17.08.2019 tarihinde ( Coronavirus pandemisi öncesinde ) vizyona giren "Zombie Tidal Wave" ( Zombi Gelgitsel Dalgası ) isimli filmde bir virüs nedeniyle zombiye dönüşmüş insanların denizden karaya çıkarak ölüm saçmaları konu edilmektedir. Bu film de tıpkı diğer örnekleri gibi "COVID19" pandemi kurgusu öncesinde hem kitleleri telkin etmek, hazırlamak, şartlamak, hem de kitlesel zikir ritüeli yapmak amacıyla çekilmiş bir film niteliğindedir.
Filmden bazı sahneler aşağıda yer almaktadır.
Virüsten etkilenen insanlar "mavi" renkli zombilere dönüşmektedirler. Bu vasıta ile virüsün ( RNA molekülünün ) genetik değişime neden olduğu mesajı verilmektedir. Küresel elitler de kendilerini "Mavi Kan" soyu olarak tanınmlamaktadırlar.
Hastanenin duvarına "Karantina Enfektif Salgın" afişi asılmaktadır.
Doktor hasta refakatçisine bir "maske" vermektedir. Ve "Bu salgının ne olduğunu anlayana dek sadece bir önlem." demektedir. Bu eylem ve söylem tıpkı coronavirus sürecindeki maske uygulamasını çağrıştırmaktadır.
Hasta refakatçisinin maskeyi alma sahnesi de özellikle vurgulanmaktadır.
Ve refakatçi "Orada gördüğüm şeyi öldürmek için bundan fazlası gerekecek." diyerek maskeyi reddetmektedir. Bu eylem ve söylem de pandemi sürecinde gündeme getirilen "karşıtlık" kavramına dikkat çekmektedir. Ayrıca "daha fazlası gerekecek" ifadesiyle de salgın sürecindeki uygulamalara ( kısıtlama, test ve aşı ) işaret edilmektedir.
Merhaba Admin, Bilim Araştırma Grubu paylaşımda belirttiğiniz gibi İnsanoğlunun Altın çağ ve Tufanla sonlanacak bir tekamül serüveni var. Tüm kadim medeniyetler Tufan hikayesinden bahseder, bu durum aynı tufandan mı bahsediliyor yoksa çok sayıda tufan mı meydana gelmiştir. Buradaki bilgi birikim bir yerlerde saklanmışmıdır, şifreli olarak karşımızdamıdır yoksa bu bilgi&birikimin devamlılığını sağlayan özel görevliler mi vardır.Aslında burda biz Atlantis'ten bahsederken aslında geçmiş değilde geleceğimizden mi bahsediyor oluyoruz. Paylaşımlarınızı okurken aklımda bir Pc oyunu içinde olduğumuz ve level'leri atlamak için bir görevi başarmamız gerektiği (tekamül), eğer başarılı olamazsak oyunu tekrardan baştan başlama sistematiği canlandı. Bu düşünceyle baktığımızda herşeyi bir mantığa bir şekilde oturta biliyorum anca ve ancak neden Cenab-ı Allah yarattığı herşey gibi insanıda mükemmel olarak yaratmadı da böyle bir tekamül le sonuçlanacak bir sınava gerek duymuştur. İyiki yolum buraya düşmüş Allah sizden razı olsun. saygılarımla
ReplyDeleteHer 70,000 yıllık büyük döngü sonunda kitlesel bir helâk ve yenilenme olduğu görülmektedir. İnsan ömrünün ortalama 80 yıl olduğu dikkate alındığında bir büyük döngü her ruh için yaklaşık 875 enkarnasyona ( insan olarak bedenlenmeye ) karşılık gelmektedir.
ReplyDeleteKâinatta tezahür etmiş, eden ve edecek tüm olgu ve olaylar yani ilahi kozmik bilgiler Kur'an'da Ümm-ül Kitab ( Ana Kitap / Ana Yazı ) spiritüalizmde Akaşa kayıtları olarak tanımlanan bilgi hazinesinde mevcuttur. Zaman kavramı insani bir olgu olup esasen zaman yoktur. Tüm bilgiler tek bir andaki mevcudiyeti temsil ederler. Ruhlar bu bilgilerin projeksiyonu niteliğindedirler. Yoğun konsantrasyon ile frekans yükseltme ve bilinçaltını idrak etme yetisine haiz kâmil insanlar bu bilgilerin bir bölümüne erişebilmektedirler. Bu süreçte üst süptil boyut varlıklarının ilettikleri yönlendirici tesirler de ( vahiy, tebliğ ) destek sağlamaktadırlar. Ruh kelimesi "Bilinç" kavramını temsil eden bir kelime olup, insan kelimesi ise ruhun madde beden ( beşer ) ile entegre olmuş halini temsil etmektedir. Yani insanın, bilinçaltını da içeren geniş bilinci ( ruhu ) ilahi kozmik bilgileri içeren dev bir veri tabanı niteliğindedir.
"Yaratılmış" olan her varlık "tekâmüle" ihtiyaç duyar. İlahi mâna itibarıyla "mükemmel varlık / kâmil varlık" diye bir kavram söz konusu değildir. Bu nedenle "mükemmellik" yani "tam tekâmül" ancak ve ancak "yokluk / hiçlik" seviyesinde yani "Rab'be dönüş" safhasında mümkündür. Yaratılmış varlıklar, kendi algılarıyla "sonsuz" olarak tanımlanan bir süreç içinde, reenkarnasyonlar vasıtasıyla farklı idrak seviyelerini deneyimlemek suretiyle tekâmül yolculuklarını sürdürürler.