Çeviri

Tuesday, August 9, 2016

Tekasür ve Eşitlik

* Ademoğlunun en büyük yanılgısı, hayattaki amacının en azla yetinebilmek, kanaat etmek ve diğer insanlar ile paylaşmak olduğunu idrak edememesi, aksine daima en çoka ulaşmaya, herkesten daha fazlasına haiz olmaya çabalamasıdır. Oysa ki Allah-ü Teala bu yaklaşımın doğru yol olmadığını Tekasür suresinin aşağıdaki ayetlerinde açıkça belirtmektedir.

Tekasür 102/1 - Elhakümüt tekasür Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )

Tekasür 102/2 - Hatta zürtümül mekabir (  Kabirlere varıncaya kadar. )
 
* Bir araç olan malı toplayıp biriktirmeyi amaç edinen, ihtiyacı olmamasına rağmen sürekli mal satın alan, paylaşmayıp cimrilik yapan, mal varlığı ile diğer insanlara üstünlük, hakimiyet kurduğunu, kudrete haiz olduğunu sanan, insanları mal mülk kriterlerine göre yargılayan, sınıflandıran, islam bilinci gelişmemiş insanlara Allah-ü Teala uyarı niteliğindeki şu ayetler ile sesleniyor.

3/14 Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıril mükantarati minez zeheb vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars zalike metaul hayatid dünya vallahü ındehu husnül meab ( Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca biriktirilmiş altından ve gümüşten, salınmış işaretli atlardan, hayvanlardan,  ekinlerden şehvetle sevilenler insanlar için süslenmiştir. Bunlar dünya hayatının faydasıdır. Allah ki varış yerinin güzellikleri O' nun indindedir. )

3/157 Ve lein kutiltüm fı sebılillahi ev müttüm le mağfiratün minellahi ve rahmetün hayrun min ma yecmeun ( Ve eğer Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz, Allah’ tan af ve rahmet, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )

Tevbe 9/35 - Yevme yuhma aleyha fı nari cehenneme fe tükva biha cibahühüm ve cünubühüm ve zuhuruhüm haza ma keneztüm li enfüsiküm fe zuku ma küntüm teknizun ( O gün onların üzerlerinde cehennem ateşi kızdırılır da onlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanır. İşte bunlar o nefisleriniz için biriktirip haznettikleriniz. Haydi, o haznetmiş olduklarınızı tadın. )

3/180 Ve la yahsebennellezine yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayran lehüm bel hüve şerrul lehüm seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh ve lillah mırasüs semavati vel ard vallahü bi ma ta'melune habır ( Ve o cimrilik edenler, o Allah’ ın onlara üstünlüğünden lütfundan verdiklerinden dolayı o onlara hayırlıdır sanmasınlar. Bilakis o onlara kötüdür. O cimrilik ettikleri, ayağa kalkış gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah içindir. Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )

4/37 Ellezine yebhalune ve ye'mürunen nase bil buhli ve yektümune ma atahümüllahü min fadlih ve a'tedna lil kafirıne azaben mühına ( O cimrilik edenler ve insanlara cimriliği emredenler ve Allah’ ın onlara üstünlüğünden lütfundan verdiğini gizleyenler. İnkarcılar için alçaltıcı hakir eden azap hazırladık. )

10/58 Kul bi fadlillahi ve bi rahmetihı fe bi zalike fel yefrahu hüve hayrun min ma yecmeun ( "Allah' ın üstünlüğü ve O’nun rahmetiyle, bunlarla ferahlayıp sevinsinler. O, o biriktirdiklerinden, topladıklarından daha hayırlıdır." de. )

Fecr 89/19 - Ve te'külunet türase eklen lemmen ( Ve mirası şiddetle, hırsla toplayıp yiyorsunuz. )

Fecr 89/20 - Ve tühıbbunel male hubben cemmen ( Ve malı yığmacasına, toplamacasına sevgiyle seviyorsunuz. )

104/2 Ellezi cemea malen ve addedeh ( O malı toplayan ve onu adet adet sayan, )

104/3 Yahsebü enne malehu ahledeh ( Malının onu ebedi kılacağını sanar. )

* Oysa ki Kur'an'da "Eşitlik" kavramını Allah-ü Teala ne güzel misallendiriyor.
 
16/71 Vallahü faddale ba'daküm ala ba'dın fir rızk fe mellezine füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva' e fe bi nı'metillahi yechadun ( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

41/10 - Ve ceale fıha ravasiye min fevkıha ve barake fıha ve kaddera fıha akvateha fı erbeati eyyam sevaen lis sailın ( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, yiyecekleri azıkları, araştıranlar için dört günde eşit olarak düzenleyerek ölçülendirdi." )




 

No comments:

Post a Comment