11 Temmuz 2020 Cumartesi

Akleden kalp, mana ve maneviyat

Ruhun da maddenin de özünün kelime olduğu hususuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmişti. Dolayısıyla kelimenin anlamının yani "mananın" idraki ruhsal tekâmül sürecindeki en temel olgudur. Mana, maneviyatın özü olup, maneviyat da "mananın kalben idraki" söz konusu olduğunda tezahür eden bir olgudur. Dolayısıyla Manayı bilmeyen maneviyattan yoksundur.

İnsanların çoğu kullandıkları bir çok kelimenin gerçek anlamını bilmemekte, kelimeleri halk arasında kabul edilegelmiş anlamlarına istinaden ve hatta bundan da habersiz şekilde dogmatik ve robotik şekilde kullanmaktadırlar. Kullanılan kelimenin anlamını yani manasını bilmemek o kelimenin kalben hissedilmemesine sadece söylenmiş olmak için söylenmesine sebebiyet verir ki bu durumda o söz batıl olur. Kelimenin anlamı bilinmesine rağmen hissetmeden yani gerçek duyguları yansıtmayacak şekilde söylenmesi ise ikiyüzlülük ve yalan olgularının tezahürüne sebebiyet verir. Bu husus Kur'an'da "Kalbinde olmayanı ağzıyla söyleyenler" ifadesiyle bildirilmektedir.

3/167 - Ve li ya'lemellezine nefeku ve kıle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu kalu lev na'lemü kıtalen letteba'naküm hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim vallahü a'lemü bima yektümun

( Ve o ikiyüzlülük yapanları bilmesi içindir. Onlara "Allah yolunda savaşa gelin veya müdafaya geçin." denildi. "Şayet savaşmayı bilseydik, size tabi olurduk." dediler. Onlar o gün, inanç yerine inkara onlardan daha yakındırlar. O kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylerler. Allah neyi gizlediklerini bilir. )

48/11 - Se yekulü lekel mühallefune minel a'rabi şeğaletna emvalüna ve ehluna festağfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim kul fe men yemlikü leküm minellahi şey'en in erade biküm darran ev erade biküm nefa bel kanellahü bima ta'melune habıra

( Araplardan geri kalanlar sana "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Haydi bize af iste." diyecekler. O kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Size zararı isterse veya size faydayı isterse, size Allah’tan bir şeye kim malik olabilir, güç yetirebilir. Bilakis Allah ne yaptığınızdan haberdardır." )

Kalp, ruhun kaba madde alemi dünyadaki temsili ve bilginin yerleştiği haznedir, veri deposudur. Bu nedenle Kur'an'da "İmanın kalbe yerleşmesi" ve "Kitabın vahiy kanalıyla kalbe indirilmesi" ifadeleri yer alır. 

26/193 - Nezele bihir ruhul emın
( Onu güvenilir ruh indirdi. ) 

26/194 - ALA KALBİKE li tekune minel münzirın
( Uyarıcılardan olman için SENİN KALBİNE, ) 

Halk dilindeki "Kalpsiz" sıfatının "Duygusuz, vicdansız, merhametsiz" anlamında söylenmesi de kalbin, ilmi ve ruhi frekansların temsilcisi olduğunu ispat eder niteliktedir. Bu husus Kur'an'da "Kalpleri katılaşanlar", "Kalbi mühürlü olmak" ve "Gözler değil kalpler kör olur." ifadeleriyle bildirilmektedir.

22/53 - Li yec'ale ma yülkış şeytanü fitneten lillezıne fı kulubihim meradun vel kasiyeti kulubühüm ve innez zalimıne le fı şikakın beıyd

( O şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri katılaşanlara sınav kılmak içindir. Kesinlikle zalimler uzak, derin bir ayrılık, kopukluk içindedirler. )

2/7 - Hatemallahü ala kulubihim ve ala sem’ıhim ve ala ebsarihim ğışaveh ve lehüm azabün azim

( Allah’ ın mühürü onların kalplerinin ve kulaklarının üzerindedir ve gözlerinde de perde vardır. Büyük azap onlaradır. )

22/46 - E fe lem yesıru fil erdı fe tekune lehüm kulubün ya'kılune biha ev azanün yesmeune biha fe inneha la ta'mel ebsaru ve lakin ta'mel kulubülletı fis sudur

( O halde yerde gezmiyorlar mı? Onu akıl etmeye kalpleri veya onu duymaya kulakları olsun. Kesinlikle gözler kör olmaz ve lakin göğüslerin içindeki o kalpler kör olur. )

Ayrıca ve çok dikkat çekici olmak üzere 22/26 kodlu ayette "Kalp ile akletme" ifadesi yer almaktadır. Yani esas itibarıyla akletme, idrak ve manayı özümseme prosesinin kalp vasıtasıyla olduğu bildirilmektedir. Bu bağlamda kalbin bilgi deposu ve idrak merkezi, beynin ise, kalp vasıtasıyla anlamlandırılan veriyi işleyen bir  işlemci niteliği arzettiği ortaya çıkmaktadır. 

A'raf suresinin 179. ayetinde de "Anlama" eyleminin "Kalp" vasıtasıyla gerçekleştiği bildirilmektedir.

7/179 Ve lekad zera'na li cehenneme kesiran minel cinni vel insi LEHUM KULUBUN LA YEFKAHUNE BİHA ve lehum a'yunun la yubsirune biha ve lehum azanun la yesmeune biha ulaike kel en'ami bel hum edall ulaike humul ğafilun

( Ve cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için bıraktık. ONLARIN KALPLERİ VARDIR, ONLARLA ANLAMAZLAR. Onların gözleri vardır, onlarla görmezler. Onların kulakları vardır, onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibidirler. Bilakis daha da sapmışlardır. İşte onlar habersizlerdir. )

Bilimsel araştırmalar kalbin beyinle 4 yollu iletişimi olduğunu ve aslında kalbin beyni kontrol ettiğini ortaya koymaktadır. Zira kalp, beynin kontrol etmediği tek organ olup aksine beynin işlevselliği doğrudan kalbe bağlıdır. Ayrıca ana rahmindeki embriyonun ilk gelişen organı da kalptir.

1- Nörolojik ( Sinirsel frekansların iletimiyle )
2- Biyokimyasal ( Hormonlar ve nötroileticiler ile )
3- Biyofiziksel ( Dalga basıncıyla )
4- Enerjik ( Elektromanyetik alan etkileşimiyle )

https://www.heartmath.org/research/science-of-the-heart/heart-brain-communication/

https://patch.com/michigan/dexter/bp--your-heart-controls-your-brain


Bir başka araştırma ise "Kalbin idrak ve bilgi depolama" merkezi olduğunu ispatlar niteliktedir.

1- Kalpten beyine bilgi ileten 40,000 duyusal nöron bulunmaktadır. Bu nedenle biliminsanları kalbi "Küçük Beyin" olarak adlandırmaktadırlar.

2- Kalp, içerdiği nöronlar sayesinde beyinden bağımsız olarak öğrenebilmekte, hatırlayabilmekte ve karar alabilmektedir.

3- Kalp aktivitesi beyin aktivitesinden 60 kat daha güçlü bir elektriksel alan ve 5,000 kat güçlü bir elektromanyetik alan oluşturmaktadır.

4- Kalbin elektromanyetik alanı sadece EKG işleminde vücuda takılan elektrotlarla değil vücuttan birkaç adım öteden dahi ölçülebilmektedir.

5- İki insanın elektromanyetik alanları birbirleriyle etkileşime geçebilmekte, birinin kalbinin enerjik aktivitesi diğerinin beyin dalgaları vasıtasıyla ölçülebilmektedir.

6- Kalbin ve beynin elektriksel faaliyetleri senkronize edilebilmekte olup bu "coherence" fenomeni üst seviye organ fonksiyonelliği ve gelişmiş immün sistem ile ilintilendirilmektedir.

http://www.swcs.net.au/heart.htm

Halk arasında yaygın olan "Kalbinin sesini dinlemek", "Vicdansız / Kalpsiz", "Taş Kalpli" gibi ifadelerin ezoterik kökeni de kalbin esas idrak ve duygu merkezi olduğu gerçeğini desteklemektedir. Kalp komuta merkezi, Beyin ise işlemci niteliğindedir. Bilgisayarın işlemcisi komut almadan faaliyet gösteremez. Bir bilgisayar işlemcisi, içinde önceden kayıtlanmış komut listesini kullanarak "dışarıdan gelen komutlara göre" işlem yapar. İşte insan beyni de kompleks sinir yapısını ve kendisinde yaratılıştan kayıtlı komutlardan faydalanarak kalpten gelen ( dışarıdan gelen ) komutları icra eder. "İstek" komutu kalpten gelir. Halk arasındaki "İçimden gelmek", "Gönülden istemek / Kalpten istemek" söylemleri de Kalbin ana komuta merkezi olduğu gerçeğine dayanmaktadır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder