31 Temmuz 2020 Cuma

Kurban meselesi

"Kurban" kelimesi, "Kurb" ( Yakınlık, Yakında oluş ) kökünden ve "an" ( gibi olan ) ekinden oluşan ve "Yakınlaşan" anlamına gelen bir kelimedir. ( "Akraba" kelimesi de "Kurb" kökünden olup "Yakınlar, Yakınlığı olanlar" anlamına gelmektedir. Kur'an'da bu anlam "Zil kurba" olarak zikredilir. )

2/83 - Ve iz ehazna mısaka benı israıle la ta'büdune illellah ve bil valideyni ıhsanen ve Zİ L KURBA vel yetam vel mesakıni ....

( Ve zamanında İsrailoğullarının sözlerini aldık. Allah’ ın haricindekilere kulluk etmeyin, ana babaya, YAKINLIĞI OLANLARA, yetimlere ve yoksullara iyilik edin. ... )

İslami kültürde "Kurban" kelimesi "Kesilecek hayvan*" anlamıyla özdeşleştirilmiş olup, esas itibarıyla "Kurban" kelimesi insanları birbirlerine ve dolayısıyla Allah'a "yakınlaştıran / yakınlaşan kılan" ( kurban eden ) iyi ameller, doğruluk ve yüksek ahlak kavramlarını temsil etmektedir.

9/99 - Ve minel a'rabi men yü'minü billahi vel yevmil ahıri ve yettehızü ma yünfiku KURUBATİN ındellahi ve salevatir rasul e la inneha KURBETÜN  lehüm se yüdhılühümüllahü fı rahmetih innellahe ğafurun rahım

( Ve Araplardan kimi Allah’a ve sonraki güne inanır ve o harcadığını, Allah' ın indine ve resulün dualarına YAKINLAŞMA  addeder. İyi bilin ki kesinlikle o onlara YAKINLAŞMADIR. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. )

* Kur'an'da "kesilecek hayvan, davar" anlamına gelen kelime "Zibh" kelimesidir. Hz. İbrahim'in oğlunu boğazladığını gördüğü ve batıni mesaj içeren rüyasını konu alan ayet setinde bu kelime yer almaktadır. ( Türkçe'de de kullanılan "Mezbaha" kelimesi de "Zibh" kökünden türemiş olup "Hayvan kesim yeri" anlamına gelmektedir. )

37/107 - Ve fedeynahü bi ZİBHIN azım
( Ve BOĞAZLANACAK BÜYÜK HAYVANI ona fidye verdik. )

Bu ayet setinde, Allah yolunda ilerlemenin ve ruhsal tekâmülün nefsaniyetten feragat gerektirdiği teşbihi olarak yani sembolizm yoluyla bildirilmiştir.

"Kurb" kök kelimesi Bakara suresinin 72. ve Ahkaf suresinin 28. ayetinde "Yakınlaşma" anlamında kullanılmıştır.

4/172 - Len yestenkifel mesıhu en yekune abden lillahi ve lel melaiketül MÜKARRABUN ve men yestenkif an ıbadetihı ve yestekbir fe seyahşüruhüm ileyhi cemıa

( Mesih ve YAKINLAŞMIŞ melekler Allah için kul olmaktan çekinmezler. Kim O’na kulluk etmekten çekinir ve kibirlenirse, onların hepsini kendine toplayacaktır. )

46/28 - Fe lev la nesarahümüllezınettehazu min dunillahi KURBANEN aliheh bel dallu anhüm ve zalike ifkühüm ve ma kanu yefterun

( O halde, o Allah’tan başka YAKINLAŞMA OLARAK ilah edindikleri onlara yardım etmeli değiller miydi? Bilakis onlardan saptılar. Bu onların uydurma yalanları ve o iftira ettikleriydi. )

"Kurban" kelimesinin, zekât ve yakınlaşma vesilesi olmak üzere "kesilen hayvan" anlamında kullanıldığı ayetler şöyledir.

3/183 - Ellezine kalu innellahe ahide ileyna en la nü'mine li rasulin hatta ye'tiyena bi KURBANİN te'külühün nar kul kad caeküm rusülün min kablı bil beyyinati ve billezı kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikın

( O "Kesinlikle Allah bize, resul bize ateşin yediği KURBAN ile gelene kadar inanmayacağımıza ahd verdi." diyenlere de ki: "Resuller önceden size açık deliller ve o söylediklerinizle geldiler. O halde eğer doğrular iseniz, neden onları öldürdünüz?" ) 

5/27 - Vetlü aleyhim nebeebney ademe bil hakk iz karraba KURBANEN fe tükubbile min ehadihima ve lem yütekabbel minel ahar kale le aktülennek kale innema yetekabbelüllahü minel müttekın Ve onlara Adem'in iki oğluyla ilgili haberi gerçekten oku.

( Zamanında KURBAN sunmuşlardı da onların birinden kabul edilmiş ve diğerinden kabul edilmemişti. " Seni kesinlikle öldüreceğim." dedi. Diğeri de "Kesinlikle Allah, sakınanlardan kabul eder." dedi. )

Beslenme amacıyla hayvan kesilmesi durumunda etinin adak ve zekât olarak ihtiyacı olanlara bağışlanması hususu belirli günlerde ifa edilecek bir eylem değil yaşam süresince ifa edilmesi gereken bir eylemdir. Bu husus Hacc suresinin 36. ayetinde bildirilmektedir. ( Bu ayette "Büyük, yoğun gövdeli kesilecek hayvan" anlamında kullanılan kelime "Büdne" kelimesidir. )

22/36 - Vel BÜDNE cealnaha leküm min şeairillahi leküm fıha hayrun fezkürüsmellahi aleyha savaf fe iza vecebet cünubüha fe külu minha ve at'ımül kania vel mu'terr kezalike sehharnaha leküm lealleküm teşkürun

( Ve BÜYÜK, YOĞUN GÖVDELİLERİ, onları size Allah' ın işaretlerinden kıldık. Onlarda size hayır vardır. O halde, saflar halinde dururlarken onların üzerine Allah' ın ismini hatırlayın. Yanları yaslandığında onlardan yiyin, kanaat edene ve fakir olup da dilenmeden durumunu anlatana yedirin. İşte onları böyle buyruğunuza verdik. Umulur ki şükredersiniz. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder