Allahu Teala'nın nimetinin ve rahmetinin sonsuzluğu ve O'nun rahmetinden, yardımından asla ümit kesilmemesi gerektiği Kur'an ayetlerinde şöyle vurgulanmaktadır.
15/56 Kale ve MEN YAKNETU MİN RAHMETİ RABBİHİ illed dallun
( "Sapıklardan başka RAB'BİNİN RAHMETİNDEN KİM ÜMİT KESER." dedi. )
29/23 Vellezine keferu bi ayatillahi ve likaihi ulaike YEİSU MİN RAHMETİ ve ulaike lehum azabun elim
( Ve o Allah' ın ayetlerini ve O'nunla karşılaşmayı inkar edenler, işte onlar RAHMETİMDEN ÜMİTSİZDİRLER. İşte onlar, elim azap onlaradır. )
39/53 Kul ya ibadiyellezine esrafu ala enfusihim LA TAKNETU MİN RAHMETİLLAH innellahe yağfiruz zunube cemia innehu huvel ğafurun rahim
( De ki: “Ey nefislerine israf eden kullarım, ALLAH'IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEYİN. Kesinlikle Allah günahları topluca affeder. Kesinlikle O, O affedendir merhametlidir." )
42/28 Ve huvellezi yunezzilul ğayse min ba'di MA KANETU ve yenşuru rahneteh ve huvel veliyyul hamid
( Ve o ÜMİT KESMELERİNDEN SONRA yağmuru indiren ve rahmetini yayan O'dur. Övülesi dost O’dur. )
Allah'ın, nimetini ve rahmetini ne zaman, nerede, ne şekilde, hangi koşullarda ve ne miktarda bahşedeceğinin öngörülemeyeceği, basit matematiksel ve mantıksal yaklaşımlar ve sayısal hesaplamalar ile değerlendirilemeyeceği de ayetlerde "Razaka bi gayri hisab" ( Hesapsızca rızıklandırmak ) ifadesiyle bildirilmektedir.
2/212 Zuyyine lillezine keferul hayatud dunya ve yesharune minellezine amenu vellezinettekav fevkahum yevmel kiyameh VALLAHU YERZUKU MEN YEŞAU Bİ GAYRİ HİSAB
( Dünya hayatı o inkar edenler için süslendi. O inananlardan alay edinirler. Ayağa kalkış gününde o sakınanlar onların üstlerindedirler. ALLAH DİLEDİĞİ KİMSEYİ HESAPSIZCA RIZIKLANDIRIR. )
3/27 Tulicul leyle fin nehari ve tulicun nehara fil leyl ve tuhricul hayye minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy ve TERZUKU MEN TEŞAU Bİ GAYRİ HİSAB
( Geceyi gündüze sokarsın ve gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın ve diriden ölüyü çıkarırsın. DİLEDİĞİN KİMSEYİ HESAPSIZCA RIZIKLANDIRIRSIN. )
3/37 Fe tekabbeleha rabbuha bi kabulin hasenin ve enbeteha nebaten hasenen ve keffeleha zekeriyya kullema dehale aleyha zekeriyyel mihrabe vecede indeha rizka kale ya meryemu enna leki haza kalet huve min indillah İNNELLAHE YERZUKU MEN YEŞAU Bİ GAYRİ HİSAB
( Böylece Rab’bi onu, kabulün en güzeli ile kabul etti. Onu bitki gibi güzel yetiştirme ile yetiştirdi. Zekeriya’ yı ona kefil kıldı. Zekeriya mihraba, onun yanına her girdiğinde, onun içinde rızık bulurdu. "Ey Meryem bu sana nasıl olur?" derdi. "O Allah’ ın indindendir. Kesinlikle ALLAH DİLEDİĞİ KİMSEYİ HESAPSIZCA RIZIKLANDIRIR." derdi. )
65/3 Ve YERZUKHU MİN HAYSU LA YAHTESİBU ve men yetevekkel alellahi fe huve hasbuhu innallahe baliğu emrihi kad cealallahu li kulli şey'in kadren
( Ve ONU HESAP EDEMEDİĞİ, TAHMİN EDEMEDİĞİ YERDEN RIZIKLANDIRIR. Kim Allah’a dayanıp sığınırsa, artık O ona yeter. Kesinlikle Allah işini ulaştırıp yerine getirendir. Allah herşey için ölçü oluşturdu. )
40/40 Men amile seyyieten fe la yucza illa misleha ve men amile salihum min zekerin ev unsa ve huve mu'minun fe ulaike yedhulunel cennete YURZEKUNE FİHA Bİ GAYRİ HİSAB
( Kim kötülük yaparsa, onun aynısının haricinde karşılıklandırılmaz. Erkeklerden veya kadınlardan kim iyilik yaparsa ve onlar inananlarsa, işte onlar cennete sokulurlar. ORADA HESAPSIZCA RIZIKLANDIRILIRLAR. )
"Hesapsızca rızıklandırma" kavramı, İncil ayetlerinde Hz. İsa vesilesiyle insanlara bahşedilen "Bes ekmek, iki balık" misaliyle bildirilmektedir.
40 Matthew 14-19 Halka çayıra oturmalarını buyurduktan sonra, BEŞ EKMEKLE İKİ BALIĞI aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra ekmekleri bölüp öğrencilerine verdi, onlar da halka dağıttılar.
40 Matthew 14-20 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan ONİKİ SEPET dolusu topladılar.
41 Mark 6-41 İsa BEŞ EKMEKLE İKİ BALIĞI aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra ekmekleri böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi. İki balığı da hepsinin arasında paylaştırdı.
41 Mark 6-42 Herkes yiyip doydu. Artakalan ekmek ve balıktan ONİKİ SEPET dolusu topladılar.
42 Luke 9-16 İsa, BEŞ EKMEKLE İKİ BALIĞI aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi.
42 Luke 9-17 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan ONİKİ SEPET dolusu toplandı.
43 John 6-9 "Burada BEŞ ARPA EKMEĞİYLE İKİ BALIĞI olan bir çocuk var. Ama bu kadar adam için bunlar nedir ki?"
43 John 6-10 İsa, "Halkı yere oturtun" dedi. Orası çayırlıktı. Böylece halk yere oturdu. Yaklaşık beş bin erkek vardı.
43 John 6-11 İsa ekmekleri aldı, şükrettikten sonra oturanlara dağıttı. Balıklardan da istedikleri kadar verdi.
43 John 6-12 Herkes doyunca İsa öğrencilerine, "Artakalan parçaları toplayın, hiçbir şey ziyan olmasın" dedi.
43 John 6-13 Onlar da topladılar. Yedikleri beş arpa ekmeğinden artakalan parçalarla ONİKİ SEPET doldurdular.
Yukarıdaki ayetlerde, tüketilen rızık miktarı ile toplanan artık miktarı arasındaki matematiksel imkansızlığa vurgu yapılmakta ve bu vesileyle her şeyin yaratıcısı Allahu Teala'nın, "imkansız" da dahil olmak üzere tüm yarattığı kavramlardan münezzeh olduğu hatırlatılmaktadır.
Ayetlerde yer alan miktarlara göre, imkansız ve mantıksız gibi görünen şu matematiksel durum oluşmaktadır.
5 ekmek + 2 balık = 12 sepet artık
yani
5+2 = 12 veya 7 = 12
denklemde yer alan rakamlar, "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısındaki rakamlar olup, toplamlarının değeri 10 sayısını vermektedir. ( 7+1+2 = 10 )
10 sayısı ise numerolojik değeri ( 1 ) itibarıyla Allah'ın birliğini ve tekliğini simgelemekte olan sayıdır.
No comments:
Post a Comment