"Sünnet" kelimesi "Adet, Gelenek, Töre" anlamına gelmektedir. Aklını, bilgisini ve düşünme yeteneğini kullanmayan toplumların karşılaştığı en büyük sorun "Sünnet" adı verilen adetlerden bazılarına, rasyonel, mantıklı, dinen ve vicdanen makul olmamalarına rağmen, dogmatik şekilde bağlı kalmaları, bu yüzden doğru yolu bulamamaları ve birçok alanda gelişme kaydedememeleridir.
Putperestlik, paganizm, satanik ritüel gibi sıralayabileceğimiz dogmatik eğilimlerin bir örneği de halk arasındaki adı "Sünnet" olan "penis ön derisinin ( prepucium ) ampüte edilmesi ( kesilerek alınması )" uygulamasıdır.
Sünnet uygulaması halen birçok toplumda bir adet / töre olarak süregelmektedir. Oysa, nedeni sorgulanmadan gerçekleştirilen bu uygulama aşağıdaki olumsuz sonuçlara sebebiyet vermektedir.
1- Sünnet olarak anılagelen ön deri ( prepucium ) ampütasyonu çocuklarda travmaya sebep olmaktadır. Doğumdan hemen sonra yapılan uygulamanın dahi bilinçaltında negatif psikolojik etki bıraktığı bilinmektedir.
2- Vücut, biyolojik işlevi olan ve koruyucu özelliği bulunan bir organdan yoksun bırakılmaktadır. Prepucium, cinsel birleşme haricindeki zamanlarda penis ucunu örtmek suretiyle uç kısmı dış etkenlere karşı korumakta, zarar görmesini ve hassasiyetini yitirmesini engellemektedir.
3- Ön deri ( Prepucium ) içerisinde besin konusunda son derece zengin kan damarları ve uyarı konusunda oldukça hassaslaşmış sinir uçları bulunmaktadır. Bunların hepsi düz kasların ( peripenik kas örtüsü veya yeni ismiyle dartos fascia ) içerisine gömülü olarak bulunmakta ve bu kasın lifleri penis boyunca uzanmaktadır. Göz kapaklarının içinde veya yanakların içinde olduğu gibi, penis ön derisi ( prepucium ) altında da mukoza tabakası bulunmaktadır. Bu nedenle ön derinin ampütasyonu cinsel birleşme esnasındaki lübrikasyonun azalmasına neden olmaktadır.
4- Ön deri, penisin diğer kısımları ile iletişimi sağlayan çok sayıda sinir hücresini de içermektedir. Ön derinin ampütasyonu sonrasında penis duyarlılığında azalma oluşmakta, bu da cinsel birleşme etkinliğini olumsuz etkilemektedir.
5- Ön deri ampütasyonu ( Sünnet ) Kur'an'da yer almayan, İncil'de ise işlevi olmadığı bildirilen bir uygulamadır. "Sünnet" kelimesi Kur'an'da "Âdet, Gelenek, Töre" anlamında yer almaktadır. Örnek;
48/23 Sunnetellahilleti kad halet min kabl ve len tecide li sunnetillahi tebdila
( Allah' ın âdeti önceden de geldi geçti. Allah' ın âdetinde değişiklik bulamazsın. )
6- Penis on derisinin alınmasıyla vücut bütünlüğü bozulmakta ve Allah'ın kusursuz yaratışı değiştirilmektedir. *
* 4/119 kodlu ayette şeytanın sözü olarak yer alan "..........Kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler. Kesinlikle onlara emredeceğim de Allah' ın yaratışını değiştirecekler......"
ifadeleri önemli bir uyarı niteliğindedir.
Nedeni sorgulanmadan yapılan "Sünnet"'in yargısız infazdan farkı bulunmamaktadır. Okült satanik sembolizmde sünnet ( prepucium ampütasyonu ) "yılanın deri değiştirmesi"ni sembolize etmektedir.
Ayrıca sünnet adı altında yapılan "prepucium ampütasyonu" esasen satanik kan ritüeli niteliği de taşımaktadır. Uygulama anında çocuklarda oluşan travma yani korku duygusu kaynaklı negatif frekans insan ve cin şeytanları için adeta besin kaynağı niteliğindedir. Sünnet çocuklarına beyaz elbise giydirilmesi de satanik kan ritüeli sembolizmi içermektedir.
