5 Mayıs 2020 Salı

Bu kontrol obsesyonu neden?

Cevabı çok kısa;

"TANRI OLMAK ARZUSU."

İnsanlığı köleleştirme ve insanlığa zulmetme amacıyla düzenlenen komploları her gün herkesin duymakta, konuşmakta ve paylaşmakta olduğuna şahit olunmaktadır. Ancak tüm bunların ana sebebi dikkate alınmadan yapılacak konuşmalar ve yazışmalar insanları sonuca götürmeyecek, sadece soruna daha çok saplayacak, daha çok şikayet eder ve daha çok bunalır hale sürükleyecektir.

Yukarıda zikredilen kök sebep kutsal kitaplardaki ayetlerde açıkça izah edilmektedir. Ayetlerde insanın şeytanın kibir tuzağına düşerek kendini Rab'be ortak koşması, nefsani arzularının tatmini için insanların kaderini belirleme fikrine saplanması ve bu nedenle de zalime dönüşmesi bildirilmektedir.

Tevrat;

1-Genesis-3-1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
1-Genesis-3-2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,
1-Genesis-3-3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."
1-Genesis-3-4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,
1-Genesis-3-5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek TANRI GİBİ OLACAKSINIZ."
1-Genesis-3-6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

Kur'an;

2/22 - Ellezi ceale lekümül erda firaşen ves semae binaa ve enzele mines semai maen fe ahrece bihı mines semerati rizkan leküm fe LA TEC'ALU LİLLAHİ ENDADEN ve entüm ta'lemun
( O size yeri döşek ve göğü bina yaptı. Gökten su indirdi de onunla size faydalısından meyveler, ürünler rızıklar çıkardı. O halde bile bile ALLAH İÇİN EŞLER OLUŞTURMAYIN. )

2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez ZALİMIN
( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ZALİMLERDEN olursunuz." dedik. )

2/258 - E lem tera ilellezi hacce ibrahıme fı rabbihı en atahüllahül mülk iz KALE İBRAHİMU RABBİYELLEZİ YUHYI VE YÜMİTU KALE ENE UHYI VE ÜMIT kale ibrahımü fe innellahe ye'tı biş şemsi minel meşrikı fe'ti biha minel mağribi fe bühitellezi kefer vallahü la yehdil kavmez zalimın
( Allah kendisine mülkü, hükümdarlığı verdi diye, İbrahim’ le Rab’binin hakkında o tartışıp mücadele edeni görmedin mi? Zamanında İbrahim "O RAB'BİM Kİ DİRİLTİR VE ÖLDÜRÜR." DEDİ. "BEN DE DİRİLTİRİM VE ÖLDÜRÜRÜM." dedi. "Kesinlikle Allah Güneş’i doğudan getirir, o halde onu batıdan getir." dedi. Böylece o inkar eden şaşırdı. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )

İşte bugün gündemde olan ve gelişme, çağ atlama, hayatı kolaylaştırma, süper insan olma hatta daha da ileri gidilerek Tanrı gibi olma gibi aldatıcı söylemlerle sunulan Transhümanizm - Singularity Projesi* kapsamında Implant Microchip, Block Chain, Kripto Para gibi kavramlar esas itibarıyla küresel çetenin - ki bunlar kendilerini Elit ( El + it ... Tanrı gibi olan ) olarak tanımlıyorlar - insanları tam kontrol altına almak, tam köleleştirmek, kaderlerini belirlemek, kendilerine kulluk eder hale getirmek ve dolayısıyla kendilerini Tanrı ilan etmek amacıyla kullanmayı planladıkları araçlardır. Binlerce yıldır bu kontrol sistemini para kanalıyla icra etmektedirler. Cin şeytanı tasallutu ( zihin kontrolü ) altında bulunan ve cinlere kulluk eden bu küresel çete üyeleri kendilerini insan olarak değil insandan daha üstün olduğuna inandıkları cin soyundan gelen varlıklar olarak görmektedirler. İnsanların ise kendilerine hizmet etmek üzere yaratılmış, istedikleri zaman harcayabilecekleri hayvanlar olduklarına inanmaktadırlar. İşte dünyadaki zulmün, kanın ve gözyaşının kök sebebi de bu sapkın inanç sistemidir.

Küresel müşrik kafirler ( şeytanlar ) insanı köleleştirmek ve Allah yolundan ayırmak için uyguladıkları zulmü, bir "din" addettikleri İblis'e kulluğun gereği olarak görmekte ve tüm faaliyetlerini bu motivasyonla yapmaktadırlar. Yani konu bazılarının düşündüğü gibi para ve maddiyatın ötesindedir. Zaten para sistemini kurgulayan ve parayı basanların para ile ilgili ne gibi bir hedefi olabilir ki?! Şirkin ve inkarın din addedilmesi hususu Kafirun suresinde bildirilmiştir.

109/1 - Kul ya eyyühel kafirun ( De ki: "Ey inkarcılar." )
109/2 - La a'büdü ma ta'büdun ( O kulluk ettiğinize kulluk etmem. )
109/3 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/4 - Ve la ene abidün ma abedtüm ( Ve ben o kulluk ettiğinizin kulu değilim. )
109/5 - Ve la entüm abidune ma a'büd ( Ve siz o kulluk ettiğime kul değilsiniz. )
109/6 - LEKÜM DİNÜKÜM VE LİYE DİN ( SİZE DİNİNİZ VE BANA DİNİM. )

* Ayrıca Bkz.


Bu duruma karşı ne yapabileceğini düşünmek zorunda olan insan, "Hepsi bizim suçumuz. Dünyayı biz bu hale getirdik." cümlesini kurmakta bir açıdan haklıdır. Zira başlangıç safhasında şeytanın telkinine kanmayıp özgür iradesini kullanarak doğru olanı seçmesi gerekirdi. Tekamül süreci gereği insan bugün de yine bir çok konuda doğru olana değil yanlış olana yönelmektedir. Ancak nimeti gasp etme esasına dayalı olarak sistemi yöneten küresel şirketler çetesi de ( belirli sayıda aile ) zaten insanın bir kısır döngü içinde sürekli kendisini suçlamasını istemektedir. Bir başka deyişle politikaları şudur;

"Biz hem insanları ekmek için kendimize mahkum edelim. Böylelikle yıkıcı icraatlarımıza ortak olsunlar. Sonra da bu yıkımdan dolayı yine o insanları suçlayalım. Ve onları, kendilerinin suçlu ve kötü olduklarına inandıralım."

İyi ve temiz bir insanın şu aşağıdakileri doğrudan yapma arzusu ve niyeti olabilir mi?

- Rant uğruna yaşam ortamı olan doğayı yok etmek
- Kâr etmek ve zengin olmak saplantısıyla birilerini yoksullaştırılmak
- Adil olmayan gelir dağılımını istemek
- Diğerlerini ezerek onlardan üstün hale gelmeye çalışmak
- Kaynakları gasp ederek diğerlerini mahrum bırakmak
- ......

İyi ve temiz bir insan hakkını gasp edip çalan birine karşı hakkını arayabileceği bir merci bulamadığında ne yapabilir? Suçu gaspçı hırsız gibi olamamak mıdır? Şu malum ve özet gibi söz de zaten şeytani zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır. "Zengin çalmasını bildiği için zengin, fakir ise çalmasını bilmediği için fakirdir."

İşte hakkını arayacak bir merci bulamadığı için ( tüm merciler küresel çetenin emrinde olduğu için ) bu kölelik sisteminin bir parçası olmak zorunda kalan yani şirketler tarafından istihdam edilerek geçimini sağlamaya mecbur bırakılan insanlar istemeden de olsa dünyadaki kan ve gözyaşının dolaylı müsebbibi olmaktadırlar. İşin en acı ve cehl yanı ise bir çok insanın kendilerini köleleştiren şirket sahiplerini veli nimet olarak görmeleri, onları saygınlaştırmaları ve adeta ilahlaştırmalarıdır. Yani onlara arzu ettiklerini kendi elleriyle sunmalarıdır.

Peki çözüm nedir? Çözüm insanların sosyal medyada birbirlerine şov yapmayı, batıl dünyevi unsurlarla birbirlerini kıskandırmayı bırakmaları ve doğal hakkın elde edilebileceği eşit ve gerçek bir  sosyalist sistem kurabilmek ve mevcut kölelik sistemini yok edebilmek için gereken kolektif tepkiyi verebilmeleri ve radikal eylemleri icra edebilmeleridir. Başlangıç olarak buna en basit örnek, yakın zamanda küresel bir komplo olan COVID19 virüsü salgını sebep gösterilerek insanlara sunulacak tıbbi ve teknolojik bazı uygulamaları hemen kabul etmemek, sorgulamak ve tepki verebilmektir. İşte bu da insanlığın özgür iradesiyle yapacağı bir seçim aşamasını daha ifade etmektedir.

4 Mayıs 2020 Pazartesi

M Teorisi, Sonsuzluk ve 11

Yeni çağ teorilerinden olan "String Theory" ( İp Teorisi ) ve "M Theory" ( M Teorisi )' ye göre evrende her biri sonsuzluğu ifade eden 11 boyut bulunmaktadır. Bu iki teori, evrendeki tüm fiziksel fenomenlerin birbirlerine bağlı olduğunu ifade eden "Theory of Everything" ( Her Şeyin Teorisi ) ile de ilintilidir. ( M harfinin birbirine bakan iki adet 1 rakamını yani 11 sayısını andırması da ilginçtir. )


Kur'an'da "Sonsuzluk, Ebediyet" kavramının "Halid" ( Sonsuz ) kelimesiyle ilk kez yer aldığı ayette 11 nümerolojisi bulunmaktadır.

2/25 - Ve (1) beşşiri (2) ellezıne (3) amenu (4) ve (5) amilu (6) es (7) salihati (8) enne (9) lehüm (10) CENNATİN (11) tecrı (12) min (13) tahti (14) ha (15) el (16) enhar (17) külle (18) ma (19) ruziku (20) min (21) ha (22) min (23) semeratin (24) rizkan (25) kalu (26) haza (27) ellezi (28) rüzıkna (29) min (30) kablü (31) ve (32) ütu (33) bi (34) hı (35) müteşabiha (36) ve (37) lehüm (38) fı (39) ha (40) ezvacün (41) mütahheratün (42) ve (43) hüm (44) fı (45) ha (46) HALİDUN (47)

( Ve o inananları, iyilikler yapanları altlarından nehirler akan bahçelerin kesinlikle onlara olduğu ile müjdele. Onların hepsi oranın meyvelerinden, ürünlerinden rızıklanırlar. "Bunlar o önceden rızıklandırıldıklarımızdır." derler. Benzeşenlerinden verilmişlerdir. Orada temiz eşler de onlaradır. Onlar orada ebedidirler. )

- Ayetin kodunun nümerolojik değeri olan 9 ( 2+2+5 = 9 ) sayısı ile ayetteki kelime adedi olan 11 sayısı toplandığında 11 sayısı elde edilmektedir. Ayetin 11 kelimeden oluşması ve ayetin kodunun nümerolojik değerinin 9 olması ayrıca sonsuz boyutlara portal açma sembolizmi olan 9/11 nümerolojisine de dikkat çekiyor.

- Ayetteki "Cennet" kelimesinin 11. kelime, "Halidın" ( Ebediler, Sonsuzlar ) kelimesinin de 47. ( 4+7 = 11 ) kelime olması da yine sonsuzluk kavramı ve 11 nümerolojisi açısından ilginç bir durum arzetmektedir.







Sahte Belirti ve Öğreti Tuzakları

İçinde bulunulan dönemde insanları yanlış yöne sürüklemek ve planlanan küresel tuzaklara düşürmek için muhtelif kurgusal vakalar ( deprem, salgın, savaş, UFO kurguları ) senarize edilmekte ve  sapkın öğretiler, ritüeller yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. 

Bu konu Kur'an ve İncil ayetlerinde detaylı olarak yer almaktadır.

Göksel belirtiler ( UFO, Project Blue Beam, Alien İstilası vb. ) ile insanları kandıranlar;

40-Matthew-16-1 Ferisiler'le Sadukiler İsa'nın yanına geldiler. O'nu denemek amacıyla kendilerine gökten bir belirti* göstermesini istediler.

* Ferisililer, Allah yolundan sapmış kitleyi sembolize etmektedir. Bu kitle için göksel belirtiler yaratmak insanları saptırma metodlarından biridir.

66-Revelations-16-14 Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.

Kendilerine ilahi sıfatlar atfederek ahlak ve din dışı öğretilerle insanları saptırmaya çalışanlar;

40-Matthew-7-15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. 

40-Matthew-7-20 Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.

40-Matthew-24-11 Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.

40-Matthew-24-24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.

61-2 Peter-2-1 Ama İsrail halkı arasında sahte peygamberler vardı; tıpkı sizin de aranızda yanlış öğreti yayanlar olacağı gibi. Bunlar kendilerini satın alan Efendi'yi bile yadsıyarak gizlice aranıza yıkıcı öğretiler sokacaklar. Böyleleri kendi başlarına ani bir yıkım getirecek.

62- 1 John-4-1 Sevgili kardeşlerim, her ruha inanmayın. Tanrı'dan olup olmadıklarını anlamak için ruhları sınayın. Çünkü birçok sahte peygamber dünyanın her yanına yayılmış bulunuyor.

62- 1 John-2-26 Bunları sizi saptırmak isteyenlerle ilgili olarak yazıyorum.
62- 1 John-2-27 Size gelince, O'ndan aldığınız mesh sizde kalır. Kimsenin size bir şey öğretmesine gerek yoktur. O'nun size her şeyi öğreten meshi gerçektir, sahte değildir. Size öğrettiği gibi, Mesih'te yaşayın.

Tekonolojiyi kullanarak ( Singularity, Transhümanizm, Implant Microchip, 5G vb. ) dünya ortamında uygulamalar yapan ve dünyevi vaadlerde bulunanlar;

62- 1 John-4-4 Yavrularım, siz Tanrı'dansınız ve sahte peygamberleri yendiniz. Çünkü sizde olan, dünyadakinden üstündür.
62- 1 John-4-5 Sahte peygamberler dünyadandır. Bu nedenle söyledikleri sözler de dünyadandır ve dünya onları dinler.

66-Revelations-19-20 Canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalandı. Sahte peygamber, canavarın işaretini alıp heykeline tapanları bu belirtilerle saptırmıştı. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı.

İnananların gelişen metapsişik yetenekleri onların döngü sonunda zarar görmesini engelleyecek.

41-Mark-16-17 İman edenlerle birlikte görülecek belirtiler şunlardır: Benim adımla cinleri kovacaklar, yeni dillerle konuşacaklar,
41-Mark-16-18 yılanları elleriyle tutacaklar. Öldürücü bir zehir içseler bile, zarar görmeyecekler. Ellerini hastaların üzerine koyacaklar ve hastalar iyileşecek."

İnsanların idrak seviyelerinin yükselmesine ve ruhsal tekamüllerine vesile olacak kozmik tesir akışı Kur'an'da ve İncil'de "Bulutların yarılması" ve "Gökte kapı açılması" kavramlarıyla bildirilmiştir.

25/25 - Ve o gün gök, bulutlar ile yarılır ve melekler aşamalı olarak inerler. 

78/19 - Ve gök açılmıştır da kapı kapı olmuştur. 

7/40 - O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. 

13/23 - İkamet bahçelerine, oraya girerler ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olan kimseler de. Melekler de tüm kapılardan üzerlerine girerler. 

40-Matthew-24-30 "O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.

41-Mark-13-24 "Ama o günlerde, o sıkıntıdan sonra, 'Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak,
41-Mark-13-25 Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.'
41-Mark-13-26 "O zaman İnsanoğlu'nun bulutlar içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
41-Mark-13-27 İnsanoğlu o zaman meleklerini gönderecek, seçtiklerini yeryüzünün bir ucundan göğün öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacak.
41-Mark-13-28 "İncir ağacından ders alın. Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.
41-Mark-13-29 Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.
41-Mark-13-30 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak.
41-Mark-13-31 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır."
41-Mark-13-32 "O günü ve o saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez.










Gözlerin hainliği

"Hain" kelimesi "Sadık olmayan, Nimeti inkâr eden, İyiliğe karşı kötülük yapan" gibi anlamları içermektedir. Bir varlığın bir diğerine "Hain" olabilmesinin yani "İhanet" edebilmesinin kök sebebi  kalbinde kibir kaynaklı "Nefret" duygusunu barındırmasıdır. Zira İngilizce'deki "Heinous" ( İğrenç, Çirkin ) ve Fransızca'daki "Haine" ( Nefret ) kelimeleri de "Hain" kökünden gelmektedir.

Mü'minun suresinin 19. ayetinde "Hain" sıfatı, "Göz" ve "Göğüs" kelimeleriyle ilintilendirilmiştir. 

40/19 - Ya'lemü hainetel a'yüni ve ma tuhfis sudur 
( Gözlerin hainliğini ve o göğüslerin sakladığını, gizlediğini bilir. )

"Göz" satanizmde ihanetin ve inkârın temsilcisi olan İblis'in yani şeytanın yaydığı negatif enerjinin sembolüdür. Halk arasındaki "Göze gelmek", "Göz değdi", "Nazar* değdi" gibi ifadeler bu hususla ilintilidir. ( * Nazar = Bakış )

İsra suresinin 51. ayetindeki "Göğüsün içinde büyüyen yaratık" ifadesiyle de insana tasallut ederek onu negatif frekanslı duygularla ( nefret, hırs, kin, öfke ) dolduran ve hainliğe yönlendiren  cine işaret edilmektedir. İkili ayet setindeki mesaj, nefsaniyet ve kötülük batağına saplanıp tekâmül edemeyenlerin insandan daha alt seviye bir varlık olarak reenkarne olabilecekleri bildirilmektedir. Ayetteki "Kim döndürür, dirlitir bizi?" sorusu da buna işaret etmektedir.

17/50 - Kul kunu hıcareten ev hadıda 
( De ki: "Taş veya demir olun." )

17/51 - Ev halkan min ma yekbüru fı suduriküm fe seyekulune men yüıydüna kulillezı fetaraküm evvele merrah fe seyünğıdune ileyke ruusehüm ve yekulune meta hu kul asa en yekune karıba 
( Veya göğüslerinizin içinde büyüyeninden yaratık. "Kim döndürür, diriltir bizi?" diyecekler. De ki: "O sizi ilk keresinde yaratan." Böylece sana başlarını sallayacaklar ve "O ne zaman?" diyecekler. De ki: "Belki olması yakındır." )

Nisa suresinin 107. ayetinde ise başkasına hainlik ettiğini sanan birinin aslında farkında olmadan bu hainliği kendisine yapmakta olduğu bildirilmektedir.

4/107 - Ve la tücadil anillezıne yahtanune enfüsehüm innellahe la yühıbbü men kane havvanen esıma 
( Ve nefislerine hainlik edenler hakkında mücadele etme. Kesinlikle Allah hain günahkar olan kimseleri sevmez. )

22/38 - İnnellahe yüdafiu anillezıne amenu innellahe la yühıbbü külle havvanin kefur
( Kesinlikle Allah o inananları savunur. Kesinlikle Allah, inkarcı hainlerin hiçbirini sevmez. )


3 Mayıs 2020 Pazar

Toplu Meditasyon ile Kurtuluş

Küresel şeytanlar Kur'an'daki kodları ve bilgileri sihir, hipnoz, zihin kontrol gibi muhtelif metafizik uygulamalarda kullanarak kitleleri negatif frekansların tesiri altına almakta ve sapkın hedefleri doğrultusunda binlerce yıldır yönlendirmektedirler. Bugün dünyanın içinde bulunduğu acı, yokluk, kan ve gözyaşı ortamının temel sebebi bu negatif kitle tesiridir. Küresel şeytanların dünya çapına yayılmış okült neferleri adeta 7/24 çalışan bir güç santralleri gibi sürekli olarak zikir ( kutsal kitaplardaki kelime ve harf kodlarını belirli bir sistematiğe göre aralıksız tekrar edilmesi ) yapmak suretiyle küresel bazda negatif frekans yaymaktadırlar. Bunu baz istasyonu şebekesine benzetmek mümkündür. Okült bilgilere haiz olan küresel şeytanlar kelimelerin madde üzerindeki yaratıcı ve değiştirici tesirini çok iyi bilmekte ve bu gerçeği planlarının uygulanmasındaki en temel silah olarak kullanmaktadırlar.

Kolektif bilinç yükselişini deneyimleyen, aydınlanma ve tekamül yolunda ilerleyişi hızlanmış olan iyi insanlar, insanlığa kurulan bu küresel komploların farkında olmakla birlikte bu olumsuz durumların nasıl bertaraf edileceği konusunda kararsızlık ve tereddüt içindedirler. Bir araya geldiklerinde sürekli olarak mevcut olumsuzluklara, ihanetlere, adaletsiz  ve yanlış uygulamalara, haksızlıklara, işlenen suçlara yönelik tespitlerini paylaşmakta ancak insanlığı kurtaracak olan çözüme ilişkin ortak bir güç oluşturamamakta, bu yönde bir karar alamamaktadırlar. Toplantıları bittiğinde de yine günlük koşuşturmalarına, kaygılarına, korkularına ve bunların sonucu olan sistem köleliklerine devam etmektedirler.

Bir araya gelinmesine rağmen çözüme yönelik gelişme kaydedilememesinin sebebi, çözümün metafizik metodlarda olduğuna inanmamaları veya bu konuya şüphe ve korkuyla yaklaşmalarıdır. Bir başka deyişle Allah'a ve O'nun bahşettiği kelimelerdeki sonsuz güce gerektiği gibi inanmamalarıdır. Oysa ki kolektif düşünce ve duygu yoğunluğunun tesis edeceği inanç, kitlesel ve radikal ortak kararlar alınmasına ve uygulanmasına vesile olacaktır. Söz konusu inancın nelere kadir olabileceği İncil ayetlerinde "Suyun üstünde yürümek" misali, "Kuşku" ve "Kıt İman" kavramlarıyla bildirilmektedir.

40-Matthew-14-25 Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.
40-Matthew-14-26 Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. "Bu bir hayalet!" diyerek korkuyla bağrıştılar.
40-Matthew-14-27 Ama İsa hemen onlara seslenerek, "Cesur olun, benim, korkmayın!" dedi.
40-Matthew-14-28 Petrus buna karşılık, "Ya Rab" dedi, "Eğer sen isen, buyruk ver suyun üstünden yürüyerek sana geleyim."
40-Matthew-14-29 İsa, "Gel!" dedi. Petrus da tekneden indi, suyun üstünden yürüyerek İsa'ya yaklaştı.
40-Matthew-14-30 Ama rüzgarın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. "Ya Rab, beni kurtar!" diye bağırdı.
40-Matthew-14-31 İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, "Ey kıt imanlı, neden kuşku duydun?" dedi.

