"Şekil" daha doğrusu "Şekl" kelimesi "Biçim, Görünüş" anlamına gelmektedir. Noktaların birleşiminden oluşan şekiller ruhun ve bilincin kainattaki görsel temsilidir.
Kainattaki noktalar olarak düşünülebilecek olan yıldızlar da birbirleriyle birleştirildiklerinde muhtelif şekiller ve anlamlar arzetmektedirler. ( Astroloji ( Yıldızbilim ) bu fenomeni inceleyen bir alandır. ) Dolayısıyla her şekil aslında bir sembol ve bir anlam yansımasıdır.
Şekilsel olgular olan harf, sayı ve sembollerin "Karakter" olarak isimlendirilmeleri de esasen her bir şekilin bir ruhi frekansı ve bilinci temsil etmesinden kaynaklanmaktadır.
Kur'an'da "Şekil" kelimesinin karşılığı "Sure" ( çoğul "Süver" ) kelimesidir. "Suret" kelimesi de "Şekil" anlamındadır. "Tasavvur" ve "Tasvir" kelimeleri de "Sure" kökünden türemiş olup "Şekillendirme", "Şekilleme" anlamına gelmektedir.
Mü'min suresinin 64. ayetinde Rab'bin "insanı şekillendirilmesinden" bahsedilmektedir.
40/64 - Allahüllezı ceale lekümül erda kararan ves semae binaen ve SAVVERAkümfe ahsene SUVERAküm ve razekaküm minet tayyibat zalikümüllahü rabbüküm fe tebarakellahü rabbül alemın ( Allah o size yeri durak ve göğü bina kılandır. Sizi ŞEKİLLENDİRDİ de ŞEKİLLERİNİZİ güzelleştirdi. Sizi temizinden rızıklandırdı. Bu Rab’biniz Allah’ tır. Alemlerin Rab’bi Allah bereketlidir. )
11/13 - Em yekulunefterah kul fe'tu bi AŞRİ SÜVERİN mislihı müfterayatin ved'u men isteta'tüm min dunillahi in küntüm sadikın ( "Onu uydurdu." mu diyorlar? De ki: "O halde onun aynısından, uydurulmuşundan ON SURE getirin. Eğer doğrular iseniz, o Allah’tan başka istidatı olanları da çağırın." )
( * Ek Bilgi: Ayette "On sureden" bahsedilmekte olup, ayetteki "Süver" ( Sureler ) kelimesinin sıra numarası da 10'dur. )
Alfabelerdeki harflerin şekillerinin de kavimlerin karakterini ortaya koyduğu düşünülebilir mi? Örneğin Göktürk alfabesindeki harflerin şekilleri dik, keskin ve net bir yapı arzederken Arap alfabesindeki harflerin şekilleri kıvrak, yuvarlak ve oynak! bir yapı arzetmektedir.
Tevbe suresinin 97. ayeti Arap kavminin genel karakteristik niteliğini tasvir etmesi açısından dikkat çekicidir.
9/97 - El a'rabü eşeddü küfran ve nifakan ve ecderu en la ya'lemu hudude ma enzelellahü ala rasulih vallahü alimün hakim ( Araplar inkar ve ikiyüzlülük, bozukluk olarak daha şiddetlidirler. Allah' ın, resulüne indirdiği hudutları bilmemeye daha yatkındırlar. Allah bilendir hakimdir. )
Ayette yer alan "hudutları bilmeme" ifadesi "duruma göre herşeyi yapabilme, her yola gelme, sınır tanımama" yani "kesin ve net duruşu olmama" anlamını yansıtmaktadır. Toplumun genel "karakterini" tanımlayan bu ifade Arap alfabesindeki harflerin şekillerine de yansımış olabilir mi? ( Bu noktada Kur'an'da sembolik bir genellemeden bahsedilmekte olduğu, farklı karakterde insanların her kavim ( toplum ) içinde olabileceği hatırlanmalıdır. )
No comments:
Post a Comment