaldılar ve DOKUZ artırdılar. )

Ayette 11 kelime olması "Kehf"'in ( Mağara ) farklı boyuta geçiş portalı / kapısını sembolize ettiğini ispat eder niteliktedir. 2019 yılın yapımı olan "Dark" isimli TV dizisinde de mağaraya giren ve zamanda yolculuk yaparak yaşam döngüsünü idrak eden insanlar konu edilmektedir.





Sunday, March 25, 2018

Rukıy ... Yükseliş ... Astral Çıkış ... Mirac

İslami kültürde Mirac ( Yükseliş ) olarak bilinen ve Allahü Teala tarafından Haberci'ye deneyimlendirilen Astral Travel ( Yıldız Yolculuğu / Yükselişi ) / Out of Body Experience OBE ( Beden Dışı Deneyim ) fenomeni, kaba madde alemi olan dünyada bulunan ve sadece kaba madde bedeninin idrakinde olan bir varlığın üst frekansta, üst boyutta bulunan ve süptil yapıda olan öz varlığını idrak etme hali olup İsra suresinin 17/93 kodlu ayetinde "Rukıy" ( Yükseliş ) kelimesiyle bildirilmektedir. "İsra" kelimesinin "Gece Seferi Yapma, Geceleyin Götürme, Geri Döndürme, Gönderme" anlamlarına gelmesi konu bağlamında önem arzetmektedir. Zira, Öz Varlığın bedenden sıyrılıp kendini fark ve idrak etmesi fenomeninin ismi olan Astral Çıkış / Astral Projeksiyon genellikle gece vakitlerinde deneyimlenmektedir.

17/93 - Ev (1) yekune (2) leke (3) beytün (4) min (5) zuhrufin (6) ev (7) terka (8) fi (9) es (10) sema' (11) min (12) külli (13) meselin (14) fe (15) eba (16) ekseru (17) en (18) nasi (19) illa (20)  küfura (21) ve (22) len (23) nü'mine (24) li (25) RUKIYYİ (26) ke (27) hatta (28) tünezzile (29) aley (30) na (31) kitaben (32) nakraü (33) h (34) kul (35) sübhane (36) rabb (37) i (38) hel (39) küntü )40) illa (41) beşeran (42) rasula (43) 

( Veya sana süsten, altından ev olsun veya tüm misallerden göğe yükselesin. İşte insanların çoğu ancak inkarda diretirler. "Üzerimize, okuyacağımız kitap indirene kadar senin yükselişine inanmayız." De ki: "Rab’bim yücedir. Ben resul olan insanın haricindeki miyim?" )

Ayette, Haberci'nin çevresindekilere, Astral Yükseliş ( Rukıy / Mirac ) sayesinde beyan etmekte olduğu bilgilere  ulaştığını söylemesinden ancak bu bilgilerin çevresindeki inkarcılarıun hoşuna gitmemesinden ve bu nedenle Haberciye tepki göstermelerinden ve ona inanmadıklarından bahsedilmektedir. 

- Sure numarası 17'dir. 1+7 = "8" ( 8 sayısı yeni döngü başlangıcını sembolize etmektedir. )

- Ayetteki "Rukıy" ( Yükseliş ) kelimesi 26. kelimedir. ( 2+6 = "8" )

- Ayette 43 kelime bulunmaktadır. 4+3 = "7" ( 7 sayısı döngü periyodunu sembolize etmektedir. )

Kaynaklarda Astral Travel deneyiminin "8" aşamadan oluştuğunun bildirilmesi de nümerolojik açıdan dikkat çekmektedir.

1: Prepare yourself to astral project ( Astral Yolculuk için hazırlık )
2: Relax and get into a comfortable position ( Rahat bir konumda gevşemek )
3: Focus on relaxing all your body parts and muscles ( Beden bölümlerinin ve kasların gevşetilmesi )
4: You’ll now enter the vibrational stage (You’ll experience vibrations or tingling)  ( Vibrasyon, titreşim aşamasına girilmesi )
5: Move out of your physical body and into the astral realm ( Fiziki bedenden çıkış ve astral ( yıldızsal ) aleme geçiş )
6: Stay lucid/aware by focusing ( Bilinçli uykusal durum ) ( Lüsid ( Bilinçli Uyku ) halde odaklanma )
7: Return to your physical body by pulling on your silver cord ( Gümüş Bağ kanalıyla fiziki bedene geri dönüş ve döngünün tamamlanması )
8: Enter the advanced world of astral travel ( Yeni döngü başlangıcı )

http://astralhq.com/astral-projection-guide/







Monday, March 19, 2018

Yemek Yemeyen Gövdeler ... Süptil Varlıklar

21/7 - Ve ma erselna kableke illa ricalen nuhıy ileyhim fes'elu ehlez zikri in küntüm la ta'lemun

( Ve senden önce, onlara vahyettiğimiz erkekler haricinde göndermedik. Haydi, eğer bilmiyorsanız, hatırlama sahiplerine sual edin. )

21/8 - Ve ma cealnahüm ceseden la ye'külunet taame ve ma kanu halidın

( Ve onları yemek yemeyen gövdeler, vücutlar kılmadık. Ebedi de değillerdi. )

Enbiya suresinin 7. ayeti "Döngü Sonu" ve 8. ayeti "Yeni Döngü" kavramlarını nümerolojik açıdan tasvir eder niteliktedir. Zira 7. ayette, döngülerinin sonunda olan ve insan kategorisindeki son aşamayı deneyimleyen resullerden, 8. ayette ise Süptil yapıya dönüşmüş Süptil Varlıklardan bahsedilmektedir. "Yemek yemeyen gövdeler" ve "Ebedi" ifadeleriyle Süptil Varlıklar  ve süptil alemdeki ebediyet tasvir edilmektedir. Sure numarasının 21 olması da ruhsal tekamül sürecindeki ilerlemeyi temsil etmektedir.


Salat ( Dua ) Süreci

"Dua" sürecinin bir meditasyon olduğu, uzun süreli konsantrasyon sonucunda ruhsal faydasının hissedilebileceği İnsan suresinin 76/26 kodlu suresinde bildirilmektedir.

76/26 - Ve minel leyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavilen ( Ve geceden O’na yere kapan ve geceleyin onu uzunca öv. )

Ayet kodundaki 21 nümerolojisi "gece uygulanan uzun dua seansının" ruh alemiyle iletişimi sağlayacağına, madde aleminin ötesinin hissedilmesine vesile olacağına dikkat çekmektedir. Gece, bölücü frekansların en aza indiği dönem olma özelliği taşımaktadır.

Uzun ve konsantre olmadan, yani samimiyet ve sebat ile uygulanmayan "salat"ın ( dua seansının ) ise bir gaflet olduğu aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

107/5 - Ellezine hüm an salatihim sahun ( Onlar dualarında habersizdirler. )

107/6 - Ellezine hüm yüraun ( Onlar gösteriş yaparlar. )

8/35 - Ve ma kane salatühüm ındel beyti illa mükaen ve tasdiyeh fe zukul azabe bima küntüm tekfürun ( Ve evin indinde onların duaları, ıslık çalmanın ve el çırpmanın haricindeki değildir. O halde inkar etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın. )


Thursday, March 15, 2018

14 Mart

Ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking'in 14.03.2018 tarihinde ölmesi "14" sayısına ilişkin nümerolojik durumların tezahür etmesine sebebp olmuştur.

- Stephen Hawking ismi 14 harften oluşmaktadır.
- Doğum tarihi 08.01.1942 ; Ölüm tarihi 14.03.2018 ... Hawking 77. yaşının içindeyken ölmüştür. 7+7 = 14 ( İkili Yedi nümerolojisi )

Hawking son dönemlerinde "Tanrı yoktur." beyanlarıyla gündeme gelmiştir.


Hawking'in 2017 yılında İspanyol El Mundo gazetesine yaptığı açıklama da aşağıdadır.

"Before we understand science, it is natural to believe that God created the universe. But now science offers a more convincing explanation." ( Bilimi anlamadan önce, evreni Tanrı'nın yarattığına inanmak doğaldır. Ancak şimdi bilim daha ikna edici açıklamalar sunmaktadır. )

A'raf suresinin 7/7 kodlu ayeti Hawking'in yukarıdaki beyanına cevap niteliğindedir. ( 7+7 = 14 )

7/7 - Fe le nekussanne aleyhim bi ILMİN ve ma künna ğaibın ( Kesinlikle onlara İLİMLE anlatacağız. Biz görünmeyenler, gizliler değiliz. )

14. sure olan İbrahim suresinin 3. ayeti, "Allah yolundan döndürenler"den bahsetmekte olup, Hawking'in yukarıdaki beyanı ve ölüm tarihi olan 14.3 ( 14 Mart ) dikkate alındığında ilginç bir uyum ortaya çıkmaktadır. 

14/3 - Ellezine yestehıbbunel hayated dünya alel ahırati ve YESUDDUNE AN SEBILİLLAHİ ve yebğuneha ıveca' ülaike fı DALALİN BEIYD ( Onlar dünya hayatını ahiret üzerine severler. Allah yolundan döndürürler ve onu eğriltmeyi ararlar. Onlar uzak, DERİN SAPIKLIK içindedirler. )

Ve Casiye suresinin 45/23 kodlu ayetinde de Kur'an'da ilk ve son kez geçen "İlim üzerine sapma" kavramı yer almaktadır. Ayetin kod numarasının nümerolojik değerinin 14 olması da ilginç bir durum arzetmektedir. ( 4+5+2+3 = 14 )

45/23 - Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahü ve EDALLEHÜLLAHÜ ALA İLMİN ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah fe la tezekkerun ( Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? ALLAH ONU İLİM ÜZERİNE SAPTIRIR. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah' tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? ) 

Hawking Galileo Galilei'nin 300. ölüm yıldönümünde doğmuş, "Pi Günü" olarak anılan 14 Mart'ta yani Albert Einstein'ın doğum tarihinde ölmüştür.

Albert Einstein ; Doğum tarihi 14.03.1879, Ölüm tarihi 18.04.1955 ... Einstein 77. yaşının içindeyken ölmüştür. ( 7+7 = 14 )

Albert Einstein kelimesi 14 harften oluşmaktadır.

Galileo Galilei ; Doğum tarihi 15.02.1564, Ölüm tarihi 08.01.1642 ... Galilei 77 yaşında ölmüştür. ( 7+7 = 14 )

Galileo Galilei kelimesi de 14 harften oluşmaktadır.





Tuesday, March 13, 2018

"Yaklaşan yaklaştı."

Farklı bir yıldız sistemine ait olan, Marduk, Nibiru, Planet X gibi isimlerle anılan bir gezegenin Güneş Sistemi'ne yaklaşmakta olduğu, bu gezegenin 70,000 yılda bir Güneş Sistemi'nin yakınından geçtiği ve manyetik alanının etkisiyle ( manyetik alan çarpışması ) Dünya'da bir döngünün sonunun geldiği ve yeni bir döngünün başladığı evvelki bölümlerde belirtilmişti.

Necm suresinin 57. ayetinde söz konusu gezegene işaret edilmiş olma ihtimali mevcuttur. ( 57 nümerolojisi dikkat çekmektedir. )

53/"57" - Ezifetil azifeh ( Yaklaşan yaklaştı. )

Bazı okült ezoterik kaynaklarda ( Örnek: Antik Mısır ve Mezopotamya isimli kitap ) Marduk ismindeki karakterin 20"57" - 1758 bc döneminde daim olmuş antik Babil Hanedanı'nın yöneticisi olduğu belirtilmektedir. Antik dönemde göksel olguların ilahi varlık olarak addedildiği bilinmektedir.


Buna paralel olarak, "Mars Station Mission 2057 - 2061" isimli kitap da "57" nümerolojisi açıcndan dikkat çekmektedir.






Thursday, March 1, 2018

Esiri Alem ... Şeriat ... Şi'ra ... Sirius ( Sevgi Planı ) ... Cennet

"........ Sevgi plânı, sevginin insanlarca meçhul kalmış geniş şümulü içinde, saadetle dolu cehit ve faaliyetleri istilzam eden ve daha yüksek plânlara varlıkları hazırlayan "ESİRÎ" bir âlemdir. ...."

"..... Bu muazzam düzen içindeki ahenkli tertiplerin sağlamış olduğu büyük hazırlıklardan elbette birçok insan faydalanacak ve bu sayede büyük bir saadet havası ile, namütenahi imkânlar diyarındaki "ESİRÎ" âlemlerin ebedi hayatları içinde pervaz etmek üzere akıp gitmek fırsatını kaçırmayacaktır...... "

"....... Buradaki hayat bir cephesiyle de, insanların "ESİRÎ" diye anladıkları mânâdaki hayata aşağı yukarı benzer. Fakat bu hayatın esas bünyesinde hâkim olan unsur sevgidir......"

Türkiye'de Experimental Spiritualism' in ( Deneysel Ruhçuluk ) önderi olan Bedri Ruhselman'ın, kendisine Vazifeli Varlıklar tarafından yazdırıldığını beyan ettiği İlahi Nizam ve Kainat kitabında yer alan yukarıdaki cümleler "Cennet" olarak bilinen Yarı Süptil Alem'i yani Sevgi Planı'nı tasvir etmektedir. Tasvir kapsamında "ESİRİ" alem ifadesi yer almakta olup, ESİR kelimesi "Bütün kainatta bulunan ve her tarafı kaplamış olan latif, görülmeyen, rakik ( ince / yarı süptil ) ve elastikiyeti haiz seyyal madde” anlamına gelmekte olup, kaynaklarda ESİRİ maddenin elektrik, ışık ve hararetin yayılmasına vasıta olduğu, mevcut maddeye nazaran akıcı bir su gibi mevcut maddeye nüfuz etmiş bir madde olduğu bildirilmektedir. Bu çerçevede, Esiri Madde, Yarı Süptil Madde anlamına gelmektedir.

ESİRİ kelimesi, ESER ( Seyrek ve az miktar, İz, Eser ), ETER ( Renksiz, çok uçucu ve hekimlikte kullanılan sıvı ) ve ETHERIC ( Süptil ve ince olan ) kelimeleri ile aynı köktendir. ( İngilizce'de ve Fransızca'da "Sonsuz" anlamına gelen "ETERnal / ETERnel" kelimelerinin ve "Olmak" anlamına gelen "ÊTRE" kelimesinin de "ETHER" kelimesiyle aynı kökten olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca “Etki” anlamına gelen “TESİR” kelimesi de “ESİR” kelimesiyle ilintilidir.

"Şeriat" ve "Sırat" kelimeleri de "Yol" anlamına gelmekte olup, Şi'ra ( Sirius ) kelimesi ile ilintilidirler. İngilizcedeki "Street" ( Yol, Cadde ), Almanca'daki "Schritt" ( Adım ), "Straße" ( Yol, Cadde ) kelimeleri de aynı köktendir.

"Cennet", "Sidre" ve "Şira" ( Sirius ) kelimelerinin bir arada geçtiği Necm suresindeki ifadeler incelendiğinde, ESİRİ ( ESİR+İ ) kelimesiyle SİRİUS ( SİR+İUS )kelimesi arasında kök bağlantısı olduğu izlenimi oluşturmaktadır.

53/1 - Ven necmi iza heva

( Ve yıldız aşağı indiğinde. )

..........

53/7 - Ve hüve bil ufukıl a'la

( Ve o en yüksek ufuktadır. )

53/8 - Sümme dena fe tedella

( Sonra yaklaştı da sarktı. )

53/9 - Fe kane kabe kavseyni ev edna

( Artık mesafesi iki yay kadar veya daha yakındı. )

..........

53/13 - Ve lekad raahu nezleten uhra

( Ve onu başka sefer de inerken görmüştü. )

53/14 - Inde sidratil münteha

( En son varış noktası Sidre' nin indinde. )

53/15 - Indeha CENNETül me'va

( MEKAN BAHÇESİ onun indindedir. )

53/16 - İz yağşes SİDRATE ma yağşa

( Zamanında SİDRE' yi o örten örttü. )

..........

53/48 - Ve ennehu hüve ağna ve akna

( Ve kesinlikle O, gani kılan da kanaat ettiren de O'dur. )

53/49 - Ve ennehu hüve rabbuş Şİ'RA

( Ve kesinlikle O, O ŞİRA' nın da Rab’bidir. )

Arapça’da “Doğru yol, Gerçeğin yolu, Din yolu, Aydınlık, Işık” anlamlarına gelen ŞERİAT kelimesinin SIRIUS ile aynı olması kuvvetle muhtemeldir. Fransızca’da CHERIE ( Şeri okunur ) kelimesi SEVGİLİ anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ŞERİAT kelimesinin SEVGİ YOLU anlamına geliyor olması da mümkündür. Sirius’un Cennet, Cennetin de Sevgi Planı olduğu dikkate alındığında Şeriat ve Sirius kelimeleri arasındaki ilinti daha da belirginleşmektedir.

