Düşük frekansın yansıması olan ve yıkıcı nitelik arzeden "kötülük" olgusu mutlak surette kibirden ve nefsani menfaat ihtirasından kaynaklanmaktadır. Bir başka ifadeyle "Bencillik" olgusunun her türlü kötülüğün kök sebebi olduğu söylenebilir. Ayetlerde bu hususa, "99 koyun, 1 koyun" misali ve "Hevesini ilah edinmek" ifadesiyle de dikkat çekilmiştir.
38/23 Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "ONU BANA VER." dedi. Beni söylemde yendi.
25/43 O HEVESİNİ İLAH EDİNENİ gördün mü? O halde, sen onun üzerine vekil mi olursun?
Bencillikten yani nefsani menfaat ihtirasından sıyrılıp diğer* insanların iyiliği ve menfaati için çabalamanın yolunun da "Rab'be tabi olmak ve nefsini öldürmek"ten yani düşünce merkezine kendisini değil Rab'bi koyarak bencil düşüncelerden sıyrılmaktan geçtiği Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmiştir.
* diğer = kendisinin yansıması
2/54 Ve zamanında Musa kavmine "Ey kavmim siz dişi buzağıyı kendinize edinerek kesinlikle nefislerinize zulmettiniz. O halde tevbe edip GÜZEL YARATANINIZA TABİ OLUN DA NEFİSLERİNİZİ ÖLDÜRÜN. Bu, güzel yaratanınızın indinde size hayırlıdır." dedi. Böylece üzerinize tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.
Birisinin birisine yaptığı kötülüğün, illiyet ilkesi ve ünite ( vahdet ) gerçeği sebebiyle esasen kendisine yapmış olduğu kötülük olduğu Maide suresinin aşağıdaki ayetinde dolaylı misallemeyle bildirilmiştir.
5/32 Bu sebepten, İsrailoğulları'na "Kesinlikle ki KİM, NEFİSE KIYMAYAN VEYA YERDE BOZGUN YAPMAYAN NEFSİ ÖLDÜRÜRSE KESİNLİKLE TÜM İNSANLARI TOPLUCA ÖLDÜRMÜŞ GİBİ OLUR. KİM ONU YAŞATIRSA, İNSANLARI TOPLUCA YAŞATMIŞ GİBİ OLUR." diye yazdık. Onlara resullerimiz açık delillerle geldiler. Sonra, bunun ardından, kesinlikle birçoğu yerde müsrifler olurlar.
Yukarıdaki ayetteki husus, "bir kişinin sağ eliyle sol eline zarar vermesi" gibi basit bir misal ile netleştirilebilir. İki ayrı organ gibi görünen eller esasen tek bir bütünün bileşenleridir. Birisinin birisine zarar vermesi bütün vücudun zarar görmesi anlamına gelmektedir.
Ünite ( Vahdet ) kavramı İncil'in aşağıdaki ayet grubunda "bir bedene ait organlar" misaliyle bildirilmiştir.
46-1 Corinthians-12-14 İşte beden tek üyeden değil, birçok üyeden oluşur.
46-1 Corinthians-12-15 Ayak, "El olmadığım için bedene ait değilim" derse, bu onu bedenden ayırmaz.
46-1 Corinthians-12-16 Kulak, "Göz olmadığım için bedene ait değilim" derse, bu onu bedenden ayırmaz.
46-1 Corinthians-12-17 Bütün beden göz olsaydı, nasıl duyardık? Bütün beden kulak olsaydı, nasıl koklardık?
46-1 Corinthians-12-18 Gerçek şu ki, Tanrı bedenin her üyesini dilediği biçimde bedene yerleştirmiştir.
46-1 Corinthians-12-19 Eğer hepsi bir tek üye olsaydı, beden olur muydu?
46-1 Corinthians-12-20 Gerçek şu ki, çok sayıda üye, ama tek beden vardır.
46-1 Corinthians-12-21 Göz ele, "Sana ihtiyacım yok!" ya da baş ayaklara, "Size ihtiyacım yok!" diyemez.
46-1 Corinthians-12-22 Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyeleri vazgeçilmezdir.
46-1 Corinthians-12-23 Bedenin daha az değerli saydığımız üyelerine daha çok değer veririz. Böylece gösterişsiz üyelerimiz daha gösterişli olur.
46-1 Corinthians-12-24 Gösterişli üyelerimizin özene ihtiyacı yoktur. Ama Tanrı, değeri az olana daha çok değer vererek bedende birliği sağladı.
46-1 Corinthians-12-25 Öyle ki, bedende ayrılık olmasın, üyeler birbirini eşit biçimde gözetsin.
46-1 Corinthians-12-26 Bir üye acı çekerse, bütün üyeler birlikte acı çeker; bir üye yüceltilirse, bütün üyeler birlikte sevinir.
46-1 Corinthians-12-27 Sizler Mesih'in bedenisiniz, bu bedenin ayrı ayrı üyelerisiniz.
No comments:
Post a Comment