Çeviri

Wednesday, June 26, 2024

Öldürme meselesi

İslam tarihindeki savaşlar, Kur'an'ın indirilmesi sonrasında müşriklerin, islamiyetin yayılmasını ve kurdukları kapitalist - emperyalist sistemin yıkılmasını engellemek amacıyla müslimlere saldırmaları, onları öldürmeleri nedeniyle vuku bulmuştur. Yani bu savaşların kök sebebi islamiyeti kabul eden kitleye müşrikler tarafından düşünce ve inanç özgürlüğü tanınmaması, zulmedilmesi ve bu kitlenin öldürülmek istenmesidir. İşte Kur'an'da, inananlara, koşula bağlı "Öldürme" emrinin verilmesini konu alan ayetlerin mevcudiyetinin sebebi de budur. İlgili ayetler şöyledir;

"Öldürme" emrinin ilk kez geçtiği aşağıdaki ayet ikilisine dikkat edilecek olursa, müslimler için "Savaşma" ve "Öldürme" emrinin, müşriklerin müslimlere savaş açmaları yani onları öldürme girişiminde bulunmaları koşuluna bağlı olduğu görülmektedir. Ve bu husus her iki ayette de özellikle vurgulanmaktadır.

2/190 VE KATİLU Fİ SEBİLİLLAHİLLEZİNE YUKATİLUNEKUM ve la ta'tedu innellahe la yuhibbul mu’tedin

( VE SİZİNLE SAVAŞANLARLA ALLAH YOLUNDA SAVAŞIN. Ve hududu aşmayın. Kesinlikle Allah hudutları aşanları sevmez.  )

2/191 VAKTULUHUM HAYSU SEKİFTUMUHUM VE AHRİCUHUM MİN HAYSU AHRACUKUM vel fitnetu eşeddu minel katl ve LA TUKATİLUHUM İNDEL MESCİDİL HARAMİ HATTA YUKATİLUKUM FİH FE İN KATELUKUM FAKTULUHUM kezalike cezaul kafirin

( VE ONLARI HER NEREDE BULURSANIZ ÖLDÜRÜN. Onları sizi çıkardıkları yerden çıkarın. Fitne öldürmekten daha şiddetlidir. ONLAR MESCİD-İ HARAM'IN İNDİNDE, ONUN İÇİNDE SİZİNLE SAVAŞANA KADAR ONLARLA SAVAŞMAYIN. EĞER SİZİNLE sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İşte inkarcıların karşılıkları böyledir.  )

Nisa suresinin aşağıdaki ayetinde de müslimler için "öldürme" hususu, müşriklerin müslimlerle savaşmaları ve barışa yanaşmamaları koşuluna bağlanmıştır.

4/91 Setecidune aharine yuridune en ye'menukum ve ye'menu kavmehum kullema ruddu ilel fitneti urkisu fiha FE İN LEM YA'TEZİLUKUM VE YULKU İLEYKUMUS SELAM VE YEKUFFU EYDİYEHUM FE HUZUHUM VAKTULUHUM HAYSU SEKİFTUMUHUM ve ulaikum cealna lekum aleyhim sultanen mubina

( Diğerlerini sizden emin olmayı ve kavimlerinden emin olmayı ister bulacaksınız. Her fitneye döndürüldüklerinde, onun içine dönerler. EĞER SİZİ BIRAKIP, UZAKLAŞMAZLARSA VE ELLERİNİ ÇEKİP DE SİZLERE SELAM ATMAZLARSA, ONLARI HER NEREDE BULURSANIZ YAKALAYIN VE ÖLDÜRÜN. Bunları size, onların üzerine apaçık kuvvet, delil kıldık. )

Tevbe suresinin aşağıdaki ayet üçlüsünde de müslimler için "öldürme" emrinin, müşriklerin ahdlerini bozarak müslimlere karşı azmaları koşuluna bağlı olduğu görülmektedir. 

