Müşrik şeytanlar, insanlar üzerinde tahakküm kurabilmek için "mücbir sebep yaratma stratejisi"ni uygulamaktadırlar. "Mücbir" ( Zorunlu ) kelimesi "Cebr" ( Zorlama ) kökünden türemiş bir kelime olup, "Mecbur / Mecburiyet" ( Zorunda / Zorunluluk ), "Cebbar" ( Zorlayan ) kelimeleri de aynı kökten türemişlerdir. Melek ismi olan "Cibril" kelimesi de "Cibr+il" veya "Cebr+el" olarak ayrışmakta ve "Allah'ın zorlaması" anlamını taşımaktadır. Elbette ki "zorlama" kavramının da düal ( ikili ) niteliği bulunmakta olup, zorlamanın / zorlanmanın "iyiye" doğru mu, "kötüye" doğru mu olduğu önem arzetmektedir.
Allahü Teala'nın sıfatlarının zikredildiği Haşr suresinin 23. ayetinde "Cebbar" ( Zorlayan ) sıfatı da yer almaktadır.
59/23 - Hüvallahüllezi la ilahe illa hüve el melikül kuddusüs selamül mü'minül müheyminül azizül CEBBARül mütekebbiru sübhanallahi an ma yüşrikun ( O, haricinde ilah olmayan Allah’ tır. Maliktir, kutsaldır, kusursuzdur, emniyet verip emin kılandır, gözetendir kollayandır, yücedir, ZORLAYANDIR, kibirlenendir. Allah o ortak koştuklarınızdan yücedir. )
Eylemlerini Kur'an ayetlerindeki kelimelere ve mümerolojiye göre yapmaya çalışan, İblis'in tesiriyle Kur'an ayetlerini, tersten yönlenmek üzere rehber edinen müşrik şeytanlar, Allah'ın "Cebbar" sıfatını da kendilerine atfetmektedirler. Bu çerçevede, insanları dolaylı olarak planlarını kabule zorlayacak "mücbir sebep" niteliğindeki eylemleri ( salgın, savaş, terör, kıtlık, ekonomik kriz, suni yollarla tetiklenmiş doğal afetler vb. ) gerçekleştirmektedirler. Küreselciler olarak da tanımlanan bu müşrikler oluşturdukları kaos ve sorun ortamından kurtuluş için evvelden planladıkları uygulamaları insanlara çözüm olarak sunmakta ve onları bu uygulamalara mecbur bırakmaktadırlar. ( Bu strateji "Problem - Tepki - Çözüm" olarak da anılmaktadır. ) Ancak elbette ki tüm bunlar Allah'ın rızası ve izni ile vuku bulduğundan inananlar için daima bir selamet vesilesi de tezahür etmektedir. Anılan selamet vesilesinin yine insanların kendi idrakleri ile ortaya koyacakları düşünceler ve eylemler olması gerekmektedir. Bunlar da "Kolektif Bilinç / Ünite Bilinci" ve "Eşgüdümlü toplu hareket" kavramlarından ibarettir.
Hud suresinin 59. ayetinde.Müşrik şeytanlar "Cebbarin anid" ( İnatçı zorba ) olarak tanımlanmışlardır. ( "Zorba" kelimesi de kökünde "Zor" kelimesini içermektedir. )
11/59 - Ve tilke adün cehadu bi ayati rabbihim ve asav rusülehu vettebeu emra külli CEBBARİN ANİD ( Ve işte Ad, Rab’lerinin ayetleri ile cihad ettiler. O’nun resullerine isyan ettiler. Her İNATÇI ZORBANnın emirlerine tabi oldular. )
İbrahim suresinin 15. ve 16. surelerinde ise inatçı zorbaların akıbeti net olarak bildirilmektedir.
14/15 - Vesteftehu ve habe küllü CEBBARİN ANİD ( Ve açılışı istediler ve her İNATÇI ZORBA zarara uğradı. )
14/16 - Min veraihı cehennemü ve yüska min main sadıd ( Onun ardından cehennemdir ve irinli sudan sulanır, içirilir. )
Haberci resulün, dini kodları ve ilahi kozmik bilgileri içeren Kur'an'ı tebliğ sürecinde dahi insanlara karşı "cebbar" olmadığı, bu sıfatın sadece Allah'a mahsus olduğu Kaf suresinin 45. ayetinden anlaşılmaktadır.
50/45 - Nahnu a'lemu bima yekulune ve ma ente aleyhim bi CEBBARİN fe zekkir bil kur'ani men yehafu veıyd ( Biz o söylediklerini biliriz. Sen onların üzerine ZORBA değilsin. Artık vaadden korkan o kimselere Kur'an ile hatırlat. )
Atatürk'ün gençliğe hitabesinde yer alan ve "Cebr" kelimesini içeren şu cümle de şeytanların cebri tuzaklarına işaret etmektedir.
"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir."
No comments:
Post a Comment