Çeviri

Friday, November 23, 2018

A'raf .. 7, 8 ve 11

Kur'an'ın 7. suresinin ismi olan A'raf ( Yüksek Mevki ) kelimesi ilahi nizama ilişkin spritüel terminoloji itibarıyla Spatyom ( Boşluk ) anlamına gelmektedir. Spatyom ( A'raf ) belirli adette enkarnasyon deneyimi yaşamak suretiyle enkarnasyon döngüsünün sonuna gelmiş ve aynı döngüyü tekrar yaşamak veya üst plana ( Varlığın seviyesine, ait olduğu boyuta göre Cennet veya daha üst planlar ) geçmek liyakatine haiz olacak varlıkların deneyimledikleri bir haldir. A'raf veya Spatyom kainattaki bir mekanı değil, varlığın içinde bulunduğu ruhsal durumu, hali tanımlayan bir kavramdır. Bu hal içerisindeki varlığa, tüm enkarnasyon süreci içindeki deneyimleri ve icraatları detaylarıyla hatırlatılır ve varlığın bu icraatlarına ilişkin kendisi ile hesaplaşması, kendisini yargılaması * sağlanır. Spatyom süreci varlığın icraatlarına bağlı olarak varlık için ıstıraplı olduğu kadar, huzur verici de olabilir.

* Varlığın kendisi ile hesaplaşması, kendisini yargılaması yani A'raf / Spatyom süreci aşağıdaki ayetlerde bildirilmiştir.

17/14 İkra' kitabek KEFA Bİ NEFSİKEL YEVME ALEYKEL HASİBA

( Kitabını oku. O GÜN NEFSİN HESAP GÖRÜCÜ OLARAK SANA YETER. )

A'raf suresi nümerolojik olarak incelenecek olursa;

- Sure numarası, döngü / periyod kavramının sembolü olan 7'dir.

- Surede 206 ayet bulunmaktadır. ( 2+0+6 = 8 ) 8 sayısı döngü sonunun, yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün semboldür.

A'raf suresinin aşağıdaki ayetleri de döngü sonu ve yeni döngü başlangıcı nümerolijisi açısından dikkat çekmektedir.

7/1 Elif lam mım sad

Surenin ilk ayetinde ( 7/1 ... 7+1 = 8 ) yer alan huruf setini oluşturan harflerin anlamı aşağıdaki gibi olmaktadır.

Elif Lam ( Allah ) Mim ( Sonlandırır ) Sad ( Yükseltir ) ... Allah sonlandırır yükseltir.

Ayrıca huruf setini oluşturan harflerin Arap alfabesindeki sıra numaraları toplamının nümerolojik değeri 17 yani 8 ( 1+7 ) olmaktadır. ;

Elif (1) Lam (12 Mim (13) Sad (18) ... 1+1+2+1+3+1+8 = 17* ... 1+7 = 8

Huruf setini oluşturan harflerin Arap alfabesindeki ebced değrleri toplamının nümerolojik değeri de 17 yani 8 ( 1+7 ) olmaktadır. ;

Elif (1) Lam (30) Mim (40) Sad (90) ... 1+3+0+4+0+9+0 = 17* ... 1+7 = 8 

A'raf suresinin 7/46 kodlu ayetinde A'raf'ın Spatyom olduğu açıkça izah edilir. 

7/46 - Ve (1) beyne (2) hüma (3) hıcab (4) ve (5) ala (6) el (7) A'RAFİ (8) ricalün (9) ya'rifune (10) küllen(11) bi (12) sıma (13) hüm (14) ve (15) nadev (16) ashab (17) el (18) cenneti (19) en (20) selamün (21) aley (22) küm (23) lem (24) yedhulu (25) ha (26) ve (27) hüm (28) yatmeun (29)

( Ve onlar arasında perde vardır. YÜKSEK MEVKİ / ARAF üzerinde hepsini simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennet sahiplerine "Selam üzerinize olsun." diye seslenirler. Henüz oraya girmemişlerdir ve fakat umut etmektedirler. )

- Ayetin kodunun ( 7/46 ) nümerolojik değeri "8" olup, ( 7+4+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) 8 sayısı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün nümerik sembolüdür. 

- Ayetteki "A'raf" kelimesinin 8. kelime olması da 8 nümerolojisi ve A'raf kelimesinin yeni döngü başlangıcı aşamasını ifade etmesi açısından dikkat çekmektedir.

- Ayette 29 kelime bulunması ise farklı boyuta geçiş portalinin sembolü olan "11" nümerolojisi ( 2+9 = 11 ) açısından önem arzetmektedir. "A'raf" yeni döngü başlangıcına vesile olacak farklı boyuta geçiş portalidir.



Thursday, November 22, 2018

70 Kol Uzunluğundaki Zincir ve 70 Kere Af İstemek

69/31 Sümmel cehıme salluhu ( Sonra onu cehenneme salın. )

69/32 Sümme fi SİLSİLETİN zer'uha SEB'UNE zira'an feslükuhu ( Sonra ölçüsü YETMİŞ kol uzunluğu olan ZİNCİRİN içinde, böylece onu sokun. )

Ayetteki "Silsilet" ( Zincir ) ve uzunluk ölçüsü olarak zikredilen "Seb'une Zira'an" ( Yetmiş Kol Uzunluğu ) kelimelerinin "Döngüyü" sembolize eden müteşabih kelimeler olması kuvvetle muhtemeldir. 

7 sayısının ve katlarının döngüyü ( periyod ) sembolize ettiği evvelki bölümlerde defaatle zikredilmiş ve Adem'in yaratılışından itibaren insanların 70,000 yıllık döngüler ( periyodlar ) içinde 600-700 kere enkarne olarak ( bedenlenerek ) özünde bir sınav olan ruhsal tekamül süreçlerini deneyimledikleri zikredilmişti.

"Silsilet" ( Zincir ) teşbihini analiz edebilmek için öncelikle zincirin şeklini incelemek gerekmektedir.



Resimde de görüleceği üzere zincir, her biri küçük "döngüler" olan yuvarlaklardan oluşmaktadır.  Bu yuvarlaklar, kaba hidrojen / kaba madde alemi olan Dünya hayatında "Doğum ve Ölüm" olarak algılanan döngüleri sembolize etmektedir. Dolayısıyla ayetteki "Yetmiş kol uzunluğundaki zincir" ifadesi kendisi küçük döngülerden oluşan 70,000 yıllık enkarnasyon döngüsünü, periyodunu temsil etmektedir. Ayrıca SİLSİLE kelimesi 7 harften oluşmaktadır.

Nahl suresinin 16/70 kodlu ayetinde bu husus hem anlamsal, hem de sayısal olarak bildirilmektedir.

16/70 - Ve (1) allahü (2) haleka (3) küm (4) sümme (5) yeteveffa (6) küm (7) ve (8) min (9) küm (10) men (11) yüraddü (12) ila (13) erzeli (14) el (15) umuri (16) li (17) key (18) la (19) ya'leme (20) ba'de (21) ılmin (22) şey'a (23) inne (24) allahe (25) alimün (26) kadır (27) ( Ve Allah sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirir, size vefa eder. Sizden kimileri, ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en rezil dönemine erdirilir, döndürülür. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )

- Ayet kodundaki 16/70 sayıları 1+6 = 7 ve 7+0 = 7 olarak "İkili Yedi" tezahürü sergilemektedir.
- Ayet numarası olan 70 sayısı, 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsüne işaret etmektedir.
- Ayette "27" kelime bulunması da yine "İkili Yedi" durumunu ortaya koymaktadır.
- Ayette, tekamülünü tamamlayamadıkları için döngü sonu felaketlerinden sağ kalarak kurtulan ve kaba madde aleminde kalan insanların geriye doğru evrimleştirilerek en ilkel insan seviyesine indirgenecekleri ( Erzelil Umur ( Ömrün En Rezil Fönemi ) ) ve tüm bilgilerini unutacakları bildirilmektedir. Bu husus İlahi Nizam ve Kainat kitabında aşağıdaki ifadelerle açıklanmaktadır.


"İşte bu hengâmede insanların çoğu, kendi ihtiyaçlarına cevap verecek bir âleme gidecek, az miktarda kalanlar ise yeni dünyaya intikal etmek üzere, büyük katastroftan bakiye kalmış kaya parçaları üzerinde şaşkın hâlde kalacaklardır. Zira denizlerin dibine gömülen eski kıtaların bâzı yüksek yerleri, istikbalin küçüklü büyüklü adalarını ve takım adalarını teşkil etmek üzere büyük kaya parçaları hâlinde denizlerin üstünde kalacaklardır. ..... Yeni dünya devri insanlarını, bugünkü dünyanın batışı sırasında, kıtaların yüksek yerlerinde ve tepelerinde kalan insanlar teşkil edecektir demiştik. Bu sıralarda denizin dibinden çıkan yeni kıtalarda henüz insan bulunmayacaktır. ...... İnsanlara gelince, bu dünyadan, gelecek dünyaya intikal eden insanlar, her ne kadar beden yapılarını ilk anlarda muhafaza edecek iseler de bunların zihnî durumlarında, zekâlarında, idraklerinde, duygularında, hâfızalarında büyük gerilemeler husule gelecektir. Bunlar şuurlarını kaybedecekler ve delireceklerdir. Bu insanlar geçen dünya devrine, büyük insan medeniyetlerine, kendi ferdî, ailevî ve mâşerî hayatlarına ait bütün bilgileri ve mefhumları unutacaklardır. Ne geçmiş bilgilerinden, ne ilimlerinden, ne tekniklerinden, ne kabiliyetlerinden, ne itiyatlarından, ne de kendi eski hüviyetlerinden, hafızalarında hiçbir şey kalmayacak, en iptidaî birer insan hâlinde yalnız insiyaklarıyla hareket edeceklerdir. Onların insiyaklarının başında korku gelecektir. Büyük dünya inkılâbı sırasında, gözleri önünde günlerce devam eden katastrofik hâdiseler, dünyanın korkunç ve gürültülü batışı, onların varlıklarında uzun müddet devam edecek büyük bir korku insiyakına sebep olacaktır." 

( İlahi Nizam ve Kainat )

Benzer bir durum da Tevbe suresinin 9/80 kodlu ayetinde yer almaktadır. 

9/80 İstağfir lehüm ev la testağfir lehüm in testağfir lehüm SEB'INE MERRATEN fe len yağfirallahü lehüm zalike bi ennehüm keferu billahi ve rasulih vallahü la yehdil kavmel fasikın ( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )

Ayette af talebinin 70 kere tekrarlanması yani 70 birimlik af frekansı sonrasında gerçekleşebileceği ancak bu durumun Allahü Teala'nın tayin edeceği fasıklar ( günahkarlar ) için geçerli olmadığı bildirilmektedir. Bir başka deyişle 70 sayısı yine döngü kavramı kapsamında kullanılmaktadır. Zira 70 sayısının nümerolojik değeri, sona ermenin, tamamlanmanın ve olgunlaşmanın yani döngü sonunun sembolü olan 7 sayısıdır. 
 ( Öte yandan ayet kodunun nümerolojik değeri 9+8+0 = 17 … 8 olmaktadır. )






Wednesday, November 21, 2018

Göbeklitepe 2

Göbeklitepe konusu evvelki bölümlerde, "Göbekli Tepe ... Köpekli Tepe" başlığı altında detaylı olarak incelenmişti.



T Şeklindeki Monolitler


Göbeklitepe'nin yıldızı kutsal addeden Sabii'lerden kalma bir tür tapınak olması kuvvetle muhtemeldir. Kur'an'ın Şuara suresinin 26/128 kodlu ayeti Göbeklitepe ilintili olarak düşünüldüğünde gerek nümerik ve gerekse semantik açıdan ilginç bir durum sergilemektedir.


26/128 E (1) TEBNUNE (2) bi (3) külli (4) RİY'IN (5) ayeten (6) ta'besun (7)

( Her TEPEYE ayet YAPI kurar da abesle iştigal edip eğlenir misiniz? )

26/129 Ve (1) tettehızune (2) MESANIA (3) lealle (4) küm (5) tahlüdun (6) ( Ve ebedi olacağınızı umarak SAĞLAM YAPI mı edinirsiniz? )

- 26/128 kodlu ayette "Tepelere işaret olacak şekilde yapılar inşa etmekten" bahsedilmektedir. Bu ifade Göbeklitepe kelimesiyle örüşmektedir.

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 19 sayısını vermektedir. ( 2+6+1+2+8 = 19 ... 10 ... 1 )

- Sure numarasının ( 26 ) nümerolojik değeri 8 sayısını vermektedir. Sirius yıldızının ait olduğu Canis Majoris ( Büyük Köpek ) Takımyıldızı 8 yıldızdan oluşmaktadır. Göbeklitepe tapınağının yapımında yıldızların konumlarının baz alındığına da evvelki bölümde değinilmişti.

- Ayet numarasının ( 128 ) nünerolojik değeri ise 11 sayısnı vermektedir. ( "Göbeklitepe" kelimesi 11 harften oluşmaktadır. Göbeklitepe'yi keşfeden arazi sahibi Şavak* Yıldız'ın ismi de 11 harften oluşmaktadır. Mısır mitolojisinde "Sirius yıldızının" "şafakta" görünmesi yeni bir döngünün, yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul edilirdi. Kaşifin isminin Şafak Yıldız olması bu noktada ilginç bir durum arzetmektedir.  ( * Farsça kökenli olan "Şavak" kelimesi "Işık, Parıltı; Şevk" anlamına gelmekte olup, Arapça "Şafak" ( Tan zamanı, Gün doğumu ) kelimesinin fonetik bir tezahüdür. )

- "Yapılar" ile ilgili 26/128 ve 26/129 kodlu ayetlerdeki kelime adetlerinin de ( sırasıyla 7 ve 6 ) dikkate alındığı nümerolojik hesaplamalar 8 sonucunu vermektedir.

2+6+1+2+8+7 = 26 ... 2+6 = "8"
2+6+1+2+9+6 = 26 ... 2+6 = "8"

- İlahi yaratış sisteminin temel kavramlarından olan Döngünün ve Düalitenin sembolü olan 8 ve 11 sayılarının tezahürü dikkat çekmektedir. Ayrıca bu nümerolojik analizlerde "88" sayısı da göze çarpmaktadır. ( 8 x 11 = 88 ve her iki ayet kodunun kelime adedini de dikkate alarak hesaplanan nümerolojik değerleri 8 ve 8 )

8 ve 11 sayıları yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portal kavramlarının nümerolojik sembolleridir. 8 ve 11 sayılarının toplamı da 19 sayısını yani nümerolojik olarak “1” ( 1+9 = 10 … 1+0 = 1 ) sayısını vermektedir. 1 sayısı da üniteyi ( vahdet ) sembolize eden sayıdır.

Avustralya'daki Aborijinlerin kullandıkları 8 sayısını andıran bir sembole, Göbeklitepe'deki monolitlerin üzerinde rastlanmıştır. Bu sembolün ortasında yer alan yatay çizginin üstünde ve altındaki "U" benzeri figürün, düalitenin bileşenleri olan pozitif ve negatif frekansları simgelediği, ortadaki yatay çizginin ise üniteyi simgelediği düşünülebilir.



Ayrıca Göbeklitepe'de monolitlerden birinin üzerinde yer alan "H" formundaki sembol de dikkat çekmektedir. "H" harfi yaratılışın özü olan Esir maddesinin de özü olan Hidrojen ( H ) atomunun sembolüdür.



"H" harfi dillerde 3. tekil şahıs "O" zamirinin karşılığıdır.

He / Him ( İngilizce )
Hu / Hüve ( Arapça )
IHn / IHm ( Almanca )

"O" zamiri uzakta olanı ifade eder. Bu bağlamda "H" harfi ile başlayan aşağıdaki kelimeler de "Uzakta, Yüksekte! olanı" ifade etmektedir. "O" zamiri uzakta olanı ifade eder. Bu bağlamda "H" harfi ile başlayan aşağıdaki kelimeler de "Uzakta, Yüksekte! olanı" ifade etmektedir. “İlaH” ( O’na doğru ) kelimesindeki “H” harfi de bu işlevi görmektedir. ( H harfinin 11 sayısıyla olan benzerliği de ayrı bir husustur. )

High ( Yüksek - İng. )
Haut ( Yüksek - Fra. )
Hoch ( Yüksek - Alm. ) Havaî ( Havaya, Yükseğe ait - Ara. )

Göbeklitepe'nin bulunduğu şehrin ismi "Urfa" ( Arf ve A'raf kökü ) olup bu kelime "Yükseltilmiş" anlamına gelmektedir. Ayrıca "Göbeklitepe" kelimesinin 11 harften oluşması da boyut portalı ve halden hale geçiş kavramlarına işaret etmekte gibidir. 

Helios ( Güneş - Yun. ) ( Güneş'i oluşturan Helium gazı ve Hidrojen de konuyla ilntilidir. )

Monolitlerden birinin üzerinde yer alan "Çanta" / "Kova" figürleri de Annunaki rölyeflerindeki "Çanta" / "Kova" figürüyle benzeşmektedir. Bu figür "Tabuti Sekine" ( Sükunet sandığı ) / Ahit Sandığı'nın sembolü olabilir.


Soldaki Göbeklitepe monolitinin üst kısmında 3 adet "Çanta" / "Kova" figürü görülmekte olup, benzer figür ortadaki iki Annunaki rölyefinden birinin sağ elinde, diğerinin ise sol elinde görülmektedir.

Göbeklitepe’de bulunan ve halen Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olan Alien kafası formundaki ( ters damla formu ) kafa heykelleri dikkat çekmektedir.



Göbeklitepe'deki daire şeklindeki alanlardaki T formundaki monolitler ( Dikiltaşlar, Nüsub ) ve dairesel alanı çevreleyen sıvı kanalları ( Adak kanının akması için mi ? ) buranın satanik kan ritüelleri için kullanılan bir tapınak olması ihtimalini de ortaya koymaktadır. Maide suresinin 3. ayetinde üst süptil boyut varlıklarını simgeleyen dikilitaşlar için adak verilmesinin haram olduğu bildirilmektedir.

5/3 - Hurrimet aleykümül meytetü demü ve lahmül hınzıri ve ma ühille li ğayrillahi bihı vel münhanikatü vel mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netıyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma zekkeytüm ve ma zübiha alen NÜSUBİ ve en testaksimu bil ezlam zaliküm fisk el yevme yeissellezine keferu min dıniküm fe la tahşevhüm vahşevni el yevme ekmeltü leküm dıneküm ve etmentü aleyküm nı'metı ve radıytü lekümül islame dına fe men idturra fı mahmesatin ğayra mütecanifin li ismin fe innellahe ğafurun rahım

( Ölü, kan, domuz eti, o Allah’tan başkası için kesilmiş, boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış, canavarın yiyip yırttığı o diri iken kesmedikleriniz, DİKİLİTAŞLAR üzerine o boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar günahkarlıktır. Bugün inkarcılar, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. O halde, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size, dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım. Size din olarak islamı, teslimiyeti istedim. Günaha istekle yönelme haricinde, açlıktan zorda olup mecbur kalana kesinlikle Allah affedendir, merhametlidir. )

Ayrıca bkz.

Monday, November 19, 2018

13 Sayısı ve Cuma

13 sayısı bazı okült eztoterik kültürlerde "Uğursuz, Hayırsız" olarak nitelenir. Bu yaklaşımda "Uğursuzluk, Hayırsızlık" kavramı "Ölümü" temsil etmektedir.

Yahudi İbraniler’e göre 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni İbrani alfabesinin 13’üncü harfinin "Mem" harfi olmasıdır. Semitik dil kökeninden olan İbranice ve Arapça dilleri alfabelerindeki harfler ve telafuzları itibarıyla benzeşmektedir. Zira Arap alfabesindeki 13. harf "Mim" harfidir. "Mim" harfi aynı zamanda bir kelime kökü olup "Sonlanma, Tamamlanma" anlamına gelmektedir. "Son" kavramı "Ölüm" olarak yorumlanmak suretiyle "Mim" harfinin alfabedeki sıra numarası olan 13 sayısı  bazı kültürlerde "uğursuz, hayırsız" addedilmiştir.

İbrani Alfabesi

Arap Alfabesi

Tevrat'ın Ester suresinin 3/13 kodlu ayetinde bahsedilen "On Üçüncü Gün" ve "o gün vuku bulması planlanan olaylar" da 13 sayısına olumsuz anlam yüklenmesinin sebeplerinden biri olabilir. Ayet numarasının da 13 olması dikkat çekmektedir.

17 Ester 3/"13" Krallığın bütün illerine ulaklar aracılığıyla mektuplar gönderildi. Bu mektuplar, on ikinci ay olan Adar ayının ON ÜÇÜNCÜ günü, genç, yaşlı, kadın, çocuk, bütün YAHUDİLER'İN bir günde ÖLDÜRÜLÜP YOK EDİLMESİNİ, kökünün kurutulup mal mülklerinin de yağmalanmasını buyuruyordu.

Bakara suresinin 2/9 kodlu ayetindeki "CÜMÜ'AT" ( Cuma / Toplanma ) kelimesi yer almaktadır.

2/9 - Yuhadiunallahe vellezine amenu ve ma yahdeune illa enfüsehüm ve ma yeş’urun ( Ey o inananlar, TOPLANMA / CUMA günü duaya çağrıldığında Allah' ı hatırlamaya koşun. Alışverişi bırakın. Eğer bilenler iseniz bu size daha hayırlıdır. )

Kur'an'da 13 adet kelime içeren ve ayet numarası 13 olan 3 ayet bulunmaktadır. Bu 3 ayetin içerdikleri anlamlar da birbirleriyle tutarlı ve tamamlayıcı bir görünüm sergilemektedir.

26/13 - Ve (1) yedıyku (2) sadr (3) i (4) ve (5) la (6) yentaliku (7) lisan (8) i (9) fe (10) ersil (11) ila (12) harun (13)

( Ve göğsüm daralır da dilim salıvermez. O halde Harun' a da gönder. )

41/13 - Fe (1) in (2) a'radu (3) fe (4) kul (5) enzertü (6) küm (7) saıkaten (8) misle (9) saıkati (10) adin (11) ve (12) semud (13) 

( Eğer yüz çevirirlerse, böylece de ki: "Sizi, Ad' ın ve Semud' un yıldırımının aynısı olan yıldırıma karşı uyardım." )

64/13 - Allahü (1) la (2) ilahe (3) illa (4) hüve (5) ve (6) ala (7) allahi (8) fe (9) li (10) yetevekkeli (11) el (12) mü'minun (13)

( Allah ki O’nun haricinde ilah yoktur. O halde, inananlar Allah’a  dayanıp sığınsınlar. )

Kur’an’da 13 adet kelime içeren ilk ayet Bakara suresinin 2/11 kodlu ayeti olup, bu ayette şeytana kulluk eden “Bozguncular”dan bahsedilmektedir. Ayet kodundan 13 sayısının elde edilmesi de ayrı bir durumdur. ( 2+11 = 13 )

2/11 - Ve (1) iza (2) kıle (3) lehüm (4) la (5) tufsidu (6) fi (7) el (8) ardı (9) kalu (10) innema (11) nahnü (12) müslihun (13) ( Ve onlara "Yerde bozgun yapmayın." denildiğinde, "Kesinlikle bizler iyileştirenleriz." derler. )


Ayrıca 13 sayısındaki 1 rakamı Elif, 3 rakamının yan yatmış hali de Lam Lam harflerine benzemektedir.  Bu harfler Allah kelimesini oluşturan Arapça harflerdir. Dolayısıyla müşrik satanistlerin 13 sayısını uğursuz, hayırsız addetmelerinin okült ezoterik sebebi bu olabilir. 

1. sure olan Fatiha suresinin 3. ayetinin yani 1/3 kodlu ayetin sadece Allahü Teala'nın sıfatları olan kelimelerden "Er rahman er rahim" oluşması da dikkat çekicidir. Ayet kodu 13 temsili gibi görünmektedir.


Kur’an’da 13 kelimeden oluşan 217 ayet bulunmaktadır. 2,1 ve 7 sayıları Allah kelimesinin Kur’an’daki tekrar adedi olan 2701 sayısını oluşturan rakamlardır. 217 sayısının nümerolojik değeri de 10 olmaktadır.


Sunday, November 18, 2018

Bekket, Mekket, Kıble ve Kabe

Kabe'nin bulunduğu şehir olan Mekke, Kur'an'da "Bekket" ve "Mekket" olarak yer almaktadır.

3/96 - İnne evvele BEYTİN vüdıa lin nasi lellezi Bİ BEKKETE mübaraken ve hüden lil alemın ( Kesinlikle insanlar için kurulan ve alemler için yönlendirme olan ilk EV bereketli BEKKE / MEKKE' dekidir. )

48/24 - Ve hüvellezi keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm Bİ batni MEKKETE min ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bima ta'melune basıra ( Ve MEKKE' nin içinde onlara muzaffer olmanızdan sonra, onların ellerini üzerinizden ve ellerinizi onların üzerinden çektiren O'dur. Allah ne yaptığınızı görendir. )

İlmi çevrelerce, ayetlerde yer alan BEKKET ve MEKKET kelimelerinin aynı yeri yani Mekke'yi ifade ettikleri düşünülmektedir. Ancak son dönemde Kanadalı araştırmacı yazar Dan Gibson tarafından yapılan araştırmalarda Bekket'in ve Mekket'in ayrı yerler ( şehirler ) olduğu, Bekket'in Mekket'e göre kuzeyde kalan, bugün Ürdün sınırları içinde olan ve Petra olarak bilinen şehir olduğu beyan edilmektedir. 

"Bekket" kelimesi "Ağlama Yeri, Dökülme Yeri" anlamlarına gelmektedir. ( "Bek" kök kelimesi "Yaş dökme, Su dökme, Yağdırıp akıtarak dökme" anlamlarını içermektedir. ) "Bekket" ile aynı kökten olan, B, K, C ve T ünsüz harflerini içeren ve batı dillerinde yer alan aşağıdaki kelimeler önem arzetmektedir.

BuCKeT ( Kova ) 
PoCKeT ( Cep )
BouQueT ( BuKeT ) ( Demet )
PaKeT ( Paket )

Bu kelimelerin hepsi " Toplama, Toplanma, Bir araya gelme / getirme" anlamı içermektedir. Dolayısıyla "Toplanılan, Bir araya gelinen yer" olarak düşünüldüğünde "Bekket" kelimesi anlam ifade etmektedir. Ayrıca Kur'an'da BEYT'in ( Ev ) bulunduğu yeri bildiren tek ayet olan 3/96 kodlu ayette BEKKET kelimesi yer almaktadır. ( Özellikle İngilizce'deki Bucket kelimesi "İçine sıvı toplanan hazne" anlamında olup, Bekket ( Ağlama yeri, Gözyaşı toplanma yeri ) kelimesi açısından dikkat çekmektedir. )

Bekke/t'in, Tevrat'ta yer alan BAKA vadisi yani Kabe' nin bulunduğu vadi. Mekke/t'in ise Kabe'nin de içinde bulunduğu Bekket / Baka vadisi ve diğer vadileri de içeren şehir olma durumu söz konusudur.

19 Mezmurlar 84-6 BAKA Vadisi'nden geçerken, Pınar başına çevirirler orayı, İlk yağmurlar orayı berekete boğar.


"Kabe'nin bulunduğu yön" veya "Güney" anlamında olduğu bilinen KIBLE kelimesinin kökü KIBL / KIBEL kelimesi olup "Yön, Cihet, Taraf" anlamına gelmektedir. Yani Kıble kelimesi "Güney" veya "Kabe'nin yeri" gibi bir kök anlam içermemektedir. ( Kıble kelimesi Kıbl / Kıbel kelimesinin fiil gibi çekilerek türetilmiş hali ( Kıbl+e ) * olup "Yönelge, Yönlenilmiş olan, Tarafına çevrilmiş olan" anlamına gelmektedir.

* Fransızcada "é" eki sonuna geldiği kelimeye "Olunmuş, Edilmiş" anlamı verir. Örnek : Couleur ( Renk ), Color+é ( Renk+li, Renk+lenmiş olan )

BEKKET kelimesinin Kur'an'da ilk ve son kez geçtiği ayette Bekket kelimesinin sıra numarası 11 olup, ayette de 17 kelime bulunmaktadır. 

3/96 - İnne (1) evvele (2) beytin (3) vüdıa (4) li (5) en (6) nasi (7) le (8) ellezi (9) bi (10) BEKKETE (11) mübaraken (12) ve (13) hüden (14) li (15) el (16) alemın (17) 

( Kesinlikle insanlar için kurulan ve alemler için yönlendirme olan ilk ev bereketli Bekke / Mekke' dekidir. )

KA'BET ( Kabe ) kelimesinin "Beytel Haram" ( Hürmet Evi ) olarak geçtiği tek ayette Kabe'nin tanımlamasını içeren ilk cümle 8 harften oluşmaktadır.

5/97 - Ceale (1) allahü (2) el (3) KA'BET (4) el (5) beyt (6) el (7) harame (8) .......

( Allah Kabe'yi hürmet evi kıldı. ..... )

Kabe kelimesi ise Kur'an'da iki kez tekrarlanmaktadır. Kabe kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodu 5/95 ve bu ayette Kabe kelimesinin sıra numarası 37'dir. ( 5+9+5+3+7 = 29 ... 2+9 = 11 )

Saturday, November 17, 2018

Fısıltılar ( Necva )

"Necva" ( Fısıltı / Gizli Fısıltılı Konuşma ) kavramı ilmin ilahi kanalla yani vazifeli varlıklar tarafından gerçeğe yönlendirecek şekilde iletilmesi anlamını içerdiği gibi, cinler ( obsesör varlık ) tarafından gerçekten saptırmak amacıyla iletilmesi anlamını da içerir.

Aşağıdaki İncil ve Kur'an ayetlerinde, gerçeğin gizli kalamayacağı, döngü sonunda mutlaka açığa çıkacağı ve tüm insanlara erişeceği bildirilmektedir.

40 Matta 10-26 "Bu yüzden onlardan korkmayın. Çünkü örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. 


40 Matta 10-27 Size karanlıkta söylediklerimi, siz gün ışığında söyleyin. Kulağınıza fısıldananı, damlardan duyurun.

86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )

Fısıltılı konuşmanın düal / ikili yani olumlu ve olumsuz yönleri aşağıdaki ayetlerde bildirilmekte ve fısıltıların çoğunlukla zalimler tarafından kötü yönde üretildiği bildirilmektedir. Fısıltı kavramı daha geniş ele alınıp, gizli iş çevirme olarak da düşünülmelidir.

4/114 - La hayra fı kesırin min NECVAHÜM illa men emera bi SADEKATİN VE MA'RUFİN ev ıslahın beynen nas ve men yef'al zalikebtiğae merdatillahi fe sevfe nü'tıhi ecran azıma ( DOĞRULUĞU VE İYİLİĞİ veya insanların arasını iyileştirmeyi emredeninki hariç, onların gizli FISILTILI KONUŞMALARININ ÇOĞUNDA HAYIR YOKTUR. Kim bunları Allah' ın rızasını aramak için yaparsa, yakında ona büyük ödül veririz. )


9/78 - E lem ya'lemu ennellahe ya'lemü sirrahüm ve necvahüm ve ennellahe allamül ğuyub ( Allah' ın, onların sırlarını ve gizli fısıltılı konuşmalarını bildiğini ve kesinlikle Allah' ın gaybları bilen olduğunu bilmediler mi? )

17/47 - Nahnü a'lemü bima yestemiune bihı iz yestemiune ileyke ve iz hüm necva iz yekulüz zalimune in tettebiune illa racülen meshura ( Seni dinlediklerinde, onunla neyi duyduklarını ve onlar gizli fısıltılı konuşurlarken zalimlerin "Kesinlikle ancak sihirlenmiş adama tabi oluyorsunuz." dediklerini biz biliriz. )

43/80 - Em yahsebune enna la nesmeu sirrahüm ve necvahüm bela ve rusülüna ledeyhüm yektübun ( Kesinlikle bizim onların sırlarını ve gizli fısıltılı konuşmalarını duymadığımızı mı sandılar? Bilakis, yanlarındaki resullerimiz yazarlar. )

Mücadele suresinin 58/7 kodlu ayetinde müşrik inkarcıların fısıltılı konuşmalarına dikkat çekilmektedir. Bilindiği üzere cinler, saptırmak istedikleri insanlar ile fısıltılı seslenme şeklinde iletişim kurarlar.

58/7 - E lem tere ennallahe ya'lemu ma fis semavati ve ma fil ardı ma yekunu min necva selasetin illa hüve rabiuhüm ve la HAMSETİN illa hüve SADİSUHÜM ve la edna min zalike ve la eksere illa hüve meahüm  eyne ma kanu sümme yunebbiuhüm bima amilu yevmel kıyameti innallahe bi külli şey'in alim ( Kesinlikle Allah' ın, göklerde ne varsa ve yerde ne varsa bildiğini görmüyor musunuz? Üç kişi arasındaki gizli fısıltılı konuşma, O onlardan dördüncüsü olmadan olmaz. BEŞ kişi arasındaki gizli fısıltılı konuşma, O onlardan ALTINCISI olmadan olmaz. Ne bundan daha azı, ne de çoğu, onun onlarla birlikte olduğu zaman haricinde olmaz. Sonra, ayağa kalkış gününde, onlara o yaptıklarını haber verir. Kesinlikle Allah herşeyi bilendir. )

Ayette, fısıltılı konuşan kişi adedi olarak en son 5 kişiden bahsedilmekte ve 6.nın mutlak surette Allahü Teala olacağı teşbih kullanılarak bildirilmektedir. ( Zira Allah her şeyden münezzehtir. O'nu nyaratılışın içinde temsil edilmesi mümkün değildir. ) 5 ve 6 sayıları ile esas itibarıyla Allah'a eş / ortak koşan müşrik inkarcılar nümerolojik olarak tanımlanmıştır. 5+6 = 11 ( 11 sayısı şeytani nümerolojide şirkin, O'na eş koşmanın sembolüdür.

58/8 - E lem tere ilellezine nuhu anin NECVA sümme ye'udune li ma nuhu anhu ve YETENACEVNE bil ismi vel udvani ve ma'sıyetir resuli ve iza cauke hayyevke bima lem yuhayyike bihillahu ve yekulune fi enfüsihim lev la yu'azzibunallahu bima nekulu hasbuhüm cehennemu yaslevneha fe bi'sel masır ( GİZLİ FISILTILI KONUŞMADAN menedilip de sonra o menedildiklerine dönenleri, günah ile GİZLİ FISILTILI KONUŞMALARINI, düşmanlığı ve o resule isyanı görmedin mi? Ve sana geldiklerinde, Allah' ın "Haydi gel." demediği gibi "Haydi gel." diyorlar sana. Nefislerinin içinde, "Allah o söylediklerimizden dolayı azap etmeli değil miydi?" derler. Onların gereği cehennemdir. Oraya yakınlaşıp yaslanacaklar. Artık ne kötü varış yeridir.)

Bu ayette ise cinlerin ve onlara kulluk eden müşriklerin insanları saptırmak için Allah'ın kelamını taklit ettikleri bildirilmektedir.

58/10 - İnnemen NECVA mineş ŞEYTANİ li yahzunellezine amenu ve leyse bi darrihim şey'en illa bi iznillahi ve alellahi fel yetevekkelil mu'minun ( Kesinlikle o GİZLİ FISILTILI KONUŞMALAR o inananları hüzünlendirmek için ŞEYTANDANDIR. Onlara, Allah' ın izni haricinde hiçbir şeye zarar veremez. O halde inananlar Allah’a  dayanıp sığınsınlar. )

Baalzebub

Hacc "22"/73 - Ya (1) eyyüh (2) en (3) nasü (4) duribe (5) meselün (6) fe (7) estemiu (8) leh (9) inne (10) ellezine (11) ted'une (12) min (13) duni (14) allahi (15) len (16) YAHLÜKU "(17)" ZÜBABEN (18) ve (19) lev (20) ictemu (21) leh (22) ve (23) in (24) yeslüb (25) hüm (26) ez (27) ZÜBABÜ (28) şey'en (29) la (30) yestenkızu (31) hü (32) min (32) h (33) daufet (34) talibü (35) ve (36) el (37) matlub (38)

( Ey insanlar, misal, söz beyan edilmiştir. Artık onu duyun. Kesinlikle o ALLAH'TAN BAŞKASINI ÇAĞIRANLAR, şayet toplanıp onun için bir araya gelseler bile SİNEK yaratamazlar. Eğer SİNEK onlardan bir şey kapsa, onu ondan kurtarmaya istidatları olmaz. Taleb eden de taleb edilen de ZAYIFTIR. )


Sinek misali verilen ve "yaratış"'tan bahsedilen 22/73 kodlu ayette yine "38" kelime bulunmakta ve "11" nümerolojisine dikkat çekilmektedir. ( 3+8 = 11 )

Ayet numarası ile 1. ve 2. «Zübab» ( Sinek ) kelimelerinin sıra numaralarını oluşturan rakamlar toplandığında; 7+3+1+8+2+8 = 29 ... 2+9 = 11

11 sayısı ilahi nümerolojide düalite, döngü ve farklı boyuta geçiş portalı anlamına gelmektedir. Ancak ilahi ilmi eğrilterek, kötü anlam yükleme çabasında olan müşrik inkarcılar 11 sayısını matematikteki eşit işaretinden de esinlenerek şirk sembolüne dönüştürmüşlerdir. Bir başka deyişle 11 sayısı satanistler için "O'na ortak / eş koşma" manasını sembolize etmektedir. Zira ayetin sonunda yer alan "Talep eden de talep edilen de zayıftır." ifadesindeki "Talep eden" müşrikleri, "Talep edilen ise şirk koşulanları" tanımlamaktadır.

İncil’de “BAALZEBUB” ( Büyük Sinek / Yüce Sinek ) isminde cinleri önderi yani İblis'in bir sembolü niteliğinde olduğu bildirilen bir varlıktan bahsedilir. İnkarcı müşrikler Mesih İsa'nın cinleri Baalzebub'un yardımıyla çıkardığını iddia etmektedirler.

41 Marko 3-22 Ve Yeruşalim'den gelen bilge yazıcılar "O BAALZEBUB'dur. Ve ŞEYTANLARIN PRENSLİĞİ sayesinde şeytanları çıkarıyor." dediler.

42 Luka 11-15 Ama içlerinden bazıları, "Cinleri, CİNLERİN ÖNDERİ BAALZEBUB'un gücüyle kovuyor" dediler.

42 Luka 11-19 Eğer ben cinleri BAALZEBUB’un gücüyle kovuyorsam, sizin adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Sizi bu durumda kendi adamlarınız yargılayacak.

Baal ( Yüce / Şah ) + Zebub ( Sinek ) ... Yüce Sinek / Sinekler Şahı



Baalzebub ( Yüce Sinek / Sinekler Şahı )


22/73 Ey insanlar, misal, söz beyan edilmiştir. Artık onu duyun. Kesinlikle o ALLAH'TAN BAŞKASINI ÇAĞIRANLAR şayet toplanıp onun için bir araya gelseler bile SİNEK yaratamazlar. Eğer SİNEK onlardan bir şey kapsa, onu ondan kurtarmaya istidatları olmaz. Taleb eden de taleb edilen de ZAYIFTIR.



22/73 kodlu ayette bildirildiği üzere İblis ve onun neferi cin şeytanları sadece imanı zayıf müşrik inkarcılar üzerinde tesirli olabilmektedir. Ve şeytanların da, onlara tabi olan müşriklerin de inanan ve teslim olanlar karşısında zayıf oldukları vurgulanmaktadır.

Kukulkan

Maya’ ların «Tüylü Yılan» olarak tasvir ettikleri KUKULKAN isimli pagan Tanrı’nın isim kökeninin Kur'an ayetlerinde geçen "YeKUL KUN fe yeKUN" ( Ol der olur ) ifadesinin şirk yapılmak yani ( Allah'a ortak koşmak ) suretiyle kullanımından kaynaklanma ihtimali bulunmaktadır. Zira sihirde kullanılan "Abracadabra" ( Ebri ke debri ) ifadesi de "Düşününce / Yazınca / Konuşunca yaratırım" anlamına gelmektedir.

  Kukulkan

"Kukulkan Piramiti" olarak anılan Mayalardan kalma Meksika'daki Chichen Itza basamaklı piramitinde de "Kukulkan", "Serpent descent" ( Yılan inişi ) tasviriyle sembolize edilmiştir. 



Kukul = Tüylü, İbikli
Kan* = Yılan 

Kukulkan = Tüylü - İbikli yılan ( Ku Klux Klan aksesuarı olan kukuleta ile simgelenmektedir. )

* Arapça'da "Can" kelimesi "Yılan" anlamına gelmektedir. "Kan" kelimesi bir telaffuz versiyonu olup köken ortaktır.


Kukulkan sembolizmi örnekleri

Satanik eğilimleri ve eylemleri ile bilinen KU KLUX KLAN cemiyetinin isminin de KUKULKAN'dan kaynaklanmış olması kuvvetle muhtemeldir.

      Ku Klux Klan ritüelinden bit enstantane

1871 yılında Mississipi'de yakalanmış Ku Klux Klan üyelerinin resmi. 

Ku Klux Klan uyelerinin başlarına geçirdikleri aksesuar olan "Kukuleta" kelimesinin kökeninde de "Kukulkan" kelimesi bulunmaktadır. "Kukuleta" kelimesinin kökeni Latincede "Cuculla", Fransızcada ise "Coquelet" olarak telaffuz edilen ve "Genç horoz" anlamına gelen kelimelerdir. Horozun "kafasındaki ibik uzantısı"ndan sembolik ve semantik bağ kurulmuş gibi görünmektedir. "Cuculla" kelimesine "Can* / Kan" ( Yılan ) eklenince ortaya "Tüylü - İbikli Yılan" anlamı çıkmaktadır.

* "Vatican" kelimesi de "Vatis" ( Kavga) ve "Can"* ( Yılan / Cin ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Yılanın / Cinin Kavgası" anlamını içermektedir.
















Friday, November 16, 2018

Sekizli Ayetler

Kur'an'da 8 kelimeden oluşan ve sıra numaraları 8 olan 4 ayet bulunmaktadır. Ve bu ayetlerde üst aleme ( Cennet / Sevgi Planı ) geçme liyakatine erişecek olan sağın sahiplerine ilişkin bilgiler bir akış halinde bildirilmektedir.

56/8 - Fe (1) ashabu (2) el (3) meymeneti (4) ma (5) ashabu (6) el (7) meymeneti (8) ( O halde sağın sahipleri. Nedir sağın sahipleri? )

Cennet ehli olan Sağın Sahipleri'den bahsediliyor.

89/8 - Elleti (1) lem (2) yuhlak (3) mislü (4) ha (5) fi (6) el (7) bilad (8) ( Ki onun aynısı beldeler içinde yaratılmamıştı. )

İrem adı verilen cennet benzeri bahçesel mekan eşsiz belde olarak tasvir ediliyor.

91/8 - Fe (1) elheme (2) ha (3) fücure (4) ha (5) ve (6) takva (7) ha (8) ( Böylece ona kötülüğünü, günahını ve sakınmasını ilham eden. )

İnsanların kötü ve iyi ilhamlara maruz kaldıklarından bahsediliyor.

99/8 - Ve (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) şerran (6) yera (7) h (8) ( Ve kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde kötülük yapmışsa onu görür. )

Kötülüğün karşılığının alınacağı bildiriliyor.

- 8 kelimelik ilk ayetin 56. surenin 8. ayeti olması, 11 ve 8 nümerolojisi ( düalite ve yeni döngü başlangıcı ) açısından dikkat çekicidir. ( 56 ... 5+6 = 11 )

- Ayet kodlarının nümerolojik toplamları da "88" sayısını vermektedir. 88 satyısı 11 ve 8 sayılarının çarpımından elde edilmekte olup, Melek kelimesinin nümerik sembolüdür.

( 5+6+8+8+9+8+9+1+8+9+9+8 = 88 )







Thursday, November 15, 2018

Kaderi Belirleyebileceklerini Sananlar

"Kader" kelimesi "Kadr" kökünden türemiş olan ve "Ölçü" anlamına gelmektedir. Kadr kökünden türeyen diğer bazı kelimeler ise şöyledir.

Mikdar = Ölçülmüş olan
Takdir = Ölçme, Hüküm verme
Kadir = Takdir eden, Gücü yeten


Kendilerini küresel elit olarak niteleyen ve kimliklerini gizli tutan gafil müşriklerden oluşan bir kitle, şeytanın saptırması nedeniyle, kendilerini "insanların kaderini belirleyebileceklerine" ve "takdir yetkisinin kendilerinde de olabileceğine" inandırmış olup, bu yolda planlar ve hesaplamalar yapmakta ve fikirler üretmektedirler. Hesaplamaların temelini ise üzerine kötü anlam yükledikleri ilahi nümeroloji oluşturmaktadır. Dünyadaki genel negatif enerjinin ve olumsuzlukların kaynağı da şeytanın neferi olmuş bu kitlenin icraatlarından kaynaklanmaktadır.

Kur'an'da bu durum Müddessir suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir. Müddessir kelimesi "Örtüsüne Bürünen / Gizlenen" anlamına gelmekte olup, "kimliğini gizli tutanlar" ifadesi ile uyum arzetmektedir. Ayette KADR / KADER kök kelimesi yer almaktadır.

74/18 - İnnehu fekkere ve KADDERE ( Kesinlikle o fikretti ve ÖLÇTÜ. )
74/19 - Fe kutile keyfe KADDERE ( Hem öldürülesi nasıl da ÖLÇTÜ. )
74/20 - Sümme kutile keyfe KADDERE ( Sonra öldürülesi nasıl da ÖLÇTÜ. )

Müddessir suresinin sure numarası olan 74 ve suredeki ayet adedi olan 56 sayılarının nümerolojik değerlerinin "11" olması da konuya ilişkin ilahi bir mesaj niteliğindedir.



Rüyadaki 11 Yıldız

12/4 - İz kale yusüfü li ebıhi ya ebeti innı raeytü EHADE AŞERA KEVKEBEN veş şemse vel kamera raeytühüm li sacidın

( Zamanında Yusuf babasına "Ey babam, kesinlikle ben ONBİR YILDIZ, Güneş ve Ay gördüm. Onları benim için yere kapanırlarken gördüm." dedi. )

Haberci Yusuf'un rüyasında gördüğü 11 yıldız ile Güneş sistemindeki 11 yıldızın / gezegenin tanımlanıyor olması astronomik bilgilerin kadim bilgiler olduğunu ortaya koymaktadır.


1- Güneş
2- Merkür
3- Venüs
4- Dünya
5- Ay
6- Mars
7- Jüpiter
8- Satürn
9- Uranüs
10- Neptün
11- Plüto





Wednesday, November 14, 2018

Döngüyü Özetleyen 11'li Ayetler

Kur'an'da 11 kelimeden oluşan ve sıra numaraları 11 olan 5 ayet bulunmaktadır. Ve bu 5 ayet dünya hayatını deneyimlemekte olan insana döngüsel sürecin yapısını özetler niteliktedir.

15/11 - Ve (1) ma (2) ye'tı (3) him (4) min (5) rasulin (6) illa (7) kanu (8) bi (9) hı (10) yestehziun (11) ( Ve onlara, alay etmiş olduklarının haricinde resul gelmedi. )

Resul geliyor.

30/11 - Allahü (11) yebdeü (2) el (3) halka (4) sümme (5) yüıydü (6) hu (7) sümme (8) iley (9) hi (10) türceun (11) ( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. ) 

Yaratılışa ve yaşam döngüsününe ilişkin bilgiyi veriyor.

39/11 - Kul (1) in (2) nı (3) ümirtü (4) en (5) a'büde (6) allahe (7) muhlisan (8) lehü (9) ed (10) dın (11) ( De ki: "Kesinlikle ben, dini O’na halis kılarak Allah’a  kulluk etmeye emrolundum." )

İnsanın yapması gerekeni tanımlıyor.

67/11 - Fe (1) a'teref'u (2) bi (3) zenbi (4) him (5) fe (6) suhkan (7) li (8) ashabi (9) es (10) se'ır (11) ( Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık ateşin sahipleri için uzak olmalar. )

Yapılması gerekeni yapmayanların, inkarcıların, müşriklerin ve günahkarların akıbetini tanımlıyor.

69/11 - İn (1) na (2) lemma (3) tağa (4) el (5) mau (6) hamelna (7) küm (8) fi (9) el (10) cariyet (11) ( Sular azdığında, kesinlikle biz sizi akıp gidenlerin içinde taşıdık. )

İnanan ve samimi kulların akıbetini tanımlıyor.

11'li ayet setinde 8 ve 88 sayıları da dikkat çekmektedir.

- Ayet setindeki ilk ayet olan 15/11 kodlu ayetin kod nümerolojisi 8 olmaktadır. ( 1+5+1+1 = 8 )
- Ayet setindeki son ayet olan 69/11 kodlu ayetin kod nümerolojisi de 8 olmaktadır. ( 6+9+1+1 = 17 ... 1+7 = 8 )
- Ayet setindeki İlk ve Son ayetlerin ayet kodlarının nümerolojik değeri olan 8 ile ayetteki kelime adedini ifade eden sayı olan 11  çarpıldığında 88 sayısı elde edilmektedir. ( 8 x 11 ) 88 sayısı "Melek" kelimesinin Kur'an'daki frekansı olup, Melek kelimesini sembolize etmektedir.

Bu durum, döngü sonunda tezahür edecek doğa olayları ( tufan, sel, deprem vb. ) esnasında liyakate erişmiş olan insanların meleklerin yardımıyla ve Rab'bin tahsis ettiği arş ( Noah ARK ( Nuh Gemisi ) kelimesindeki Ark da Arş kelimesidir. ) ) ile - ki bu ifade müteşabihtir. - göklerin kapılarından geçirilmelerini ve cennete intikallerini teşbih yoluya tasvir etmektedir.

69/17 - Vel MELEKU ala ercaiha ve YAHMİLU ARŞE RABBİKE fevkahüm yevmeizin SEMANİYET ( Ve MELEK onun çevresindedir. O gün onların SEKİZİ, üstlerinde RAB'BİNİN ARŞINI TAŞIRLAR. )

11 kelimeden oluşan 5 ayetteki toplam kelime adedinin 55 olması da ilahi mühür olan "10" yani "1" sayısı ile ilnitilidir. Zira 1 sayısı Allah'ı ve O'nun tekliğini, birliğini sembolize etmektedir. Kur'an'da Allahü Teala'nın sıfatından ( haşa ) ismini almış tek sure bulunmaktadır. Bu sure 55. sure olan Rahman suresidir.




Tuesday, November 13, 2018

İlahi Nümerolojinin Şeytani Kullanımı ( 8 ve 11 )

Cinlerden olan ve İblis ( Ümit Yitirten ) olarak anılan obsesör varlık, insanları, Allahü Teala'nın idrakli varlıklara bahşetmiş olduğu ilahi bilgiyi ve nümerolojiyi kullanmak suretiyle saptırmaktadır. Kullandığı bilgiler ve sayılar içinde kendi uydurduğu bir sayı veya bilgi olması mümkün değildir. Zira Allahü Teala'nın öğrettiği bilgiden başka bilginin mevcudiyeti söz konusu değildir. Bu husus Bakara suresinin 32. ayetinde meleklerin söylemi vasıtasıyla bildirilmektedir.

2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim ( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )

İblis, insanlara şirki yani kendisini ve belirlediği diğer unsurları Allah'a ortak koşmayı ( haşa ) telkin etmeye çalışmaktadır. Bu gayesine ulaşabilmek için muhtelif nümerolojik sembolleri kullanmakta ve kullandırtmaktadır. "Satanik sembol" olarak bilinen semboller esas itibarıyla ilahi nümerolojide ve semantizmde yeri olan bilgilerdir.

İblis'in yegane metodu olan "Şirk" ( Ortak Koşma / Ortak Koşturma ) Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 2/96 kodlu ayetinde geçmektedir.

2/96 - Ve (1) le (2) tecid (3) enne (4) hüm (5) ahras (6) en (7) nasi (8) ala (9) hayah (10) ve (11) min (12) ellezine (13) eşraku (14) yeveddü (15) ehadü (16) hüm (17) lev (18) yüammeru (19) elfe (20) seneh (21) ve (22) ma (23) hüve (24) bi (25) müzahzihı (26) hı (27) min (28) el (29) azabi (30) en (31) yüammer (32) ve (33) allahü (34) besırun (35) bi (36) ma (37) ya'melun (38) ( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ortak koşanlardan her biri bin sene ömür sürmeyi arzular. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. )

- Ayet kodunun (2/96) nümerolojik değeri "8" olmaktadır.
- Ayette 38 kelime bulunmaktadır. 38 sayısının nümerolojik değeri "11" olmaktdır. ( 3+8 = 11 )
- Ayette "Her BİRİ BİN sene ömür sürmeyi arzular." ifadesi yer almaktadır. 1 ve 1000 sayıları "11" nümerolojisini vermektedir.

2/96 kodlu ayette, esas itibarıyla döngünün ve düalitenin sembolleri olan "8" ve "11" sayılarının satanizmde "şirk" sembolü olarak kullanıldığına ilişkin bilgi nümeroloji yöntemiyle verilmektedir. Zira 8 ve 11 sayıları formları itibarıyla "ikili" bir yapı sergilemektedirler. Satanizmde, "İkilik ( Düalite )" kavramına "Allah'a eşdeğer addetme", "Allah'a ortak koşma" ( haşa ) olarak çarpık bir anlam yüklenmektedir. ( 11 sayısının yatay hali de matamatikteki “eşit” sembolü olmaktadır. )

Aşağıda, satanizmde kullanılmakta olan bir sembol yer almaktadır.


Semboldeki 8 ve 11 sayıları açıkça görülebilmektedir.

Öte yandan İbrani alfabesindeki 6. harf olan "Vav" harfi şekli itibarıyla "1" sayısına benzemektedir. Dolayısıyla "11" sayısı ile aslında "66" sayısı ifade edilmektedir. 66 sayısı, Allah kelimesini oluşturan Arap alfabesindeki harflerin ebced değrlerinin toplamına eşit olan sayıdır. Satanizmin sapık yaklaşımı ile "11" sayısı şirk sembolü olmaktadır. 




Friday, November 9, 2018

Ruhundan Üfleyen ve Ruhlarından Üfleyenler

"Ruhundan Üflemek" kavramı yaratılmış ve asli tesirlerle debelenmekte olan bir varlığın idrakli / bilinçli hale getirilmesini ifade etmektedir. Allahü Teala, insanı yaratışını kendi hitabıyla ( 1. tekil şahıs zamiri kullanarak ) şöyle bildirmektedir.

15/28 - Ve iz kale rabbüke lil melaiketi innI halikün beşeran min salsalin min hamein mesnun ( Ve zamanında Rab’bin meleklere, "Kesinlikle BEN kuru balçıktan, şekillenmiş cıvık çamurdan insan yaratacağım." dedi. )

15/29 - Fe iza sevveytühu ve NEFAHTÜ FIHİ MİN RUHIY fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve İÇİNE RUHUMDAN ÜFLEDİĞİMDE artık ona yere kapanarak serilin. )

38/71 - İz kale rabbüke lil melaiketi innıI halikun beşeran min tıyn ( Zamanında Rab’bin meleklere "Kesinlikle BEN çamurdan insan yaratırım." dedi. )

38/72 - Fe iza sevveytühu ve NEFAHTÜ FIHİ MİN RUHIY fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve İÇİNE RUHUMDAN ÜFLEDİĞİMDE artık ona yere kapanarak serilin. )

Yine Allahü Teala'nın insanı yaratışı melekler tarafından 3. tekil şahıs zamiri kullanılmak suretiyle şöyle aktarılmaktadır.

32/9 - Sümme sevvahü ve NEFEHA FIHİ MİN RUHIHİ ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkürun ( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve İÇİNE RUHUNDAN ÜFLEDİ. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Azdır o şükretmeniz. )

Aşağıdaki ayetlerde "Sizi Yarattık", "Meleklere Secde Edin Dedik" gibi 1. çoğul şahısı ifade eden "Biz" zamiri ile çekilmiş fiiller yer almaktadır. "Biz" zamiri "Meleül Ala"'yı ( Melekler Yüksek Topluluğu ) ifade etmektedir. Dikkat edilecek olursa ayetlerde "İnsana Ruhumuzdan ÜFLEDİK" ifadesi yer almamaktadır. İnsanı, ilk yaratış aşamasında, idrakli / bilinçli kılan ruh aktarımı sadece ve sadece Allahü Teala tarafından yapılabilir. Dolayısıyla insanın ilk yaratılışına ilişkin olarak "Ruhtan üfleme" hariç diğer tüm süreçler "Meleül Ala" tarafından icra edilmiştir. Zira "Meleül Ala" daha düşük tekamül seviyesindeki icracı meleklere "Secde" talimatı vermektedir. ( Bu talimat ayetlerde "Biz" zamiri ile ifade olunmaktadır. )

2/34 - Ve iz KULNA LİL MELAİKETİSCÜDU li ademe fe secedu illa iblıs eba vestekbera ve kane minel kafirın ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." DEDİK. Böylece İblis haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu. )

7/11 - Ve lekad HALAKNAKÜM sümme SAVVERNAKÜM sümme KULNA LİL MELAİKETİSCÜDU li ademe fe secedu illa iblıs lem yekün mines sacidın ( Ve sizi YARATTIK. Sonra sizi ŞEKİLLENDİRDİK. Sonra meleklere "Adem için yere kapanın." DEDİK de İblis hariç yere kapandılar. O yere kapananlardan olmadı. )

17/61 - Ve iz KULNA LİL MELAİKETİSCÜDU li ademe fe secedu illa iblıs kale e escüdü li men halakte tıyna ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." DEDİK de İblis haricinde yere kapandılar. "O çamurdan yarattığın kimse için yere mi kapanayım?" dedi. )

Mesih İsa'nın yaratılışına ilişkin ayetlerde ise 1. çoğul şahıs zamiri kullanılmak suretiyle "Ruhumuzdan Üfledik" ifadesi kullanılmaktadır. Bu ayetlerde ifade edilen "Ruhlarından Üfleyenler" yine Allahü Teala'nın yetki verdiği "Meleül Ala"'dır. ( Yüksek İleri Gelenler / Melekler Yüksek Topluluğu ) Ancak ruhlarından üfledikleri zaten evvelce yaratılmış bir insan olan Meryem'dir. 

21/91 - Velletı ahsanet ferceha fe NEFAHNA FIHA MİN RUHINA ve cealnaha vebneha ayeten lil alemın ( Ve o ayıbını koruyan. ONUN İÇİNE RUHUMUZDAN ÜFLEDİK. Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık. )

66/12 - Ve meryemebte imranelleti ahsanet ferceha fe NEFAHNA FIHİ MİN RUHINA ve saddekat bi kelimati rabbiha ve kutubihi ve kanet minel kanitın ( Ve o ayıbını koruyan İmran kızı Meryem. ONUN İÇİNE RUHUMUZDAN ÜFLEDİK. Rab’binin kelimelerini ve O’nun kitaplarını doğruladı ve itaat edenlerden oldu. )

İnsan formunda tezahür etmek üzere Meryem vasıtasıyla madde alemine ( dünya ) gönderilen Mesih İsa'nın da çamurdan kuş formu yaratması ve ona "Ruhundan üfleyerek" onu yarı idrakli bir varlık kılması misali ayetlerde yer almaktadır. Ayetlerde ayrıca Mesih İsa'nın ruh üfleyerek "Ölü insanı tekrar idrake kavuşturmak suretiyle diriltmesi" misali de yer almaktadır.

3/49 - Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetin min rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayran bi iznillah ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah ve ünebbiüküm bima te'külune ve ma teddehırune fı büyutiküm inne fı zalike le ayeten leküm in küntüm mü'minın ( Ve ancak İsrailoğullarına resuldür. "Kesinlikle ben size Rab’binizden ayet getirdim. Kesinlikle ben size, çamurdan kuşun şekli gibi olanı yaratırım. Böylece onun içine üflerim de o Allah’ ın izni ile kuş olur. Doğuştan körü, alacalıyı iyileştiririm. Allah’ ın izni ile ölüyü diriltirim. O yediklerinizi, o evlerinizin içinde biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer inananlarsanız, kesinlikle bunda size ayetler vardır." )

5/110 - İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı'metı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incil ve iz tahlüku minet tıyni ke hey'etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayran bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz tuhricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezine keferu minhüm in haza illa sıhrun mübın ( Zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Seni kutsal ruh ile desteklediğimde beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana yazıyı, sırrı, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan kuşun şekli gibi olanı yarattın. Onun içine üfledin de iznimle kuş oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim. )







Misallerin Değiştirilmesi

İnsanın Kaba Hidrojen / Kaba Madde alemi olan dünya ortamındaki deneyiminin yani tekamül sürecinin, liyakate erişmek suretiyle, sonlanması durumunda üst planlarda farklı varlık formunda ( Yarı Süptil, Süptil ) yeni yaşam deneyimi sürecinin başlayacağı Kur'an ve İncil ayetlerinde bildirilmektedir.

56/60 - Nahnü kadderna beynekümül mevte ve ma nahnü bi mesbukın ( Aranızda ölümü biz takdir edip ölçülendirdik. Önüne geçilebilecek olanlar değiliz. )

56/61 - Ala en NUBEDDİLE EMSALEKÜM ve NUNŞİEKÜM Fİ MA LA TA'LEMUN  ( MİSALLERİNİZİ DEĞİŞTİRMEMİZE ve sizi o bilmediğinizle inşa etmemize. )

56/62 - Ve lekad alimtumun neş'etel'ula fe levla tezekkerun ( Ve ilk inşayı bildiniz. O halde hatırlamanız gerekmez miydi? )

76/28 - Nahnü halaknahüm ve şededna esrehüm ve iza şi'na BEDDELNA EMSALEHÜM TEBDİLEN ( Onları biz yarattık ve bağlarını şiddetli kıldık. Dilediğimizde onların MİSALLERİNİ MÜBADELE EDEREK DEĞİŞTİRİRİZ. )

Konuya ilişkin İncil ayetleri ise aşağıdaki gibidir.

46 1 Korintliler 15-51 İşte size bir sır açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda,

46 1 Korintililer 15-52 göz açıp kapayana dek DEĞİŞTİRİLECEĞİZ. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve biz de DEĞİŞTİRİLECEĞİZ.

46 1 Korintililer 15-53 Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir.

46 1 Korintililer 15-54 Çürüyen ve ölümlü beden çürümezliği ve ölümsüzlüğü giyinince, "Ölüm yok edildi, zafer kazanıldı!" diye yazılmış olan söz yerine gelecektir.

Korintliler 2 suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Peçenin Kaldırılması" şeklindeki sembolik ifade ( teşbih ) ve "Değiştirilme" ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeler insanın "bedenden kurtulması" ve "bedensiz varlık" olacak şekilde yapısının değiştirilmesine ilişkin bilgi vermektedir.

47 2 Korintililer 3-16 Oysa ne zaman BİRİ RAB'BE DÖNERSE, o PEÇE KALDIRILIR.

47 2 Korintililer 3-17 Rab Ruh'tur*, Rab'bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır.

47 2 Korintililer 3-18 Ve biz hepimiz PEÇESİ YÜZLE Rab'bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O'na benzer olmak üzere DEĞİŞTİRİLİYORUZ. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor.

* Ayetteki "Rab ruhtur." ifadesiyle Mesih İsa temsil edilmektedir. Bir başka deyişle, kaba madde formunda olan insanlar yarı süptil / süptil madde formunda olan varlıklara dönüştürülerek Mesih İsa'ya benzetilmektedirler. Mesih İsa'nın İncil ayetlerinde "İnsanoğlu" olarak da tanımlanmasının nedenlerinden biri de budur.






Alemler ( Kelime - Ruh - Madde )

Fatiha 1/2 El hamdü lillahil rabbil ALEMİN ( Övgü ALEMLERİN Rab'bi Allah içindir. )

Allahü Teala ile ilişkilendirilen "Rabbil Alemin" ( Alemlerin Rabbi ) kavramı Kur'an^da 43 kere  * tekrarlanmaktadır. "Alem" kelimesinin kapsamı, bu kelimeye atfedilecek anlamlar itibarıyla farklılık gösterebilmektedir. ( Evvelki bölümlerde incelenen "Rab" ( Yetiştiren, Öğrtene ) ve "Abd" ( Hizmet Eden, Kul ) kelimelerinde olduğu gibi ) Zira "Alem" kelimesinin sözlük anlamı "Kainat, Dünya, Her şey, Güneş Sistemi, Galaksi" kelimelerinden oluşmaktadır. Ancak Allahü Teala'nın Rab'bi olduğu bildirilen "Alemin" tüm bu kelimelerden münezzeh bir anlamı barındıran "Alem" kelimesi olması gerekir. ( * 43 sayısının nümerolojik değeri "7" olmaktadır. Yedi sayısı döngü periyodunu, kainattaki yedi planı ( alemi ) simgelemektedir. )

Yaratılışta temel olarak 3 alem bulunmaktadır. 

