Mucizeler meselesi

"Acz" ( Yapamama, Muktedir olamama, Güç yetirememe ) kök kelimesinin sıfatlaşmış hali olan "Mucize" ( Aciz kılan ) kelimesi, insanın Allahu Teala tarafından kendisine bahşedilmiş ruhi ve bedeni imkanlarıyla gerçekleştirmesi mümkün olmayan, ancak ilahi tesirler vasıtasıyla gerçekleşebilecek olaylara verilen isimdir.

Kur'an'da, haberci resullerin, Rab'bin rızası ve izniyle, bizzat vasıta oldukları bildirilen ve "sembolik anlamlar da içeren" bazı mucizeler şöyledir.

Hz. NUH

- Vahiy vasıtasıyla gemi yapması

Hz. SÜLEYMAN

- Cinlere hükmetmesi

- Kuşların dilini bilmesi

- Rüzgara hükmetmesi

- Kitap verilmesi

Hz. MUSA

- Çalıda ateş görmesi

- Vadide Rab'bin sesini duyması ve kelamına nail olması

- Asasıyla Firavun'un sihirbazlarının sihirlerini batıl kılması

- Asasıyla denizi yarması

- Asasıyla taşa vurup oniki pınar fışkırtması

- Elini koynuna sokup bembeyaz olarak çıkarması

Hz. İSA

- Hz. Adem gibi "Ol" emriyle doğrudan rahimde oluşarak doğması

- Beşikteyken konuşması

- Çamura üfleyip kuş oluşturması

- Alacalıyı ve doğuştan körü iyileştirmesi

- Gökten ziyafet sofrası ( Maide ) indirmesi

- İnsanların evlerinde yedikleri ve biriktirdikleri şeyleri haber vermesi,

- Ölüyü diriltmesi

- Çarmıhta öldürülmüş gibi gösterilmesi ancak esasen göğe yükseltilmesi

- Ölümden dirilmesi

Hz. MUHAMMED

- Kur'an'ın indirilmesi

- "Ummi" ( Okuma ve yazması olmayan ) olmasına rağmen Kur'an'ı yazması ve okuması

- "Mirac" olarak anılan ve ayette "Rukiy" ( Yükseliş, Mirac ) olarak zikredilen astral çıkışı ( frekans yükselmesi ve üst süptil alemlerle temas )

- Görünmeyen orduların ( göksel vazifeliler ) desteğiyle mağarada yakalanmadan saklanabilmesi

- Savaşlarda meleklerin yardımıyla muzaffer olması

Ancak, Kur'an'da yer almayan bazı olayların "mucize" olarak nitelenmek suretiyle Hz. Muhammed'e atfedilmiş olması ve bu yolla O'nun diğer resullerden üstün olduğunun telkin edilmeye çalışılması, bu "mucizelerin" hadisleştirilmiş tahayyüller veya benzetmeler olduğu izlenimini oluşturmaktadır.

Resmi bir kaynakta yer alan ve referansını Kur'an'dan almayan aşağıdaki cümle, kadim bir hata olduğu ayetle de bildirilen, "Peygamber yarıştırma" yaklaşımının bir yansıması gibi görünmektedir.

"Peygamberimizin mucizeleri, diğer peygamberlerin mucizelerinden hem sayı bakımından çoktur ve hem de derece bakımından çok çok üstündür. .......... Öyle ki, İslam bilginlerinin muhakkikleri, Rasülu’llah (SAV) Efendimizin, peygamberliğine delalet eden mucizelerin çok sayıda olduğunu söylemişlerdir."

https://manisa.diyanet.gov.tr/kula/sayfalar/contentdetail.aspx?MenuCategory=Kurumsal&ContentId=191

Kur'an'da yer almayan ancak Hz. Muhammed ile ilintilendirilen mucizeler şöyledir.

1- Örümceğin mağaranın girişine bir anda ağ örmesi* ve resulün yakalanmasını engellemesi

* Tevbe suresinin 40. ayetinde "görünmeyen ordular vasıtasıyla mağarada korunma" olayından bahsedilmektedir. Ancak habercilerin mucizelerinden detaylı olarak bahsedilen Kur'an'da "Ankebut" ( Örümcek ) isimli bir sure dahi olmasına rağmen "örümceğin ağ örmesi" gibi bir detaydan bahsedilmemektedir. Aksine Ankebut suresinin 41. ayetinde "evlerin en güvensizinin, dayanıksızının örümceğin evi olduğu" bildirilmekte ve bu durum "Allah'a şirk koşmak" ile özdeşleştirilmektedir. 

