Çeviri

Saturday, October 9, 2021

"Kıtlık" aldatmacası...

Dijital teknolojiye dayalı totaliter bir Tek Dünya Devleti rejimine geçiş için asırlardır yürütülen Yeni Dünya Düzeni ( YDD ) projesi şimdi "Pandemi", "Aşı", "İklim krizi" ... aksiyonlarıyla devam ettirilmekte olup, sürece en son eklenen husus ise mal ve hizmetlerin bilinçli ve kasten kısıtlanmasına bağlı olarak ortaya çıkarılan suni fiyat artışları eşliğinde yaratılan "Kıtlık" algısıdır. Temeli zaten kitlesel algı operasyonuna ve zihin kontrolüne dayanan YDD projesinin bu aşamasında insanlık bir kademe daha zorlanmak ve daha distopik bir sürece itilmek suretiyle "Problem - Tepki - Çözüm" metodu işletilmeye devam edilmektedir. 

"Kıtlık" kavramı, "Kıt Kaynaklar" ifadesiyle ekonomi biliminin öğreti kapsamına dahi yerleştirilmiştir. Amaç, "dünya nüfusunun haddinden çok, nimetlerin ise az ve kısıtlı olduğunu" telkin etmektir. Zira "kıtlık" aldatmacası kullanılarak, "dünya nüfusunun azaltılması" hedefine "haklı sebep" oluşturulmaya çalışıldığı da gözlemlenmektedir.

Hedeflenen kitlesel algıların oluşturulmasında her daim önemli rol oynamış olan meşhur bir ekonomi dergisinin Ekim 2021 ayı kapağındaki "boş raflar" görseli eşliğindeki "The shortage economy" ( Kıtlık ekonomisi ) başlığı da bu bağlamda dikkat çekmektedir.


Ayrıca Eylül 2021 ayında yerel bir haber sitesinin manşetlerinde "Kıtlık" kelimesinin "boş raflar" görseliyle birlikte özellikle vurgulandığı görülmektedir.







Allah'ın varlıklara hesapsızca bahşettiği nimetlerde, kaynaklarda kıtlık olması mümkün değildir. Zira tek bir tohumdan nasıl binlerce ürün yetiştiği herkesin malumudur. Bu noktada olan tek şey "gasp" ve "hırsızlık"tır. Belirli bir zümrenin, türlü şeytani planlarla insanların hakkı olan rızıkları onlardan çalması veya rızıklara erişimlerini engellemeleridir. Elbette ki bu durum da Allah'ın izni ve rızası ile gerçekleşmektedir. Zira bu süreçler inanan ve iyi olan insanların ruhsal tekamüllerine vesile olurken, insanlara tuzaklar kurduklarını sananların ise kendi tuzaklarında helak olmalarına vesile olmaktadır. 

Aşağıdaki ayetlerde dünyanın esasen bir nimet bolluğu ortamı olduğu ancak inkarcılar nedeniyle tüm insanlık için olumsuz ( kaba madde planındaki algı ) durumlar oluştuğu bildirmektedir.

16/112 Ve darabellahu meselen karyeten kanet amineten mutmeinneten ye'tiha rizkuha rağaden min kulli mekanin fe keferat bi en'umillahi fe ezakahallahu libasel cui vel havfi bima kanu yasneun

( Ve Allah, güvenli, tatmin olmuş, rızıkları ona her yerden bolca gelen şehirin misalini beyan eder. Ama Allah' ın nimetlerini inkar ettiler de Allah, o üretmiş olduklarından dolayı açlık ve korku elbisesini tattırdı. )

Rahman suresinde 31 kere tekrarlanan "Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban" ( O halde Rab’binizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? ) cümlesi, Allah'ın nimetlerini inkar eden, O'nun kusursuz yaratışına iftira eden ve O'nun ayetleriyle ilimsizce mücadele edenlere işaret etmektedir.

Küresel şeytanların kibirli, açgözlü, tatminsiz ve zalim yaklaşımları da Sad suresinin 23. ayetinde "99 koyun, 1 koyun" misali ile bildirilmiştir.

38/23 İnne haza ehiy lehu tis'un ve tis'une na'ceten ve liye na'cetun vahidetun fe kale ekfilniha ve azzeni fil hitab

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

Fussilet suresinin 10. ayetinde "Akvat"'ın ( Gıdaların ) Allahu Teala tarafından tüm varlıklar için "Sevaen" ( Eşit olarak ) düzenledndiğinden bahsedilmektedir.

41/10 Ve ceale fiha ravasiye min fevkiha ve barake fiha ve kaddera fiha akvateha fi erbeati eyyam sevaen lis sailin

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, gıdaları azıkları, araştıranlar için dört günde eşit olarak düzenleyerek ölçülendirdi." )

Zuhruf suresinin 32. ayetinde ise vazifeli varlıkların ( meleklerin ), Allah'ın izni ve rızası ile nimetleri varlıklar arasında adil ve eşit olarak bölüştürdüklerinden ancak müşrik şeytanların bunu kabul etmemelerinden ve "ilahçılık" oynamak suretiyle düzeni bozduklarından bahsedilmektedir.
43/32 E hum yaksimune rahmete rabbik nahnu kasemna beynehum meiyşetehum fil hayatid dunya ... 

Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. .... )

Nahl suresinin 71. ayetinde de içinde bulundukları geçici koşullar itibarıyla o an itibarıyla rızıkları diğer insanlara göre nispeten fazla olanların paylaşmaya yanaşmadıklarından ve eşit olması gereken dağılımı kasıtlı olarak bozduklarından bahsedilmektedir.

16/71 Vallahu faddale ba'dakum ala ba'din fir rizk fe mellezine fuddilu bi raddi rizkihim ala ma meleket eymanuhum fe hum fihi seva' e fe bi ni'metillahi yechadun

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )











No comments:

Post a Comment