Çeviri

Thursday, November 18, 2021

Cinler, 7, İkili Yedi ve 9 nümerolojisi

27. sure olan Neml suresinin aşağıdaki ayet setinde, Hz. Süleyman'ın neferlerinden biri olan Hudhud kuşunun Sebe melikesine "Süleyman'dan bir kitap" ilettiği bildirilir. Kur'an'daki ikinci ve son besmele de bu ayet setinde yer almaktadır.

27/28 İzheb bi kitabi haza fe elkih ileyhim summe tevelle anhum fenzur maza yarciun ( Bu kitap ile git de onu onlara atıp bırak. Sonra onlara yüz çevir de neye dönerler bak. )

27/29 Kalet ya eyyuhel meleu inni ulkiye ileyye kitabun kerim ( "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce kitap atılıp bırakıldı." dedi. )

27/30 İnne (1) hu (2) min (3) suleymane (4) ve (5) inne (6) hu (7) bi (8) ismi (9) allah (10) er (11) rahman (12) er (13) rahim (14) ( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli Allah' ın ismi iledir. )

Ayette bahsedilen ve Süleyman'dan olduğu belirtilen kitabın, "Ars Goetia - Clavicula Salomonis" ( Hükmetme Sanatı - Süleyman'ın Anahtarı ) isimli maji kitabı olması kuvvetle muhtemeldir. Bu kitapta Hz. Süleyman'ın hizmetinde 72 cin bulunduğu belirtilmekte ve her bir cin tasvir edilerek tanımlanmaktadır. 


"Cin" kelimesi ile ilgili olarak da Kur'an'da "7" ve "İkili Yedi" nümerolojisi dikkat çekmektedir. ( "Cinn" kelimesi "Cenn" ( Örtmek, Örtülmek, Gizlemek ) kökünden olup "Örtülü, Gizli, Görünmeyen ) anlamına gelmektedir. )

- Hz. Süleyman'ın kitabından bahsedilen Neml suresinin numarası 27'dir. ( 2 ve 7 ... İkili Yedi ) Ayrıca 2+7 işleminin sonucu olan 9 sayısı da sihir sayısı olarak bilinmekte ve matematiksel bir fenomen niteliği taşımaktadır. 

Ayrıca bkz. 


- Kur'an'da ikinci ve son besmelenin geçtiği Neml suresinin 30. ayetinde toplam 14 kelime yer almakta olup, bu kelimeler, 7 kelimelik besmele ve diğer 7 kelime olarak iki gruba ayrılmışlardır. Bu durumda da İkili Yedi tezahürü bulunmaktadır.

27/30 İnne (1) hu (2) min (3) suleymane (4) ve (5) inne (6) hu (7) bi (8) ismi (9) allah (10) er (11) rahman (12) er (13) rahim (14) ( Kesinlikle o Süleyman’ dandır. Kesinlikle o şefkatli merhametli Allah' ın ismi iledir. )

- Cinn suresi 72. suredir.

- "Cinn" kelimesi Kur'an'da 43 ( 4+3 = 7 ) kere tekrarlanmaktadır.

- Cinn suresinin 18 kelimelik ( 1+8 = 9 ve 6+6+6 = 18 ) ilk ayetindeki "Cinn" kelimesi, ayetin ilk cümlesindeki 11. ve son kelimedir. Ayetin ikinci cümlesinde ise 7 kelime bulunmaktadır. Ayeti oluşturan iki cümledeki kelime adetlerinin 7 ve 11 olarak bölünmesi "İkili Yedi" ve 9 nümerolojisine dikkat çekmektedir. 

72/1 Kul (1) uhiye (2) iley (3) iye (4) enne (5) hu (6) isteme'a (7) neferun (8) min (9) el (10) CİNNİ (11) fe (12) kalu (13) in (14) na (15) semi'na (16) kur'anen (17) aceben (18)

( De ki: “Bana kesinlikle cinlerden askerlerin dinleyip de "Kesinlikle biz acayip Kur'an duyduk." dedikleri vahyedildi." )

- Kur'an'da "Cinn" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetteki "Cinn" kelimesi 7. kelime olup, ayet kodunun ( 6/100 ) nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir. ( 6+1+0+0 = 7 ) Bu durum "İkili Yedi" kavramını temsil etmektedir.

6/100 Ve (1) cealu (2) li (3) allahi (4) şurakae (5) el (6) CİNNE (7) ve (8) haleka (9) hum (10) ve (11) haraku (12) lehu (13) benine (14) ve (15) benatin (16) bi (17) ğayri (18) ilm (19) subhane (20) hu (21) ve (22) teala (23) an (24) ma (25) yesifun (26)

( Ve Allah için CİNLERİ ortaklar kıldılar. Halbuki onları yarattı. İlimsizce O’na oğullar, kızlar uydurdular. O yücedir ve o vasfettiklerinin üzerindedir. )

Atatürk kelimesindeki etimolojik ve nümerolojik gizem

Bu bölümdeki konuya önyargılı ve yüzeysel yaklaşmanın, derindeki bilgilerin ve gerçeklerin keşfedilmesini engelleyeceğini hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Zira bu bölümde, aynı yüzyılda yaşamış olmalarının dışında birbirleriyle hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünen iki şahsiyetin ismi geçmektedir. Ancak ilahi nizamda birbiriyle ilgisi olmayan hiçbir varlık bulunmamaktadır.

Aleister Crowley isimli şahıs, 1875 yılında İngiltere'de doğmuş, okültizm, spiritüalizm ve maji konularında nam salmış bir satanisttir. Crowley, Hermetic Order of the Golden Dawn ( Altın Şafağın Hermetik Düzeni ) cemiyetine üye olmuş ve daha sonra da Ordo Templis Orientis ( Doğu Tapınağı Düzeni ) isimli gizli cemiyetin başkanlığını yapmıştır. Gizli ilimler üzerine derin faaliyetleri olan Crowley 20. yüzyılın şeytanı olarak anılmaktadır.

Gizli ilimler başlığı altında toplanan okültizm, mistisizm, kabalizm, maji ( büyü ), astroloji, havas vb. gibi Allahu Teala'nın rıza göstermediği ancak sınav kıldığı tüm spiritüalist faaliyetlerin temel ilim kaynağı yine Kur'an ve diğer kutsal kitaplardır. Zira başka bir ilim kaynağı yoktur. Bu husus Bakara suresinin 32. ayetinde meleklerin söylemi vasıtasıya bildirilmektedir. 

2/32 Kalu subhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimul hakim

( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )

İlmin, bilimin nötr olduğu ancak ilmi kimin hangi amaç ile kullanacağının önemli olduğu gerçeği de daima hatırlanmalıdır. Zira, Allahu Teala'nın izni ve rızası doğrultusunda, Kur'an ilmi vasıtasıyla sihir uygulamaları yapılabildiği gibi şifacılık uygulamaları da yapılabilmektedir. 

Aleister Crowley'nin oğluna "Atatürk" ismini vermiş olması batini bir hususa dikkat çekmekte olabilir. Zira okült spiritüalist faaliyetlerin temel metodu harflerin, kelimelerin ve sayıların birbirleriyle ilintili olarak kullanımına yani etimolojiye ve nümerolojiye dayanmaktadır. Dolayısıyla acaba Crowley, "Atatürk" kelimesiyle ilgili bazı spiritüel gerçeklerin farkına mı varmıştı? Bu kelimedeki bir mistik gücü mü keşfetmişti? 

Ayrıca Crowley'nin, 1945'te yayınlanan Oriflame adlı şiir kitabındaki "Gone are the Ghosts and Gods" ( Gidenler Hayaletler ve Tanrılardır ) şiirini Mustafa Kemal Atatürk ve oğlu Alaister Attaturk Crowley'e ithaf etmesi de konu bağlamında dikkat çekmektedir.

Esasen "Atatürk" kelimesi hem etimoloji, hem de nümeroloji itibarıyla okült spiritüel ilimler açısından ilginç bir kelimedir. "Atatürk" kelimesi, okültizmdeki kritik sayılar olan "7" ve "11" sayılarını içermektedir. İlahi kozmik nümerolojide 7 sayısı "Tamamlanma, Bir Döngülük Frekans, Döngü Sonu" kavramlarını, 11 sayısı ise "Düalite, Döngü, Boyut Portalı, Halden Hale Geçiş" kavramlarını sembolize etmektedir. 

