Çeviri

Wednesday, May 1, 2019

Gerçeğin Özü Hayaldir

"Hayali bile güzel"
"Hayal kurma o iş olmaz."
"Ancak hayalinde görürsün."
"Hayaller ile gerçekler farklıdır."
....
....

İnsanların hemen hemen her gün sarfettikleri bu sözlerin ardında, hayal ile gerçeğin birbirinden çok farklı iki kavram olduğu inancı yatmaktadır. Peki "Gerçek" nedir? "Hayal" nedir? Her iki kavram da algıya dayalı olarak zihinde oluşan ve özde aynı olan olgulardır.

Bir olgunun gerçek olabilmesi için öncelikle hayal edilmesi ( imajinasyonu ) gerekmektedir. Hayali kurulmayan, bir başka deyişle kurgusu ve planı yapılmayan hiçbir olgunun gerçekleşmesi mümkün olamaz. Dolayısıyla gerçeklik, hayale endekslidir. Bir başka deyişle hayal edilebilen ( imajine edilebilen ) her şey aslında gerçektir. Allahü Teala'nın yaratışının özünde de O'nun yüce tahayyül ( imajinasyon ) kudreti bulunmaktadır. "Hayal" kelimesi "Hayy" ( Diri, Yaşayan ) kök kelimesinden türemiştir. "Hayal" kelimesi esas itibarıyla "Diriye İlişkin / Diri Gibi Olan" anlamını taşımaktadır. ( Kelimenin sonundaki "Al" eki batı dillerinde de kelimeye "İlişkin, Gibi olan" anlamını yüklemektedir. ( Örnek : NationAL = Millete İlişkin / Millet Gibi Olan ), FormAL = Şekilsel, Resmi, HistoricAL = Tarihi, ManageriAL = Yönetsel vb. ) Türkçede ise "GüzEL", "GüncEL" vb. örnekler verilebilir. )

Matrix isimli filmdeki şu cümle bu bağlamda anlam ifade etmektedir. "Gerçek, beyin tarafından yorumlanan elektrik sinyalleridir." Bu cümledeki "elektrik sinyalleri" ifadesini "Olgu", "yorumlamayı" da "Algı" olarak değerlendirmek gerekir. Gerçek de, hayal de sonuç itibarıyla bir "Algıdır". "Algı" oluştuktan ve  doğal olarak hemen ardından "Duyguya" sebebiyet verdikten sonra zaten "Gerçek" tezahür etmiş olur. Çünkü bir varlık için gerçeklik, olgular karşısında tezahür eden algıların o varlığa deneyimlettiği duygular bütünüdür. 

Hayal kurmak, esas itibarıyla bir "yaratış" deneyimidir. Zira hayal kurma esnasında olgular ( parametreler ),  kurgulama, dizayn ve senaryo söz konusudur. İşte Vazifeli Varlık veya Melek olarak adlandırılan ve Allahü Teala tarafından yetkilendirilmiş olan varlıklar, O'nun bahşettiği bilgiler ışığında, imajinasyonlarını ( hayallerini ) kullanarak yaratışta ve kader mekanizmasında işlev görmektedirler. Bu nedenle, her inanan ve teslim olan varlığın, ruhsal tekamül sürecinin ileriki safhalarında Vazifeli Varlık olabilme liyakatini kazanabilmesi için "hayal gücünü" / "hayal kurma yeteneğini" geliştirmesi gerekmektedir.

"Yok saymak" kavramı da bu çerçevede önem arzetmektedir. Bir varlık tarafından "Yok sayılan" bir "şeyin" o varlık için varlığından, gerçekliğinden söz etmek mümkün değildir. Çünkü o "şey" o varlık için yoktur. Aynı şekilde o varlık tarafından "var sayılan" bir "şeyin" de o varlık için "gerçek" ve "var olduğunu" söylemek mümkündür. Bu durum, zihin gücünün ve algıların bilinçli olarak yönlendirilmesi suretiyle kurgulanacak "hayallerin" varlıkların ruhsal ve duygusal durumları üzerinde doğrudan tesiri olduğunu göstermektedir. 

Hayal kelimesi Kur'an'da Taha suresinin 20/66 kodlu ayetinde geçmektedir. Ayette, sihir yoluyla gerçeklik algısı oluşturulmasından ve Haberci Musa'nın bu gerçeklik algısı neticesinde korku duygusunu deneyimlediğinden bahsedilmektedir.  

20/66 - Kale (1) bel (2) elku (3) fe (4) iza (5) hıbalü (6) hüm (7) ve (8) ısıyyü (9) hüm (10) YÜHAYYELÜ (11)* iley (12) hi (13) min (14) sıhri (15) him (16) enne (17) ha (18) tes'a (19) ( "Bilakis, atın." dedi. O zaman onların ipleri ve asaları, sihirlerinden dolayı kesinlikle onlar ona koşuyorlarmış gibi HAYAL ETTİRİLDİLER. )

20/67 - Fe evcese fı nefsihı HIYFETEN musa ( Böylece, Musa nefsinin içinde KORKUYU hissetti. )

* Ayetteki "Yühayyelü" ( Hayal ettirildiler ) kelimesinin 11. kelime olması da, bu blogda sürekli olarak gündemde olan 11 sayısı açısından dikkat çekmektedir. Daha açık ifade ile "Hayal etme" veya "Hayal kurma"'nın boyutlar arası portal açılımı sağlayan ve farklı gerçekliklere ( relaitelere ) erişime vesile olan bir olgu olduğu bilgisi de açığa çıkmaktadır. Zira, meditasyon olarak bilinen kavramın özünde de "hayal kurmak" ( gerçeklik kurgulamak ) suretiyle üst planlarla ( realite, boyut ) etkileşim ve ruhsal yükseliş sağlanması deneyimi bulunmaktadır.

Sonuç itibarıyla bir varlığın hayal ettikleri ( tahayyülü ), onu o gerçekliğe eriştirmektedir. Bu nedenle varlıkların, bir sınav olarak deneyimlemekte oldukları ve dünya adı verilen kaba madde alemindeki reenkarnasyon süreçleri içerisinde daima iyi, doğru ve güzel olguları tahayyül etmeleri, onların gerek içinde bulundukları planda ( alemde ) gerekse üst planlarda ( alemlerde ) Allahü Teala'nın yüce nimetlerine yakınlaşmalarına vesile olacaktır.








No comments:

Post a Comment