Çeviri

Monday, November 21, 2016

Ellerinizin sundukları ve Allah'ın hudutları

Allahü Teala, insanın karşılaştığı musibetlerin temelindeki sebebin kendi nefsi olduğunu, her türlü kötü durumu insanın kendi elleriyle oluşturduğunu beyan etmektedir. Anılan beyan Kur'an'da 11 ayette yer almaktadır. Şirk koşanların okült nümerolojisinde 11 sayısı, haşa Allahü Teala'nın üzerinde olma gibi sapkın bir düşünceyi sembolize eder. Rabb'imiz ayet adedini özellikle belirlemiş ve müşrikleri işaret etmiştir. ( İlim üzerine sapmış müşrikler 10 sayısının Allah'ın mühürü olduğunu bildiklerinden 11 sayısını, haşa O'nun üzerinde olmak olarak sembolize etmektedirler. )

Bakara 2/95 - Ve len yetemennevhü ebeden bima kaddemet eydıhim vallahü alimün biz zalimın ( Ve o ellerinin sunduğundan dolayı, onu asla ebediyen temenni edemeyecekler. Allah zalimleri bilendir. )

Al'i İmran 3/165 - E ve lemma esabetküm müsıbetün kad esabtüm misleha kultüm enna haza kul hüve min ındi enfüsiküm innellahe ala külli şey'in kadır ( Size isabet eden musibetin aynısı isabet ettiğinde mi "Bu neredendir?" dediniz. "O nefislerinizin indindendir." de. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )

Al'i İmran 3/182 - Zalike bima kaddemet eydıküm ve ennellahe leyse bi zallamin lil abıd ( Bu ellerinizin sunduğundan dolayıdır. Kesinlikle Allah kullarına zalim değildir. )

Nisa 4/62 - Fe keyfe iza esabethüm müsıbetün bima kaddemet eydıhim sümme cauke yahlifune billahi in eradna illa ıhsanen ve tevfıka ( O halde o ellerinin sunduğundan dolayı onlara musibet isabet ettiğinde nasıl olur? Sonra Allah’ a yemin ederek sana gelirler. "Kesinlikle biz iyiliği ve ara bulmayı istedik." )

Enfal 8/51 - Zalike bima kaddemet eydıküm ve ennellahe leysi bi zallamin lil abıd ( Bu, sizin o ellerinizin sunduğundan dolayıdır. Kesinlikle Allah kulları için zalim değildir. )

Ra'd 13/11 - Lehu müakkıbatün min beyni yedeyhi ve min halfihı yahfezunehu min emrillah innellahe la yüğayyiru ma bi kavmin hatta yüğayyiru ma bi enfüsihim ve iza eradellahü bi kavmin suen fe la meradde leh ve ma lehüm min dunihı min val ( Ona önünden ve arkasından takipçiler vardır. Allah' ın emrinden dolayı onu korurlar. Kesinlikle Allah, bir kavimde olanı, onlar kendilerinde, nefislerinde olanı değiştirene kadar değiştirmez. Allah bir kavime kötülüğü istediğinde, artık ona geri dönüş yoktur ve onlara O’ndan başka dost yoktur. )

Kasas 28/47 - Ve lev la en tusibehüm müsıbetün bima kaddemet eydıhim fe yekulu rabbena lev la erselte ileyna rasulen fe nettebia ayatike ve nekune minel mü'minın ( Ve şayet o ellerinin sunduğundan dolayı onlara musibet isabet etse, "Rabb' imiz keşke bize resul gönderseydin de ayetlerine tabi olsaydık ve inananlardan olsaydık." derler. )

Rum 30/36 - Ve iza ezaknen nase rahmeten ferihu biha ve in tüsıbhüm seyyietün bima kaddemet eydıhim iza hüm yaknetun ( Ve insanlara rahmet tattırdığımızda onunla ferahlayıp sevinirler. Eğer o ellerinin sunduğundan dolayı onlara kötülük isabet ederse, o zaman onlar ümidi keserler. )

Şura 42/30 - Ve ma esabeküm min müsıbetin fe bima kesebet eydıküm ve ya'fu an kesır ( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )

Şura 42/48 - Fe in a'radu fe ma erselnake aleyhim hafıza in aleyke illel belağ ve inna iza ezaknel insane minna rahmeten feriha biha ve in tüsıbhüm seyyietüm bima kaddemet eydıhim fe innel insane kefur ( O halde eğer yüz çevirip dönerlerse, seni onların üzerine koruyucu, gözetici göndermedik. Kesinlikle senin üzerine olan ancak ulaştırmadır. Kesinlikle biz insana bizden rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlayıp sevinir. Eğer, o ellerinin sunduğundan dolayı onlara kötülük isabet ederse, artık kesinlikle insan inkarcıdır. )

Cuma 62/7 - Ve la yetemennevnehu ebeden bima kaddemet eydihim vallahü alimun biz zalimin ( Ve onu, o ellerinin sunduklarından dolayı, ebediyen temenni edemezler. Allah zalimleri bilendir. )

Yazının ilk cümlelerinde de ifade edildiği üzere, insanın yapacağı en büyük ve Allah tarafından affedilmeyecek olan hata şirktir. Bir başka deyişle, kibirli tutum sonucunda Allah'ın belirlediği hudutlarını aşmaktır.
 
Allahü Teala, aşılmaması gereken hudutları olduğunu ayetleriyle beyan etmiştir. "Allah'ın hudutları" kavramını içeren ayetlerin adedi 6 olup, bu ayetler ilahi mühür ile nümerolojik olarak da desteklenmiştir.

Bakara 2/187 Ühılle leküm leyletes sıyamin rafesü ila nisaiküm hünne libasün leküm ve entüm libasün lehünn alimellahü enneküm küntüm tahtaune enfüseküm fe tabe aleyküm ve afa anküm fel anebaşiruhünne vebteğu ma ketebellahü leküm ve külu veşrabu hatta yetebeyyene lekümül hüytul ebyadu minel haytıl esvedi minel fecri sümme etimmüs sıyame ilel leyl ve la tübaşiruhünne ve entüm akifune fil mesacid tilke hududüllahi fe la takrabuha kezalike yübeyyinüllahü ayatihı lin nasi leallehüm yettekun ( Oruç gecesinde kadınlarınız ile cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılınmıştır. Onlar size örtüdür ve sizler de onlara örtüsünüz. Allah sizin nefislerinizin altında kalanlar olduğunuzu bilir. Böylece üzerinize tevbe eyler ve sizi affeder. O halde şimdi onlara müjdeleyin ve Allah’ ın o size yazdığını arayın. Beyaz iplik tanyerindeki siyah iplikten size aşikar olana kadar yiyin ve için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Sizler mescidin içinde ibadette sebatkar iken o kadınlara müjdelemeyin. Bunlar Allah’ ın hudutlarıdır. O halde onlara yaklaşmayın. Allah ayetlerini insanlara işte böyle açıklar. Umulur ki sakınırlar. )

Bakara 2/229 Ettalaku merratani fe imsaküm bi ma'rufin ev tesrıhüm bi ıhsan ve la yehıllü leküm en te'huzu min ma ateytümuhünne şey'en illa en yehafa en la yükıma hududellah fe in hıftüm en la yükıma hududellahi fe la cünaha aleyhime fımeftedet bih tilke hududüllahi fe la ta’teduha ve men yeteadde hududellahi fe ülaike hümüz zalimun ( Boşamak iki keredir. Böylece onları iyilikle, bilinen şekilde tutmak veya salmaktır. Eğer, Allah’ ın hududunda durmamalarından korkmaları haricinde, onlara o verdiklerinizden bir şeyler alırsanız size helal olmaz. Eğer Allah’ ın hududunda durmamalarından korkarsanız, o verdiğinde onların üzerlerine günah yoktur. Bunlar Allah’ ın hudutlarıdır. O halde hudutları aşmayın. Kim Allah’ ın hudutlarını aşarsa, artık onlar zalimlerdir. )

Bakara 2/230 Fe in tallekaha fe la tehıllü lehu min ba'dü hatta tenkıha zevcen ğayrah fe in tallekaha fe la cünaha aleyhima en yeteracea in zanna en yükıma hududellah ve tilke hududüllahi yübeyyinüha li kavmin ya'lemun ( Eğer onu boşarsa, ondan sonra başka eş ile nikahlanana kadar ona helal olmaz. Eğer onu boşar da Allah’ ın hududunda duracaklarını zannederlerse, birbirlerine geri dönmelerinde onlara günah yoktur. Bunlar Allah’ ın hudutlarıdır. Onları bilen kavim için açıklar. )
Nisa 4/13 Tilke hududüllah ve men yütııllahe ve rasulehu yudhılhü cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve zalikel fevzül azım ( Bunlar Allah’ ın hudutlarıdır. Kim Allah’ a ve onun resulüne itaat ederse, içinde ebedi olacağı, altlarından nehirler akan bahçelere sokulur. İşte büyük kurtuluş budur. )

Tevbe 9/112 Ettaibunel abidunel hamidunes saihuner rakiunes sacidunel amirune bil ma'rufi ven nahune anil münkeri vel hafizune li hududillah ve beşşiril mü'minın ( Tevbe edenler, kulluk edenler, övenler, oruçlular, eğilenler, yere kapananlar, iyiliği emredenler ve kötülükten vazgeçirenler ve Allah' ın hudutları için koruyucu olanlar. İnananları müjdele. )

Mücadele 58/4 Fe men lem yecid fe siyamu şehreyni mütetabi'ayni min kabli en yetemassa fe men lem yestetı feıt'amu sittine miskinen zalike li tu'minu billahi ve resulihi ve tilke hududullahi ve lil kafirine azabun elim ( O halde kim imkan bulamazsa, dokunmadan önce iki ay ard arda oruç tutsun. Kimin istidatı yoksa, altmış yoksulu yedirsin. Bu, Allah' a ve O’nun resulüne inanmanız içindir. Bunlar Allah' ın hudutlarıdır. İnkarcılar için elim azap vardır. )







 

No comments:

Post a Comment