Çeviri

Wednesday, October 6, 2021

Yedi ve İkili Yedi ile uyumlu ayetler - kelimeler

Kur'an'da yer alan "Seb'an minel mesani" ( İkililerden yedi ) kavramı, içerdiği "Seb'an" ( Yedi ) kelimesiyle yaratılıştaki tamamlanma olgusunu ve döngü sonunu, "Mesani" ( İkili ) kelimesiyle ise yaratılıştaki düalite ve döngü kavramlarına işaret etmektedir. Kısaca "İkili yedi" kavramı yaratılıştaki düaliteyi ve düalitenin sonucu olan döngüleri simgeleyen bir kavramdır.

15/87 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) ke (4) SEB'AN (5) min (6) el (7) MESANİ (8) ve (9) el (10) kur'an (11) el (12) azim (13)

( Ve biz sana ikililerden yediyi ve büyük Kur'an' ı verdik. )

Ayetin kodunu ve ayetteki kelime adedini ifade eden sayıların toplamının ( 1+5+8+7+1+3 = 25 ... 2+5 = 7 ) nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir.

Kur'an'da 7 ayetten oluşan 2 sure bulunmaktadır. Bunlar Fatiha ve Maun sureleridir. Her iki surenin de ilk ayetlerinde 7'şer kelime bulunmaktadır. 

1/1 Bi (1) ismi (2) allah (3) er (4) rahman (5) er (6) rahim (7) ( Şefkatli, merhametli Allah'ın ismi ile, )

107/1 E (1) raeyte (2) ellezi (3) yukezzibu (4) bi (5) ed (6) din (7) ( O dini yalanlayanı gördün mü? )

Yukarıdaki ayetlerin kodlarında 2 ve 7 sayıları nümerolojik olarak tezahür etmektedir.

Ayrıca ilk sure olan Fatiha suresinin ilk iki ayetinde yedişer kelime bulunmakta olup, bu surede toplam 49 kelime bulunmaktadır. ( 49 ... 7x7 ... İkili Yedi )

Fatiha suresinde, "El" ön ekleri hariç olmak üzere anlam içeren 29 ( 2+9 = 11 ) kelime bulunmaktadır. ( 7 ayey ve 29 ( 11 ) kelime ... İkili Yedi )

1/1 Bi (1) ismi (2) allah (3) er (4) rahman (5) er (6) rahim (7)

( Şefkatli, merhametli Allah'ın ismi ile, )

1/2 El (1) hamdu (2) li (3) allah (4) rabbi (5) el (6) alemin (7)

( Övgü alemlerin Rab’bi Allah içindir.  )

"Fatiha" ( Açılış, Anahtar ) kelimesinin değeri 34 olup bu sayının nümerolojik değeri 7 sayısını vermektedir. ( Fe (17) + Ti (9) + Ha (8) = 34 ... 3+4 = 7 )

Fussilet suresinin 12. ayetinde "Yedi göklerin iki günde yaratıldığı" bildirilmektedir ki bu ifade de "İkili Yedi" olgusu bulunmaktadır.

41/12 Fe (1) kada (2) hunne (3) SEB'A (4) semavatin (5) fi (6) YEVME (7) EYNİ (8) ve (9) evha (10) fi (11) kulli (12) semain (13) emra (14) ha (15) ve (16) zeyyenna (17) es (18) semae (19) ed (20) dunya (21) bi (22) mesabiha (23) ve (24) hifza (25) zalike (26) takdiru (27) el (28) azizi (29) el (30) alim (31) 

( Böylece onları YEDİ gökler olarak İKİ günde koyup oturttu. Her göğe işini vahyetti. En yakın göğü kandillerle, lambalarla süsledik ve koruduk. Bu yüce bilenin ölçüdüdür, takdiridir. )

Ayetteki önemli kelime olan "Yevme" ( Gün ) kelimesi 7. kelime olup, hemen ardından gelen kelime ise "Eyni" ( İki ) kelimesidir. Bu ardışıklık "İkili Yedi" kavramına da dikkat çekmektedir.

Talak suresinin 12. ayetinde göğün ve yerin 7'şer tabakadan oluştuğu bildirilmekte olup, yine "İkili Yedi" kavramı ortaya çıkmaktadır.

65/12 Allahullezi haleka SEB'A SEMAVATİN VE MİNEL ARDİ MİSLEHUNNE yetenezzelul emru beynehunne li ta'lemu ennallahe ala kulli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi kulli şey'in ilmen 

( Allah, o YEDİ GÖKLERİ VE YERDEN DE ONLARIN AYNISINI yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )

"Seb'a semavat" ( Yedi gökler ) ifadesi Kur'an'da 7 kere tekrarlanmaktadır. ( 2/29, 17/44, 23/86, 41/12, 65/12, 67/3, 71/15 )

“Halkus semavat” ( Göklerin yaratılışı ) ifadesi de 7 kere tekrarlanmaktadır. ( 2/164, 3/190, 3/191, 18/51, 30/22, 40/57, 42/29 )

"Cennet" ve "Cehennem "kelimeleri de Kur'an'da 77 kere tekrarlanmaktadır. ( 77 ... İkili Yedi )

"Kamer" ( Ay ) kelimesi Kur'an'da 27 kere tekrarlanmakta olup, Ay'ın Dünya çevresindeki bir tam turu ( döngüsü ) 27 günde tamamlanmaktadır. 27 sayısı 2 ve 7 sayılarından oluşmakta olup İkili Yedi kavramının bir tezahürüdür.

Kur'an'ın gizemli kodları niteliğinde olan Hurufu mukatta 14 harften oluşmaktadır. Elif, Lam, Mim, Sad, Ra, Kef, He, Ya, Ayn, 

Hurufu mukatta'da en çok tekrarlanan harfler olan Elif ( 13 kere ), Lam ( 13 kere ) ve Mim ( 17 kere ) harflerinin tekrar adetlerinin toplamının ( 13+13+17 = 43 ... 4+3 = 7 ) nümerolojk değeri de 7 sayısını vermektedir.

Madde alemi kainatın özü olan Hidrojeni simgeleyen H harfinin karşılığı olabilecek olan He ve Ha harfleri, hurufu mukatta kapsamında sırasıyla 2 ve 7 kere tekrarlanmaktadır. Bu durum da yaratılıştaki İkili Yedi fenomenine dikkat çekmekte gibidir.

Kur'an'da ilk zikredilen sayı 7 sayısıdır. İlk 7 sayısı Bakara suresinin 29. ayetinde "Seb'a semavat" ( Yedi gökler" kavramı ile birlikte yer almaktadır. 

2/29 Huve (1) ellezi (2) haleka (3) lekum (4) ma (5) fi (6) el (7) erdi (8) cemian (9) summe (10) isteva (11) ila (12) es (13) SEMAİ (14) fe (15) sevva (16) hunne (17) SEB'A (18) SEMAVAT (19) ve (20) huve (21) bi (22) kulli (23) şey'in (24) alim (25)

( O size yerde olanları topluca yaratandır. Sonra GÖĞE seviyelendi ve onu YEDİ GÖKLER olarak düzenleyip seviyelendirdi. O herşeyi bilendir. )

Ayetteki "Sema" ( Gök ) kelimesi 14. kelime ( 7+7 = 14 ; 2x7 = 14 ... İkili Yedi ) olup, ayette 25 ( 2+5 = 7 ) kelime bulunmaktadır.

Yusuf suresinin 12/43-49* ayet aralığında zikredilen "Yedi normal yıl / Yedi şiddetli yıl", "Yedi semiz sığır / Yedi cılız sığır" kavramları da hem bir döngülük frekans olan 7 sayısına ve Shemitah Cycle'a ( Simit Döngüsü ), hem de düalite / zıtlık olgusunu içeren İkili Yedi kavramına dikkat çekmektedir. ( * 43 ... 5+3 = 7; 49 ... 7x7 = 49 )

Ayetlerde yer alan ve ikilik / zıtlık arzeden bazı önemli kelimelerin tekrar adetlerinde de nümerolojik olarak "İkili Yedi" bulunmaktadır. Örnek olarak aşağıda ikilik / zıtlık arzeden bazı kelimeler ve tekrar adetleri yer almaktadır.

Dunya 115 kere ( 1+1+5 = 7 )
Ahiret 115 kere 

Melek 88 kere ( 8+8 = 16 ... 1+6 = 7 )
Şeytan 88 kere 

Adem 25 kere ( 2+5 = 7 )
İsa 25 kere ( Ayetlerde Adem ile İsa'nın yaratılışlarının benzeşik olduğu yani cinsel ilişki dışı olduğu bilidirilir. )

Ceza 117 kere ( 11 ve 7 ... İkili Yedi )
Ğafr ( Af ) 234 kere ( 117 x 2 = 234 )

Döngülerin sembolü "İkili Yedi" kavramı Mu'minun suresinin aşağıdaki ayetlerinde 7'şer kelimelik ayetlerle ve "ölüm - diriliş" düalitesiyle misallendirilmektedir.

23/15 Summe (1) inne (2) kum (3) ba'de (4) zalike (5) LE (6) MEYYİTUN (7) 

( Sonra, kesinlikle siz bunun ardından ÖLECEKSİNİZ. )

23/16 Summe (1) inne (2) kum (3) yevme (4) el (5) kiyameti (6) TUB'ASUN (7) 

( Sonra kesinlikle siz ayağa kalkış gününde DİRİLTİLECEKSİNİZ. )

Ölüm / Olum ( Diriliş ) düalitesinden bahsedilen Mu'min suresinin aşağıdaki ayetinde yer alan "Esnet eyni" ( İki kere ) kelime grubu iki kere tekrarlanmakta olup, ilk tezahürü ayetin 7. kelimesine denk gelmektedir. 

40/11 Kalu (1) rabbe (2) na (3) emette (4) na (5) ESNET (6) EYNİ (7) ve (8) ahyeyte (9) na (10) ESNET (11) EYNİ (12) fe (13) i'terafna (14) bi (15) zunubi (16) na (17) fe (18) hel (19) ila (20) hurucin (21) min (22) sebil (23) 

( “Rab’bimiz bizi İKİ KERE öldürdün ve bizi İKİ KERE dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık çıkmaya yol var mı?” dediler. )

Tevbe suresinin, 14 ( 2x7 ) kelimelik ilk cümlesi "Merrat eyni" ( İki kere ) kelime grubu ile bitmektedir.

9/126 E (1) ve (2) la (3) yeravne (4) enne (5) hum (6) yuftenune (7) fi (8) kulli (9) amin (10) merraten (11) ev (12) MERRAT (13) EYNİ (14) summe (15) la (16) yetubune (17) ve (18) la (19) hum (20) yezzekkerun (21) 

( Onlar her yıl bir veya İKİ KERE kendilerinin kesinlikle sınandıklarını görmüyorlar mı? Sonra tevbe etmiyorlar ve onlar hatırlamıyorlar. )

İsra suresinin aşağıdaki ayetinin 16 ( 1+6 = 7 ) kelimelik ilk cümlesi de "Merrat eyni" ( İki kere ) kelime grubu ile bitmektedir.

17/4 Ve (1) kadayna (2) ila (3) beni (4) israile (5) fi (6) el (7) kitabi (8) le (9) tufsidu (10) enne (11) fi (12) el (13) erdi (14) MERRAT (15) EYNİ (16) ve (17) le (18) ta'lu (19) enne (20) uluvven (21) kebira (22) 

( Ve kitapta İsrailoğulları' na, yerde İKİ KERE bozgun yapacaksınız ve büyük ululanma ile ululanacaksınız diye hükmettik. )

Tevrat'ta da "İkili Yedi" kavramına işaret edilmektedir. Aşağıdaki ayette 7x7 = 49 işlemi yer almaktadır. 

3-Leviticus-25-8 "'YEDİ yılda bir kutlanan Şabat yıllarının YEDİ KEZ geçmesini bekleyin. YEDİ KEZ geçecek ŞABAT* yıllarının toplamı KIRK DOKUZ YILDIR. 

* "Şabat" kelimesi, Kur'an'da "Sebt" ( Yedi, Yedinci gün ) olarak geçen kelimedir. Fransızcadaki "Sept" ( Yedi ) kelimesi de ortak kökendendir.

"İkili Yedi" fenomeni İncil ayetlerinde de yer almaktadır.

40 Matthew 18-21 Bunun üzerine Petrus İsa'ya gelip, "Ya Rab" dedi, "Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? YEDİ KEZ Mİ?" 

40 Matthew 18-22 İsa, "Yedi kez değil" dedi. "YETMİŞ KERE YEDİ KEZ derim sana.

42 Luke 17-4 Günde YEDİ KEZ size karşı günah işler ve YEDİ KEZ size gelip, 'Tövbe ediyorum' derse, onu bağışlayın."

66 Revelations 1-16 Sağ elinde YEDİ YILDIZ vardı. Ağzından İKİ AĞIZLI keskin bir kılıç uzanıyordu. Yüzü bütün gücüyle parlayan güneş gibiydi.

66 Revelations 1-20 Sağ elimde gördüğün YEDİ YILDIZLA YEDİ ALTIN KANDİLLİĞİN sırrına gelince, YEDİ YILDIZ YEDİ KİLİSENİN MELEKLERİ, YEDİ KANDİLLİKSE YEDİ KİLİSEDİR."

66 Revelations 2-1 "Efes'teki kilisenin meleğine yaz. YEDİ YILDIZI sağ elinde tutan, YEDİ ALTIN KANDİLLİĞİN ortasında yürüyen şöyle diyor:

66 Revelations 3-1 "Sart'taki kilisenin meleğine yaz. Tanrı'nın YEDİ RUHUNA ve YEDİ YILDIZA sahip olan şöyle diyor: 'Yaptıklarını biliyorum. Yaşıyorsun diye ad yapmışsın, ama ölüsün.

66 Revelations 4-5 Tahttan şimşekler çakıyor, uğultular, gök gürlemeleri işitiliyordu. Tahtın önünde alev alev yanan YEDİ MEŞALE vardı. Bunlar Tanrı'nın YEDİ RUHUDUR.

66 Revelations 5-1 Tahtta oturanın sağ elinde İKİ YANI da yazılı, YEDİ MÜHÜRLE mühürlenmiş bir tomar gördüm.

66 Revelations 5-6 Tahtın, dört yaratığın ve ihtiyarların ortasında, boğazlanmış gibi duran bir Kuzu gördüm. YEDİ BOYNUZU YEDİ GÖZÜ vardı. Bunlar Tanrı'nın bütün dünyaya gönderilmiş yedi ruhudur.

66 Revelations 8-6 YEDİ MELEK ellerindeki YEDİ BORAZANI çalmaya hazırlandı.






Karşılıksız verebilmek!

Emek sarfederek insanlık için iyi, güzel ve özgün bir fayda üreten birinin aklına ilk olarak şu sorunun gelmesi dünyadaki kaosun ve ıstırabın temel nedeni olarak kabul edilebilir.

"Bundan nasıl para kazanabilirim?" 

İnsanlığa fayda sağlayacak her türlü ürünü paraya yani şahsi veya belirli bir zümrenin menfaate dönüştürme arzusu, özünde kibir olan şeytani frekansların nefs üzerindeki negatif tesirlerinin en helâk edicisidir. Ve dünyadaki aldatıcı sistem bu şeytani düşünce üzerine tesis edilmiştir.

Belirli bir çaba sonucunda maddi veya manevi fayda üreten birinin "O kadar emek verdim. Bir karşılığı olmayacak mı?" diye sorması ve çevresindekilerin de "Öyle bedavaya verme!" telkinleri esasen çok hazin bir durumdur. İnsanların o üründen faydalanmalarına ve daha iyi bir yaşam sürmelerine vesile olmaktan daha büyük bir karşılık olamayacağının idrakinden yoksun olmanın hüznüdür bu... Her insanın bu idrake haiz olması durumunda dünyanın nasıl da gerçek bir bolluk cennetine dönüşebileceğini hayal etmek de zor değildir.

"Ne yapalım sistem böyle!" ifadesi de esasen nefsani arzuların ağır basması nedeniyle, değişim için mücadele etmek yerine, şikâyetçi gibi görünüp, helâke vesile olan bu seytani sistemi gizliden destekleme eğiliminin yansımasıdır. Bu eğilimdeki bir insan, tıpkı sigara alışkanlığı yüzünden kolunu, bacağını kaybetmesine rağmen sigara içmeye devam eden ve "Biliyorum zararlı ama bırakamıyorum." diyen birinin misali gibidir.

Ancak maalesef mevcut sistemin tek başarı ölçüsü "kazanılan para miktarı" olduğundan herhangi bir faydanın insanlara sunulması sonucunda para kazanılmaması sistem tarafından enayilik, beceriksizlik ve başarısızlık olarak nitelendirilmektedir.

Karşılıksız vermeyi akılsızlık, zafiyet ve zarar addedenler Tevbe suresinin 98. ayetinin konusu olmuştur.

9/98 Ve minel a'rabi men yettehizu ma yunfiku mağramen ve yeterabbesu bikumud devair aleyhim dairatus sev' vallahu semiun alim

( Ve Araplardan kimi, o harcadığını borç, zarar addeder ve sizlere devirler gelmesini gözetip bekler. Kötülük devri onların üzerine olsun. Allah duyandır, bilendir. ) 

"Ecir" ( Ödül, Ücret ) beklemeden iyilikler yapmak ve hayırlara vesile olmak hususu ayetlerde, insanlık için en yüce faydanın arzına vasıta olan haberci misaliyle bildirilmektedir.

25/57 Kul ma es'elukum aleyhi min ecrin illa men şae en yettehize ila rabbihi sebila

( De ki: "Onun üzerine, Rab’lerine doğru yol edinmeyi dileyen kimselerin haricinde, size ödül sual etmiyorum." )

26/109 Ve ma es'elukum aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemin

( Ve onun üzerine size ödülden sual etmiyorum. Kesinlikle ödülüm ancak alemlerin Rab’binin üzerinedir. )

Türkçe - Arapça Sözlük ( Latin harfli )

Kur'an'ı Arapça metninden ( Arapça harfli metin veya Latin harfli Arapça metin ) okuyup anlamak ayetlerin frekanslarıyla senkronize olmak, derin anlamları ve tesirleri hissetmek açısından büyük önem taşımaktadır. Bunu gerçekleştirebilmenin ön şartı da öncelikle Arapça kelimeleri bilmektir. 

Bu bölümde, yukarıdaki konu bağlamında naçizane bir kolaylık sağlamak düşüncesiyle Dost Baki tarafından derlenmiş olan "Türkçe - Arapça ( Latin harfli )" sözlüğe yer verilmiştir. Aşağıdaki linke tıklayarak indirilebilecek olan sözlük 15,000 + Türkçe kelimenin, her biri için birden çok olan Arapça karşılıklarını içermektedir.

Türkçe - Arapça ( Latin harfli ) sözlüğü indirmek için tıklayınız.

Günlük konuşma Türkçesindeki Arapça kökenli kelimelerin oranı %30+ seviyesindedir. Bu durum dikkate alındığında esasen Arapça kelimeleri öğrenmek hiç de zor değildir. Ayrıca Kur'an ayetlerinde yer alan birçok kelimenin kökü zaten Türkçede kullanılmakta olan kelimelerdir. ( Örnek : Rahmet, İsim, Hamd, Alem, Rab, Malik, Din, Kitab, Hidayet, Teslim, İman, Fesad, Dünya, İflah, Kesir vb...... )

Öte yandan yabancı kelimeleri "ana dilden yabancı dile" formatındaki sözlük kanalıyla öğrenme metodu kelimelerin hafızada kalma sürecini daha etkin hale getirmektedir. Zira bu metodla yabancı dildeki yeni kelimeler hafızada zaten yer alan anadildeki kelimelere linklenmektedir. Yabancı bir ülkede yaşayan bir kişi ilgili yabancı dili her gün çevresinde duyduğu için zaman içinde öğrenebilmektedir. Bu tıpkı bir çocuğun ailesi içinde anadilini öğrenmesi sürecine benzemektedir. Ancak ilgili yabancı dili öğrenmek isteyen ama kendi ülkesinde bulunan bir kişi için ise böyle bir durum söz konusu değildir. Zira çevresinden sürekli olarak anadilini duymaktadır. Bu kişinin, öğrenmek istediği yabancı dili yaşayan bir süreç içinde öğrenebilmesi için günlük yaşantısında çevresinde duyduğu anadilindeki kelimelerin yabancı dildeki karşılıklarını sürekli olarak sözlükten ( "Anadil - Yabancı Dil" formatındaki sözlükten ) araştırması gerekmektedir. Bunu günlük bir aktivite, bir alışkanlık haline getiren kişi yabancı dildeki kelime haznesini çok kısa sürede anlamlı seviyede genişletebilmektedir. 

Yukarıdaki linkten ulaşılabilecek olan "Türkçe - Arapça ( Latin harfli )" sözlüğü farklı kılan özellikler ise iki ana başlıkta toplanabilir.

1- Mevcut Türkçe - Arapça sözlüklerin veya sözlük aplikasyonlarının Arapça alfabesiyle hazırlanmış olmaları nedeniyle telâffuz konusunda yönlendirici olamamaları ve dar kapsamlı olmaları,

2- Latin harfli Arapça sözlüklerin ise kısıtlı sayıda, eksik kapsamlı ve telâffuz sorunlu olmaları ( İngilizce olarak hazırlanmış olan bu kaynaklarda doğal olarak bu sorun bulunmaktadır. Google da bu anlamda yetersiz kalmaktadır. )








Tuesday, October 5, 2021

Duygusal Zeka ( EQ ) ve Akleden Kalp 

"Kalb" kelimesi KLB kökünden olup "Değişmek, Dönmek, Tersine çevirmek" anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Arapça kökenli "İnkilab" ( Dönüşüm, Devrim ) kelimesi de aynı köktendir. İnsan vücudundaki en temel organa "Kalb / Kalp" isminin verilmesinin sebebi kelimenin anlamını yansıttığı üzere, kalbin vücutta kan dolaşımını / değişimi / döngüsünü sağlamasıdır.

Bilimsel çalışmalar kalp ile beyin arasında çok yakın sinirsel bağlantılar olduğunu ortaya koymaktadır. Hatta kalpteki sinir şebekesinin beyindekinden daha kompleks olduğu belirtilmektedir. Temel bilgi kaynağı kutsal kitaplar olan spiritüalizmde kalbin, ruhun kaba madde planındaki temsili olduğu kabul edilir ki kutsal kitaplarda bu hususa ilişkin bilgiler mevcuttur. Kalbin, vücuttaki kan dolaşımını ve oksijen iletisini sağlaması dışındaki işlevleri ve özellikleri şöyle sıralanabilir 

- Kalp insana, hayatını düzenleyen heyecansal, algısal ve sezgisel sinyalleri iletir.

- Kalp frekansları ve kalbin ilettiği tesirler Duygusal Zekanın ( EQ / Emotion Quantity ) kaynağıdır. EQ, bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisinin, kapasitesinin ve becerisinin ölçümünü tanımlamaktadır. 

- Kalp vücuttaki organların uyum içerisinde çalışmasını sağlamaktadır.

- Kalp ile beyin daimi ve yoğun iletişim içindedir. 

- Kalp beyinden aldığı komutla faaliyette bulunmaz. Kalp beyinden önce oluşur ve atmaya başlayarak işlevini görür. Bu fenomene otoritmik adı verilmektedir.

- Kalbin kendi iç sinir sistemi vardır ki buna kalpteki beyin adı verilir.

- Negatif duygular sinir sisteminde kaosa sebebiyet verirken pozitif duygular ise sinir sistemini düzenler.

- Kalbin manyetik alanı vücuttan birkaç adım öteden ölçülebilmektedir. Bu fenomen de kalbin, beyinden çok daha güçlü bir manyetik alana sahip olduğu ve hatta beyni yönlendirdiğini göstermektedir.

- Fetal gelişim sürecinde kalp, beyinden önce gelişir ve atarak işlev görmeye başlar.

- Pozitif duygular beynin kapasitesini artırır ve doğru kararlar almasını sağlar.

- Bağışıklık sistemi pozitif dugulara odaklanmak suretiyle güçlendirilebilir.

Hacc suresinin 46. ayetinde kalbin "Görme" ve "Akletme" işlevlerinden bahsedilmesi konu bağlamında delil niteliğindedir.

22/46 E fe lem yesiru fil erdi fe tekune lehum KULUBUN YA'KİLUNE BİHA ev azanun yesmeune biha fe inneha la ta'mel ebsaru ve lakin TA'MEL KULUBULLETİ FİS SUDUR 

( O halde yerde gezmiyorlar mı? Onu AKIL ETMEYE KALPLERİ veya onu duymaya kulakları olsun. Kesinlikle gözler kör olmaz ve lakin GÖĞÜSLERİN İÇİNDEKİ o KALPLER KÖR OLUR. )

Bakara suresinin 10. ve 88. ayetlerinde ise inkarcı müşriklerin kötü zihni yapıları ve idraki blokajları "Kalpteki hastalık" ve "Kılıflı kalp" olarak tanımlanmaktadır.

2/10 Fi KULUBİHİM MERADUN fe zadehumullahu merada ve lehum azabun elimun bima kanu yekzibun

( KALPLERİNDE HASTALIK vardır. Böylece Allah onlara hastalıklarını artırır ve yalanlamış olduklarından dolayı elim azap onlaradır. )

2/88 Ve kalu KULUBUNA ĞULF bel leanehumullahu bi kufrihim fe kalilen ma yu'minun

( Ve "Bizim KALPLERİMİZ KILFLIDIR." dediler. Bilakis Allah onları inkarlarından dolayı lanetledi. Artık çok azı inanır.  )

Al'i İmran suresinin 7. ayetinde "Şüphe, vesvese" olgusunun "Kalp"te bulunduğu bildirilmektedir.

3/7 ....emmellezine fi kulubihim zeyğun .... ( .... o kalplerinin içinde şüphe, vesvese, eğrilik, ayrılık olanlar, .....

Aşağıdaki ayette ise "Düşünsel sapma"nın "Kalp"te gerçekleşmekte olduğu bildirilmektedir.

3/8 Rabbena LA TUZİĞ KULUBENA ba'de iz hedeytena ve heb lena min ledunke rahmeh inneke entel vehhab

( Rab’bimiz, bizi yönlendirdikten sonra KALPLERİMİZİ SAPTIRMA. Bize indinden rahmet bahşet. Kesinlikle sen, sen bahşedensin. )

Aşağıdaki ayette "Düşüncenin söyleme dönüşmesi" kavramında yine "Kalp" kelimesi kullanılmştır.

3/167 ..... yekulune bi efvahihim ma leyse fi kulubihim  ( .... O kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylerler. .... )

Nisa suresinin 63. ayetinde ise kalbin bir veri tabanı / bilgi depolama haznesi olduğu dolaylı ifade ile bildirilmektedir.

4/63 Ulaikellezine YA'LEMALLAHU MA Fİ KULUBİHİM fe a'rid anhum veizhum ve kul lehum fi enfusihim kavlen beliğa

( İşte onlar, Allah onların KALPLERİNDE NE VARSA BİLİR. O halde onlara doğru yüz çevir ve onlara öğüt ver. Onlara nefisleri hakkında güzel ve eksiksiz sözler söyle. )

Şuara suresinin aşağıdaki ayetlerinde vahiy bilgilerini yani ilahi kozmik bilgileri içeren Kur'an'ın habercinin "Kalbine " indirilmesinden bahsedilmektedir.

26/193 NEZELE BİHİ er ruhul emin
( ONU ( kitabı ) güvenilir ruh İNDİRDİ. )

26/194 ALA KALBİKE li tekune minel munzirin
( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, )

Haşr suresinin 14. ayetinde inkarcıların "Kalplerinin dağınık" olması nedeniyle "Akledemedikleri" yani aralarında bir düşünce ve inanç birliğinin olmadığı yine "Kalp" kelimesi vasıtasıyla bildirilmektedir.

59/14 La yukatilunekum cemian illa fi kuran muhassenetin ev min verai cudurin be'suhum beynehum şedidun TAHSEBUHUM CEMİAN VE KULUBUHUM ŞETTA zalike bi ennehum kavmun la ya'kilun ( Sağlam korunmuş üstün şehirlerde veya duvarların arkasında olmaları haricinde sizinle topluca savaşamazlar. Onların kendi aralarında kötülükleri zorlukları şiddetlidir. Toplanmış olduklarını sanarsın. Onların kalpleri dağınıktır. Bu kesinlikle onların akıl etmeyen kavim olmalarındandır. )

Al'i İmran suresinin 103. ayetinde ise "inananların kalplerinin birleştirilmesinden" yani aralarında "kolektif bilincin tesisinden" bahsedilmektedir.

3/103 Va'tesumu bi hablillahi cemian ve la teferraku vezkuru ni'metellahi aleykum iz kuntum a'daen fe ELLEFE BEYNE KULUBUKİKUM fe asbahtum bi ni'metihi ihvana ve kuntum ala şefahufratin minen nari fe enkazekum minha kezalike yubeyyinullahu lekum ayatihi leallekum tehtedun

( Ve Allah’ ın ipine topluca sarılıp bağlanın. Ayrışmayın ve Allah’ ın üzerinize olan nimetini hatırlayın. Zamanında düşman olmuştunuz da KALPLERİNİZİN ARASINI BİRLEŞTİRDİ. O’nun nimeti ile kardeşler oldunuz. Ateşten çukurun üzerindeydiniz de sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki yönlenirsiniz. )

A'raf suresinin 179. ayetinde de "Anlama" eyleminin "Kalp" vasıtasıyla gerçekleştiği bildirilmektedir.

7/179 Ve lekad zera'na li cehenneme kesiran minel cinni vel insi LEHUM KULUBUN LA YEFKAHUNE BİHA ve lehum a'yunun la yubsirune biha ve lehum azanun la yesmeune biha ulaike kel en'ami bel hum edall ulaike humul ğafilun

( Ve cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için bıraktık. ONLARIN KALPLERİ VARDIR, ONLARLA ANLAMAZLAR. Onların gözleri vardır, onlarla görmezler. Onların kulakları vardır, onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibidirler. Bilakis daha da sapmışlardır. İşte onlar habersizlerdir. )

Ayrıca bkz.



O Kur'an ki ...

"Kur'an" kelimesi "KR" kökünden türemiş olan ve "Okuma, Okunan, Okumaca" anlamına gelen bir kelimedir.

Kur / Kr = Okumak
an = gibi olan, -an, -maca

"Kiraat" ( Okuma ) kelimesi e "KR" kökünden türemiş olan bir kelimedir. Arapçadaki KR kökünün eski Türkçedeki anlamsal karşılığı olan "Ok / Okmak - Okumak" kelimesi ise "Çağırmak, Seslenmek, Getirmek" kök anlamını yani "Yok iken ortaya çıkarmak / çıkarmayı istemek" anlamını içermektedir.

Bir Türk ismi olan "Okan" kelimesi de ( Ok/Oğ/Og/Uğ/Ug ) kökünden türemiş olup "Yaratmak" ve barış anlamları taşımaktadır.
( Ok ( Yaratmak ) + an ( -an, gibi olan ) )

Yaydan çıkan çubuğa verilen isim olan "Ok" kelimesi de "Gelen, Getirilen" anlamında olup, çoğulu "Oğul" iken tekil olarak kullanılagelmiştir. ( Bilindiği üzere "Oğul" kelimesi "Doğan, Gelen, Dünyaya getirilen, Yaratılan" erkek çocuk anlamında kullanılmaktadır. ) Yani hepsinin derin kökeninde "Yok iken ortaya çıkarma" anlamı bulunmaktadır. 

Kur'an ayetlerinde sıkça geçen "Allah'ın kelimesiyle / kelâmıyla yaratışı" kavramındaki "Kelime" de esasen "Okuma, Seslenme, Çağırma, Konuşma" anlamlarını yansıtmaktadır. Mesih İsa'nın doğumunu, yaratılışını konu alan 3/45 kodlu ayette de "Doğum, Yaratılış" kavramıyla "Kelime" kelimesi ilintilendirilmiştir.

3/45 İz kaletil melaiketu ya meryemu innellahe yubeşşiruke bi KELİMETİN minhu ismuhul mesihu iysebnu meryeme vecihen fid dunya vel ahirati ve minel mukarrabin

( Zamanında melekler, "Ey Meryem, kesinlikle Allah sana kendinden KELİMEYİ müjdeliyor ki onun ismi Meryemoğlu mesih İsa’ dır. Dünyada ve ahirette saygındır ve yakınlaşanlardandır." dediler. )

Bu bağlamda, "Yaratmak" anlamına gelen İngilizcedeki "Create" ve Fransızcadaki "Créer" kelimelerinin, Arapçadaki "Kiraat" ( Okuma ) kelimesiyle fonetik ve semantik ilişkisi bulunmakta gibi görünmektedir.

İlahi nizamın yaratılış kodlarını içeren Kur'an'ın birçok tezahüre, oluşuma vasıta olabileceği Ra'd suresinin 13/31 kodlu ayetinde bildirilmektedir.

13/31 Ve lev enne KUR'ANEN SUYYİRAT BİHİL CİBALU EV KUTTAT BİHİL ERDU EV KULLİME BİHİL MEVTA bel lillahil emru cemia e fe lem yey'esillezine amenu en lev yeşaullahu le heden nase cemia ve la yezalullezine keferu tusibuhum bima saneu kariatun ev tehullu kariben min darihim hatta ye'tiye va'dullah innellahe la yuhliful miad

( Ve şayet kesinlikle KUR'AN Kİ, ONUNLA DAĞLAR GEZSE VEYA ONUNLA YER KESİLİP PARÇALANSA VEYA ÖLÜLER ONUNLA KONUŞTURULSA. Bilakis tüm işler Allah içindir. O halde o inananlar ümit kesip anlamadılar mı ki Allah dileseydi insanları topluca yönlendirirdi ve o inkar edenleri geri durdurmazdı. O ürettiklerinden dolayı onlara ansızın gelen bela isabet eder veya yurtlarının yakınına konar. Nihayet Allah' ın vaadi gelir. Kesinlikle Allah vaade, vadeye ihtilaf etmez. )

Tevbe suresinin 9/80 kodlu ayetinde "Yetmiş kere" tekrar vasıtasıyla oluşum gerçekleşebileceği dolaylı ve olumsuz bir misal üzerinden bildirilmektedir. ( 70 sayısının nümerolojik değeri olan 7 sayısı döngü sonun ve tamamlanma kavramlarının sembolü olup yaratılışın tamamlanmasını da simgelemektedir. )

9/80 İstağfir (1) lehum (2) ev (3) la (4) testağfir (5) lehum (6) in (7) testağfir (8) lehum (9) SEB'İNE (10) MERRATEN (11) fe (12) ley (13) yağfir (14) allahu (15) lehum (16) zalike (17) bi (18) enne (19) hum (20) keferu (21) bi (22) allahi (23) ve (24) rasuli (25) h (26) ve (27) allahu (28) la (29) yehdi (30) el (31) kavme (32) el (33) fasikin (34) 

( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )

Ayetin ilk cümlesi 11 kelimeden oluşmakta olup, son kelime ikilisi olan "Seb'ine merraten" ( Yetmiş kere ) kelime setindeki "Merraten" ( Kere ) kelimesi ayetin son ve 11. kelimesidir. 11 sayısı düalitenin, döngünün ve halden hale geçişin ( dönüşümün, yeni başlangıcın ) nümerolojik sembolü olan sayıdır.

"Kur'an" kelimesinin Kur'an'da 70 kere tekrarlanmakta olması ve yukarıdaki ayetler dikkate alındığında "Okuma" anlamına gelen Kur'an'ın batinen "Oluşturma, Yaratma, Tezahüre vasıta olma" işlevleri olduğu gerçeği de ortaya çıkmaktadır. Zira ayetlerin okunması vasıtasıyla icra edilen şifacılık ve sihir ( büyü ) eylemleri de bu fenomenin bir yansımasıdır. Bir sihir kelime seti olan "Abracadabra" kelimesi de "Ebri ke debri" ( Düşününce / Konuşunca yaratırım. ) anlamını taşımaktadır.






Monday, October 4, 2021

Aşımsı, Gıdamsı, Dünyamsı ... hoşgeldin İnsanımsı

Küreselcilerin, "Transhumanism" ( İnsan ötecilik / İnsan üstücülük ) kavramı kisvesi altında "insanı insanlıktan çıkarma" geyretleri, pandemi vasıtasıyla hızlandırılmış ve son hızla devam etmektedir. Müşrik şeytanlar bir yandan varlıkların yaşam alanı ( habitat ) olan dünyanın doğal dengelerini ScopEx, StarLink vb. gibi projelerle bozmaya çalışırlarken, bir yandan da insanın, yaratılıştan gelen yani Allah'ın takdiri olan genetik yapısını bozarak değiştirmeye çalışmaktadırlar. Nihai hedefleri, dünya nüfusunu azaltmak, bozulmuş yaşam koşulları ve sentetik virüsler nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış olan insanları, çipler vasıtasıyla Yapay Zeka kontrolüne almak ve her an "switch off" ( kapatma ) yapılarak sistem dışına atılacak robotlara dönüştürmektir. 

2/205 Ve iza tevella sea fil erdi li yufside fiha ve yuhlikel harse ven nesl vallahu la yuhibbul fesada

( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez.  )

Küreselciler Hollywood filmleri vasıtasıyla bu konulara ilişkin kitle telkin ve iletişim süreçlerini yürütmekte, mesajlarını açıkça vererek kitleleri bilinçaltında hazırlamaktadırlar. Bu bağlamda en yeni örnek olarak 2021 yılı yapımı olan "Implanted" ( İçine ekilmiş / Çiplenmiş ) filmi gösterilebilir. ( Bu film 2019 yılı yapımı olan "Upgrade" filmi gibi çiplenerek AI'ın ( Yapay Zeka ) kölesine dönüşmüş insanlar konusunu içermektedir.

Filmin giriş cümlesi şöyledir; "In 2023, three years after the global pandemic, the first personal diagnostic monitoring chip appears." ( 2023 yılında, küresel pandemiden üç yıl sonra, ilk kişisel tanı görüntüleme çipi ortaya çıktı." 

WHO ( Dünya Sağlık Örgütü ), CDC'nin ( Hastalık Önleme Merkezi ) ve biyoteknoloji şirketi yöneticisinin "Aşı pandemiye çözüm olmayacak. Yeni virüsler gelecek.", "Aşının koruma süresi altı ay." ve "Virüs hep olacak. Bu bir evrim ve evrim henüz yeni başladı." gibi beyanatları esasen hem mRNA enjeksiyonunun periyodik olarak devam ettirilmek istendiğini, hem de 2023 yılından itibaren "deri altı çiplerin", "hastalığı önceden tespit etme" işlevinden bahsedilmek suretiyle devreye sokulacağına işaret etmektedir. ( Türkiye'nin 11. Stratejik Kalkınma Planı'nı 2019 - 2023 dönemini ( tam pandemi süreci ) kapsamakta olup sağlıkla ilgili 61. maddede "Deri altı çipler"den bahsedilmektedir. )

Time dergisinin 21.10.2020 tarihinde "The Great Reset TIME 2030 It's 2023. Here's How We Fixed the Global Economy" ( Büyük Sıfırlama TIME 2030 Yıl 2023. Küresel Ekonomiyi Böyle Düzelttik." başlığıyla yayımladığı yazıda da "Aşılama" vasıtasıyla pandeminin 2023 yılında sonlandırıldığı mesajı verilmekteydi.

https://time.com/5900739/fix-economy-by-2023/


TIME dergisinin 21.10.2020 tarihli sayısında yer alan görsel

Evvelki bölümlerde mRNA enjeksiyonu yoluyla insanın genetik kodlarının değiştirilebileceğine ve zaman içinde insanın farklı bir yaratık ( Zombi ) haline getirilebileceğinden bahsedilmişti. İnsanın habitatını ve genetiğini bozmaya çalışanlar ayrıca insanın beslenme unsurlarını da modifiye ederek genetik değişimi desteklemeye çalışmaktadırlar. Economist dergisinin 28.09.2021 sayısında yer alan aşağıdaki başlıklar küresel planların ifşası ve iletişimine net örnek teşkil etmektedir.

- "Technology can help deliver cleaner, greener delicious food" ( Teknoloji daha temiz, daha yeşil ve daha lezzetli gıda tedariğine yardımcı olabilir. )

- "Cows are no longer essential for meat and milk" ( İnekler artık et ve süt için temel kaynak değil. )

( Yorum: Allah'ın nimet ve gıda olarak bahşettiği ve kendilerine bu yönde görev verdiği varlıkların nimet ve gıda olma işlevlerine son verilmesi açıkça Allah'a isyan ve yaratılışın ilahi nizamını bozma girişimidir. )

- "Meat no longer requires animal slaughter" ( Et için artık hayvan katletmeye gerek yok. ) 

( Yorum: Ama laboratuar üretimi virüs ve kurgulanan pandemi vasıtasıyla 4.5 milyon insanın katledilmesine gerek var öyle mi? Dünyadaki insan nüfusunun azaltılması gibi sapkın bir projenin varlığı malum iken hayvanların katlinden bahsedilmesi şeytanın zihin kontrol oyunundan başka bir şey değildir. Ayrıca et, Allah'ın insanlara hayvanlar vasıtasıyla sunduğu temel gıdaların başında gelmektedir. "Bir canlının yaşayabilmek için bir başka canlıyı katletmemesinin" doğru olmadığının idraki bir ruhsal tekamül aşamasıdır. Allah'ın, ruhsal tekamül okulu niteliğinde yarattığı kaba madde planı dünyada böyle bir sistem kurgulamış olmasının sebebi insanın yanlışları görerek doğruyu keşfetmesi ve üst  plana geçiş liyakatini kazanabilmesi içindir. Üst süptil madde planlarında ( boyutlarında ) kaba madde planındaki gibi acı, ıstırap, zorlanma, hastalanma, yaralanma, ölüm vb. gibi kavramlar söz konusu değildir.  )

- "Microbes are being used more and more to make delicious food" ( Mikroplar lezzetli gıda üretiminde daha çok kullanılmaya başlanmıştır. )

( Yorum: Allah'ın verdiği temiz nimetler varken mikropların gıda diye sunulması insanın aşağılanmasından öte bir eylem değildir. )

- "Vertical farms are growing more and more vegetables in urban areas" ( Dikey çiftlikler şehir dışı alanlarda daha fazla sebze üretmeye başlamışlardır. )

( Yorum: Dikey çiftlikler, doğal tarımı ve çiftçiliği sonlandırmak üzere kurulan sentetik yapay gıda üretim tesisleridir. Bu tesislerde, mikrobiyoloji uygulamalarıyla ürünlerin genetiği değiştirilmekten ziyade farklı genetik kodlama kombinasyonlarıyla sıfırdan yapay ürünler oluşturulmaktadır. )

- "Feeding 9bn people will mean reimagining the edible world" ( 9 Milyar insanı beslemek yenilebilir dünyayı yeniden hayal etmek anlamına gelmektedir. )

( Yorum: İnsanlara rızıklarını, gıdalarını veren, onları besleyen Allah'tır. Ancak küresel müşrikler bu cümleyle kendilerini ilahlaştırmakta ve "İnsanları beslemekten. İnsanların rızkını vermekten" bahsetmektedirler. Allah'ın tüm insanlara eşit olarak paylaştırdığı hesapsız ve bol nimetlerin gasp edilerek kaynakların kıt olduğu izleniminin yaratılması şeytanların kadim tahakküm ve köleleştirme metodudur. Hatta küreselciler ekonomi bilimin tanımına bile "kıt kaynaklar" ifadesini kasıtlı olarak koymuşlardır. )

Economist dergisinde yer alan yukarıdaki cümleler açıkça şirk ve bozgunculuk ifadeleri olup, Allah'a ve O'nun ilahi nizamına doğrudan isyan niteliği taşımaktadır. Küresel müşrik zümre, kadim Zionism ( İlahçılık / İlah Gibi Olmacılık ) idealleri çerçevesinde, insanın tüm ihtiyacı olan olguları bozmak ve değiştirmek suretiyle insanlığı kendi köleleri haline dönüştürmeyi ve böylelikle sözde ilahlaşmayı arzulamaktadırlar. Genetiği bozacak sentetik yapay maddeleri insanlara gıda diye sunan küresel müşrik şeytanlar kendileri için ise doğal et ve sebze ürünleri sağlayabilecekleri ortamları çoktan oluşturmuşlardır.

Kur'an ayetlerinde Allah'ın insanlara rızık ve gıda olarak bahşettiği nimetlerden bahseden çok önemli ayetler bulunmaktadır.

2/126 Ve iz kale ibrahimu rabbic'al HAZA BELEDEN aminen VERZUK EHLEHU MİNES SEMERATİ min amene minhum billahi vel yevmil ahir kale ve men kefera fe umettiuhu kalilen summe adtarruhu ila azabin nar ve bi'sel mesir

( Ve zamanında İbrahim, "Rab’bim işte şu BELDEYİ güvenli kıl ve onun Allah’a ve sonraki güne inananlardan olan sahiplerini, ONUN MEYVELERİNDEN, ÜRÜNLERİNDEN RIZIKLANDIR." dedi. “Kim inkar ederse, onu azıcık faydalandırıp nimetlendiririm. Sonra onu azabın ateşine kovarım. Ne kötü varış yeridir.” dedi. )

4/85 Men yeşfa şefaaten haseneten yekun lehu nesibun minha ve men yeşfa şefaaten seyyieten yekun lehu kiflun minha ve KANELLAHU ALA KULLİ ŞEY'İN MUKİYTA

( Kim güzelliğe vesile olursa, ona ondan nasip olur. Kim kötülüğe vesile olursa ona ondan pay olur. ALLAH HERŞEYE GIDA RIZIK VERENDİR, önem verip koruyandır, gözetendir. )

16/14 Ve huvellezi sehharal bahra Lİ TE'KULU MİNHU LAHMEN TARİYYEN ve testahricu minhu hilyeten telbesuneha ve teral fulke mevahira fihi ve li tebteğu min fadlihi ve leallekum teşkurun

( Ve ONDAN TAZE ET YEMENİZ, giymeye ve takmaya süsler, zinetler çıkarmanız için denizi buyruğa alan O'dur. Gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsünüz. O’nun üstünlüğünden aramanız için. Umulur ki şükredersiniz. )

16/71 Vallahu faddale ba'dakum ala ba'din fir rizk FE MELLEZİNE FUDDİLU BİR RADDİ RİZKİHİM ALA MA MELEKET EYMANUHUM FE HUM FİHİ SEVA' E FE Bİ Nİ'METALLAHİ YECHADUN

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. ANCAK O ÜSTÜN OLANLAR RIZIKLARINI O ELLERİNİN MALİK OLDUKLARINA VERMEZLER Kİ ONDA EŞİT OLSUNLAR. Yani ALLAH'IN NİMETİ İLE CİHAD MI EDİYORLAR? )

22/36 Vel BUDNE cealnaha lekum min şeairillahi lekum fiha hayrun fezkurusmellahi aleyha savaf fe iza vecebet cunubuha fe KULU MİNHA ve AT'İMUL kania vel mu'terr kezalike sehharnaha lekum leallekum teşkurun

( Ve BÜYÜK, YOĞUN GÖVDELİLERİ, onları size Allah' ın işaretlerinden kıldık. Onlarda size hayır vardır. O halde, saflar halinde dururlarken onların üzerine Allah' ın ismini hatırlayın. Yanları yaslandığında onlardan YİYİN, kanaat edene ve fakir olup da dilenmeden durumunu anlatana YEDİRİN. İşte onları böyle buyruğunuza verdik. Umulur ki şükredersiniz. )

35/12 Ve ma yestevil bahrani haza azbun furatun saiğun şerabuhu ve haza milhun ucac ve MİN KULLİN TE'KULUNE LAHMEN TARİYYEN ve testahricune hilyeten telbesuneha ve teral fulke fihi mevahira li tebteğu min fadlihi ve leallekum teşkurun

( Ve iki deniz eşit olmuyor. Bu iyidir, tatlıdır, onun içilmesi lezzetlidir. Bu ise tuzludur, acıdır. HEPSİNDEN TAZE ET YERSİNİZ ve giydiğiniz süs, zinet çıkarırırsınız. O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsün. Umulur ki şükredersiniz. )

Fussilet suresinin aşağıdaki ayetinde "gıdaların tüm insanlar için eşit olarak düzenlendiği" belirtilmektedir.