2- Resulün parmaklarından su akıtılması

3- Yağmur duası sonrasında hemen yağmur yağması

4- Hurma kütüğünün inleyerek ağlaması

5- Refref ve Burak isimli varlıklarla üst alemlere ( cennetlere ) yolculuk etmesi

6- Yemeğin bir anda çoğalması ( Az yiyecekle çok insanın doyurulması )

7- Zehirlenmiş keçi etinin, kendisinin zehirli olduğunu bizzat haber vermesi 

8- Savaşta gözü çıkan sahabinin gözünü yerine koyarak ona şifa bulması

9- Bir ağacın resulün emrine itaat etmesi

10- Önünü gördüğü gibi arkasını da görmesi

11- Gece karanlığında da gündüzdeki gibi görebilmesi

12- Güneş veya Ay ışığında yürürken gölgesinin görünmemesi

13- Ölen bir kızı diriltip, konuşmasını sağlaması

14- Rab'bin, kendisine "Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım."  ( haşa ) demiş olması.

https://www.hzmuhammedinhayati.gen.tr/amp/hz-muhammedin-mucizeleri.html

Kur'an'da Hz. Muhammed ile doğrudan ilintilendirilmeyen yani O'nun vasıtasıyla tezahür eden bir olay olarak tanımlanmayan "Ay'ın yarılması" tasviri ise islami kültürde "Peygamberin ayı ikiye bölmesi mucizesi" olarak anılagelmiştir. Esasen bu fenomen zahiri ve batıni anlamları ile birlikte sembolizm de içermektedir. Ayette "Yarmak" fiili edilgen haliyle, "Ay yarıldı" olarak yer almakta olup, "Sen yardın" veya "O yardı" halinde değildir. dolayısıyla Hz. Musa veya Hz. İsa vasıtasıyla tezahür eden mucizelerin bildirildiği ayetlerdeki gibi resule işaret edecek şekilde ikinci veya üçüncü tekil şahıs fiil çekimi söz konusu değildir. 

Kur'an'ın, Hz. Muhammed'e bahşedilen yegane ve en büyük ayet ve mucize olduğu, ancak inkarcı müşriklerin hala ayet beklentisinde oldukları ve bu beklentiye Hz. Muhammed'in verdiği ( O'na verdirilen ) cevap Ankebut suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.

29/50 Ve KALU LEV LA UNZİLE ALEYHİ AYATUN MİN RABBİH kul innemel AYATU İNDALLAH ve innema ENE NEZİRUN MUBİN

( Ve "ONUN ÜZERİNE RAB'BİNDEN AYETLER İNDİRİLMELİ DEĞİL MİYDİ?" dediler. De ki: "Kesinlikle AYETLER ALLAH'IN İNDİNDEDİR. Kesinlikle BEN APAÇIK UYARICIYIM." )

29/51 E VE LEM YEKFİHİM ENNA ENZELNA ALEYKEL KİTABE yutla aleyhim inne fi zalike le rahmeten ve zikra li kavmin yu'minun

( Onlara okunan KİTABI, SENİN ÜZERİNE NASIL İNDİRDİĞİMİZ ONLARA KÂFİ OLMADI MI? İnanan kavim için kesinlikle bunda rahmet ve hatırlatma vardır. )

Hz. Muhammed'e söylettirilen aşağıdaki cümleler de konu bağlamında önem arzetmektedir.

41/6 Kul İNNEMA ENE BEŞERUN MİSLUKUM yuha ileyye ennema ilahukum ilahun vahidun festekimu ileyhi vestağfiruh ve veylun lil muşrikin

( De ki: "BEN KESİNLİKLE AYNINIZ GİBİ INSANIM. Bana kesinlikle ilahınızın tek ilah olduğu vahyedildi. O halde O’na doğru yönelin ve af isteyin. Vay o ortak koşanlara." )

46/9 Kul MA KUNTU BİD'AN MİNER RUSULİ VE MA EDRİ MA YUF'ALU Bİ VE LA BİKUM in ettebiu illa ma yuha ileyye ve MA ENE İLLA NEZİRUN MUBİN

( De ki: "BEN RESULLERIN YEGANESİ / ÖZELİ DEĞİLİM. BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI BİLMEM. Kesinlikle ancak o bana vahyedilene tabi olurum. BEN APAÇIK UYARICI HARİCİNDEKİ DEĞİLİM." )

Allahu Teala, her insana olduğu gibi haberci resullere de vazifeler takdir etmiş ve vazifeleri doğrultusunda da onlara farklı nitelikler ve yetenekler bahşetmiştir. Ancak inananların, tüm bu niteliklerin ve yeteneklerin Allah'ın takdiri olduğunu idrak etmeleri, herhangi bir "mucizeyi" resul bazına indirgeyerek kişiselleştirmemeleri, düşünce merkezine insanı değil Rab'bi almaları gerektiği, herhangi bir resulü ayrıştırıp, ona özel atıfta bulunmamaları ve özel anlamlar yüklememeleri gerektiği Al'i İmran suresinin 84. ayetinde bildirilmektedir.

3/84 Kul amenna billahi ve ma unzile aleyna ve ma unzile ala ibrahime ve ismaiyle ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve ma utiy musa ve iysa ven nebiyyune min rabbihim LA NUFERRİKU BEYNE EHADİN MİNHUM ve nahnu lehu muslimun

( De ki: "Allah’a  ve bize indirilene, o İbrahim’ e ve İsmail’e , İshak’ a , Yakub’ a ve torunlarına indirilene, o Musa’ ya, İsa’ ya ve habercilere Rab’lerinden verilene inandık. ARALARINDA ONLARDAN HİÇBİRİNİ AYIRMAYIZ ve bizler O’na teslim olanlarız." )