“Kelimeler” insanın gerçek ve daim olan en değerli hazinesidir.
Yunus 10/82 Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirir.
Allahü Teala herşeyi “kelimeler” ile yaratmıştır. Yaratılış öncesinde, Allah’ın indinde olan “kelimeler” yaratılış sonrasında insana ilim olarak bahşedilmiştir.
Nahl 16/40 Kesinlikle bir şey için sözümüz, onu istediğimizde, ona "Ol." dememizdir. Böylece o olur.
“Madde” kavramı kelimelerin Dünya frekansında algılayabildiğimiz tezahürüdür. Gerçek anlamda “madde” yoktur. Gerçekten var olan, ona mevcudiyet algısını kazandıran “kelimedir.”
Al’i İmran 3/185 Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, bahçeye sokulursa kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir.
Bu ayette “fayda” olarak çevirilen kelime Kur’an’da “meta” olarak geçmektedir. "Meta" kelimesi İngilizce’deki “matter” ( madde ) kelimesinin kaynağıdır. Ayette Dünya'da "madde" olarak algılanan olgunun bir aldanma, bir yanılsama olduğu vurgulanmaktadır.
Yunus 10/82 Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği kelimeleri ile gerçekleştirir.
Allahü Teala herşeyi “kelimeler” ile yaratmıştır. Yaratılış öncesinde, Allah’ın indinde olan “kelimeler” yaratılış sonrasında insana ilim olarak bahşedilmiştir.
Nahl 16/40 Kesinlikle bir şey için sözümüz, onu istediğimizde, ona "Ol." dememizdir. Böylece o olur.
“Madde” kavramı kelimelerin Dünya frekansında algılayabildiğimiz tezahürüdür. Gerçek anlamda “madde” yoktur. Gerçekten var olan, ona mevcudiyet algısını kazandıran “kelimedir.”
Al’i İmran 3/185 Tüm nefisler ölümü tadacaktır. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, bahçeye sokulursa kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir.
Bu ayette “fayda” olarak çevirilen kelime Kur’an’da “meta” olarak geçmektedir. "Meta" kelimesi İngilizce’deki “matter” ( madde ) kelimesinin kaynağıdır. Ayette Dünya'da "madde" olarak algılanan olgunun bir aldanma, bir yanılsama olduğu vurgulanmaktadır.
Allahü Teala insana
ilk önce kavramları ve lisanını / dilini oluşturacak “kelimeyi” vahyetmiştir.
Bakara 2/31 Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere gösterdi. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi.
Bakara 2/32 "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler.
Bakara 2/33 "Ey Adem, onlara onları isimleriyle haber ver." dedi. Böylece onlara onları isimleri ile haber verdiğinde "Size göklerin ve yerin gaybını kesinlikle ben bilirim demedim mi? O açıkladığınızı ve o gizlemiş olduğunuzu da bilirim." dedi.
Bakara 2/37 Böylece Adem Rabb' inden kelimeler aldı da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.
2/33 kodlu ayette, “göklerin ve yerin olmadığı” durumu, gayb durumunu sadece Allah’ın bildiği belirtilmektedir. Göklerin ve yerin olmadığı durum, henüz yaratılmamış oldukları durumdur. Yaratış öncesinde sadece “kelime” vardır. Yaratılış, ancak Allah’ın mevcut kılmak istediği kelimeyi telafuz etmesi sonrasında gerçekleşebilir. İşte Allah, Adem’e henüz bilinmeyen kelimeleri, bir anlamda yaratılışın kodlarını öğretmiş ve Adem’in bu kelimeleri Meleklere haber vermesi sonrasında, Meleklerden Adem’e secde etmelerini istemiştir. Zira, Allah bu vakada gaybını Adem’e açmış ve insana verdiği değeri meleklere göstermiştir. ( Gayb = Bilinmeyen, yokluk, gizem )
Bakara 2/31 Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere gösterdi. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi.
Bakara 2/32 "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler.
Bakara 2/33 "Ey Adem, onlara onları isimleriyle haber ver." dedi. Böylece onlara onları isimleri ile haber verdiğinde "Size göklerin ve yerin gaybını kesinlikle ben bilirim demedim mi? O açıkladığınızı ve o gizlemiş olduğunuzu da bilirim." dedi.
Bakara 2/37 Böylece Adem Rabb' inden kelimeler aldı da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.
2/33 kodlu ayette, “göklerin ve yerin olmadığı” durumu, gayb durumunu sadece Allah’ın bildiği belirtilmektedir. Göklerin ve yerin olmadığı durum, henüz yaratılmamış oldukları durumdur. Yaratış öncesinde sadece “kelime” vardır. Yaratılış, ancak Allah’ın mevcut kılmak istediği kelimeyi telafuz etmesi sonrasında gerçekleşebilir. İşte Allah, Adem’e henüz bilinmeyen kelimeleri, bir anlamda yaratılışın kodlarını öğretmiş ve Adem’in bu kelimeleri Meleklere haber vermesi sonrasında, Meleklerden Adem’e secde etmelerini istemiştir. Zira, Allah bu vakada gaybını Adem’e açmış ve insana verdiği değeri meleklere göstermiştir. ( Gayb = Bilinmeyen, yokluk, gizem )
Aşağıdaki ayetler,
gerçek varlık olan “ruhun” da “kelime” olduğunu belirtir gibi görünmektedir.
Dolayısıyla, “kelimeler”i yaşayan varlıklar olarak kabul etmek ve algıladığımız
her olgunun esas itibarıyla yaşayan bir ruh / kelime olduğunu idrak etmek
gerekmektedir.
Nisa 4/171 - Ey kitap sahipleri, dininizde
azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu İsa
Mesih, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O’ndan ruhtur. O halde, Allah' a ve
O’nun resullerine inanın ve üçtür demeyin. Kendi hayrınıza bundan imtina edin,
vazgeçin. Kesinlikle ki Allah tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir.
Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir.
Secde 32/9 - Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve
içine ruhundan
üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Azdır o şükretmeniz.
Matrix filmi Al’i İmran 3/185 ile örtüşüyor. O filmin yönetmenleri kabalacıydı. Kabala hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum. Buna dair bir yazı paylaşsanız çok faydalı olur.
ReplyDeletehttps://kuranilmi.blogspot.com/2023/11/israil-kelimesi-ve-kabala.html
ReplyDeletehttps://kuranilmi.blogspot.com/2022/06/kaos-ve-habal.html