"İnsanlığın başına ne geliyorsa şu dinden geliyor."
"Din insanların ayrıştırılması için uydurulmuş bir kavramdır."
"Din ölümden, katliamdan başka bir şey getirmemiştir."
"Din, bir kitlesel hipnoz aracıdır."
.....
.....
.....
"Din" kelimesinin gerçek anlamını ve işlevini bilmeyenlerin sık sarfettikleri cümlelerdir bunlar. Esas itibarıyla bilgi derinliği olmayanların, din kisvesi altında icra edilen kötülüklere ve ahlaksızlıklara şahit olmaları durumunda söyleyebilecekleri de bu cümlelerden pek farklı olmayacaktır.
Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere "Din" kelimesi "Deyn" kelimesinden türemiş olup özü itibarıyla "Borç" anlamını temsil etmektedir. "Din", batı dillerinde "Haysiyet" anlamına gelen "Dignity / Dignité" kelimesinin de köküdür.
"Din" kozmik borçtur. Yani Allahü Teala'nın bahşettiği yaratılış ve yaşam nimetine karşılık O'na şükran duymak, iyilik yapmak ve yaratılışın nihai amacı olan ruhsal tekâmül için ilimde derinleşmeye çalışmaktır.
"Din" esasen insanın yazılım kodlarında yani kalbinde var olan bir kavram olup, "Vicdan"* olarak da ifade edilebilmekte ve kalp ile sembolize edilmektedir.
* "Vicdan" kelimesi de Vecd ( Bulmak ) kökünden gelmekte olup "Bulunç / Bilinç" anlamını vermektedir. Bulmak ve Bilmek kelimeleri ortak BL köküne sahiptirler.
Haberciler kanalıyla bahşedilen kutsal kitaplar ise bilinç açılımı, yönlendirme ve bilgi sağlayan, dindarlıkta derece olarak yükselmeye vasıta ve vesile olan ilahi kozmik kaynaklardır.
Dolayısıyla Allahü Teala'nın izniyle bir sınav olarak kurulmuş olan küresel satanik sistem daha din kelimesinin anlamının idrakine dahi imkân tanımadan, reddi için tam zamanlı olarak çalışmaktadır. Oysa ki insanlık bu tuzağa düşmeyip, tercihini kalbinden, vicdanından yana yaparak gerçeği idrak ettirecek değişimi yakalama potansiyeline sahiptir. Ancak insan, maddi, dünyevi ve nefsani menfaatlerini dogmatik olarak önceliklendirmesinden dolayı bilinçli veya bilinçsiz şekilde bu tercihi yapamamaktadır.
Hayatında hiç kutsal kitap okumamış, dini konularda bilgisi olmayan ancak gerçekten iyi, yardımsever, özverili, ahlaklı, dürüst yani vicdanı aktif olan biri de dindar addedilebilmelidir. Zira sadece kitap okumak ve vecibeleri dogmatik olarak icra etmekle dindar olunamadığı aşikârdır. Tutum, düşünce, söylem ve davranışa yansımayan şekilsel eylemler dindarlık konusunda etkisiz eleman niteliğindedirler.
Zira Allah'ın insanla iletişiminin sadece habercilerin aktardığı kitaplar kanalıyla değil kalbi hedef alan vahiy ve sembolizm kanalıyla ve sürekli olduğu Şura suresinin 51. ayetinde bildirilmektedir.
42/51 - Ve ma kane li beşerin en
yükellimehüllahü illa vahyen ev
min verai hıcabin ev yursile
rasulen fe yuhıye bi iznihı ma
yeşa' innehu aliyyün hakım
( Ve Allah' ın insana kelam edip
söz söylemesi, vahyen veya
perde arkasından olması
haricinde olmaz. Veya resul
gönderir de izni ile ne dilerse
vahyeder. Kesinlikle O uludur
hakimdir. )
İşte bugün din kisvesi altında yapılanlar aslında Kur'an ayetlerinin tam tersinin ( satanizm ) uygulamaları olup, bilinçli ve nitelikli satanizm icraatıdır. Toplum dindar görünümlü satanistlerle daha doğrusu cin şeytanı İblis'i ilah, satanizmi din edinmiş olan tersine dindarlarla doludur. Ve bunlar satanizmi dini vecibe anlayışıyla icra ermektedirler.
Kendilerine dindar süsü vermiş, gösteriş ve Allah ile aldatan satanistleri konu alan bazı ayetler şöyledir.
2/264 - Ya eyyühellezine amenu
la tübtılu sadekatiküm bil menni
vel eza kellezi yünfiku malehu
riaen nasi ve la yü'minü billahi
vel yevmil ahır ......
( Ey o inananlar, sadakalarınızı, o
malını insanlara gösteriş olarak
harcayan, Allah’a ve sonraki
güne inanmayan gibi başa
kakarak ve eziyetle batıl
kılmayın. ...... )
4/38 - Vellezine yünfikune
emvalehüm riaen nasi ve la
yü'minune billahi ve la bil yevmil
ahır ve men yeküniş şeytanü
lehu karınen fe sae karına
( Ve o mallarını insanlara gösteriş
olarak harcayanlar Allah’a ve
sonraki güne inanmazlar. Kim ki
şeytan ona arkadaş olur, o kötü
arkadaştır. )
4/142 - İnnel münafikıne
yühadiunellahe ve hüve
hadıuhüm ve iza kamu iles
salati kamu küsala yüraunen
nase ve la yezkürunellahe illa
kalıla
( Kesinlikle ikiyüzlüler, Allah' ı
aldatmaya çalışırlar da O onları
aldatır. Onlar duaya
kalktıklarında küs gibi kalkarlar.
İnsanlara gösteriş yaparlar.
Allah' ı, çok az haricinde
hatırlamazlar. )
8/47 - Ve la tekunu kellezine
haracu min diyarihim betaran ve
riaen nasi ve yesuddune an
sebılillah vallahü bima
ya'melune mühıyt
( Ve kibirlenerek ve insanlara
gösteriş olarak yurtlarından
çıkanlar ve Allah yolundan
döndürenler gibi olmayın. Allah
onların o yaptıklarını kuşatandır. )
107/4 - Fe veylün lil müsallin
( O halde vay dua edenler için. )
107/5 - Ellezine hüm an
salatihim sahun
( Onlar dualarında habersizdirler. )
107/6 - Ellezine hüm yüraun
( Onlar gösteriş yaparlar. )
107/7 - Ve yemneunel maun
( Ve ihtiyaçlığı, yardımı engelleyip
menederler. )
35/5 - Ya eyyühen nasü inne
va'dellahi hakkun fe la
teğurrannekümül hayatüd dünya
ve la yeğurranneküm billahil
ğarur
( Ey insanlar, Allah' ın vaadi
kesinlikle gerçektir. O halde
dünya hayatı kesinlikle sizi
aldatmasın. Aldatan da sizi
Allah ile aldatmasın. )
Kâfirun suresi, satanizmi din edinenleri konu almaktadır.
109/1 - Kul ya
eyyühel kafirun
( De ki: "Ey inkarcılar." )
109/2 - La a'büdü ma ta'büdun
( O kulluk ettiğinize kulluk etmem. )
109/3 - Ve la entüm abidune ma
a'büd
( Ve siz o kulluk ettiğime kul
değilsiniz. )
109/4 - Ve la ene abidün ma
abedtüm
( Ve ben o kulluk ettiğinizin kulu
değilim. )
109/5 - Ve la entüm abidune ma
a'büd
( Ve siz o kulluk ettiğime kul
değilsiniz. )
109/6 - LEKÜM DİNÜKÜM VE LİYE DİN
( SİZE DİNİNİZ VE BANA DİNİM. )
No comments:
Post a Comment