13 Temmuz 2020 Pazartesi

Stockholm Sendromu

Bir insanın, kendisine zulmedene, kendisini aşağılayana karşı zaman içinde sempati duyması ve bağlanması fenomenine Stockholm Sendromu adı verilmektedir. ( Sendromun ismi İsveç'in Stockholm şehrinde gerçekleşen bir banka soygununda rehin alınan bir kadının soyguncuya bağlanması vakasından kaynaklanmaktadır. )

Bu sendroma Zuhruf suresinin 54. ayetinde işaret edilmektedir.

43/54 - FESTEHAFFE kavmehu fe ETAUH innehüm kanu kavmen fasikın

( Böylece kavmini KÜÇÜMSEDİ de ONA İTAAT ETTİLER. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )

Al'i İmran suresinin 119. ayetinin ilk cümlesi de yine sendrom tanımı gibidir.

3/119 - Ha entüm ülai TÜHIBBUNEHÜM VE LA YÜHIBBUNEKÜM ve tü'minune bil kitabi küllih ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz kul mutu bi ğayzıküm innellahe alimün bi zatis sudur

( Ha sizler öylesiniz ki, kitabın hepsine inanmanıza rağmen ONLARI SEVERSİNİZ DE ONLAR SİZİ SEVMEZLER. Size rastladıklarında, "İnandık." derler. Yalnız kaldıklarında ise, kinden, öfkeden üzerinize parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Kininizle, öfkenizle ölün." Kesinlikle Allah göğüslerin sahip olduğunu bilendir. )

Bugün küresel çapta kurgulanan olaylarla ( Terör, Ekonomik kriz, Salgın vb. ) insanlara zulmedilmekte, çaresizlik duygusu açığa çıkarılmakta ve insanların, tüm bunları kurgulayarak zulmeden ve insanlara nefret besleyen küresel çeteye "kurtarıcı" gibi biat etmesi yani Stockholm Sendromu'nun tezahürü sağlanmaya çalışılmaktadır. Sendrom geliştirici bu yöntem travma bazlı zihin kontrolü vasıtasıyla ölümüne sadık müridlerin yaratıldığı gizli tarikat ve cemiyetlerde kullanılan yöntemin makro düzeydeki uygulamasıdır.

Bu kitlesel sendromu aşabilmenin yegane yolu ise ilmi artırmak ve kolektif bilinci tesis etmektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder