Atatürk'ün 1927 yılında yazdığı "Gençliğe Hitabe"'si, esasen tüm Dünya insanlığı açısından da önemli bir mesaj ve uyarı niteliğindedir. Zira tıpkı hitabede tasvir edildiği üzere, cin şeytanları ve onların kulu - işbirlikçisi haline gelmiş olan cin&insan hibridi varlıklar Allah'a ve insanlara ihanet etmek suretiyle tüm Dünya'yı ve insanlığı negatif tesirlerin, kötülüğün tahakkümü altına almış durumdadırlar.
Atatürk'ün 1936 yılında söylediği "Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız." cümlesi, O'nun, "Türk"lük kavramını "İnsan"lık kavramıyla özdeşleştirmiş olduğunun bir ispatı niteliğindedir. Ayrıca "insanlığın düşmanı olanlar" ifadesinin, "saf insan olmayan varlıklara" yani Gençliğe Hitabe'de zikredilen "Asil kan"ı taşımayan varlıklara! ( cin&insan hibridleri ) işaret niteliğinde olması da kuvvetle muhtemeldir. ( "Asil" ( Esas olan, Öz olan ) kelimesi "Asl" ( Esas, Öz ) kelimesinden türemedir. )
Atatürk, yazdığı "Hakikat nerede?" başlıklı şiirde yer verdiği "Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir." cümlesi ile de "Türk" kelimesine yüklediği anlamı açığa çıkarmaktadır.
Bu nedenledir ki esasen "Ne mutlu Türk'üm diyene" cümlesindeki "Türk" kelimesi belirli bir coğrafyada bulunan bir insan topluluğunu temsil eden, onları ayrıştıran, özel algılatmaya çalışan bir ifade olmayıp "yüksek karakterli ve iyi olan tüm insanları" tanımlamaktadır. Atatürk bu hususa da "Türk milletinin karakteri yüksektir." cümlesiyle dikkat çekmiştir.
Öte yandan, "Türk"* kelimesi "Yükselen, Yükselmiş olan, Türeyen, Türemiş olan" anlamına gelmektedir.
* "Tür" ( Yükselme ) + k ( gibi olan ) ... Batı dillerindeki "Tower" ( Kule, Yüksek yapı ) ( ing. ), "Tour" ( Kule, Yüksek yapı ) ( fra. ), "Tür" ( Kapı ), "Tor" ( Geçit, Portal ) ( alm. ) kelimeleri de ortak TR kökündendirler.
"Gençliğe Hitabe"nin tamamın 173 ( 1+7+3 = 11 ) kelimeden, ilk cümlesi 11 kelimeden ve anahtar niteliğindeki son cümlesi ise 7 kelimeden oluşmaktadır. Düalite, döngü, döngü sonu, yeni döngü başlangıcı ve halden hale geçiş kavramlarının simgesi olan 7 ve 11 sayılarının hitabedeki tezahürü, hem hitabenin içeriği ile hem de yeni döngü başlangıcı ve halden hale geçiş niteliğinde olan Cumhuriyet kavramı ile de uyum arzetmektedir.
"Ey Türk Gençliği!
BİRİNCİ VAZİFEN, TÜRK İSTİKLALİNİ, TÜRK CUMHURİYETİNİ, İLELEBET MUHAFAZA VE MÜDAFAA ETMEKTİR.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek DÜŞMANLAR, BÜTÜN DÜNYADA EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR GALİBİYETİN MÜMESSİLİ OLABİLİRLER. CEBREN ve HİLE İLE aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar GAFLET ve DALALET ve hattâ HIYANET içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.!"
Gençliğe Hitabe'de, kötülüğün yani şeytani tesirlerin ( frekansın ) kaynak kodlarından olan ve Kur'an'da da sıkça zikredilen GAFLET ( Habersizlik, Cehalet ), DALALET ( Sapmışlık, Sapıklık ) ve HİYANET ( İhanet ) kelimelerinden bahsedildiği görülmektedir. Ayrıca hitabedeki "DÜŞMAN", "CEBİR" ve "HİLE" kelimeleri de yine Kur'an'da cin ve insan şeytanlarının tasvirlerinde yer almakta VE hali hazırdaki küresel komplo sistemine işaret etmektedir.
Yukarıda anılan kelimeleri içeren bazı ayetler şöyledir.
2/16 İşte onlar yönlendirme karşılığında DALALETİ satın aldılar da ticaretleri fayda sağlamadı. Yönlendirilenlerden de değillerdi.
8/27 Ey o inananlar, ALLAH'A ve resule İHANET ETMEYİN. Bile bile kendi EMANETLERİNİZE İHANET ETMEYİN.
12/5 "Ey oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa sana hile yapıp tuzak kurarlar. KESİNLİKLE ŞEYTAN, İNSAN İÇİN APAÇIK DÜŞMANDIR." dedi.*
* Atatürk'ün "Biz nsanlığın düşmanı olanların düşmanıyız." söylemi bu bağlamda dikkat çekmektedir.
16/45 KÖTÜLÜK HİLELERİ, TUZAKLARI KURANLAR, Allah’ın onları yere geçirmesinden veya onlara farketmedikleri yerden azabın gelmesinden emin midirler, güvende midirler?
40/35 ... Allah, her kibirli CEBBAR ( Zorba ) kalbin üzerine işte böyle mühür basar.
No comments:
Post a Comment