Allah bilinci ve ilim seviyesi yeterli olmayan insanların sıklıkla öne sürdükleri argüman şu olmaktadır.
"Madem herşeyi Allah kontrol edip, yönlendiriyor. Bu durumda iyi kavramı da kötü kavramı da O istediği için mevcut. İyi olan varlığı da kötü olan varlığı da o tayin ediyor. O halde iyi olarak tayin edilip cennete gidenler ile kötü olarak tayin edilip cehenneme gidenler arasında adaletsizlik olmuyor mu? Herşeyi O kontrol ediyorsa, belirliyorsa kime neyin hesabını soruyor da cehenneme gönderiyor?"
Öncelikle yaratılmış olan her varlığın, tekamüle ihtiyacı olduğu gerçeğinin bilinmesi gerekir. Özü ruh ( bilgi, bilinç, kelime ) olan İnsan, kusurlu bilinç durumu nedeniyle süptil plan ( alem ) olan Cennetten çıkarılmış ve kaba madde planı olan ve Dünya olarak bilinen Cehenneme konmuştur. Dolayısıyla cehennemi görmeyen ve deneyimlemeyen hiçbir insan bulunmamaktadır. Esas husus, insanın, reenkarnasyon döngüleri vesilesiyle cehennem deneyimini kaç kez daha tekrarlamak durumunda kalacağıdır. Allah'ın rızası sonucu ilme nail olan ve gerçeği gören insan, göklerin kapılarının açılması vesilesiyle cehennemden yani dünya hayatından kurtulup üst alem olan cennete intikal edebilecektir. ( Dünya hayatından ayrılışın "Büyük Kurtuluş" ( Fevzül Azim ) olduğu ayetlerde bildirilmektedir. )
"Cennet" ve "Cehennem" kelimeleri sırasıyla "Koruma, Gizleme, Örtme" ve "Ateş, Sıcaklık" anlamlarına gelmekte olup, esasen mekândan ziyade "hali" tanımlayan yani pozitif ve negatif ruhsal durumları tanımlayan kavramlardır.
61/12 - Yağfir leküm zünubeküm ve yüdhılküm cennatin tecri min tahtihel enharu ve mesakine tayyibeten fi cennati adnin zalikel FEVZÜL AZİM
( Size günahlarınızı af eyler. Sizi altlarından nehirler akan bahçelere ve ikamet bahçeleri içindeki temiz meskenlere sokar. Bu BÜYÜK KURTULUŞTUR. )
Konuya ilişkin aşağıdaki ayetlerde, şeytanın hipnozu altındaki insanın nasıl aldandığını ve gerçeğin ne olduğunu nasıl farkedeceği açıkça bildirilmektedir.
3/185 KULLİ NEFSİN ZAİKATUL MEVT ve innema tuveffevne ucurakum yevmel kiyameh fe MEN ZUHZİHA ANİN NARİ VE UDHİLEL CENNETE FE KADA FAZ VE MEL HAYATUD DUNYA İLLA METAUL ĞURUR
( TÜM NEFİSLER ÖLÜMÜ TADAR. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilir. KİM ATEŞTEN UZAKLAŞTIRILIP CENNETE SOKULURSA KURTULMUŞTUR. DÜNYA HAYATI ALDATICI META HARİCİNDEKİ DEĞİLDİR. )
Ayette yer alan "tüm nefisler ölümü tadar", "ateşten uzaklaştırılma" ve "dünya hayatının aldatıcılığı" ifadeleri insanların, dünya olarak anılan cehennemde bulunan ve yaşadığını sanan ölüler olduklarını yani ölümü deneyimlediklerini ( "ölümü tatma" ifadesi ) ve ancak cehennemden kurtulmak suretiyle yaşama kavuşabileceklerini bildirmektedir. Ayrıca "Dunya" kelimesinin "Alçak, Aşağılık" anlamına gelmesi de cehennem kavramıula uyum arzetmektedir.
14/48 - YEVME TÜBEDDELÜL ERDU ĞAYRAL ERDI ve semavatü ve berazu lillahil vahıdil kahhar
( O GÜN YER BAŞKA YERE DÖNÜŞÜR. Gökler de. Ve tek kahredici Allah için meydana çıkarlar. )
Yer algısı değişiyor ve bulunulan ortamın cehennem olduğu idrak ediliyor.
14/49 - Ve teral mücrimıne yevmeizin mükarranıne fil asfad
( Ve o gün suçluları kelepçelerin içinde dururlarken görürsün. )
14/50 - SERABİLÜHÜM MİN KATIRANİN ve TAĞŞA VÜCUHEHÜMÜN NAR
( GÖMLEKLERİ KATRANDANDIR ve YÜZLERİNİ ATEŞ ÖRTER. )
"Karbon Gezegen" başlıklı yazı da belirtildiği üzere yer ( dünya ) gerçek yüzünü gösteriyor. ( "Dünya" kelimesi zaten "Alçak, Aşağılık, Alt" anlamına gelmekte olup, semantik olarak da cehennem ilintisi arzetmektedir. )
14/51 - Li yecziyellahü külle nefsin ma kesebet innellahe serıul hısab
( Allah her nefsin karşılığını o kazandığıyla verir. Kesinlikle Allah hızlı hesaplayandır. )
45/34 - Ve kılel yevme nensaküm kema nesıtüm likae yevmiküm haza ve me'vakümün naru ve ma leküm min nasırın
( Ve o gün "Sizi, bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi unuttuk." denilir. Yeriniz ateştir. Size yardımcılardan yoktur. )
45/35 - Zaliküm bi ennekümüttehaztüm ayatıllahi hüzüven ve ĞARRATKÜMÜL HAYATÜD DÜNYA fel YEVME LA YUHRACUNE MİNHA ve la hüm yüsta'tebun
( Bu, kesinlikle Allah' ın ayetlerini alay edinmenizdendir. SİZİ DÜNYA HAYATI ALDATTI. Artık BUGÜN ORADAN ÇIKAMAZLAR. Onların özürleri de istenmez. )
Ayette dünyanın cehennem olduğu da “Sizi dünya hayatı aldattı. Artık bugün oradan çıkamazlar.” ifadesiyle bildirilmektedir. Yani döngü sonunda inkarcıların, kaba madde alemi olan dünyayı terkedip de üst boyuta / aleme ( Cennet, Sirius ) geçiş yapamayacakları bildirilmektedir.
79/35 - Yevme yetezekkerül insanu ma se'a ( İnsanın neye koştuğunu hatırladığı o gün. )
79/36 - Ve burrizetil cehimu Lİ MEN YERA
( GÖREN KİMSELER İÇİN için cehennem ortaya çıkarıldığında. )
79/36 kodlu ayette "Cehennemin gören kimseler için ortaya çıkması" ifadesi dünyanın cehennem olduğunun farkına varılması mesajını içermektedir.
2/24 - Fe in lem tef'alu ve len tef'alu fettekun naralletı vekudühen nasü vel hıcarah üıddet lil kafirın
( Eğer yapamazsanız ki asla yapamazsınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan ve inkarcılar için hazırlanmış olan ateşten sakının. )
66/6 - Ya eyyühellezine amenu ku enfüseküm ve ehliküm naren vekudühen nasu vel hıcaretu aleyha melaiketun ğulazın şidadin la ya'sunallahe ma emerehüm ve yef'alune ma yu'merun
( Ey o inananlar, nefislerinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde kaba şiddetli melekler vardır. Allah’a , onlara emrettiğine isyan etmezler. Ne emredildilirse yaparlar. )
Yukarıdaki ayetlerde cehennem adı verilen teşbihi ateşin yakıtının insanlar olduğu bildirilmektedir. İnsanların bulunduğu ortamın kaba madde alemi dünya olduğu düşünüldüğünde dünyanın cehennem olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Cehennemi, farklı bir yer sanıp aldananlar, hata yapanlar ve günah işleyenler dünya adı verilen ortamdan yani Cehennemden çıkamayacaklardır.
50/22 - Lekad kunte fi ğafletin min haza fe KEŞEFNA ANKE ĞITAEKE FE BESARUKEL YEVME HADİD
( Bundan habersizlik içinde oldun. ÜZERİNDEN ÖRTÜNÜ KALDIRDIK. ARTIK BUGÜN GÖZÜN, GÖRÜŞÜN KESKİNDİR. )
Şeytanın etkisi yok olacak, hipnoz sona erecek ve insan bulunduğu ortamın cehennem olduğunu keskin bir göz ile görecek.
102/1 - Elhakümüt tekasür ( Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )
102/2 - Hatta zürtümül mekabir ( Kabirlere varıncaya kadar. )
102/3 - Kella SEVFE TA'LEMUN ( Asla, YAKINDA BİLECEKSİNİZ. )
102/4 - Sümme kella SEVFE TA'LEMUN ( Sonra asla YAKINDA BİLECEKSİNİZ. )
102/5 - Kella LEV TA'LEMUNE İLMEL YAKIYN ( Asla, ŞAYET KESİN DOĞRU İLMİ BİLSENİZ. )
102/6 - LE TERAVÜNNEL CEHIM ( CEHENNEMİ GÖRECEKSİNİZ. )
102/7 - SÜMME LE TERAVÜNNEHA AYNEL YAKIYN ( SONRA ONU KESİN DOĞRU GÖZLE GÖRECEKSİNİZ. )
102/8 - Sümme le tüs'elünne yevmeizin anin neım ( Sonra o gün bol nimetten sual edileceksiniz. )
İnanan bir insan, ilim seviyesi arttıkça içinde bulunmakta olduğu dünya hayatının aslında farklı bir yer olduğunu hisseder ve nihayetinde cehennemin dünya olduğunu idrak eder. Üst alem olan cennete farklı bir yaşam formu yani yarı süptil varlık olarak intikal ettiğinde görüşü ve algısı daha da keskinleşir ve dünya hayatını çok daha farklı şekilde algılar. Tekamülünü tamalayıp üst aleme geçiş yapamayan insanlar, insan ve ya daha alt tekamül seviyesindeki bir varlığa ( Kur'an örnekleriyle maymun, domuz vb. ) dönüştürülmek suretiyle cehennem hayatını yaşar. Ancak bu varlıklar cehennemde olduklarını farketmezler. Üst alemdeki yarı süptil varlık ise cehennemdeki ( dünya ) varlıkların duygu ve düşüncelerini algılayıp hissedebilir ve onlarla iletişim kurup yardımcı olmayı arzular.
3/170 - Ferihıne bima atahümüllahü min fadlihı ve YESTEBŞİRUNE BİLLEZİNE LEM YELKAHU BİHİM MİN HALFİHİM yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım en la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
( Allah’ ın onlara üstünlüğünden lütfundan verdiklerinden dolayı sevinirler. O ARKALARINDA KALIP ONLARA KATILAŞMIŞ OLANLARA, üzerlerine korku olmadığını, hüzünlenmeyeceklerini MÜJDELEMEYİ İSTERLER. )
Cehennemi deneyimleyen ve ilim seviyeleri henüz yeterli olmayan varlıklar içinde bulundukları ortamın cehennem olduğunu algılayamaz ve farkedemez. Bu farkındasızlık içinde nefsani dürtülerle hareket ederler.
2/9 - Yuhadiunallahe vellezine amenu ve ma yahdeune illa enfüsehüm ve MA YEŞ'URUN
( Allah’ ı ve o inananları aldatmaya çalışırlar da nefislerinden, kendilerinden başkasını aldatmazlar ve FARKETMEZLER. )
Ayetlerde inkarcı insanların alt tekamül seviyesine indirilerek Maymun veya Domuza dönüştürüldükleri bildirilmektedir. Ancak, örneğin, maymuna indirgenmiş veya daha alt seviyeden maymun seviyesine yükselmiş bir varlık aslında cehennemi yaşadığını farketmez. Bu durum, ilim yetersizliği içinde olan insanın durumu ile aynıdır.
5/60 - Kul hel ünebbiüküm bi şerrin min zalike mesubeten ındellah men leanehüllahü ve ğadıbe aleyhi ve CEALE MİNHÜMÜL KIRADATE vel HANAZIRA ve abedet tağut ülaike şerrun mekanen ve edallü an sevais sebıl
( De ki: "Allah' ın indinde musibet olarak bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah' ın lanetlediği ve üzerine öfke eylediği ve onlardan MAYMUNLAR, DOMUZLAR ve azgına kulluk edenler OLUŞTURDUĞU KİMSELER, işte bunlar mekan olarak daha kötüdürler. Düz yoldan daha da sapmışlardır." )
7/166 - Fe lemma atev an ma nühu anhü kulna lehüm KUNU KIRADATEN HASİIN
( Böylece onlardan onlara yasaklayıp men ettiklerimizde inat ettiklerinde, onlara "HOR VE HAKİR MAYMUNLAR OLUN." dedik. )
A’raf suresinin 7/179 kodlu ayetinde tekamül edemeyen kör, sağır ve kalpsiz müşriklerin hayvanlardan daha sapık ve aşağılık oldukları ve bu nedenle “cehennemde yani dünyada bırakılacakları” bildirilmektedir.
7/179 - Ve LEKAD ZERA’NA Lİ CEHENNEME KESIRAN MİNEL CİNNİ VEL İNSİ lehüm kulubün la yefkahune biha ve lehüm a'yünün la yübsırune biha ve lehüm azanün la yesmeune biha ülaike kel en'ami bel hüm edall ülaike hümül ğafilun
( Ve CİNLERDEN VE İNSANLARDAN BİRÇOĞUNU CEHENNEM İÇİN BIRAKTIK. Onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar. Onların gözleri vardır, onlarla görmezler. Onların kulakları vardır, onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibidirler. Bilakis daha da sapmışlardır. İşte onlar habersizlerdir. )
Ayrıca Hicr ( Çıkış ) suresinin 43. ve 44. ayetlerinde "Cehennemin 7 kapısından" bahsedilmektedir.
15/43 - Ve inne cehenneme le mev'ıdühüm ecmeın
( Ve kesinlikle vadeleri, mekanları topluca cehennemdir. )
15/44 - Leha seb'atü ebvab li külli babin minhüm cüz'ün maksum
( Orada yedi kapı vardır. Her kapı için onlardan kısımlar bölüştürülmüştür. )
Talak suresinin 12. ayetinde göklerin yedi katmanlı ( boyut vb. ) olması gibi yerin de yedi katmanlı olduğu bildirilmektedir. "Cehennemin yedi kapısı" ve "Yerin yedi katmanı" kavramları yerin yani dünyanın cehennem olduğu bilgisini vermekte gibi görünmektedir.
65/12 - Allahüllezi haleka seb'a semavatin ve minel ardı mislehünne yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen
( Allah, o yedi gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )
Ayrıca Al'i İmran suresinin 103. ayetinde insanların bulundukları yerin ( dünya ) aslında ateşten çukur yani cehennem olduğu ve oradan kurtulmaları gerektiği bildirilmektedir.
3/103 - Va'tesumu bi hablillahi cemıan ve la teferraku vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana ve KÜNTÜM ALA ŞEFAHUFRATİN MİNEN NARİ fe enkazeküm minha kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm tehtedun
( Ve Allah’ ın ipine topluca sarılıp bağlanın. Kısımlara ayrılmayın ve Allah’ ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Zamanında düşman olmuştunuz da kalplerinizin arasını birleştirdi. O’nun nimeti ile kardeşler oldunuz. ATEŞTEN ÇUKURUN ÜZERİNDEYDİNİZ de sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki yönlenirsiniz. )
Meryem suresinin 71. ayetinde de tüm insanların cehennemi görecekleri yani dünyanın aslında cehennem olduğunu idrak edecekleri bildirilmektedir.
19/68 - Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya
( Böylece ve Rab’bin, onları ve şeytanları kesinlikle toplayacağız. Sonra kesinlikle onları cehennemin etrafında diz çökmüş olarak hazır edeceğiz. )
.....
19/71 - VE İN MİNKÜM İLLA VARİDÜHA kane ala rabbike hatmen makdıyya
( VE KESİNLİKLE SİZDEN OLANLAR İLLA Kİ ORAYA VARIRLAR. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )
Naziat suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Dünya hayatını tercih edenin cehennemi tercih ettiği yani dünyanın cehennem olduğu" açıkça bildirilmektedir.
79/37 - Fe emma men tağa
( Artık ama kim azgınlık etmiş, )
79/38 - Ve aserel hayated dünya
( Ve dünya hayatını tercih etmişse. )
79/39 - Fe innel cahime hiyel me'va
( Artık kesinlikle cehennem, odur varış yeri. )
Saffat suresinin aşağıdaki ayetlerinde "zakkum ağacının kökleri cehennemde olan bir ağaç olduğu" bildirilmektedir. Zakkum ağacının dünyada yetişen bir bitki olduğu dikkate alındığında, öz anlamı "alçaklık, aşağılıklık" olan dünya kelimesinin cehennemi tanımladığı da anlaşılabilmektedir.
37/62 E zalike hayrun nuzulen em şeceratuz zekkum ( Ağırlama, ikram olarak bu mu daha hayırlı? Yoksa zakkum ağacı mı? )
37/63 İnna cealnaha fitneten liz zalimin ( Kesinlikle biz onu zalimler için sınav kıldık. )
37/64 İnneha şeceratun tahrucu fi aslil cehim ( Kesinlikle o cehennemin kökünde, temelinde çıkan ağaçtır. )
No comments:
Post a Comment