9/3 Ve ezanun min allahi ve rasulihi ilen nasi yevmel haccil ekberi ennallahe beriun minel muşrikine ve rasuluh fe in tubtum fe huve hayrun lekum ve in tevelleytum fa'lemu ennekum ğayru mu'cizillah VE BEŞŞİRİLLEZİNE KEFERU Bİ AZABİN ELİM

( Ve büyük hac günü Allah ve resulünden insanlara ilandır ki, kesinlikle Allah ve resulü ortak koşanlardan beridirler. O halde eğer tevbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki, kesinlikle siz Allah’ı aciz bırakamazsınız. O İNKARCILARI ELİM AZAP İLE MÜJDELE. )

9/4 İLLELLEZİNE AHEDTUM MİNEL MUŞRİKİNE SUMME LEM YENKUSUKUM ŞEY'EN VE LEM YUZAHİRU ALEYKUM EHADEN fe etimmu ileyhim ahdehum ila muddetihim innellahe yuhibbul muttekin

( ORTAK KOŞANLARDAN AHDLEŞTİKLERİNİZ, SONRA SİZE HİÇBİR ŞEY EKSİLTMEYENLER VE SİZE KARŞI HİÇBİR KİMSEYE ARKA ÇIKMAYANLAR HARİCİNDE. Siz de onlara ahdinizi süresine kadar tamamlayın. Kesinlikle Allah sakınanları sever. )

9/5 Fe izenselehal eşhurul hurumu FAKTULUL MUŞRİKİNE HAYSU VECEDTUMUHUM VE HUZUHUM VAHSURUHUM vak'udu lehum kulle mersad fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe hallu sebilehum innellahe ğafurun rahim

( Hürmet ayları çıktığında ortak koşanları, onları nerede bulursanız öldürün ve onları yakalayın ve mahsur edin ve bütün gözetleme yerlerine oturun. Artık eğer tevbe ederler ve duaya kalkar da zekatı verirlerse, yollarını boşaltın. Kesinlikle Allah affedendir, merhametlidir. )

Netice itibarıyla Kur'an'da, herhangi birisi müslim olmadı diye öldürülmesi gerektiğini telkin eden bir ayet mevcut olmayıp, aksine müslim oldular diye müşriklerin saldırılarına maruz kalan müslimlere yönelik koşula bağlı eylem emri söz konusudur. 

Müslimlerin müşriklere karşı vermiş oldukları var olma savaşının benzeri olan Türk İstiklal Savaşı'nda ( Kurtuluş Savaşı ) da Türk askerleri müşrik küreselcilerin ordularına karşı savaşmış, ölmüş ve öldürmüşlerdir. Büyük bir milli zafer ve başarı addedilen, sevinç ve gurur ile anılan ve kutlanan bu olayın ardında da maalesef bir çok "öldürme" eylemi mevcuttur. Ve bu "öldürme" eylemleri, tıpkı yukarıdaki 2/190 kodlu ayette ifade edildiği üzere küreselcilerin askerlerinin "Türk askeri ile savaşmalarına" karşılık bir "savunma reaksiyonu" olarak tezahür etmiştir. Ve bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı bu "savunma reaksiyonu"nun bir sonucudur. Tıpkı islamın varlığının Allah yolundaki "savunma reaksiyonu"nun bir sonucu olduğu gibi...

Ve bugün de hala, esasen idamı hakeden yerel ve küresel muktedir müşrikler  insanlara zulmetmekte, onları köleleştirmekte, doğrudan veya dolaylı yollarla, açık veya sinsi yöntemlerle onları öldürerek dünyanın, tarih boyunca olduğu gibi, bir kan ve gözyaşı ortamı olmasına sebebiyet vermeye devam etmektedirler.

Bölümün konusu bağlamındaki ana mesaj ise Maide suresinin 32. ayetinde yer almaktadır.

5/32 ... ennehu MEN KATEL NEFSEN Bİ GAYRİ NEFSİN EV FESADİN FİL ERDİ FE KE ENNEMA KATELEN NASE CEMİA ve men ahyaha fe ke ennema ahyan nase cemia ...

( ... kesinlikle ki KİM, NEFİSE KARŞILIK OLMAYAN VEYA YERDE BOZGUN YAPMAYAN NEFSİ ÖLDÜRÜRSE, KESİNLİKLE TÜM İNSANLARI TOPLUCA ÖLDÜRMÜŞ GİBİ OLUR. Kim onu yaşatırsa, insanları topluca yaşatmış gibi olur. ... )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/06/seriat-meselesi.html?m=1

No comments:

Post a Comment