Çeviri

Sunday, December 29, 2024

PARAvanı kaldırabilmek!

Allah'ın tüm insanlara eşit olarak bahşettiği nimeti ( Fussilet 41/10 ) gasp edip, onu insanlara "para" karşılığında verme ( satma ) uygulaması, esasen olmaması gereken şeytani bir fenomendir. Nihayetinde birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan ve üreten insanların, ayrıca ürettiklerini birbirlerine "para" koşuluyla vermeleri en basit ifadeyle anlamsızdır, saçmadır. Bu sav basit bir şekilde, üç kişi üzerinden şöyle örneklenebilir. 

Birinci kişi çiftçi olup tarlada sebze üretmeye, ikinci kişi zanaatkar olup ayakkabı üretmeye, üçüncü kişi de öğretmen olup eğitimli insanlar üretmeye çalışmaktadır. Görüleceği üzere bu üç kişi, temel ihtiyaç niteliğindeki nimetleri tedarik etmek suretiyle birbirlerine hizmet etmektedirler. Dolayısıyla zaten aralarında hesaplaşmış durumda olduklarından, ayrıca "para" gibi suni bir olguya ihtiyaç duymamaktadırlar.

O halde "para" neden vardır? Bir araçmış gibi topluma benimsetilmiş olan para, esasen "aracın amaç edinilmesini, batılın putlaştırılmasını, şeytanların yüceltilmesini" sağlamak, insanları gerçekten ayırmak, onların gerçek ile ve dolayısıyla Allah ile bağını kesmek için var edilmiş hipnotik bir olgudur. Evet para bir araçtır, ama sadece şeytanın, Allah'a giden yolun üzerine oturmasını sağlayan ve insanların gerçeği algılamalarını ve Rab'bi hissetmelerini "engelleyen" bir araçtır, bir "engel"dir, bir "paravan"dır.

7/16 "Öyleyse, beni azdırmandan dolayı, onlara karşı, senin doğru yolunun üstüne oturacağım." dedi.

"Para" kelimesi Farsça kökenli "Pare" ( Parça, Kesinti, Bölüm ) kelimesinin Türkçe telaffuz edilmiş halidir. Dikkat edilecek olursa kelimenin semantik derinliğinde de "bölmek, kesmek, parçalamak, ayırmak" anlamları bulunmaktadır.

Grek kökenli bir önek olan "Para" kelimesi, batı dillerinde hem "Araç, Vasıta", hem de "Engel, Karşıt, Zıt" anlamlarına gelmektedir. Örnekler: 

Paratoner = Para ( Engel, Karşıt, Zıt ) + Tonnerre ( Gök gürültüsü, Yıldırım ) = Yıldırım engelleyici

Paradox ( gre. ) = Para ( Engel, Karşıt, Zıt ) + Doxa ( Düşünce, Öğreti, Doktrin ) = Öğreti karşıtı, Paradoks

Paranormal ( gre., lat. ) = Para ( Engel, Karşıt, Zıt ) + Normal = Normal karşıtı

Parapluie ( fra. ) = Para ( Engel, Karşıt, Zıt ) + Pluie ( Yağmur ) = Şemsiye, Yağmur engelleyici

Paravent ( fra. ) = Para ( Engel, Karşıt, Zıt ) + Vent ( Rüzgar ) = Rüzgar engelleyici, paravan

Keza, batı dillerinde "Para" anlamına gelen ve Latince kökenli olan "Moneta" ( lat. ), Money" ( ing. ) ve "Monnaie" ( fra. ) kelimelerinin Arapça "Mani" ( Engel ) kelimesiyle olan fonetik ve semantik uyumu dikkat çekmektedir.

Yine batı dillerinde yer alan ve "Saplantı, Çılgınlık, Delilik, Cinnet" anlamına gelen "Mania" kelimesi de negatif anlam içermek suretiyle "Money" kelimesiyle uyum arzetmektedir.

Kur'an'da zikredilen put isimlerinden birinin "Menat" olması ve bu kelimenin, Latince "Monate" ( Para ) kelimesiyle benzeşmesi ve ayrıca Azerbaycan'ın para biriminin isminin "Menat" olması da dikkat çekmektedir.

"Para" kelimesinin, negatif anlam içerikli fonetik ve semantik yansımalarına, Arapça'daki "Mal" kelimesi de eklenmektedir. Zira bu kelime Arapça'da "Para" anlamında kullanılmaktadır. Ancak "Mal" kelimesi batı dillerinde "Hastalık, Kötülük, Kötü, Bozukluk" anlamında bir kelime veya önek olarak kullanılmaktadır. Örnekler; 

MALfunction = İşlev bozukluğu

MALadie = Hastalık

MALevolent = Kötücül, Kötü niyetli

MALediction = Lanet, Beddua

Kutsal kitap ayetlerinde, "Para" kavramının "Kötülük" ile özdeşleştirildiği de görülmektedir.

İncil;

54-1-Timothy-6-10 Çünkü HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜN KÖKÜ PARA SEVGİSİDİR. BAZILARI PARA HEVESİYLE İMANDAN SAPTILAR da kendilerine çok acı çektirdiler.

59-James-5-1  Dinleyin şimdi ey zenginler, başınıza gelecek felaketlerden ötürü feryat edip ağlayın.

40-Matthew-19-23 İsa öğrencilerine, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "ZENGİN KİŞİ GÖKLERİN EGEMENLİĞİ'NE ZOR GİRECEK. 

40-Matthew-19-24 Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır." 

42-Luke-16-13 "Hiçbir uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. SİZ HEM TANRI'YA, HEM PARAYA KULLUK EDEMEZSİNİZ."

Kur'an;

89/20 Ve TUHİBBUNEL MALE hubben cemmen

( Ve MALI yığmacasına, toplamacasına SEVGİYLE SEVİYORSUNUZ. )


100/6 İnnel İNSANE li rabbihi le KENUD

( Kesinlikle İNSAN Rab’bine NANKÖRDÜR.  )

100/7 Ve innehu ala zalike le şehid

( Ve kesinlikle o buna şahittir. )

100/8 Ve innehu li HUBBİL HAYRİ le şedid

( Ve kesinlikle o MAL SEVGİSİNDE şiddetlidir.  )

Dolayısıyla insanın, gözlerini bir "paravan" gibi örten ve gerçeği görmesini engelleyen para perdesini kaldırması, onun, doğru olanı idrak etmesini ve mutluluğa erişmesini sağlayacak yegane unsurdur.

277 Allah’ın mühürü onların kalplerinin ve kulaklarının üzerindedir ve GÖZLERİNDE DE PERDE* vardır. Büyük azap onlaradır. 

* "Perde" kelimesi de kökünde "Per, Par" kelimesi bulunan Farsça bir kelime olup, "görmeyi engelleyen, engel" anlamına gelmektedir. Fransızcadaki "Perdre" ( Kaybetmek ) kelimesi de ortak kökendendir. ( "Perde" kelimesinin Kur'an'dak karşılığı "Ğışaveh" kelimesidir. )

Friday, December 27, 2024

Olumsuz bir nida "Of"

"Of", "Öf", "Uf" veya "Üf" heceleri, insanların, sorunlarla, olumsuz durumlarla karşılaştıklarında, sıkıntılarını ifade etmek için telaffuz ettikleri nidalardır. İki harften oluşan bu nida, aşağıdaki Kur'an ayetlerinde "Uff" ( أُفٍّ ) olarak ve yine olumsuz durumları tasvir etmek üzere yer almaktadır.