41/10 Ve ceale fiha ravasiye min fevkiha ve barake fiha ve KADDERA FİHA AKVATEHA fi erbeati eyyam SEVAEN lis sailin

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, GIDALARI, AZIKLARI araştıranlar için dört günde EŞİT OLARAK DÜZENLEYEREK ölçülendirdi." )

Zuhruf suresinin aşağıdaki ayetinde nimetleri gasp ederek insanları yoksun bırakanlardan bahsedilmektedir. 

43/32 E HUM YAKSİMUNE RAHMETE RABBİK NAHNU KASEMNA BEYNEHUM MEİYŞETEHUM FİL HAYATİD DUNYA ve rafa'na ba'dahum fevka ba'din deracatin li yettehize ba'duhum ba'dan suhriyya ve rahmetu rabbike hayrun min ma yecmeun

( RAB’BİNİN RAHMETİNİ ONLAR MI BÖLÜŞTÜRÜYORLAR? DÜNYA HAYATINDA, ONLARIN ARALARINDA GEÇİMLİKLERİNİ BİZ BÖLÜŞTÜRDÜK. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )


52/22 Ve emdednahum bi FAKİHETİN ve LAHMİN min ma YEŞTEHUN

( Ve onlara, o İŞTAHLANDIKLARI MEYVELER ve ET ile imdad ettik. )

Allah'ın nimetlerinin sonsuz olduğu da aşağıdaki ayette açıkça belirtilmektedir. Zira nimetin kıt, kaynakların kısıtlı olduğu algısını yaratmaya çalışanlar ve nimetleri gasp ederek insanları yoksun bırakmaya çalışanlar küresel şirketler kanalıyla insanlığı tahakküm altına alan şeytanlardır. 

14/34 Ve atakum min kulli ma seeltumuh ve İN TEUDDU Nİ'METALLAHİ LA TUHSUHA innel insane le zalumun keffar

( Ve O’na her sual ettiğinizden size verdi. Eğer ALLAH'IN NİMETİNİ SAYARSANIZ ONLARI SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle insan zalimdir, inkar edendir.  )








Sunday, October 3, 2021

Biyoteknoloji şirketi temsilcisinin beyanları... 

Coronavirus pandemisi kapsamında, mRNA enjeksiyonu operasyonu ile gündeme gelen ve kendisine "çözüm sağlayıcı" hatta "kurtarıcı" imajı kazandırılan biyoteknoloji şirketi yöneticisi şahıs bugün şu söylemlerde bulunmuştur.

"Üçüncü doz destekleyici aşıların ana varyantları kontrol altına alabileceğini de dile getiren .... , buna karşılık corona virüsünün yeni mutasyonlara uğrayacağını ve aşıların etkisini azaltabileceğini söyledi. 

.... , “Virüs kalacak ve virüs daha da çok adapte olacak. Değişikliğe uğrayacak yeni nesil virüslerin, şu ankinden daha kolay yönetilebilir olacağını öngörmüyoruz. Bu devam eden bir evrim ve evrim henüz başladı” dedi."

Basından 03.10.2021

Her 6 ayda bir en az 3 doz aşı yapılması ve korkunun daim kılınması planı kapsamında yukarıda iki paragraf halinde beyanları bulunan şahısa şu sorular yöbeltilebilir.

1. Paragraf ile ilgili :

- Enjekte edilen kodlanmış / programlanmış mRNA molekülleri virüsün etkin varyantlar üretmesine mi sebep oluyor?

- mRNA ile transfeksiyonun ortak kâşiflerinden olan Amerikalı virolog Robert Malone ve HIV virüsünün kâşifi Nobel ödüllü Fransız virolog Luc Montagnier'ın ifade ettiği üzere salgın esnasında yapılan aşılama virüsün her mutasyonda daha zayıf yerine daha etkin varyantlara dönüşmesine sebebiyet vermez mi?

- mRNA enjeksiyonu olmasa virüs zaten zaman içinde doğal akışıyla etkinliğini kaybetmez mi? Ve pandemi sonlanmaz mı?

- mRNA'lama operasyonuyla sürecin bir kısır döngü halini alması mı hedeflenmektedir?

2. Paragraf ile ilgili :

- Nasıl oluyor da virüsün davranış trendi hakkında bu kadar net konuşabiliyorsunuz? 

- Laboratuar üretimi olduğu artık açıkça dile de getirilen bu virüsün üretiminde ve seyir süreçlerinin planlanmasında aktif rol mu aldınız?

- Bu nedenle mi kesin bir dille "Yeni nesil virüs" ve "Bu devam eden bir evrim ve evrim henüz başladı." ifadelerini kullanmaktasınız?

Aşı niteliği kazanabilmesi için gerekli fazları tamamlanmamış olan ancak dünya insanları ( çocuklar ve hamileler !! dahil ) denek olarak kullanılmak suretiyle tamamlanmaya çalışılan mRNA enjeksiyonu sebebiyle ilgili şahsın Nobel Ödülü adaylığının konuşuluyor olması da ayrıca çok ilginç bir paradoks oluşturmaktadır.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/09/pandemi-ve-aslama-surecine-baks.html

Saturday, October 2, 2021

GENetik kelimesi

Gene = Gen
Genesis = Yaratılış, Yayılım, GENişleme
Genetics = Genetik, GENişlik
Genome = Genom
General = Genel, Yaygın
Geniş = Yayılmış, Enlenmiş, Uzamış
Genleşmek = Yayılmak, Enlenmek, Uzamak
Gene / Yine ( Tür. ) = Tekrar eden, Artarak yayılan
Gani = Çok, Yayılmış, Artmış
Yen* ( Tür. ) = Giysi kolunun dirsekten aşağı bölümü ( Belirli bir "genişliğin" tanımı )
Yeni = Yenlenmiş, Genişlemiş, İlk defa tekrar yayılmış

* Dillerde harfler birbirlerinin yerlerini alabilmektedirler. Örneğin G, J, ve Y harfleri birbirlerini ikame etmektedirler. ( Örnek : "Giannis", "Yanis" okunmaktadır. )

Yukarıdaki kelimelerdeki ortak kök olan "Gen" kelimesi Türkçedeki "Gen" ( Grekçedeki "Gonos" ) kelimesi olup "Aralık, Enlilik, Bölümdeki uzunluk, Yayılım" anlamına gelmektedir. Türkçede sıfat olarak yer alan "Geniş" kelimesi ( Gen + iş ) esasen "Enlenme, Aralıklanma" anlamını taşımaktadır. ( Örnek: Çök+üş, Uç+uş, Kaç+ış vb. ) 

Geometrik şekillere verilen isimlerin sonlarındaki "Gen / Gon" ekleri şeklin "Kaç adet Aralık, Enlenme, Uzun bölüm, Yayılım" içerdiğini belirtmektedir.

ÜçGEN = Üç kenarlı
ÇokGEN = Çok kenarlı
PentaGON = Beş kenarlı
PoliGON = Çok kenarlı

Tıpta "Gen" olarak yer alan kelime de DNA'daki ( DeoksiriboNükleikAsit ) nükleotid** ( enzim ) dizilimlerinden oluşan "kesitleri, aralıkları, bölümleri" tanımlamaktadır. ( ** DNA'da A, C, G, T harfleriyle ifade edilen 4 nükleotid bulunur. Adenine, Cytosine, Guanine, Thymine ) 


Gen


DNA

"Genetik sekans" kavramı da bir "Gen" içinde yer alan nükleotidlerin ( enzimlerin ) dizilimlerini tanımlamaktadır. Bu kavram "Genetik şifre ( kod )" olarak da ifade edilmektedir.


Genetik sekans örneği

"Genetiğin değiştirilmesi" kavramı ise genetik sekanstaki nükleotidlerin dizilimlerinin ( yerlerinin ) değiştirilmesi veya mevcut bir nükleotid yerine sentetik ( yapay ) bir nükleotidin konması ( mRNA'daki gibi ) yani "genetik yazılımın / kodlamanın değiştirilmesi" anlamına gelmektedir. Bu uygulama gen terapisi olarak gerçekleştirilebilecek iyileştirici bir uygulama olabileceği gibi kötü niyetlilerin kontrolünde helak edici de olabilmektedir. Bu husus Bakara suresinin 205. ayetinde bildirilmiştir.

2/205 Ve iza tevella sea fil erdi li yufside fiha ve yuhlikel harse ven nesl vallahu la yuhibbul fesada

( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez.  )

Bakara suresinin 211. ayetinde de "İsrailoğulları" ve "Nimetin değiştirilmesi" kavramları birlikte yer almaktadır.

2/211 Sel beni israile kem ateynahum min ayetin beyyineh ve MEN YUBEDDİL Nİ'METALLAHİ min ba'di ma caethu fe innellahe şedidul ikab

( İsrailoğullarına, onlara açık delil olarak ayetlerden ne kadar verdiğimizi sual et. KİM, ona o getirilenlerden sonra, ALLAH'IN NİMETİNİ DEĞİŞTİRİRSE, kesinlikle Allah azabı şiddetli olandır. )

Yaratılışta her varlığın Allahu Teala tarafından takdir edilmiş kaynak kodları / genetik kodları / yazılımı bulunmaktadır. Dolayısıyla yaratılış, "ilahi yazılım" olarak da tanımlanabilir. Zira "Alın yazısı", "Kader yazgısı" gibi ifadeler bu gerçeğin yansımalarıdır. Tevbe suresinin 36. ayetinde yaratılışın bir "ilahi yazılım" olduğu bildirilmektedir.

9/36 İnne iddeş şuhuri indellahisna aşera şehran fi KİTABİLLAHİ yevme halekas semavati vel erda ...

( Kesinlikle, Allah indinde ayların adedi oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü ALLAH YAZISINDA. ... )

Kutsal kitaplar yaratılışın kaynak kodlarını yani yaratılışın ilahi yazılımını içeren eşsiz ilim hazineleridir. Özellikle Kur'an, ayetlerindeki kelimelerin, cümlelerin kurgusu ve sayısallandırılması ( nümeroloji ) itibarıyla tam bir ilahi yazılım / kod niteliğindedir. Tevrat'ın "muharrif" olduğu yani ayetlerinin "tahrif*** edilmiş" olduğu Nisa suresinin 46. ayetinde "Yahudiler" kelimesi vasıtasıyla dolaylı olarak bildirilmektedir. "Yuharrifunel kelime an mavadiihi" ( Kelimeyi yerinden değiştirirler. ) ifadesi ise ilk kez bu ayette ( 4/46 ) geçmektedir. Elbette "tahrifat" kavramı sadece kitap metnindeki ayetlerin yazılı olarak değiştirilmesini değil, kitapta sabit olan ayetlerin konuşma esnasında söylem olarak veya yazılı tercüme olarak değiştirilmesini de kapsamaktadır. Örneğin bugün birbirinden farklı birçok Kur'an tercümesinin varlığı bu durumun delili niteliğindedir.

*** "Tahrif" kelimesi "Harf" kökünden türemekte olup "Harfler ile oynanması, Harflerin değiştirilmesi" anlamını taşımaktadır.

