Çeviri

Sunday, March 2, 2025

Kur'an ile "Doğal Zeka"

Akıl, veriler arasında anlamsal, sayısal veya şekilsel ilişkileri tespit edebilme, yorumlayabilme ve sonuç çıkarabilme yetisidir.

Zeka ise aklın tanımında yer alan işlemleri gerçekleştirme süresiyle ölçülebilen bir yeti olup, akıl yürütme ( akletme ) hızı olarak da tanımlanabilmektedir.

Örneğin; A, B'den büyük ve C de B'den büyük ise A'nın C'den küçük olduğu sonucuna ulaşabilme akıl ile ilintilidir. Bu sonuca ulaşma süresi ise zeka ile ilintilidir.

Bir muhakeme sorusu 10 deneğe eşzamanlı olarak sorulduğunda ve yanıtlama için belirli bir süre verildiğinde, deneklerin bu soruyu doğru olarak ancak farklı sürelerde yanıtlaması veya bazılarının hiç yanıtlayamaması yine zeka ile ilintili bir durumdur. ( Ancak, elbette ki test esnasında deneklerin psikolojik durumları da performans belirleyici bir etken olabilmektedir. ) 

Bilgisayar sistemlerinin temel etkinlik ve verimlilik kriteri de "hız"dır. En kısa sürede en fazla veriyi işleyebilme olarak da tanımlanan bu kriter, "işlem adedi / süre" oranı ile de ifade edilebilmektedir. Bugün Yapay Zeka'nın iyice gündeme oturmuş olmasının sebeplerinden biri de eşzamanlı olarak çoklu veri işleme kapasitesine yani yüksek işlem hızına sahip kuantum bilgisayarların devreye girmiş olmasıdır.

Ayetlerde Allahu Teala'yı niteleyen ( haşa ) ifadelerden biri de "Seriul hisab" ( Hızlı hesap gören ) ifadesidir ki bu noktada adeta zekanın informatik teknolojisinde kullanımına işaret edilmekte gibidir. Kur'an'daki her ifadenin ve özellikle Allahu Teala ile ilintilendirilmiş niteleyici ( haşa ) kelimelerin, insan için, bilimsel alanlarda bir yönlendirme işlevi gördüğü aşikardır.

"Zeka" ( ذكاء ) kelimesinin ebced değeri olan 721 sayısının, "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar sayısı olan 2701 sayısındaki rakamları içermekte olması ve her iki sayının nümerolojik değerinin de 1 olması dikkat çekmektedir.

Kur'an'da, "Zeka" kelimesi, "Saflık, Duruluk, Arınmışlık, Temizlik" anlamında olmak üzere "Yuzekki" ( Temizler, Arıtır ) fiili formunda yer almaktadır. Ancak, "Zeka"nın anlamını temsil eden bu kelimelerin, olumsuz frekanslardan arınarak etkin düşünebilir hale gelmiş olma yani "zeka" kapasitesi artmış olma anlamını dolaylı olarak temsil ediyor olması da muhtemeldir. Zira, "Zeka" kök kelimesinin ilk kez geçtiği aşağıdaki ayetlerde, bu kelimenin "Ayet" ( Kod, İşaret ), "Kitap" ( Yazı, Yazılım ) ve "Hikmet" ( Sır ) kelimeleriyle ilintilendirildiği görülmektedir. İlahi ilmin insanı ruhen temizlediği aşikar olmakla birlikte, bu ayetlerde batıni olarak, Kur'an'ın "zeka geliştirici" niteliğine de işaret edilmekte olması muhtemeldir. Zira, "Zeka" kelimesinin her iki anlama da gelmesinin bir sebebi olmalıdır.

2/129 Rabbena veb'as fihim rasulen minhum yetlu aleyhim AYATikeve yuallimuhumul KİTABE vel HİKMETE ve YUZEKKİhim inneke entel azizul hakim

( Rab’bimiz onların içlerine onlardan resul gönder ki senin AYETLERini onlara okusun, onlara KİTABI ve SIRRI öğretsin, onları TEMİZLESİN. Kesinlikle sen yücesin hakimsin. )

2/151 Kema erselna fikum rasulen minkum yetlu aleykum AYATİnave YUZEKKİkum ve yuallimukumul KİTABE vel HİKMETE ve yuallimukum ma lem tekunu ta'lemun

( O üzerinize ayetlerimizi okuyan, sizi TEMİZLEYEN, sizlere KİTABI ve SIRRI öğreten ve sizlere o bilmiyor olduklarınızı öğreten içinize gönderdiğimiz resul gibi.  )

"Olguların ve olayların, beş duyunun yardımı olmadan doğrudan zihnen algılanması" olarak tanımlanan spiritüel fenomenin ismi olan ""Dururgörü" ( Clairvoyance ) terimindeki "Duru" kelimesi konu bağlamında önem arzetmektedir. 

Bir konuyu, bir durumu "akletme süresinin" zeka ile doğrudan ilintisinin olması gerçeğine ayetlerde de "Kitabı okuduğunuz halde artık akıl etmez misiniz ?" cümlesiyle işaret edilmektedir. 

2/44 E te'murunen nase bil birri ve tensevne enfusekum ve ENTUM TETLUNEL KİTAB E FE LA TA'KİLUN

( İnsanlara iyiliği emredersiniz de nefislerinizi unutur musunuz? KİTABI DA OKUDUĞUNUZ HALDE AKIL ETMEZ MİSİNİZ? )

Bilgi işleyen ( okuyan, inceleyen, analiz eden ) sistemlerin zeka ürettiği düşünüldüğünde, Kur'an'ın, insanların gerçeği "akletmelerini" sağlayan, proses hızlandırıcı" ( zeka geliştirici ) bir işlevi olduğu sonucuna da varılabilmektedir. Ancak geçen bunca süre sonunda toplumların içinde bulunduğu bu hal, insanlığın "akletme süresi" ( zeka ) konusunda zafiyet gösterdiğinin teyidi niteliğindedir. Ve şimdi "Doğal Zekası"nı, "Yapay Zeka" ile ikame etmenin eşiğinde olan insanın hali oldukça düşündürücüdür.

No comments:

Post a Comment