1 Temmuz 2024 Pazartesi

Habercinin eşleri ve Habercinin günahtan muaf tutulması

Ahzab suresinin aşağıdaki ayet grubunda habercinin, kadınlar ile ilişkisine yönelik bilgiler yer almaktadır. Bu ayetler, samimi bir şekilde belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve ilmini artırmak isteyenler tarafından sorgulandığı kadar, islama ve Kur'an'a sözde zarar vermek isteyen müşrikler tarafından da sıkça tartışma konusu yapılmaktadır.

Bölüme konu bu ayetler ile ilgili olarak eğip bükmeden, dogmatik savunma reaksiyonu göstermeden, samimi, objektif ve net açıklamaların yapılması gerekmektedir.

Bu ayetlerde, esasen "günah" olan "akraba ile nikah" eyleminin haberciye "helal" kılındığı ve bu eylemde ona "mağfiret" edildiği görülmektedir. Zira Nisa ( Kadınlar ) suresinin ilk ayetinde "akraba ile nikah"tan sakınılması gerektiği açıkça bildirilmektedir. 

4/1 Ya eyyuhen nasutteku rabbekumullezi halekakum min nefsin vahidetin ve haleka minha zevceha ve besse minhuma ricalen kesiran ve nisaa VETTEKULLAHELLEZİ TESAELUNE BİHİ VEL ERHAM innellahe kane aleykum rakiba

( Ey insanlar sizi tek nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve onlardan çokça erkek ve kadın diriltip gönderen Rab’binizden sakının. O'NUNLA SUAL ETTİĞİNİZ ALLAH'TAN VE AKRABALIKTAN SAKININ. Kesinlikle Allah üzerinize gözetleyendir. )

Yukarıdaki ayette, Allah'ın, insanlara seçenek olarak çokça erkek ve kadın yarattığı, bu nedenle akraba ilişkisinin caiz olmadığı bildirilmektedir. Öte yandan akraba evliliğinin kromozom deformasyonu ( delesyon veya trisomi ) vasıtasıyla sakat doğumlara sebebiyet verdiği de tıbbi bir gerçektir.

"Akraba kızlarının" haberciye helal kılınmasından bahsedilen ayet Ahzab suresinin 50. ayetidir. Ayette akraba kızlarının haberci ile birlikte hicret etmesi ve inanan bir kadının kendi rızası, talebi olması "koşuluyla"* haberci ile nikahlanabileceği bildirilmektedir. Ayette Allah'ın Ğafur ( Affedici ) ve Rahim ( Merhametli ) olduğunun belirtilmesi ve inananların "akraba kızlarını nikahlamamaları" gerektiğinin bildirilmesi akraba ile nikahın esasen caiz olmadığının işaretidir.

33/50 Ya eyyuhen nebiyyu İNNA AHLELNA LEKE EZVACEKELLATİ ateyte ucurahunne ve ma meleket yeminuke min ma efaellahu aleyke ve benati ammike ve benati ammatike ve benati halike ve benati halatikELLATİ HACERNE MEAKE VEMRAETEN MU'MİNETEN İN VEHEBET NEFSEHA LİN NEBİYYİ İN ERADEN NEBİYYU EN YESTENKİHAHA HALİSATEN LEKE MİN DUNİL MU'MİNİN kad alimna ma feradna aleyhim fi ezvacihim ve ma meleket eymanuhum Lİ KEYLA YEKUNE ALEYKE HARAC VE KANELLAHU ĞAFURAR RAHİMA 

( Ey haberci, ödüllerini verdiğin eşlerini, Allah’ın o sana verdiklerinden elinin malik olduklarını, SENİNLE BİRLİKTE HİCRET EDEN amcalarının kızlarını, halalarının kızlarını, dayılarının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve KENDİNİ HABERCİYE BAHŞETMİŞ VE HABERCİNİN DE ONU NİKAHLAMAYI İSTEDİĞİ İNANAN KADINI İNANANLAR DIŞINDA SANA HALİS OLARAK HELAL KILDIK. Onların eşleri ve o ellerinin malik oldukları hakkında onlara neyi farz kıldığımızı bildik. SENİN ÜZERİNE ZORLUK OLMAMASI İÇİNDİR. ALLAH AFFEDENDİR MERHAMETLİDİR. )

Yukarıdaki ayette belirtilen akraba ile nikah hususunun "günah" olduğu ancak habercinin muaf tutulduğu bir sonraki ayette dolaylı ifade ile bildirilmektedir. Ancak bu ayette kadınların üzülmemesi ve mutlu olabilmeleri için habercinin söz konusu nikaha yöneltildiği de bildirilmektedir. 

33/51 Turci men teşau minhunne ve tu'vi ileyke men teşa’ve men ibteğayte min men azelte FE LA CUNAHA ALEYK ZALİKE EDNA EN TAKARRA A'YUNUHUNNE VE LA YAHZENNE ve yerdayne bima ateytehunne kulluhunn vallahu ya'lemu ma fi kulubikum ve kanellahu alimen halima

( Onlardan dilediğin kimseyi döndürüp geri bırakırsın. Kimi dilersen ve o azledip uzaklaştırdıklarından kimi arzularsan kendine alıkoyarsın. ARTIK SANA GÜNAH DEĞİLDİR. BU ONLARIN GÖZLERİNİ AYDINLATMAYA, HÜZÜNLENDİRMEMEYE ve o onlara verdiklerin ile hepsinin hoşnut olmalarına en yakındır. Allah kalplerinizin içinde olanı bilir. Allah bilendir yumuşaktır. )

33/50 kodlu ayetteki "Yestenkihaha" ( Nikahlamayı ister ) cümlesindeki "Nikah" kök kelimesinin kök anlamı önem arzetmektedir ki bu kelime semantik köken olarak "Bakma, Gözetme, Bakımını üstlenme" anlamını temsil etmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki ayetlerde "Nikah" kelimesinin hem "Cinsellik de içeren evlilik" anlamında, hem de "Gözetme, Gözetimini üstlenme, Bakımı üstlenme, Bakma" anlamında kullanılmış olması muhtemeldir. 

* Bu ayetteki "koşul" durumu, yine ayetteki koşul durumu dikkate alınmayarak yanlış yorumlanan Nisa suresinin üçüncü ayetindeki "dört kadınla nikah" hususunun benzeridir. Bu ayetin başında "Yetama" ( Yetimler ) kelimesi yer almakta olup, "Yetim kadınlar" koşulu söz konusudur. Ve bu ayette de "Nikah" kelimesinin "Gözetme, Bakma, Bakımını üstlenme" anlamı mevcuttur. Ayrıca ayetin nihai mesajı "tek kadın ile nikah"tır ki bunun en adil yaklaşım olduğu da vurgulanmaktadır.

4/3 Ve in hiftum en la tuksitu fil YETAMA fenkihu ma tabe lekum minen nisai mesna ve sulase ve ruba’fe in hiftum en la ta'dilu FE VAHİDETEN EV MA MELEKET EYMANUKUM zalike edna en la teulu

( Ve eğer YETİMLER hakkında adil olmamaktan korkarsanız, o halde o hoşunuza giden kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın. ANCAK, ADİL OLMAMAKTAN KORKARSANIZ, TEKİ VEYA O ELLERİNİZİ MALİK OLDUĞU OLMALIDIR. Bu doğruluk haricinde olmamaya en yakındır. )

Meallerde "Habercinin vefatı sonrasında O'nun eşlerinin inananlar tarafından nikahlanmaması gerektiği"nin yazıldığı 53. ayet, Arapça metnindeki gramatik kurgu, "Nekaha" fiilinin "La en tenkihu" ( Nikahlamamanız / Gözetmemeniz, Bakımı üstlenmemeniz ) anlamını içeren  hali dikkate alınarak aşağıda linki bulunan bölümde incelenmiştir.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/06/nikah-kelimesi-ve-habercinin-esleri.html?m=1

Bu bağlamda, ayetin çevirisinin şöyle olması muhtemeldir.

33/53 ... VE MA KANE LEKUM EN TU'ZU RASULELLAHİ VE KA EN TENKİHU EZVACEHU MİN BA'DİHİ EBEDA inne zalikum kane indellahi azima

( ... VE ALLAH'IN RESULÜNE EZİYET ETMENİZ VE O'NUN ARDINDAN O'NUN EŞLERİNİ GÖZETMEMENİZ SİZE ASLA OLMAZ. Kesinlikle bu, Allah’ın indinde büyüktür. )

Ayetteki "Nekaha" fiili bilinegelen zahiri anlamı ile algılansa ve yukarıdaki linkte incelenen gramatik kurgu da ihmal edilse ayetteki mesaj "İnananların, haberciden sonra O'nun eşlerini asla nikahlayamayacakları" olmaktadır ki bu durumda da "kutsal olana saygı" unsuru önem arzedecektir.

Bir sonraki ayet olan 52. ayette ise yukarıda belirtilen kadınların dışındakilerin, güzelliklerinden hoşlansa dahi, haberciye helal olmayacağı bildirilmektedir. 

33/52 La yehillu leken nisau min ba'du ve la en tebeddele bihinne min ezvacin ve lev a'cebeke husnuhunne illa ma meleket yeminuk ve kanellahu ala kulli şey'in rakiba

( Bundan başka kadınlar sana helal olmaz. Şayet güzellikleri seni etkileyip hoşuna gitse bile, o elinin malik oldukları hariç, onları başka eşlerle değiştirmek olmaz. Allah her şey üzerinde gözetleyendir. )

Aşağıdaki ayetlerde, ilahi nizamda haberciye verilen değere ve O'nun, vazifesi çerçevesindeki kutsal şahsiyetine işaret edilmekte ve Allah kelamına vasıta kılınmış olması nedeniyle haberciye saygı duyulması, üzülmemesi ve korunması gerektiği bildirilmektedir.

33/56 İNNELLAHE VE MELAİKETEHU YUSALLUNE ALEN NEBİYY ya eyyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima

( KESİNLİKLE ALLAH VE MELEKLERİ HABERCİYE SELAMET İSTERLER / DUA EDERLER. Ey o inananlar, ona selamet isteyin / dua edin ve teslimiyetle selam edin. )

33/57 İNNELLEZİNE YU'ZUNELLAHE VE RASULEHU leanehumullahu fid dunya vel ahirati ve eadde lehum azaben muhina

( Allah, ALLAH'I VE O’NUN RESULÜNÜ ÜZENLERİ dünyada ve ahirette kesinlikle lanetlemiştir. Onlara alçaltıcı hakir eden azap hazırlamıştır. )

Dolayısıyla Ahzab suresinde "habercinin eşleri ve nikah" hususunu içeren ayetleri dar, basit ve nefsani bakış açısıyla algılamak yerine yukarıda izah edilmeye çalışılan çerçevedeki esas anlamlarıyla algılamaya çalışmak aklen de vicdanen de daha hayırlı görünmektedir. 

2 yorum:

  1. Paylaşımlar için Allah razı olsun.
    Aklıma takıldı.Madem akraba evliliği caiz değildir diyorsunuz.O zaman nasıl oluyorda.Hz.Muhammed Kızını Hz.Ali ye veriyor?

    YanıtlaSil
  2. Kur'an vasıtasıyla bildirilmiş olan hükümlerle uyumlu veya uyumsuz olarak icra edilen her türlü düşünce, tutum ve davranış, icracısını ( haberci resul dahi olsa ) yüce Rab nazarında sorumlu kılmaktadır. Zira hatası, günahı olmayan hiçbir kul mevcut değildir. Ve bir çok ayet, ilimsizce yapılan hataların tekrarlanmasını engellemek amacıyla indirilmiştir. Öte yandan, Kur'an'da ilmi verilmemiş, bildirilmemiş olan hususların görüş ve inanç tesisinde referans addedilmemesi tüm inananların hayrına olacaktır.

    YanıtlaSil