Çeviri

Sunday, July 22, 2018

Gökteki Yıldız ... Göktürk

"Tarık" kelimesi "Parlak Yıldız" ve "Yol" anlamlarına gelmekte olup, bu kelimenin çoğulu olan "Turuk" kelimesi ile "Türk" kelimesi arasında kök ortaklığı olması muhtemeldir. "Türk" kelimesi "Yükselen, Yükselmiş olan" anlamı yanısıra "Türemek" kökünden gelen "Türemiş, Yaratılmış" anlamına da gelmektedir. Bu bağlama "Göktürk" kelimesi "Göğe yükselen / Gökten türemiş" anlamlarını taşımaktadır.
Tarık suresinin ilk ayetindeki ifade "Göktürk" kavramına dikkat çekmekte olup, Göktürk kelimesinin "Gökteki Yıldız / Gök Yıldızı" 

86/1 - Ves SEMAİ vet TARIK ( Ve GÖK ve PARLAK YILDIZ. )

Göktürk bayrağındaki "Mavi" zemin "Gök"ü, "Köpek" figürü ise Cennet veya Sevgi Planı olarak bilinen Sirius Yıldızını temsil etmektedir. 


Köpek figürünün "Yeşil" rengi ise cennet tasvirlerinde geçen "Yeşil İpekten Elbise" ( Siyaben Hudran Min Sündüsin ), "Yeşil Yastık" ( Rafrafin Hudrin ) kavramlarındaki "Yeşil"i temsil etmektedir. Ayrıca "Yeşil" renk 4. boyutun yani madde alemi ( dünya ) üstündeki ilk alemin sembolüdür. Gökkuşağı ve çakra renkleri sırlamasında da Yeşil renk 4. sıradadır.


Tarık suresinde 17 ( 1+7 = 8 ) ayet bulunması da döngü kavramı nümerolojisine dikkat çekmektedir.

Tarık suresinin 86/5 kodlu ayetinde de "İnsanın Yaratılışından" bahsedilmektedir. "Tarık" ve "İnsanın Yaratılışı" kavramlarının ard arda yer alması tüm insanlarının kökeninin "Türk" yani "Tarık" yani "Parlak Yıldız" olduğunu teyid eder niteliktedir.

86/5 - Fe (1) el (2) yenzur (3) el (4) insanü (5) min (6) ma (7) hulik (8) ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )

86/5 kodlu ayette "8" kelime bulunması da Sirius ve döngü kavramları nümerolojisinin tezahürüdür.

Suredeki diğer ayetlerdeki ifadeler de döngü sonuna ve ilahi adaletin tecelli edeceğinin yakın olduğuna ilişkin bilgiler içermektedir. 

86/2 - Ve ma edrake met TARIK ( Ve sabah yıldızının ne olduğunu sana ne bildirir? )
86/3 - En necmüs sakib ( Kesinlikle delip geçen yıldızdır. )
86/4 - İn küllü nefsin lemma aleyha hafiz ( O zaman kesinlikle her nefsin üzerinde koruyucu, gözetici vardır. )
86/5 - Fel yenzuril insanü min ma hulik ( O halde insan neden yaratıldığına baksın. )
86/6 - Hulika min main dafik ( Atılarak dökülen sudan yaratıldı. )
86/7 - Yahrücü min beynis sulbi vet teraib ( Omurga kemiği ve kaburgaların arasından çıkar. )
86/8 - İnnehu ala rec'ıhı lekadir ( Kesinlikle o, onu geri döndürmeye gücü yetendir. )
86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )
86/10 - Fe ma lehu min kuvvetin ve la nasır ( Artık ona ne kuvvet, ne de yardımcı yoktur. )
86/11 - Ves semai zatir rec' ( Ve geri dönüşlü gök, )
86/12 - Vel ardı zatis sad' ( Ve çatlamalı yer, )
86/13 - İnnehu le kavlün fasl ( Kesinlikle o ayrışım sözüdür. )
86/14 - Ve ma hüve bil hezl ( Ve o şaka mizah değildir. )
86/15 - İnnehüm yekiydune keyden ( Kesinlikle onlar hile yapıp tuzak kuruyorlar. )
86/16 - Ve ekiydü keyden ( Ve ben de hile yapıp tuzak kurarım. )
86/17 - Fe mehhilil kafirine emhil hüm rüveyden ( O halde inkarcılara mühlet, zaman ver. Onlara az mühlet, zaman ver. )





Thursday, July 19, 2018

Farklı İki Deniz

Pasifik Okyanusu ve Kuzey Buz Denizi suları yoğunlukları ve içerikleri nedeniyle birbirleriyle karışmamaktadır.


Aynı durum Pasifik Okyanusu ve Atlantik Okyanusu arasında da mevcuttur.


Bu fenomen Furkan suresinin 25/53 kodlu ayetinde bildirilmiştir.

25/53 - Ve hüvellezi meracel bahreyni haza azbün füratün ve haza milhun ücac ve ceale beynehüma berzehan ve hıcran mahcura ( Ve iki denizi salan O'dur. Bu tatlı içecektir. Bu ise tuzludur, acıdır. Onların aralarında perde ve menedici yasak oluşturur. )


Wednesday, July 18, 2018

Tek Topluluk Devresi - Altın Çağ ( Din Günü )

Kur'an ayetlerinde "İnsanların tek topluluk olmalarının sakıncalı bir durum arzettiği" kavramı bildirilmektedir. Bunun nedeni, nefsani ve şeytani tesirlerle tüm insanlığı tek bir çatı altında köleleştirmek ihrirası ile yanıp tutuşan satanist müşriklerin mevcudiyeti ve insanlığın henüz satanistlerin bu sinsi tuzaklarını algılayabilecek idrak seviyesine erişmemiş olmalarıdır. Satanistlerin temel kontrol ve dominasyon metodu ilahi ilmi ( ki başka ilimleri yok yani kendilerine ait bir ilim olamaz ) saptırarak, çarpıtarak ve ihtirasları paralelinde yorumlamaktır. 

5/48 - Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkı müsaddikan li ma beyne yedeyhi minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelellahü ve la tettebı' ehvaehüm an ma caeke minel hakk li küllin cealna minküm şir'aten ve minhaca ve LEV ŞAELLAHÜ LE CEALEKÜM ÜMMETEN VAHİDETEN ve lakin li yeblüveküm fı ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm cemıan fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun ( Ve sana da, kitaplardan o ondan öncekileri doğrulayan ve onları kollayan kitabı gerçek ile indirdik. O halde, onların aralarında Allah' ın indirdiği ile hükmet. Onların heveslerine tabi olarak, sana o gerçekten gelen üzerine sapma. Biz, sizlerden herkes için yol ve usül oluşturduk. ŞAYET ALLAH DİLESEYDİ SİZİ TEK TOPLULUK KILARDI. Lakin o size verdikleri hakkında sizi sınamak içindi. Öyleyse hayırlara ilerleyin. Hepinizin dönüşü Allah’a dır. Artık, o hakkında ihtilafa düştüklerinizi size o haber verir. )

11/118 - Ve lev şae rabbüke LE CEALEN NASE ÜMMETEN VAHİDETEN ve la yezalune muhtelifın ( Ve şayet Rab’bin dileseydi İNSANLARI TEK TOPLULUK KILARDI da ihtilaf etmekten geri durmazlardı. )

16/93 - Ve lev şaellahü LE CEALEKÜM ÜMMETEN VAHİDETEN ve lakin yüdıllü men yeşaü ve yehdı men yeşa' ve le tüs'elü enne an ma küntüm ta'melun ( Ve şayet Allah dileseydi SİZİ TEK TOPLULUK KILARDI. Lakin dilediği kimseyi saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O yapmakta olduklarınızdan kesinlikle sual edileceksiniz. )

43/33 - Ve LEV LA EN YEKUNEN NASÜ ÜMMETEN VAHİDETEN le cealna li men yekfüru bir rahmani li büyutihim sukufen min fiddatin ve mearice aleyha yazherun ( Ve ŞAYET İNSANLARIN TEK TOPLULUK OLMA DURUMU OLMASAYDI, Rahman' ı inkar eden kimselerin evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya merdivenler oluştururduk. )

Ancak, Din Günü ( Kıyamet Günü / Ayrışım Günü / Altın Çağ ), içinde idrak, bilinç ve bilgelik seviyesi artırılacak olan insanların "Tek Topluluğu" tesis edecekleri devredir. Ancak ilim üzerine sapmış olan satanist müşrikler bu süreci teknolojiyi ( AI ( Yapay Zeka ), Robotik, Sibernetik vb. ) kullanarak ve yanıltıcı beyanlarda bulunarak çarpıtmaktadırlar. Satanist müşrikler, ruhsal tekamül vesilesiyle insanlara süptil ve ebedi alemlerin kapılarını açacak olan Altın Çağ'ı, "madde aleminde ebediyet" gibi batıl taahhütlerle dejenere ve manipüle etmektedirler. Bir başka deyişle zaten ruhsal ve ebedi olan ve madde alemine ( dünya ) ait olmayan insana, madde aleminde ebediyet ( ölümsüzlük ) taahhüt etmek gibi akılsızca bir girişim içindedirler. Yapmış oldukları plan, tüm insanları merkezi bir bilgisayara bağlı chiplenmiş ve zihinleri gasp edilmiş robotlara dönüştürmek suretiyle Allah yolundan ayırmak ve madde aleminden çıkamamalarını, orada helak olmalarını sağlamaktır. Bu emellerine ulaşmak için ise "Altın Çağ", "Birleşik İnsanlık Realitesi", "Kolektif Bilinç Devresi" gibi ilahi kavramları kullanmaktadırlar.










