5 Mayıs 2018 Cumartesi

Tiyn, El Tiyn, Altın Çağ ve Din Günü

Naim Hâzım Onat tarafından 1944 yılında yazılan "Arapça'nın Türk Diliyle Kuruluşu" kitabı, Arapça dahil bir çok dünya dilinin kökeninin Türkçe olduğuna ilişkin delilleri ortaya koymaktadır.

                                                   

Mu uygarlığını ve Türklerin kökenini araştıran Atatürk'ün şu sözleri ise Türkçe'nin dünya dillerine kaynak teşkil ettiği görüşünü dile getirmektedir. “Türkçe, dünyadaki en eski dilerden biridir, hatta en eski dildir ve dünya'daki diğer dilerin pek çoğu Türkçe’den doğmuştur.” 

Amerikalı yazar Gene D. Matlock tarafından yazılan "Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz" isimli kitap dünya ırklarının kökenlerinin Türklük ile ilintilerini açıklamaktadır.

                                                   

Türkçenin dünya dillerine kaynak ve köken teşkil ettiği hususu evvelce "Tek Topluluk Tek Dil" başlıklı bölümde detaylı olarak ve örnek kelimeler verilerek incelenmişti.

Bu çerçevede, Kur'an'da yer alan ve "Çamur" olarak çevrilen "TIYN" kelimesi kök anlamı itibarıyla geçtiği ayetlere çok farklı anlamlar katmaktadır.

"TIYN" kelimesinin Türkçe'deki TIN / TINI kelimesiyle ilişkisi olması kuvvetle muhtemeldir.

Ayrıca TIN / TINI = Ayırt edici SES. Bir cismin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir cisimden aynı yükseklikte olarak çıkan SESten ayırt ettiren özellik. Ses frekansı, Ses Titreşimi ( "Titreşim" kelimesindeki Tİ kökünün TIYN kelimesi ile ilintisi bulunmaktadır. Arapçada Titreşim anlamına gelen "İhTİzaz" kelimesi ve ince yani yüksek frekanstaki ses anlamına gelen "Tiz" kelimesi de birbirleriyle ilintilidir. Ayrıca nota sistemindeki 7. ve en ince nota olan Sİ notası batı dillerinde Tİ olarak telafuz edilir. Kulak ÇINlaması hastalığının adı da "TİNNİtus"'tur. )

6/2 - Hüvellezi halekaküm min TIYNİn sümme kada ecela ve ecelüm müsemmen ındehu sümme entüm temterun ( Sizi ÇAMURdan / SES FREKANSINDAN yaratan, sonra da vadelendiren O'dur. Belirlenen vade O’nun indindedir. Sonra siz şüphe ediyorsunuz. )

Ayetteki TIYN kelimesi, TINI / SES FREKANSI olarak çevirildiğinde "İnsanın SES FREKANSINDAN yaratıldığı" anlamı oluşmaktadır. Bu durum, Allahü Teala'nın ""Ol!" deriz olur." söyleminin bir başka tezahürü niteliğindedir.

3/49 - Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetin min rabbiküm ennı ahlüku leküm minet TIYNİ ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayran bi iznillah ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah ve ünebbiüküm bima te'külune ve ma teddehırune fı büyutiküm inne fı zalike le ayeten leküm in küntüm mü'minın ( Ve ancak İsrailoğullarına resuldür. "Kesinlikle ben size Rab’binizden ayet getirdim. Kesinlikle ben size, ÇAMURDAN / SES FREKANSINDAN kuşun şekli gibi olanı yaratırım. Böylece onun içine üflerim de o Allah’ ın izni ile kuş olur. Doğuştan körü, alacalıyı iyileştiririm. Allah’ ın izni ile ölüyü diriltirim. O yediklerinizi, o evlerinizin içinde biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer inananlarsanız, kesinlikle bunda size ayetler vardır." )

32/7 - Ellezi ahsene külle şey'in halekahu ve bedee halkal insani min TIYN ( O herşeyin en güzeli O’nun yarattığıdır. İnsanı yaratmaya ÇAMURDAN/ SES FREKANSINDAN başlamıştır. )

37/11 - Festeftihim e hüm eşeddü halkan em men halakna inna halaknahüm min TIYNil LAZİB ( O halde onlara sor. Yaratılış olarak onlar mı daha şiddetli yoksa bizim yarattıklarımız mı? Kesinlikle onları YAPIŞIK ÇAMURDAN / SABİT TINIDAN, SES FREKANSINDAN yarattık. )

* Lazib = Sabit ; Yapışan

28/38 - Ve kale fir'avnü ya eyyühel meleü ma alemtü leküm min ilahin ğayrı fe EVKID li ya hamanü alet TIYNİ fec'al lı SARHAN leallı ETTALİU ila ilahi musa ve inni le ezunnühu minel kazibın ( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size başka ilah bilmem. Haydi bana ÇAMURUN üzerine ATEş YAK/ SESLİ ATEŞ YAK ey Haman. Bana yüksek KÖŞK oluştur. Umulur ki ben Musa' nın ilahına YÜKSELİRİM. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )

* Tınılı Ateş = Ses çıkaran ateş ... Roket ve Roketle göğe yükselmek

TIYNİ = TIYN = TIN = TEN ... ( İnsanın TENi ... yapısı / frekansı )

Ayetlerde, TINI kelimesinin fonetik özdeşi olan TIYNİ kelimesinin tezahür ettiği görülmektedir.

TINlamak = To Resound, To Resonate
TENor = The highest of the ordinary adult male voice range. ( Yetişkin erkek sesinin en yüksek frekansı )
AnTENna ... AnTEN ( Ses frekanslarının iletimini sağlayan araç )
TEN =10
TENnur ( Fırın ) THUNder ( Şimşek !! sonrası gök gürültüsü )
TAN /TAN Yeri ...TAN ... Ateşin çıkması / Güneşin doğması .... yani SES ve ATEŞ ilintisi
TUN ( Alm. ) = Yapmak !!
TANımak ... Aynı frekansa gelmek ve varlığından haberdar olmak.
TANImlamak = Frekansını belirlemek
TENcere ... Ateş ve Ses ilintisi. Ateşte ses çıkararak yemek pişmesini sağlar.
TİN = Spirit, Ruh
TİNSEL = Spiritual, Ruhsal

Okült açıdan önem arzeden, pagan kültürlerde kutsal addedilen ( ki bu dini bilginin çarpıtılmış yorumudur. ) ve en değerli maden / metal olarak bilinen ALTIN bu noktada ilginç bir durum sergilemektedir. ALTIN elementi periyodik tabloda 11. grupta ve 6. periyodda konumlanmıştır. 6 sayısı ile 11 sayısı çarpıldığında ortaya "66" sayısı çıkmaktadır ki bu sayı ALLAH kelimesini oluşturan Arapça harflerin ( Elif Lam Lam Elif He ) ebced değerleri toplamını vermektedir. Ayrıca 6 ve 11 sayılarının nümerolojik toplamı da ( 6+1+1 = 8 ) döngünün ve sonsuzluğun sembolü olan "8" sayısını vermektedir.


ALTIN kelimesinin kök ayrışımında El ve TIN / TIYN kelimelerinin olması kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda ortaya İLAH ve SES ... İLAHIN SESİ veya SES kelimesi ( EL kelimesi ön ek / artikel olarak düşünüldüğünde ) çıkmaktadır.

Batı dilllerindeki GOD ( İlah ) ve GOLD ( Altın ) kelimelerinin fonetik benzerlikleri de ayrıca dikkat çekmektedir.

ALTIN ÇAĞ ( SIRIUS Çağı ) olarak ifade edilen çağın esas itibarıyla Kur'an'da YEVMED DİN olarak tanımlanan DİN GÜNÜ olması kuvvetle muhtemeldir. Bu ifadedeki GÜN kelimesi bir devri, dönemi, çağı ifade etmektedir.

Fatiha suresinin 4. ayetinde Allahü Teala'nın MALİKİ YEVMİD DİN ( DİN GÜNÜNÜN MALİKİ ) olarak tanımlanması vasıtasıyla, bilincin yükseldiği, algıların açıldığı ALTIN ÇAĞda yani DİN GÜNÜNde artık şeytana verilen sürenin dolduğu, tek, gerçek ve daim malik olan Allah'ın gerçeği kelimeleri, sesi ile gerçelleyeceği, gerçeğin batıldan ayrışacağı ve gözlerin keskinleşeceği haber verilmektedir.