Negatif frekansların yok edilebilmesi, sağlıklı, mantıklı, inançlı, açık görüşlü bir zihin yapısına kavuşulabilmesi ve pozitif frekans yoğunluğu oluşturularak sorunların giderilebilmesi için insanların "Toplu Meditasyon" ( Toplu Odaklanma ) seansları düzenlemeleri gerekmektedir. Zaten Kur'an'da yer alan "Duaya Kalkma" ( Kıyamüs Salah ) kavramı meditasyonun farklı kelimelerle ifadesidir. "Dua " kelimesi "Çağrı" anlamına, "Salah" kelimesi de "Kurtuluş, Barış, İyilik" anlamlarını barındırmaktadır. Meditasyon kelimesi de belirli bir düşünceye odaklanarak, kelime zikrederek ruhsal enerjiyi aktive etmeyi, maddeye tesir etmeyi ve böylelikle portal açarak üst frekanslar ile temas kurmayı ifade etmektedir. Sonuç itibarıyla Meditasyon veya Dua iç frekans ve üst frekans enerjisinden faydalanarak iyileştirme operasyonudur.

Kur'an ayetlerinde inananların kötülüklere karşı "topluca savaşmaları" gerektiği öğütlenir. Bu noktada "savaş" kavramı maddi araçlarla ( fizik beden, silah vb. ) yapılan mücadeleden ziyade ilimle, kelimelerle ve frekans enerjisiyle yapılan mücadeleyi tanımlamaktadır. Zira kelimeler, ruhun da maddenin de var olmasını sağlayan temel olgudur. İçinde bulunlan bu dönemde insanları kurtuluşa, refaha ve mutluluğa sevkedecek yegane yol kolektif olarak ve belirli bir düzene göre icra edecekleri bu düşünce yoğunluğu çalışmalarıdır. Örneğin belirli bir saat aralığında, eşzamanlı olarak belirli kelimeleri veya cümleleri eşzamanlı olarak zikretmek çok etkin ve sonuçları pozitif olacak bir seansın gerçekleşmesine imkan verecektir. Toplu meditasyon / dua seansları vesilesiyle açığa çıkan pozitif enerji adeta bir atmosfer gibi ortamı saracak, toplumdaki diğer insanlarda da zihinsel değişimin olmasını sağlayacak ve böylelikle toplumsal değişimi başlatacaktır.

Kur'an'da "toplu mücadele" konusunu içeren ayetler şöyledir.

2/161 - İnnellezine keferu ve matu ve hüm küffarun ülaike aleyhim LA'NETULLAHİ VEL MELAİKETİ VEN NASİ ECMEIN ( Kesinlikle o inkar eden olarak ölen o inkar edenler, işte onlar, ALLAH, MELEKLER VE TÜM İNSANLAR TOPLUCA onlara LANET EDERLER. )

Ayette toplu olarak yayılan olumsuz enerjinin tesir gücü bildirilmektedir.

2/208 - Ya eyyühellezine amenüdhulu fis SİLMİ KAFFEH ve la tettebiu hutuvatüş şeytan innehu leküm adüvvün mübin ( Ey o inananlar, hepiniz TOPLUCA BARIŞIN İÇİNE GİRİN. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )

3/103 - VA'TESUMU Bİ HABLİLLAHİ CEMİAN ve la teferraku vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana ve küntüm ala şefahufratin minen nari fe enkazeküm minha kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm tehtedun ( VE ALLAH'IN İPİNE TOPLUCA SARILIP BAĞLANIN. Kısımlara ayrılmayın ve Allah’ ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Zamanında düşman olmuştunuz da kalplerinizin arasını birleştirdi. O’nun nimeti ile kardeşler oldunuz. Ateşten çukurun üzerindeydiniz de sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki yönlenirsiniz. )

Ayette teşbihi olarak yer alan "Hablillah" ( Allah'ın ipi ) ifadesi Kur'an kelimelerini ve kelimelerdeki iyileştirici gücü tanımlamaktadır.

9/36 - İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda minha erbeatün hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve KATİLÜL MÜŞRİKINE KAFFETEN KEMA YÜKATİLÜNEKÜM KAFFEH va'lemu ennallahe meal müttekın ( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında. Onlardan dördü haramdır. Bu daim olan dindir. O halde, onlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin. ORTAK KOŞANLARLA, SİZİNLE TOPLUCA SAVAŞTIKLARI GİBİ TOPLUCA SAVAŞIN. Bilin ki, kesinlikle Allah sakınanlarla beraberdir. )

Ayetteki "Katl" ( Savaş ) kelimesi çağımıza uygun olarak yukarıda da bahsedildiği gibi düşünsel mücadeleyi tanımlamaktadır.












Ayrışım gününde iki tip insan

Son dönemde tanık olunan gelişmeler insanların iki kategoriye ayrılmakta oldukları Yevmel Fasl'ın ( Ayrışım Gününün ) delili niteliğindedir.

Ayrışım günü Nebe surrsinin aşağıdaki ayetlerinde tanımlanmaktadır. ( Ayetlerdeki Cennet kavramının üst süptil boyut, Cehennem kavramının ise tekamül edemeyen insanların tekrar tekrar reenkarne olacakları Dünya olduğunu hatırlamak gerekir. )

78/17 - İnne yevmel fasli kane mikaten ( Kesinlikle ayrışım günü tayin edilen vakit olmuştur. )

78/18 - Yevme yunfehu fis suri fe te'tune efvacen ( O gün borunun içine üflenir de bölükler olarak gelirsiniz. )

78/19 - Ve futihatis semau fe kanet ebvaben ( Ve gök açılmıştır da kapı kapı olmuştur. )

78/20 - Ve suyyiretil cibalu fe kanet seraben ( Ve dağlar seyirttirilmiştir de serap olmuştur. )

78/21 - İnne cehenneme kanet mirsaden ( Kesinlikle cehennem gözetleme yeri olmuştur. )

78/22 - Lit tağıne meaben ( Azgınlar için dönülecek yer. )

78/23 - Labisine fiha ahkaben ( Orada uzun zaman kalacaklar. )

Tarih boyunca zaten hep var olmuş olan iki tip insan Ayrışım Günü"nde ( süreci ) birbirlerinden çok daha net olarak ayrışacaklardır.

1- Maddeyi Arzulayan İnsan

Bu kategorideki insan, ilahi nizamın ve kutsal kitaplardaki ilmin halen farkına varamamış, çevresindeki olayların, maruz kaldığı olumlu ve olumsuz durumların nedenlerini kavrayamamış, maddi, dünyevi ve nefsani arzularının tatminini, diğer insanlara göre sözde üstünlük elde etmeyi başarı, yükseliş ve mutluluk addeden ve bu nedenle küresel şeytanların tuzaklarına rahatlıkla düşebilen ve kendini her geçen gün daha da sistem kölesi yaparak tekamülden uzaklaşan insandır. Bu tip insan, onu insan yapan sevgi, merhamet, ahlak, din gibi temel değerlerini terketmenin çağdaşlaşmak ve gelişmiş yeni dünya vatandaşı olmak olduğuna inandırılan insandır. İşte bu kategorideki insan, aslında köleleştirme aracı olarak kullanılmak istenen ve ruhsal tekamülünü bloke ederek kendisini insanlıktan çıkartmak için kurulan dijital teknoloji tuzağına da tereddüt etmeden atlayacak insandır. 

2- Ruhu Arzulayan İnsan

Bu kategorideki insan ise ilmini artırmak suretiyle şeytanın binlerce yıldır insana kurduğu tuzakların farkına varan, kutsal kitaplardaki ilmi* ve gerçeği görerek ruhsal tekamül yolunda ilerleyen, yükselen ve artık kaba madde alemi dünyanın gelişen ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini idrak eden insandır. Bu tip insan üst süptil boyuta ( cennet ) geçebilmenin özlemini her geçen gün daha yoğun şekilde hisseden insandır. Ruhsal tekamülü deneyimleyen bu insanlar, gelişecek olan metapsişik yetenekleri ( Telepati, Durugörü, Telekinezi, Medyumluk vb. ) sayesinde dijital teknolojinin esiri olmak durumunda kalmayacaklar ve döngü sonunda vuku bulacak her türlü negatif tesirden korunacaklardır. Bu durum Kur'an'da "Cehennem azabından korunmak" ifadesiyle bildirilir.

44/56 - La yezukune fihel mevte illel mevtetel ula ve vekahüm azabel cehım ( Orada ilk ölüm haricinde ölüm tatmazlar. Onları cehennem azabından korumuştur. )
44/57 - Fadlen min rabbik zalike hüvel fevzül azım ( Rab’binden üstünlüktür, lütuftur. İşte bu, o büyük kurtuluştur. )

52/18 - Fakihine bima atahüm rabbuhüm ve vekahüm rabbuhüm azabel cehım Rab’lerinin onlara o verdiğinden dolayı sevinirler. Rab’leri onları cehennem azabından korur.

( * Her insanın kutsal kitap ilmine vakıf olması elbette mümkün değildir. Burada kastedilmek istenen, insanın kendisini insan yapan değerlerin farkına varması, iyilik, sevgi ve paylaşım yolunda yorulmadan koşar hale gelmesidir. Kalbinde hastalık olmayan, temiz ve iyi insanlar, kitap ilmine vakıf olma imkânını bulamamış olsalar bile Allahü Teala'nın yönlendirmesiyle ruhsal tekamül yolculuğunda bir çok kitap aliminden çok daha ileri seviyelere yükselebileceklerdir. Zira önemli olan kitap ilmine vakıf olmak değil, kitaptaki bilgileri ve öğretileri hayatına yansıtabilmektir. Bugün dünyayı kan ve gözyaşına boğan şeytanların kitap ilmine vakıf olduklarını ve her türlü kötülük tuzaklarını kitap ilmini kullanarak uyguladıklarını daima hatırlamak gerekir. )

Konuya ilişkin ayetler şöyledir. 

79/37 - Fe emma men tağa ( Artık ama kim azgınlık etmiş, )
79/38 - Ve aserel hayated dünya ( Ve dünya hayatını tercih etmişse. )
79/39 - Fe innel cahime hiyel me'va ( Artık kesinlikle cehennem, odur varış yeri. )
79/40 - Ve emma men hafe mekame rabbihı ve nehen nefse anil heva ( Ve ama kim Rab’binin makamından korktuysa ve nefsini heveslerden men ettiyse, )
79/41 - Fe innel cennete hiyel me'va ( Artık kesinlikle cennet, odur varış yeri. )

87/14 - Kad efleha men tezekka ( O temizlenen iflah olur. )
87/15 - Ve zekeresme rabbihı fe salla ( Ve Rab’binin ismini hatırlayıp da dua eden, )
87/16 - Bel tü'sirunel hayated dünya ( Bilakis dünya hayatını tercih ediyorsunuz. )
87/17 - Vel'ahıretü hayrün ve ebka ( Ve ahiret daha hayırlıdır ve daha bakidir. )

İncil ayetlerinde "Göksel Beden" - "Dünyasal Beden" ve "Doğal İnsan" - "Ruhsal İnsan" kavramlarıyla ayrışım;

46-1 Corinthians-15-40 Göksel bedenler vardır, dünyasal bedenler vardır. Göksel olanların görkemi başka, dünyasal olanlarınki başkadır.
46-1 Corinthians-15-41 Güneşin görkemi başka, ayın görkemi başka, yıldızların görkemi başkadır. Görkem bakımından yıldız yıldızdan farklıdır.
46-1 Corinthians-15-42 Ölülerin dirilişi de böyledir. Beden çürümeye mahkûm olarak gömülür, çürümez olarak diriltilir.
46-1 Corinthians-15-43 Düşkün olarak gömülür, görkemli olarak diriltilir. Zayıf olarak gömülür, güçlü olarak diriltilir.
46-1 Corinthians-15-44 Doğal beden olarak gömülür, ruhsal beden olarak diriltilir. Doğal beden olduğu gibi, ruhsal beden de vardır.
46-1 Corinthians-15-45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İlk insan Adem yaşayan can oldu." Son Adem'se yaşam veren ruh oldu.
46-1 Corinthians-15-46 Önce ruhsal olan değil, doğal olan geldi. Ruhsal olan sonra geldi.
46-1 Corinthians-15-47 İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan göktendir.
46-1 Corinthians-15-48 Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel insan nasılsa, göksel olanlar da öyledir.
46-1 Corinthians-15-49 Bizler topraktan olana nasıl benzediysek, göksel olana da benzeyeceğiz.
46-1 Corinthians-15-50 Kardeşler, şunu demek istiyorum, et ve kan Tanrı'nın Egemenliği'ni miras alamaz. Çürüyen de çürümezliği miras alamaz.
46-1 Corinthians-15-51 İşte size bir sır açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda,
46-1 Corinthians-15-52 göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve biz de değiştirileceğiz.
46-1 Corinthians-15-53 Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir.
46-1 Corinthians-15-54 Çürüyen ve ölümlü beden çürümezliği ve ölümsüzlüğü giyinince, "Ölüm yok edildi, zafer kazanıldı!" diye yazılmış olan söz yerine gelecektir.












2 Mayıs 2020 Cumartesi

1 Dolar'daki okült mesajlar

"Dollar" kelimesi Amerikan para biriminin ismidir. Ancak bu kelimenin Arapça'daki "Dall" kelimesiyle ilintili olması muhtemeldir. "Dall" olarak telaffuz edilen ancak iki farklı yazılışı olan bu kelimenin iki anlamı bulunmaktadır.

1- Azan, Azdırıcı, Sapmış olan
2- Delil olan, Yol gösteren, Bildiren

Düalite ilkesi gereği her olgunun pozitif ve negatif niteliği bulunduğu hatırlandığında "Dollar" kavramı ( Doll + er ) "Azdıran, Saptıran" ve "Delil olan, Bildiren" olmak üzere iki anlamı içeriyor olabilir. Zira "Dollar", mal ve hizmet alımında delil olarak kullanılabildiği gibi, insanların nefsani arzularını, hırslarını uyararak insanları azdırmak ve saptırmak için de kullanılabilmektedir.

"1 Dollar" banknotu, küresel şeytanların kadim planı olan Yeni Dünya Düzenine ve obsesif kontrol arzularına ilişkin yoğun sembolizm içermektedir.



1 Dollar banknotunun arka yüzünün sol tarafında yer alan piramidin üzerinde Latince "Annuit Coeptis" ( Announced Conception / Duyurulmuş Kavram ) altında ise "Novus Ordo Seclorum" ( Yeni Dünya Düzeni ) yazmaktadır.




Piramit, küresel kontrol sistemini, piramitin üstünde, piramitten ayrık olan ve üçgen içinde yer alan Tek Göz ise Horus'un yani Lucifer'in ( Şeytan ) Her Şeyi Gören Gözünü ( All Seeing Eye ) sembolize etmektedir. Bu sembolizmde şeytan ilahlaştırılmakta ve Rab'be ( haşa ) ortak koşulmaktadır. Zira Mülk suresinin 19. ayetinde Allahü Teala'nın "Basir" sıfatı vesilesiyle O'nun "Her şeyi Gören" olduğu bildirilmektedir. Ayette kuş misalinin yer alması da satanizmde kuş kafası ile sembolize edilen Horus'a atfen gibi görünmektedir.

67/19 - E ve lem yerev ilet tayri fevkahüm saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhünne iller rahmanu innehu bi külli şey'in basır

( Onların üstlerinde, saflar halinde kanat açan kuşları görmezler mi? Onları Rahman haricindeki tutmaz. Kesinlikle O herşeyi görendir. )

Sembolizme göre tepedeki ayrık üçgen alttaki bölüm ile birleştiğinde İblis'in tam hakimiyetindeki Yeni Dünya Düzeni kurulnuş olacaktır. Tek gözün , içinde bulunduğu üçgendeki pullu deri deseni reptilian ( sürüngen ) nesli, yılanı yani şeytanı simgelemektedir.

Şeytanın insanı sürekli kontrol ve gözetim altında tutma obsesyonu A'raf suresinin 27. ayetinde bildirilir.

7/27 - Ya benı ademe la yeftinennekümüş şeytanü kema ahrace ebeveyküm minel cenneti yenziu anhüma libasehüma li yüriyehüma sev'atihima innehu yeraküm hüve ve kabılühu min haysü la teravnehüm inna cealneş şeyatıne evliyae lillezıne la yü'minun

( Ey Ademoğulları, şeytan, ana babanızı, ayıplarını, çirkinliklerini onlara göstermek için onların elbiselerini soyarak onları cennetten çıkardığı gibi sizi de kesinlikle fitnelemesin. Kesinlikle o, o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Kesinlikle biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık. )

Kabe'nin ve Mescidi Aksa'nın üzerini kapatmak için yapılması planlanan ve iki parçadan oluşan dev şemsiyenin, kapandığında "Göz" formu oluşturması şeytani bir uygulama olarak tepki görmüştür.




Piramitte 13 katman bulunmakta olup, bu katmanlar 13 küresel aileyi, kontrol sistemindeki bölgeleri ve kademeleri simgelemektedir. Ayrıca 12 İsrail kabilesi ve 1 adet te kayıp kabile kavramına da işaret etmektedir.

Banknotun arka yüzünde yazan "In God We Trust" ( Biz Tanrı'ya Güveniriz. ) cümlesi maddi menfaatin, dünyevi hırsların, obsesif nefsani heveslerin sembolü olan paranın veya Dollar'ın şeytanlar tarafından ilah addedilmiş olduğunu ifade etmektedir.




25/43 - E raeyte men ittehaze ilahehu hevah e fe ente tekunü aleyhi vekıla

( O hevesini ilahı edineni gördün mü? O halde, sen onun üzerine vekil mi olursun? )

Dollar'ın yani paranın Tanrı addedilmesi mesajı, dünyayı cinlerin kontrol ettiği konusunu içeren 1988 yılı yapımı They Live isimli filmin şu sahnesinde verilmektedir. Filmde insanların, insan olmayan farklı boyut varlıkları ( cinler ) tarafından kontrol altında tutulduğunun farkına varan bir adamın hikayesi konu edilmektedir. Adam, bulduğu bir gözlüğü taktığında çevresindeki insan olmayan varlıkları görebilmekte, reklam afişlerindeki, TV'deki ve dergilerdeki ilanların ardında yatan, zihin kontrolü amaçlı sübliminal mesajları görebilmektedir.




Piramidin tabanında yer alan MDCCLXXVI, Romen rakamlarıyla yazılmış olan 1776 sayısıdır. Bu sayı Amerika'nın ve Illuminati cemiyetinin kuruluş tarihidir.




Romen rakamlarıyla yazılmış olan 1776 sayısının oluşumu aşağıdaki gibi olup, sayı içinde 666 şifresi bulunmaktadır. ( 500+100 , 50+10 , 5+1 ..... 6,6,6 )

M = 1000
D = 500
C = 100
C = 100
L = 50
X = 10
X = 10
V = 5
I = 1

Piramitin üstündeki ve altındaki yazıların ilk harfleri aşağıdaki gibi birleştirildiğinde iki kavram ortaya çıkmaktadır.

1- Davut Yıldızı olarak da bilinen ve İsrail'in bayrağında da yer alan içiçe geçmiş ters yönlü iki üçgen. Bu sembol yaratılıştaki düalitenin ( pozitif ve negatif enerji ) sembolü olup, aynı kavram Hinduizm'de "Yin Yang" figürü ile yapılmaktadır.





2- Üçgenlerin köşeleri A,S,N,O, M harflerine denk gelmekte olup,bu harfler MASON kelimesindeki harflerdir.

Banknotun arka yüzünün sağ tarafında pagan bir sembol olan ve Horus'u yani Lucifer'i ( Şeytan ) sembolize eden Phoenix ( Anka Kuşu ) bulunmaktadır. Horus'un kafasının iki yanında "E Pluribus Unum" ( Çokluktaki Tek ) yazısı bulunmakta olup, bu yazı yine şeytanın ilah edinilmesi mesajını içermektedir.




Banknotun ön yüzünün sağ üst köşesindeki 1 sayısının sol üstünde bir "Baykuş" figürü bulunmaktadır. Baykuş, satanik okült ezoterizmde Molech veya Malik adı verilen Lucifer'i ( Şeytan ) sembolize eden bir figürdür. Baykuşun kafasını 360 derece döndürebilmesi, "Her şeyi Görme" kavramının sembolü addedilmektedir. Gizli bir cemiyet olan Bohemian Club'ın sembolü de Baykuştur.




Bohemian Club logosu

Ayrıca Dollar'ın işareti olan ve aslında kadim bir sembol olan "Ağaca Sarılmış Yılan" da "Soyun Kontrolü / Kontrol ve Tahakküm" kavramlarının bir ifadesidir. Semboldeki "Ağaç" insan soyunu, "Yılan" ise şeytanı ve kontrolünü simgelemektedir. ( Hatırlanacağı üzere ayetlerdeki "Yasak Ağaç" da Adem'in yani insanın ilişkiye girmemesi gereken "Cin Soyunu" simgelemektedir. )













Denver Havalimanı'ndaki Okült Sembolizm

Amerika'nın Colorado eyaletinin başkenti olan Denver şehrinde yer alan ve 28.02.1995 tarihinde hizmete giren Denver Uluslararası Havalimanı'ndaki ( Denver International Airport ) okült ezoterik sembolizm dikkat çekmektedir. Havalimanının IATA kodu "DEN" olup, bu kelime İngilizce'de "Mağara, Batakhane*, Sığınak" anlamlarına gelmektedir. Denver şehrinin bağlı olduğu Colorado eyaletinde 9 havalimanı bulunmakta olup bu havalimanları içinde, IATA kodunda ilgili şehrin ilk üç harfinin kullanıldığı tek havalimanı Denver havalimanıdır.  ( * Batakhane = Yerin altına batmış, yeraltındaki mekân )

Aspen ( ASE ), Colorado Springs ( COS ), Denver ( DEN ), Durango ( DRO ), Eagle / Vail ( EGE ), Grand Junction ( GJT ), Gunnison ( GUC ), Hayden ( HDN ), Montrose ( MTJ )

Denver kelimesi Den / Dane ( Alçak, Altta, Aşağıda ) ve Ver / Faer ( Geçiş, Geçit ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Alt Geçiş, Aşağıdaki Geçiş, Altgeçit, Aşağıdaki Geçit" anlamlarına gelmektedir. ( "Den / Dane" kelimesi Arapça'daki "Dan" ( Alçak ) kelimesidir.


Denver Havalimanı'nın farklı boyuttaki varlıklar ( Alien, Cin ) ile temas noktalarından biri olduğu, havalimanının altında katmanlı araştırma merkezleri bulunduğu gibi bazı iddialar ortaya atılmıştır. İddiaların yoğunlaşması sonrasında havalimanı yönetimi havalimanının içini ve dışını UFO ve Alien sembolizmi ile donatarak konuyu esprili bir şekilde kapatmaya çalışmıştır. Ancak havalimanındaki okült ezoterik sembolizm bir çok mesajlar vermektedir. Ayrıca Denver gibi küçük bir şehire 137.5 km2'lik bir alanı kaplayacak şekilde Kuzey Amerika'nın en büyük havalimanının yapılmış olması da ilginç bir durum arzetmektedir.