Bu dogmatik tutum, yani "Yapılagelmiş olan sorgulanmadan yapılmaya devam edilmeli." zihniyeti Kur'an'ın aşağıdaki ayetlerinde çok çarpıcı şekilde açıklanmaktadır.
Bakara 2/170 - Ve iza kıle lehümüttebiu ma enzellellahü kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la ya'kılune şey'en ve la yehtedun
( Ve onlara o Allah’ ın indirdiğine tabi olun denildiğinde, "Bilakis babalarımızı o üzerinde bulduklarımıza tabi oluruz." derler. Ya babaları hiçbir şeyi akıl edemeyenler ve yönlendirilmemiş olanlar idiyseler. )
Maide 5/104 - Ve iza kıle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli kalu hasbüna ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la ya'lemune şey'en ve la yehtedun
Maide 5/104 - Ve iza kıle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli kalu hasbüna ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la ya'lemune şey'en ve la yehtedun
( Ve onlara "Allah' ın indirdiğine ve resule gelin." denildiği zaman, "Babalarımızı o üzerinde bulduğumuz bize yeter." derler. Ya babaları bir şey bilmiyorlarsa ve yönlenmemişlerse? )
A'raf 7/28 - Ve iza fealu fahışeten kalu vecedna aleyha abaena vallahü emerana biha kul innellahe la ye'müru bil fahşa' e tekulune alellahi ma la ta'lemun
A'raf 7/28 - Ve iza fealu fahışeten kalu vecedna aleyha abaena vallahü emerana biha kul innellahe la ye'müru bil fahşa' e tekulune alellahi ma la ta'lemun
( Ve onlar ahlaksızlık yaptıkları zaman "Babalarımızı onun üzerinde bulduk. Bize bunu Allah emretti." derler. "Kesinlikle Allah ahlaksızlığı emretmez. Allah' a o bilmediklerinizi mi söylüyorsunuz?" de. )
Zuhruf 43/24 - Kale e ve lev ci'tüküm bi ehda min ma vecedtüm aleyhi abaeküm kalu inna bima ürsiltüm bihı kafirun
Zuhruf 43/24 - Kale e ve lev ci'tüküm bi ehda min ma vecedtüm aleyhi abaeküm kalu inna bima ürsiltüm bihı kafirun
( "Şayet size, o babalarınızı üzerinde bulduklarınızdan daha doğru yönlendirmeyle geldiysem." dedi. "Kesinlikle biz o birlikte gönderildiğinizi inkar ederiz." dediler. )
A'raf 7/70 - Kalu eci'tena li na'büdellahe vahdehu ve nezera ma kane ya'büdü abaüna fe'tina bima teıdüna in künte mines sadikın
A'raf 7/70 - Kalu eci'tena li na'büdellahe vahdehu ve nezera ma kane ya'büdü abaüna fe'tina bima teıdüna in künte mines sadikın
( "Sen tek Allah' a kulluk etmemiz ve babalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamız için mi geldin? O halde, doğrulardan isen o bizi tehdit ettiğini, bize vaad ettiğini bize getir." dediler. )
Yunus 10/78 - Kalu e ci'tena li telfitena an ma vecedna aleyhi abaena ve tekune lekümel kibriyaü fil ard ve ma nahnü leküma bi mü'minın
Yunus 10/78 - Kalu e ci'tena li telfitena an ma vecedna aleyhi abaena ve tekune lekümel kibriyaü fil ard ve ma nahnü leküma bi mü'minın
( "Sen babalarımızı üzerinde bulduğumuzu bize bıraktırıp kaybettirmek için ve yerde büyüklüğün size olması için mi geldin? Biz size inananlar değiliz." dediler. )
Hud 11/62 - Kalu ya salihu kad künte fına mercüvven kable haza etenhana en na'büde ma ya'büdü abaüna ve innena le fı şekkin min ma ted'una ileyhi mürıb
Hud 11/62 - Kalu ya salihu kad künte fına mercüvven kable haza etenhana en na'büde ma ya'büdü abaüna ve innena le fı şekkin min ma ted'una ileyhi mürıb
( Ey Salih "Sen bundan önce içimizde ümit edilendin. Bizi o babalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmekten men mi ediyorsun? Ve kesinlikle biz, o bizi çağırdığından vesveseli şüphe içindeyiz." dediler. )
Hud 11/87 - Kalu ya şüaybü e salatüke te'müruke en netruke ma ya'büdü abaüna ev en nef'ale fı emvalina ma neşa' inneke le entel halımür raşıd
Hud 11/87 - Kalu ya şüaybü e salatüke te'müruke en netruke ma ya'büdü abaüna ev en nef'ale fı emvalina ma neşa' inneke le entel halımür raşıd
( "Ey Şuayb, o babalarımızın kulluk ettiklerini terketmemizi veya mallarımızla ne dilersek yapmamızı bırakmayı sana duan mı emrediyor? Kesinlikle sen yumuşaksın, akıllısın." dediler. )
İncil ayetlerinde de sünnetin, gerçek mânâsı dışında kötücül amaçlar doğrultusunda icra edildiği vurgulanmaktadır.
45 Romans 2-26 Bu nedenle, sünnetsizler Yasa'nın buyruklarına uyarsa, sünnetli sayılmayacak mı?
45 Romans 2-27 Sen Kutsal Yazılar'a ve sünnete sahip olduğun halde Yasa'yı çiğnersen, bedence sünnetli olmayan ama Yasa'ya uyan kişi seni yargılamayacak mı?
45 Romans 2-28 Çünkü ne dıştan Yahudi olan gerçek Yahudi'dir, ne de görünüşte, bedensel olan sünnet gerçek sünnettir.
45 Romans 2-29 Ancak içten Yahudi olan Yahudi'dir. Sünnet de yürekle ilgilidir; yazılı yasanın değil, Ruh'un işidir. İçten Yahudi olan kişi, insanların değil, Tanrı'nın övgüsünü kazanır.
45 Romans 3-1 Öyleyse Yahudi'nin ne üstünlüğü var? Sünnetin yararı nedir?
45 Romans 3-30 Çünkü sünnetlileri imanları sayesinde, sünnetsizleri de aynı imanla aklayacak olan Tanrı tektir.
45 Romans 4-9 Bu mutluluk yalnız sünnetliler için mi, yoksa aynı zamanda sünnetsizler için midir? Diyoruz ki, "İbrahim, imanı sayesinde aklanmış sayıldı."
45 Romans 4-10 Hangi durumda aklanmış sayıldı? Sünnet olduktan sonra mı, sünnetsizken mi? Sünnetliyken değil, sünnetsizken...
46 1 Corinthians 7-19 Sünnetli olup olmamak önemli değildir. Önemli olan, Tanrı'nın buyruklarını yerine getirmektir.
48 Galatians 6-13 Oysa sünnetlilerin kendileri bile Kutsal Yasa'yı yerine getirmiyor, sizin bedenlerinizle övünebilmek için sünnet olmanızı istiyorlar.
48 Galatians 6-14 Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için.
48 Galatians 6-15 Sünnetli olup olmamanın önemi yoktur, önemli olan yeni yaratılıştır.
Gereken yerlerde İncil ve Tevrattan ayetler örnek vermişsiniz lakin Sünnet konusunda o örneklere rastlayamadım ! Akla şu gelebilir ALLAH swt kuranda çocukların sünnet olmaları gerektiğini bildirmemiş,fakat Kuranın hem tevratı hemde incili tastiklediğini bildirmiş bu manada sanırsam yeni ahitte sünnet bahsi geçmekte nasıl bakmamız lazım ?
ReplyDeleteKonuya ilişkin olarak 24.11.2018 tarihli, "Sünnet ... Maddesel mi? Ruhsal mı?" başlıklı yazının faydalı olacağını ümit ederim. Yorumlarınız vesilesiyle oluşan rabıta ortamından dolayı da ayrıca şükranlarımı sunarım. Bilgi paylaşımı ruhsal tekamüle giden yegane yoldur. Selamlarımla,
DeleteRabbim ilminizi arttırsın. Yazdıklarınızı okuyorum lakin salat konusunda bir yazınız var mı denk gelmedim de? Mesela yukarıda hud 87'de salat kelimesine dua anlamı vermişsiniz ama orada salat insanlara bir şey emrediyor. Duanın insanlara o ayetteki gibi babalarının kulluk ettiklerini ve malları konusunda dilediklerini yapmalarını terk etmelerini emreden bir işlevi yok.
ReplyDeleteYorumunuza istinaden, 16.12.2018 tarihinde eklenmiş olan "Ekımüs Salat" ( Duaya Kalk ) başlıklı yazının faydalı olacağını ümit ederim. Selamlarımla,
ReplyDelete