Bu blogda, yaratılışın kaynak kodları olan kelimelerin ve ayetlerin semantik, nümerolojik ve etimolojik açıdan incelenmesi ve bilimsel veriler ile ilişkilendirilmesi sonucunda ortaya çıkan tespitlere yer verilmektedir.
Çeviri
Sunday, May 2, 2021
Coronavirus ve 11 ritüeli ( devam 7 )
Thursday, April 22, 2021
Yetmiş kere yedi ...
Hatırlanacaği üzere "Seb'a" ( Yedi ), "Seb'in" ( Yetmiş ) ve "Seb'an minel mesâni" ( İkililerden yedi / İkili Yedi ) kavramlarının döngü ve düalite olgularını temsil eden ilahi bir tanımlama / kodlama olduğuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti.
Bu bağlamda İncil'de yer alan aşağıdaki ayet seti de "İkili Yedi" kavramına dikkat çekmektedir.
40 Matta 18-21 Bunun üzerine Petrus İsa'ya gelip, "Ya Rab" dedi, "Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? YEDİ kez mi?"
40 Matta 18-22 İsa, "YEDİ kez değil" dedi. "YETMİŞ KERE YEDİ derim sana."
"Yetmiş kere yedi".... 70 x 7 ... "İkili Yedi"
Ayette "Günahın bağışlanması" yani "Af" kavramının 7 ve 70 sayıları ile ilişkilendirilmesi Tevbe suresinin 80. ayetini hatırlatmaktadır.
9/80 İSTAĞFİR lehum ev la TESTAĞFİR lehum in TESTAĞFİR lehum SEB'İNE MERRATEN fe len YAĞFİRallahu lehum zalike bi ennehum keferu billahi ve rasulih vallahu la yehdil kavmel fasikin
( Onlara AF İSTE veya onlara AF İSTEME. Onlar için YETMİŞ kere AF İSTESEN de Allah onlara AF EYLEMEYECEKTİR. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
Ayrıca kaba madde boyutu dünyadaki ( cehennem ) 70,000 yıllık büyük reenkarnasyon döngüsünün "Yetmiş kol uzunluğundaki zincir" ifadesiyle sembolize edildiği 69/32 kodlu ayet de konu bağlamında önem arzetmektedir.
69/32 Summe fi SİLSİLETİN zer'uha SEB'UNE ZİRA'AN feslukuhu
( Sonra ölçüsü YETMİŞ KOL UZUNLUĞU olan ZİNCİRİN içinde, böylece onu sokun. )
Ayetteki "Silsilet" ( Zincir ) kelimesi küçük halkalardan yani 80-100 yıllık insan ömürlerinden ( reenkarnasyon döngülerinden ) oluşan büyük döngüyü simgelemektedir.
Bugün 23 Nisan ....
"Çocuk" kelimesi kutsal kitaplarda "Saflık, Günahsızlık ve Temizlik" kavramlarıyla ilintilendirilmektedir. Bu duruma en güzel örneklerden biri de İncil'de yer almaktadır.
40 Matta 18-3 "Size doğrusunu söyleyeyim, dönüştürülüp, küçük ÇOCUKLAR gibi olmadıkça, GÖKLERİN EGEMENLİĞİne asla giremezsiniz.
40 Matthew 19 14 İsa, "Bırakın ÇOCUKLARI" dedi. "Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü GÖKLERİN EGEMENLİĞİ BÖYLELERİNİNDİR."
Ayetlerde, kaba madde boyutu dünyadan üst süptil boyuta ( Cennet / Sirius ve ötesi ) geçebilmenin yegâne yolunun günahlardan arınmak olduğu "Çocuklar gibi olmak" ifadesiyle vurgulanmaktadır.
Ayetin kodundaki "7" nümerolojisi de "Gök" kavramına sayısal olarak ( Yedi gökler ) işaret etmektedir. ( 4+0+1+8+3 = 16 ... "7" )
Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir." söylemi de bu bağlamda spiritüel bir anlam ve önem arzetmektedir.
Kur'an'da ilk "Vildan" ( Çocuklar ) kelimesi 4/75 kodlu ayette yer almaktadır. Bu ayetin kodunda da "7" nümerolojisi bulunmaktadır.( 4+7+5 = 16 ... "7" )
"Vildan" kelimesi son olarak 76/19 kodlu ayette, ilk ve son kez "Göksel / Cennetsel varlık" kavramı ile ilintilendirilmiş olarak yer almaktadır.
76/19 Ve (1) yetufu (2) aley (3) him (4) VİLDANUN (5) muhalledune (6) iza (7) reeyte (8) hum (9) hasibte (10) hum (11) lu'luen (12) mensuren (13)
( Ve onların üzerlerinde ebedi ÇOCUKLAR dolaşır. Onları gördüğünde onları saçılmış inciler sanarsın. )
Ayette yer alan "Vildanun muhalledun" ( Ebedi çocuklar ) ifadesi tekâmül etmiş ve ilahi nizâmda vazifelendirilmiş üst süptil boyut varlıklarını tanımlamaktadır.
Ayetin kodunun ( 76/19 ) nümerolojik değeri "23" sayısını vermektedir. Bu noktada Atatürk'ün "23 Nisan"'ı çocuklara ithaf etmiş olması derin bir anlam kazanmaktadır.
Ayetteki "Vildan" kelimesinin 5. kelime olması ve "Vildan" kelimesinin Kur'an'da 5 kere geçiyor olması da 23 sayısıyla nümerolojik bir ilintiye dikkat çekmekte gibidir. ( 2+3 = 5 )
Ayrıca 76/19 kodlu ayetteki "YETUFU aleyhim vildanun muhalledun" ( Onların üzerinde ebedi çocuklar DOLAŞIR. ) cümlesindeki "Yetufu" ( Dolaşır ) fiilinin kökü "Tafâ" kelimesi olup bu kelimenin ( Yüzmek ) anlamı da bulunmaktadır. ( "Tavâf" ( Dolaşma ) kelimesi de da aynı köktendir. )
Ayetteki "Tafâ" ( Yüzmek ) fiili göksel süptil boyuta işaret etmektedir. Zira 21/33 kodlu ayette de "Ve geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O'dur. Hepsi dairede yüzerler." cümlesi yer alır.
Bu yıl mübarek Ramazan ayına denk gelen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve ÇOCUK Bayramı'nın hayırlara vesile olması umulur.
Monday, April 12, 2021
Şeytan ayakkabısı, Firavun şov ve Piramit UFOlar ... Tesadüftür tesadüf!!
29.03.2021 - Bir damla insan kanı içerdiği belirtilen 666 adet Şeytan Ayakkabısı satışa çıkarıldı. Reklam görselinde Lil Nas X isimli bir rapçi ayakkabı ile Tek Göz sembolizmi yaptı.
03.04.2021 - 18 adet firavun ve 4 adet kraliçe mumyası Mısır'ın başkenti Kaire'deki Mısır Müzesi'nden 7 km. uzaklıktaki Mısır Medeniyeti Milli Müzesi'ne "Golden Parade of Pharaos" ( Firavunların Altın Geçidi ) olarak isimlendirilen ezoterik bir ritüel vasıtasıyla nakledildi.
Sunday, April 11, 2021
Coronavirus ve 11 ritüeli ( devam 6 ) - A416 Belgesi
Wednesday, April 7, 2021
"Sarh" kelimesi
"Sarh" kelimesi Arapça'da "Yüksek köşk, Yüksek ve büyük yapı" anlamına gelmekte olup, Türkçe'ye de Farsça'dan geçmiş olan "Saray" kelimesinin karşılığıdır. Farsça kökenli "Saray" kelimesi "Kapalı büyük ve yüksek mekân, Yüksek yapı" anlamına gelmekte olup, Arapça'da aynı anlama gelen "Sarh" kelimesiyle ortak kökendendir.
Tarih boyunca "Saray" adı verilen yapılar, insanları tam tahakküm altına alma hırsına kapılmış şeytan neferi müşrik ve zalim tiranlar tarafından hem bir gösteriş, kibir vesilesi hem de üst boyut varlıklarıyla ( cinler ) iletişim kurma ve ilahlaşma noktası addedilmiştir.
Bu husus Kasas suresinin 38. ayetinde, Firavun'un kendisini Allah'a şirk koşma hırsı ve üst boyuta ( göklere ) geçiş portalı oluşturma arzusu misali ile bildirilmektedir.
28/38 Ve (1) kale (2) fir'avnu (3) ya (4) eyyu (5) ha (6) el (7) meleu (8) ma (9) alemtu (10) lekum (11) min (12) ilahin (13) ğayr (14) i (15) fe (16) evkid (17) li (18) i (19) ya (20) hamanu (21) ala (22) et (23) tini (24) fe (25) ic'al (26) li (27) i (28) SARHAN (29) lealle (30) i (31) ettaliu (32) ila (33) ilahi (34) musa (35) ve (36) in (37) ni (38) le (39) ezunnu (40) hu (41) min (42) el (43) kazibin (44)
( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size benden başka ilah bilmem. Haydi bana çamurun üzerine ateş yak ey Haman. Bana YÜKSEK KÖŞK oluştur. Umulur ki ben Musa' nın ilahına yükselirim. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )
- Ayetteki "Sarh" kelimesi "Üst boyuta geçiş portalı" anlamını içermekte olup, kelimenin sıra numarası 29'dur. ( 2+9 = 11 .... 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının nümerolojik sembolüdür. ) Ayetteki "Sarh" kelimesinin, saray / sarh olarak inşa ettirilmiş Mısır piramitlerini tanımladığı dikkate alındığında piramitlerin portal işlevi gördükleri de açığa çıkmaktadır.
- Ayetin numarası 38 olup, bu sayının da nümerolojik değeri 11 ( 3+8 = 11 ) sayısını vermektedir. Sure numarasının ( 28 ) nümerolojik değeri olan 1 sayısı ( 2+8 = 10 ...1 ) ile birlikte ortaya "111" sayısı çıkmaktadır ki bu sayı da okült ezoterizmde boyutlar arası geçişi simgelemektedir.
Kur'an'da boyut portalının sembolik ifadesi olan "Ebvabis Sema" ( Göğün Kapıları ) ifadesinin yer aldığı ayetlerde hep 11 nümerolojisi dikkat çekmektedir.
54/11 Fe (1) fetahna (2) ebvabe (3) es (4) semai (5) bi (6) main (7) munhemir (8)
( Böylece akıp dökülen su ile göğün kapılarını açtık. )
- Ayet numarası 11 olup, ayetin kodunun nümerolojik değeri de 11 olmaktadır. ( 5+4+1+1 = 11 ). Ayrıca ayetin kodunda yine boyutlar arası geçişin sembolü olan 9/11 nümerolojisi de bulunmaktadır.
( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, ONLARA GÖĞÜN KAPILARI KESİNLİKLE AÇILMAZ. Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )
- Ayetin kodunun ( 7/40) nümerolojik değeri yine 11 sayısını vermektedir. ( 7+4 = 11 )
- Ayrıca ayette inkarcıların sembolü olan Firavun'un üst boyuta geçiş hırsına cevap niteliğinde olmak üzere ayetin toplam 29* kelimelik bölümünde inkarcıların asla boyutsal geçişi yapamayacakları "Göğün kapılarının açılmaması" ve "Deve iğne deliğinden geçene kadar cennete girememe" tanımlamaları vasıtasıyla bildirilmektedir. ( 28/38 kodlu ayette "Sarh" kelimesi 29. kelime idi. )
Sunday, April 4, 2021
"Firavunların Altın Geçidi" ritüeli...
Küreselciler 03.04.2021 tarihinde 18 firavun ve 4 kraliçe mumyasını Mısır'ın başkenti Kaire'deki Mısır Müzesi'nden 16.02.2017 tarihinde açılan Mısır Medeniyeti Milli Müzesi'ne "Golden Parade of Pharaos" ( Firavunların Altın Geçidi ) olarak isimlendirilen ezoterik bir ritüel vasıtasıyla naklettirmiştir. Nakil korteji 7 km'lik bir güzergahta hareket etmiştir.
Müzenin tepesinde siyah renkli ve 9 katmanlı bir piramit, dışındaki avluda ise beyaz renkli ve ters yönlü piramitler bulunmaktadır. Bu piramitler Davud Yıldızı veya Siyon Yıldızı olarak bilinen içiçe geçmiş zıt yönlü iki üçgene atfen konulmuştur. Siyon Yıldızı sembolü düaliteyi ve boyutlar arası geçiş portalını simgelemektedir.
Casiye suresinin 25. ayetinde inkarcı müşriklerin bir meydan okuma niteliğinde sarfettikleri "Babalarımızı getirin." söylemi bu bağlamda dikkat çekmektedir. Ayette inkarcıların "Babalarımız / Atalarımız" olarak "Firavunlar"ı ifade ettiklerine dikkat çekilmekte gibidir. Ayetteki nümerolojik yapı da "Firavunların Altın Geçidi" olarak isimlendirilen bu ritüel ile uyum arzetmektedir. ( Küresel şeytanların temel referans kaynağının Kur'an ayetleri olduğu daima hatırlanmalıdır. )
45/25 Ve (1) iza (2) tutla (3) aley (4) him (5) ayatu (6) na (7) beyyinatin (8) ma (9) kane (10) huccete (11) hum (12) illa (13) en (14) kalu (15) İ'TU (16) bi (17) ABAİ (18) na (19) in (20) kuntum (21) sadikin (22)
( Ve onlara ayetlerimiz açık deliller olarak okunduğunda, onların mücadeleleri "Eğer doğrular iseniz, BABALARIMIZI GETİRİN." demelerinin haricindeki olmaz. )
İnkarcıların ayette yer alan "Babalarımızı getirin." ifadesi bir meydan okuma niteliğinde olup, esasen söylenmek istenen "Kur'an'ın doğruluğunu iddia ediyorsanız ölmüş babalarımızı / atalarımızı diriltip getirin de görelim." cümlesidir. Küreselciler "Firavunların Altın Geçidi" ritüeli vasıtasıyla boyut portalı açılışını ve cin veya cin melezi olan firavunların portalden gelişlerini senarize etmişlerdir.
Monday, March 29, 2021
Şeytanın ayakkabısı ?!
"İnsan kanı içeren 666 çift ayakkabı satışa çıkıyor. Çevrimiçi ortamda dikkat çeken etkinlikler düzenleyen bağımsız bir ekip, "Şeytan Ayakkabısı" isimli bir ayakkabı modeli tasarladı.
ABD merkezli MSCHF (İngilizce'de haylaz anlamına gelen mischief'in kısaltması) adlı ekibin rapçi Lil Nas X ile birlikte tasarladığı ayakkabılar sosyal medyada tanıtılıyor.
"Bir damla insan kanı" içerdiği aktarılan ayakkabılar, ünlü ayakkabı markası .......... modelinden esinlendi.
29.03.2021 tarihinde 666 çiftinin satışa çıkarılacağı ayakkabının fiyatı 1018 dolar olarak belirlendi. Fiyat etiketinde Luka İncili'nin 10:18 bölümündeki bir ayete gönderme yapılıyor. Bu ayette Şeytan'ın "gökten bir şimşek gibi düştüğü" ifade ediliyor."
Basından 28.03.2021
Yukarıdaki haber küreselcilerin, Yeni Dünya Düzeni'nin ( Tek Dünya Devleti ) dini olarak planladıkları satanizmi yaygınlaştırma aksiyonlarından sadece biridir. Ayakkabıdan 666 adet üretilmesi İncil'in Vahiy 13-18 kodlu ayetine dayanmaktadır.
66-Revelations-13-18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı altıyüzaltmışaltıdır.
Ayette 666 sayısının "insanı simgeleyen canavara ( şeytan, İblis ) ait sayı" olduğu bildirilmektedir.
Rapçinin ismi olan "Lil Nas X" ise okült bir anlam içermektedir.
Li = İçin
El = Ön ek
Nas = İnsanlar
X harfi ise "Ölüm"ün sembolü olarak da kullanılmaktadır. Örnek : X olmak = Ölmek
Bu bağlamda "Lil Nas X" kelimeleri "İnsanlar İçin Ölüm" anlamını içermektedir.
Kur'an'ın 66/6 kodlu ayetinde ise şeytanların insanları cehennem azabına sürüklemelerinden bahsedilmektedir.
66/6 Ya eyyuhellezine amenu ku enfusekum ve ehlikum naren vekuduhen nasu vel hicaretu aleyha melaiketun ğulazin şidadin la ya'sunallahe ma emerehum ve yef'alune ma yu'merun
( Ey o inananlar, nefislerinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde kaba şiddetli melekler vardır. Allah’a, onlara emrettiğine isyan etmezler. Ne emredildilirse yaparlar. )
42-Luke-10-18 İsa onlara şöyle dedi: "Şeytan'ın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm.
Ancak tuzağı en büyük olan Allahu Teala, Kur'an'ın aynı kodlu ( 10/18 ) ayetinde inkarcı satanistlerin şirk eylemlerine ve şeytana kulluk etmelerine dikkat çekmektedir.
10/18 - Ve ya'budune min dunillahi ma la yedurruhum ve la yenfeuhum ve yekulune haulai şufeauna indellah kul e tunebbiunellahe bima la ya'lemu fis semavati ve la fil ard subhanehu ve teala an ma yaşrikun
( Ve Allah’tan başka, onlara o zarar veremeyene ve fayda sağlamayana kulluk ederler. "Bunlar Allah' ın indindeki af vesilecilerimiz." derler. De ki: "Allah’a , göklerde ve yerde o bilmediklerini mi haber veriyorsunuz?" O yücedir ve o ortak koştuklarının üzerindedir. )
Aynı şekilde sıralanmış olan aynı sayılardan oluşan 101/8 kodlu ayette ise hesap gününde "ölçüleri hafifi gelen" inkarcı satanistlere işaret edilmektedir.
101/8 - Ve emma men haffet mevazinuh ( Ve ama kimin ölçüleri, tartıları hafif gelirse. )
Ayrıca konuyla ilgili 19 nümerolojisi de dikkat çekmektedir. Ayakkabının satışa çıkarıldığı tarih olan 29.03.2021 tarihinin nümerolojik değeri "19" sayısını vermektedir. 19 sayısının nümerolojk değeri de "10" ( 1+9 = 10 ) olmaktadır ki bu sayı ayakkabının dolar bazında fiyatı olan "1018" sayısının nümerolojik değerine ( 1+0+1+8 = 10 ) eşittir. 19 sayısının nihai nümerolojik değeri olan "1" sayısı ise Allahu Teala'nın tekliğini ve birliğini sembolize etmekte olup, küresel şeytanlar bu sayıya ters anlam yüklemek suretiyle İblis'e işaret etmekte ve şirk koşmaktadırlar.
Bakara suresinin 168. suresinde ilk kez geçen "Hutuvatiş şeytan" ( Şeytanın adımları ) ifadesi konu bağlamında dikkat çekmektedir.
2/168 Ya (1) eyyu (2) ha (3) en (4) nasu (5) kulu (6) min (7) ma (8) fi (9) el (10) erdi (11) halalen (12) tayyiben (13) ve (14) la (15) tettebiu (16) HUTUVATİ (17) eş (18) ŞEYTAN(19) inne (20) hu (21) lekum (22) aduvvun (23) mubin (24)
( Ey insanlar o yerde olanlardan helal ve temiz olarak yiyin. ŞEYTANIN adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o size apaçık düşmandır. )
Ayetin ilk iki cümlesinde 19 kelime bulunmakta olup, "Şeytan" kelimesi 19. kelimedir.
Wednesday, March 24, 2021
Aptallık ve Tembellik
Evvelki bölümlerde değinildiği üzere "Türk" kelimesinin "Tür" ( Yüksek, Yükselme ) kökü ve "k" ( -miş, gibi olan ) ekinden oluşmakta ve "Yükselmiş olan, Yükselen" anlamlarını içermektedir.
Atatürk'ün "Türk milleti zekidir. Türk milleti çalışkandır." söylemi esasen ayırımcı bir yaklaşım ile belirli bir coğrafyada yaşayan insanlardan ziyâde ruhsal bir yaklaşım ile, yüksek frekansta yani iyilik, doğruluk ve sevgi frekansında titreşen tüm dünya insanlarını kapsamaktadır. Atatürk'ün, dillerin ve insanlığın kökeninin "Türk" olduğuna yönelik inancı da "Türk" kelimesinin içerdiği bu küresel anlama dayanmaktadır. Zira yapılan genetik araştırmaların sonuçları dünya insanlarının aslında sandıklarından farklı kökenlere daha doğrusu özde ortak kökene sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Zaten insanlığın özü de kitaba göre "Adem" olarak anılan tek bir varlığa dayanmaktadır.
Atatürk'ün yukarıdaki söylemi bu bağlamda incelendiğinde "Türk" olmayan yani "Yüksek frekanslı" olmayan insanların "Aptal" ve "Tembel" oldukları sonucu ortaya çıkmaktadır. İşte zaten dünyadaki temel sorun bu iki düşük frekansın kitleleri etkisi altına almış olmasıdır.
Düşük frekanslı her iki kavram da Kur'an'da "Sefih" ( Akılsız ) ve "Kâid" ( Oturan) kelimeleriyle zikredilmektedir.
Aptal / Akılsız ( Sefih );
2/13 - Ve iza kile lehum aminu kema amenen nasu kalu e nu’minu kema amenes SUFEHAU e la innehum humus SUFEHAU ve lakin la ya’lemun
( Ve onlara o inanan insanlar gibi inanın denildiğinde "O AKIKSIZLARIN inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki kesinlikle onlar, onlar AKILSIZLARDIR ve lakin bilmezler. )
Ayette inkârcıların "Allah yolunda" yani "İyilik ve doğruluk yolunda olan" ve "kötülük ile mücadele eden" insanları "Aptal" olarak nitelendirmelerinden ancak esas aptalların kendileri olduklarından bahsedilmektedir.
Tembel / Oturan ( Kâid );
9/88 - Lakinir rasulu vellezine amenu mea hu CAHEDU bi emvalihim ve enfusihim ve ulaike lehumul hayratu ve ulaikehumul muflihun
( Lakin resul ve onunla birlikte olan inananlar malları ve nefisleriyle CİHAD ETTİLER. İşte onlar, hayırlar onlaradır ve onlar iflah olurlar. )
9/90 - Ve cael MUAZZİRUNE minel a'rabi li YU'ZENE lehum ve KAADellezine kezebullahe ve rasuleh se yusibullezine keferu minhum azabun elim ( Ve Araplardan ÖZÜR BEYAN EDENLER, onlara İZİN VERİLMESİ için geldiler. O Allah' ı ve resulünü yalanlayanlar da OTURDULAR. Onlardan inkarcılara elim azap isabet edecektir. )
3/167 - Ve li ya'lemellezine nefeku ve kile lehum tealev katilu fi sebilillahi evidfeu kalu LEV NA'LEMU KITALEN letteba'nakum hum lil kufri yevmeizin akrabu minhum lil iman yekulune bi efvahihim ma leyse fi kulubihim vallahu a'lemu bima yektumun
( Ve o ikiyüzlülük yapanları bilmesi içindir. Onlara "Allah yolunda savaşa gelin veya müdafaya geçin." denildi. "ŞAYET SAVAŞMAYI BİLSEYDİK, size tabi olurduk." dediler. Onlar o gün, inanç yerine inkara onlardan daha yakındırlar. O kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylerler. Allah neyi gizlediklerini bilir. )
3/168 - Ellezine kalu li ihvanihim ve KAADU lev etauna ma kutilu kul fedrau an enfusekumul mevte in kuntum sadikin
( O OTURANLAR, kardeşleri için "Şayet bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi." dediler. De ki: "Eğer doğrular iseniz, o halde nefislerinizden ölümü uzaklaştırın." )
Yukarıdaki ayetlerde de Allah yolunda cihad etmekten imtina eden "Tembel" inkârcıların misâli bildirilmektedir.
Bir varlığı bir başka varlığın kölesi haline dönüştüren temel kavram "Aptallığın" bir sonucu olan "Tembellik" kavramıdır. Kendisinin ve toplumun özgürlüğü ve selâmeti için hiçbir eylemde bulunmayan, bunun yerine biyad etmek suretiyle hayatını bir başkasına ihale edenler ebediyen şeytanların tahakkümü altında kalmaya mahkûmdurlar.
Not: Bir varlık zeki olsa dahi aptalca yaklaşımlar sergileyebilmektedir.
Ayrıca bkz.
Friday, March 19, 2021
Hastalık aşılamak!?
3/16 Ellezine yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zunubena ve KİNA AZABEN NAR
( O, "Rab’bimiz kesinlikle biz inandık, o halde bize günahlarımızı affet ve bizi ATEŞİN AZABINDAN KORU." diyenler. )
Thursday, March 11, 2021
Coronavirus ve 11 ritüeli ( Devam 5 )
Coronavirus vakasının küresel pandemi ilân edildiği ve Türkiye'de ilk vakanın tespit edildiği 11 Mart 2020 tarihinin yıldönümü olan 11 Mart 2021 tarihindeki Coronavirus tablosundaki en önemli göstergeler olan "Hasta Sayısı" ve "Vefat Sayısı" rakamları 11 ve 9/11 nümerolojisi içermektedir.
11 Mart 2021 tarihli Coronavirus Tablosu
Hasta Sayısı 821 ... 8+2+1 = "11"
Vefat Sayısı 63 ... 6+3 = "9"
9+1+1 = "11"
Monday, March 8, 2021
7 Sayısı , Düalite ve Döngüler
Yaratılıştaki kader mekanizması "Yedi birimlik döngüler" esasına göre işlemektedir. Bilindiği üzere 7 sayısı bir döngüdeki frekansı, döngü sonunu ve döngünün tamamlanmasını ifade eden sayıdır. Döngü ise düalite ( ikilik, zıtlık ) olgusunun bir sonucu olarak tezahür etmektedir.
Kur'an'da 7 sayısının "düalite" ve "döngü" kavramlarına işaret ettiği ayetler şöyledir.
65/12 - Allahullezi haleka SEB'A SEMAVATİN VE MİNEL ARDİ MİSLEHUNNE yetenezzelul emru beynehunne li ta'lemu ennallahe ala kulli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi kulli şey'in ilmen ( Allah, o YEDİ GÖKLERİ VE YERDEN DE ONLARIN AYNISINI yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )
Ayette verilen "Gökte yedi katman ve yerde de yedi katman" mesajı ile "İkili Yedi" ( Seb'an minel mesâni ) kavramına işaret edilmektedir.
15/87 - Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ vel kur'anel azim ( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük Kur'an' ı verdik. )
Ayette, yaratılışın kaynak kodlarını içeren Kur'an'ın da "İkili Yedi" prensibine göre oluşturulduğu bildirilmektedir.
69/32 - Summe fi SİLSILETİN zer'uha SEB'UNE zira'an feslukuhu ( Sonra ölçüsü YETMİŞ kol uzunluğu olan ZİNCİRİN içinde, böylece onu sokun. )
Ayette kaba madde planı dünyadaki 70,000 yıllık büyük reenkarnasyon döngüsüne dikkat çekilmektedir. Ayette "Silsilet" ( Zincir ) kelimesinin kullanılmasının sebebi zincirin küçük halkalardan oluşması ve her halkanın da büyük reenkarnasyon döngüsü içindeki küçük döngüleri yani 80-100 yıllık insan ömrünü temsil ediyor olmasıdır. Her ruh, 70,000 yıllık büyük döngü içinde yaklaşık 700 kere ( 700 kere x 100 yıl ) bedenlenmek suretiyle tekâmül için kendisine verilen süreci tamamlamaktadır.
9/80 - İstağfir lehum ev la testağfir lehum in testağfir lehum SEB'İNE MERRATEN fe len yağfirallahu lehum zalike bi ennehum keferu billahi ve rasulih vallahu la yehdil kavmel fasikin ( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
Ayette 70 kere "af dileme" tekrarından oluşan döngünün tamamlanmasıyla ve Allah'ın izniyle, bir gerçekleşmenin tezahür edebileceği dolaylı ve olumsuz bir misâl ile bildirilnektedir.
12/43 - Ve kalel meliku inni era SEB'A BEKARATİN SİMANİN ye'kuluhunne SEB'UN İCAFUN ve SEB'A SUMBULATİN HUDRİN VE UHARA YABİSAT ya eyyuhel meleu eftuni fi ru'yaye in kuntum lir ru'ya ta'burun ( Ve hükümdar "Kesinlikle ben YEDİ SEMİZ SIĞIR gördüm. Onları YEDİ CILIZ olanı yiyordu. YEDİ YEŞIL BAŞAK VE DİĞERLERİ KURU. Ey ileri gelenler, eğer rüyayı yorumlarsanız bana rüyam hakkında fetva verin, fikir bildirin." dedi. )
12/47 - Kale tezraune SEB'A SİNİNE deeba fe ma hasadtum fe zeruhu fi sumbulihi illa kalilen min ma te'kulun ( "YEDİ SENE usülüne göre ekeceksiniz. Hasat etmeyin de o yediklerinizden azı haricindekileri başağının içinde bırakın." dedi. )
12/48 - Summe ye'ti min ba'di zalike SEB'UN ŞİDADUN ye'kulne ma kaddemtum lehunne illa kalilen min ma tuhsinun ( “Sonra bunun ardından YEDİ ŞİDDETLİ zorlu olanı gelecek. O biriktirip daim kıldıklarınızı, o saklayacaklarınızdan azı haricindekini yiyecek." )
Görüleceği üzere ayetlerde 7 sayısı "düalite" ve "döngü" kavramları misalleri ile birlikte yer almaktadır.
Okült ezoterizmde "Shemitah Cycle" ( Simit* Döngüsü ) olarak anılan kavram "7 yıllık" döngüleri tanımlamaktadır. Küreselci zümre dünyadaki sosyopolitik olayları bu prensibe göre programlamakta ve planlamaktadırlar.
* "Simit" kelimesi dairesel bir yapıyı tanımlamakta olup, daire şeklindeki bir unlu yiyecek olan "Simit"in ismi de bu kavrama dayanmaktadır.
0 yılından itibaren 7 yıllık döngüler bazında hesaplama yapıldığında birçok önemli olayın 7 yıllık döngülerin son yıllarında vuku bulduğu tespit edilebilmektedir.
Örneğin 2002 yılı 286. yedi yıllık döngünün son yılı olup bu yıl;
- ABD kongresi başkan George Bush'a Irak'a saldırı yetkisi vermiştir. Bu gelişme küresel bazda yeni bir sürecin de başlangıcı olmuştur.
- Turkiye'de yapılan siyasi seçimler sonrasında bir döngünün sonuna gelinmiş ve yeni bir döngü başlamıştır. Bu yıl Türkiye açısından tarihi bir değişimin de başlangıç yılı olmuştur.
- "Euro" para birimi sirkülasyona girmiştir.
- Stanford Üniversitesi insan embriyosu klonlayacağını açıklamıştır.
- Bugün bir türevi dünyayı esir almış olan SARS Coronavirus ilk kez Çin, Hong Kong, Tayvan, Kanada ve Singapur'da salgın olarak ortaya çıkmıstır.
Yedi yıl sonra yani 2009 yılında ise dünya çapındaki "2009 Flu Pandemic" ortaya çıkmıştır. Bu pandemi COVID19 öncesinde en çok ölüme sebep olan pandemidir.
Sürekli dillendirilen ve küresel bazda bir döngünün sonlanacağı ve büyük bir değişimin başlayacağı yıl addedilen 2023 yılı ise 289. yedi yıllık döngünün son yılı olma özelliğini taşımaktadır.
Sunday, March 7, 2021
İsa ve Yaşam
Monday, March 1, 2021
Güneş ve Sirius'un yanyana gelmesi .....
Güneş ile Sirius yıldızı her yıl 6 ve "7 TEMMUZ" günlerinde, "14" derece Yengeç burcunda yan yana gelmekte olup, o gün insanın ve diğer canlıların BİR YILLIK kaderlerinin yazıldığına inanılmaktadır.
Güneş ile Sirius yanyana geldiğinde "BİR YILLIK kaderin yazılması" inancı ile Kur'an'daki "HER YIL sınanma" ayeti arasında bir ilinti bulunmakta gibidir. Ayrıca bu fenomende 14 nümerolojisi yani "İkili Yedi" kavramı da dikkat çekmektedir.
9/126 E (1) VE (2) LA (3) YERAVNE (4) ENNE (5) HUM (6) YUFTENUNE (7) Fİ (8) "KULLİ (9) AMİN (10)" MERRATEN (11) EV (12) MERRAT (13) EYNİ (14) summe (15) la (16) yetubune (17) ve (18) la (19) hum (20) yezzekkerun (21)
( ONLAR "HER YIL" BİR VEYA İKİ KERE KENDİLERİNİN KESİNLİKLE SINANDIKLARINI GÖRMÜYORLAR MI? Sonra tevbe etmiyorlar ve onlar hatırlamıyorlar. )
- Güneş ile Sirius'un yanyana geldikleri gün 7 Temmuz yani 7.7 olup, bu tarihte "İkili Yedi" ve 14 ( 7+7 = 14 ) mesajı bulunmaktadır.
- Güneş ile Sisirus'un yanyana gelmeleri Yengeç Burcu'nun "14" derecelik konumunda vuku bulmaktadır.
- "Bir yıllık kaderin yazılması" kavramı ile ilintili gibi olan "Her yıl sınanma" kavramının geçtiği 9/126 kodlu ayetin, büyük harfle yazılmış olan ve "her yıl sınanmak"'tan bahsedilen ilk cümlesinde "14" kelime bulunmaktadır.
Saturday, February 20, 2021
Bir intiharın ardından 2
Evvelce "Bir intiharın ardından" başlıklı bölümde 23.09.2020 tarihinde henüz 18 yaşındayken intihar eden Furkan Celep'in bıraktığı mektubun içerdiği spiritüel mesaja değinilmişti. Celep bıraktığı mektupta dünya hayatındaki şeytani zorbalık, haksızlık ve ıstırap sistemine değiniyordu.
Bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2020/09/bir-intiharn-ardndan.html
Basında yer alan yeni bir habere göre Bursa'da Uludağ Üniversitesi'nde kalp cerrahı olarak görev yapan 35 yaşındaki Mustafa Yalçın 16.02.2021 tarihinde intihar etmiştir.
Mustafa Yalçın da ardında bıraktığı altı sayfalık mesajda yine dünya hayatındaki şeytani kölelik sistemine, maruz kaldığı zorbalığa, zulme, baskıya ve haksızlığa değinmiştir. Yalçın'ın bıraktığı mesaj esasen dünya hayatını deneyimleyen insanların şeytani varlıklar ( cin ve insan şeytanları ) tarafından maruz bırakıldıkları negatif frekansı ve ıstırabı tanımlar niteliktedir.
Kaba madde alemi dünyanın aldatıcı niteliği, esasında cehennem olduğu, varlıkları maddiyat ve nefsaniyet frekanslarına maruz bırakan bir tuzak ancak aynı zamanda da gerçeğin idrakini sağlayan ve ruhsal tekamüle vesile olan bir sınav planı olduğu Kur'an'da defaatle zikredilir.
Dünya hayatındaki insan ve cin şeytanları Kur'an'da "Mutekebbir" ( Kibirli ), "Cebbar" ( Zorba ), "Anid" ( İnatçı ) ve "Zalim" kelimeleri vasıtasıyla tasvir edilmektedir.
14/15 - Vesteftehu ve habe kulli CEBBARİN ANİD ( Ve açılışı istediler ve her İNATÇI ZORBA zarara uğradı. )
Mustafa Yalçın bıraktığı mesajda, içinde bulunduğu ortamdaki kibirli, zorba, inatçı ve zalim davranışlara ve buna dayalı bunalımına dikkat çekmektedir. Mesajı aşağıdaki gibidir.
Tuesday, February 16, 2021
İsm-i Azam ve Hiram'ın Kayıp Kelimesi
Küreselci okült cemiyetin rehberinin de Kur'an olduğuna ancak Kur'an ilminin, bu zümre tarafından dünyevi ve nefsâni menfaatler uğrunda yani rahmani değil de şeytani amaçlar uğrunda manipüle edilerek kullanıldığına evvelki bölümlerde değinilmişti.
Bu çerçevede okült cemiyetler tarafından Kur'an'da yer almayan bazı üretilmiş kavramlar dünya kültürlerine ve tabi islami kültüre de yerleştirilmiştir. Bunlardan biri de "İsm-i Azam" ( Büyük İsim ) veya masonik terminolojiyle "Hiram'ın Kayıp Kelimesi" kavramıdır.
İsm-i Azam
İsm-i Azam, Kur'an'da ve Esmaül Hüsna ( Güzel İsimler ) olarak bilinen Allah'ın isimlerinde yer aldığı ve varlığa herşeyi yapabilme kudreti verdiğine inanılan bir kelimedir. Bu kelimenin sadece bazı haberciler tarafından bilindiğine inanılmaktadır. Bu inancın temeli ise aşağıdaki ayetlere dayanmaktadır.
2/37 - Fe TELEKKA ademu min rabbihi KELİMÂTİN fe tabe aleyh innehu huvet tevvabur rahim ( Böylece Adem Rab’binden KELİMELER ALDI da onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir. )
2/124 - Ve iz İBTELÂ ibrahime rabbuhu bi KELİMÂTİN fe etemmehunn kale inni cailuke lin nasi imama kale ve min zurriyyeti kale la yenalu ahdiz zalimin ( Ve zamanında Rab’bi İbrahim’ i KELİMELER İLE SINADI. Böylece onları tamamladı. "Kesinlikle ben seni insanlar için önder kıldım." dedi. "Ve soyumdan da." dedi. "Zalimler ahdime erişemezler." dedi. )
İslaimi kültürde, Kur'an dışı olmak üzere, "İsm-i Azam Duası" diye bir kavram dahi üretilmiştir. Aşağıdaki resimde duanın okunma adedi olarak 111 sayısı zikredilmektedir. 111 sayısı, tıpkı 11 sayısı gibi farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolü olup, okült cemiyetlerde farklı anlamlar da yüklenmek suretiyle sembolik iletişimde kullanılmaktadır.
Hiram'ın Kayıp Kelimesi
Masonik kültürde Hiram, Hz. Süleyman'ın tapınak inşaatında görevlendirdiği başmimar olarak bilinmektedir. Hiram'ın, masonluğun ( duvarcılığın ) yüksek sırlarını içeren "kelimeyi" bildiği ve bu kelimeyi öğrenmek isteyen bir grup duvarcı tarafından öldürüldüğü rivayet edilir. Anılan "kelime" esasen varlığa ilahi kudret kazandıracağına inanılan ve yaratılışın kaynak kodu olan kelimedir. Hikâyeye göre Hiram kendisine tuzak kurup saldıran duvarcılara kelimeyi vermemiş ve öldürülmüştür. O günden bu yana bu kelime "Hiram'ın Kayıp Kelimesi" veya "Hiram'ın Anahtarı*" olarak anılmaktadır.
* "Anahtar" kelimesi spiritüel ve okült ezoterik ilimlerde "Yeni boyuta açılışı" sembolize etmektedir. "Solomon Key" ( Süleyman'ın Anahtarı ), "Hiram Key" ( Hiram'ın Anahtarı ) kavramları hep bu minvaldeki sembollerdir. Kur'an'ın ilk suresinin ismi de "Fatiha" olup, bu kelime "Açılış, Anahtar" anlamına gelmektedir. ( Fatiha suresinin ilk iki ayetinin 11 nümerolojisi açısından ilginç bir gerçeği barındırdığı evvelce "İlahi iletişim sistemi, Heceler ve Frekans ( Titreşim )" başlıklı bölümde incelenmişti. )
Okült cemiyetler asırlardır bu sözde "gizli kelimenin" arayışı içindedirler. Yine masonik kültürde yer alan ve kainatın sırlarına vakıf olmayı sağlayacağına inanılan "Felsefe Taşı" kavramı da aynı kayıp "kelimeyi" temsil etmektedir. "Kayıp Kelime" kavramı okült ezoterik cemiyetlerin temel sembollerinden de bir olmuştur.
Yunus suresinin 82. ayeti de yaratılışın ve gerçeğin kaynak kodunun / kodlarının "kelime / kelimeler" olduğuna işaret etmektedir.
10/82 - Ve yuhikkallahul hakka bi KELİMATİHİ ve lev kerihel mucrimun ( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği KELİMELERİ ile gerçekleştirir. )
Ayet kodunun ( 10/82 ) nümerolojik değeri yaratılışın özü olan düalite, halden hale geçiş ve döngü kavramlarının nümerik sembolü olan 11 sayısını vermektedir. Zira 11 sayısı okült cemiyetlerdeki en önemli sayısal sembollerden biri konumundadır.
Esasen tüm bu arayışın özünde şirke ve hırsa dayalı şeytani frekanslar bulunmaktadır. Sözde böyle bir kelimeyi biliyor olmakla varlıklar üzerinde ilahi bir tahakküm kudretine haiz olunacağına inanılmaktadır. Oysa ki Allahü Teala'nın Kur'an'da bahşettiği her bir kelime ismül azam niteliğindedir. Bu noktada önemli olan hangi kelime olduğundan ziyade kimin, hangi niyetle bu kelimeyi veya kelimeleri kullanacağıdır. Niyet kötü olduktan sonra en önemli kelime dahi zikredilse sonuç olarak şerden, beladan ve helaktan başka bir şey tezahür etmeyecektir. Öte yandan "Allah" kelimesinden daha "azam" bir kelime arayışı da başlı başına abesle iştigal niteliğindedir.