4/46 Minellezine hadu YUHARRİFUNEL KELİME AN MEVADİİHİ ve yekulune semi'na ve asayna vesma' ğayra musmein ve raina leyyen bi elsinetihim ve ta'nen fid din ve lev ennehum kalu semi'na ve eta'na vesma' venzurna le kane hayran lehum ve akveme ve lakin leanehumullahu bi kufrihim fe la yu'minune illa kalila

( O YAHUDİLERDEN KELİMEYİ YERİNDEN DEĞİŞTİRENLER, dillerini dürüp eğerek ve din hakkında saldırganlaşarak "Duyduk ve isyan ettik, duy duymaz olası ve bizi gör." derler. Şayet kesinlikle onlar "Duyduk ve itaat ettik, duy ve bize bak." deselerdi onlara daha hayırlı ve daha kuvvetli, sağlam olurdu. Lakin Allah onları inkarları ile lanetler de azı hariç inanmazlar. )

Ayetler "genetik sekansa", ayetlerde yer alan "kelimeler" de DNA'nın genetik sekansında yer alan ve harfler ile ifade edilen nükleotidlere ( enzimlere ) benzetilebilir. Dolayısıyla bu ayetteki "kelimelerin tahrif edilmesi / yerlerinin değiştirilmesi" ifadesi "insan DNA'sındaki genetik sekansın yani nükleotidlerin değiştirilmesine" de işaret etmekte gibidir. Zira bu durum nümerolojik olarak teyid edilmektedir.

- Nisa suresi 4. sure olup DNA 4 nükleotidden ( enzim ) ( A, C, G, T ) oluşmaktadır.

- Ayetin numarası 46 olup insanda toplam 46 kromozom bulunmaktadır. Yukarıda resmi de yer alan kromozom, DNA sarmallarından oluşan "X" formundaki ikili yapılardır. İnsanda 23 adet kromozom ikilisi bulunmaktadır. ( 2x23 = 46 ) 


"Yaratılışın değiştirilmesi" kavramı ikinci kez yine 4. surede geçmektedir. Bu kavrama bu sefer 119. ayette yer verilmek suretiyle "halden hale geçişin / dönüşümün" nümerik sembolü olan 11 sayısına ve 9/11 nümerolojisine de dikkat çekilmekte gibidir. Ayette 47 ( 4+7 = 11 ) kelime bulunması da ayrıca nümerik delil niteliğindedir. Bilindiği üzere küresel şeytanlar 11 ve 9/11 nümerolojisine  negatif frekans / olumsuz anlam yüklemekte ve birçok komplolarında bu nümerik sembolizmle uyumlu olmaya özen göstermektedirler. ( Örnek: 9/11 İkiz Kuleler vakası ve Coronavirus vakası ( Coronavirus ile ilgili 11 nümerolojisi tespitleri evvelki bölümlerde detaylı olarak incelenmiştir. ) )

Aşağıdaki ayetin çoklu anlamlarından biri de "Kulaktan alınan kök hücreler vasıtasıyla genetik yapının yani Allah'ın yaratışının değiştirilmesi"'dir.  

4/119 Ve (1) le (2) udille (3) enne (4) hum (5) ve (6) le (7) umenniye (8) enne (9) hum (10) ve (11) le (12) amurra (13) enne (14) hum (15) fe (16) le (17) YUBETTİKU(18) enne (19) AZANE (20) EL (21) EN'AMİ (22) ve (23) le (24) amura (25) enne (26) hum (27) fe (28) LE (29) YUĞAYYİRU (30) enne (31) HALK (32) ALLAH (33) ve (34) men (35) yettehizi (36) eş (37) ŞEYTANE (38) veliyyen (39) min (40) duni (41) allahi (42) fe (43) kad (44) hasira (45) husranen (46) mubina (47)

( Ve kesinlikle onları saptıracağım, kesinlikle onları saplantılara, kuruntulara sokacağım. Kesinlikle onlara emredeceğim de HAYVANLARIN KULAKLARINI KESECEKLER. Kesinlikle onlara emredeceğim de ALLAH'IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRECEKLER. Kim Allah' ın haricinde ŞEYTANI dost edinirse, apaçık hüsran ile hasarlanmış olur. )

Ayetteki "Azan" ( Kulaklar ) kelimesiyle, DNA'dan aldığı kaynak kodları / mesajları bir haberci / mesajcı olarak proteinlere ileten RNA da kastedilmekte gibidir. Zira Habercinin bir mesajcı olduğu ayetlerde "Kulak" nitelemesiyle de bildirilmektedir.

9/61 Ve minhumullezine yu'zunen NEBİYYE ve YEKULUNE HUVE UZUN kul UZUNU HAYRİN LEKUM yu'minu billahi ve yu'minu lil mu'minine ve rahmetun lillezine amenu minkum vellezine yu'zune rasulellahi lehum azabun elim

( Ve onlardan haberciyi üzenler "O KULAKTIR." derler. De ki: "SİZE HAYIRLI KULAKTIR. Allah’a  inanır, inananlara inanır ve sizden inananlara rahmettir." Allah' ın resulünü üzenlere elim azap vardır. )




Friday, October 1, 2021

Kitmir ve Sirius

Kehf suresinin 22. ayetinde geçen "Kelb" ( Köpek ) kelimesi, "Kehf" ( Mağara ) içinde transa geçmiş olan Ashabi Kehf'e ( mağara sahipleri / mağara arkadaşları ) yol gösteren, onları koruyan varlığı tanımlamaktadır. "Kelb" kelimesinin esasen Canis Majoris ( Büyük Köpek ) takımyıldızındaki Sirius yıldızı olmasının kuvvetle muhtemel olduğuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmiştir. Ayetteki "Kehf" kelimesinin de bilinen "Mağara" anlamı dışında "Öz / Öz Varlık", "İç Düşünce Alemi" vb. gibi derin anlamları da bulunmaktadır ki bu anlamlarda batinen ve teşbihen "Mağara" kelimesiyle ilintilidir. 

18/22 Se (1) yekulune (2) selasetun (3) rabiu (4) hum (5) KELBU (6) hum (7) ve (8) yekulune (9) hamsetun (10) sadisu (11) hum (12) KELBU (13) hum (14) racmen (15) bi (16) el (17) ğayb (18) ve (19) yekulune (20) seb'atun (21) ve (22) saminu (23) hum (24) KELBU (25) hum (26) kul (27) rabb (28) i (29) a'lemu (30) bi (31) iddeti (32) him (33) ma (34) ya'lemu (35) hum (36) illa (37) kalilun (38) fe (39) la (40) tumari (41) fi (42) him (43) illa (44) miraen (45) zahiran (46) ve (47) la (48) testefti (49) fi (50) him (51) min (52) hum (53) ehada (54)

( "Üçtürler dördüncüleri KÖPEKleridir." diyecekler. "Beştirler altıncıları KÖPEKleridir." diyecekler. Gayba tahmin yürüterek. "Yedidirler ve sekizincileri KÖPEKleridir." derler. De ki: "Onların adetlerini Rab’bim bilir." Onları azın haricindekiler bilmezler. O halde açıkça görünenlerin haricinde onlar hakkında tartışma. Onlardan hiçbirine de onlar hakkında soru sorma. )

Ayette geçen "Kelb" ( Köpek ) kelimelerinin sıra numaraları toplamının nümerolojik değeri "8" sayısını vermektedir. ( 6+1+3+2+5 = 17 ... 1+7 = "8" ) Ayrıca ayette "Sekizincileri köpekleridir." ifadesi yer almaktadır. Sirius'un de üyesi olduğu "Canis Majoris" ( Büyük Köpek ) takımyıldızında 8 yıldız bulunmaktadır. 8 sayısı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün nümerik sembolüdür. Kur'an'da "Sirius" yıldızı "Şi'ra" olarak 53. ( 5+3 = 8 ) sure olan Necm suresinde geçmektedir. 

53/49 Ve (1) enne (2) hu (3) huve (4) rabbu (5) eş (6) şi'ra (7) ( Ve kesinlikle O, O Şira' nın da Rab’bidir. )

"Sirius" kelimesinin ( Siri + us ) kökünde "Sir / Siri / Esir / Esiri" kelimesi bulunmaktadır ki bu kelime "Süptil, İnce madde, Örtü, Gizleme, Koruma, Kaplama, Zar*" gibi anlamlara gelmektedir. Batı dillerindeki telaffuzu "Ether / Etheric" şeklindedir. Türkçede de "Eter" diye anılan madde "süptil, ince, yoğunluğu çok az olan kimyasal" olarak bilinmektedir. Sipritüalizmde "Sirius", insanların dünyaya geldikleri yer, Cennet**, Yarı Süptil Plan, Sevgi Planı olarak kabul edilmektedir. Sirius, insanları bir kalkan gibi örten ve koruyan pozitif frekans ileti merkezi olarak anılmaktadır. 

* "Kaplayarak koruyan, gizleyen" anlamını içeren "Zar" ve "Sir" kelimeleri hem fonetik, hem de semantik açıdan benzerlik arzetmekte olup, kuvvetle muhtemelen aynı kelimelerdir. "Sır" kelimesi zaten "Gizem, Gizlilik" anlamına gelmekte olup, "Sirlemek / Sırlamak" kelimesi de "Koruyucu madde ile kaplamak" anlamını yansıtmaktadır.

** "Cennet" kelimesi de "Örtme, Kaplama, Koruma" anlamına gelmektedir. Kökünde "Cenn" ( Kaplamak, Korumak, Örtmek ) kelimesi yer almaktadır. "Cunnet" ( Kalkan ), "Cinn" ( Görünmeyen ) kelimeleri de aynı köktendir. 

Fatir suresinin 13. ayetinde Allahu Teala'nın, inananları müşrik inkarcılardan koruyacağı ve müşrik inkarcıların inananlara "Kitmir" ( Zar ) kadar dahi zarar veremeyecekleri bildirilmektedir. ( "Katman, Tabaka" anlamına gelen "Katmer" kelimesiyle "Kitmir" esasen aynı kelimelerdir.

35/13 Yulicul leyle fin nehari ve yulicun nehar fil leyli ve sehhareş şemse vel kamera kullun yecri li ecelin musemma zalikumullahu rabbukum lehul mulk vellezine ted'une min dunihi ma yemlikune min KİTMİR

( Geceyi gündüze sokar ve gündüzü geceye sokar. Güneş’i ve Ay’ı buyruğuna almıştır. Hepsi isimlendirilmiş belirli vade için akarlar. Bu Rab’biniz Allah’ tır. Mülk, hükümdarlık O’nadır. O’ndan başkasını çağıranlar, hurma ile çekirdeği arasındaki ZAR kadar bile malik olamazlar, hükmedemezler. )

"İnananların korunması, örtülmesi" mesajını içeren ayette "Örten, Koruyan, Zar" anlamına gelen "Kitmir" kelimesinin yer alması dikkat çekmektedir. Zira, Kur'an ayetlerinde yer almamakla birlikte, Ashabi Kehf'in köpeğinin isminin "Kitmir" olduğu da islami kaynaklarda zikredilmektedir.





Thursday, September 30, 2021

"Çalışıyorum." derken!?

- Ne yapıyorsun?

- Çalışıyorum.

Çoğunlukla telefonda gerçekleşen bu diyalogu, "çalıştığını" yani "emek vererek insanlara fayda ürettiğini" zanneden ve maalesef kendini kandıran şirket plazalarındaki milyonlarca kişi hemen her gün deneyimlemektedir.  

Bu noktada, farkındalığı yüksek ve iyi niyetli olarak ve mevcut sistem gereği mecburen şirket ortamında veya şirket formatında faaliyet gösterenlere yönelik bir ifade söz konusu olmayıp, sadece asırlardır uygulaması süregelen şeytani tahakküm sistemine ve onun kadim vasıtası olan "şirket / şirketleşme" kavramına atıf yapılmaktadır.

Günümüzde her aydın insan, şirket* olgusunun, esasen Allah'ın insanlara sadece iman ve iyi amel beklentisiyle hesapsızca bahşettiği nimetleri gasp etmek / çalmak, bu nimetleri insanlara maddi menfaat karşılığında azar azar vermek ve böylelikle insanlar üzerinde bir kontrol ve tahakküm sistemi oluşturabilmek için tesis edildiğini idrak edebilmektedir. Dünyadaki küçük veya büyük ölçekli tüm şirketler doğrudan veya dolaylı olarak küresel müşrik şeytanların mülkiyetinde olan dev şirketlerin alt birimleri olarak faaliyet göstermektedirler. Zira sistem tamamen zincirleme şekilde birbirine bağlıdır. Dolayısıyla bu noktada "çalışmak" kelimesi maalesef "çalmak" anlamına doğru kaymaktadır.

* "Şirket" kelimesi "Şirk" ( Ortak koşmak, Ortak olmak ) kök anlamını içermektedir. "Şirk" kelimesine ilişkin Kur'an ayetlerindeki hükümler her inanan tarafından gayet iyi bilinmektedir.

Şirketlerde istihdam** edilen yani "hadmedilen ( ezilen, çiğnenen ), hizmetçileştirilen, köleleştirilen" insanlar esasen, fayda sağladıklarını düşündükleri / düşündürtüldükleri diğer insanların mevcut köleliklerinin devamını sağlamaktan, fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olmasına ve emri altında bulundukları şirket sahibinin cebine daha fazla para konmasına vasıta olmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. 

** "İstihdam" kelimesinin kökündeki "Hadm" kelimesi "Çiğnemek, Ezmek" anlamına gelmekte olup, durumu açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Empati, sevgi, şefkat, merhamet, özveri, dostluk, samimiyet, paylaşım, birliktelik gibi kavramların yer almadığı, bir anlamda insanlardan çalınarak imha edildiği, ancak "varmış gibi yapılarak" insanların aldatıldığı ve insanların da bile bile kendilerini aldattıkları şirketler aslında hırs, kıskançlık, ikiyüzlülük, nefret, bencillik, zulüm, zorbalık, adaletsizlik vb. gibi tüm nefsani ve şeytani olguların / duyguların maksimize edildiği mekânlardır. Dünyadaki kan ve gözyaşının temel müsebbibi olan şirketler dünyanın negatif enerji jeneratörleridir.

Uzun süredir "Yeni Dünya Düzeni" ve "Tek Dünya Devleti" adı altında telkin edilen sistemin özünde de "Dünya A.Ş."'nin kurulması ideali bulunmaktadır. Ahlak, din, millet, vatan vb gibi tüm insani değerlerin Great Reset ( Büyük Sıfırlama ) söylemiyle yokedildiği, tek değer yargısının para ( nefsani ve maddi menfaat ) olduğu şirketleşmiş bir dünya....yaşayanlarının yaşamlarının çalındığı ve köleleştirildiği bir dünya....habitattan pazara dönüştürülmüş bir gezegen....

Sonuç olarak "Çalışıyorum." diyen her insanın bu cümlesinin anlamını "samimiyetle" tekrar düşünmesi ve kendisine karşı dürüst olması dünya insanlığının selameti açısından büyük önem taşımaktadır. 

Kur'an'da "A'mele" ( Çalışmak ) kelimesi ilk kez Bakara suresinin 139. ayetinde geçmekte ve konu bağlamında bir mesaj vermektedir.

2/139 Kul etuhaccunena fillahi ve huve rabbuna ve rabbukum ve LENA A'MALUNA ve LEKUM A'MALAUKUM VE NAHNU LEHU MUHLİSUN

( De ki: "O Rab’bimiz ve Rab’binizken Allah hakkında bizimle tartışıp mücadele mi edeceksiniz? BİZE ÇALIŞMALARIMIZ VE SİZE ÇALIŞMALARINIZ VE BİZLER O'NA SAMİMİLERİZ." )

Neml suresinin 4. ayetinde de "iyi çalışmalar" yaptıklarını sanan "basiretsizlerin" durumu bildirilmektedir.

27/4 İnnellezine la yu'minune bil ahirati zeyyenna lehum a'malehum fe hum ya'mehun

( Kesinlikle o ahirete inanmayanlara, onlara çalışmalarını süsledik de onlar görüşsüzce dolaşırlar. )



Sabır çağı

Kaba madde planı dünyada şahit olunan döngü sonu gelişmeleri dikkate alındığında esasen bir "Sabır Çağı"'na girildiği anlaşılmaktadır. Zira iklimde, sağlıkda, ekonomide ve sosyopsikolojik durumda küresel  çapta bir bozunma sürecinin deneyimlendiği açıkça görülmektedir. 

Kur'an ayetlerinde de belirtildiği üzere düşük frekansın hakim olduğu durumlarda "Sabır" mekanizmasının aktive edilmesi kritik önem taşımaktadır. "Sabır" kelimesi "Olanları kabullenip, pasifize olmak" anlamına gelmemektedir. Zorluklara karşı ilimle ve azimle mücadele etmeyi tanımlayan "Sabır", güvende olmanın ve kurtuluşa ulaşmanın en önemli vasıtalarından biridir. "Sabrın sonu selamettir" yani "Sabrın sonu güvendir / kurtuluştur." söylemi de bu noktada derin anlamını hissettirmektedir.


"Sabır" kelimesi, yukarıda da zikredildiği üzere, esasen mücadeleyi temsil eden bir kelimedir. Batı dillerinde yer alan "Saber / Sabre" ( İng. ), "Sabre" ( Fra. ) ve "Säbel" ( Alm. ) kelimeleri "Kılıç" anlamına gelmektedir. "Kılıç" savaşın ve mücadelenin sembolüdür. Arapça'daki "Seyf" kelimesi de "Kılıç" anlamında kullanılmakta olup, kök anlam itibarıyla İngilizcedeki "Safe" ( Güvenli ) kelimesiyle ortaklığı söz konudur.

Kur'an ayetlerinde "Sabır" kelimesinin 11 nümerolojisi ile birlikte yer alması, "Sabır" frekansının ruhsal tekamüle ve farklı boyuta geçişe vesile olduğunu ifade etmekte gibidir.

2/45 Vesteinu bis SABRİ ves salah ve inneha le kebiratun illa alel haşiin

( Ve SABIRLA ve duayla isteyin. Kesinlikle o, saygı ve sevgi dolu korku duyanların, ürperenlerin, ürkenlerin haricindekilere büyük, ağır gelir. )

Ayet kodu 2+4+5 = 11

2/153 Ya eyyuhellezine amenusteinu bis SABRİ ves salah innellahe meas sabirin

( Ey o inananlar, SABIRla ve duayla isteyin. Kesinlikle Allah sabredenlerle birliktedir. )

Ayet kodu 2+1+5+3 = 11

2/155 Ve le nebluvennekum bi şey'in minel havfi vel cui ve naksin minel emvali vel enfusi ves semerat ve BEŞŞİRİS SABİRİN

( Ve kesinlikle sizi, korkudan, açlıktan, malların, nefislerin ve meyvelerin, ürünlerin noksanlığından gibi şeylerle sınayacağız. SABREDENLERİ MÜJDELE. )

Ayet numarası 1+5+5 = 11

3/17 Es SABİRİNE ves sadikine vel kanitine vel munfikine vel mustağfirine bil eshar

( SABREDENLER, doğru olanlar, saygılı durup itaat edenler, harcayanlar ve seher vakitlerinde af isteyenler. )

Ayet kodu 3+1+7 = 11

3/125 Bela İN TASBİRU ve tetteku ve ye'tukum min fevrihim haza yumdidkum rabbukum bi hamseti alafin minel melaiketi musevvimin

( Evet. EĞER SABREDERSENİZ ve sakınırsanız, onlar size aniden yetip gelirler. Rab’biniz size beşbin işaretli melek ile bu şekilde yardım eder. )

Ayet kodu 3+1+2+5 = 11

3/146 Ve ke eyyin min nebiyyin katele mea hu ribbiyyune kesir fe ma vehenu li ma esabehum fi sebilillahi ve ma daufu ve mestekanu VALLAHU YUHİBBUS SABİRİN

( Ve kendini Rab’be adamış olanların birçoğunun birlikte savaştıkları öyle haberciler vardı ki. Allah yolunda, onlara o isabet edenlerden dolayı gevşemediler ve zayıflamadılar ve endişelenip boyun eğmediler. ALLAH SABREDENLERİ SEVER. )

Ayet numarası 1+4+6 = 11

Enfal suresinin 65. ayetinde "Sabrın" zafer vasıtası olduğu zikredilmektedir.

8/65 Ya eyyuhen nebiyyu harridil mu'minine alel kital in yekun minkum işrune SABİRUNE yağlibu mieteyn ve in yekun minkum mietun yağlibu elfen minellezine keferu bi ennehum kavmun la yefkahun

( Ey haberci, inananları savaşa kızıştır teşvik et. Eğer sizlerden SABREDEN yirmi kişi olursa, ikiyüz kişiyi yenerler. Eğer sizlerden yüz kişi olursa, o inkar edenlerden bin kişiyi yenerler. Çünkü kesinlikle onlar anlamayan kavimdirler.   )

Ayet numarası 6+5 = 11

11/11 İllellezine SABERU ve amilus salihat ulaike lehum mağfiratun ve ecrun kebir

( Ancak o SABREDENLER ve iyilikler yapanlar, işte onlar, af ve büyük ödül onlaradır. )

Sure numarası 11, Ayet numarası 11

23/111 İnni cezeytuhumul yevme bima saberu ennehum humul faizun

( Kesinlikle ben bugün, sabırlarından dolayı kesinlikle onları karşılıklandırdım. Kesinlikle onlar, onlar kurtulanlardır. )

Ayet numarası 111





Wednesday, September 29, 2021

Aslında hep aynı kelimeler...

Arapça ve Türkçe dillerindeki kelimelerin batı dillerindeki yansımaları iki farklı kategoride incelenebilmektedir. 

1- Aynı anlam - Benzer telaffuz

Bu kategori aynı veya yakın anlamlı olup, aynı zamanda da benzer şekilde telaffuz edilen kelimeleri kapsamaktadır. 

Say ( Tür. ) = Sırala, Ard arda aktar
Say ( İng. ) = Söyle

* *"Söy" kökü ayrıca zaten İngilizcedeki "Say" kökü.

İkaf ( Ara. ) = Durdurma, Tutuklama
Cuff ( İng. ) = Kelepçe

Nâm ( Ara. ) = Ün, İsim
Name ( İng. ), Nom ( Fra. ), Name ( Alm. ) = İsim

2- Farklı anlam - Benzer telaffuz

Bu kategori telaffuzları benzeyen, ilk bakışta anlamları farklıymış, ilgisizmiş gibi algılanan ancak kök kelime itibarıyla derinden yine ortak anlam ilişkisine sahip kelimeleri içermektedir.

Huld ( Ara. ) = Ebediyet
Hold ( İng. ) = Tut, Öyle kal

Kalın ( Tür. )
Column ( İng. ) = Sütun ( Ama kök anlam olarak "Kalın ve sağlam olan" )

Karın ( Tür. )
Carnation ( İng. ) = Bedenlenme, Etlenme, Soylanma, KARINDAN çıkma ( Doğma )

Hevn ( Ara. ) = Sükunet, Huzur, Dinginlik
Heaven ( İng. ) = Gök, Cennet

Nifak = Bozukluk, Bozuşma
Infect ( İng. ) = Enfeksiyon oluşması, İltihaplanma, Bozulma, Bozunma

Pat* ( Tür. ), Ba'd ( Ara. ) = Bozulma, Helâk olma ( * PATlamak )
Pathology ( İng. ) = Hastalık bilimi

Bunlar gibi daha nice örneklerin mevcudiyeti kutsal kitaplarda zikredildiği üzere dillerin ortak kökeni hakkında önemli delil teşkil etmektedir. Atatürk'ün üzerinde çalıştığı "Kök Dil" / "Güneş Dili Teorisi" de bu gerçeğe dayanmaktaydı.