1- Kelime Alemi
2- Ruh Alemi
3- Madde Alemi ( Kainat )

1- KELİME ALEMİ

8/7 - Ve iz yeıdükümüllahü ıhdet taifeteyni enneha leküm ve teveddune enne ğayra zatiş şevketi tekunü leküm ve yürıdüllahü en yühıkkal hakka bi KELİMATİHI ve yaktaa dabiral kafirın ( Ve zamanında Allah size iki gruptan birini vaad ediyordu ki kesinlikle o sizin olacaktı. Siz ise kesinlikle şerefi olmayanın sizin olmasını arzuluyordunuz. Allah gerçeği KELİMELERİ ile gerçekleştirmek ve inkarcıların arkasını kesmek istiyordu. )

10/82 - Ve yühıkkallahül hakka bi KELİMATİHI ve lev kerihel mücrimun ( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği KELİMELERİ ile gerçekleştirir. )

42/24 - Em yekuluneftera alellahi keziba fe in yeşeillahü yahtim ala kalbik ve yemhullahül batıle ve yühıkkul hakka bi KELİMATİH innehu alimün bi zatis sudur ( “Allah’a  yalan uydurdu." mu derler? Eğer Allah dilerse, kalbinin üzerine mühür basar. Allah batılı imha eder ve gerçeği KELİMELERİ ile gerçekleştirir. Kesinlikle O göğüslerin sahip olduğunu bilendir. )

Ayetlerde "Gerçek olanın Allah'ın Kelimeleri" olduğu bildirilmektedir. Bir başka deyişle "Kelime" olmadan gerçek anlamda hiçbir şeyin varlığından söz edilemeyeceği bildirilmektedir.

4/171 - Ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesıhu ıysebnü meryeme rasulüllahi ve KELİMETÜH elkaha ila meryeme ve RUHUN minhü fe aminu billahi ve rusülih ve la tekulu selaseh intehu hayran leküm innemellahü ilahün vahid sübhanehu en yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla ( Ey kitap sahipleri, dininizde azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu KELİMESİ ve O’ndan RUHTUR. O halde, Allah’a  ve O’nun resullerine inanın ve üçtür demeyin. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle ki Allah tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir. )

4/171 kodlu ayet yaratılış sıralaması açısndan önemli bir bilgi vermektedir. Ayette Mesih İsa'nın önce Allah'ın "Kelimesi" sonra ise O'ndan "Ruh" olduğu bildirilmektedir. Bu durum açıkça ortaya koymaktadır ki, "Maddenin" varlığından söz edilebilmesi için ona tesir gönderen "Ruhun" varlığının gerekliliği gibi "Ruhun" varlığından söz edilebilmesi için de ona tesir gönderen "Allah Kelamının" ( Kelimenin ) varlığı gerekmektedir.

Kur'an'da varlığa ilişkin tüm gerçekleşmelerin Allah'ın "Kitabında", "Yazısında" olduğu da bildirilmektedir. ( Arapça kökenli olan "Kitab" kelimesi "Yazı" anlamındadır. ) Bu duruma örnek ayetler aşağıdadır. 

30/56 - Ve kalellezine utül ılme vel ımane lekad lebistüm fı KİTABİLLAHİ ila yevmil ba'si fe haza yevmül ba'si ve lakinneküm küntüm la ta'lemun ( Ve o ilim ve inanç verilenler, "ALLAH'IN KİTABINDA, diriliş gününe kadar kaldınız. Artık bu diriliş günüdür. Lakin kesinlikle sizler bilmemekteydiniz." derler. )

9/36 - İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı KİTABİLLAHİ yevme halekas semavati vel erda minha erbeatün hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve katilül müşrikıne kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh va'lemu ennallahe meal müttekın ( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü ALLAH YAZISINDA. Onlardan dördü haramdır. Bu daim olan dindir. O halde, onlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin. Ortak koşanlarla, sizinle topluca savaştıkları gibi topluca savaşın. Bilin ki, kesinlikle Allah sakınanlarla beraberdir. )

Tüm yaratılışa ilişkin ana yazının ( yazılımın ) ise "Ümmül Kitab"'da ( Ana Kitap / Ana Yazı ) olduğu ve onun da Allah'ın indinde var olduğu beyan edilmektedir.

13/39 - Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve ındehu ÜMMÜL KİTAB ( Allah neyi dilerse imha eder ve sabit kılar. ANA KİTAP O’nun indindedir. )

Kehf ve Lokman surelerinin aşağıdaki ayetlerinde de Allah'ın kelimelerinin daim olduğu, yaratılmış olanların ise sonlu olduğu bildirilmektedir. 

18/109 - Kul lev kanel bahru midaden li KELİMATİ rabbi le nefidel bahru kable en tenfede kelimatü rabbi ve lev ci'na bi mislihı mededa ( De ki: "Şayet deniz Rab’bimin kelimeleri için mürekkep olsa, Rab’bimin kelimeleri tükenmeden önce deniz tükenecektir. Şayet onun aynısını yardımcı olarak getirsek bile." )

31/27 - Ve lev enne ma fil erdı min şeceratin aklamün vel bahru yemüddühu min ba'dihı seb'atü ebhurin ma nefidet KELEMATÜLLAH innellahe azızün hakım ( Ve şayet kesinlikle o yerdeki ağaçlar kalemler olsa ve deniz de ona destek olsa, ondan sonra da yedi deniz, ALLAH'IN KELİMELERİ TÜKENMEZ. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir. )

Ayette yer alan "Seb'atü Ebhurin" ( Yedi Deniz ) ifadesi, kainat olarak anılan madde alemini oluşturan 7 planı ifade etmektedir. ( Burada "Plan" olarak ifade edilen kavram "Alem" olarak da ifade edilebilmektedir. Bu nedenle "Alem" kelimesini dar ve geniş anlamlarının varlığı da ortaya çıkmaktadır. )

"Kelimenin" ve "Yazının" yaratılıştaki konumunu tanımlayan bazı İncil ayetleri de şöyledir. 

40 Matta 4-4 İsa ona şu karşılığı verdi: "'İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrı'nın ağzından çıkan her KELİMEYLE YAŞAR' diye YAZILMIŞTIR."

Ayette kelimenin maddi kavramlardan münezzeh olduğu bildirilmekte ve varlık için esas olanın kelime olduğu vurgulanmaktadır.

49 Efesliler 6-17 Kurtuluş miğferini ve RUH'un kılıcını, yani TANRI KELİMESİNİ alın.

Ayette, ruhun özünün de kelime olduğu bildirilmekte ve kurutuluş için sığınılması gerekenin Allah kelamı olduğu vurgulanmaktadır.

58 İbraniler 11-3 ALEMLERİN TANRI'NIN KELİMESİYLE düzenlendiğini, görülen şeylerin görülenlerce oluşturulmadığını imanla anlamaktayız.

Allah'ın kelimelerinin yaratılışın özü olduğunu bildiren bir başka ayet...

40 Matta 24-35 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim SÖZLERİM asla ortadan kalkmayacaktır."

Ayette sözün ( kelamın ) yaratılıştan münezzeh ve daim olduğu bildirilmektedir.

2- RUH ALEMİ

Allahü Teala, ruh alemine ilişkin insana az bilgi verildiğini bildirmektedir. Zira madde aleminde varlığını sürdürmekte olan varlıkların ruh konusunda bilgisi olması mümkün olmadığı gibi sezgileri de sadece belirli bir seviyede kalabilmektedir. Ruh Alemi, Kainat Alemine gönderdiği tesirler ile Kainat Aleminde idrakli varlıkların tezahürünü sağlamaktadır. Kainat Aleminde yer alan idraksiz varlıklar Allahü Teala'nın bahşettiği asli tesirler ile debelenmektedirler.

17/85 - Ve yes'eluneke anir RUH kulir RUHU min emri rabbi ve ma utıtüm minel ılmi illa kalıla ( Ve sana ruhtan sual ediyorlar. De ki: "Ruh, Rab’bimin işlerindendir. İlminden size azıcık haricinde verilmemiştir." )

3- MADDE ALEMİ

Yedi katmandan ( plan ) oluşan Kainat Alemi, esas itibarıyla maddenin farklı hallerinden ( Kaba, Yarı Süptil, Süptil ) oluşan Madde Alemidir. İnsan, dünyada maddenin kaba halini deneyimlemektedir. Dünyanın "Aldatıcı Madde" olduğu ayetlerde belirtilir.

3/185 - Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve MEL HAYATÜD DÜNYA İLLA METAUL ĞURUR ( Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, cennete sokulursa kurtulmuştur. DÜNYA HAYATI ALDATICI MADDE / FAYDA HARİCİNDEKİ DEĞİLDİR. )

Madde Alemi ( Kainat ) ile Ruh Alemi arasında erişilmez bir ayrılık ancak tesirleşme açısından da bir o kadar yakınlık olduğu evvelki bölümlerde belirtilmişti.

Yaratılıştaki 3 unsur ;

1- Kelime ( Allahü Teala tarafından tüm yaratılışın özü olarak belirlenen olgu )
2- Ruh ( Allah'ın kelimelerinin idrak edildiği cevher )
3- Madde ( Allahü Teala'dan gelen tesirlerle var olan, Ruhların tekamül etmesi için vesile olan ve ruhların bu amaçla tesir göndererek Varlık'ı oluşturdukları cevher )


Bu çerçevede, kainatta "Varlık" olarak anılan olgu, Ruh tesiri altındaki madde ( beden ) formudur.