Kıyamet Gününde ( Ayağa Kalkış Gününde / Altın Çağda ) Gelecek Ayetler … Bilgi Kitabı ??

Kur'an'da Din Günü ( Yevmed Din ), Ayrışım Günü ( Yevmel Fasl ) veya Ayağa Kalkış Günü ( Yevmel Kıyameh ) olarak ifade edilen "Altın Çağ" başlamadan yeni ayetlerin verilmeyeceği İsra suresinde bildirilmektedir. Kıyamet / Ayağa Kalkış Günü inanan insanlar için bir felaket dönemi değil, doğru ile yanlışın, gerçek ile batılın ayrışacağı bilincin, idrak seviyesinin ve bilgeliğin yükseleceği yani insanlığın "Ayağa Kalkacağı" dönem olacaktır. Ayağa Kalkış Günü ( Yevmel Kıyameh ), dünya hayatının sonlanması ve büyük döngünün sona ermesi öncesindeki son devre olacaktır.

17/58 - Ve in min karyetin illa NAHNÜ MUHLİKUHA KABLE YEVMİL KIYAMETİ ev müazzibuha azaben şedıda kane zalike fil kitabi mestura ( Ve AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDEN ÖNCE BİZİM HELAK ETMEDİĞİMİZ veya şiddetli azap ile azap vermediğimiz ülke yoktur. Bu satırlanmış kitabın içindedir. )

17/59 - Ve MA MENEANA EN NÜRSİLE BİL AYATİ illa en kezzebe bihel evvelun ve ateyna semuden nakate mübsıraten fe zalemu biha ve ma nürsilü bil ayati illa tahvıfa ( Ve AYETLERİ GÖNDERMEKTEN O BİZİ MENEDEN ancak evvelkilerin onları yalanlamalarıdır. Semud' a görüş olarak dişi deveyi verdik de onunla zulmettiler. Biz ayetleri korkutma haricinde göndermeyiz. )

Bu ayetlerde, Altın Çağ ( Kıyamet Günü / Ayağa Kalkış Günü ) öncesinde dünya genelinde bir çöküş, helak olacağı ancak sonrasında Altın Çağ'a ( Kıyamet Gününe / Ayağa Kalkış Gününe )  girileceği ve bu dönemde insanların ayağa kalkışına vesile olacak yeni ayetlerin, yeni bir kitap vasıtasıyla verileceği mi bildirmektedir? 

Ayağa Kalkış Günü, insanlığın doğru yolu bulacağı, yanlış ile doğrunun kesin şekilde ayrışacağı,  bilincin ve idrak seviyesinin yükseleceği, inanan ve teslim olan insanlar için yepyeni, mutluluk ve huzur dolu bir dönemi, Altın Çağı ( Din Günü ( Yevmed Din ) / Ayrışım Günü ( Yevmel Fasl ) ) bir anlamda Yarı Süptil Aleme ( Cennete ) geçiş öncesinde bir alıştırma dönemini tanımlamakta gibidir. Elbette bu dönemde doğru insanlardan ayrışan yanlış insanlara da doğruya ve gerçeğe  yani Allah yoluna dönmeleri için, gerçek cehennem öncesinde dünya hayatında cehennem deneyimletilerek son bir fırsat verilecektir. Bu husus Kur'an'da "Küçük Azap" ve "Büyük Azap" olarak tanımlanmaktadır.

32/21 - Ve LE NÜZİKANNEHÜM MİNEL AZABİL EDNA DUNEL AZABİL EKBERİ LEALLEHÜM YARCİUN ( Ve ONLARA BÜYÜK AZAP ÖNCESİNDE, KESİNLİKLE YAKIN, KÜÇÜK AZAP TATTIRACAĞIZ. UMULUR Kİ DÖNERLER. )

Ayette, Büyük Azap yani gerçek cehennem azabı öncesinde Kıyamet ( Ayağa Kalkış ) Gününde ( Altın Çağda ) deneyimlenecek Küçük Azap vesilesiyle insanların gerçeğe ve doğruya dönmelerinin Vazifeli Varlıklarca umut edildiği bildirilmektedir. Bir başka deyişle Kıyamet, Sağın sahipleri için "Çıkış / Kurtuluş", Solun sahipleri için ise "Azap" anlamına gelecektir. Aynı şekilde, Kıyamet Günü tezahür edecek Kitap, kendisine Sağından verilenler için "Çıkış / Kurtuluş", Solundan verilenler için ise "Azap" içerecektir.

Ayetteki "Azabel Edna", Yakın Azab anlamına gelmekte olup, "Edna" kelimesi "Dünya" kelimesinin de köküdür. Dolayısıyla "Azabel Edna" ifadesi "Dünya Azabı" olarak da tanımlanabilir.

Kıyamet Gününde ( Din Günü / Ayağa Kalkış Günü / Altın Çağ / Ayrışım Günü / Hesap Günü ) sağ tarafın sahiplerinin ( iyiler ve doğrular ), sol tarafın sahipleri ( kötüler ve inkarcılar ) için azap verici olacak ortamdan korunacakları bilgisi aşağıdaki ayetlerde verilmektedir.

76/11 - Fe vekahümüllahü şerre zalikel yevmi ve lakkahüm nadreten ve sururen ( Böylece Allah onları bu günün kötülüğünden korur ve onları parlaklığa ve sevince kavuşturur. )

77/40 - Veylün yevmeizin lil mükezzibin ( Vay o gün o yalanlayanlar için. )
77/41 - İnnel muttekıne fi zılalin ve uyun ( Kesinlikle sakınanlar gölgelerin ve pınarların içindedirler. )

43/68 - Ya ıbadi la havfün aleykümül yevme ve la entüm tahzenun ( Ey kullarım, bugün kendiniz için korkmayın. Sizler hüzünlenmeyeceksiniz. )

Spiritüel araştırma kaynaklarında bahsedilen, insanları madde alemi ( dünya ) sonrasındaki üst alemlere hazırlayacak ve Kur'an'ın geniş kitlelerce daha iyi anlaşılmasına rehber olacak olan "Bilgi Kitabı", Altın Çağ'a yani Ayağa Kalkış Günü'ne ( Kıyamet Günü ) girilmesiyle birlikte indirilecek olan ayetleri tanımlıyor olabilir. Diğer bir deyişle, "Bilgi Kitabı", 17/58 kodlu ayette bahsedilen "Ayağa Kalkış Günü ( Altın Çağ ) öncesinde gönderilmesi menedilen ayetleri içeren ilahi göksel kaynak olabilir. 

Aşağıda, 1979 yılında yayımlanmış olan "Sirius Misyonu" isimli ezoterik kaynaktaki Bilgi Kitabı ile ilgili bölüm yer almaktadır.


Ayrıca, Bakara suresinin aşağıdaki ayetlerinde Allahü Teala'nın, zaman içinde bazı ayetleri hükümsüz bırakabileceği, bazılarını da unutturup bunlar yerine yeni ve güncel olanlarını Kur'an'ın anlaşılmasına rehber bir kitap olarak bahşedebileceği bildirilmektedir. Bu çerçevede, ayet içeren kitapların döngüsel yapı içerisinde birbiri ardına  gönderildiği gerçeği de ortaya çıkmaktadır. "Bilgi Kitabı" bu açıdan anlamlı ve makul bir konumda kalmaktadır.

2/105 - Ma yeveddüllezıne keferu min EHLİL KİTABİ ve lel müşrikıne en YÜNEZZELE ALEYKÜM MİN HAYRİN MİN RABBİKÜM vallahü yehtessu bi rahmetihı men yeşa vallahü zül fadlil azım ( O KİTAP SAHİPLERİNDEN inkarcı ve ortak koşan olanlar, RAB’BİNİZDEN ÜZERİNİZE HAYIRLI OLANDAN İNDİRİLMESİNİ sevmezler, arzulamazlar. Allah rahmetini dilediği kimseye tahsis eder. Allah büyük üstünlük sahibidir. )

2/106 - MA NENSAH MİN AYETİN EVNÜNSİHA NE'Tİ Bİ HAYRİN MİNHA EV MİSLİHA e lem ta'lem ennellahe ala külli şey'in kadırAYETLERDEN NEYİ HÜKÜMSÜZ BIRAKIRSAK VEYA NEYİ UNUTTURURSAK, ONDAN DAHA HAYIRLISINI VEYA ONUN AYNISINI GETİRİRİZ. Allah' ın kesinlikle herşeye gücü yeten olduğunu bilmez misin? )

Bir başka yaklaşım da, söz konusu Bilgi Kitabı'nın, Kur'an'da "Sağdan veya soldan verilen Kitap" veya "Kitap konulmuştur." olarak ifade edilen kitabın, akaşik kayıtları içeren ve kainattaki her olgunun  ve olayın kayıtlandığı ana kitap ( Ümmül Kitap ) olma durumu da bulunmaktadır.