Tuesday, September 28, 2021

Sotik döngü ( Sirius döngüsü ) ve Heliacal Döngü

Mısırlılar Canis Majoris ( Büyük Köpek ) takımyıldızının üyesi olan ve "Ak Yıldız" olarak da anılan  "Sirius" yıldızına "Sopdet" ( Grekçe "Sothis" ) ismini vermişler ve Sirius yıldızının doğu ufkundan doğuşunu yılbaşı kabul etmişlerdir. Yaptıkları döngüsel hesaplamalar ile Sirius'un 1460 yıllık döngü sonlarında aynı konuma geleceğini tahmin etmişlerdir. (1460 yıl, 365 yılın 4 ile çarpımıdır). Bu döngüsel süre "Sothic Cycle" ( Sotik Döngü ) olarak anılmaktadır. ( 1460 sayısının nümerolojik değeri düalitenin, döngünün ve farklı halden hale geçişin ( farklı boyuta geçiş ) nümerik sembolü olan 11 sayısını vermektedir. )

Sirius yıldızı yani "Sothis / Sopdet", Mısır pagan mitolojisindeki kadın karakter Isis ( Tanrıça ) ve erkek karakter Anubis ( Tanrı ) ile özdeşleştirilmiştir.

Sothis / Sopdet ( Başının üstünde Sirius sembolü bulunmaktadır. )

"Sothis" kelimesinin "Üçgen, Sivri olan" anlamına geldiği bilinmektedir. Aşağıdaki fotoda Sirius, Betelgeuse ve Procyon yıldızlarının oluşturdukları "üçgen" görülmektedir. En altta olan parlak yıldız Sirius'tur.


"Heliacal Cycle" ( Sarmal Döngü ) ise Sirius'un sarmal yükseliş sonrasında 70 gün boyunca kaybolması ve tekrar aynı sarmal yükseliş ile ortaya çıkmasına verilen isimdir. Mısır mitolojsinde bu fenomen Sopdet / Sothis'in "gelişi ve gidişi" olarak sembolize edilmektedir. Söz konusu döngüsel fenomen, 7 birimlik döngüyü temsil etmektedir. 

Kur'an'da Sirius yıldızı "Necm" ( Yıldız ) suresinin 53/49 kodlu ayetinde "Şi'ra" kelimesiyle yer alır. Necm suresinin numarası 53 ( 5+3 = 8 ) olup, surede 62 ( 6+2 = 8 ) ayet bulunmaktadır. ( 8 sayısı, 7 birimlik döngü sonundaki yeni döngü başlangıcının nümerik sembolüdür. ( Müzikte "Oktav"( Sekizli )  adı verilen 8 notalık yapıda da "Do" ile başlayan 7 birimlik döngü sonunda, 8. nota olan ince "Do" ile yeni döngü başlamaktadır. )

53/49 Ve (1) enne (2) hu (3) huve (4) rabbu (5) eş (6) Şİ'RA (7) ( Ve kesinlikle O, O ŞİRA' nın da Rab’bidir. )

Ayetin 7 kelimeden oluşması ve Şi'ra kelimesinin 7. kelime olması da "Sarmal Döngü" fenomenine işaret etmekte gibidir. Ayrıca ayet numarası olan 49 sayısı da 7x7 işlemi itibarıyla, düalitenin ve döngünün ifadesi "Seb'an minel mesani" ( İkililerden yedi / İkili Yedi ) olgusuna dikkat çekmektedir.




Sunday, September 26, 2021

Beyaz elin sırrı

Hz. Musa'nın Firavun'a karşı mücadelesinde başarılı olabilmesi için Allahu Teala tarafından kendisine bahşedilen dokuz ayetten biri de "Elin koyuna sokulup çıkarıldıktan sonra beyazlaşması" fenomenidir. Bu fenomenden ilk kez A'raf suresinin 108. ayetinde bahsedilmektedir.

7/108 Ve (1) nezea (2) YEDE (3) hu (4) fe (5) iza (6) hiye (7) BEYDAU (8) li (9) en (10) nazirin (11)

( Ve elini çekip çıkardı da o zaman o bakanlar için BEYAZ oldu. )

Ayette 11 kelime bulunmakta olup, "Yed" ( El ) kelimesi 3., "Beydau" ( Beyaz ) kelimesi ise 8. kelimedir. Bu iki kelimenin sıra numaralarının toplamı da ( 3+8 = 11 ) 11 sayısını vermektedir. Bilindiği üzere 11 sayısı ( 8 sayısı gibi ) düalitenin, sonsuz döngünün, yeni döngü başlangıcının ve halden hale geçişin ( farklı boyuta geçiş portalı ) nümerolojik sembolüdür. Hz. Musa'nın asasıyla denize vurarak denizde portal açması ile "Beyaz el" fenomeni arasında semantik ilinti bulunmakta gibidir. 

"Beyaz" renk aynı zamanda Sirius yıldızının da sembolü olup, bu yıldız "White Star" ( Beyaz Yıldız ) olarak da anılmaktadır. Okült ezoterizmde "Büyük Beyaz Kardeşliği" olarak bilinen bir kavram da bulunmaktadır. Kur'an'ın Necm ( Yıldız ) suresinde "Şi'ra" olarak zikredilen Sirius yıldızı spiritüalizmde üst boyut vazıfeli varlıkların bulundukları yaşam planı ve Cennet olarak tasvir edilen boyut ( plan ) olarak kabul edilmektedir.

"Koyuna sokularak beyaz olarak çıkarılan el" fenomenin yer aldığı diğer ayetler ise şöyledir.

20/22 Ve (1) admun (2) yede (3) ke (4) ila (5) cenahi (6) ke (7) tahruc (8) BEYDAE (9) min ğayri suin ayeten uhra

( Ve elini koynuna koy. Diğer ayet olarak, kusursuz BEYAZ çıksın. )

27/12 Ve (1) edhil (2) yede (3) ke (4) fi (5) ceybi (6) ke (7) tahruc (8) BEYDAE (9) min ğayri suin fi tis'i ayatin ila fir'avne ve kavmih innehum kanu kavmen fasikin

( Ve elini koynuna sok. Firavun' a ve kavmine yönelik dokuz ayetin içinde olarak kusursuz BEYAZ olarak çıkacaktır. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

28/32 Usluk (1) yede (2) ke (3) fi (4) ceybi (5) ke (6) tahruc (7) BEYDAE (8) min ğayri su'in vadmun ileyke cenahake miner rahbi fe zanike burhanani min rabbike ila fir'avne ve meleih innehum kanu kavmen fasikin

( Elini koynuna sok. Kusursuz BEYAZ olarak çıksın. Korkudan kollarını kendine, senin tarafına çek. Artık, bu ikisi sana Rab’binden, Firavun' a ve ileri gelenlerine karşı iki delildir. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. ) 

Teşbih ve sembolizm içeren "Elin koyuna konması" ve "Beyaz el" ezoterik cemiyetlerde de sembol ve iletişim jesti olarak kullanılmaktadır. Bu jestin, vazifeli varlıklar ( melekler ) tarafından belirli bir enerji frekansının daima aktif tutulması ve bu yolla güç sağlanması amacıyla ilahi kozmik bir kod olarak iletilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Saffat suresindeki cennet tasvirleri arasında yer alan "Beyaz içecek" de konu ile ilintilidir. Zira bu tasvir de üst boyuttaki ilahi kozmik bilgilere işaret eden bir teşbih niteliğindedir.  

37/46 BEYDAE lezzetin liş şaribin ( BEYAZDIR, içenler için lezzetlidir. )

Ayetin ve surenin numaralarının ( 37/46) "1" ve "1" sayılarını vermesi ve yine 11 nümerolojisinin tezahür etmesi konu bağlamında dikkat çekmektedir. 



Karahantepe'deki monolitler - dikilitaşlar

Şanlıurfa merkezine 46 km mesafede, "Tek Tek* Dağları Milli Parkı" içerisindeki Kargalı Mahallesi yakınlarında, 1997 yılında bulunan Karahantepe kalıntıları da Göbeklitepe'dekiler gibi monolitler ( dikilitaşlar ) içermektedir.

* "Tek Tek" ifadesi 1 ve 1 anlamını yani 11 nümerolojisini yansıtması açısından ilginçtir.

Bilindiği üzere satanik pagan sembol olan "Dikilitaşlar", "Pindar" ( Pinnacle of Dragon / Ejderin Tepesi / Penisi ) sembolüdür. Ayetlerdeki kelimelere negatif yönde şeytani ve şirk dolu anlamlar yükleyen inkârcı kâfirlere göre "Dikilitaş" insan soyunu dölleyen ve yerde hibrid ( cin ve insan melezi ) soy oluşturan ve yılan olarak simgelenen cin lideri İblis'in sembollerinden biridir. Bu nedenledir ki Kur'an'da "Dikilitaşların şeytan işi pislik olduğu" belirtilmektedir. Satanik okültizmde "Penis" - cinsel işleviyle de uyumlu olarak - boyutlar arası portal açıcı olarak da sembolize edilmektedir. 

5/90 Ya eyyuhellezine amenu innemel hamru vel meysiru vel ENSABU vel ezlamu RİCSUN MİN AMELİŞ ŞEYTANİ fectenibuhu leallekum tuflihun

( Ey o inananlar, kesinlikle şarap, kumar, DİKİLİTAŞLAR ve fal okları ŞEYTAN çalışmasından, İŞİNDEN PİSLİKTİR. O halde onlardan kaçının. Umulur ki iflah olursunuz. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/10/dikilitas-nasb.html

Karahantepe'de "Phallus" ( Penis ) sembolizmi içeren dikilitaşların bulunması ve aşağıdaki fotoda 11 adet monolit görülmesi de önem arzetmektedir. 


"Phallus" kelimesi Arapça'daki "Falik" ( Yaran, Yarıp açan ) kelimesi ile ortak FLK köküne sahiptir. "Falik" kelimesi En'am suresinin 95. ayetinde Allah'ın yaratılışı başlatmasının bir sembolü ve O'nun bir sıfatı olarak zikredilmektedir.

6/95 İnnellahe FALİK el habbi ven neva ..

( Tohum tanelerini ve çekirdekleri YARIP AÇAN kesinlikle Allah' tır. .... )

Aynı kökten türeyen bir başka kelime de "İnfilâk" ( Yarılıp açılma, Patlama ) kelimesidir. Zira Hz. Musa için denizi yarıp açan yani geçiş portalı açan yine yüce Allah'tır.

26/63 Fe evhayna ila musa enidrib bi ASAkel* bahr fe ENFELEKA fe kane kulli firkin ket tavdil azim

( Böylece Musa' ya "Asan ile denize vur." diye vahyettik de YARILIP AÇILDI. Her bölük büyük dağ gibi oldu. )

* "Asa"'nın bir portal açıcı olduğu evvelce "Portal açıcı asa" başlıklı bölümde incelenmiştir.

Yukarıdaki fotoda, bir insan kafası, 10 adet "Phallus" şeklindeki monolit ve ortada da "Yılan" şeklinde bir monolit yer almaktadır.

Yılan şeklindeki monolit

Monolitler ile yapılan bu mizansen İblis'in insan soyunu döllediğini ve insanlık üzerinde tahakküm kurduğunu tasvir etmekte gibidir. Aşağıdaki ayetler konu bağlamında önem arzetmektedir.

İsra suresinin 64. ayetinde yer alan aşağıdaki cümle Rab'bin İblis'e hitabı olup, insan olarak algılanan cin ve insan melezi varlıkların tezahürüne işaret niteliğindedir.

17/64 ... ve ŞARİKHUM fil emvali vel EVLADİ ...

( ... Onlara malda ve ÇOCUKLARDA ORTAK OL. ... )

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde ise İblis, "Eski yılan", cin ve insan şeytanlarının soyu ise "Engerek soyu" olarak nitelenmektedir.

66-Revelations-12-9 Büyük ejderha - İBLİS ya da ŞEYTAN denen, bütün dünyayı saptıran o ESKİ YILAN - melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.

40-Matthew-3-7 Ne var ki, birçok Ferisi'yle Saduki'nin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: "Ey ENGEREKLER SOYU! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı? 

40-Matthew-12-34 Sizi ENGEREKLER SOYU! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler. )

40-Matthew-23-33 "Sizi YILANLAR, ENGEREKLER SOYU! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/08/kapadokya-ve-peri-bacalar.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/12/uc-ylan-sembolizmi.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/06/obelisk-sembolizmi-ve-pindar.html?m=1