Bir kelimenin anlamını açıklayan bir cümle içinden seçilen herhangi bir kelimenin anlamı, önceden kullanılan kelimelerden herhangi biri tekrarlanmamak koşuluyla açıklanmaya devam edildiğinde bir süre sonra açıklanma sırası gelen kelimenin açıklanabilmesi için önceden kullanılmış olan bir kelimeye ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi takdirde süreç o kelimede sonlanmakta ve devam edilememektedir. Bu durum tıpkı maddenin yapısını en küçük bileşen seviyesinde incelemek isteyen bilim insanlarının nihayetinde atomun* içinde bir boşlukla ( yokluk, gayb ) karşılaşmalarına benzemektedir.
Dolayısıyla, hiçbir kelimenin yani yaratılıştaki hiçbir varlığın tek başına bir anlam içermediğini, her varlığın bir diğeri ile var olduğunu, bir diğerine muhtaç olduğunu ortaya koyan ve "Düalite çıkmazı" olarak isimlendirilebilecek bu durum idrakli varlıkların "Gayb"ın ( Yokluk ) sezgilerine ulaşmalarına vasıta olmaktadır. Esasen ilmi Allahu Teala'nın indinde olan "Ünite" ( Vahdet, Teklik, Birlik ) kavramı idrakli varlıklar için "Gayb" niteliğindedir.
* "Adem" kelimesinin "Yokluk" anlamına gelmesi ve "Atom" kelimesiyle fonetik benzerliği olması da bu bağlamda önem arzetmektedir.
Bakara suresinin 3. ayetinde kitabı bir rehber olarak benimsemiş olan Muttekikerin ( Sakınanlar ) gayba inançlarından bahsedilmektedir.
2/3 ELLEZİNE YU'MİNUNE BİL GAYBİ ve yukimunes salate ve min ma razaknahum yunfikun
( O GAYBA İNANANLAR, duaya kalkanlar ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )
Gayba inanç, ahirete inanç olarak da düşünülebilir ki zaten Kur'an'da "Allah'a inanç" kavramı daima "Ahiret gününe inanç" kavramıyla birlikte zikredilmektedir. Ahiret bilinci, kaba madde planı dünyadaki inananlar için ancak sezgisine erişilebilecek gayb ilmi niteliğindedir.
2/8 Ve minen nasi men yekulu AMENNA BİLLLAHİ VE BİL YEVMİL AHİRİ ve ma hum bi mu’minin
( Ve insanlardan kimileri ALLAH'A VE SINRAKİ GÜNE İNANDIK derler de onlar inananlar değillerdir. )
"Yevmel ahiri" ( Sonraki gün / Ahiret günü ) ifadesi hem kaba madde planındaki bir aşamayı, hem de üst süptil plandaki aşamayı temsil etnektedir. "Ahir gün" kavramı yaratılış döngülerinin daimi bileşenidir.
"Gaybın ilminin yalnızca Allah'ın indinde olduğunu bildiren ayetler şöyledir.
2/33 Kale ya ademu enbi'hum bi esmaihim fe lemma enbeehum bi esmaihim kale e lem ekul lekum İNNİ A'LEMU ĞAYBES SEMAVATİ VEL ERDİve a'lemu ma tubdune ve ma kuntum tektumun
( "Ey Adem, onlara onları isimleri ile haber ver." dedi. Böylece onlara onları isimleri ile haber verdiğinde "Size GÖKLERİN VE YERİN GAYBINI KESİNLİKLE BEN BİLİRİM demedim mi? O açıkladığınızı ve o gizlemiş olduğunuzu da bilirim." dedi. )
5/109 Yevme yecmeullahur rusule fe yekulu ma za ucibtum kalu la ilme lena inneke ENTE ALLAMUL ĞUYUB
( Allah, resulleri topladığı gün "Size ne cevap verildi?" der. "Bize ilim yok. Kesinlikle SEN GAYBLARI BİLEN SENSİN." derler. )
13/9 ALİMUL ĞAYBİ veş şehadetil kebirul muteal
( GAYBI ve şahit olunanı BİLENDİR. Yücelerin büyüğüdür. )
Allah'ın, gayb ilminden dilediğini, ancak dilediği, seçtiği resulleri vasıtasıyla insanlara ulaştıracağı da Al'i İmran suresinin 179. ayetinde bildirilmektedir.
3/179 Ma kanellahu li yezeral mu'minine ala ma entum aleyhi hatta yemizel habise minet tayyib ve MA KANELLAHU Lİ YUTLİAKUM ALEL ĞAYBİ VE LAKİNNELLAHE YECTEBİ MİN RUSULİHİ MEN YEŞAU fe aminu billahi ve rusulih ve in tu'minu ve tetteku fe lekum ecrun azim
( Allah inananları sizlerin üzerinde olduğunuzda bırakacak değildir. Nihayetinde kötüyü, pisi, iyiden, temizden ayırır. ALLAH SİZE GAYBI OKUYACAK DEĞİLDİR. LAKİN KESİNLİKLE ALLAH RESULLERİNDEN DİLEDİĞİ KİMSEYİ KABUL EDİP SEÇER. O halde Allah’a ve resulüne inanın. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız, artık büyük ödül sizedir. )
No comments:
Post a Comment