Dolayısıyla iyi, temiz ve pozitif frekanslar ile yapılan okuma ve zikir Allah'ın izniyle zaten varlıklara kendileri için en hayırlı olanın tezahür etmesine vesile olacaktır.
Saturday, February 13, 2021
Bedensiz yaşama hazırlık
Olgu + Algı = Duygu .... her biri birer bilgi frekansını temsil eden kavramlardan oluşan bu denklem yaşayan varlıkların gerçeklik formülü niteliğindedir. Bir varlığın yaşadığını idrak etmesi yani "Öz Bilince / Öz Farkındalıka haiz olması "Duygu" frekanslarının tezahürü ile mümkün olabilir. Anılan duygu frekanslarından pozitif olanlar Sevgi, Sevinç, Coşku, Huzur, Güven, Rahatlık olarak, negatif olanlar ise Nefret, Üzüntü, Öfke, Hırs, Kıskançlık, Vesvese olarak sıralanabilir.
Yukarıdaki üç kavramın özünü ise yaratılışın da özü olan ilahi "Bilgi" yani "Düşünce / Kelime" oluşturmaktadır. Ruh ve Madde alemi, spritüalizmde "Asli Tesir" olarak da anılan Allah'ın "Bilgi" frekanslarının gücü ile yaratılmıştır. Elbette buradaki "Allah'ın bilgi frekansları" ifadesi insanın sınırlı kelime kapasitesi ile ortaya koyabildiği yetersiz bir ifadeden öteye geçememektedir. Zira tek yaratıcı Allahü Teala'ya ilişkin bir tanımlama veya tasvir yapabilmek yaratılmışlar için imkan dışıdır.
Allah'ın düşünce / kelime frekansı ile "yaratışı" aşağıdaki ayette bildirilmektedir.
2/117 - Bedius semavati vel ard ve iza kada emran fe innema yekulu lehu KUN FE YEKUN
( O gökleri ve yeri yaratandır. İş yapılası olduğunda, kesinlikle ona "OL." DER DE O OLUR. )
İlahi sistemde iki tesir frekansı söz konusudur. Asli Tesir ve Ruhsal Tesir frekansları. Bu tesir frekanslarının işlevleri "insan bedeni" örneği üzerinden tanımlanacak olursa;
Asli Tesirler : Soluma, Acıkma, Hazmetme, Kalp Atışı, Kan Dolaşımı, Yaşlanma, Hastalık vb. ( İnsanın iç organ mekanizması ile ve dışarıdan maruz kalacağı unsurlar ile ilgili tesirlerdir. )
Ruhsal Tesirler : Düşünme, Karar Verme, Dış Organ hareketleri,
Allah'ın insana "ruhundan üflemesi" ifadesi, yaratılışa ilişkin "kelimelerin / bilgilerin" insana aktarılması ve böylelikle insanın "yaşayan varlık" olması anlamını taşımaktadır. Bu noktada "Ruh = Kelime / Bilgi / Bilinç" denklemi oluşmaktadır.
Ayrıca bkz.
https://kuranilmi.blogspot.com/2020/11/ruhbeser-insan-nefs.html
Bu denklemi teyid eden İncil ayeti ise şöyledir.
43- Yuhanna-6-63 Yaşam veren Ruh'tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere SÖYLEDİĞİM KELİMELER RUHTUR, YAŞAMDIR.
Yaratılıştaki olguların bilgi frekansları insanda kayıtlıdır. Bir başka deyişle yaratılışın kodları "ruhtan üflenme" esnasında insana aktarılmıştır. Ancak insan, kozmik olarak kriptolanmış bu bilgilere ruhsal tekamül seviyesine göre erişim sağlayabilmektedir. "Üflenen ruh" insanı idrakli varlık haline getirirken ona düşünce frekansı yoluyla "gerçeklik yaratma" yeteneği de kazandırmıştır. Ancak birçok insan henüz bu fenomenin anlamını ve derin içeriğini tam olarak idrak etmiş değildir.
"Gerçek" adı verilen kavram esasen düşünce / kelime frekansının yansımasıdır. Bir başka deyişle insanın düşündüğü kelimeler ne ise yaşadığı, deneyimlediği gerçek de odur. "Hayallerin gerçek olması." ifadesi de esasen gerçeğin özünün hayal yani düşünce / kelime olduğu bilgisini teyid eder niteliktedir. Aşağıdaki ayet de bu hususta açık bilgi vermektedir.
10/82 - Ve YUHİKKallahul HAKKA bi KELİMATİHİ ve lev kerihel mucrimun ( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah GERÇEĞİ KELİMELERİ ile GERÇEKLEŞTİRİR. )
Bugün insanların iletişim aracı olarak kullandıkları mesajlaşma / sosyal iletişim platformları ( mesajlaşma yazılımları ) esasen insanları "bedensiz yaşam deneyimine" tabi tutmaktadır. Zira bu platformlarda kimse birbirini görmemekte, duymamakta, birbirine dokunmamakta ama yazılanlar yani kelimeler vasıtasıyla tüm duyguları yaşamaktadırlar. Sevinci, üzüntüyü, stresi, korkuyu, şaşkınlığı, ferahlamayı vb.... Zaten gerçeklik de bu duygulardan oluşan bir kavram olup, ilâhi nizâm bu vesileyle insanları üst boyuttaki "bedensiz yaşama" hazırlamaktadır. Her ne kadar bu dijital teknoloji küresel şeytanlar tarafından insanın ruhsal tekâmülünü bloke etmek, ruhsal yükselişini engellemek ve onu kaba madde olanı dünyaya hapsetmek amacı doğrultusunda bir tuzak olarak kullanılmaya çalışılsa da Allah'ın tuzağı daima en büyük olduğundan, küreselcilerin tuzak niyetiyle yaptıkları her uygulama esasen insanın tekâmülüne vesile olan bir araca dönüşmektedir.
Rüya fenomeni de bu bağlamda bir gerçeklik teşkil etmektedir. Her türlü duygu frekansı, rüya esnasında deneyimlenmekte ve hatta rüya esnasında bedensel dış organ hareketleri de oluşmaktadır. Dolayısıyla insanın rüya anında yaşadığı da bir başka gerçekliktir. Daha doğrusu yaşam döngüsü süresince deneyimlediği tüm gerçekliklerin bir bölümüdür. Öztürkçe'deki "Dirim" ( Yaşam ) kelimesinin İngilizce'deki "Dream" ( Rüya ) kelimesiyle olan fonetik benzerliği de aradaki anlam ilintisini ve özdeşliği ispatlar niteliktedir.
Bu çerçevede madde olarak algılanan olgunun da düşünce / kelime frekanslarının bir tezahürü olduğu açıklığa kavuşmaktadır. Ruh, maddeyi ( bedeni ) kullanarak ona tekamül sağlayacak deneyimleri yaşar. Tekamül seviyeleri yükselmiş olan ruhlar, esasen Asli Tesirlerin kontrolünde olan maddenin yapısını veya işleyiş mekanizmasını Allah'ın izni nispetinde kısıtlı seviyede değiştirebilecek tesirler iletebilirler.
Yukarıda insanın düşünce frekansları üretme yoluyla kendisine gerçeklik yaratabileceği ifade edilmeye çalışılmıştır. Zira üst süptil boyutlardaki ( cennet ve ötesi ) süptil varlıklar ( kaba madde beden olmayan / bedensiz varlıklar ) imajinasyonları ( düşünce / kelime frekanslarını ) vasıtasıyla "istedikleri" gerçeklikleri, düşündükleri anda oluşturabilmektedirler. Bu husus Kur'an'da ve İlahi Nizam ve Kainat kitabında aşağıdaki şekilde yer almaktadır.
İlahi Nizam ve Kainat isimli kitapta üst süptil boyuttaki ( cennet ) varlıkların imajinasyonları ile gerçeklik yaratma becerileri aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.
"Onun için bu plânda dünyada olduğu gibi, zahmet, yorgunluk, ıstırap, didinme, mücadele gibi kaba durumlar yoktur. Burada bütün arzular, ufak bir irade darbesiyle, sadece bir istekle âdeta otomatikman, kendiliğinden oluyormuş gibi tahakkuk ediverir. Meselâ varlık, elindeki yarı süptil maddenin zengin imkânları sayesinde imajinasyonu ile, kendisine bir mekân kurup orada istediği gibi yaşayabilir. Gene kullandığı aynı madde ile istediği şekilleri basit bir imajinasyon faaliyetiyle meydana getirebilir ve onları kendisi için objektif kıymetler hâline sokabilir. Bütün bu ameliyeler esnasında o varlık, insanların yorgunluk dedikleri şeylerin hiçbirisini duymaz."
İşte cehennem* olarak nitelenebilecek olan ve kaba madde frekansının zorluklarından ibaret olan alt boyut ( kaba madde boyutu ) alemi dünya, insana esasen cennet* deneyimi imkânı da veren bir frekanstır, bir okuldur. Bu okulda düşünce frekansı ile maddeden sıyrılma becerisi kazanma eğitimi alınır. Dünya okulunda gerçekliğin maddeye bağlı olmadığı düşünceye bağlı olduğu öğrenilir. "Düşündüğün gerçeğindir." cümlesinin manası idrak edilir ve böylelikle insanlar üst boyuttaki süptil / bedensiz yaşama hazırlanırlar.
* Pozitif düşünce frekansı cenneti yaşatırken, negatif düşünce frekansı cehennemi yaşatır. Cennet kelimesi "Örtülmüş, korunmuş" anlamına gelirken, Cehennem kelimesi "Sıcak, sıkıntılı, bunaltan" anlamına gelmektedir.
Aşağıdaki ayetlerde, "Yemek yemeyen gövde", "Acıkmamak, Susamamak, Üşümemek, Sıcaklanmamak" ifadeleri vasıtasıyla süptil boyuttaki ( cennet ve ötesi ) bedensiz ( süptil hal ) ve sonsuz yaşama ilişkin sezgiler kazandırılmaktadır.
20/117 Fe kulna ya ademu inne haza aduvvun leke ve li zevcike fe la yuhricennekuma minel CENNETİ fe teşka
( Böylece, "Ey Adem, kesinlikle bu senin için ve eşin için düşmandır. O halde, kesinlikle sizi CENNTTEN çıkarmasın. Yoksa meşakkat içinde bedbaht olursun." dedik. )
20/118 İnne leke en LA TECUA fiha ve LA TA'RA
( Kesinlikle sana orada ACIKMAMAN ve ÇIPLAK OLMAMAN vardır. )
20/119 Ve enneke LA TAZMEU fiha ve LA TADHA
( Ve kesinlikle sen orada SUSAMAZSIN ve SICAKTA YANMAZSIN. )
21/8 Ve ma cealnahum CESEDEN LA YE'KULUNET TAAME ve ma kanu HALİDİN
( Ve onları YEMEK YEMEYEN GÖVDELER, vücutlar kılmadık. EBEDİ de değillerdi. )
Furkan suresinin 7. ayetinde de "Melek" ( Bedensiz Süptil Vazifeli Varlık ) kavramı, inkarcıların, resulün "insan olmayan" ve "yemek yemeyen" varlık olması gerektiğini düşünmeleri misaliyle bildirilmektedir.
25/7 Ve kalu ma li hazer rasuli ye'kulut taame ve yemşi fil esvak lev la unzile ileyhi melekun fe yekune mea hu nezira
( Ve "Bu ne resuldur ki yemek yer ve çarşılarda yürür. Üzerine melek indirilmeliydi de onunla birlikte uyarıcı olmalı değil miydi?" dediler. )
Benzer tasvirler İncil'in Vahiy suresinde de yer almaktadır.
66 Revelations 7-16 Artık ACIKMAYACAK, Artık SUSAMAYACAKLAR. Ne güneş ne kavurucu sıcak çarpacak onları.
66 Revelations 7-17 Çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek Ve yaşam sularının pınarlarına götürecek. Tanrı gözlerinden bütün yaşları silecek."
Tuesday, February 9, 2021
Halk ( Yaratış ) = Helak ( Yok oluş ) = Halaka ( Döngü, Daire )
Sunday, February 7, 2021
Bilgiyi unutmak!?
İlahi nizâmda varlıkların ruhsal tekâmülleri için gerekli olan yegâne unsur, esasen sonsuzluk arzeden "bilgilenme ve bilgiyi artırma" sürecidir. Yeni bilgiyi edinebilmek için mevcut bilginin bir sınır teşkil etmemesi ve tabu haline getirilmemiş olması yani dogmalaşmamış olması gerekir. Spiritüalizmde bu husus "bilgiyi unutmak" olarak anılmaktadır.
İlahi nizâm, temel ilke olan iyilik ve doğruluk frekansları daim olmak üzere, varlıkları sürekli olarak bilgi yağmuru altında tutmaktadır. Her varlık kendi idrak seviyesine göre bu bilgiler ile beslenmekte ve gelişmektedir.
Sembolik özelliği olan "Bilgiyi unutmak" ifadesine Bakara suresinin 106. ayetinde değinilmiştir.
2/106 - Ma NENSAH min AYETİN ev NUNSİHA ne'ti bi hayrin minha ev misliha e lem ta'lem ennellahe ala kulli şey'in kadir
( AYETLERDEN neyi HÜKÜMSÜZ BIRAKIRSAK veya UNUTTURURSAK, ondan daha hayırlısını veya onun aynısını getiririz. Allah' ın kesinlikle herşeye gücü yeten olduğunu bilmez misin? )
Ayette esasen varlıkların, yeni bilgiyi edinebilmeleri için eskisine koşulsuz bağlanmamalarının sağlandığı ve her yeni bilginin de özü daha iyi kavramaya vesile olan hayırlı bir frekans olduğu mesajı verilmekte gibidir.