İnşikak suresinin aşağıdaki ayetleri, Galaktik ( Kozmik ) Hizalanma sonrasında girilecek yeni bir süreçten, yeni bir döngüden yani Altın Çağ'dan bahsetmektedir.

84/17 - Vel leyli ve ma veseka ( Ve gece ve o barındırdıkları, )
84/18 - Vel kameri izet teseka ( Ve Ay dizilip derlendiğinde, )
84/19 - Le terkebunne tabekan an tabekın ( Kesinlikle tabakadan tabakaya binip karışacaksınız. )

                         


ALTIN ÇAĞ ifadesi EL TIYN ÇAĞ yani SES ÇAĞI veya EL DIYN / DİN çağı ( günü ) olarak düşünüldüğünde aşağıdaki ayetlerin anlamı daha da netleşmektedir.

36/53 - İn kanet illa SAYHATEN vahıdeten fe iza hüm cemiy'ul ledeyna muhdarun ( Kesinlikle ancak tek ÇIĞLIK oldu. Böylece o zaman onlar toplanıp huzurumuzda hazırlananlar oldular. )

38/15 - Ve ma yenzuru haülai illa SAYHATEN vahıdeten ma leha min fevak ( Ve onların o baktıkları ancak tek ÇIĞLIKTIR. Onda gecikme yoktur. )

Altın Çağda / Din Gününde, Allahü Teala'nın ileteceği ses frekansı ile ( TIYN ) sayesinde şeytanın bu ana kadar muhtelif yollar ile yayımladığı saptırıcı ses frekansı kaybolacak ve Allah'ın seçtiği insanlar şeytan hipnotizmasından ( zihin kontrolünden ) kurtulacaklardır.

1998 yılında yayımlanan "Altın Çağ" dergisinin Ağustos 1998 sayısının kapağındaki Türkiye haritası ve Sirius etkileşimi ( Göksel etkileşim ) sembolik ve semantik açıdan önem arzetmektedir.

                 


1978 yılında yaınlanmış olan Ekminezi ( Trans ile geçmişe veya önceki yaşama dönüş ) isimli kitaptaki dünya haritasında Türkiye üzerinde Sirius yazması da dikkat çekicidir.



ALTIN = EL TIYN olgusu aşağıdaki bir başka örnek ile teyid edilebilir.

EDAT ... ED+AT ... ED ( Yardım ; AID ( İng. ) ) AT ( Olma durumu / Olan ) ... EDAT = Yardım Etme Durumu, Alet )

( Örnek : Tahrib+At ... Tahribat ... Harab Etme Durumu )

EDEVAT ...ED+EV+AT ..... EDAT'ın çoğuludur.

Kök kelime "ED" olduğundan EL+ED ... ELED ( Yardım Eden ) yani ALET olarak dönüşmektedir.

Ayrıca Arapça'da ED / EDA kök kelimesi "Yapmak, Yerine Getirmek" anlamındadır. Yani EDMEK / ETMEK ... ED = ET ... ELED ... ALET 

( Not: Gelenek anlamına gelen ADET kelimesi de EDA / ED ve ET kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. EDA+ET ... ADET ... "Yapılma Durumu" )

ALMAK ... EL ile tutmak......EL+MEK ... ELMEK

EL kökü Batı dillerindeki artikel kavramının ( Le, La ( Fra. ) El ( İsp. ) ) Türkçe kaynaklı olduğuna ilişkin işaretler vermektedir.. 

Yani EL KITAB ifadesi... AL KİTAP / AL YAZI anlamında, bir SUNU ifadesi gibi. "AL sana bu kelimeyi verdim." anlamında kullanılmaktadır. Ve EL kelimesinin İLAH / TANRI için kullanılması da ilintiyi kuvvetlendiriyor. Yani "Allah'ın verdiği Kitap / Kalem / Ağaç" anlamı oluşmaktadır.

ARTIKEL kelimesi incelendiğinde ise ART+IK+EL ayrışımı oluşmaktadır.

ART = Sanat / Üretim
IK = Gibi olan ( -ic eki ( Örnek : Gigant+Ic ... Gigantic = Dev gibi olan ) )
EL = Allah

ARTIKEL = ALLAHIN SANATSALLIĞI / ÜRETKENLİĞİ











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder