Çeviri

Saturday, July 11, 2020

Ahde vefa ve tekâmül döngüsü

İnsan her bedenlenme ( enkarnasyon ) döngüsü öncesinde ruhsal tekâmülü için gerekli kader kurgusunu seçer, bu hususta ilahi sistem ile ahdleşir, kendisine verilen ilahi kozmik bilinç emanetini yüklenir ve gerekeni yapacağına yani bu bilinci yükselteceğine ve ruhen tekâmül edeceğine söz verir. 

Bedenlenme süreci sonunda ( aslında yeni bir "olum" olan "ölüm" akabinde ) ise spatyomda ( A'raf ) artık kaba madde değil süptil madde Öz Varlık halindeyken bedenlenme sürecindeki icraatlarının öz değerlendirmesini yapar. Bir anlamda kendisini ( nefsini ) hesaba çeken insan iyilikleri sonucunda oluşan pozitif frekansların ( huzur, sevinç, mutluluk, sevgi ) ve kötülükleri sonucunda oluşan negatif frekansların ( ıstırap, üzüntü, öfke, azap, nefret ) duygusal sonuçlarını çok yoğun bir şekilde deneyimler.

Spatyomdaki duyguların çok yoğun olmasının nedeni insanın bu ortamda sadece ve sadece nefsiyle yüzleşmesi ve hiçbir dış tesire maruz kalmamasıdır. Bu durum rüyada hissedilen yoğun duygulara benzemektedir. ( "Kabir azabı" olarak anılan olgu spatyomdaki negatif duyguların bir tasviridir. )

Spatyom süreci sonundaki değerlendirmede Öz Varlık ( Ruhun madde alemi olan kainattaki temsili ) gereken ruhsal tekâmül seviyesine ulaşmış ise tekrar bedenlenmez ( reenkarne olmaz. ) ve üst yarı süptil boyuta ( Cennet / Sirius ) geçiş yapar. Ancak gereken ruhsal tekâmül seviyesine ulaşamamış ise yeniden enkarne olmak suretiyle eksiklerini gidermek üzere yeni kader kurgusunu seçer, bu hususta ilahi sistemle mutabık olup ahdleşir ( söz vererek ) ve reenkarne olarak ( yeniden bedenlenerek ) dünyaya gönderilir. Tekâmül seviyesi yetersizliğiyle sonuçlanan her döngü sonunda döngü tekrarlanır. Her insan büyük kozmik döngü içinde ortalama 600-700 kere bedenlenir.

Yukarıda özetlenen süreç bileşenlerine ilişkin bilgileri içeren bazı ayetler şöyledir.

A- İnsanın Emaneti Yüklenmesi

33/72 - İnna aradnel emanete ales semavati vel erdı vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel insan innehu kane zalumen cehula

( Kesinlikle göklere, yere ve dağlara emaneti biz gösterdik de onu yüklenip taşımaya yanaşmadılar, direttiler, çekindiler ve ondan korktular. Onu insan yüklendi. Kesinlikle o zalimdir cahildir. )

B- İnsanın Allah'a Verdiği Ahde Vefa Etmesinin Beklenmesi 

16/91 - Ve evfu bi ahdillahi iza ahettüm ve la tenkudul eymane ba'de tevkıdiha ve kad cealtümüllahe aleyküm kefıla innellahe ya'lemü ma tef'alun

( Ve ahdettiğinizde, Allah’a ahdinize vefa edin. Yeminlerinizi, onları sağlamlaştırmanızın ardından bozmayın. Allah' ı üzerinize kefil kıldınız. Kesinlikle Allah ne yaptığınızı bilir. ) 

C- İnsanın Ahdini Unutması Vakası

20/115 - Ve lekad ahıdna ila ademe min kablü fe nesiye ve lem necid lehu azma

( Ve önceden Adem' e ahdettik de unuttu. Onda azim bulamadık. )

D- A'raf ( Spatyom ) Haline Geçiş

7/46 - Ve beynehüma hıcab ve alel a'rafi ricalün ya'rifune küllen bi sımahüm ve nadev ashabel cenneti en selamün aleyküm lem yedhuluha ve hüm yatmeun

( Ve onlar arasında perde vardır. Yüksek mevki üzerinde hepsini simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennet sahiplerine "Selam üzerinize olsun." diye seslenirler. Henüz oraya girmemişlerdir ve fakat umut etmektedirler. ) 

E- İnsanın Nefsinin Hesap Görücü Olması 

17/14 - İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasıba 

( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )

F- Değerlendirme Mekanizması ve Reenkarnasyon

23/102 - Fe men sekulet mevazinühu fe ülaike hümül müflihun

( Artık kimin ölçüleri, tartıları ağır gelirse, işte onlar iflah olurlar. )

23/103 - Ve men haffet mevazınühu fe ülaikellezine hasiru enfüsehüm fı cehenneme halidun

( Ve kimin ölçüleri, tartıları hafif gelirse, işte onlar nefislerini hasarlandırırlar. Cehennemin içinde ebedidirler. )

Ayetlerde belirtilen Cennet, ruhsal tekâmül seviyesi yeterli olanların intikal edeceği üst yarı süptil boyut yani Sirius, Cehennem ise ruhsal tekâmül seviyesi yeterli olmayanların reenkarne olacakları ( tekrar bedenlenecekleri ) kaba madde boyutu yani Dünya'dır.

No comments:

Post a Comment