Çeviri

Saturday, August 21, 2021

Tüccaren füccaren ( Günahkâr Tacirler )

"Ticaret" kelimesi "Cari" ( Akan, Akıcı ) kökünden türemiş olan ve özünde "Akış" anlamına gelen bir kelimedir. Ancak "mal ve hizmet alım satımı ( akışı )" anlamında kullanılagelmiştir.

Allah'ın tüm insanlara bahşettiği nimetleri gasp etmek ve onları emekçi insanlara maddi menfaat karşılığında azar azar vermek esasen günah ve zulüm olmasına rağmen tarih boyunca "itibarlı bir iş" addedilmiş ve  "ticaret" olarak isimlendirilmiştir. Oysa zaten çalışmak suretiyle birbirlerine katkı sağlayan ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayan insanların bir de ayrıca birbirlerinden menfaat ( para, mal, hizmet ) talep etmeleri oldukça anlamsız, istismara yani hırsızlığa, yolsuzluğa açık ve tekasüre ( çoklama ) dayalı olarak "nimette eşitlik" ilkesini bozabilecek bir durum teşkil etmektedir ki insanlık tarih boyunca ve günümüzde bu istismarın en şiddetli haline tanık olmuş ve olmaktadır. 

Nahl suresinin 71. ayetinde nimetlerin insanlar arasında eşit dağılması gerektiği ve buna engel olanların Allah'ı inkâr ettikleri bildirilmektedir.

16/71 Vallahu faddale ba'dakum ala ba'din fir rizk fe mellezine fuddilu bi raddi rizkihim ala ma meleket eymanuhum fe hum fihi seva' e fe bi ni'metillahi yechadun

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

Bugün dünyayı adeta köleleştirmek suretiyle tahakküm altına almış olan ve her geçen gün bu zulmün şiddetini biraz daha artıran zümre "ticarete dayalı istismar" yoluyla nimet dağılım dengesini bozmuş, şirketleşmiş, zenginleşmiş ve yanıltıcı bir "büyüklük" algısı oluşturmuş olan "tüccaren füccaren" ( günahkar tacirler ) zümresidir.

"Babil"* kelimesi İncil'de, her türlü ahlaksızlığın ve kötülüğün dünyaya yayıldığı merkez olarak tanımlanmaktadır ki bugün de küresel tacir şeytanların bu merkezi yeniden tesis etme çabalarına tanık olunmaktadır.

* "Babil" kelimesi "Bab" ( Kapı ) ve El ( İlah, Tanrı ) kelimelerinden oluşmakta ve "Tanrı Kapısı" anlamına gelmektedir. Bu anlam esasen, dünyevi ve maddi olgularla zenginleşmiş olan tacirlerin kendilerini tanrı gibi görme sendromuna da dikkat çekmektedir.

İncil'in aşağıdaki ayetinde tacirlerin sözde büyükler olduğu, maddi unsurlarla insanları adeta büyüledikleri ve kan döktükleri bildirilmektedir.

66 Revelations 18-23 Artık sende ( Babil ) hiç kandil ışığı parlamayacak. Sende artık gelin güvey sesi duyulmayacak. SENİN TÜCCARLARIN DÜNYANIN BÜYÜKLERİYDİ. Bütün uluslar senin büyücülüğünle yoldan sapmıştı.

66 Revelations 18-24 Peygamberlerin, kutsalların ve yeryüzünde boğazlanan herkesin kanı Sende ( Babil ) bulundu."

En'am suresinin 123. ayetinde sözde "büyüklerin" suçlular oldukları ve insanlığa tuzaklar kurduklarından bahsedilmektedir.

6/123 Ve kezalike cealna fi kulli karyetin EKABİRA MUCRİMİHA Lİ YEMKURU FİHA ve ma yemkurune illa bi enfusihim ve ma yeş'urun

( Ve işte böyle, her şehrin BÜYÜKLERİNİ, orada HİLE YAPIP TUZAK KURMALARI için, oranın SUÇLULARI kıldık. Nefislerinden, kendilerinden başkasına hile yapıp tuzak kurmazlar ve farketmezler. )

Zuhruf suresinin 31. ayetinde ise sözde "büyüklerin", ilahi kozmik bilgileri içeren kutsal yazıların ( kitaplar ) dahi kendilerine verilmesini beklediklerinden bahsedilmektedir.

43/31 Ve kalu lev la nuzzilehazel kur'anu ala raculin minelkaryeteyni azim

( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

Bakara suresinin 16. ayetinde dolaylı olarak ticaretin, yönlendirme yerine sapıklığı satın almak olduğu yani esasen günah olduğu bildirilmektedir. ( Tıpkı beslenmek için bir başka varlığın katledilmesinin gerekli ve doğru addedilegeldiği gibi... Dünya yalanlar ve yanlışlardan oluşan bir sınav planıdır. )

2/16 Ulaikellezineşteravud dalalete bil huda fe ma rabihat ticaratuhum ve ma kanu muhtedin

( İşte onlar yönlendirme karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri fayda sağlamadı. Yönlendirilenlerden de değillerdi. )

Fatir, Saff ve Cuma surelerinin aşağıdaki ayetlerinde de ticaretin batmaya, helak olmaya mahkum olduğu, batıp helak olmayacak tek hayırlı ticaretin ise iyilik ve doğruluk yolundaki eylemler bütünü olduğu vurgulanmaktadır.

35/29 İnnellezine yetlune kitaballahi ve ekamus salate ve enfeku min ma razaknahum sirran ve alaniyeten yercune ticaraten len tebur

( Kesinlikle o Allah' ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle batmayan ticareti umarlar. )

61/10 Ya eyyuhellezine amenu hel edullukum ala ticaretin tuncikum min azabin elim

( Ey o inananlar, sizi, sizi elim azaptan kurtaracak ticarete yönelteyim mi? )

61/11 Tu'minune billahi ve resulihi ve tucahidune fi sebilillahi bi emvalikum ve enfusikum zalikum hayrun lekum in kuntum ta'lemun

( Allah’a ve O’nun resulüne inanırsınız, Allah yolunda mallarınız ve nefislerinizle cihad edersiniz. Eğer bilenlerseniz, bu size daha hayırlıdır. )

62/11 Ve iza reev ticareten ev lehven infaddu ileyha ve terekuke kaima kul ma indallahi hayrun minel lehvi ve minet ticareh vallahu hayrur razikin

( Ve ticaret veya eğlence gördüklerinde ona gittiler. Seni ayakta bıraktılar. De ki: "O Allah'ın indinde olan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızıklandıranların en hayırlısıdır." )

"Tacir ( İş İnsanı )" tanımlamasının ardına gizlenmiş ancak esasen "Füccar ve Müfsid" ( Günahkâr ve Bozguncu ) tanımlamasından başka bir nitelendirilmeyi haketmeyenlerin akibeti de aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

82/14 Ve innel fuccare le fi cahim

( Ve kesinlikle günahkarlar cehennemin içindedirler. )

83/7 Kella inne kitabel fuccari le fi siccin

( Hayır. Kesinlikle günahkarların kitabı, yazısı siccinin içindedir. )

38/28 Em nec'alullezine amenu ve amilus salihati kel mufsidine fil erdi em nec'alul muttekine kel fuccar

( O inananları ve iyilikler yapanları, yerde bozguncular gibi kılar mıyız? Sakınanları günahkarlar gibi kılar mıyız? )

71/27 İnneke in tezerhum yudillu ibadeke ve la yelidu illa faciren keffaren

( Kesinlikle sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar ve inkar eden günahkar haricindekini doğurmazlar. )

No comments:

Post a Comment