Mülkiyet ve eşitlik
Rızıkta "eşitlik" ortamının sağlanması ruhsal tekâmül sürecinin en önemli sınavlarından biridir. Allahü Teala yaratılışta tüm rızıkları, nimetleri insanların eşit paylaşabilecekleri şekilde ve bolca bahşetmiş ve bu durumun korunmasını istemiştir.
İlgili ayetler şöyledir.
41/10 - Ve ceale fıha ravasiye
min fevkıha ve barake fıha ve
kaddera fıha akvateha fı erbeati
eyyam SEVAEN lis sailın
( Ve "Orada, onun üstünde dağlar
oluşturdu. Orada bereket verdi.
Orada, gıdaları azıkları,
araştıranlar için dört günde EŞİT
olarak düzenleyerek
ölçülendirdi." )
Ancak Nahl suresinin 71. ayetinde ifade edildiği üzere sınava tabi tutulduklarını idrak edemeyen inkarcı müşrikler rızkı gasp edip elinde tutmakta ve eşitliği bozarak diğer insanlara zulmetmektedirler.
16/71 - Vallahü faddale
ba'daküm ala ba'dın fir rızk fe
mellezine füddılu bi raddı
rizkıhim ala ma meleket
eymanühüm fe hüm fıhi SEVA' e
fe bi nı'metillahi yechadun
( Ve Allah, rızıklarda bazınızı
bazınıza üstün kıldı. Ancak o
üstün olanlar rızıklarını o
ellerinin malik olduklarına
vermezler ki onda EŞİT olsunlar.
Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı
ediyorlar? )
İnsanı şirke sürükleyen "mülkiyet" arzusu sınav niteliğinde olan nefsani ve negatif frekansların bir sonucudur. Oysa ki malik olma ve mülkiyet sadece ve sadece herşeyin yaratıcısı olan Allah'a mahsustur. İnsan'ın yapması gereken ise malik Allah tarafından bahşedilen nimetlere şükretmek ve bu ilahi lütufa karşılık iyi, doğru ve samimi bir kul olmaktır.
2/107 - E lem ta'lem ennellahe
lehu mülküs semavati vel ard ve
ma leküm min dunillahi min
veliyyin ve la nasır
( Bilmez misin ki göklerin ve yerin
mülkü kesinlikle O’nadır Allah’a
dır ve size Allah’tan başka dost
ve yardımcı yoktur. )
İnsanın en büyük sorunu Allah bilincini tam olarak edinememesi, Allah kavramının yüceliğini algılayamamasıdır. Bu sorun da zaten diğer tüm sorunların kök sebebini oluşturmaktadır.
6/91 - Ve ma kaderullahe hakka
kadrihı .... ( Allah' ı gerçek kudreti ile takdir edemediler. .... )
Allah'ın zikrini ve nimetlerin eşit paylaşılması gerektiğini unutan inkarcılara aldatıcı maddeden daha da fazla verildiği ve böylelikle farkedemedikleri bir azaba sürüklendikleri aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.
6/44 - Fe lemma nesu ma
zükkiru bihı fetahna aleyhim
ebvabe külli şey' hatta iza ferihu
bima utu ehaznahüm bağteten
fe iza hüm müblisun
( O hatırlatılanları unuttuklarında,
onlara herşeyin kapısını açtık.
Nihayet o verilenlerden dolayı
ferahlayıp sevindiklerinde onları
ansızın yakaladık. Böylece o
zaman onlar ümitsizler oldular. )
23/55 - E yahsebune ennema
nümiddühüm bihı min malin ve
benın
( Sanıyorlar mı ki, onlara
kesinlikle o maldan ve oğuldan
yaydıklarımızla, )
23/56 - Nüsariu lehüm fil hayrat
bel la yeş'urun
( Onlara hayırlarda koşuyoruz.
Bilakis farketmezler. )
Aşağıdaki ayetlerde de bitmek bilmeyen mal toplama ihtirasından, mülkiyet arzusunun aldatıcılığından, mal ile ebediyete erişebilmeyi umma yanılgısından ve bunların hazin sonucundan bahsedilmektedir.
74/11 - Zerni ve men halaktu
vehıyden
( Tek olarak yarattığım kimseyi
bana bırak. )
74/12 - Ve ce'altü lehu malen
memduden
( Ve ona bolca yayılmış mal
oluşturdum. )
74/13 - Ve benine şuhuden
( Ve şahit olunan oğullar. )
74/14 - Ve mehhedtü lehu
temhiden
( Ve ona imkanları yaydım da
yaydım. )
74/15 - Sümme yatme'u en
ezide
( Sonra daha da artırmamı ümit
eder. )
74/16 - Kella innehu kane li
ayatina aniden
( Hayır kesinlikle o ayetlerimize
inat etmekte, direnmekteydi. )
74/17 - Se urhikuhu sa'uden
( Onu yokuşa sardıracağım. )
104/2 - Ellezi cemea malen ve
addedeh
( O malı toplayan ve onu adet
adet sayan, )
104/3 - Yahsebü enne malehu
ahledeh
( Malının onu ebedi kılacağını
sanar. )
2/96 - Ve le tecidennehüm
ahrasan nasi ala hayah ve
minellezine eşraku yeveddü
ehadühüm lev yüammeru elfe
seneh ve ma hüve bi
müzahzihıhı minel azabi en
yüammer vallahü besırun bima
ya'melun
( Ve kesinlikle onları hayatta
insanların en hırslıları olarak
bulacaksın. O ortak koşanlardan
her biri bin sene ömür sürmeyi
arzular. Onlar uzun ömür
sürerek o azaptan uzaklaşacak
değillerdir. Allah o yaptıklarını
görendir. )
No comments:
Post a Comment