Esasen tıpkı insanlar gibi kardeş olan harfler birlikte tek bir topluluk, bir aile, bir bütün oluştururlar. Her harf ayrı bir karaktere sahip olsa da özde birdirler. Bu nedenle de dillerde daima birbirlerinin yerlerine geçmeyi, birbirlerine yardım etmeyi severler.
Kelimelerin kök analizlerinde daima "Sessiz" harfler baz alınır. Sessiz harfler, dilin damak ve dişler ile oluşturduğu duruma, dudağın ve gırtlağın hareketlerine göre farklı şekillerde telaffuz edilmektedir.
Harfler telaffuz bazında 8 kategoriye ayrılmaktadırlar.
1- Sadece ağızın ( dudakların ) açılması ile telaffuz edilen ve gırtlak yönlendirmesiyle farklılaşan harfler ( sesli harfler )
A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü
2- Dudak açık, dil ise damağa tam yapışık olarak telaffuz edilen harfler
C, Ç, G, K
3- Dudak açık, dil ise damağa kısmen yapışık olarak telaffuz edilen harfler
L, N, R, J, Ş, Y
Bu harfler telaffuz edilirken sesli olarak uzatılabilmektedir. ( rrrrr veya şşşş gibi )
4- Dudak açık, dil ise diş ile temaslı olarak telaffuz edilen harfler
D, S, T, Z
5- Dudağın kapatılması ile telaffuz edilen harfler
B, M, P
6- Dudağın dişler ile teması ile telaffuz edilen harfler
F
7- Gırtlak hareketi ile telaffuz edilen harfler
Ğ, H
8- Sadece dudakların kapanmadan büzülme hareketi ile telaffuz edilen harfler
V ( B harfi bazı dillerde V harfini ikame etmektedir. )
Harflerin dillerde birbirlerini ikame etme durumlarına ilişkin bazı örnekler ise şöyledir.
P - F
J - C - G - Ğ - H - K
T - Y - D - S - Z
V - B
Bu telaffuz farklılığının doğru icra edilmesine "Tilavet" ( Okuma, Usüle uygun sesli okuma ) denmektedir. "Tilavet" kelimesinin kökü "Til" kelimesi olup bu kelimenin İngilizcedeki "Tell" ( Anlatmak ) kelimesinin kökeni olması da kuvvetle muhtemeldir.
2/121 - Ellezine ateynahümül kitabe yetlunehu hakka TİLAVETih ülaike yü'minune bih ve men yekfür bihı fe ülaike hümül hasirun ( O kendilerine kitap verdiklerimiz onu gerçekten TİLAVETİ ile okurlar. İşte onlar ona inanırlar. Kim onu inkar ederse işte onlar hasarlanırlar. )
Harfler linguistik ve enformatik terminolojisinde "karakter" olarak da anılmaktadır. Özde bir olmalarına rağmen farklı "karakterlere" sahip olduklarından sanki ihtilaf halindeymiş gibi görünmektedirler. Tıpkı insanlar gibi....
Yunus suresinin 19. ayetinde insanların, harfler gibi tek topluluk olmalarına rağmen birbirleriyle ihtilafa düştükleri bildirilmektedir.
10/19 - Ve ma kanen nasü illa ÜMMETEN VAHİDETEN fahtelefu ve lev la kelimetün sebekat min rabbike le kudiye beynehüm fıma fıhi yahtelifun ( Ve insanlar TEK TOPLULUKtan başkası değillerdi de ihtilafa düştüler. Şayet Rab’binden geçmiş kelime olmasaydı, o ihtilaf ettikleri hakkında aralarında hüküm verilirdi. )
Ayetin sure numarası ( 10 ) ile ayet numarasının ( 19 ) toplamı, Türkçe alfabedeki harf adedi olan 29 sayısını vermektedir.
Atatürk, "Güneş Dil Teorisi - Mu Dili" başlığı altında Türkçeyi incelemiş ve Türkçenin tüm dillerin kökeni olduğuna ilişkin teoriyi desteklemiştir. Telaffuz edilebilecek her hece için ayrı bir karakterin mevcut olduğu Türkçe alfabesinde 29 harf ( 21 sesli, 8 sessiz ) bulunmaktadır. Harf adedini ifade eden 29 sayısının nümerolojik değerinin 11 ( 2+9 ) olması da ayrıca dikkat çekmektedir.
Enfal suresinin 21. ayetinde "Duymak" ve "Duymamak" ifadelerinin birlikte yer alması ve ayet kodunun 8 ve 21 sayılarından oluşması, "Sesli" ve "Sessiz" harflere ve bunların alfabedeki adetlerine ( sesli 8, sessiz 21 adet ) işaret edilmekte olduğu izlenimini oluşturmaktadır. ( Ayrıca 8 sayısı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün, 21 sayısı ise ruhun nümerik sembolleridir. )
8/21 - Ve la tekunu kellezine kalu SEM'INA ve hüm LA YESMEUN ( Ve DUYMADIKLARI halde "DUYDUK." diyenler gibi olmayın. )
"Hurufu mukatta" olarak bilinen ve yaratılışa ilişkin gizli kodları temsil eden harf setlerinin Kur'an'ın 29 suresinde yer alması da ayrıca dikkat çekmektedir.
No comments:
Post a Comment