"Zekat" kelimesi "temizlik, temizlenme" anlamına gelmektedir. Kur'an'da inanan insanın, Allah'ın kendisine verdiği rızıkları diğer insanlarla karşılıksız olarak paylaşması, malını bağışlayarak yardı eli uzatması durumunda "zekat" vermiş olacağı yani temizleneceği vurgulanmaktadır.
Kur'an'da, "zekat" ile ilgili belirli bir miktar, ölçü zikredilmemekte, ancak her bireyin kendi imkanları ölçüsünde ve cimrilik yapmadan zekatı ifa etmesi gerektiği belirtilmektedir. Öte yandan "zekat" sadece mal vermek anlamında olmayıp, insanlara sağlanan maddi manevi faydalar ve yardımlar bütünü olarak algılanmalıdır.
Kur'an'da, "zekat" ile ilgili belirli bir miktar, ölçü zikredilmemekte, ancak her bireyin kendi imkanları ölçüsünde ve cimrilik yapmadan zekatı ifa etmesi gerektiği belirtilmektedir. Öte yandan "zekat" sadece mal vermek anlamında olmayıp, insanlara sağlanan maddi manevi faydalar ve yardımlar bütünü olarak algılanmalıdır.
Allah'ın insanları imkanları, genişlikleri haricinde sorumlu tutmayacağı da ayetlerde vurgulanmaktadır. Bir örnek ile izah edilecek olursa A kişisinin imkanları 10 birimken, 5 birim zekat ifa ediyorsa ve B kişisinin imkanları 5 birimken 3 birim zekat ifa ediyorsa B kişisinin zekatı Allah'ın indinde daha önde gelmektedir.
İlgili ayetler konuyu detaylı olarak açıklamaktadır. Zekat kelimesinin geçtiği ayetlerde, zekat kelimesinden önce mutlaka "duaya kalkmak" ifadesinin yer aldığı da dikkat çekmektedir.
A'raf 7/42 - Vellezine amenu ve amilus salihati la nükellifü nefsen illa vüs'aha ülaike ashabül cenneh hüm fıha halidun ( Ve o inananlar ve iyilikler yapanlar, biz nefsi genişliği haricinde mükellef kılmayız. İşte onlar bahçenin sahipleridirler. Onlar orada ebedidirler. )
Konuya ilişkin İncil ayetleri de şöyledir.
41-Mark-12-42 Yoksul bir
dul kadın da geldi, birkaç kuruş değerinde iki bakır para attı.
41-Mark-12-43 İsa
öğrencilerini yanına çağırarak, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi,
"Bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı.
41-Mark-12-44 Çünkü
ötekilerin hepsi, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna
karşın, varını yoğunu, geçinmek için elinde ne varsa, tümünü verdi."
Meryem 19/31 - Ve cealenı mübaraken eyne ma küntü ve evsanı bis salati vez zekati ma dümtü hayya ( Ve her nerede olursam, beni bereketli kıldı. Diri olarak daim olduğum sürece duayla ve zekatla olmamı vasiyet etti. ) *
* Haberci İsa'nın sözleri
Enbiya 21/73 - Ve cealnahüm eimmeten yehdune bi emrina ve evhayna ileyhim fı'lel hayrati ve ikames salati ve ıtaez zekah ve kanu lena abidın ( Ve emirlerimizle yönlendirsinler diye onları önderler kıldık. Onlara hayırlar yapmayı, duaya kalkmayı ve zekatı vermeyi vahyettik. Bize kulluk edenler oldular. )
Hacc 22/41 - Ellezine in mekkennahüm fil erdı ekamus salate ve atevüz zekate ve emeru bil ma'rufi ve nehev anil münker ve lillahi akıbetül ümur ( Onlar ki, eğer onları yerde imkan vererek muktedir kılsak duaya kalkarlar, zekat verirler, iyiliği emrederler ve kötülükten menederler. İşlerin sonu, sonucu Allah içindir. )
Mü'minun 23/62 - Ve la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve ledeyna kitabün yentıku bil hakkı ve hüm la yuzlemun ( Ve nefsi genişliği haricinde mükellef kılmayız. Gerçeği söyleyen kitap yanımızdadır. Onlar zulmedilmezler. )
Nur 24/37 - Ricalün la tülhıhim ticaratün ve la bey'un an zikrillahi ve ikamis salati ve ıtaiz zekati yehafune yevmen tetekallebü fıhil kulubü vel ebsar ( Erkeklerdir ki, ne ticaret, ne de alışveriş onları Allah' ı hatırlamaktan, duaya kalkmaktan, zekatı vermekten alıkoymaz. İçinde kalplerin ve gözlerin dönerek yer değiştireceği günden korkarlar. )
Nur 24/56 - Ve ekımus salate ve atüz zekate ve etıy'ur rasule lealleküm türhamun ( Ve duaya kalkın, zekatı verin ve resule itaat edin. Umulur ki merhamet edilirsiniz. )
Neml 27/3 - Ellezine yükımunes salate ve yü'tunez zekate ve hüm bil ahırati hüm yukınun ( O duaya kalkanlar, zekatı verenler ve onlar ahirete kanidirler. )
Leyl 92/18 - Ellezi yü'ti malehu yetezekka ( O malını veren temizlenen. )
Allahü Teala zekatın niteliğini, nasıl verilmesi geretiğini de ayetlerinde açıklamaktadır.
Bakara 2/219 - Yes'eluneke anil hamri vel meysir kul fıhima ismün kebirun ve menafiu lin nasi ve ismühüma ekberu min nef'ıhima ve yes'eluneke maza yünfikun kulil afv kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm tetefekkerun ( Sana şaraptan ve kumardan sual ederler. "Onlarda insanlar için büyük günah ve faydalar vardır. Onların günahları faydalarından daha büyüktür." de. Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. "Malın fazlasını ve iyisini." de. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. )
Enbiya 21/73 - Ve cealnahüm eimmeten yehdune bi emrina ve evhayna ileyhim fı'lel hayrati ve ikames salati ve ıtaez zekah ve kanu lena abidın ( Ve emirlerimizle yönlendirsinler diye onları önderler kıldık. Onlara hayırlar yapmayı, duaya kalkmayı ve zekatı vermeyi vahyettik. Bize kulluk edenler oldular. )
Hacc 22/41 - Ellezine in mekkennahüm fil erdı ekamus salate ve atevüz zekate ve emeru bil ma'rufi ve nehev anil münker ve lillahi akıbetül ümur ( Onlar ki, eğer onları yerde imkan vererek muktedir kılsak duaya kalkarlar, zekat verirler, iyiliği emrederler ve kötülükten menederler. İşlerin sonu, sonucu Allah içindir. )
Mü'minun 23/62 - Ve la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve ledeyna kitabün yentıku bil hakkı ve hüm la yuzlemun ( Ve nefsi genişliği haricinde mükellef kılmayız. Gerçeği söyleyen kitap yanımızdadır. Onlar zulmedilmezler. )
Nur 24/37 - Ricalün la tülhıhim ticaratün ve la bey'un an zikrillahi ve ikamis salati ve ıtaiz zekati yehafune yevmen tetekallebü fıhil kulubü vel ebsar ( Erkeklerdir ki, ne ticaret, ne de alışveriş onları Allah' ı hatırlamaktan, duaya kalkmaktan, zekatı vermekten alıkoymaz. İçinde kalplerin ve gözlerin dönerek yer değiştireceği günden korkarlar. )
Nur 24/56 - Ve ekımus salate ve atüz zekate ve etıy'ur rasule lealleküm türhamun ( Ve duaya kalkın, zekatı verin ve resule itaat edin. Umulur ki merhamet edilirsiniz. )
Neml 27/3 - Ellezine yükımunes salate ve yü'tunez zekate ve hüm bil ahırati hüm yukınun ( O duaya kalkanlar, zekatı verenler ve onlar ahirete kanidirler. )
Leyl 92/18 - Ellezi yü'ti malehu yetezekka ( O malını veren temizlenen. )
Allahü Teala zekatın niteliğini, nasıl verilmesi geretiğini de ayetlerinde açıklamaktadır.
Bakara 2/219 - Yes'eluneke anil hamri vel meysir kul fıhima ismün kebirun ve menafiu lin nasi ve ismühüma ekberu min nef'ıhima ve yes'eluneke maza yünfikun kulil afv kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm tetefekkerun ( Sana şaraptan ve kumardan sual ederler. "Onlarda insanlar için büyük günah ve faydalar vardır. Onların günahları faydalarından daha büyüktür." de. Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. "Malın fazlasını ve iyisini." de. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. )
No comments:
Post a Comment