Küreselci müşrik teknokratların insanları Allah ve ahiret bilincinden uzaklaştırabilmek için ortaya attıkları transhümanizm ve dijitalizm kavramları kapsamındaki en önde gelen kitle telkin söylemlerinden biri de "Allah'ın insanı kusurlu yarattığı." cümlesidir. İnsanın aldatıcı dünyada "hastalanabilen" ve "ölen" bir varlık olarak algılanmasına dayanarak dillendirilen bu söylemin temel amacı insanların, tek yaratıcı olan Allahu Teala'dan ve ahiret* bilincinden uzaklaşmalarının, sadece kaba madde planı dünyaya odaklanmalarının ve sözde transhümanizm projesiyle ölümsüzlük** vadeden küreselcileri ilah addetmelerinin sağlanmasıdır.
İnsan kusurlu yaratılmamış, olması gerektiği gibi yaratılmıştır.
Esasen dünyevi plan ( kaba madde planı / boyutu ( dünya ) ) varlığı olmayıp uhrevi plan ( üst süptil plan / boyut ( cennet ) ) varlığı olan ancak malum sebep ile dünyevi plana hapsolmuş ve kendini kurtarması beklenen insan, ruhsal tekamülü için gerekli olan reenkarnasyon ( bedenlenme ) döngülerini ( 700-800 enkarnasyon ) tamamlayabilecek şekilde yaratılmıştır. Reenkarnasyon döngülerinin gerekliliğinin sebebi ise insan bedenini tekamül vasıtası olarak kullanan ruhun muhtelif yaşamları deneyimleyerek, doğrularını ve yanlışlarını idrak etmesi ve böylelikle tekamüle doğru ilerlemesidir. İşte bu yaratış, Allahu Teala'nın mükemmel işleyen ve özünde tüm varlıkların ruhsal telamülünü hedefleyen ilahi nizamının hayranlık ve huşu uyandıracak bir tezahürüdür.
* Kur'an'da "Allah'a inanç" ifadesinin daima "Allah'a ve ahirete inanç" olarak yani "ahiret inancı" ile birlikte geçtiği hatırlanmalıdır. Örnek : 2/232 .... yu'minu billahi vel yevmil ahiri ..... ( Allah'a ve ahiret gününe inanırlar....... )
** İnsan, ruh ve maddenin ( bedenin ) birleşimine verilen isimdir. Sonsuz bir varlık olan ruhun madde bedene tesir göndermesi sonucunda insan adı verilen varlık tezahür etmektedir. Dolayısıyla insan, özü yani ruhu itibarıyla zaten ölümsüz bir varlıktır. Küreselcilerin sözde genetik manipülasyon ile kaba madde planı dünyada vadettikleri ölümsüzlük söylemi ise insanın ruhsal tekamül döngüsünü bloke etmek için gündeme getirilen şeytani bir aldatmacadan ibarettir.
Kur'an'da insanın "Zayıf" yaratıldığını bildiren 4/28 kodlu ayetteki "Daiyfa" ( Zayıf ) sıfatı insanın nefsine hakim olmakta zorlanmasını yani ruhsal zafiyetini ifade etmektedir ki bu ruhsal zafiyeti gidermesi ve tekamül etmesi de insanın en büyük sınavıdır.
4/27 Vallahu yuridu en yetube aleykum ve yuridullezine yettebiuneş şehevati en temilu meylen azima
( Ve Allah üzerinize tevbe eylemeyi ister. O şehvetlere tabi olanlar büyük meyille meyletmenizi isterler. )
( Allah sizi hafifletmeyi ister. İNSAN ZAYIF YARATILMIŞTIR. )
İnsanın ruhsal zafiyetlerinin zikredildiği diğer bazı ayetler şöyledir.
21/37 HULİKAL İNSANU MİN ACEL se urikum ayati fe la testa'cilun
( İNSAN ACELEDEN YARATILMIŞTIR. Ayetlerimi size göstereceğim. O halde acele istemeyin. )
Allahu Teala'nın insanı, kaba madde planı dünyaya göre olması gereken en güzel şekilde yarattığı 40/64 kodlu ayette bildirilmektedir.
40/64 Allahullezi ceale lekumul erda kararan ves semae binaen ve SAVVERAKUM FE AHSENE SUVERAKUM ve razekakum minet tayyibat zalikumullahu rabbukum fe tebarakellahu rabbul alemin
( Allah o size yeri durak ve göğü bina kılandır. SİZİ ŞEKİLLENDİRDİ DE ŞEKİLLERİNİZİ GÜZELLEŞTİRDİ. Sizi temizinden rızıklandırdı. Bu Rab’biniz Allah’ tır. Alemlerin Rab’bi Allah bereketlidir. )
No comments:
Post a Comment