17/23 Ve kada rabbuke en la ta'budu illa iyyahu ve bil valedeyni ihsana imma yebluğanne indekel kibera ehaduhuma ev kilahuma fe la tekul lehuma UFFİN ve la tenherhuma ve kul lehuma kavlen kerima 

( Ve Rab’bin, "Sadece O’nun haricindekine kulluk etmeyin ve ana babaya iyilik edin. Onlardan biri veya ikisi, indinde yaşlılığa ererse sakın onlara "ÜFF." deme ve onları azarlama ve onlara faydalı sözler söyle." diye hükmetti. )

21/67 UFFİN lekum ve li ma ta'budune min dunillah e fe la ta'kilun 

( O Allah’tan başkalarına kulluk ettiğiniz için ÜFF size. Artık akıl etmez misiniz? )

46/17 Vellezi kale li valideyhi UFFİN lekuma e teidanini en uhrace ve kad haletil kurunu min kabli ve huma yesteğiysanillahe vey leke amin inne va'dellahi hakk fe yekulu ma haza illa esatirul evvelin 

( Ve o ana babasına "ÜFF size. İkiniz bana çıkacağımı mı vaad ediyorsunuz? Ve benden önce nesiller geldi geçti." diyen. Onların ikisi Allah’tan yardım isteyerek, "Vay sana. İnan. Kesinlikle Allah’ın vaadi gerçektir." Böylece "Bu, evvelkilerin masallarının haricindeki değildir." der. )

Yukarıdaki ayetlerde yer alan "Uff" ( أُفٍّ ) kelimesinin ebced değeri olan 81 sayısının nümerolojik değerinin 9 ( Elif ( 1) + Fe ( 80 ) = 81 ... 8+1 = "9" ) olması da konu bağlamında nümerik uyum arzetmektedir. Zira evvelki bölümlerde detaylı incelendiği üzere matematikte sihirli sayı olarak da bilinen 9 sayısı okültizmde negatif frekansların sembolü addedilmektedir. İncil'de "İnsanı simgeleyen canavarın sayısı" ifadesi ile tanımlanan 666 ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) sayısının da esasen temsil ettiği sayı 9 sayısıdır. Ayrıca, söz konusu ifadenin geçtiği ayetin numarası da 18'dir.

66-Revelations-13-18  Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı ALTIYÜZALTMIŞALTIdır.

Not: "Uff" kelimesindeki "Fe" harfi şedde ile güçlendirildiği için Türkçe yazılışta "ff" kullanılmaktadır.

Arapça ebcedinde "O" harfinin bulunmaması nedeniyle "Of" nidası, "Uf" olarak telaffuz edilmektedir. 

Olumsuz durumu yani negatif frekansı temsil eden "Of" kelimesinin, antik Grekçede ( Yunanca ) "Yılan" anlamına gelen "Ophis / Ofis" ( Ὄφις ) ( sondaki "-is" anlam içermeyen sonektir. ) kelimesinde ve "Yılanların yaşadığı yer" anlamına gelen "Ophiussa" kelimelerinde tezahür etmesi, fonetik ve semantik uyumun yanı sıra 9 sayısı bazında nümerolojik uyum da arzetmektedir. 

"Ophis" kelimesi, sadece kök kelime olan "Oph" olarak da incelense veya sondaki anlam içermeyen ek olan "is" kelimesiyle birlikte de incelense, bu kelimenin alfabetik değerinin ( harflerin alfabedeki sıra değerlerinin toplamı ) nümerolojik değeri hep 9 sayısını vermektedir.

Oph = Omicron ( 15 ) + Phi ( 21 ) + Iota ( 9 ) = 45 ... 4+5 = "9"

Ophis = Omicron ( 15 ) + Phi ( 21 ) + Iota ( 9 ) + Sigma ( 18 ) = 63 ... 6+3 = "9" 

Grekçe "Oph" ( ὀφ ) kelimesi, "Göz" anlamına da gelmekte olup, "Göz" anlamında kullanılan ancak esasen "Göz odacığı" anlamına gelen "Ophthalmos" ( ὀφθαλμός )*  kelimesinin de kökünü oluşturmaktadır. 

* oph ( ὀφ ) ( göz ) + thalamos ( θαλμός ) ( iç oda, odacık )

"Göz"'ün, okült sembolizmde "şeytanın her şeyi gören gözü" anlamında bir sembol olarak kullanılması da "Oph" ( ὀφ ) kelimesinin hem şeytanın sembolü olan "Yılan" anlamına, hem de "Göz" anlamına gelmesine ezoterik bir izah getirmekte gibidir.

Trabzon ili sınırları içinde yer alan "Of" ilçesinin isminin kökeni de Grekçe "Ophis" kelimesidir. Anlatıya göre, bölgedeki yolların yılan gibi kıvrımlı yapısından dolayı ilçeye bu isim verilmiştir. Ancak bu açıklama yeterli delil desteğinden yoksun durumdadır. 

Batı dillerinde, "Saldırı, Saldırganlık" anlamına gelen "Offensum", "Offence", "Offense" ( lat., ing., fra. ) kelimelerinin köklerinde de "Off" hecesi bulunmaktadır. ( İlahi yazılım gereği, "Yılan" ile sembolize edilen İblis'in yegane faaliyetinin insana "saldırmak" olduğu da bilinen bir gerçektir. )

Kur'an'da geçen ve "Yılan" anlamına gelen "Cann" ( جَانٌّ ) kelimesinin ebced değerinin nümerolojik değeri de 9'dur. 

Cim ( 3 ) + Elif ( 1 ) + Nun ( 50 ) = 54 ...  5+4 = "9"

Ve bu kelime ilk olarak 27. ( 2+7 = 9 ) sure olan Neml suresinde zikredilmektedir. 

Türkçe "Yılan" kelimesinin sayısal değerinin nümerolojik değeri de 9 sayısını vermektedir. ( Y ( 28 ) + I ( 11 ) + L ( 15 ) + A ( 1 ) + N ( 17 ) = 72 ... 7+2 = "9" ( Cin suresinin sıra numarası da 72'dir. )

İngilizcede, "pasif olma, geçersiz olma, kapalı olma vb." gibi negatif anlamları temsil etmek için de "Off" kelimesi kullanılmaktadır. 

Monday, December 23, 2024

Enki meselesi

"Enki", Sümer mitolojisinde "Dünyanın efendisi" olarak anılan tanrısal karakteri ifade eden kelimedir. Ea, Enkig, Nudimmud, Ninsiku, Nissiku gibi isimlerle de anılan Enki, bilgelik, tatlı su, zeka, hile, yaramazlık, el sanatları, büyü, şeytan çıkarma, şifa, yaratılış, erkeklik, doğurganlık, sanat gibi olguların kaynağı addedilerek ilahlaştırılmış bir karakterdir. 

Bir Enki rölyefi

Kaynaklarda, "Enki" kelimesinin etimolojik kökeninin belirsiz olduğu ifade edilse de Grekçe ( Yunanca ), İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi dillerde "Yılan" veya "Yılanbalığı" anlamına gelen kelimelerin "Enki" kelimesiyle fonetik uyum arzettiği görülmektedir. Zira, Sümer dilinde "Enki" kelimesinin "Yılan" anlamına geldiğini ifade eden kaynaklar da mevcuttur.

Enkselis, Enxlesis ( Yılan, Su Yılanı ) ( gre. )
Snake ( Yılan ) ( ing. )
Eel ( Yılanbalığı ) ( ing. )
Anguille ( Yılanbalığı ) ( fra. )
Aal ( Yılanbalığı ) ( alm. )
Engerek ( Çok zehirli bir yılan türü ) ( tür. )

Dolayısıyla, kutsal kitaplarda, şeytani frekansların temsilcisi olan İblis'in "Yılan" ile sembolize edilmesi, Sümer uygarlığında Enki'nin "Dünyanın efendisi" olarak anılması ve yukarıdaki fonetik ve semantik durumlar esasen Enki'nin, İblis'in tezahürlerinden biri olduğu sonucunu doğurmaktadır. Aşağıdaki ayetlerde de ifade edildiği üzere Allahu Teala, İblis'e kıyamet gününe ( ayağa kalkış gününe ) kadar süre vermiş ve onu munzarin ( gözetilen, bakılan ) kılmıştır. Yani bir anlamda ona, insanlık üzerinde geçici tahakküm imkanı sağlamıştır. 

7/14 Kale enzirni ila yevmi yub'asun
( "Diriltilecekleri güne kadar bana bak." dedi. )

7/15 Kale inneke minel MUNZARİN
( "Kesinlikle sen GÖZLENİP BAKILANLARDANSIN." dedi. )

7/16 Kale fe bima ağveyteni le ak'udenne lehum siratakel mustekim
( "Öyleyse, beni azdırmandan dolayı, onlara karşı, senin doğru yolunun üstüne oturacağım." dedi. )

7/17 Summe le atiyennehum min beyni eydihim ve min halfihim ve an eymanihim ve an şemailihim ve la tecidu ekserahum şakirin
( Sonra önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından onlara yeteceğim. Onların çoğunluğunu şükredenlerden bulmayacaksın.  )

İncil'de de cin ve insan şeytanları "engerek soyu" olarak nitelenmektedir.

40-Matthew-3-7 Ne var ki, birçok Ferisi'yle Saduki'nin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: "Ey ENGEREKLER SOYU! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı?

40-Matthew-12-34 Sizi ENGEREKLER SOYU! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler.

Tapınak niteliğindeki antik ören yerlerinde ve heykel türü yapılarda "Yılan" figürüne sıkça rastlanmaktadır. Mısır'daki, aslan bedenli, yılan kafalı Sfenks, Şanlıurfa Karahantepe'deki yılan formundaki monolit, Tarsus'taki Şahmaran ( Yılanlar Şahı, Yılan Kral ) heykeli vb. bunlara bazı örneklerdir.

Kafası yılan başı formundaki Sfenks ( Sfenks = Boğan, Nefessiz bırakan )

Karahantepe'de bulunan yılan formundaki monolit

Adem ve eşinin tasvir edildiği aşağıdaki illüstrasyonda da Enki'nin ve yılan figürlerinin yer aldığı görülmektedir.



Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/03/anunnaki-meselesi.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/04/sumerlerin-sirk-uygarlg.html

Sunday, December 22, 2024

Matrix filmindeki "gerçek" çelişkisi!

1999 yılı yapımı olan ilk Matrix filmi, her ne kadar filmde aksi tasvir ediliyor gibi görünse de, esasen kitleleri "gerçeklik" olgusundan uzaklaştırmak, gerçekliğin zihinlerdeki tanımını değiştirmek ve kitleleri yaklaşmakta olan ( o zamana göre ) dijitalizm çağının aldatıcı gerçeklik algısına hazırlamak için kurgulanmış bir yapımdır. Bir başka deyişle, filmin esas amacı, insanlığı gerçekten matrixe hapsedebilmek için gerekli algısal altyapıyı hazırlamak ve yanıltıcı mesajları "tersten telkin" metoduyla verebilmek olmuştur.

"Gerçek" kavramına odaklanılan aşağıdaki sahnelerdeki replikler incelendiğinde, bilinçli ve planlı olarak kurgulanmış kavramsal bir çelişki dikkat çekmektedir.  




Neo'nun "Bu gerçek mi?" sorusu üzerine Morpheus, yaptığı "gerçek" tanımlaması ile dolaylı olarak Matrix'in "gerçek" olduğunu / olabileceğini söylemektedir.


Bu sahnede ise Cypher, içinde bulunduğu distopik ortam nedeniyle Matrix'te yaşamayı tercih edeceğini söylemektedir. ( Bu bağlamda, bugün dünyanın, küresel şeytanlar tarafından tam bir distopik ortama ( salgın, ekonomik kriz, savaş, ahlaki dejenerasyon vb. ) dönüştürülmüş olmasının sebebi iyi düşünülmelidir. Zira aynı küresel şeytanlar dijitalizmi ve uyduruk Yapay Zeka kavramını sosyal yaşamın içine tam entegre edebilmenin de gayreti içindedirler. Her aksiyonları bir diğerinin sonucu veya sebebi olmaktadır. ) 

Trinity'nin "Matrix gerçek değil." cümlesi, Morpheus'un ilk sahnelerdeki "gerçek" tanımlaması ile çelişmektedir. Zira şayet Morpheus'un dediği gibi, "gerçek, beyin tarafından yorumlanan elektrik sinyalleri" ise, temel işlevi beyine elektrik sinyali göndererek sanal bir gerçeklik algısı yaratmak olan Matrix'in "gerçek" olarak nitelenebilmesi durumu oluşmaktadır.

69/1 El hakkatu

( Gerçek )

69/2 Mel hakkatu

( Nedir gerçek? )

69/3 Ve ma edrake mel hakkat

( Ve sana gerçeğin ne olduğunu ne bildirir? )

2/147 El hakku min rabbike fe la tekunenne minel mumterin

( O ( kitap ) Rab’binden gerçektir. O halde kesinlikle şüphe edenlerden olma. )


Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/09/kuralszlk-telkini.html

Hun bayrağındaki Ejderha?!

Tarihteki ilk Türk devleti, Dokuz Oğuz boyundan biri olan, Çinlilerin "Hiung Nu" ( Kuvvetli Ağabey, Öfkeli Ağabey ) ( hiung, hyung ( ağabey ) + nu ( kuvvetli; öfkeli ) ) olarak adlandırdıkları ve göçebe Türk soylarından oluşan bir kabile konfederasyonu niteliğindeki "Hun" ( Kan ) devletidir. 

Tarihteki Türk devletlerinin isimleri, kronolojik olarak şöyledir.

1-Büyük Hun İmparatorluğu
2-Batı Hun İmparatorluğu
3-Avrupa Hun İmparatorluğu
4-Ak Hun İmparatorluğu
5-Göktürk İmparatorluğu
6-Avar İmparatorluğu
7-Hazar İmparatorluğu
8-Uygur Devleti
9-Karahanlılar
10-Gazneliler
11-Büyük Selçuklu İmparatorluğu
12-Harzemşahlar
13-Altınordu Devleti
14-Büyük Timur İmparatorluğu
15-Babür İmparatorluğu
16-Osmanlı İmparatorluğu
17. Türkiye Cumhuriyeti

Kaynaklarda Hun devletinin bayrağının aşağıdaki şekilde olduğu belirtilmekte ve resmi ortamlarda da bu bayrak kullanılmaktadır.

Sarı zemin üzerinde ejderha bulunan Hun Devleti bayrağı ?