Havalimanı ile ilgili tespitler;

Havalimanının kuşbakışı vaziyet planı okült bir sembol olan ve yaratılıştaki döngüyü sembolize eden "Swastika" figürünü ( Nazi sembolü ) yansıtmaktadır.


Havalimanının dışarıdan görüntüsü beyaz renkli piramit sergisini andırmaktadır. Bilindiği üzere, piramit "1 Dollar" üzerinde de bulunan pagan bir sembolüdür.


Havalimanının içinde yerde sergilenen bir blok taş üzerinde gönye, pergel ve G harfinden oluşan masonik sembol bulunmaktadır. Blok taşın üzerinde 19.03.1994 tarihi yer almakta ve "New World airport Commission" ( Yeni Dünya Havalimanı Komisyonu ) yazısı bulunmaktadır.


Havalimanının girişinde şaha kalkmış "mavi" renkli, "kırmızı" gözlü bir at heykeli bulunmaktadır. Heykel ürkütücü görüntüsü nedeniyle Lucifer'e atıfta bulunulmak suretiyle "Blucifer" olarak anılmaktadır.

                           

Mavi rengin sembolik anlamlarından biri Kur'an'da "Suçluların toplanma rengi" olarak geçmektedir.

20/102 - Yevme yünfehu fis suri ve nahşürul mücrimıne yevmeizin zürka Borunun içine üflendiği gün. O gün suçluları masmavi toplarız. )


55/15 - Ve halekal canne min maricin min nar ( Ve cini dumansız ateş alevinden* yarattı. )

*Çok yoğun oksijenli yanma durumunda ( resimdeki 4 numaralı alev paterni ) durumda "dumansız, sivri şekilli ve  mavi renkli bir alev" gözlemlenir. Bu nedenle cinler mavi renkli ve sivri kulaklı resmedilirler.



Şeytanın insanı aldatma ve saptırma eyleminden bahsedilen İsra suresinin 64. ayetinde "At" sembolizmi bulunmaktadır.

17/64 - Vestefziz men isteta'te minhüm bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve racilike ve şarikhüm fil emvali vel evladi veıdhüm ve ma yeıdühümüş şeytanü illa ğurura 
( Ve onlardan kime istidatın olursa sesin ile yerinden oynat, kımıldat. Atlarınla ve yayalarınla üzerlerine yönel. Onlara malda ve çocuklarda ortak ol. Onlara vaad et. Ve şeytan onlara aldatmanın haricinde vaad etmez. )

Binanın gitiş bölümünde bir Gargoyle heykeli bulunmaktadır. Gargoyle bazı kiliselerde yer alan ve cini sembolize eden yaratık kafasıdır.

                                             
Denver Havalimanı binası içindeki Gargoyle

                         
Fransa'daki Notre Dame Kilisesi binasının dış cephesindeki Gargoyle

Binadaki bir taş blok üzerinde AU ve AG harfleri yer almaktadır. AU harfleri altın anlamına gelen "Aurum" kelimesinin ilk iki harfi ve altının sembolüdür. Altın, bazı kaynaklara göre Reptilian ırkın temel yaşam maddesidir.


Duvarlara asılmış Grey Alien ve Reptilian posterleri;




Havalimanı binasının altındaki tüneller;


Dünyada döngü sonunda vuku bulacak felaketleri ve sonrasındaki mutlu Yeni Dünya'yı! betimleyen freskler;



                                                
Fresklerde yıkım, savaş, acı, gözyaşı ve ölüm resmedilmiştir.


Felaketler sonrasında "Gökkuşağı"nın altındaki mutlu! insanlık ( Gökkuşağı, Zihin Kontrol programının sembolüdür. )









5 Adım Ötede!!

COVID19 pandemisi nedeniyle gündeme gelen "Sosyal Uzaklık / Sosyal Mesafe" konusunun 2019 yılı yapımı olan "Five Feet Apart" ( Beş Adım Ötede ) isimli filmde işlenmiş olması Coronavirus sürecine itibarıyla ilginç bir durum sergilemektedir. 

Filmde bir akciğer hastalığı! olan Cystic Fibrosis nedeniyle insanlardan daima belirli bir mesafede durması gereken genç bir kızın hikayesi konu edilmektedir. Film, Coronavirus salgını nedeniyle gündeme gelen ve neredeyse bir yaşam formatına dönüşme potansiyeli arzeden "Sosyal Uzaklık" kavramına işaret etmekte gibidir.


Detaylar için Bkz.



Ayrıca 1995 yılında piyasaya sürülen Illuminati New World Order ( Yeni Dünya Düzeni ) kart oyununda yer alan "Epidemic Quarantine" ( Salgın Karantinası ) isimli kart da dikkat çekmektedir.






1 Mayıs 2020 Cuma

Döngü sonu fenomenleri ... Alameti Kıyamet

Alameti Kıyamet* ( Ayağa Kalkış İşaretleri ), döngü sonunda şahit olunacak olguları ve olayları tanımlamak için kullanılan bir tamlamadır. ( Döngü sonu ve Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış ) hususunda evvelki bölümlerde detaylı bilgiler yer almaktadır. Kıyamet kelimesi asırlardır empoze edildiği gibi "Felaket" anlamına gelmemekte olup, ruhsal uyanışı ve idrak seviyesi yükselişini ifade etmektedir. )

Genellikle "felaketler" olarak bilinen ancak sadece döngü sonunda doğada zuhur etmesi gereken fenomenler olan bu vakalara ilişkin kutsal kitaplarda detaylı ayetler yer almaktadır. Kendi ilmi olmayan, ancak üst frekanstan kulak hırsızlığı yaparak veya Allahü Teala tarafından ilim verilmiş olan insana tasallut ederek ( zihin kontrolü ) süreçleri matematiksel / sayısal olarak manipüle etmeye çalışan cinler ve onların kaba maddedeki küresel neferleri kıyamet olaylarını da manipüle etmeye ve farklı sonuçlar elde etmeye çalışmaktadırlar. Bilindiği üzere cinlerin kendi geliştirdikleri ilimleri olmadığı gibi yaratıcılık özellikleri de bulunmamaktadır. 

Kitaplarda bahsedilen bazı döngü sonu vakaları;

- Hayvan Akını

81/5 - Ve izel vühüşü huşiret ( Ve vahşi hayvanlar toplandığında, )

7/133 - Fe erselna aleyhimüt tufane vel cerade vel kummele ved dafadia ved deme ayatin müfessalatin festekberu ve kanu kavmen mücrimın
( Ayrıntılı ayetler olarak üzerlerine tufan, çekirge, haşereler, kurbağalar ve kan gönderdik de kibirlendiler ve suçlular kavmi oldular. )

Şu anda sosyal medyada bu konuda sürekli videolar paylaşılmaktadır. "Doğa kendine geldi." temasıyla !!

- Gökten Parçalar Düşmesi ( UFO Fenomeni )

17/92 - Ev tüskıtas semae kema zeamte aleyna kisefen ev te'tiye billahi vel melaiketi kabıla
( Veya o zannettiğin gibi göğü üzerimize parça halinde düşüresin veya Allah' ı ve melekleri öne, meydana getiresin. )

Pandemi sürecinde Pentagon UFO görüntüleri yayımlamaya başlamıştır.

- Meteor ( Asteroid ) Yağmuru / Çarpması

105/4 - Termıhim bi hıcaratin min siccil ( Onlara ateşte pişmiş çamur tuğlasından taşlar atıyorlardı. )

69/14 - Ve hümiletil ardu vel cibalu fe dükketa dekketen vahidet ( Ve yer ve dağlar yükletilip de tek çarpma ile çarpılıp düzlendiğinde, )

70/9 - Ve tekunul cibalu kel ıhn ( Ve dağlar atılmış yün gibi olur. )

- Deprem

99/1 - İza zülziletil erdu zilzaleha ( Yer zelzelesiyle sarsıldığında. )

7/78 - Fe ehazethümür racfetü fe asbehu fı darihim casimın ( Böylece onları sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz çökenler oldular. )

29/37 - Fe kezzebuhü fe ehazethümür racfetü fe asbehu fı darihim casimın ( Böylece onu yalanladılar da onları sarsıntı yakaladı. Böylece yurtlarında diz çökenler oldular. )

- Salgın

76/7 - Yufune bin nezri ve yehafune yevmen kane şerruhu müstetıren ( Yapılacak işlerini, adaklarını ifa ederler ve kötülüğü salgın olan o günden korkarlar. )

- Volkanik Aktiviteler

99/2 - Ve ahracetil erdu eskaleha ( Ve yer ağırlıklarını çıkardığında. )

- Asit Yağmuru ( Sülfürkik Asit Sarı renklidir )

30/51 - Ve lein erselna rıhan fe raevhü musferran le zallu min ba'dihı yekfürun
( Ve eğer rüzgar göndersek de onu sarılaşmış görseler, onun ardından inkar etmeye başlarlar. )

- İnsanların Durumu

101/4 - Yevme yekunün nasü kel feraşil mebsus ( O gün insanlar yayılıp dağılmış pervane kelebekleri gibi olurlar. )

22/2 - Yevme teravneha tezhelü küllü mürdıatin an ma erdaat ve tedau küllü zati hamlin hamleha ve teran nase sükara ve ma hüm bi sükara ve lakinne azabellahi şedıd
( Onu göreceğiniz gün, tüm emziren kadınlar o emzirdiklerinden vazgeçerler. Her yük sahibi yükünü düşürüp bırakır. İnsanları sarhoş görürsün de onlar sarhoş değillerdir. Lakin Allah' ın azabı şiddetlidir. )

79/35 - Yevme yetezekkerül insanu ma se'a ( İnsanın neye koştuğunu hatırladığı o gün. )

79/36 - Ve burrizetil cehimu li men yera ( Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarıldığında. )
79/37 - Fe emma men tağa ( Artık ama kim azgınlık etmiş, )
79/38 - Ve aserel hayated dünya ( Ve dünya hayatını tercih etmişse. )
79/39 - Fe innel cahime hiyel me'va ( Artık kesinlikle cehennem, odur varış yeri. )
79/40 - Ve emma men hafe mekame rabbihı ve nehen nefse anil heva ( Ve ama kim Rab’binin makamından korktuysa ve nefsini heveslerden men ettiyse, )
79/41 - Fe innel cennete hiyel me'va ( Artık kesinlikle cennet, odur varış yeri. )

Döngü sonunda insanlardaki idrak ve algı durumunu bildiren ayetler. Bazıları tekamül edip ruhsal yükselişi deneyimlerken bazıları ise kaba madde batağına ( Dünya = Cehennem ) daha da saplanacaklardır. Bu nedenle Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ) kavramı Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ) kavramı ile de ifade edilmektedir.

- Göksel Fenomenler

70/8 - Yevme tekunus sema'u kel muhl ( O gün gök erimiş maden gibi olur. )









Hardal tohumu

Hardal tohumu genellikle 1-2 mm çapında ölçüye sahip olup en küçük tohumlar kategorisinde yer almaktadır. Hardal tohumu hemen hemen her türlü toprakta döl verebilen ( filizlenebilen ), en zor doğa koşullarında bile tomurcuklanıp çoğalabilen ve bulunduğu alanı kaplayabilen güçlü bir bitkidir.

                                                                    
                         Hardal Tohumları

İncil'in Matta ve Mark surelerinde "İmanın" ( İnancın ) vesile olabileceği imkanlar ve varlıklara kazandırabileceği güç "Hardal Tanesi" nitelemesiyle bildirilmektedir. "İman"ın özü "Bilgi"dir. Bir varlık yaratılışa ilişkin kodları çözdüğü yani kozmik bilgilerini artırdığı oranda tekamül edip yaratılış üzerinde etkili olabilir. İlahi kozmik bilgileri öğrenme ve deşifre etme yolunda olan varlıkların metapsişik yetenekleri ve madde üzerindeki tesir seviyeleri sürekli olarak artar. 

İncil'in Mark suresinde "Hardal Tanesi", "Yaratıcı'nın Egemenliğine" benzetilmiştir. Yani Hardal Tanesi ifadesi en büyük kudret olan Allahü Teala'nın yaratış kudreti ile ilintilendirilmiştir.

41-Mark-4-31 Tanrı'nın Egemenliği, HARDAL TANESİNE benzer. HARDAL, yeryüzünde toprağa ekilen tohumların en küçüğü olmakla birlikte,

41-Mark-4-32 ekildikten sonra gelişir, bütün bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak salar ki, kuşlar gölgesinde barınabilir."

"Habbetin min Hardelin" ( Hardal Tohumu ) ifadesi Kur'an'da ve İncil'de "İman" ve "Bilgi" kavramlarıyla da ilintili olarak yer almakta ve bu iki kavramın vesile olabileceği durumlar vurgulanmaktadır.

40-Matthew-17-20 İsa, "İmanınız kıt olduğu için" karşılığını verdi. "Size doğrusunu söyleyeyim, bir HARDAL TANESİ KADAR İMANINIZ olsa şu dağa, 'Buradan şuraya göç' derseniz, göçer; sizin için imkânsız bir şey olmayacaktır." 

42-Luke-17-6 Rab şöyle dedi: "Bir HARDAL TANESİ KADAR İMANINIZ olsa, şu dut ağacına, 'Kökünden sökül ve denizin içine dikil' dersiniz, o da sözünüzü dinler.

Esasen "Bilgiyi" temsil eden "Hardal Tanesi Kadar İman" ifadesi Kur'an'daki "Kitap İlmi" kavramıyla da ilintilidir. Zira yukarıdaki ayetlere benzer olarak Neml suresinin 40. ayetinde "Kitap ilmi olan kişinin melikin tahtını göz açıp kapama süresi içinde ( ışık hızıyla ) portalden getirebildiği" bildirilmektedir.

Kur'an'ın Enbiya ve Lokman surelerinde ise yaratılıştaki tüm olguların ( duygu, düşünce, tutum, eylem ) ve olayların kozmik veri tabanına kaydedilmekte olmasından ( Akaşa Kayıtları ) dolayı her varlığa ilişkin bilgilerin hesap günü ( varlığın öz değerlendirmesini yaptığı ve öz bilgilerini düzenlediği süreç ) için daima hazır tutulduğu bildirilmektedir. Özetle "Hardal Tanesi" kavramı "Bilgi" ile ilintilendirilmiştir.

21/47 - Ve nedaul mevazinel kısta li yevmil kıyameti fe la tuzlemü nefsün şey'a ve in kane MİSKALE HABBETİN MİN HARDELİN eteyna biha ve kefa bina hasibın

( Ve ayağa kalkış günü için adil tartılar kurarız. Böylece nefse şey kadar bile zulmedilmez. Eğer HARDALIN TOHUM TANESİ ağırlığında dahi olsa onu getiririz. Biz hesap görücü olarak kafiyiz. )

31/16 - Ya büneyye inneha in tekü MİSKALE HABBETİN MİN HARDELİN fe tekün fı sahratin ev fis semavati ev fil erdı ye'ti bihellah innellahe latıyfün habır
( Ey oğlum, kesinlikle ki eğer o HARDALIN TOHUM TANESİ AĞIRLIĞINDA dahi olsa, kayanın içinde veya göklerde veya yerde dahi olsa Allah onu getirir. Kesinlikle Allah latiftir haberdardır. )