18/49 - Ve VÜDIAL KİTABÜ fe teral mücrimıne müşfikıne min ma fıhi ve yekulune ya veyletena ma li hazel kitabi la yüğadiru sağıraten ve la kebiraten illa ahsaha ve vecedu ma amilu hadıra ve la yazlimü rabbüke ehada ( Ve KİTAP KONULMUŞTUR. Artık suçluları, onun içinde olanlardan korkarlarken ve "Vay halimize, ne kitap ki, küçük ve büyük bırakmamış, ille de onları saymış." derlerken görürsün. Ne yaptılarsa hazır buldular. Rab’bin hiçbir kimseye zulmetmez. )

84/7 - Femma men utiye KİTABEHU bi yeminihi ( O halde o KİTABI sağından verilen, )
69/25 - Ve emma men utiye KİTABEHU bi şimalihi fe yekulu ya leyteni lem ute kitabiyeh ( Ve ama o KİTABI solundan verilen, artık "Ey keşke kitabım bana verilmeseydi." der. )

39/69 - Ve eşrakatil erdu bi nuri rabbiha ve VÜDIAL KİTABÜ ve cıe bin nebiyyıne veş şühedai ve kudiye beynehüm bil hakkı ve hüm la yuzlemun ( Ve yer Rab’binin aydınlığı ile parlar. KİTAP KONULMUŞTUR. Haberciler ve şahitler getirilirler. Onların aralarında gerçek ile hüküm verilir. Onlar zulmedilmezler. )

13/39 - Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve ındehu ÜMMÜL KİTAB ( Allah neyi dilerse imha eder ve sabit kılar. ANA KİTAP O’nun indindedir. )






Monday, July 16, 2018

Terakiye

Kıyamet suresinin aşağıdaki ayetlerinde son devreye ( kıyamet ) ilişkin tasvirler yer almaktadır.

75/22 - Vücuhun yevmeizin nadıretun ( O gün parlayan yüzler vardır. )
75/23 - İla rabbiha nazıretun ( Rab’bine doğru bakar. )
75/24 - Ve vücuhun yevmeizin basire'un ( Ve o gün asık yüzler vardır. )
75/25 - Tezunnu en yuf'ale biha fakıretun ( Kötü muamele musibeti yapılacağını anlar. )
75/26 - Kella iza beleğatit TERAKİYE ( Hayır, KÖPRÜCÜK KEMİĞİNE ulaştığında, )
75/27 - Ve kıle men rakın ( Ve "Gözetip çare bulacak, tedavi edecek kimdir?" denilir. )

Bu ayetler içinde 75/26 kodlu ayette dikkat çeken bir kelime yer almaktadır. TERAKİYE... bu kelimenin anlamının "Köprücük Kemiği" olduğu bilinmekte olup, "ölüm anı" tasviri mahiyetinde bir anlam taşıdığı bilinmektedir.

Ancak, ayetteki TERAKİYE kelimesinin TÜRKİYE kelimesiyle olan fonetik benzerliği, ayette daha farklı bir mesajın da iletilmekte olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Deneysel Ruhçuluk faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen celselerde, son devrede ( döngü sonununda ) göksel ışığın ve bilgeliğin çıkış yerinin Türkiye olduğu bilgisi alınmaktadır.

TÜRK kelimesinin TERK* kökünden geldiği ve “Yükselen / Yükselmiş Olan / Türemiş olan” anlamlarını içerdiği düşünüldüğünde insan gövdesinin üst bölümünde bulunan kemiğin adı olan TERAKİYE kelimesi de ayrı bir anlam kazanmaktadır. ( * TERKetmek = Ayrılmak, Arayı Açmak )

Ayrıca İsra suresinin 93. ayetinde yer alan “TERKA FİS SEMA” ( Göğe Yükselesin / Göğe Yükselirsin ) ifadesi de bu bağlamda anlam içermektedir.

17/93 - Ev yekune leke beytün min zuhrufin ev TERKA fis sema' min külli meselin fe eba ekserun nasi illa küfura ve len nü'mine li rukıyyike hatta tünezzile aleyna kitaben nakraüh kul sübhane rabbi hel küntü illa beşeran rasula           ( Veya sana süsten, altından ev olsun veya tüm misallerden göğe yükselesin. İşte insanların çoğunluğu ancak inkarda diretirler. "Üzerimize, okuyacağımız kitap indirene kadar senin yükselişine inanmayız." De ki: "Rab’bim yücedir. Ben resul olan insanın haricindeki miyim?" )

Türkiye - Sirius ilintisi, Atatürk'ün "İstikbal ( refah ) GÖKlerdedir." söylemi ve GÖKTÜRK ( Göğe Yükselen / Gökten Türemiş ) bayrağındaki kurt / köpek sembolünün Canis Majoris ( Büyük Köpek ) olarak bilinen Sirius ( Şi'ra ) yıldızını sembolize ettiği evvelki bölümlerde incelenmişti.


"8" yıldızdan müteşekkil olan Köpek Takımyıldızının ( Canis Majoris ) kozmik görüntüsü incelendiğinde tepe bölgesinde bir "T" formu göze çarpmaktadır. Sirius ise T formunun ortasında yer almaktadır.


Aynı şekilde, Terakiye yani Köprücük Kemiğinin anatomik yapısı incelendiğinde yine "T" formu dikkat çekmektedir. ( "Terakiye", Sirius'un ve buna bağlı olarak insanın sembolü olabilir mi? Sirius ( Sevgi Planı / Cennet ) insanın ilk tezahür ettiği kozmik ortam olarak bilnmektedir. )


TERAKİYE kelimesinin Kıyamet suresinin 26. ( 2+6 = "8" ) ayetinde geçmesi ve Canis Majoris takımyıldızının "8" yıldızdan müteşekkil olduğu dikkate alındığında Terakiye, Sirius ve Türkiye kelimeleri arasında anlamsal bir ilişki olması ihtimali gündeme gelebilir.

"T" formunda inşa edilmiş ve üzerilerinde "Köpek" rölyefi bulunan monolitlerin yer aldığı Urfa'daki Göbeklitepe ( KÖPEKLİtepe ? ) kalıntılarının Canis Majoris ( Büyük Köpek ) takımyıldızı ve Sirius ile olan ilintisi de bu kapsamda önem arzetmektedir. Göbeklitepe, Türkiye'nin Sirius ile ilişkisini en açık şekilde ortaya koyan delillerden biridir.



Köpek rölyefli T formunda monolit


"T" formundaki monolitlerin üzerinde, yan cepheden başlayıp ön cephede sonlanan "Kol ve el" figürleri yer almaktadır. Bir başka deyişle monolitler "İnsanı" veya onun tekamül etmiş bir halini sembolize etmekte gibidir.


Ayette aşağıdaki anlam gizli olabilir mi?

75/26 - Kella iza beleğatit TERAKİYE ( Hayır, Sirius'a / Türkiye'ye ulaştığında. )

“Ulaşan” bir bilgi midir? “Ruhun” ulaşması mıdır? Son devrede “meleklerin ve ruhun inmesi” fenomeni ile bir ilinti söz konusu mudur? Üst planlardan Türkiye'ye ulaşan tebligler ( belagat ) mi vardır? ( Belegatit terakiye )

Tuesday, July 10, 2018

Hatırlamaz mısınız?

"E fe la tezekkerun" ( Artık hatırlamaz mısınız? )

Bu soru cümlesi, Kur'an'da "9" kere tekrarlanmakta olup, kozmik ilahi bilginin, özünde sonsuz bilinç ve ruh olan insanın yaratılış kodlarında kayıtlı olduğunu bildirmektedir. 

6/80 - Ve haccehu kavmüh kale e tühaccunnı fillahi ve kad hedan ve la ehafü ma tüşrikune bihı illa en yeşae rabbi şey'a vesia rabbi külle şey'in ılma e fe la tetezekkerun ( Ve kavmi onunla mücadele etti. "Beni yönlendiren Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? Rab’bimin dilediği şey haricinde, O’na ortak koştuklarınızdan korkmam. Rab’bim  herşeyi ilimce kapsayan genişliktedir. O halde hatırlamaz mısınız?" dedi. )

"E fe la tezekkerun" ( Artık hatırlamaz mısınız? ) ifadesinin ilk kez geçtiği ayetin numarasının "80" nümerolojik değeri "8" olmaktadır. Ayrıca ayet kodunda ( 6/80 ... 6+8+0 = "14" ... 2x7 ) İkili Yedi nümerolojisi de yer almaktadır. Ayette 38 ( 3+8 = "11" ) kelime bulunması da döngü ve düalite sembolü olan "11" sayısı açısından dikkat çekmektedir.

10/3 - İnne rabbekümüllahüllezı halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi yüdebbirul emr ma min şefıın illa min ba'di iznih zalikümüllahü rabbüküm fa'büduh e fe la tezekkerun ( Kesinlikle Rab’biniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. İşi düzenler, yönetir. O’nun izninden sonra olması haricinde af vesilecisi olamaz. İşte Rab’biniz Allah budur. O halde O’na kulluk edin. Hatırlamaz mısınız? )

11/24 - Meselül ferıkayni kel a'ma vel esammi vel basıri ves semiy' hel yesteviyani mesela e fe la tezekkerun ( Bu iki grubun misali kör ve sağır ile gören ve duyan gibidir. İki misal eşit olur mu? Hatırlamaz mısınız? )

11/30 - Ve ya kavmi men yensurunı minellahi in taredtühüm e fe la tezekkerun ( Ve "Ey kavmim eğer onları kovup uzaklaştırırsam Allah'tan olacağa karşı bana kim yardım edebilir? O halde hatırlamaz mısınız?" )

16/17 - E fe men yahlüku ke men la yahluk e fe la tezekkerun ( E peki yaratan yaratmayan gibi midir? Hala hatırlamaz mısınız? )

23/85 - Seyekulune lillah kul e fe la tezekkerun ( "Allah için." diyecekler. De ki: "O halde hatırlamaz mısınız?" )

32/4 - Allahüllezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arş ma leküm min dunihı min veliyyin ve la şefiy' e fe la tetezekkerun ( Allah o, gökleri, yeri ve o onların aralarındakilerini altı günde yaratandır. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. Size O'ndan başka dost ve af vesilecisi yoktur. O halde hatırlamaz mısınız? )

37/155 - E fe la tezekkerunYoksa hatırlamıyor musunuz? )

"E fe la tezekkerun" ( Artık hatırlamaz mısınız? ) cümlesinin tek başına bir ayet olduğu tek ayet 37/155 kodlu ayettir. Ayet numarasında ( 155 ) "11" nümerolojisi ( 1+5+5 = 11 ) bulunmaktadır.

45/23 - Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmin ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah e fe la tezekkerun ( Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah'tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )

"E fe la tezekkerun" ifadesinin son kez geçtiği ayetin kodunda ( 45/23 ) ise "İkili Yedi" nümerolojisi bulunmaktadır. ( 4+5+2+3 = 14 ... 2x7 )

Adem, yani insan, temel bilgiyi ve Allah'a olan ahdini "Unutmasından" dolayı madde alemini deneyimlemek zorunda kalmıştır.

20/115 - Ve lekad ahıdna ila ademe min kablü fe nesiye ve lem necid lehu azma ( Ve önceden Adem' e ahdettik de unuttu. Onda azim bulamadık. )

Saturday, July 7, 2018

Yedili Olgular ... Gök, Yer, Lisan, Renk, Nota

Allahü Teala, "Gökün" ve "Yerin" "7" katmandan oluştuğunu Talak suresinin 65/12 kodlu ayetinde bildirmektedir. 

65/12 - Allahü (1) ellezi (2) haleka (3) SEB'A (4) semavatin (5) ve (6) min (7) el (8) ardı (9) misle (10) hünne (11) yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen ( Allah, o YEDİ gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )

Gökte 7 katman, Yerde 7 katman ... 7+7 = 14 katman. "Düalite" ve "İkili Yedi" kavramı göze çarpmaktadır. Ayet kodu da ( 65/12 ) "İkili Yedi" nümerolojisi içermektedir. 6+5+1+2 = 14 ... 2x7 ... İkili Yedi.

Göklerin ve yerin 7 katmandan oluştuğunu ifade eden Allahü (1) ellezi (2) haleka (3) SEB'A (4) semavatin (5) ve (6) min (7) el (8) ardı (9) misle (10) hünne (11) ( Allah, o YEDİ gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. ) cümlesinde "11" kelime bulunması da "Düalite" ( İkilik ) kavramının nümerolojik bir tezahürüdür.

Rum suresinin 30/22 kodlu ayetinde ise "Semavat" ( Gökler ), "Erd" ( Yer ), "Elsinet" ( Diller / Lisanlar ) ve "Elvan" ( Renkler ) kelimelerinin "7" sayısını barındırdıkları, ayetteki 7 nümerolojisi ile  bildirilmektedir.  

30/22 - Ve (1) min (2) ayati (3) hı (4) halku (5) es (6) SEMAVATİ * (7) ve (8) el (9) ERDI * (10) ve (11) ahtilafü (12) ELSİNETİ (13) küm (14) ve (15) ELVANİ (16) küm (17) inne (18) fı (19) zalike (20) le  (21) ayatin (22) li (23) el (24) alimın (25) ( Ve göklerin, yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin çeşitliliği O’nun ayetlerindendir. Kesinlikle bunda, bilenler için ayetler vardır. )

- Ayet kodunun ( 30/22 ) nümerolojik değeri "7"'dir. ( 3+0+2+2 = 7 )

- Ayette 25 kelime bulunmaktadır. ( 2+5 = 7 )

- "Semavat" ( Gökler ), "Erd" ( Yer ), "Elsinet" ( Diller / Lisanlar ) ve "Elvan" ( Renkler ) kelimeleri ayette sırasıyla Semavat, Erd, Elsinet ve Elvan olarak geçmektedir. İlk olarak geçen kelime "Semavat" kelimesi olup, sıra numarası "7", son olarak geçen kelime "Elvan" olup, sıra numarası 16' dır. ( 16 ... 1+6 = "7" )

- Lisan ve Renk kelimeleri de Gök ve Yer kelimeleri gibi 7 katman içermektedir.

Dünyada en eski sayılan ve bugünkü dillerin kökeni niteliğinde olan "7" lisan mevcuttur. Tüm bu dillerin esas ve tek kökeninin ise Türkçe olduğuna yönelik bulgular ve araştırmalar da mevcuttur. 

1- Tamil
2- Sanskrit
3- Grek
4- Çince
5- İbranice
6- Latince
7- Arapça 

Doğada "7" temel renk ( Gökkuşağı renkleri ) bulunmaktadır. Tüm bu renklerin kökeni ise tek bir renge, Beyaza dayanmaktadır. Renkler, Beyaz ışığın kırılması ile oluşmaktadır.

1- Kırmızı
2- Turuncu
3- Sarı
4- Yeşil
5- Mavi
6- Lacivert
7- Mor



Kur’an’da “Levn” ( Renk ) kelimesinin çoğul hali olan “Elvan” ( Renkler ) kelimesinin “7” kere tekrarlanması da önemli bir mesaj içermektedir.


Müzikteki notalar da 7 adettir.

1- Do
2- Re
3- Mi
4- Fa
5- Sol
6- La
7- Si

Aşağıdaki tabloda yer alan ve 8. nota olarak görünen yine baştaki "Do" notası olup, farklı bir frekansın başlangıcını sembolize etmektedir. ( 8 sayısı yeni döngü başlangıcının sembolüdür. )



Atomun içinde, çekirdek etrafındaki elektronlar toplam "7" yörüngede dönerler. Bu yörüngeler K,L,M,N,O,P ve Q olarak kodlanmışlardır. / yörünge aynı zamanda 7 enerji seviyesini de ifade etmektedir.


https://en.wikipedia.org/wiki/Electron_shell

Bir haftalık bir döngüde "7" gün bulunmakta olup, haftanın son günü yani döngü sonu 7. gündür.

Yılın son günü 12. ayın 31. günüdür. 1+2+3+1 = "7"





Thursday, July 5, 2018

Cin şeytanlarına adak verenler

Haberlerden de izleneceği üzere her yıl binlerce çocuk kaybolmakta ve bir daha kendilerinden haber alınamamaktadır. Bu kayıp çocukların birçoğunun akıbeti ölüm, birçoğunun akıbeti ise belirli güç odaklarına zorunlu kölelik olmaktadır.

Kur'an ayetlerinde, cin tasallutuna girmiş ve hipnotik şekilde cinlere kulluk eden satanist müşriklerin geceleri düzenledikleri* şeytan ritüeli ( ayini ) toplantılarında, dünyevi maddi menfaat beklentisiyle çocukları, genç kızları öldürdüklerinden bahsedilmektedir. ( Satanist ailelerde ilk doğan çocukların şeytana adak verilmesi ritüeli artık geniş kitlelerce bilinen bir gerçektir. )

* 23/67 - Müstekbirıne bihı samiran tehcürun

( Gece toplantılarında ona kibirlenerek karşı geldiniz. )

6/137 - Ve kezalike zeyyene li kesırin minel müşrikıne katle evladihim şürakaühüm li yürduhüm ve li yelbisu aleyhim dınehüm ve lev şaellahü ma fealuhü fe zerhüm ve ma yefterun

( Ve ortak koşanlardan çoğuna, ortakları, onları mahvetmek ve onların üzerlerine dinlerini örtmek için çocuklarını öldürmelerini işte böyle süslü gösterdiler. Şayet Allah dileseydi onu yapamazlardı. O halde onları ve o uydurduklarını bırak. )

6/140 - Kad hasirallezıne katelu evladehüm sefehen bi ğayri ılmin ve harramu ma razekahümüllahüftiraen alellah kad dallu ve ma kanu mühtedın

( İlimsizce, akılsızca çocuklarını öldürenler ve o Allah' ın onlara rızıkladığını, Allah’a  uydurarak haram kılanlar hasarlandılar. Saptılar ve yönlendirilmiş olmadılar. )

6/151 - Kul tealev etlü ma harrame rabbüküm aleyküm en la tüşriku bihı şey'a ve bil valideyni ıhsana ve la taktülu evladeküm min imlak** nahnü nerzükuküm ve iyyahüm ve la takrabül fevahışe ma zahera minha ve ma betan ve la taktülün nefselletı harramellahü illa bil hakk zaliküm vassaküm bihı lealleküm ta'kılun

( De ki: "Haydi gelin, Rab’binizin size neleri haram kıldığını okuyayım. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlikten çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Ahlaksızlığın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Allah' ın haram kıldığı nefsi haksızca öldürmeyin. Bunlar size emrettikleridir. Umulur ki akıl edersiniz." )

17/31 - Ve la taktülu evladeküm haşyete imlak** nahnü nerzükuhüm ve iyyaküm inne katlehüm kane hit'en kebira

( Ve çocuklarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız. Onların öldürülmesi büyük suçtur, günahtır. )

** 6/151 ve 17/31 kodlu ayetlerde geçen "İmlak" kelimesi "Fakirlik" olarak tercüme edilmiş olsa da bu kelimenin kökeninde "Mal mülk sahibi olmak" anlamı bulunmaktadır. Dolayısıyla mal ve mülk sahibi olabilmek veya elindeki mevcut malı mülkü koruyabilmek beklentisiyle cinlere adak verilmesinden de söz ediliyor olabilir. Zira İsra suresinin 31. ayetinde "heşyetel imlak" ( mal mülk korkusu / fakirlik korkusu ) ifadesi vesilesiyle bahsedilen "çocuklarını öldürenlerin" tanımı aynı surenin 100. ayetinde yine aynı ifade vesilesiyle nimetleri gaspetme hırsına kapılmış, gaspettiklerini harcama ve kaybetme korkusu içindeki küresel şeytanlar olarak yapılmaktadır.

17/100 - Kul LEV ENTUM TEMLİKUNE HAZİNE RAHMETİ RABBİ izen le emsektüm HEŞYETEL İNFAK ve kanel insanü katura

( De ki: "Şayet sizler RAB'BİMİN RAHMET HAZİNESİNE malik olsaydınız, o zaman dahi HARCAMA ve FAKİRLİK KORKUSUNU tutardınız. İnsan cimridir." )

60/12 - Ya eyyühen nebiyyu iza caekel mü'minatü yubayi'neke ala en la yuşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yeznine ve la yaktülne evladehünne ve la yet'ine bi bühtanin yefterinehu beyne eydihinne ve erculihinne ve la ya'sıyneke fi ma'rufin fe bayi'hünne vestağfir lehünnallahe innallahe ğafurun rahiım ( Ey haberci, inanan kadınlar, Allah’a  hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını, hırsızlık yapmayacaklarını, zina etmeyeceklerini, çocuklarını öldürmeyeceklerini, elleri ve ayakları arasında uydurdukları iftirayı getirmeyeceklerini ve sana iyilikte isyan etmeyeceklerini beyan ederek sana geldiklerinde beyanlarını al. Onlara Allah'tan af iste. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

Tekvir suresinin aşağıdaki ayetlerinde de cinlere adak verilen genç kızdan, "Mev'udet" ( Vadedilmiş Kız ) olarak bahsedilmektedir. Yani şeytana adak verilmek üzere vadedilmiş....

81/8 - Ve izel mev'udetu suilet ( Ve vadedilmiş kıza sual edildiğinde, )
81/9 - Bi eyyi zenbin kutilet ( Hangi günahtan dolayı öldürüldü? )

"İlahlar kurban ister." söylemi de bu bağlamda satanik bir söylem olup, dünyadaki her türlü tecavüz, cinayet, kaso ve savaş aslında küresel çetenin şeytanlara adak olarak ifa ettikleri eylemlerdir.

Konuya ilişkin Tevrat ayetleri ise şöyledir.

3 Leviticus 18-21 Molek'e ateşte kurban edilmek üzere çocuklarından hiçbirini vermeyeceksin. Tanrın'ın adına leke getirmeyeceksin. RAB benim.

3 Leviticus 20-3 Kim çocuğunu Molek'e sunarak tapınağımı kirletir, kutsal adıma leke sürerse, ona öfkeyle bakacağım. Onu halkımın arasından atacağım.

Aşağıdaki görsellerde şeytan ritüelinde İblis'e ( Baal, Molek, Baphomet vb. ) adak verme teması işlenmektedir.











Düalite ve Döngü Sembolü "İkili Yedi"

Evvelki bölümlerde defaatle irdelenmiş olan, "İkili Yedi" ( Seb'an Minel Mesani ) kavramı yaratılıştaki "Düalite" ( İkilik )* ve “Döngü” olgusunu bildiren önemli ve temel bir kavramdır. Düalite prensibi yaratılıştaki döngüselliğin emelini oluşturur. ( * Pozitif-Negatif, İyi-Kötü, Büyük-Küçük ..... )

"Seb'an Minel Mesani" ( İkili Yedi ) kavramına örnek teşkil edecek ayetler aşağıda yer almaktadır.

Yaratılışın kodlarını içeren Kur'an'da "İkili Yedi" olgusunun yer aldığını bildiren ayet.

15/87 - Ve lekad ateynake seb'an minel mesanı vel kur'anel azım ( Ve biz sana ikililerden yedi taneyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

"YEDİ göklerin İKİ günde yaratılmış" olduğunu bildiren ayette "İkili Yedi" vurgusu...

41/12 - Fe kadahünne seb'a semavatin fı yevmeyni ve evha fı külli semain emraha ve zeyyennes semaed dünya bi mesabıha ve hıfza zalike takdırul azızil alim ( Böylece onları yedi gökler olarak iki günde koyup oturttu. Her göğe işini vahyetti. En yakın göğü kandillerle, lambalarla süsledik ve koruduk. Bu yüce bilenin ölçüdüdür, takdiridir. )

Yerde ve Gökte "Yedi Gök / Plan / Kademe / Katman / Tabaka" olduğunu bildiren ayet...

65/12 - Allahüllezi haleka seb'a semavatin ve minel ardı mislehünne yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen ( Allah, o yedi gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )

Cehennem ve Cennetin "Yedi Kademesi" olduğunu bildiren ayet...

15/44 - Leha* seb'atü ebvab li külli babin minhüm cüz'ün maksum ( Orada yedi kapı vardır. Her kapı için onlardan kısımlar bölüştürülmüştür. ) ( * "Leha" ifadesi "Cehennemin" zamiridir. )

23/17 - Ve lekad halakna fevkaküm seb'a taraika ve ma künna anil halkı ğafilın ( Ve üstünüze yedi yol yarattık. Biz yaratmada habersizler değiliz. )

"Yedi Semiz Sığır" / "Yedi Cılız Sığır", "Yedi Yeşil Başak" / "Yedi Kuru Başak" ve "Yedi Usülüne Göre Ekilen Sene" / "Yedi Şiddetli Sene" misalleriyle yaratılıştaki düalite ( ikilik / zıtlık ) prensibinin tasvir edildiği ayetler aşağıda olup bu misallerin ilk kez geçtiği ayetin numarasının ( 43 ) nümerolojik değeri "7"'dir.

12/43 - Ve kalel melikü innı era seb'a bekaratin simanin ye'külühünne seb'un ıcafün ve seb'a sümbülatin hudrin ve uhara yabisat ya eyyühel meleü eftunı fı rü'yaye in küntüm lir rü'ya ta'bürun ( Ve hükümdar "Kesinlikle ben yedi semiz sığır gördüm. Onları yedi cılız olanı yiyordu. Yedi yeşil başak ve diğerleri kuru. Ey ileri gelenler, eğer rüyayı yorumlarsanız bana rüyam hakkında fetva verin, fikir bildirin." dedi. )

12/46 - Yusüfü eyyühes sıddıku eftina fı seb'ı bekaratin simanin ye'külü hünne seb'un ıcafün ve seb'ı sümbülatin hudrin ve ühara yabisatin leallı erciu ilen nasi leallehüm ya'lemun ( Yusuf, ey doğru olan. Yedi semiz sığırı yedi cılız sığırın yemesi ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olanlar konusunda bize fikir bildir. Umarım insanlara dönerim. Umulur ki bilirler. )

12/47 - Kale tezraune seb'a sinıne deeba fe ma hasadtüm fe zeruhü fı sümbülihı illa kalılen min ma te'külun ( "Yedi sene usülüne göre ekeceksiniz. Hasat etmeyin de o yediklerinizden azı haricindekileri başağının içinde bırakın." dedi. )

12/48 - Sümme ye'tı min ba'di zalike seb'un şidadün ye'külne ma kaddemtüm lehünne illa kalılen min ma tuhsınun ( “Sonra bunun ardından yedi şiddetli zorlu olanı gelecek. O biriktirip daim kıldıklarınızı, o saklayacaklarınızdan azı haricindekini yiyecek."  )










Gök ve 10 Nümerolojisi

"Gök" kelimesinin Arapça karşılığı "Sema" kelimesi olup, bu kelime Kur'an'da "310" kere tekrarlanmaktadır.

"Yedi Gök" ( Seb'a Semavat ) ifadesi ise "7" ayette geçmektedir.

