"Alchemy" ( Simya ) kelimesi Arapça "El Kimya" kelimesinin batı dillerindeki tezahürü olup, "Kimya" kelimesi ise Grekçedeki "Khemeia" ( Birlikte dökmek, Eritmek ) kelimesiyle ortak köktendir. "Kimya" kelimesi "Cemia" ( Toplu halde, Bir arada, Birlikte, Bir araya getirilmiş olarak ) ve "Kemiye / Kemiyet" ( Çokluk, Nicelik ) kelimeleriyle de ilintilidir. Zira kimya, maddeleri ve maddelerin bir araya getirilmesi ile oluşan reaksiyonların sonuçlarını inceleyen ilimdir.
"Simya" kelimesi esas itibarıyla bir veya birden fazla olguyu başka bir olguya veya olgulara dönüştürme ilmi anlamını temsil etmektedir Ancak genel itibarıyla metalleri altına dönüştürme anlamında kullanılmaktadır.
Kutsal kitaplarda Allahu Teala'nın mucizesi misaliyle simya ilmine dolaylı olarak işaret eden ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerde asanın yılana dönüşmesi, elin bembeyaz olması ve suların kana dönüşmesi misalleri yer almaktadır.
Kur'an'daki ayetler;
7/117 Ve evhayna ila musa en elki asak fe iza hiye telkafu ma ye'fikin
( Ve biz Musa'ya “Asanı at." diye vahyettik de o zaman o onların uydurduklarını yuttu. )
20/17 Ve ma tilke bi yeminike ya musa
( Ve bu sağ elindeki nedir ey Musa? )
20/18 Kale hiye asay etevekkelu aleyha ve ehuşşu biha ala ğanemi ve liye fiha mearibu uhra
( "O asamdır. Ona dayanırım ve onunla koyunlarıma yaprak silkerim. Onda bana başka ihtiyaçlar da vardır." dedi. )
20/19 Kale elkiha ya musa
( "At onu ey Musa." dedi. )
20/20 Fe elkaha fe iza hiye hayyetun tes'a
( Böylece onu bıraktı da o zaman o koşan yılan oldu. )
20/21 Kale huzha ve la tehaf se nuiyduha siratehel ula
( "Onu yakala ve korkma. Onu ilk önceki haline döndüreceğiz." dedi. )
20/22 Vadmun yedeke ila cenahike tahruc beydae min ğayri suin ayeten uhra
( Ve elini koynuna koy. Diğer ayet olarak, kusursuz beyaz çıksın. )
26/32 Fe elka asahu fe iza hiye su'banun mubin
( Asasını attı da o zaman o apaçık ejderha oldu. )
26/33 Ve nezea yedehu fe iza hiye beydau lin nazirin
( Ve elini çekip çıkardı da o zaman o bakanlar için beyaz oldu. )
Tevrat'taki ayetler;
2-Exodus-4-2 RAB, "Elinde ne var?" diye sordu. Musa, "Değnek" diye yanıtladı.
2-Exodus-4-3 RAB, "Onu yere at" dedi. Musa değneğini yere atınca, değnek yılan oldu. Musa yılandan kaçtı.
2-Exodus-4-4 RAB, "Elini uzat, kuyruğundan tut" dedi. Musa elini uzatıp kuyruğunu tutunca yılan yine değnek oldu.
2-Exodus-4-6 Sonra, "Elini koynuna koy" dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.
2-Exodus-4-7 RAB, "Elini yine koynuna koy" dedi. Musa elini yine koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli eski haline dönmüştü.
2-Exodus-4-8 RAB, "Eğer sana inanmaz, ilk belirtiyi önemsemezlerse, ikinci belirtiye inanabilirler" dedi,
2-Exodus-4-9 "Bu iki belirtiye de inanmaz, sözünü dinlemezlerse, Nil'den biraz su alıp kuru toprağa dök. Irmaktan aldığın su toprakta kana dönecek."
2-Exodus-7-9 "Firavun size, 'Bir mucize yapın' dediğinde, söyle Harun'a, değneğini alıp firavunun önüne atsın. Değnek yılan olacak."
2-Exodus-7-10 Böylece Musa'yla Harun firavunun yanına gittiler ve RAB'bin buyurduğu gibi yaptılar. Harun değneğini firavunla görevlilerinin önüne attı. Değnek yılan oluverdi.
2-Exodus-7-11 Bunun üzerine firavun kendi bilgelerini, büyücülerini çağırdı. Mısırlı büyücüler de büyüleriyle aynı şeyi yaptılar.*
* Ayette, sihirbazların, Hz. Musa'ya bahşedilen mucizelerin aynısını yaptıklarının bildirilmesi simya ilmine işaret niteliğindedir. Zira okültizmde simya sihirle de ilintilendirilen bir kavramdır.
2-Exodus-7-12 Her biri değneğini attı, değnekler yılan oldu. Ancak Harun'un değneği onların değneklerini yuttu. )
No comments:
Post a Comment