"Atatürk" kelimesi 7 harften oluşmakta ve bu kelimeyi oluşturan harflerin Türk, İngiliz ve Arap alfabesindeki sıra numaraları toplamları 11 ve 111 sayılarına ilişkin nümeroloji ( 92 ... 9+2 = 11, 83 ... 8+3 = 11 ) içermektedir.


Ayrıca "Atatürk" kelimesinin kök ayrışım analizi şöyle olmaktadır.

Ata * = Verildi, ATıldı, Getirildi ( "ATmak" fiilinin kökü )

Turk = Türk

Atatürk = Verilen Türk, Getirilen Türk, ATılan Türk 

* "Ata" kelimesinin "Önceden gelenler" anlamı da bu kök anlama dayanmaktadır. Arapçadaki "Ata" fiili de aynı anlamı yansıtmaktadır. Örnek: 3/170 .... ATAhumullahu  min fadlihi ( ... Allah onlara üstünlüğünden VERDİ. )

Kur'an'da geçen "Seb'an minel mesani" ( İkililerden Yedi ) kavramı da 7 ve 11 sayılarının önemine dikkat çekmektedir. Bu husus evvelce "Yedi ve İkili Yedi ile uyumlu ayetler - kelimeler" başlıklı bölümde ve diğer birçok bölümde incelenmiştir.


Wednesday, November 17, 2021

Düzce'de bir deprem...

Bugün yani 17.11.2021 tarihinde, saat 15:40:16'da Düzce'de 5.3 şiddetinde bir deprem olmuştur. Depremin Kandilli Rasathanesi'nde kaydedilen ilk istatistiki verileri aşağıdaki gibidir.


Her olayda bir mesaj olabilir yaklaşımı ile deprem verileri incelendiğinde bazı nümerolojik uyumlar göz çarpmaktadır. ( Bu vesile ile 17.08.1999 tarihindeki Gölcük depremini ve depremde vefat edenleri rahmetle anmakta fayda bulunmaktadır. ) 

- Ayın 17. * günü 1+7 = "8"
- Depremin şiddeti 5.3 ... 5+3 = "8"
- Depremin saati 15:40:16 ... 1+5+4+0+1+6 = 17 ... 1+7 = "8"
- Depremin boylamı 31.0400 ... 3+1+4 = "8"

* 1999 yılındaki Gölcük depremi de 8. ayın 17. gününde meydana gelmiştir.

Zilzal ( Zelzele ) suresi 99. sure olup, 8 ayetten oluşmaktadır. Ve surenin son iki ayeti "8"er kelimeden oluşmaktadır.

99/1 İza (1) zulzileti (2) el (3) erdu (4) zilzale (5) ha (6) ( Yer zelzelesiyle sarsıldığında. )

99/2 Ve (1) ahraceti (2) el (3) erdu (4) eskale (5) ha (6) ( Ve yer ağırlıklarını çıkardığında. )

99/3 Ve (1) kale (2) el (3) insanu (4) ma (5) leha (6) ( Ve insan "Ona ne oluyor?" dediğinde. )

99/4 Yevme (1) izin (2) tuhaddisu (3) ahbara (4) ha (5) ( O gün haberlerini anlatır. )

99/5 Bi (1) enne (2) rabbe (3) ke (4) evha (5) leha (6) ( Kesinlikle Rab’binin ona vahyetmesiyle. )

99/6 Yevme (1) izi (2) yasduru (3) en (4) nasu (5) eştaten (6) li (7) yurav (8) a'male (9) hum (10) 
( O gün insanlar, çalışmalarının gösterilmesi için bölükler halinde meydana çıkarlar. )

99/7 Fe (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) hayran (6) yera (7) h (8) 
( Artık kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde hayır yapmışsa onu görür. )

99/8 Ve (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) şerran (6) yera (7) h (8) 
( Ve kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde kötülük yapmışsa onu görür. )

- Bugün depremin olduğu Düzce ilinin plaka kodu 81 olup, bu sayının nümerolojik değeri 9 sayısını vermektedir. 81 sayısı 9x9 işleminin sonucu olup, Zilzal suresi 99. suredir.

- Zilzal suresinin ilk 3 ayetinde 6'şar kelime bulunmaktadır. Bu durum 666 sayısına ve 18 sayısı ( 6+6+6  = 18 ) üzerinden 9 sayısına dikkat çekmekte gibidir.

Önemli not: Yukarıdaki veriler sadece nümerolojik tespitlerden ibarettir. Hangi olay ile hangi mesajın verildiğini veya verilmediğini yalnızca Allahu Teala bilir.

Tuesday, November 16, 2021

Tarik nedir bilir misin?

"Tark" kelimesi "Vurmak, Darbelemek" anlamına gelmekte olup, "Yol" anlamına gelen "Tarik" kelimesinin de köküdür.  Zira "yol", üzerine ayak ile vurularak, darbelenerek ilerlenen olgudur. ( Ayetlerde geçen "Darben fil ard" ifadesi "Yerde darbeleme, yerde gezme anlamına gelir. ) "Yol, Usül" anlamına gelen "Tarikat" kelimesi ve "Çekiç" anlamına gelen "Matrak" kelimesi de "Tark" kökünden türemiştir. Fransızcadaki "Matraque" ( Cop ) kelimesi de ortak köktendir. Motorun çekiş gücünü yani "darbe" gücünü ifade eden dönme momentine ( kuvvet momenti ) verilen isim olan "Torque" kelimesi de "Tark" kökünün bir tezahürüdür. 

Kur'an'daki 86. surenin ismi "Tarik" ( Vuran, Darbeleyen )' tir. Bu surede "Tarik" kelimesi bir yıldız olarak, "Delen yıldız" olarak tanımlanmaktadır. Anıan yıldızın "karanlığı deldiği" yorumu çerçevesinde bu yıldızın "Sabah Yıldızı" veya "Akşam Yıldızı" olarak bilinen "Venüs" gezegeni olması muhtemel kabul edilmektedir.

86/1 Ves semai vet TARİK ( Ve gök ve VURUP DARBELEYEN.  )

86/2 Ve ma edrake met TARİK ( Ve VURUP DARBELEYENİN ne olduğunu sana ne bildirir? )

86/3 En necmus SAKİB ( Kesinlikle DELEN yıldızdır.  )

İncil'in Vahiy bölümünde Mesih İsa kendisini "Sabah Yıldızı" olarak teşbih etmektedir.

66 Vahiy 2-28 Galip gelene SABAH YILDIZINI da vereceğim.

66 Vahiy 22-16 "Ben İsa, kiliselerle ilgili bu tanıklığı sizlere iletsin diye meleğimi gönderdim. Davut'un kökü ve soyu Ben'im, parlak SABAH YILDIZI BEN'İM."


Sabah Yıldızı Venüs ( Zühre )

"Venüs" gezegeninin bir ismi de "Zühre"dir ki bu kelime "Ortaya çıkan, Gelen, Zuhur eden, Parlayan, Işıyan" anlamlarını içermektedir. "Zühre" kelimesi, itici tesirleri olan cinsel arzuları da temsil eden bir kelimedir. "Zührevi" kelimesi "Cinsel" anlamında da kullanılmaktadır.

Latince "Ven" ( Geliş, İstek, Arzu ) ve "us" ( son ek ) kelimelerinden oluşan "Venüs" kelimesi ise mitolojide pagan aşk tanrıçasının ismi olarak da yer almaktadır. ( Fransızcadaki "Venir" kelimesi "Gelmek" anlamındadır. )

"Tarik" yıldızına ilişkin bir başka muhtemel tanımlama da bu gökcisimin "Pulsar" veya "Atarca" adı verilen nötron yıldızı olabileceği yönündedir. Pulsarlar içinde bulundukları nebulaların çekirdeği ve kalbi niteliğinde olup, "kalp atışları" gibi düzenli olarak uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızlarıdırlar. Bu tanımlama "Tarik" kelimesinin "Vuran, Darbeleyen" anlamı ile de uyum arzetmektedir.


Pulsar ( Atarca )







İskender-i Zülkarneyn

"İskender-i Zülkarneyn" ifadesi, Mısır mitolojsinde ilah addedilen farklı boyut varlığı "Alexander"'ı tanımlamaktadır. "Alexander" kelimesinin köken analizi şöyledir.

Al = Ön ek ( Arapçadaki "El" )
Eks ( Ex ) = Dışlayan, Kovan
Andro = Adam, İnsan

Eleksandro / Alexander = İnsan kovan, İnsan dışlayan

İskender-i Zülkarneyn = İki Boynuzlu İnsan Kovan ?!


İskender-i Zülkarneyn'i Mısır fatihi olarak tasvir eden para


Kuzey Kafkasya'da, Hazar Denizi'nin kıyısında bir ülke olan Türkmenistan'ın "Manat" isimli parasındaki İskender-i Zülkarneyn resmi

Türkçede ve Arapçadaki "Akis", "Aksetmek", "Aksi", "Eksen" kelimelerinin kökünde "Dış" anlamı içeren "Aks / Eks" kelimesi bulunmaktadır. 

Kur'an'da Zulkarneyn ( İki Boynuzlu ), yeryüzünde bozguna vesile olan farklı boyut varlıkları ( cin ) Ye'cuc ve Me'cuc'a karşı savunma olarak bir "sed" inşa ederek "boyut portalını, kapısını" kapatan karakteri tanımlamaktadır. İskender-i Zülkarneyn'in de Dağistan'da "Hazar Kapısı" veya "İskender Kapısı" olarak anılan bir kale, bir sed inşa ettirdiği bilinmektedir. ( "Zülkarneyn" ( İki Boynuz / İki Nesil / 11 şekli ) boyut portalı, “Alexander” ( İnsan Kovan ) kelimesi de kovma bağlamında anlam ifade etmektedir. )



İskender-i Zülkarneyn'in Kuzey Kafkasya'daki Dağistan'daki Derbent şehrinde inşa ettirdiği Hazar* Kapısı ( İskender Kapısı olarak da anılır. )

* Kök Türkçe "Hazar" kelimesi Türkçe'deki "Gezer" kelimesidir. Batı dillerindeki "Hazard" veya "Hasard" kelimelerinin "Rastgele" anlamına gelmesinin sebebi de "Gezer" anlamına dayanmaktadır. Zira kökende "Gezerken karşılaşma, Plansız olarak karşılaşma" anlamı yatmaktadır. Spiritüalizmde üst boyuttaki süptil vazifeli varlıklar "Gezginler" olarak anılırlar.

Kur'an'da Zülkarneyn kelimesinin ilk kez 18/83 kodlu ayette geçmesi de ayet kodundaki 9/11 ve 11 nümerolojisi ( boyut portalı ve halden hale geçişin nümerik sembolü ) açısından dikkat çekmektedir. ( 18 ... 1+8 = 9 ; 83 ... 8+3 = 11 )

18/83 Ve yes'eluneke an zil karneyn kul seetlu aleykum minhu zikra

( Ve sana Zülkarneyn'den, iki boynuzludan sual ediyorlar. De ki: "Size ondan hatırlatma okuyacağım." )

Halk, Ye'cuc ve Me'cuc'un boyut portalından geçerek yeryüzüne geçiş yapamaması için Zülkarneyn'den bir "sed" yapmasını yani "kapıyı kapatmasını" istemektedir.

18/94 Kalu ya zel karneyni inne ye'cuce ve me'cuce mufsidune fil erdi fe hel nec'alu leke harcen ala en tec'ale beynena ve beynehum sedda

( “Ey Zülkarneyn, iki boynuzlu, Yecuc ve Mecuc kesinlikle yerde bozgunculardır. O halde, bizimle onlar arasına sed koyman üzere sana haraç versek olur mu?” dediler. )

"Kafkasya" olarak bilinen bölgenin kök ismi "CaUCasia" kelimesidir. Bu kelime içeriğinde "Cuc" kelimesini barındırmakta ve Ye'cuc ve Me'cuc'a işaret etmekte gibidir. Kelime "CucAsia" olarak düşünüldüğünde "Cuc Asyası" veya "Asyadaki Cuc" gibi bir anlam oluşmaktadır. Ayrıca Türkçe'deki "Cüce" kelimesi de konuya ilintilidir. Cinler, cüce varlıklar olarak da resmedilmektedir. "CaUCasia"'nın diğer bir telaffuzunun "GeOrGia" olması, "Ye'cuc" ve "Me'cuc" kelimelerinin karşılığının "Gog" ve "Magog" olması ile de uyum arazetmektedir.

Ayrıca Bkz. 






Monday, November 15, 2021

T harfindeki mesaj

"T" harfi gerek şekli, gerek temsil ettiği ezoterik anlam itibarıyla yaratılışta çok önemli bir yere sahip olup, "Geçiş" ve "Dönüşüm" kavramlarının sembolü niteliğindedir. Batı dillerindeki "Trans" kökünden türemiş "Transition" ( Geçiş ), "Transformation" ( Dönüşüm ), "Transfer", "Travel" ( Seyahat ), "Trouver" ( Bulmak ) kelimelerinin, Türkçe ve Arapçadaki "Tanrı", "Tanım", "Tekvin"* ( Yaratılış, Oluşum ), "Tezahür"* ( Açığa çıkma ) kelimelerinin de "T" harfi ile başlaması dikkat çekmektedir.

* Arapçada fiil veya sıfat olan kök kelimenin başına gelen T harfi o fiili isim yapmaktadır. Örnek : Kevn ( Var olmak ) - Tekvin ( Var oluş ), Zahir ( Görünen, Açıkta olan ) - Tezahür ( Ortaya çıkma, Açığa çıkma )

Sirius ile ilintili olan Göbeklitepe'de yer alan "T" şeklindeki monolitler de "dönüşmüş, geçiş yapmış varlıkları" simgelemekte gibidirler.


Göbeklitepede'ki T şeklindeki bir monolit


Göbeklitepe'deki "doğum yapan kadın" figürü de boyutlar arası geçiş portalı sembolizmi içermektedir. Ayrıca kadının kafasının "T" şeklinde olması da dikkat çekmektedir.

1983* yapımı "The Keep" ( Kale ) isimli filmde bir geçit, bir boyut portalı niteliğinde olan, ölüme ve şifaya vasıta olan mağaramsı yapının duvarlarında yer alan T şekilleri de geçiş ve dönüşüm sağlamaktayadı. ( 1983 sayısının nümerolojik değeri "Ruh" kelimesinin sembolü olan 21 ( 1+9+8+3 = 21 ) sayısını vermektedir. Ayrıca 19 ve 83 sayılarının nümerolojik değerleri de 1 ve 11 sayılarını yani birlikte 111 sayısını vermektedir.



Ayrıca filmde bu mağaramsı yapıyı "Türklerin yapmış olabilecegi" söylenmektedir. ( Türk ... T, Türs, Tiras, Sirius )

Mağaraya hapsedilmiş şeytani varlığın açığa çıkmasını engellemeye çalışan insan görünümündeki farklı boyut varlığının "Ben bir gezginim." demesi de ilginçtir. Zira vazifeli varlıklar ( melekler ) spiritüalizmde "Gezgin" olarak tanımlanırlar. Hz. Yusuf'u kuyudan ( boyut portalından ) çıkaranlar da "Seyyârat" ( Seyyarlar, Gezginler )'dır. Filmde mağaranın duvarlarındaki T harflerinden ışınlar çıkmakta ve portal açılmaktadır.


Şeytani yaratıkı geri göndermek için T formundaki tılsım kullanılmaktadır.

Kur'an'da "T" harfi ile başlayan 11 sure olması ve sıra itibarıyla T harfli son sure ( 11. sure ) olan Tebbet suresinin numarasının 111 olması da 11 sayısı ve onun simgelediği "Düalite", "Döngü" ve "Halden hale geçiş" kavramları açısından ilginçtir.

9 Tevbe 129 ayet
20 Taha 135 "
52 Tur 49 "
64 Tegabun 18 "
65 Talak 12 "
66 Tahrim 12 "
81 Tekvir 29 "
86 Tarık 17 "
95 Tin 8 "
102 Tekasur 8
111 Tebbet 5 "

Aşağıdaki kelimeler de "T" harfi ile başlamakta ve "Yüksek yer, Kule, Döngü, Geçiş, Türeyiş" anlamlarını yansıtmaktadır.

Tower ( Kule ) ( İng. )
Tour ( Kule ) ( Fra. )
Tür ( Kapı ) ( Alm. )
Tor ( Gol ) ( Alm. ) ( Gol kelimesi de kaleden geçişi ifade etmektedir. ) ( Door ( Kapı ) ( İng. ) ( "Tür" ve "Tor" kelimelerinin bir tezahürüdür. )
Tur ( Dağ, Kule ) ( Ara. ( Tall ( Uzun, Yüksek ) ( İng. )
Tul ( Uzunluk, Yükseklik ) ( Ara. )
Tür ( Türemiş olan, Yükselmiş olan ) ( Tür. )

Kur'an'da ilk "T" harfi baştan 29. ( 2+9 = 11 ) kelime olan "nesTein" ( isteriz ) kelimesinde geçmektedir. 
1/1 Bi (1) ismi (2) allah (3) er (4) rahman (5) er (6) rahim (7)
1/2 El (1) hamdu (2) li (3) allah (4) rabbi (5) el (6) alemin (7)
1/3 Er (1) rahman (2) er (3) rahim (4)
1/4 Maliki (1) yevme (2) ed (3) din (4)
1/5 İyya (1) ke (2) na'budu (3) ve (4) iyya (5) ke (6) NESTEİN (7)

Kitab-i Mukaddes'te ( Tevrat ve İncil ) "T" ile başlayan son sure 56. ( 5+6 = 11 ) sure olan "Titus" suresidir.

Doğumun yani portalden geçişin gerçekleştiği organ olan ve bir nevi yaşam planı ve geçiş portalı niteliğindeki "Uterus" da T formundadır.  Tam T formunda olan Uteruslarda bulunmakta olup bunlar "T Shaped Uterus" ( T Şeklindeki Uterus ) olarak isimlendirilmişlerdir. Arapça "Türs" kelimesi ( çoğulu "Tiras" ) "Kalkan, Koruyan" anlamında olup "Uterus" ile "Türs" aynı kökene sahip kelimelerdir. Zira "Uterus" da bebeği koruyan, ona kalkan olan ve geçiş sağlayan biyolojik bir ortam niteliğindedir. ( Sirius, Türs ( Tiras ), Türk ve Uterus kelimeleri fonetik ve semantik köken ilintisine sahiptir. Ayrıca tıpta, vücudun baş, kollar ve bacaklar hariç olan "kalkan" şeklindeki kısmına "Torso" denmektedir. )





Uterus formları

"Türk" kelimesi ile "Türs" kelimesi aynı kökenden olup, "Kalkan, Üzerinde yükselerek koruma oluşturan, Yükselen, Türeyen" anlamını içermektedirler. Zaten "Kalkan" kelimesi "Kalkmak", "Yükselmek" anlamını doğrudan yansıtmaktadır.

Arapça "Terakiye" kelimesi ise "Köprücük Kemiği" anlamında olup, "Türk" ( Yükselen ) ve "Terk" ( Yükseliş ) kelimeleriyle köken ilintisine sahiptir. Ayrca "Köprü" de geçiş sağlayan bir olgudur. Clavicula Salomonis ( Süleyman'ın Köprücük Kemiği ) isimli sihir kitabının ismindeki "Clavicula" kelimesi de "farklı boyuta geçiş, halden hale geçiş" anlamları itibarıyla önem arzetmektedir.

Not: İngilizce Clavicle = Köprücük Kemiği 

Evvelki bölümlerde incelendiği üzere "Timüs" organında bulunan "T hücreleri" lenfositlerin bir alt kümesini oluşturmakta olup bağışıklık ( immünite ) yanıtında önemli bir yere sahiptir. Bu hücrelerin, isimlerini Timüs organının baş harfinden almaları ve "T" harfini yansıtmaları da ilahi nizamın muazzam bir tezahürüdür.







Star Trek dizisinde Metaverse teması

İnsanlara gerçeklik algısını kaybettirmeyi, onları sanal bir ortamın içine hapsetmeyi ve buna paralel olarak da inanç, din, ahlak, millet vb. gibi temel değerleri yoketmeyi hedefleyen "Metaverse" projesinin, 1966 yılında gösterime giren "Star Trek" ( Uzay Yolu ) dizisinde konu edildiği görülmektedir. Bugün yenilik adı altında sunulan sözde projeler esasen insanlığı tam tahakküm altına almayı öngören kadim ideolojilerin vasıtalarından başka bir şey değillerdir.

Star Trek dizisinin "The Cage" ( Kafes ) isimli bölümünde uzay gemsi Enterprise ( Atılgan )'ın mürettebatı bir gezegene iniş yapmak zorunda kalır. Gezegende Telosian isimli varlıklar bulunmaktadır. Telosianların kafatasları "Grey Alien / Annunaki / Cin Şeytanı" kafatası sembolizmini yansıtmaktadır. ( Bkz. "Şeytanların Başları" başlıklı bölüm ) Telosianların telepati ve ilüzyon oluşturma yetenekleri bulunmaktadır.



Telosian lideri Atılgan mürettebatına : "Sizi bir topluluğa evriltme, sanatçı ve teknisyen olacak şekilde eğitmeye zamanımız var." 

   




Telosianlar kaptana zihin kontrol uygulayarak sanal bir ortam algısı sağlıyorlar. Telosian lideri, kendileriyle işbirliği yapmaları yani köleleri olmaları durumunda onları «cennet» benzeri bir ortamda yaşatacaklarını vadetmektedir. ( Bu sahneler ve replikler bugünkü "Metaverse" projesinin bir temsilidir. )

Bölümün isminin “The Cage” ( Kafes ) olması da bugünlere işaret eder gibi, “Metaverse” projesinin esasen insanlık için bir “hapishane” olduğu mesajını vermektedir.

Shefa Tal ve Kabbalah

Ezoterik ve mistik Yahudi öğretisi olarak bilinen "Kabbalah", harflerin, kelimelerin, kutsal kitap ayetlerin ve sayıların birbirleriyle ilintilendirilmesi, harflerin, kelimelerin ve kutsal kitap ayetlerinin belirli adetlerde zikredilmesi yoluyla ruha ( bilince ) ve kaba maddeye hükmetme öğretisi olarak bilinmektedir. Yaratılışın özünün kelimeler olduğu gerçeğini temel alan ve başlıca referans kaynağı kutsal kitaplar olan bu öğreti islami kültürde gizli ilimler kapsamında olan Hurufilik, Cifir, Şifacılık, Kenzül Havas öğretilerinin bir nevi karşılığı niteliğindedir. 

İbranice "Kabbalah" kelimesi Arapça "Kabbele" ( Kabul etmek, Karşılık gelmek ) kelimesinin karşılığıdır. ( "Kabbalah" kelimesinin "Kabbele" ( Kabul et, Karşıla ) ve "h" ( o ) kelimelerinden oluştuğu baz alındığında ortaya "Onu kabul et / Onu karşıla" gibi bir anlam çıkmaktadır. )

Illuminati olarak bilinen küresel cemiyetin felsefi temeli de Kabbala öğretisine dayanmaktadır. Kabbala, harflerin, kelimelerin, sayıların ve sembollerin öğretisi olarak da kabul edilebilir.

İslami kültürde yer alan ve matrislere harf veya kelime yerleştirmeye dayalı "Vefk" ( Karşılık olma, Uygun gelme, Muvafık olma ) ilmi, gerek anlam gerek uygulama olarak Kabbalah ile büyük benzerlik içermektedir. Kabbalah öğretisi kapsamında yer alan sembollerden biri de bir "Vefk" niteliği arzeden "Shefa Tal" ( Yüksek Şifa ) sembolüdür. Sembolde "İki adet ikili" olarak konumlandırılan parmakların insandaki kromozom çiftini ( "X" formunda ) sembolize ediyor olması kuvvetle muhtemeldir. Zira bu ezoterik ilimlerin başlıca amaçları kapsamında insanın fizyolojik yapısına tesir etmek, onu değiştirmek de bulunmaktadır.

                              

Shefa Tal ( Tazelik Şifası / Yüksek Şifa ) sembolü ( Aynı zamanda "11 ve 11" sembolizmi )


Davut Yıldızı ile ilintilendirilmiş bir "Shefa Tal" freski


Bir "Shefa Tal" rölyefi

"Shefa Tal" sembolü, küresel ezoterik cemiyetin ( Illuminati ) bir kurumu olan Hollywood kanalıyla bazı filmlerde de kullanılmıştır. Bunların başında 1966 yılında gösterime giren "Star Trek" ( Uzay Yolu ) dizisindeki Vulkanlı Mr. Spock karakterinin kullandığı jest ve 1978 yılında gösterime giren "Mork and Mindy" dizisindeki uzaylı karakter Mork'un kullandığı jest gelmektedir.


Star Trek dizisindeki Vulkanlı Mr. Spock "Shefa Tal" jesti yaparken


Mork and Mindy dizisindeki uzaylı Mork "Shefa Tal" jesti yaparken








Sunday, November 14, 2021

11'ler daima...

"Microsoft Türkiye, en yeni işletim sistemi olarak lanse ettiği Windows 11’i tüketicilerin kullanımına sundu. Yeni tasarımı ve yüksek performansı ile daha kişiselleştirilmiş bir bilgisayar deneyimi vadeden Windows 11 hem yazılım hem de oyun dünyasında yeni bir sayfa açacak."

( Basından 05.10.2021 )

Windows işletim sisteminin 11. versiyonun lansman tarihinin nümerolojik değeri 11 sayısını vermektedir.

0+5+1+0+2+0+2+1 = 11

11. versiyonun lansmanının 11 nümerolojisiyle dolu Coronavirus pandemisi dönemine denk getirilmesi dikkat çekmektedir.


"Fransa'nın Bretonya bölgesindeki bir okulda B.1.640 kod adlı bir varyant tespit edildi."

( Basından 14.11.2021 )

Varyantın kodundaki ( B.1.640 ) sayıların toplamı 11 sayısını vermektedir.

1+6+4+0 = 11

Coronavirus ve 11 ritüelinin aralıksız devam ettiği görülmektedir.

Thursday, November 11, 2021

RK kökü

Arapça "Erka" kelimesi "Yükselen, Uzaklaşan" anlamına gelmekte olup, "Terk" ( Yükselme ) ve "Türk" ( Yükselmiş olan ) kelimelerinin de köküdür. Kur'an'da bu kök kelimenin en açık kullanımı İsra suresinin 93. ayetinde yer almaktadır.

17/93 Ev yekune leke beytun min zuhrufin ev TERKA fis sema' min kulli meselin fe eba ekserun nasi illa kufura ve len nu'mine li RUKiyyike hatta tunezzile aleyna kitaben nakrauh kul subhane rabbi hel kuntu illa beşeran rasula

( Veya sana süsten, altından ev olsun veya tüm misallerden göğe YÜKSELESİN. İşte insanların çoğunluğu ancak inkarda diretirler. "Üzerimize, okuyacağımız kitap indirene kadar senin YÜKSELİŞine inanmayız." De ki: "Rab’bim yücedir. Ben resul olan insanın haricindeki miyim?" )

Bir ülke ismi olan "İrak" da "Yüksek, Uzak" anlamına gelmektedir. 

Kök olan "RK" bir içecek ismi olan "Rakı / Raki" kelimesinde de yer almaktadır. "Arak" kelimesi "Damıtılmış", "Raki" kelimesi ise "Damıtılmış olan, İnceltilmiş olan, Süptilleşmiş olan, Yükseltgenmiş olan" anlamını taşımaktadır. Zira damıtma ( distilasyon ) işlemi yoğun bir maddenin ısıtılmak suretiyle çözünmesini ve daha az yoğun, süptil ( ince ) maddelere ayrışmasını tanımlamaktadır. 

Argoda "Çalmak" anlamında kullanılan "Araklamak" kelimesinin kökeninde de "Uçurmak, Yükseltmek, Süptilleştirmek, Görünmez kılmak, Kaçırmak" anlamı bulunmaktadır.

Batı dillerinde yer alan "Arch" ( İng. ) ve "Arc" ( Fra. ) kelimeleri de "Yüksekte olan makam, Ark, Taht" anlamını taşımakta olup, yine "RK" kökünden türemiştir.

Arapçadaki "Rakim" kelimesi de "Yükseklik" anlamını taşımaktadır.


Bir yaşam frekansı kaynağı "Thymus"

Coronavirus'ten etkilenmeyen kişilerin "T-Hücresi" aktivitesinin daha fazla olduğu, T-Hücrelerinin yarattığı bağışıklığın antikorların yarattığı bağışıklıktan çok daha uzun olduğu ve yıllarca insanı koruyabileceği belirtilmektedir. 

T-Hücreleri, kemik iliğinde üreyip "Thymus"'a ( Timüs Bezi ) göçen ve orada olgunlaşarak immün sistemde ( bağışıklık sistemi ) görev alan hücrelerdir. "T" ismi ise "Thymus" kelimesinin baş harfinden kaynaklanmaktadır. 

Grek kökenli "Thumos / Thymos" kelimesi "Ruh, Ruhsallık" anlamına gelmektedir. "Tema" anlamına gelen "Theme" ( İng.), "Thème" ( Fra. ) ve "Thema" ( Alm. ) kelimeleri de aynı kökten olup, esasen "Konu, Bilgi, Düşünce, Öz, Mesaj" anlamı yansıtmaktadır.

Ayrıca "Thyme" ( Kekik ) kelimesinin antik Grekçe ve Latincedeki tezahürleri olan "Thymon"* ve "Thymum" kelimeleri "Duman" anlamına gelmektedir ki süptil bir olgu olan "Duman" kelimesi "Ruhun" kainattaki tezahürü olan "Öz Varlığın" bir temsili niteliğindedir. ( * Fransızcadaki "Fumée" ( Duman ) kelimesi de aynı köktendir. "Th" harflerinin "F" olarak telaffuz edilişine bir örnek İngilizcedeki "Think / Thought" ( Düşünmek ) kelimesidir. )

Halk arasında "Timüse tıklatma" olarak bilinen eylemin kökeni Thymus'ü "titreştirme" vasıtasıyla beden frekansının yükseltilmesi ve immünitenin artırılmasına dayanmaktadır. 

Yukarıda değinildiği üzere "Thyme" kelimesi aynı zamanda İngilizcede "Kekik" anlamına gelmekte olup, kekik bitkisinin, içeriğindeki maddeler itibarıyla vücutta hücre koruma sistemlerini geliştirmesiyle antioksidan, kanser oluşumunu engellemesiyle antikanserojen, diyabet hastalığını engellemesiyle antidiyabetik ve vücuttaki kolestrol oranını ayarlamasıyla antikolestremik, mikrop öldürücülüğüyle antiseptik ve dezenfektan özellikler taşıması da ayrıca dikkat çekmektedir. "Thymus" bezinin kekik tohumuna benzemesi de fonetik ve semantik bir ilişkiyi ortaya koyar niteliktedir.


Wednesday, November 10, 2021

Hikaye, Masal ve Satr ... gerçeğin delilleri

"Hikâyeler olanları anlatır."

2001 yılı yapımı "AI ( Yapay Zekâ )" filmindeki bu repliki daima hatırlamakta ve muhtelif mecralarda karşılaşılan yazılara ve filmlere bu anlayış ile yaklaşmakta "aklı olanlar için" büyük faydalar bulunmaktadır.

"Hikâye", "Masal" ve "Satr" kelimeleri diğer birçok kelime gibi toplum tarafından öz anlamı bilinmeden kulanılmakta ve dogmatik şekilde bilinegelen anlamı ile sınırlı tutulmaktadır. Oysa ki bu kelimeler esasen çok farklı anlamsal kökenlere sahiptirler.

HİKâye / HAKâye = Hik / Hak ( Gerçellemek, Taklit etmek, Gerçek gibi anlatmak ) + aye ( -ma, gibi yapma ) = Gerçelleme, Gerçek gibi anlatma, Taklit etme ) Hikâye = Gerçeği anlatma

Masal = Mesel = Misâl = Örnek, Delil, Hikâye

Satr ( Esatir ç. ) = Satır, Satırlanmış yazı, Hikaye ( İngilizcedeki "Story" ve Fransızcadaki "Histoire" kelimeleri de ortak kökendendir. "Hiciv" anlamında kullanılan "Satire" kelimesi de Latince "Satura" ( Doldurulmuş, Sıra sıra dizilmiş, Sıralanmış ) kelimesi olup, yine aynı kökendendir.

Dolayısıyla özellikle "Hikaye", "Masal" kelimelerinin özlerinde, "Uydurma" anlamının olmadığı aksine "Gerçek" ve "Delil" anlamlarının bulunduğu görülmektedir. Zira anlatılan veya yazılan herşey varlıkların gerçek deneyimlerinin ve/veya imajinasyonlarının ( hayallerinin ) bir yansımasıdır ki zaten gerçek olarak nitelenen yaratılış ve kainat ta ilahi imajinasyonun bir tezahürüdür. Bir başka deyişle "Gerçekler hayallerin yansımasıdır." ( "Hayal" kelimesinin "Hayy" ( Yaşayan ) ve "al" ( gibi ) kelimelerinden oluştuğuna evvelce "Gerçeğin özü Hayaldir" başlıklı bölümde değinilmiştir. )

Kur'an'da ilgili kelimelerin kullanımlarına bazı örnekler şöyledir.

Enfal suresinin 7. ayetinde "Hak" ( Gerçek ) kök kelimesi "Kelime" ile birlikte yer almaktadır. Gerçeklerin aynası olan "Hakayeler / Hikayeler", kelimelerden oluşur.

8/7 .... ve yuridullahu en yuHİKKal HAKka bi kelimatihi ... 

( .... Allah GERÇEĞİ kelimeleri ile GERÇEKleştirmek istiyordu. ... ) 

Kalem suresinin 15. ayetinde, gerçeğin temsili olan ayetleri, anlamını öz anlamını bilmedikleri "Esatir" ( Hikayeler ) kelimesiyle tanımlayan müşrik inkarcılardan bahsedilmektedir.

68/15 İza tutla aleyhi ayatuna kale ESATİRul evvelin

( Ona ayetlerimiz okunduğunda "Evvelkilerin HİKAYELERİ / MASALLARI." der. )

İsra ve Rum surelerinin aşağıdaki ayetlerinde gerçeğin temsili, ilahi kozmik bilgiler hazinesi ve yaratılışın kaynak kodları olan Kur'an ayetleri "Mesel" kelimesiyle tanımlanmaktadır. Ve ayette Kur'an'ın tüm "meselleri" yani gerçeğe ilişkin tüm bilgileri içerdiği vurgulanmaktadır.

17/89 Ve lekad sarrafna lin nasi fi hazel kur'ani min kulli MESELİN fe eba ekserun nasi illa kufura

( Ve bu Kur'an' da insanlar için tüm MİSALLERDEN / MESELELERDEN, sözlerden sarfettik de insanların çoğunluğu ancak inkarda direttiler. )

30/58 Ve lekad darabna lin nasi fi hazel kur'ani min kulli MESEL ve lein ci'tehum bi ayatin le yekulennellezine keferu in entum illa mubtilun

( Ve bu Kur'an' da insanlar için tüm MİSALLERDEN / MESELELERDEN, sözlerden beyan ettik. Eğer ayetler ile gelsen, o inkar edenler kesinlikle "Sizler kesinlikle ancak batılcılarsınız." derler.  )

Yukarıdaki son ayette "Mesel" kelimesi, "Ayet" ve "Batılcılar" kelimeleriyle birlikte kullanılmış ve yine dolaylı olarak "Gerçek" kavramına dikkat çekilmiştir.



Alkol ve Sarhoşluk meselesi

Atatürk'ün vefatının 83. yılının idrak edildiği bugün maalesef ve her zaman olduğu gibi bazıları tarafından milli önderin "alkol" ile ilintilendirildiği mesajlar / haberler sosyal medyada yer almıştır. Atatürk'ün çoklu organ rahatsızlığı olduğu bilinmekle birlikte Hepatit B ve C gibi viral hepatitler, kistik fibrosis, Wilson hastalığı, karaciğer yağlanması, safra kanallarının sertleşmesi ve yaralanması, vücudun karaciğer hücrelerine saldırmasına sebep olan otoimmün hastalıklar, safra kanalının tıkanması ve bazı genetik sindirim bozuklukları da siroz hastalığına sebebiyet veren unsurlardır. Dolayısıyla kök sebep net olarak bilinmeden "alkol" konusunun öne çıkarılması doğru bir yaklaşım değildir. Zira ciddi seviyede alkolizm sorunu olan bir kimsenin böylesine zekice ve mantıklı düşünebilmesi, milli savunma açısından çok doğru stratejik kararlar alması mümkün değildir. Atatürk'ün gerçek ölüm sebebi alternatifleri arasında uygulanan tedavi yönteminin de bulunduğu hatırlanmalıdır.

Alkolün "haram" olduğunu savunan bazı zümreler açısından konu irdelendiğinde ise Kur'an'da alkollü içkinin haram olarak nitelenen unsurlar kapsamında olmadığı aksine "nimetler kapsamında" olduğu ve hatta "cennet tasvirinde, cennet içecekleri arasında" yer aldığı görülmektedir. Ayrıca alkollü içkinin bir akıl, idrak ve nefs sınavı olduğu da ayetlerde belirtilmektedir. Zira alkol tüketimine bağlı potansiyel sorunlar zaten "alkol" kaynaklı değil "insan" kaynaklı olarak tezahür etmektedir. Her ürünün kontrolsüz ve aşırı tüketiminin sorun yarattığı aşikârdır. Alkolün tıbbi faydaları da ( damar açıcı özelliği, diğer kardiyovasküler faydaları vb. ) bilinen gerçekler arasındadır.

Kur'an'da bu konuda "Hamr" ( Mayalanmış, Ekşimiş, Sarhoşluk Veren, Alkollü İçki, Şarap ) ve "Sekeran" ( Sarhoşluk veren ) kelimeleri yer almaktadır. "Hamur" ve "Mahmur" kelimeleri de HMR kökünden olup sırasıyla "Mayalanmış" ve "Sarhoşluk sersemliği içinde olan, Uykulu" anlamlarına gelmektedir.

Nahl suresinin 67. ayetinde "Sekeran" ( Sarhoşluk veren içkiler ), ürün nimetleri arasında sayılmaktadır. 

16/67 Ve min semaratin nehiyli vel a'nabi TETTEHİZUNE minhu SEKERAN ve rizkan hasena inne fi zalike le ayeten li kavmin ya'kilun

( Ve hurmanın ve üzümün meyvelerinden, onlardan SARHOŞLUK VEREN İÇKİLER ve güzel rızıklar EDİNİRSİNİZ. Kesinlikle bunda akıl eden kavim için ayetler vardır. )

Muhammed suresinin 15. ayetinde "Hamr", "Ma" ( Su ), "Leben" ( Süt ) ve "Asel" ( Bal ) ile birlikte cennet içecekleri arasında sıralanmaktadır.

47/15 Meselul CENNETilleti vuidel muttekun fiha ENHARUN MİN MAİN ğayri asin ve ENHARUN MİN LEBENİN lem yeteğayyer ta'muh ve ENHARUN MİN HAMRİN lezzetin liş şaribin ve ENHARUN MİN ASELİN musaffa ve lehum fiha min kullis semerati ve mağfiratun min rabbihim ke men huve halidun fin nari ve suku maen hamimen fe kattaa em'aehum

( Sakınanlara vaad edilen, içinde bozulup pis kokmayan SUDAN NEHİRLER, lezzeti değişmeyen SÜTTEN NEHİRLER, içenler için lezzetli ŞARAPTAN NEHİRLER, saf BALDAN NEHİRLER, onlara içinde tüm ürünlerden, meyvelerden ve Rab’lerinden af olan CENNETİN misali, ateşin içinde ebedi olan ve bağırsaklarını kesen kaynar su içirilen kimseninki gibi midir? )

Kur'an'da "Hamr"'ın, aynı zamanda bir akıl, idrak ve nefs sınavı olduğu, insana fizyolojik ve psikolojik faydalarının bulunduğu ancak kontrolsüzce ve çok miktarda tüketilen alkolün bağımlılık yaratma potansiyeli olduğu ve hem sağlık sorunlarına hem de günahlara vasıta olacağı da Bakara suresinin 219. ayetinde dolaylı olarak bildirilmektedir.

2/219 Yes'eluneke anil HAMRİ vel meysir kul FİHİMA İSMUN KEBİRUN ve MENAFİU LİN NASİ ve İSMUHUMA EKBERU MİN NEF'İHİMA ve yes'eluneke maza yunfikun kulil afv kezalike yubeyyinullahu lekumul ayati leallekum tetefekkerun

( Sana ALKOLLÜ İÇKİDEN / ŞARAPTAN ve kumardan sual ederler. De ki: "ONLARDA İNSANLAR İÇİN BÜYÜK GÜNAH VE FAYDALAR VARDIR. ONLARIN GÜNAHLARI FAYDALARINDAN BÜYÜKTÜR. " Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. De ki: "Fazlasını ve iyisini." İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. )

Nisa suresinin 43. ayetinde insanın sarhoşluk deneyimi yaşayabileceği ancak sarhoşluk seviyesinin yükselmesi ve ne dediğini bilemeyecek duruma gelmesi halinde duadan uzak durması gerektiği, "inananlara hitaben" bildirilmektedir. 

4/43 YA EYYUHELLEZİNE AMENU la takrabus salate ve ENTUM SUKARA hatta ta'lemu ma tekulune .....

( EY O İNANANLAR, SİZLER SARHOŞKEN ne söylediğinizi bilene kadar duaya yaklaşmayın. .... )

Açıkça görüleceği üzere yukarıdaki ayet bir algı ve anlayış sınavı niteliğindedir. Zira "ne dediğini bilemeyecek" hale gelmiş bir insanın duaya yaklaşmaması gerektiğini idrak edebilmesi çok zordur. Dolayısıyla ayette, idrak mekanizması bloke olacak şekilde sarhoş olma potansiyeli olanların alkolden uzak durmaları gerektiği dolaylı olarak bildirilmektedir. ( "Seker" kelimesi Türkçedeki "Şeker" kelimesinin tezahürü olup, alkol alındığında kandaki şeker oranı yükselmektedir ki buna "Glikozüri / Glukozüri" ( İdrardaki Şeker ) denmektedir. "Sarhoş" kelimesinin Kur'an'daki v Arapçadaki karşılığının "Sukara" olması da bu bağlamda dikkat çekmektedir. Batı dillerinde "Şeker" anlamına gelen "Sugar" ( ing. ), "Sucre" ( fra. ) ve "Zucker" ( alm. ) kelimeleri de "Sukara" kelimesinin yansımalarıdır. )

Maide suresinin 91. ayetinde şeytanın, nefs kontrolü açısından bir sınav olan "Hamr" ( Mayalanmış alkollü sıvı ) ve "Meysir" ( Kumar ) kavramlarını insanlara bir tuzak olarak kullandığı bildirilmektedir.

5/91 İnnema yuriduş şeytanu en yukia beynekumul adavete vel bağdae fil HAMRİ vel meysiri ve yesuddekum an zikrillahi ve anis salah fe hel entum muntehun

( Kesinlikle şeytan, ŞARAP ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmayı ve sizi Allah' ı hatırlamaktan ve duadan döndürmeyi ister. Artık vazgeçenler misiniz?  )

"Hamr" ( Alkollü icki ) ve "Meysir" ( Kumar ) eğlence ve keyif vasıtası niteliği de arzeden unsurlar olup aynı zamanda insanın kendini kaptırarak bağımlısı haline de gelebileceği unsurlardır. Şeytan insanın nefsani zafiyetinden faydalanıp onu tahrik ederek bu iki unsuru insanı helake sürükleyecek vasıtalara dönüştürme potansiyeline haizdir. Bu nedenledir ki ayetin sonunda bu iki unsurun bağımlısı haline gelmiş olanlara hitaben "Artık vazgeçenler misiniz?" sorusu yer almaktadır.

İncil'de de alkollü içeceği temsilen "Şarap" kelimesi yer almaktadır. Ayetlerde şarabın, sembolik bir kavram olan Mesih İsa'nın kanını simgeleyen kutsal bir sembol olduğu, sağlığa faydalarından bahsedildiği ve "şarap tutkunu olunmaması"nın öğütlendiği görülmektedir.

40-Matthew-26-27 Sonra bir KÂSE alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, "Hepiniz bundan İÇİN" dedi.

40-Matthew-26-28 "Çünkü bu benim KANIMDIR, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. 

40-Matthew-26-29 Size şunu söyleyeyim, Babam'ın egemenliğinde sizinle birlikte TAZESİNİ İÇECEĞİM O GÜNE DEK, ŞARABIN BU ÜRÜNÜNDEN BİR DAHA İÇMEYECEĞİM." 

54-1 Timothy-5-23 Artık yalnız su içmekten vazgeç; MİDEN VE sık sık baş gösteren RAHATSIZLIKLARIN İÇİN BİRAZ DA ŞARAP İÇ. 

56-Titus-1-7 Gözetmen, Tanrı evinin kâhyası olduğuna göre, eleştirilecek yönü olmamalı. Dikbaşlı, tez öfkelenen, ŞARAP DÜŞKÜNÜ, zorba, haksız kazanç peşinde koşan biri olmamalı.

Tuesday, November 9, 2021

Kandilli Rasathanesi'nden 10 Kasım verileri....

Kandilli Rasathanesi'nin 10.11.2021 tarihli deprem istatistikleri dökümünde ilginç bir veri dikkat çekmektedir.


Saat 09:05'te Finike'de meydana gelen depremin "Boylam" değeri "30.1938" olarak kayıtlara geçmiştir. Anılan saat ve değerler, Atatürk'ün 1938 yılında saat 09:05'te vefatı ile uyum arzetmesi açısından dkkat çekmektedir.

Ayrıca 1938 yılının 3. ayında ( Mart ), 5 doktorun Atatürk'e konsültasyon yaparak siroz teşhisini kesinleştirdikleri bilinmektedir. Boylam değerinin virgülden önceki bölümünde 30 sayısı bulunmaktadır. Bu sayının nümerolojik değeri "3" sayısını vermektedir. ( 3+0 = 3 ) Ayrıca derinlik verisinin "5" olması da ilginç bir durum arzetmekte gibidir.

Ayrıca deprem saatini ( 09:05:43 ) belirten tüm rakamların toplamı da 21 sayısını ( 9+0+5+4+3 = 21 ) vermektedir ki bu sayı Kur'an'da 21 kere tekrarlanan "Ruh" kelimesini simgelemektedir. 

Atatürk'ün vefat tarihi olan 10.11.1938 tarihi de gerek gün ve ay olarak ( 10+11 = 21 ), gerek yıl olarak ( 1+9+3+8 = 21 ) 31 sayısını simgelemektedir. 





Ruh, Rih, Rüzgar, Aura

"Aura" kelimesi Grekçede "Esinti, Soluk", spiritüalizmde ise "Yaşayan varlıkları saran süptil oluşum" anlamına gelen bir kelimedir. Dolayısıyla "Aura", varlıkları sarmalayan bilinç frekansı kılıfı olarak da tanımlanabilmektedir. ( Latince "Aurora" kelimesi de "Işıma, Gün Işıması"anlamına gelmekte olup, dolaylı ortak anlam ilişkisi bulunmaktadır. )

Kur'an'da "Aura" kelimesinin "Rih" ( Rüzgar ) kelimesiyle ifade edildiği görülmektedir. "Rih" ( Rüzgar ) kelmesiyle "Ruh" kelimesi fonetik ve semantik olarak ortaklık arzetmektedir.

8/46 Ve etiy'ullahe ve rasulehu ve la tenazeu fe TEFŞELU ve tezhebe RİHukum vasbiru innellahe meas sabirin

( Ve Allah’a  ve O’nun resulüne itaat edin ve tartışmayın. Yoksa KORKARSINIZ ve RÜZGARınız gider. Sabredin. Kesinlikle Allah sabredenlerle beraberdir.  )

Ayette "Korku" frekansının "Aura" ( "Rih" ( Rüzgar ) ) üzerinde olumsuz etkisi olduğu bildirilmektedir. Bu durum, küresel şeytanların neden sürekli olarak "korku yayma" stratejisini uyguladıklarını açıklamaktadır. Korku, frekansı düşüren, immün sistemi zayıflatan, hastalığa sebebiyet veren ve hatta doğrudan ölüdürebilen temel negatif frekanstır. Zira bir filmdeki replikte yer aldığı üzere "Korku, nefrete, nefret hırsa, hırs da ıstıraba yönldneirir." Tüm bu süreç ayette "rüzgarın gitmesi" yani "auranın kaybolması" veya "ruhun kaba madde bedene tesr iletmeyi kesmesi" anlamlarına gelmektedir.

Yusuf suresinin 94. ayetinde de Hz. Yusuf'un babasının, Yusuf'un "rüzgarını / frekansını / aurasını" hissettiğinden bahsedilmektedir.

12/94 Ve lemma fesaletil iyru kale ebuhum inni le ecidu RİHA yusufe lev la en tufennidun

( Ve kervan ayrıldığında, babaları "Eğer beni bunak addetmezseniz, kesinlikle ben Yusuf'un RÜZGARINI / KOKUSUNU buluyorum." dedi. )




Monday, November 8, 2021

Zombie Tidal Wave ( Zombi Dalgası )

17.08.2019 tarihinde ( Coronavirus pandemisi öncesinde ) vizyona giren "Zombie Tidal Wave" ( Zombi Gelgitsel Dalgası ) isimli filmde bir virüs nedeniyle zombiye dönüşmüş insanların denizden karaya çıkarak ölüm saçmaları konu edilmektedir. Bu film de tıpkı diğer örnekleri gibi "COVID19" pandemi kurgusu öncesinde hem kitleleri telkin etmek, hazırlamak, şartlamak, hem de kitlesel zikir ritüeli yapmak amacıyla çekilmiş bir film niteliğindedir.

                                                       


Filmden bazı sahneler aşağıda yer almaktadır.


Virüsten etkilenen insanlar "mavi" renkli zombilere dönüşmektedirler. Bu vasıta ile virüsün ( RNA molekülünün ) genetik değişime neden olduğu mesajı verilmektedir. Küresel elitler de kendilerini "Mavi Kan" soyu olarak tanınmlamaktadırlar. 


Hastanenin duvarına "Karantina Enfektif Salgın" afişi asılmaktadır.



Doktor hasta refakatçisine bir "maske" vermektedir. Ve "Bu salgının ne olduğunu anlayana dek sadece bir önlem." demektedir. Bu eylem ve söylem tıpkı coronavirus sürecindeki maske uygulamasını çağrıştırmaktadır.


Hasta refakatçisinin maskeyi alma sahnesi de özellikle vurgulanmaktadır.



Ve refakatçi "Orada gördüğüm şeyi öldürmek için bundan fazlası gerekecek." diyerek maskeyi reddetmektedir. Bu eylem ve söylem de pandemi sürecinde gündeme getirilen "karşıtlık" kavramına dikkat çekmektedir. Ayrıca "daha fazlası gerekecek" ifadesiyle de salgın sürecindeki uygulamalara ( kısıtlama, test ve aşı ) işaret edilmektedir.


Saturday, November 6, 2021

Necronomicon

1995 yılında piyasa sürülen "Illuminati New World Order Card Game" oyun kartlarında da yer alan "Necronomicon" isimli grimoire ( kelime zikriyle sihir usülleri ) kitabı ile ilgili kaynaklarda şu genel bilgi yer alır. 

"Necronomicon, Howard Phillips Lovecraft'ın kendi yarattığı Cthulhu Mitosu'nu desteklemek için çoğu öyküsünde bahsini geçirdiği kurmaca kitap. İlk olarak "The Hound" (1924) başlıklı Lovecraft öyküsünde yer alır. H. P. Lovecraft'ın yarattığı kurgusal bir karakter olan Abdul Al Hazred tarafından 8. yüzyılda yazılmıştır." 


Bu kitabın "kurmaca" olduğu belirtilse de esasen kitap gerçekte yapılan majik operasyonları ( sihir uygulamalarını ) detaylı olarak tanımlayan bir belge niteliğindedir. Zaten küresel şeytanların kadim metodu "hayal ürünü, kurgu" vb. gibi tanımlamalar maskesi ardından tüm gerçekleri ifşa etmek ve bu vasıta ile geniş kitleleri ( onlar farkında olmadan ) dahil ettikleri ritüeller icra etmektir. Zira "Necronomicon" başlıklı oyun kartının başında şöyle yazmaktadır. 

"Creepy old book. I thought it was JUST A SYORY, but IT'S REAL "

( Tuhaf eski kitap. Sadece bir hikâye sanırdım ama gerçekmiş. )


Necro = Ölü

Nemo = İsımlendirme, Sınıflandırma

Icon = -ik, -leme ( son ek )

Necronomicon = Ölülerin İsimlendirilmesi / Ölülerin Sınıflandırılması

Sihir ritüellerinde belirli kelimelerin, cümlelerin, duaların, kitap ayetlerinin belirli sayılarda zikredilmesi, cinlerin belirli amaçlara vasıta edilmesi amacıyla varlık adak verilmesi ve bilgi edinme amaçlı olarak ölülerin ruhları ile temas gibi sapkın uygulamalar yer almaktadır.

Sihir, adak verme ve ölüler ile temas gibi konulara ilişkin uyarılar kutsal kitaplarda defaatle yer almaktadır.

Aşağıdaki ayetlerde "Kur'an" vurgusu yapılmak suretiyle "Ölülerin konuşması" hususuna değinilmektedir.

6/111 Ve lev ennena nezzelna ileyhimul melaikete ve KELLEMEHUMUL MEVTA ve haşerna aleyhim kulle şey'in kubulen ma kanu li yu'minu illa en yeşaellahu ve lakinne ekserahum yechelun

( Ve şayet kesinlikle biz onlara melekleri indirseydik ve ÖLÜLER DE ONLARA KELÂM ETSELERDİ ve onlara önceki herşeyi toplasaydık, Allah' ın dilemesi haricinde inanacak değillerdi. Lakin çoğunluğu cahillik ederler. )

13/31 Ve lev enne KUR'ANEN suyyirat bihil cibalu ev kuttiat bihil erdu ev KULLİME BİHİL MEVTA bel lillahil emru cemia e fe lem yey'esillezine amenu en lev yeşaullahu le heden nase cemia ve la yezalullezine keferu tusibuhum bima saneu kariatun ev tehullu kariben min darihim hatta ye'tiye va'dullah innellahe la yuhliful miad

( Ve şayet kesinlikle KUR'AN Kİ, onunla dağlar gezse veya onunla yer kesilip parçalansa veya ÖLÜLER ONUNLA KONUŞTURULSA. Bilakis tüm işler Allah içindir. O halde o inananlar ümit kesip anlamadılar mı ki Allah dileseydi insanları topluca yönlendirirdi ve o inkar edenleri geri durdurmazdı. O ürettiklerinden dolayı onlara ansızın gelen bela isabet eder veya yurtlarının yakınına konar. Nihayet Allah' ın vaadi gelir. Kesinlikle Allah vaade, vadeye ihtilaf etmez. )

Kitab-i Mukaddes'in aşağıdaki ayetlerinde de sihir, adak verme ve ölüler ile temas hususları yer almaktadır.

5 Deuteronomy 18-10 Aranızda OĞLUNU ya da KIZINI ATEŞTE KURBAN EDEN, falcı, BÜYÜCÜ, muskacı, medyum, ruh çağıran ya da ÖLÜLERİN RUHLARINA DANIŞAN kimse olmasın.

12 2 Krallar 17 -17 OĞULLARINI, KIZLARINI ateşte kurban ettiler. Falcılık, BÜYÜCÜLÜK yaptılar. RAB'bin gözünde kötü olanı yaptılar, kendilerini kötülüğe adayarak O'nu öfkelendirdiler.

12 2 Krallar  OĞLUNU ATEŞTE KURBAN ETTİ, falcılık ve BÜYÜCÜLÜK yaptı. Medyumlara, ruh çağıranlara danıştı. RAB'bin gözünde çok kötülük yaparak O'nu öfkelendirdi.

14 2 Chronicles 33-6 OĞULLARINI Ben-Hinnom Vadisi'nde ATEŞTE KURBAN ETTİ; falcılık ve BÜYÜCÜLÜK yaptı. Medyumlara, ruh çağıranlara danıştı. RAB'bin gözünde çok kötülük yaparak O'nu öfkelendirdi.