Doğru, iyi ve faydalı olanı koşullar ne olursa olsun ifade ve icra edebilmek büyük sabır ve sebat gerektiren dini bir vecibe ve kutsal bir meziyettir. Ancak birçok insan, doğru olduğunu bilmelerine rağmen, kınanma ve dışlanma korkusuyla, içinde bulundukları cemiyetlerce içselleştirilmiş ve kabul edilegelmiş dogmalara ters düşebilecek düşünceleri ifade etmekten imtina etmekte, hatta nefsani bir yaklaşımla doğruları inkâr dahi edebilmektedirler. Bu yaklaşım Kur'an meallerinde de gözlemlenmekte olup, belirli dogmalara, kalıplaşmış temayüllere ve kavramlara ters düşmek kaygısıyla kelimeler ve ayetler gerçek anlamlarıyla tercüme edilmemektedir.
Bu durum Beled suresinin 11. ayetinde "İktehamel akabet" ( Sarp yokuşa katlanmak ) olarak teşbih olunmuştur. Bir başka deyişle "zorluklara göğüs gerebilmek" kavramı ifade edilmiştir.
90/11 - Fe laktehamel akabet
( Böylece sarp yokuşa tahammül
edemedi. )
Maide suresinin 54. ayetinde ise cemiyet tarafından kınanma, dışlanma ve menfaat kaybı korkusuyla "dinden dönenlerin varlığına" işaret edilmektedir. Bugün toplum bu kategorideki insanlarla doludur. Bu insanların çokluğu da küresel ve şeytani tahakküm sisteminin devamlılığını sağlamaktadır.
5/54 - Ya eyyühellezine amenu
MEN YERTEDDE MİNKÜM AN DINİHIfe sevfe ye'tillahü bi kavmin
yühıbbühüm ve yühıbbunehu
ezilletin alel mü'minıne eizzetin
alel kafirıne yücahidune fı
sebılillahi ve LA YEHAFUNE LEVMETE LAİM zalike fadlüllahi
yü’tıhi men yeşa' vallahü vasiun
alim
( Ey o inananlar, SİZDEN KİM DİNİNDEN DÖNERSE, yakında Allah kendilerini sevdiği bir kavim getirir ki onlar da onu severler.
İnananlara yumuşak
alçakgönüllü inkarcılara da
üstün kudretlidirler. Allah
yolunda cihad ederler. Hiçbir
KINAYICININ KINAMASINDAN DA KORKMAZLAR. Bu, Allah' ın
üstünlüğüdür lütfudur. Onu
dilediği kimseye verir. Allah
geniştir bilendir. )
Ancak insanın en büyük kınayıcısı yine insanın kendisidir. Dünyevi ve nefsani kaygılarla doğru olanı düşünmemek, söylememek veya yapmamak eninde sonunda vicdan mekanizmasını harekete geçirecek ve insanın kendi gerçeğiyle yüzleşmesiyle sonuçlanacaktır.
Zira şu anda insanlığın içinde bulunduğu kıyamet ( ayağa kalkış ) süreci bir farkındalık, öz kınama ve hesaplaşma süreci olup, insanların döngü sonundaki bu kutsal fırsatı çok iyi değerlendirmeleri gerekmektedir.
75/1 - La uksimu bi
yevmil kıyameti
( Ayağa kalkış gününe yemin
ederim. )
75/2 - Ve la uksimu bin nefsil
LEVVAMET
( Ve o kendini KINAYAN nefise
yemin ederim. )
17/14 - İkra' kitabek kefa bi
nefsikel yevme aleyke hasıba
( Kitabını oku. O gün nefsin,
hesap görücü olarak sana yeter.
)
No comments:
Post a Comment