Sol başta Hun devletinin bayrağının bulunduğu, 17 Türk devletinin bayrakları

Bilindiği üzere, "Yılanlar şahı" veya "Yılan kral" anlamına gelen ve Farsça kökenli bir kelime olan "Ejderha" ( eji ( yılan ) + dahak ( kral ) ), kutsal kitaplarda negatif enerjinin, kötülüğün, şeytani frekansların sembolü olarak zikredilmiş olup, Kur'an'da da aynı anlamı temsil eden "Hayyet", "Cann" ve "Su'ban" kelimeleri ile temsil edilmiştir. ( "Yılan" ve "Sürüngen" ( Reptil ) teması, evvelki bölümlerde defaatle incelenmiş olup, blog ana sayfasının sol üst köşesindeki arama penceresine kelime girişi yapılarak ilgili bölümlere erişilebilir. )

Hunların, tek tanrılı göksel din ( semavi din ) olan "Gök Tengri / Kök Tengri" dinini benimsedikleri bilinmektedir. Dolayısıyla, bir ulusun özünü, özelliğini, niteliğini temsil etme işlevi olan bayrakta, satanizmin sembolü olan yılan figürünün mevcudiyeti sorgulanası bir durum arzetmektedir. Ayrıca, bayraktaki figür putperest kavimlerin masklarında, tahtadan yapılma totemlerinde de yer alan ve Çin'de de kutsal addedilen figürdür.

Üzerinde bir sürüngen yer alan ahşap bir mask

Başlarının üstünde sürüngen figürü taşıyan Malezya'daki Dogon kabilesi bir ritüel esnasında...

29.10.2021 tarihinde, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle verilen devlet resepsiyonunda aşağıdaki pano dikkat çekmiştir. Mavi* rengin hakim olduğu panoda yer alan çocuk suratının üzerinde "One" ( Bir ) yazmakta olup, çocuğun sağ gözbebeği de "ejderha", "sürüngen" formundadır. 

* Mavi renk, farklı frekans varlıklarını sembolize etmek için de kullanılmakta olup, kendilerini elit ve insan soyundan üstün gören şeytani zümre kendisini "Blue Blood" ( Mavi Kan ) olarak nitelemektedir.


Panodaki çocuğun sağ elmacık kemiği üzerinde "One" ( Bir ) yazmakta olup, sağ gözbebeği de "sürüngen" formunda resmedilmiştir.


Ejderha benzeri bir figür dikkat çekmektedir.

Yukarıdaki gibi örneklerde yer alan sürüngen, ejderha, yılan sembolizmi vasıtasıyla, sübliminal bir mesaj verilmeye ve Türk ile ilintilendirilmeye çalışıldığı izlenimi oluşmaktadır. Bu tip mesajları kurgulayanlar, harflerin, kelimelerin ve şekillerin, kendilerine yüklenen anlamlar itibarıyla zihni etkileme ve kontrol altına alma gücü olduğunu çok iyi bilmektedirler. "Şeytan detayda gizlidir." sözü de bu durumu tanımlamaktadır.

Friday, December 20, 2024

Elementler ve Elif, Lam, Mim, Nun

Madde planı olan kainatın temel kodlarını oluşturan ve periyodik tabloda yer alan cevherler ( özü oluşturan kimyasal maddeler ) Latince bir kelime olan ancak etimolojik kökeni belirsiz olan "Element / Elementum" ( Eleman, Öğe, Öz, Esas, Temel ) ( sondaki "-um" eki Latincede anlam içermeyen sonektir. ) kelimesiyle tanımlanmaktadır.

Kaynaklarda, "Element" kelimesinin kökeninin, Kenan ve Latin alfabesinin ikinci yarısının başlangıcındaki L, M, N harflerine dayandığına yönelik teori yer alsa da bunu destekleyecek yeterli veri mevcut değildir. Ancak "Elementum" kelimesinin Latincede "Element / Atom" anlamının yanısıra "Harf" anlamını da içermekte olması, Kur'an'daki "Hurufu mukatta"'ya ( Ayrıştırılmış harfler ) bir işaret niteliğindedir. Zira Kur'an'da hurufu mukattaya, "Tilke ayatul kitabil mubin"* ( Bunlar apaçık  yazılımın kodlarıdır. ) cümlesiyle dikkat çekilmekte ve harflerin "yaratılışın kaynak kodları" olduğu bildirilmektedir.

* Ayet = İşaret, Nişan, Simge, Kod
   Kitab = Yazı, Yazılım

https://en.wiktionary.org/wiki/elementum

"Harf" anlamını da içeren "Element" kelimesinin İbranice kökenli "El" ( Tanrı, İlah ) ve Latince kökenli  "Mens, Mentis" ( Düşünce ) kelimelerinin birleşiminden oluşmuş olması muhtemeldir. Zira harfler, Allah'ın iradesinin, düşüncesinin tezahürleri ve yaratılışın kodlarıdır. ( Arapçada ve Latin kökenli dillerde isimlerin ve sıfatların başında önek ( artikel ) olarak "el" kelimesinin yer alması da kelimelerin, Allah'ın yaratışı olduğunu simgelemektedir. )

Elementlerin periyodik tablosunda 7 periyod ve 118 element mevcut olsa da "Genişletilmiş Periyodik Tablo" olarak anılan tabloda ilave 8. ve 9. periyodların da olması ve bu periyodların yeni, henüz sentezlenmemiş veya doğada henüz keşfedilmemiş elementleri içermesi öngörülmüştür. Aşağıdaki linkten alınan şu bölümde 121 atom numaralı elemente dikkat çekilmektedir ki bu sayı Kur'an'daki huruf yapısı ile bir uyum arzetmektedir.

"Bu kısımdaki yeni elementlerin hiçbiri henüz sentezlenmemiş ya da doğada keşfedilmemiştir. ( Nisan 2008'de element 122'nin doğada var olduğu söylenmiş fakat genel olarak hatalı bulunmuştur. ) İlk g bloku elementinin atom numarası büyük ihtimalle 121 ve sistematik ismi unbiyunyumdur. Bu bölgedeki elementler büyük ihtimalle radyoaktif açıdan çok dengesizdir."

https://tr.wikipedia.org/wiki/Geni%C5%9Fletilmi%C5%9F_periyodik_tablo#:~:text=%C4%B0lk%20g%20bloku%20elementinin%20atom,121%20ve%20sistematik%20ismi%20unbiyunyumdur.

Kur'an'ın hurufu mukatta içeren 2/1 kodlu ilk ayetinde "Elif Lam Mim" harfleri, 68/1 kodlu son ayetinde ise "Nun" harfi yer almaktadır.

2/1   Elif Lam Mim
68/1 Nun 

Yukarıdaki harfler yanyana ( E, L, M, N ) yazıldığında  fonetik olarak "Element" ( Eleman ) kelimesiyle uyum arzetmektedir. Bu harflerin ebced değerleri toplamı ise 121 sayısını vermektedir ki bu sayı yukarıdaki alıntıda atom numarasını temsil eden sayıdır. ( Elif 1 + Lam 30 + Mim 40 + Nun 50 = 121 )

118. elementten sonraki elementlerin isimlerinin "Un" öneki ile başlaması da sonuncu mukatta harf olan "Nun" harfi ile fonetik uyum arzetmektedir. ( 119 UNunenniyum, 120 UNbinilyum, 121 UNbiunyum )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/11/alsimik-alfabe.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/03/elif-lam-mim-ra-ve-genetik-kodlama.html

Tuesday, December 17, 2024

Ölüm medyası -2-

Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere, temel taktiği zihin kontrolü olan şeytanların en önde gelen kitlesel tahakküm metodu da hakimiyetleri altında bulunan medya kanalıyla "ölümü", bir tehdit ve korku unsuru olarak toplumun zihnine sürekli olarak telkin etmek ve toplumu sürekli olarak depresif, üzgün, demoralize ve panik halde tutmaktır. Bu durumun yansımaları, gelişen yerel ve küresel olaylarda, basındaki haber manşetlerinde, şarkı sözlerinde, filmlerde vb. gözlenmektedir.

Son olarak, yine "ölüm" temasını bilinçaltına negatif frekanslarla kodlamak üzere çekilen "Gassal" ( Yıkayıcı, Gasleden; Ölü yıkayıcı ) isimli bir dizi filmin afişleri toplumda infial yaratmış ve insanlar "psikolojilerinin bozulduğunu" açıkça ifade etmişlerdir ki zaten şeytanların amacı da budur. Afişlerin özellikle, "karanlığın" simgesi olan "siyah" renkli zemin içerecek şekilde tasarlandığı görülmektedir.

Ayrıca, afişin sol üst köşesinde "su akışı, su damlaları" algısı yaratan çizimde de "keçi benzeri bir hayvanın rahimden çıkışı, doğumu" resmedilmiş gibi görünmektedir. Bilindiği üzere okültizmde keçi, "inatçılık" kavramı bağlamında, İblis'in bir sembolü olup, İblis'i simgeleyen hermafrodit Baphomet figürünün de kafasını oluşturmaktadır.

Solda, sırtüstü pozisyonda olan, kafası, kulağı, boynuzu ve ön ve arka ayakları belirgin bir hayvan ( keçi? ) rahimden çıkıyor gibi yani yeni doğuyor gibi görünmektedir. Bu sembolizm, sözde satanizm çağının başlaması anlamını mı temsil etmektedir? ( Son dönemde, yerel ve küresel organizasyonlarda sıkça görülen satanizm teması bu olasılığı güçlendirmektedir. )

Defaatle değinildiği üzere, "Ölüm" ve "Olum", yaratılışın temel düalite döngüsünü yani halden hale geçişi temsil eden kavramlardır. Dolayısıyla, insanın ruhsal tekamülünü engellemek amacını güden şeytanların, "Ölüm" kelimesi üzerinden oluşturmaya çalıştıkları olumsuz tesirlere kapılmamak, korkmamak, aksine, ilme, inanca ve iyiliğe odaklanmak her inananın asli vazifesidir. Zira "korku", insanı yanlışa, günaha, kötülüğe sevkeden negatif bir frekanstır.

3/118 Ey o inananlar, sizin dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Sizden sıkıntıyı, düzensizliği eksik etmezler. O sizi meşakkatle helak edeni severler, arzularlar. Ağızlarından kin, öfke, çirkinlik ortaya açığa çıkar. O göğüslerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer sizler akıl etmekteyseniz, sizlere ayetleri açıkladık.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/03/olum-medyas.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/02/travmatik-kodlama-girisimleri.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/12/olen-de-yok-biten-de-yok.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/02/gercek-olum-olmaktr.html

Sunday, December 15, 2024

İkili Yedi'de ara... bulacaksın.

Ruhsal tekamülün ( bilişsel gelişim ) yolunun, Rab'den ilim "dilemekten", "aramaktan" ve "sormaktan" geçtiği İncil'in Matta suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmektedir.  

40-Matthew-7-7 "DİLEYİN, size verilecek; ARAYIN, bulacaksınız; KAPIYI ÇALIN, size açılacaktır. 

Ayetin numarasındaki iki adet 7 sayısı ( İkili Yedi ), sayısal ve anlamsal ilinti fenomeni açısından dikkat çekmektedir. Zira, ilahi yazılımın önemli iki kodu olan 2 ( 11 ) ve 7 sayıları yani "İkili Yedi", bilgisayar yazılım teknolojisinin de özünü oluşturmaktadır. Bilindiği ve aşağıda linki bulunan bölümlerde değinildiği üzere, 128 karakterli sistemde karakterler, "bit" adı verilen ve her biri ikili kodlar ( binary codes ( 0 ve 1 ) ) içeren 7 bitlik hanelerle ifade edilmektedir.

Tevrat'ın aşağıdaki ayetinde de "İkili Yedi" kavramına 7 ve 77 sayıları vasıtasıyla ve ayetin kodunun nümerolojik değeri olan 11 ( 1+4+2+4 = 11 ) sayısıyla işaret edilmektedir.

1-Genesis-4-24 Kayin'in YEDİ KEZ öcü alınacaksa, Lemek'in YETMİŞ YEDİ kez öcü alınmalı." 

"İkili Yedi" kavramının açık olarak zikredildiği ayet ise Hicr suresinin 87. ayetidir. "İkili Yedi" kavramı, bu ayette adeta Kur'an'ın tanımı için kullanılmaktadır. 

15/87 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) ke (4) seb'an (5) min (6) EL (7) MESANİ (8) ve (9) el (10) KUR'ANE (11) el (12) azim (13) 

( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük KUR'ANI verdik. )

Kur'an'ı tanımlayan "Seb'an minel mesani" ( İkililerden Yedi / İkili Yedi ) ifadesinin yer aldığı bu ayette "Kur'an" kelimesinin 11. sırada yer alması da dikkat çekmektedir. 

Allahu Teala'nın, yaratılıştaki her şeyi belirli bir sayısal düzene göre yarattığı da Meryem suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmekte ve bu ayette de, dolaylı olarak, 7 ve İkili Yedi kavramlarına işaret edilmektedir.

19/94 Lekad (1) AHSA (2) hum (3) ve (4) ADDE (5) hum (6) ADDA (7) 

( Onları SAYMIŞ ve onları ADETLERLE ADETLENDİRMİŞTİR. )

Ayette 7 kelime bulunmakta olup, "Saymak" anlamını içeren ve kilit kelimeler olan "Ahsa", "Adde" ve "Adda" kelimelerinin sıra numaraları sırasıyla 2, 5 ve 7'dir. Bu durum 2+5 = 7 ve 7 olarak veya 2+5+7 = 14 ... 2x7 ( ikili yedi ) olarak değerlendirildiğinde yine 7 ve İkili Yedi kavramları tezahür etmektedir.

7 sayısının "gerçekleşme, tamamlanma, döngü sonu" olduğu mesajı da, tersten misalleme yoluyla ve batıni olarak Tevbe suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmektedir.

9/80 İstağfir lehum ev la testağfir lehum in testağfir lehum SEB'İNE MERRATEN fe len yağfirallahu lehum ...

( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. ... )

Wednesday, December 11, 2024

Cennet, Cehennem ve Ebediyet

Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere, yaratılıştaki düalite ilkesinin ( iyi - kötü ikilisi ) gereği olan ve ayetlerde müteşabih ifadelerle sembolize edilen Cennet ( Örtülme, Korunma, Gizlenme ) ve Cehennem ( Sıcaklık, Ateş, Azap, Istırap ) kavramları, esas itibarıyla, her tekâmül seviyesinden idrakli varlığın, içinde bulunduğu "ruhsal hal" ikilisini tanımlayan kelimelerdir.

"Ruhtan üfleme" ifadesi, madde alemi olan kainatta ( evren ), farklı hallerde ( kaba, yarı süptil, süptil ) bulunan maddelere Allah'ın "bilgi, bilinç" vermesi yani onları "idrakli varlık"lara dönüştürmesi anlamına gelmektedir.

İdrakli bir varlık, düşüncelerinin niteliğine göre bulunduğu yaşam planında ( ayetlerde "Dunya" ( En aşağı, En yakın ve "Erd" ( Yer ) olarak ifade edilir ) cennet veya cehennem yaşamını deneyimleyebilmektedir. Şeytani ( kibir, nefsaniyet ve maddiyat ) düşünceler içinde olanlar bulundukları yaşam planını cehenneme, Rahmani ( alçak gönüllülük, özveri ve ruhaniyet ) düşünceler içinde olanlar ise bulundukları yaşam planını cennete dönüştürebilmektedirler. Ancak bir yaşam planında hangi tip idrakli varlığın mevcudiyeti çoğunlukta ise o yaşam planının niteliği de ona göre şekillenmektedir. Örneğin, kainattaki sonsuz sayıda "dünyalardan" biri olan ve halen insanların yaşamakta olduğu kaba madde planı yerküre ( Dünya ) bir cehennem niteliği arzetmektedir.  

Yukarıda da ifade edildiği üzere, her varlık kategorisinin ( kaba madde, yarı süptil, süptil ) içinde bulunduğu "cenneti" ve "cehennemi" mevcuttur. Bu durum, özünde, varlıklar için bir idrak sınavı olan yaratılıştaki düalite ilkesinin gereğidir. Hangi ruhsal tekamül seviyesinde olursa olsun, sadece Allahu Teala'nın indinde olan ve O'na has olan "Ünite / Vahdet / Teklik / Birlik" olgusunu, yaratılmış bir varlığın idrak edebilmesi mümkün olmayıp ancak kısmen sezebilmesi ve o yolda mücade edebilmesi mümkündür. Çünkü "Yokluk" ve "Varlık" kavramları yaratılışın kaynak kodunu ve temel düaliteyi oluşturmaktadır. Dolayısıyla bir idrakli varlık için "Ünite" kelimesi "Yokluk" anlamına gelmektedir. Yani "Ünite", nihayetinde bir varlığın erişebileceği en üst tekamül seviyesi olan ve ayetlerde "İndallah" ( Allah'ın indi, Allah'ın yanı ) olarak geçen "Yokluk" makamıdır. Yokluk makamına intikal ise Allah'ın, madeye "üflediği ruhu" kendine geri alması ile yani varlık algısına göre "yok olmak" ile gerçekleşebilir ki bu durum ayetlerde "Allah'a geri döndürülmek" ifadesi ile bildirilmektedir.

2/28 .... summe ileyhi turceun ( .... Sonra O'na döndürülürsünüz. )

Kur'an'ın zamandan ve mekandan munezzeh niteliği, ayetlerdeki "Hayatud dunya" ( Dünya hayatı ) ifadesinin esasen yukarıda anılan tüm yaşam planları için geçerli olduğunun da teyidi niteliğindedir.

İdrakli varlık kategorisinde olan ve Dünya olarak bildiği kaba madde planında "insan" sıfatıyla yaşamakta olan varlık ve diğer dünyalarda yaşayan diğer idrakli varlıklar, nefsani ve maddi ihtiraslarını terkedip, arınmadıkça bulundukları "dünyalarından" ( yaşam planları ) çıkamayacaklar ve orada tekrar tekrar "ölüm ve diriliş" döngülerine ( kaba madde dünya diliyle "reenkarnasyon" ) maruz kalacaklardır. İşte bu nedenle, şeytaniyette ısrar edenler kendi "dünya cehennemlerinde" ebedi kalıcılar olacaklardır.

7/36 Ve o ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler, işte onlar ateşin sahipleridirler. Onlar orada ebedidirler.

Şeytanilerin cehenneme dönüştürdükleri Dünyada yaşamak durumunda kalan ancak bu plana özgü ruhsal tekâmül döngülerini tamamlamış olan cennet ehli Rahmaniler ise, muhtelif vasıtalarla vefat ettirilmek ve kaba madde planı dünyada tekrar enkarne edilmemek suretiyle üst planlara ( yeni dünyalara ), farklı yaşam formu halinde intikal ettirileceklerdir. Ve elbetteki bu sefer, aynı tekâmül döngüleri, ilgili yeni yaşam planının koşullarına göre devam edecek ve bu böyle sonsuza kadar sürüp gidecektir. Ta ki Allahu Teala "üflediği ruhu" kainattan geri alana kadar....

Not: Yukarıdaki metinde yer alan ve "-dır., -dir., -tır., -tir." diye biten fiiller, her bölümde olduğu gibi, mevcut bilgiler çerçevesinde "kuvvetle muhtemeldir" anlamını temsil etmekte olup, her şeyin gerçeğini ve doğrusunu elbette ki Allahu Teala bilmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/yokluk-makam.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/03/dunyann-gercek-yuzu-cehennem.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/08/reenkarnasyon-meselesi.html?m=1

Sunday, December 8, 2024

Operasyon Suriye ... kod 11

Küreselcilerin Suriye operasyonunda da, kitle operasyonlarının kodu olan 11 nümerolojisi ( 9/11 ) dikkat çekmektedir. 

- Muhalif gruplar 27 Kasım'da Suriye'de operasyon başlatmışlardır. ( 27.11 ... 2+7+1+1 = "11" ( ve 27 ... 2+7 = 9  ve 11 ... 9/11 )

- Muhalif gruplar "11" gün sonra yani bugün Şam'a girmişlerdir.

- Şam bugün düşmüştür.. 08.12 ... 8+1+2 = "11"

- Ve bu "savaş kurgusu" 2011 yılında başlatılmıştır.

Bugüne kadar geçen sürede bir sonuca vardırılmayan bu "savaş"ın son 11 günde sonuçlanması planlı ve detaylı bir küresel operasyona daha işaret etmektedir.

Tıpkı yukarıdaki haber görselinin altında yazdığı gibi, 11 sayısı halden hale geçişin ve yeni döngü başlangıcının nümerik sembolüdür.

Beşer Esad'ın doğum tarihinin 11.09.1965 olması da, doğum günü ve ayı itibarıyla 9/11 kodu ile tam uyum arzetmektedir.

Türkiye'nin Suriye ile kara sınırının 911 km. olması da konu bağlamında nümerik uyum arzetmektedir.


"Suriye" ( سوريه ) kelimesinin ebced değerinin 281 olması da bir başka 11 ( 2+8+1 = 11 ) numerolojisi tezahürüdür. ( Bu kelimenin son harfi hem "He", hem "Elif" olarak yazılbilmektedir. )

Sin 60 + Vav 6 + Ra 200 + Ya 10 + He 5 = 281 ... 11


Saturday, December 7, 2024

Dünyanın diğer ismi Gayya

Yunan mitolojisinde, yerin, dünyanın bir tanrıça olarak kişileştirilmiş hali "Gaia" ismiyle temsil edilmektedir. 

"Gaia" kelimesi, Arapça "Gavy" ( Azgınlık, Zulüm, Sapmışlık ) kökünden türeme olan "Gayya" ( Baştan çıkma, kötü yola düşme, cehennemde bulunan bir kuyunun ismi ) ve "Gayy" ( Aklı kaybetmek, Doğru yoldan sapmak, Yanlış olan ) kelimelerinin bir tezahürüdür.

Halk arasında cehennemin bir temsili niteliğinde kullanılan "Gayya kuyusu" kelime ikilisi de "derinlere kök salmış, içinden çıkılamayacak kadar karışık, umutsuz, çapraşık, karmakarışık işlerin döndüğü yer" anlamını ifade etmektedir.

Mitolojik bir kelime ile olan bu fonetik ve semantik bağlantılar, "dünyanın, cehennemin kendisi olduğunun" dolaylı teyidlerinden birisidir.

"Gavy" ve "Gayy" kelimelerinin geçtiği bazı ayetler şöyledir.

2/256 La ikrahe fid dini kad tebeyyener ruşdu minel ĞAYY fe men yekfur bit tağuti ve yu'min billahi fe kad istemseke bil urvetil vuska lenfisame leha vallahu semiun alim

( Dinde zorlama yoktur. Doğru YANLIŞtan açığa çıkmıştır. Kim azgını inkar ederse ve Allah’a  inanırsa artık sağlam kulba tutunmuştur. O ona asla kopmaz. Allah duyandır, bilendir. )

7/146 ... ve in yerav sebiler ruşdi la yettehizuhu sebila ve in yerav sebilel ĞAYYİ yettehizuhu sebila ...

( ... Eğer doğru yolu görürlerse onu yol edinmezler. Eğer YANLIŞ yolu görürlerse onu yol edinirler. ... )

7/16 Kale fe bima AĞVEYteni le ak'udenne lehum siratakel mustekim

( "Öyleyse, beni AZDIRmandan dolayı, onlara karşı, senin doğru yolunun üstüne oturacağım." dedi. )

28/18 Fe asbeha fil medineti haifen yeterakkabu fe izellezistensarahu bil emsi yestasrihuh kale lehu musa inneke le ĞAVİYYUN mubin

( Böylece şehirin içinde korkarak, gözetleyerek sabahladı. O dün O'ndan yardım isteyen kimse O'ndan yardım istediğinde Musa ona "Kesinlikle sen apaçık AZGINSIN." dedi. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/03/dunyann-gercek-yuzu-cehennem.html?m=1

Mitoloji meselesi

Şirkin, bir inanç sistemine dönüşmüş hali olan politeizm ( çok tanrılılık ), özünde "cinlere kulluk" bulunan mitoloji fenomeninin de kaynağıdır.

Grek kökenli kelimeler olan Politeizm ve Mitoloji kelimelerinin etimolojik analizleri şöyledir.

Politeizm = polytheismos ( poly ( çok ) + theos* ( tanrı ) + ismos ( ile ilgili olma ) )

* Zeus ( Tanrı ) ( lat. ), Zion ( Tanrı gibi ), Zionism ( Tanrı gibi olmacılık ) ( ibr. ), Ziya ( Diya ) ( Işık )  ( ara. ), Dieu ( Tanrı ) ( fra. ) kelimeleri de ortak "THE / ZE / Zİ / Dİ" kökündendir.

Mitoloji = mythologia ( muthos, mythos ( konuşma, düşünce, söz, söylem;  hikaye, destan, masal, ağızdan ağza aktarılan her şey ) +  logos, logia ( bilgi, bilim, kelime ) )

Psikolojide, "gerçekleri çarpıtmayı, değiştirmeyi hastalık durumuna getirme ve  hayalde kurgulanan olağanüstü hikayeleri gerçekmişçesine anlatma obsesyonu" sendromunun isminin "Mitomani" olması da konu bağlamında mesaj içermektedir.

Aynı hikayelerin farklı karakter isimleriyle konu edildiği yani esasen birbirlerinin kopyası olan Mısır, Roma, Yunan, Hindu vb. kültürlerindeki mitolojik bilgiler incelendiğinde, yaratılıştan bu yana insan ile mücadele eden, insanlığı tahakküm altına almak isteyen kibirli ve nefsani "cin şeytanlarının" tasvirleriyle karşılaşılmaktadır ki bu durum Kur'an'da, insanın yaratılışı aşamasında, isyan edip, vazifeli rahmani cin ( melek ) iken cin şeytanına dönüşen ve tayfasıyla ( düşmüş melekler ) birlikte dünyaya musallat edilen İblis'in şu sözleriyle tanımlanmaktadır.

15/33 "Kuru balçıktan, şekillenmiş cıvık çamurdan yarattığın insan için secde eden olamam." dedi. 

4/119 Ve kesinlikle onları saptıracağım, kesinlikle onları saplantılara, kuruntulara sokacağım. ...

Bilindiği üzere, kelime anlamı itibarıyla "Görünmeyen, Örtülü" anlamına gelen "Cinn" kelimesi, süptil nitelikli olan ancak kaba madde frekansı dünyada da farklı formlar halinde tezahür edebilen üst boyut varlıklarını temsil etmektedir. Bu varlıklar rahmani cinler, vazifeli rahmani cinler ( melekler ), şeytani cinler ( cin şeytanları ) olarak kategorize edilmektedir.

Politeizmin ve mitolojinin özünü oluşturan cinlere kulluk, teslis ( üçleme ), melekleri ve habercileri rab edinme, melekleri kadın ismiyle tanımlama, kadına şeytani vasıf atfetme gibi hususlara ayetlerde defaatle işaret edilmiştir.

34/41 "Sen yücesin. Sen onlardan başka dostumuzsun. Bilakis cinlere kulluk etmekteydiler. Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler.

4/171 ... O halde, Allah’a  ve O’nun resullerine inanın ve üçtür demeyin. ...

5/73 O "Kesinlikle Allah, üçün üçüncüsüdür." diyenler inkar etmişlerdir. Tek ilahtan başka ilah yoktur. Eğer o söylediklerinden vazgeçmezlerse, kesinlikle onlardan o inkar edenlere elim azap dokunacaktır.

3/64 ... Bazılarımız bazılarını Allah’tan başka Rabler edinmesin. ...

3/80 Ve size, melekleri ve habercileri Rabler edinmenizi emretmez. Teslim olanlar olmanızdan sonra, size inkarı mı emreder? 

53/27 Kesinlikle o ahirete inanmayanlar, melekleri kadın isimleriyle isimlendiriyorlar.

4/117 Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak kadınları çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı şeytanı çağırırlar.

6/19 Kesinlikle siz, Allah'la beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik mi edeceksiniz?" De ki:  "Ben şahitlik etmem." De ki: "Kesinlikle O tek ilahtır. Kesinlikle ben o ortak koştuklarınızdan beriyim."


Friday, December 6, 2024

Hz. Süleyman ve Lemegeton Clavicula Salomonis

Hz. Süleyman'a, yerde yüksek imkanlar verilmesinin sebebi aşağıdaki Tevrat ayetlerinde açıklanmaktadır. 

11-1-Krallar-3-8 İşte kulun kendi seçtiğin kalabalık halkın, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalığın ortasındadır.

11-1-Krallar-3-9 Bu yüzden kuluna anlayışlı, bilge bir kalp ver ki iyi ile kötüyü ayırt edip halkına hükmedebileyim. Yoksa senin bu büyük halkına kim hükmedebilir!"

11-1-Krallar-3-10 Süleyman'ın bu isteği Rab'bi hoşnut etti.

11-1-Kings-3-11 Tanrı ona şöyle dedi: "Madem kendin için uzun ömür, zenginlik ve düşmanlarının ölümünü istemedin, ancak doğru hüküm verebilmek için anlayış, bilgelik istedin

11-1-Kings-3-12 isteğini yerine getirdim. Sana bilge ve anlayışlı bir kalp verdim ki, benzeri ne senden öncekilerde görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir.

Yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere Hz. Süleyman'a verilen imkanların kök sebebi, kibirden arınmış olan Hz. Süleyman'ın, kendisini diğer insanlardan üstün kılacak dünyevi, maddi ve nefsani hiçbir unsuru Rab'binden talep etmemesi, bunun yerine kalben ve samimi bir şekilde, adaleti ve doğruluğu sağlamasına vasıta olacak ilmi, bilgeliği talep etmiş olmasıdır. Hz. Süleyman'ın isminin anlamı da O'nun ima dolu bu yüksek karakterini tanımlar niteliktedir. ( Süleyman = Salimen = Tam olan, Bütün olan, Salim olan, Sağlam olan )

Kur'an ayetlerinde de Hz. Süleyman'a verilen imkanlardan ve özellikle cinlere ( kaba madde frekansında görünemeyen, süptil nitelikli farklı boyut varlıklarına ) hükmetmesinden bahsedilmektedir.

27/16 Ve Süleyman Davud’a varis oldu. "Ey insanlar, bize kuş konuşması öğretildi. Bize her şeyden verildi. Kesinlikle bu, o apaçık üstünlüktür, lütuftur." dedi.

27/17 Ve cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı.

34/12 Ve Süleyman için rüzgar. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. O'na erimiş bakır pınarı akıttık. O'nun önünde çalışanlar Rab’binin izniyle cinlerden kimselerdi. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız.

Kur'an'ın aşağıdaki ayetlerinde de Hz. Süleyman'a ilişkin bir kitaptan bahsedilmekte ve bu kitabın "Allah'ın ismiyle" olduğu 27/30 kodlu ayette bildirilmektedir ki Kur'an'daki ikinci ve son "Bismillahirrahmanirrahim" ifadesi de bu ayette yer almaktadır.

27/29 Kalet ya eyyuhel meleu inni ulkiye ileyye kitabun kerim 

( "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce kitap atılıp bırakıldı." dedi. )

27/30 İnnehu min suleymane ve innehu bismillahirrahmanirrahim  

( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli Allah’ın ismiyledir. )

Hz. Süleyman'ın hizmetinde olan 72 cinin isimlerinden ( Kur'an'daki Cin suresinin numarası 72'dir. ), majik ( sihirsel ) ritüellerden, invokasyonlardan ve operasyonlardan bahsedilen ve beş bölümden oluşan bir grimuar olan "Lemegeton Clavicula Salomonis"* ( Süleyman'ın Parlayan Küçük Anahtarı ) isimli kitabın, Neml suresinin yukarıdaki ayetinde belirtilen kitap ile dolaylı ilintisi olabilir. Zira ana teması "maji" olan, Hz. Süleyman'a atfedilen ancak anonim nitelik arzeden bu kitabın, Hz. Süleyman'dan da bahsedilen Bakara suresinin 2/102 kodlu ayetinde belirtilen "sihir yapan inkarcı şeytanlar" tarafından yazılmış olması muhtemeldir.


"Lemegeton Clavicula Salomonis"'in bölümleri ve anlamları şöyledir.

Ars Almadel = Bağlama, Kilitleme Sanatı / Sunak Sanatı ( ars ( sanat ) + el ( önek ) + mandalos ( sürgü, kilit; taşınabilir sunak ( altar ) ) )

Ars Goetia = Hükmetme Sanatı ( ars ( sanat ) ( lat ) + goeteia ( hükmetme ) ( gre )

Ars Notoria = Ünlü Olma Sanatı ( ars ( sanat ) + notoria ( ün, şöhret ), notorius ( ünlü, şöhretli ) )

Ars Paulina = Havari Paul'un Sanatı ( ars ( sanat ) + paulina ( küçüklük ), paulinus ( küçük ) )

Ars Theurgia Goetia = İlahi İşler Yapma Sanatı ( ars ( sanat ) + theourgia ( ilahi iş, tanrı işi, mucize, büyü, sihir ) ( theos ( tanrı, ilah ) + ergon ( iş, çalışma ) ) + goeteia ( hükmetme ) )

* "Lemegeton" kelimesinin, Arapça "Lemehat" ( Göz atışlar, Parıltılar, Işıltılar ) ve/veya "Lemaat" ( Parıltı, Işıltı" kelimesine "-en" ( gibi olan ) ekinin ilave edilmesiyle oluşmuş olması ve "Göz Atan, Parıldayan, Parlayan, Işıldayan" anlamı taşımakta olması kuvvetle muhtemeldir. "Clavicula" ( Anahtarcık, Küçük Anahtar ) kelimesi ise Latince "Clavis" ( Anahtar ) ve "cula" ( küçültme eki ) kelimelerinden oluşmaktadır. "Salamonis" kelimesi de "Tam olan, Bütün olan, Salim olan, Sağlam olan" anlamına gelen "Süleyman" kelimesinin Latince telaffuzudur.

Bakara suresinin aşağıdaki ayetine de Hz. Süleyman, cin şeytanları ve sihir konularına ilişkin bilgi verilmektedir.

2/102 Ve o Süleyman'ın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve Babil’de iki melek olan Harut ve Marut’un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı.

Thursday, December 5, 2024

"Ölen" de yok, "Biten" de yok ....

"Öldüm bittim / Öldük bittik" .... bu cümle, içerdiği iki fiil vasıtasıyla "tükenme ve sonlanma" anlamı veriyor olsa da esasen "yeni bir başlangıca ermek" anlamını temsil etmektedir. Zira fonetik özdeşlik arzeden yani eşsesli olan aşağıdaki örnek kelimeler, kullanımda olan anlamlarının ötesinde, batınen semantik özdeşlik de arzetmekte ve yaratılışta herhangi bir sonlanmanın olmadığını, sadece belirli tekamül süreçlerinin "tamamlanması" vasıtasıyla  "halden hale geçişlerin" yani diğer "başlangıçların" olduğunu teyid etmektedirler.

Olmak ( Meydana çıkmak, Ortaya çıkmak, Vücuda gelmek  )

Ölmek ( Tükenmek, Yok olmak )

-----

Bitmek ( Tükenmek, Yok olmak, Sonlanmak )

Bitmek ( Oluşmak, Doğmak, Ortaya çıkmak, Doğmak )

-----

Halak ( Yaratmak ) 

Helak ( Yok etmek )

-----

Son ( Bitim, Tamamlanma ) ( tür. )

Sun+um, San+at ( Ortaya çıkarma, Takdim etme, Meydana çıkarma )

Son, Sohn ( Oğul, Doğan ) ( ing., alm. )

Sun, Sonne ( Güneş, Doğan, Uzayan  ( ing., alm. )

Yukarıdaki örnekler, herşeyi kelimeleri ile yaratan Allahu Teala'nın, insanlığa, yine kelimelerle verdiği "sonsuzluk mesajına vasıta olmaktadırlar. 

Lokman suresinin aşağdaki ayeti, Allah'ın üflediği ( mecazen ) bir "kelime"den ( ruh ) ibaret olan insana, sonsuzluk ile ilgili açık bir delil sunmaktadır.

31/27 Ve şayet kesinlikle o yerdeki ağaçlar kalemler olsa ve deniz de ona destek olsa, ondan sonra da yedi deniz, ALLAH'IN KELİMELERİ TÜKENMEZ. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir.  )