Sirius yıldızının ait olduğu, "8" yıldızdan oluşan Canis Majoris ( Büyük Köpek ) takımyıldızı okült ezoterizmde Romus ve Romulus'u emziren "8" memeli köpek olarak sembolize edilmiştir.




Figürde görüleceği üzere bir köpek iki insanı emzirmektedir. Bu tasvir, insanın Sirius'ta ( Cennette ) doğduğunu / yaratıldığını ifade etmektedir.

18/22 kodlu ayetteki "Saminühüm kelbühüm" ( Sekizincileri köpekleridir ) ifafesini içeren ayetin ilk cümlesi 26 ( 2+6 = "8" ) kelimeden oluşmaktadır.

18/22 - Se (1) yekulune (2) selasetün (3) rabiu (4) hüm (5) kelbü (6) hüm (7) ve (8) yekulune (9) hamsetün (10) sadisü (11) hüm (12) kelbü (13) hüm (14) racmen (15) bi (16) el (17) ğayb (18) ve (19) yekulune (20) SEB’ATÜN (21) ve (22) SAMİNÜ (23) hüm (24) kelbü (25) hüm (26) kul rabbi a'lemü bi ıddetihim ma ya'lemühüm illa kalılün fe la tümari fıhim illa miraen zahiran ve la testefti fıhim minhüm ehada

( Üçtürler dördüncüleri köpekleridir. diyecekler. "Beştirler altıncıları köpekleridir." diyecekler. Gayba tahmin yürüterek. "YEDİDİRLER ve SEKİZİNCİLERİ KÖPEKLERİDİR." derler. De ki: "Onların adetlerini Rab’bim bilir." Onları azın haricindekiler bilmezler. O halde açıkça görünenlerin haricinde onlar hakkında tartışma. Onlardan hiçbirine de onlar hakkında soru sorma. )

"Cennet" kelimesi Kur'an'da 152 kere tekrarlanmaktadır. 152 sayısının nümerolojik değeri "8" olmaktadır. ( 1+5+2 = 8 )

Şi'ra ( Sirius ) yıldızından bahsedilen Necm ( Yıldız ) suresi 53. suredir. 5+3 = "8"
Necm suresi 62 ayetten oluşmaktadır. 6+2 = "8"

Kur'an'daki ilke cennet kelimesi ise 2. sure olan Bakara suresinin 35. ( 3+5 = "8" ) ayetinde "11." kelime olarak geçmektedir. ( 8 ve 11 sayıları düalite, döngü, yeni döngü başlangıcı, alemler arası geçiş kapısı kavramlarının nümerik sembolleridir. )





Wednesday, February 28, 2018

Spatyom ... A'raf

"Varlık", ruh ve onun tesir ettiği maddeden ( bedenden ) müteşekkil olguya verilen isimdir. Varlığın Dünya hayatında ölüm deneyimini yaşamasından sonra bedeni terkeden ruh kısa bir süre kalmak üzere "Spatyom" ( A'raf ) adı verilen üst ortama geçiş yapar. Ruh, Dünya hayatı süresince edindiği bilgilerin, maruz kaldığı olayların ve icra ettiği tutum, davranış ve eylemlerin muhasebesini yapması amacıyla belirli bir süre spatyomda tutulur ve daha sonra sınavının, eğitiminin geri kalan kısımlarını tamamlaması için tekrar bedenlendirilerek Dünya'ya gönderilir. Bu süreç 70,000 yıllık döngü içinde içinde yaklaşık 700 kere gerçekleşir. ( İnsan ömrü ortalama 100 yıl olarak düşünüldüğünde ) 

"Spatyom" kavramı Kur'an'da A'raf olarak yer almaktadır. A'raf kelimesi aynı zamanda 7. surenin de ismidir.

7/46 - Ve (1) beyne (2) hüma (3) hıcab (4) ve (5) ala (6) el (7) A'RAFİ (8) ricalün (9) ya'rifune (10) küllen(11) bi (12) sıma (13) hüm (14) ve (15) nadev (16) ashab (17) el (18) cenneti (19) en (20) selamün (21) aley (22) küm (23) lem (24) yedhulu (25) ha (26) ve (27) hüm (28) yatmeun (29) ( Ve onlar arasında perde vardır. YÜKSEK MEVKİ / ARAF üzerinde hepsini simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennet sahiplerine "Selam üzerinize olsun." diye seslenirler. Henüz oraya girmemişlerdir ve fakat umut etmektedirler. )

- Ayetin kodunun ( 7/46 ) nümerolojik değeri "8" olup, ( 7+4+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) 8 sayısı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün nümerik sembolüdür.

- Ayetteki "A'raf" kelimesinin 8. kelime olması da 8 nümerolojisi ve A'raf kelimesinin yeni döngü başlangıcı aşamasını ifade etmesi açısından dikkat çekmektedir.

- Ayette 29 kelime bulunması ise farklı boyuta geçiş portalinin sembolü olan "11" nümerolojisi ( 2+9 = 11 ) açısından önem arzetmektedir. "A'raf" yeni döngü başlangıcına vesile olacak farklı boyuta geçiş portalidir.

Ayette de bildirildiği üzere, nihai olarak spatyoma ( a'raf ) intikal eden bir varlık, Dünya'daki deneyim döngüsünü muvaffakiyetle tamamlamış ise spatyom ( a'raf ) sürecinden sonra Cennet'e ( Yarı Süptil Alem * ) geçmeye hak kazanacaktır.

17/14 - İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasıba ( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )

Ayette spatyomdaki ruhun kendisiyle hesaplaşacağı bildirilmektedir.

Zümer suresinin 39/42 kodlu ayetinde "Ölülerin belirli vadeye kadar tutulmalarından" bahsedilmektedir. Söz konusu "Tutulma" durumu ile "Spatyom" ( A'raf ) kavramı arasında ilinti olması kuvvetle muhtemeldir.

39/42 Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe YÜMSİKÜLLETI KADA ALEYHEL MEVTE ve yürsilül uhra ila ecelin müsemma inne fı zalike le ayatin li kavmin yetefekkerun ( Allah, nefisleri öldüklerinde ve o ölmeyenleri de uykularında vefat ettirir. Böylece, ÜZERLERİNE ÖLÜM HÜKMÜNÜ VERDİKLERİNİ TUTAR ve belirli vadeye kadar başkalarını gönderir. Kesinlikle bunda fikreden kavim için ayetler vardır. )

"Spatyom" kavramı Kur'an'da "Mekanen Dayyikan" ( Dar Mekan ) ifadesi ile de bildirilmektedir.

25/13 - Ve iza ülku minha MEKANEN DAYYİKAN mükarranıne deav hünalike sübura ( Ve oradan, bağlanmış olarak DAR MEKANA atıldıklarında, orada ölümü çağırırlar. )

25/14 - La ted'ul yevme süburan vahıden ved'u süburan kesıra ( Bugün tek ölümü çağırmayın, bugün çok ölümü çağırın. )

Ayetlerde spatyom sürecini tamamladıktan sonra üst plana / aleme geçemeyip tekrar madde alemi olan dünyada defaatle reenkarne olacak ( bedenlenecek ) yani cehenneme dönecek olan varlıklardan bahsedilmektedir. Bu nedenle "Tek ölümü değil çok ölümü çağırın." denmektedir. Zita "Tek ölüm" cennete geçiş aşamasındaki fenomendir.

Fatir suresinin 35/22 kodlu ayetinde "Kabirdekilere duyuramazsın." ifadesiyle sptayoma geçmiş olan varlıkların içinde bulundukjları hal tanımlanmaktadır. Zira spatyomdaki bir varlık, artık dış tesirlerden yoksundur ve sadece imajinasyonları ve anıları ile başbaşa kalarak bir nefs değerlendirmesi ve hesaplaşması sürecine girer. Bu hesaplaşma süreci dünya hayatındaki amellere bağlı olarak huzurlu olabildiği gibi çoğunlukla ıstıraplı olmaktadır. Halk arasında "Kabir Azabı" olarak bilinen ifade spatyomdaki ıstıraplı nefs hesaplaşmasını tanımlamaktadır.

