Çeviri

Tuesday, February 27, 2024

"Orada ne dilerlerse onlaradır."

Bölüm başlığı olan cümle ayetlerde "Cennet tasviri" kapsamında yer almaktadır. "Cennet" kelimesinin "Örtülme Korunma Gizlenme, Kaplı olma" anlamlarına geldiğine, ayetlerde "Ruhsal bir hal", "Üst süptil plan" veya "Bahçe"  anlamlarını temsil ettiğine evvelki bölümlerde değinilmişti.

"Şey"* ( Dileme, Dilenen, İsteme, İstenen ) kökünden olan "Şae" ( Dilemek ) kelimesi "Erade" ( İstemek ) kelimesiyle eş anlamlıdır. Bir "Şeyin" gerçekleşmesinin istenebilmesi, dilenebilmesi için öncelikle o "Şeyin" imajine edilebilmesi ( hayal edilebilmesi ) gerekir. 

* "Şey" kelimesinin çoğulu "Eşya" kelimesidir.

Aşağıdaki ayetlerde cennetin, dilenenin yani "hayal edilenin gerçekleştiği" bir hal olduğu bildirilmektedir. Bu ifadeyi içeren ilk ayetin kodundaki rakamların toplamının ( 1+6+3+1 = 11 ), "halden hale geçişin" sembolü olan 11 sayısını vermesi ve ayetteki kelime adedinin ise Ruh'un sembolü olan 21 sayısına eşit olması dikkat çekmektedir. ( Ruh kelimesi Kur'an'da 21 kere geçer. Ruh ilminden bahsedilen ayetin kodundaki ( 17/85 ) rakamların toplamı ve ayetteki kelime adedi de 21 sayısına eşittir. )

16/31 CENNATU (1) ADNİN (2) yedhulune (3) ha (4) tecri (5) min (6) tahti (7) ha (8) el (9) enharu (10) LEHUM (11) Fİ (12) HA (13) MA (14) YEŞAUN (15) ke (16) zalike (17) yeczi (18) allahu (19) el (20) muttekin (21) 

( Girdikleri İKAMET CENNETLERİDİR. Altlarından nehirler akar. ORADA ONLARA NE DİLERLERSE VARDIR. Allah sakınanları işte böyle karşılıklandırır. )

25/16 LEHUM FİHA MA YEŞAUNE halidin kane ala rabbike va'den mes'ula

( ONLARA ORADA NE DİLERLERSE EBEDIYEN VARDIR. Sual edilen vaad Rab’binin üzerinedir. )

39/34 LEHUM MA YEŞAUNE inde rabbihim zalike cezaul muhsinin

( Rab’lerinin indinde NE DİLERLERSE ONLARADIR. İyilik yapanların karşılığı budur. )

42/22 Teraz zalimine muşfikine min ma kesebu ve huve vakiun bihim vellezine amenu ve amilus salihati fi RAVDATİL** CENNAT LEHUM MA YEŞAUNE inde rabbihim zalike huvel fadlul kebir

( Zalimleri o kazandıklarından korkarlarken görürsün. O onlara vaki olur. O inananlar ve iyilikler yapanlar CENNETLERİN BAHÇELERİ İÇİNDEDİRLER. Rab’lerinin indinde NE DİLERLERSE ONLARADIR. İşte bu, o büyük üstünlüktür lütuftur. )

** Ayette "Ravdat" ( Bahçeler ) kelimesinin "Cennat" kelimesini tamlamasının takdir edilmiş olması vasıtasıyla, "Cennet" kelimesinin "Bahçe" anlamından farklı anlamlarına ( ruhsal haller, üst süptil planlar ) işaret edilmektedir.

50/35 LEHUM MA YEŞAUNE FİHA ve ledeyna mezid

( ORADA ONLARA NE DİLERLERSE ve indimizde daha fazlası. )

Deneysel ruhçuluğun Türkiye'deki öncüsü Bedri Ruhselman tarafından yazılmış bir "üst plan tebliğleri" derlemesi olan İlahi Nizam ve Kainat isimli kitabın aşağıda yer alan bölümündeki cennet tasviri konuyla tam uyum arzetmektedir.

"Onun için BU PLANDA dünyada olduğu gibi, zahmet, yorgunluk, ıstırap, didinme, mücadele gibi kaba durumlar yoktur. BURADA BÜTÜN ARZULAR, UFAK  BİR İRADE DARBESİYLE, SADECE BİR İSTEKLE ADETA OTOMATİKMAN, KENDİLİĞİNDEN OLUYORMUŞ GİBİ TAHAKKUK EDİVERİR. MESELA VARLIK, elindeki yarı süptil maddenin zengin imkânları sayesinde İMAJİNASYONU İLE, KENDİSİNE BİR MEKÂN KURUP ORADA İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAYABİLİR. Gene kullandığı aynı madde ile İSTEDİĞİ ŞEKİLLERİ BASİT BİR İMAJİNASYON FAALIYETİYLE MEYDANA GETİREBİLİR VE ONLARI KENDİSİ İÇİN OBJEKTİF KIYMETLER HALİNE SOKABİLİR. Bütün bu ameliyeler esnasında o varlık, insanların yorgunluk dedikleri şeylerin hiçbirisini duymaz."

Çağının ötesinde bir imajinasyona sahip olan meşhur mucid Nikola Tesla'nın aşağıdaki sözleri, onun madde alemi olan dünyada süptil alem deneyimi yaşadığını ortaya koymakta ve maddenin bir illüzyon olduğunu ispatlamaktadır.

“Kısa süre sonra, en iyi rahatlığın, VİZYONUMDA DAHA DA İLERİ GİDEREK, sürekli yeni izlenimler edinerek elde edilebileceğini keşfettim ve böylece SEYAHAT ETMEYE BAŞLADIM;  TABİ Kİ AKLIMDA.  Her gece ve bazen gündüzleri yalnız kaldığımda yolculuklara başlıyor, yeni yerler, şehirler ve ülkeler görüyor, orada yaşıyor, insanlarla tanışıyor, arkadaşlıklar ve tanıdıklar ediniyordum. … Yaklaşık on yedi yaşıma kadar, düşüncelerim ciddi bir şekilde buluşlara yönelene kadar bunu sürekli yaptım. Daha sonra rahatlıkla görselleştirebildiğimi büyük bir keyifle gözlemledim.  MODELLERE, ÇİZİMLERE VEYA DENEYLERE İHTİYACIM YOK. HEPSİNİ ZİHNİMDE GERÇEK GİBİ IMAJİNE EDEBİLİYORDUM. … Fiili işe girişmek için acele etmiyorum.  AKLIMA BİR FİKİR GELDİĞİNDE HEMEN ONU HAYAL GÜCÜMDE OLUŞTURMAYA BAŞLARIM.  Konstrüksiyonu değiştiriyorum, iyileştirmeler yapıyorum ve CİHAZI KAFAMDA ÇALIŞTIRIYORUM.  Türbinimi düşüncemde çalıştırmam ya da atölyemde test etmem benim için kesinlikle önemli değil.”



No comments:

Post a Comment