- Ne yapıyorsun?
- Çalışıyorum.
Çoğunlukla telefonda gerçekleşen bu diyalogu, "çalıştığını" yani "emek vererek insanlara fayda ürettiğini" zanneden ve maalesef kendini kandıran şirket plazalarındaki milyonlarca kişi hemen her gün deneyimlemektedir.
Bu noktada, farkındalığı yüksek ve iyi niyetli olarak ve mevcut sistem gereği mecburen şirket ortamında veya şirket formatında faaliyet gösterenlere yönelik bir ifade söz konusu olmayıp, sadece asırlardır uygulaması süregelen şeytani tahakküm sistemine ve onun kadim vasıtası olan "şirket / şirketleşme" kavramına atıf yapılmaktadır.
Günümüzde her aydın insan, şirket* olgusunun, esasen Allah'ın insanlara sadece iman ve iyi amel beklentisiyle hesapsızca bahşettiği nimetleri gasp etmek / çalmak, bu nimetleri insanlara maddi menfaat karşılığında azar azar vermek ve böylelikle insanlar üzerinde bir kontrol ve tahakküm sistemi oluşturabilmek için tesis edildiğini idrak edebilmektedir. Dünyadaki küçük veya büyük ölçekli tüm şirketler doğrudan veya dolaylı olarak küresel müşrik şeytanların mülkiyetinde olan dev şirketlerin alt birimleri olarak faaliyet göstermektedirler. Zira sistem tamamen zincirleme şekilde birbirine bağlıdır. Dolayısıyla bu noktada "çalışmak" kelimesi maalesef "çalmak" anlamına doğru kaymaktadır.
* "Şirket" kelimesi "Şirk" ( Ortak koşmak, Ortak olmak ) kök anlamını içermektedir. "Şirk" kelimesine ilişkin Kur'an ayetlerindeki hükümler her inanan tarafından gayet iyi bilinmektedir.
Şirketlerde istihdam** edilen yani "hadmedilen ( ezilen, çiğnenen ), hizmetçileştirilen, köleleştirilen" insanlar esasen, fayda sağladıklarını düşündükleri / düşündürtüldükleri diğer insanların mevcut köleliklerinin devamını sağlamaktan, fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olmasına ve emri altında bulundukları şirket sahibinin cebine daha fazla para konmasına vasıta olmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar.
** "İstihdam" kelimesinin kökündeki "Hadm" kelimesi "Çiğnemek, Ezmek" anlamına gelmekte olup, durumu açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Empati, sevgi, şefkat, merhamet, özveri, dostluk, samimiyet, paylaşım, birliktelik gibi kavramların yer almadığı, bir anlamda insanlardan çalınarak imha edildiği, ancak "varmış gibi yapılarak" insanların aldatıldığı ve insanların da bile bile kendilerini aldattıkları şirketler aslında hırs, kıskançlık, ikiyüzlülük, nefret, bencillik, zulüm, zorbalık, adaletsizlik vb. gibi tüm nefsani ve şeytani olguların / duyguların maksimize edildiği mekânlardır. Dünyadaki kan ve gözyaşının temel müsebbibi olan şirketler dünyanın negatif enerji jeneratörleridir.
Uzun süredir "Yeni Dünya Düzeni" ve "Tek Dünya Devleti" adı altında telkin edilen sistemin özünde de "Dünya A.Ş."'nin kurulması ideali bulunmaktadır. Ahlak, din, millet, vatan vb gibi tüm insani değerlerin Great Reset ( Büyük Sıfırlama ) söylemiyle yokedildiği, tek değer yargısının para ( nefsani ve maddi menfaat ) olduğu şirketleşmiş bir dünya....yaşayanlarının yaşamlarının çalındığı ve köleleştirildiği bir dünya....habitattan pazara dönüştürülmüş bir gezegen....
Sonuç olarak "Çalışıyorum." diyen her insanın bu cümlesinin anlamını "samimiyetle" tekrar düşünmesi ve kendisine karşı dürüst olması dünya insanlığının selameti açısından büyük önem taşımaktadır.
Kur'an'da "A'mele" ( Çalışmak ) kelimesi ilk kez Bakara suresinin 139. ayetinde geçmekte ve konu bağlamında bir mesaj vermektedir.
2/139 Kul etuhaccunena fillahi ve huve rabbuna ve rabbukum ve LENA A'MALUNA ve LEKUM A'MALAUKUM VE NAHNU LEHU MUHLİSUN
( De ki: "O Rab’bimiz ve Rab’binizken Allah hakkında bizimle tartışıp mücadele mi edeceksiniz? BİZE ÇALIŞMALARIMIZ VE SİZE ÇALIŞMALARINIZ VE BİZLER O'NA SAMİMİLERİZ." )
Neml suresinin 4. ayetinde de "iyi çalışmalar" yaptıklarını sanan "basiretsizlerin" durumu bildirilmektedir.
27/4 İnnellezine la yu'minune bil ahirati zeyyenna lehum a'malehum fe hum ya'mehun
( Kesinlikle o ahirete inanmayanlara, onlara çalışmalarını süsledik de onlar görüşsüzce dolaşırlar. )
No comments:
Post a Comment