2/29 - Hüvellezi haleka leküm ma fil erdı cemıan sümmesteva iles semai fe sevvahünne seb'a semavat ve hüve bi külli şey'in alim ( O size yerde olanları topluca yaratandır. Sonra göğe seviyelendi ve onu yedi gökler olarak düzenleyip seviyelevatndirdi. O herşeyi bilendir. )

17/44 - Tüsebbihu lehüs semavatüs seb'u vel erdu ve men fıhinn ve in min şey'in illa yüsebbihu bi hamdihı ve lakin la tefkahune tesbıhahüm innehu kane halimen ğafuraYedi gökler, yer ve onun içinde olan kimseler O'na övgü sözleri söyler. Kesinlikle O' nu övgü sözleri ile öven haricinde hiçbir şey yoktur. Lakin onların övgülerini anlamazsınız. Kesinlikle O yumuşaktır affedendir. )

23/86 - Kul men rabbüs semavatis seb'ı ve rabbul arşil azım ( De ki: "Yedi göklerin Rab’bi ve büyük arşın, tahtın Rab’bi kimdir?" )

41/12 - Fe kadahünne seb'a semavatin fı yevmeyni ve evha fı külli semain emraha ve zeyyennes semaed dünya bi mesabıha ve hıfza zalike takdırul azızil alim ( Böylece onları yedi gökler olarak iki günde koyup oturttu. Her göğe işini vahyetti. En yakın göğü kandillerle, lambalarla süsledik ve koruduk. Bu yüce bilenin ölçüdüdür, takdiridir. )

65/12 - Allahüllezi haleka seb'a semavatin ve minel ardı mislehünne yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen ( Allah, o yedi gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )

67/3 - Ellezi haleka seb'a semavatin tıbakan ma tera fi halkır rahmani min tefavutin ferci'ıl basare hel tera min futurYedi gökleri tabakalar olarak o yarattı. Rahman' ın yaratışında farklılık, uygunsuzluk görmezsin. Haydi gözü döndür. Kusur, çatlak görüyor musun? )

71/15 - E lem terev keyfe halekallahü seb'a semavatin tıbakan ( Allah' ın yedi gökleri tabakalar olarak nasıl yarattığını görmediniz mi? )

Gök ( Sema ) kelimesinin 310 kere tekrarlanması, "Yedi Gök" kavramı ve bu kavramın 7 kere tekrarlanması dikkate alındığında 310 x 7 işlemi anlamlı olmaktadır. Zira bu işlemin sonucunda elde edilen 2170 sayısı, Allah kelimesinin Kur'an^daki frekansı olan 2701 sayısını oluşturan rakamlardan oluşmaktadır. 2170 veya 2701 sayılarının nümerolojik değeri ise ilahi mühür sayısı olan "10" sayısına eşit olmaktadır. Göklerin, Allahü Teala'nın ilmine ulaşmada bir vesile olduğu "10" nümerolojisiyle bildirilmektedir. Nümerolojik değeri "1" olan "10" sayısı singülaritenin ( tekliğin / birliğin ) sembolüdür. Bu kapsamda göklerin, singülariteye erişim vesilesi olduğu da açığa çıkmaktadır. 

1,3 ve 7 sayılarının ilişkisi evelleki bölümlerde, Rahman suresinde 31 kere tekrarlanan 7 kelimelik "Fe bi eyyi alai rabbi küma tükezziban" ifadesi ile de irdelenmişti. "Seb'a" ( Yedi ) kelimesi Kur'an'da "31" kere tekrarlanması da bu bağlamda önem arzetmektedir. 13 veya 31 sayılarının 7 ile çarpımından elde edilen sayıların ( 91, 217 ) nümerolojik değerleri "10" olmaktadır.

"Sema" ( Gök ) kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodunda ( 2/29 ) "13" nümerolojisi bulunması da dikkat çekmektedir. ( 2+2+9 = "13" )

1,3 ve 7 sayılarını ayet kodunda ayrı ayrı içeren, bir başka deyişle ayet kodu 13 ve 7 veya 31 ve 7 sayılarından oluşan ilk ayet Ra'd ( GÖKgürültüsü ) suresinin 13/7 kodlu ayeti olup, bu ayette "Rab'den ayet indirilmesi" kavramı yer almaktadır. Bu kavram "Rab'bin gökten bilgi indirilmesi" olarak da düşünülebilir.

13/7 - Ve (1) yekulü (2) ellezıne (3) keferu (4) lev (5) la (6) ünzile (7) aley (8) hi (9) ayetün (10) min (11) rabbi (12) h (13) innema (14) ente (15) münzirun (16) ve (17) li (18) külli (19) kavmin (20) had (21) ( Ve o inkar edenler "Onun üzerine Rab’binden ayet indirilmeli değil miydi?" derler. Kesinlikle sen uyarıcısın. Her kavim için yönlendiren vardır.  )

Ayet kodunu oluşturan 13 ve 7 sayısının çarpımı 91 sayısını vrmekte olup, bu sayının nümerolojik değeri de "10" olmaktadır.

13/7 kodlu ayette "21" kelime bulunması ise 16/102 kodlu ayette yer alan "Kitabı Rab'den kutsal RUH indirdi" ifadesindeki ruh kelimesi açısından dikkat çekmektedir.

16/102 - Kul nezzelehu ruhul kudüsi min rabbike bil hakkı li yüsebbitellezine amenu ve hüden ve büşra lil müslimın ( De ki: "Onu, o inananlara sebat vermek için ve teslim olanlara yönlendirme ve müjde olarak Rab’binden kutsal ruh indirdi." )








Monday, July 2, 2018

Rab'bin Arşı Su Üstündedir

11/7 - Ve (1) hüve (2) ellezi (3) haleka (4) es (5) semavati (6) ve (7) el (8) erda (9) fı (10) sitteti  (11) eyyamin (12) ve (13) kane (14) arşü (15) hu (16) ala (17) el (18) mai (19) li (20) yeblüve (21) küm (22) eyyü (23) küm (24) ahsenü (25) amela (26) ve (27) le (28) in (29) kulte (30) inne (31) küm (32) meb'usune (33) min (34) ba'di (35) el (36) mevti (37) le (38) yekul (39) enne (40) ellezine (41) keferu (42) in (43) haza (44) illa (45) sıhrun (46) mübın (47) ( Ve gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur. Hanginiz daha güzel iş yapacaksınız diye sınamak için arşı, tahtı su üstündedir. Eğer "Kesinlikle siz ölümün ardından dirileceksiniz." dersen, kesinlikle o inkarcılar "Kesinlikle bu apaçık sihirdir." diyeceklerdir. )

- Kur'an'da "Rab'bin arşının su üstünde olduğunun", "Ölümden sonra dirilme" kavramı ile birlikte bildirildiği tek ayet 11/7 kodlu ayettir. 

- Ayette 47 kelime bulunmaktadır. ( 4+7 = 11 )

- Ayet kodu ( 11/7 ) İkili Yedi mesajı vermektedir. 11 ... 1+1 = 2 ve 7. Ayette "Ölümden sonra dirilme" kavramından da bahsedilmesi ile sure numarası (11) ve ayetteki İkili Yedi kavramı arasındaki bağlantı önem arzetmektedir. 11 sayısı ve İkili Yedi kavramı düaliteyi ve döngüyü sembolize etmektedir.

- Ayetteki "Altı günde yaratan" ifadesindeki "Altı" kelimesinin ayetin 11. kelimesi olması da bu bağlamda dikkat çekicidir. 11 ve 6 sayıları çarpıldığında 66 sayısı elde edilmektedir. 66 sayıs Allah kelimesini oluşturan Elif, Lam, Lam ve He harflerinin ebced değerleri toplamıdır. "Yaratıcı Allah"'tan bahsedilen ayette 66 nümerolojisi bulunmaktadır. 

Tuesday, June 26, 2018

Geri Dönüşlü Gök...

"Göktürk" / "Köktürk" kelimesi Türklerin kökenine ilişkin bilgi barıdırmaktadır. Zira "Gök" ve "Kök" kelimesi esas itibarıyla aynı kökene sahiptirler. Ayrıca "Türk" kelimesi de "Yükselen / Yükselmiş Olan / Türeyen / Türemiş Olan" anlamlarına gelmekte olup, "Göktürk" kelimesi "Göğe Yükselen" anlamına gelmektedir.

Atatürk'ün "İstikbal Göklerdedir." söylemi de bu çerçevede derin anlam taşımaktadır. Zira tüm insanlığın kökeninin "Türk" olduğuna inanmakta olan Atatürk bu söylemiyle Türklerin yani tüm insanlığın refah ve mutluluğunun ait oldukları yurt olan üst planda yani gökte ( Sirius, Cennet, Sevgi Planı ) olduğunu vurgulamak istemiştir. Zira "İnsan" kelimesi batı dillerindeki "Initiate / Initiation" ( Başlatmak / Başlangıç ) kelimesiyle aynı köktendir. Kök kelime "İNS" ( Başlama ) olup, sona gelen "AN" ( Gibi olan ) eki "İnsan" kelimesine "Başlayan, Başlatılmış Olan, Türemiş Olan" anlamlarını vermektedir. ( "An" eki diğer dillerde de kelimeye "Gibi olan, -lı/li" anlamı verir. Örnek: ItaliAN ( İtalyalı ), CemiAN ( Toplu Gibi Olan, Toplu Olarak ), RahmAN ( Rahmetli Gibi Olan ), KurbAN ( Yakınlaşan ) vb. ) Dolayısıyla "Türk" kelimesiyle "İnsan" kelimesinin anlamdaş olma olasılığı bulunmaktadır.

Ayrıca "TaRıK" ( Sabah Yıldızı ) kelimesinin içeriğinde, "TüRK kelimesinde olduğu gibi T,R ve K harflerini barındırıyor olması da diğer önemli bir husustur.

Haberci İsa, İncil ayetlerinde kendisini "İnsanoğlu" ve "Sabah Yıldızı" olarak tanımlamaktadır. Bu durum da "Tarık", "Türk" ve "İnsan" kelimelerinin anlamdaşlığı hususunda delil teşkil etmektedir.

40-Matthew-13-41 İNSANOĞLU meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp,

40-Matthew-16-27 İNSANOĞLU, Babası'nın görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptığının karşılığını verecektir.

40-Matthew-16-28 Size doğrusunu söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, İNSANOĞLU'nun kendi egemenliği içinde gelişini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var."*

* Ayette döngü sonunda Mesih İsa tesirlerinin geleceği ve insanlar arasında bir ayrışım olacağı ( göğe yükselenler, yerde kalanlar ) bildirilmektedir.


66-Revelations-22-16 "Ben İSA, kiliselerle ilgili bu tanıklığı sizlere iletsin diye meleğimi gönderdim. Davut'un kökü ve soyu Ben'im, PARLAK SABAH YILDIZI BEN'İM."

Tarık suresinin aşağıdaki ayetlerinde, dünya hayatında her nefsin vazifeli varlıklar tarafından gözlendiğinden, inkarcıların kurdukları tuzaklar nedeniyle çekilen ıstıraplar sonrasında insanlar arasında vuku bulacak ayrışımdan, bu ayrışım esnasında tekamül ederek göğe yani özüne dönme liyakatine erişenlerden ve yerde ( dünya / cehennem ) kalanlardan bahsedilmektedir.

86/1 - Ves semai vet tarik ( Ve gök ve sabah yıldızı. )
86/2 - Ve ma edrake met tarik ( Ve sabah yıldızının ne olduğunu sana ne bildirir? )
86/3 - En necmüs sakib ( Kesinlikle delip geçen yıldızdır. )
86/4 - İn küllü nefsin lemma aleyha hafiz ( O zaman kesinlikle her nefsin üzerinde koruyucu, gözetici vardır. )
.....

86/11* - Ves SEMAİ ZATİR REC' ( Ve GERİ DÖNÜŞLÜ GÖK, )

86/12 - Vel ARDI ZATİS SAD' ( VE ÇATLAMALI / AÇILMALI YER, )

86/13 - İnnehu le KAVLÜN FASL ( Kesinlikle o AYRIŞIM SÖZÜdür. )

86/14 - Ve ma hüve bil hezl ( Ve o şaka mizah değildir. )

86/15 - İnnehüm yekiydune keyden ( Kesinlikle onlar hile yapıp tuzak kuruyorlar. )
86/16 - Ve ekiydü keyden ( Ve ben de hile yapıp tuzak kurarım. )

86/17 - Fe mehhilil kafirine emhil hüm rüveyden ( O halde inkarcılara mühlet, zaman ver. Onlara az mühlet, zaman ver. )

* "Göğe dönüş" kavramının yer aldığı ayet in numarası 11 olup, 11 sayısı boyutlar arası geçiş portalının sembolüdür.

"Göğe dönenler / yükselenler" ve "yerde kalanlar" hususu daşağıdaki Kur'an ayetlerinde de bildirilmiştir.

7/40 - İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha la tüfettehu lehüm ebvabüs semai ve la yedhulunel cennete hatta yelicel cemelü fı semmil hıyad ve kezalike neczil mücrimın

( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

19/68 - Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya

( Böylece ve Rab’bin, onları ve şeytanları kesinlikle toplayacağız. Sonra kesinlikle onları cehennemin etrafında diz çökmüş olarak hazır edeceğiz. )

19/69 - Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya

( Sonra her gruptan, Rahman' a isyankarlıkta en şiddetlileri hangileriyse ayıracağız. )

19/70 - Sümme le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya

( Sonra, ona salınmaya, atılmaya layık olmada önce, başta gelenleri, daha yakın olanları biz biliriz. )

19/71 - Ve in minküm illa varidüha kane ala rabbike hatmen makdıyya

( Ve kesinlikle sizlerden olanlar illa ki oraya varırlar. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )

19/72 - Sümme nüneccillezınettekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya

( Sonra o sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada diz çökmüş olarak bırakacağız. )**

** Ayette sakınanların kurtarılacağı yani bulundukları kaba madde ortamı dünyadan ( cehennem ) kurtarılacakları, inkarcıların ise bulundukları yerde ( dünya ) yani cehennemde kalacakları bildirilmektedir.






Friday, June 22, 2018

Kelimeyle Doyanlar ve Maddeyle Doymaya Çalışanlar

Döngü sonu aşamasına geçtiğimiz bu dönemde "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) ve "İki Yol" ( Ecdeyni ) kavramlarının derin anlamlarını aşağıdaki ayetleri ineleyerek hatırlamakta fayda bulunmaktadır.

44/40 - İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeın

( Kesinlikle ayrışım günü, onların toplanma zamanlarıdır. )

78/17 - İnne yevmel fasli kane mikaten 

( Kesinlikle ayrışım günü tayin edilen vakit olmuştur. )

90/10 - Ve hedeynahün necdeyni

( Ve onu iki yola yönlendirdik. )

Yerdeki 7 kat ve Gökteki 7 kat dikkate alındığında, seçim "Yerin Dibine Girmek" veya "Göklerin Kapılarından Geçmek" arasında oluşmaktadır.

Son dönemde, evvelce hayat verilmiş tüm ruhlar reenkarne olarak yeryüzüne gelecekler ( nüfus artışı sebebi budur ) ve son sınavlarından geçeceklerdir. Bu aşamada idrak ve iradeye göre bir ayrışım gerçekleşecektir. Bu ayrışım varlıkların ( İnsan, Cin ) "Kelime ( Ruh )*" ve "Madde" arasında yapılacak seçime bağlı olarak tezahür edecektir. ( * Bilgi, İlim ) Bir başka deyişle madde bağımlısı olmuş ve "Madde İle Doymaya, Tatmin Olmaya Çalışan" ve bu nedenle dünyayı zulme gark olmuş yaşanmaz bir yer haline getiren satanist müşrikler ile "Allah'ın Kelimeleri, İlmi, Ruhu İle Doyan" inanan kullar arasında bir ayrışım gerçekleşecektir. Esas itibarıyla müşrik zalimler "olmayan bir şeye" ( madde ) erişmek uğruna dünyayı mahvetmektedirler.

Allahü Teala, dünya hayatının aldatıcı olani bir ilüzyondan ibaret olan yani esas itibarıyla "Olmayan", "Yok olan" maddesini, madde algısını sınav olarak bahşetmiştir.

3/185 Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur

( Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilip ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, bahçeye sokulursa kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

57/20 İ'lemu ennemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehvun ve zinetun ve tefahurun beyneküm ve tekasurun fil emvali vel evladi ke meseli ğaysin a'cebel kuffare nebatühu sümme yekunu hutamen ve fil ahıreti azabun şeduydun ve mağfiretun min allahi ve rıdvanun ve mel hayatüd dünya illa meta'ul ğurur

( Bilin ki o dünya hayatı kesinlikle oyundur, eğlencedir, süstür, aranızda övünmedir, mallardan ve çocuklardan çoğaltmadır. Bitirip yetiştirdiği, ekincilerin hoşuna giden yağmur misali gibidir. Sonra kırpılmış parça olur. Ahirette şiddetli azap, Allah' tan af ve rıza vardır. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

Allah'ın nimetleri, rızıkları tüm varlıklar için bol ve eşit olarak yayılmışken, nimeti gasp etmek suretiyle  kurdukları aldatıcı sistem içinde Allah'ın kullarını kendilerine köle yapmak isteyen satanist müşriklere de aşağıdaki ayetler atfedilmiştir.

41/10 - Ve ceale fıha ravasiye min fevkıha ve barake fıha ve kaddera fıha akvateha fı erbeati eyyam sevaen lis sailın

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, gıdaları azıkları, araştıranlar için dört günde eşit olarak düzenleyerek ölçülendirdi." )

16/71 - Vallahü faddale ba'daküm ala ba'dın fir rızk fe mellezine füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva' e fe bi nı'metillahi yechadun

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

43/32 - E hüm yaksimune rahmete rabbik nahnü kasemna beynehüm meıyşetehüm fil hayatid dünya ve rafa'na ba'dahüm fevka ba'dın deracatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya ve rahmetü rabbike hayrun min ma yecmeun 

( Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )

Satanist müşrikler asla tatmin olamayacakları ve doyamayacakları için bir kısır döngü içinde tüm dünya metasını ( maddesini / malını ) kendilerinde toplamak gayreti içindedirler. Esas tatmin ve doyum unsurları ise temelde meta, madde değil, dünya hayatında yaşamını sürdürebilmek için zorunlu olarak metaya / maddeye ihtiyaç duyan insanların kendilerine köle olduklarını, kendilerine mecbur olduklarını görmektir. İşte bu durum "Şirk" ( Ortak Koşma / Allah'a Ortak Koşma ) olarak tanımlanmaktadır.

38/23 - İnne haza ehıy lehu tis'un ve tis'une na'ceten ve liye na'cetün vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

Doksandokuz koyunu olmasına rağmen, kardeşinde kalan tek koyuna da göz dikiyor, onu gasp etmek istiyor.

104/2 - Ellezi cemea malen ve addedeh

( O malı toplayan ve onu adet adet sayan,  )

102/1 - Elhakümüt tekasür

( Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )

102/2 - Hatta zürtümül mekabir

( Kabirlere varıncaya kadar. )

İnsanın bedeni bile kendisine ait değilken ve diğer tüm meta / madde ile birlikte yok olup giderken, mala ve mülke karşı duyulan bu ihtiras ancak ve ancak şeytanın hipnotik zihin kontrolü ile açıklanabilir.

Kuantum fizikçileri ve bilim adamları yıllar süren araştırmaları ve bilimsel çalışmaları sonrasında şu sonuca vardıklarını artık medya kanalıyla paylaşmaktadırlar. "Madde yoktur." Yani "bilimsellik" peşinde koşan ve Kur'an'ın en temel ve en yüce bilim kitabı olduğundan habersiz olanlar için maddenin olmadığı "bilimsel" olarak da açıklanmış olmaktadır.

"Madde Bağımlılığı" ruhun tekamül zafiyetini ortaya koyan en önemli göstergedir. Madde ile doymaya çalışanlara atfedilmiş ayetler;

2/174 - İnnellezine yektümune ma enzelellahü minel kitabi ve yeşterune bihı semenen kalılen ülaike ma ye'külune fı bütunihim illen nara ve la yükellimühümüllahü yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim ve lehüm azabün elim 

( Kesinlikle o kitaptan o Allah’ ın indirdiğini gizleyenler ve onu az değere satanlar, işte onlar karınlarına ateşin haricinde yemezler. Allah ayağa kalkış gününde onlara kelam edip söz söylemez ve onları temizlemez. Elim azap onlaradır. )

3/181 - Lekad semiallahü kavlellezine kalu innellahe fekırun ve nahnü ağniya senektübü ma kalu ve katlehümül enbiyae bi ğayri hakkın ve nekulü zuku azabel harık

( Kesinlikle "Allah fakirdir ve bizler zenginiz." diyenlerin sözlerini Allah duydu. O dediklerini ve habercileri haksızca öldürmelerini yazacağız. "Yakıcı azabı tadın." diyeceğiz. )

Satanist müşriklerin kurdukları kapitalist emperyalist sistem, insanlara ne düşüneceklerini, ne yapacaklarını, nasıl yaşayacaklarını, neleri hedefleyeceklerini, neler ile mutlu olacaklarını, neleri sevmeleri neleri sevmemeleri gerektiğini telkin etmek üzerine kurulu bir sistemdir. "Yaşam standardı" denilen aldatıcı kavram da satanistler tarafından dizayn edilmiştir. "Yaşam standardı" kavramı tamamen maddesel, materyel kriterlere göre belirlenmiştir. Nedir bunlar? İyi maaş, iyi mevki, ev, araba mülkiyeti, belirli bir para harcama seviyesi vb. Sistem, bu kriterlere uyumlu yaşamayan  insanların kendilerini mutsuz, talihsiz, başarısız ve ezik hissetmelerin, bu sahte hedefler doğrultusunda ölümüne koşmalarını ve koşarken de menfaat kavgası yaparak birbirlerini helak etmelerini istemektedir. "Fakir çalmasını bilmediği için fakirdir." sözü zaten sistemdeki gasp, zulüm, zorbalık ve adaletsizlik durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Zaten bir toplumda "zengin" ve "fakir" kavramları ( düalitesi ) var ise orada sorun var demektir.

Konuya ilişkin Zuhruf ( Süs, Zinet ) suresinin aşağıdaki ayetleri önem arzetmektedir.

43/30 - Ve lemma caehümül hakku kalu haza sıhrun ve inna bihı kafirun

( Ve onlara gerçek geldiğinde "Bu sihirdir. Biz onu kesinlikle inkar ederiz." dediler. )

43/31 - Ve kalu lev la nüzzile hazel kur'anü ala racülin minel karyeteyni azım

( Ve "Bu Kur'an iki büyük ülkeden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

43/32 - E hüm yaksimune rahmete rabbik nahnü kasemna beynehüm meıyşetehüm fil hayatid dünya ve rafa'na ba'dahüm fevka ba'dın deracatin li yettehıze ba'duhüm ba'dan suhriyya ve rahmetü rabbike hayrun min ma yecmeun 

( Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )

43/33 - Ve lev la en yekunen nasü ümmeten vahıdeten le cealna li men yekfüru bir rahmani li büyutihim sukufen min fiddatin ve mearice aleyha yazherun

( Ve şayet insanların tek topluluk olma durumu olmasaydı, Rahman' ı inkar eden kimselerin evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya merdivenler oluştururduk. )

43/34 - Ve li büyutihim ebvaben ve süruran aleyha yettekiun

( Ve onların evleri için kapılar ve üzerinde yaslanıp oturacakları koltuklar. )

43/35 - Ve (1) zuhrufa (2) ve (3) in (4) küllü (5) zalike (6) lemma (7) metau (8) el (9) hayati (10) ed (11) dünya (12) ve (13) el (14) ahıratü (15) ınde (16) rabbi (17) ke (18) li (19) el (20) müttekın (21)

( Ve altın, süs zinet. Kesinlikle bunların hepsi dünya hayatının maddesidir, faydasıdır. Rab’binin indindeki ahiret sakınanlar içindir. )

43/35 kodlu ayette "Dünya Hayatı" ve "Ahiret" birlikte yer almakta olup, ayet kodundaki ( 43/35 ) "7" ( 43 ... 4+3 = 7 ) ve "8" ( 35 ... 3+5 = 8 ) nümerolojisi "döngü sonu" ve "yeni döngü başı" kavramları açısından dikkat çekmektedir. Ayette "21" kelime olması da Ruh kelimesi ve nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.

Enbiya suresinin 21/8 kodlu ayeti de maddi ihtiyaç olan "yemek yeme"ye ihtiyaç duymayan  varlıklardan bahsedilmektedir. Sure numarasının "21", ayet numarasının ise "8" olması Ruh ve Yeni Döngü kavramları açısından önem arzetmektedir.

21/8 - Ve ma cealnahüm ceseden la ye'külunet taame ve ma kanu halidın

( Ve onları yemek yemeyen gövdeler, vücutlar kılmadık. Ebedi de değillerdi. )

Doyum ve tatminin tek yolu vardır.

13/28 - Ellezine amenu ve tatmeinü kulubühüm bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinül kulub

( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah' ın hatırlanması ile, zikredilmesiyle  tatmin olur. )







Thursday, June 21, 2018

9 Boyut ( Plan )

Spritüel kaynaklar, bilinen 3 boyutun ötesinde 6 boyutun daha bulunduğundan ve toplamda 9 boyutun varlığından bahsetmektedirler.

4 Boyut : Posthumous Plan ( Toprak Ötesi Alem ) ( En düşük ruhsal boyuttur. Astral ve Cehennem Ortamını içerir. Dünya hayatına yakın bir ortamdır. )
5. Boyut : İyilik / Sevgi Planı ( Sevgi yaymanın ve paylaşmanın değerini idrak eden yarı süptil varlıkların planı )

6. Boyut : Işık Planı / Sadıklar Planı / Vazife Planı ( Sevgiyi pratik uygulamalara dönüştüren süptil varlıklar olan Vazifeli Varlıkların planı )
7. Boyut : Melekler Planı ( Bencilliğin yok olduğu ve insan ruhunun kurtarılmaya çalışıldığı gerçek sevgi planı )
8. Boyut : Başmelekler Planı ( Archangels ) Yüksek bilinç planı
9. Boyut : Kozmik Plan ( Nihai Kurtarıcılar planı )

Allahü Teala'nın ilahi mühür sayısının 10 ve dolayısıyla "1" olmasının nedeni boyutlar incelendiğinde daha manidar şekilde ortaya çıkmaktadır. Zira 9 sayısının ardından 10 sayısı gelmektedir.

17/101 - Ve lekad ateyna musa TİS'A ayatin beyyinatin fes'el benı israıle iz caehüm fe kale lehu fir'avnü innı le ezunnüke ya musa meshura ( Ve Musa' ya delil olarak DOKUZ ayeti verdik. O halde İsrailoğulları' na sual et. Zamanında onlara geldi de Firavun ona "Kesinlikle ben zannederim ki sen ey Musa, sihirlenmişsin." dedi. )

27/12 - Ve edhıl yedeke fı ceybike tahruc beydae min ğayri suin fı TİS'I  ayatin ila fir'avne ve kavmih innehüm kanu kavmen fasikın ( Ve elini koynuna sok. Firavun' a ve kavmine yönelik DOKUZ ayetin içinde olarak kusursuz beyaz olarak çıkacaktır. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

Musa'ya verilen "9 Ayet", "9 Boyuta" ilişkin bilgiler bütünü olabilir. "9 Ayet" kavramının son kez geçtiği ayetin sure numarasının "27" olması da "9" nümerolijisi açısından ilginçtir. ( 2+7 = "9" )

18/25 - Ve lebisu fı kehfihim selase mietin sinıne vazdadu TİS'A ( Ve mağaralarının içinde üçyüz sene kaldılar ve DOKUZ artırdılar. )

Mağarada ( Transta / Farklı Frekansta ) kalınan sürenin "9" artırılması da ayrıca ilginç bir bilgidir.