35/22 - Ve ma yestevil ahyaü ve lel emvat innellahe yüsmiu men yeşa' ve ma ente bi müsmiın men fil kubur ( Ve diriler ve ölüler de eşit seviyede olmaz. Kesinlikle Allah dilediği kimseye duyurur. Sen o kabirlerin içindekilere duyuracak değilsin. )

Hurufu mukkatta setleri içinde sıra numaraları toplamı "8" olan tek huruf seti A'raf suresinin 7/1 kodlu ayetinde yer alan aşağıdaki huruftur.

7/1 - Elif lam mım sad

- Ayet kodunu oluşturan rakamların toplamı "8" sayısını vermektedir. ( 7+1 = 8 )
- Ayette yer alan hurufun Arapça alfabedeki sıra numaraları toplamı "44" olmaktadır. ( 4+ = 8 )

Elif (1) Lam (12) Mim (13) Sad (18) ... ( 1+12+13+18 = 44 )













Nefsaniyet Kaynağı Cinler

2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve LA TAKRABA HAZİHİŞ ŞECERATE fe tekuna minez zalimın ( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu AĞACA YAKLAŞMAYIN. Yoksa zalimlerden olursunuz." dedik. )

2/36 - Fe ezellehümeş şeytanü anha fe ahracehüma min ma kana fıh ve KULNEHBİTU BA'DUKÜM Lİ BA'DIN ADÜVV ve leküm fil erdı müstekarrun ve metaun ila hıyn ( Böylece şeytan onları oradan kaydırdı da onları içinde olduklarından çıkardı. "BİRBİRİNİZE DÜŞMAN OLARAK İNİN. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

7/20 - Fe vesvese lehümeş şeytanü li yübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma rabbüküma an hazihiş şecerati illa en tekuna melekeyni ev tekuna minel halidın ( Şeytan onların ayıplarından, çirkinliklerinden o onlara gizlenmişleri, örtülmüşleri onlara açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi. "Rab’biniz, ancak iki melek veya ebedilerden olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi. )

4/117 - İn yed'une min dunihı illa İNASA ve in yed'une illa ŞEYTANEN merıda ( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak KADINLARI çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı ŞEYTANI çağırırlar. )

Ayetlerde de bildirildiği üzere Adem, cin olan İblis'in saptırması sonucunda, Allah'ın cennette kendisine bahşettiği eşinden önce, cinlerin soyAĞACIna yaklaşamış ve cin soyu ile CİNSEL ilişkiye girerek hibrid ( melez ) insan ırkının tezahür etmesine sebebiyet vermiştir. Hikayelerde "Havva" olarak bilinen ve Kur'an'da yer almayan varlık esas itibarıyla kadın cinin yani kadın yılanın sıfatıdır. Havva kelimesi "Dolanan, Sarılan" anlamına gelmektedir. ( Yılan gibi dolanan, sarılan ) İşte Adem'in yılan soyu cin ile CİNsel ilişkisi sonucunda tezahür eden ve bugün Dünya yüzeyini kaplayan ve saf insan olmayan insan / cin melezi ırkın beyninin arka kısmında "R Complex" ( Reptilian Complex ) olarak bilinen bir bölüm bulunmaktadır. ( “CİNsel İlişki” ifadesi insanın cinler ile seksüel teması anlamını içermektedir. ) R Complex tüm nefsani arzuların yayın merkezidir. İblis bu nefsani arzular ( Kibir, Kıskançlık, Öfke, Nefret, Hırs ) sebebiyle Allah'a isyan etmiş ve Adem ile birlikte cennetten kovulmuştur. İnsanın sınavı ise tüm bu nefsani arzuların yenip, yani R Complex'in varlığına rağmen onun etkilerinden sıyırılıp tekrar cennete yani Yarı Süptil Aleme kavulabilmektir.


4/57 - Vellezine amenu ve amilus salihati senüdhılühüm cennatin tecri min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda lehüm fıha EZVACÜN MÜTAHHERATÜN ve nüdhılühüm zıllen zalıla ( Ve o inananları, iyilikler yapanları, onları altlarından nehirler akan, içinde ebediyen ebedi olacakları bahçelere sokacağız. Onlara orada TEMİZ EŞLER vardır. Onları koyu gölgelere sokarız. )

Allahü Teala, Adem'de tek olacak yani birliğe ( singülarite ) erişecek olan insanların gerçek ve temiz eşlerinin cenette kendilerini beklemekte olduklarını da ayetinde bildirmektedir.




Sura Üflenmesi ve Manyetik Alanın Ses Frekansı

"Yörüngesel Rezonans ve 70" başlıklı yazıda Dünya'nın manyetik alanını, yaklaşmakta olan X gezegeninin manyetik alanının etkilemesi sonucunda yeryüzünde muhtelif afetlerin olacağı ve 70,000 yıllık bir dönemin daha sona ereceğine değinilmişti.

Bu noktada "Manyetik Alan"'ın bir frekans ve dalga salınımı olduğu düşünüldüğünde Kur'an'da yer alan "Sura Üflenmesi" ile "Manyetik Alan" arasında teşbihe dayalı bilimsel bir gerçek olduğu ortaya çıkmaktadır. Zira "Manyetik Alan" bir "Ses Frekansı / Dalgası" salınımı olarak yani "Üfleme" olarak ve "Sur" kelimesi de "Kapı/Koruma Alanı" ( İngilizcedeki Door ( Kapı ) ve Sure ( Emin/Güvenli ) kelimeleri ) olarak düşünüldüğünde Dünya'nın üzerindeki koruma alanına yani göğün kapılarına ses frekansı gönderileceği ( üfleneceği ) ve bunun sonucu olarak da muhtelif afetlerin teazhür edeceği anlamı oluşmaktadır.

6/73 - Ve hüvellezi halekas semavati vel erda bil hakk ve yevme yekulü kün fe yekun kavlühül hakk ve lehül mülkü yevme YÜNFEHI FİS SUR alimül ğaybi veş şehadeh ve hüvel hakımül habır ( Ve gökleri ve yeri gerçekten yaratan O'dur. "Ol." dediği gün o olur. O’nun sözü gerçektir. SURA ÜFLENDİĞİ GÜN mülk O'nadır . Gaybı ve şahit olunanı bilendir. O hakimdir haberdardır. )

7/40 - İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha la tüfettehu lehüm EBVABÜS SEMAİ ve LA YEDHULUNEL CENNETE hatta yelicel cemelü fı semmil hıyad ve kezalike neczil mücrimın ( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara GÖĞÜN KAPILARI kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar CENNETE GİREMEZLER. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

15/16 - Ve lekad cealna fis SEMAİ bürucen ve zeyyennaha lin nazırın ( Ve GÖKTE yıldız kümeleri oluşturduk ve onu bakanlar için süsledik. )

15/17 - Ve HAFIZNAHA min külli şeytanir racım ( Ve onu tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )

21/32 - Ve CEALNES SEMAE SAKFEN MAHFUZA ve hüm an ayatiha mu'ridun ( Ve GÖĞÜ KORUNMUŞ ÇATI kıldık. Onlar O’nun ayetlerinden yüz çevirip dönenlerdir. )

Manyetik Alan frekansının ses dalgası olarak algılanmasına ilişkin olarak da Kur'an'da felaket getiren "Sayhat" ( Çığlık ) kelimesi yer almaktadır.

11/67 - Ve ehazellezine zalemüs SAYHATÜ fe asbehu fı diyarihim casimın ( Ve zalimleri ÇIĞLIK yakaladı da yurtlarında diz çökenler oldular. )

11/94 - Ve lemma cae emruna necceyna şüayben vellezine amenu mea hu bi rahmetin minna ve ehazetillezıne zalemus SAYHATÜ fe asbehu fı diyarihim casimın ( Ve emrimiz geldiğinde Şuayb' ı ve onunla birlikte inananları bizden rahmet ile kurtardık. O zulmedenleri ÇIĞLIK yakaladı da yurtlarında diz çökenler oldular. )

15/73 - Fe ehazethümüs SAYHATÜ müşrikın ( Böylece Güneş doğarken onları ÇIĞLIK yakaladı. )

15/74 - Fe CEALNA ALİYEHA SAFİLEHA ve emtarna aleyhim hıcaraten min siccıl ( ONLARIN ÜSTLERİNİ ALTLARI KILDIK.* Üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık. )

* Manyetik Alan etkisiyle kutupların yer değiştirmesi ve paralelinde oluşan volkanik vakalar tanımlanmaktadır.