"Zeyn / Zeyyene" ( زَين ) ( Süs, Süslemek, Süslü göstermek ) kelimesi ayetlerde çoğunlukla "aldatarak gerçeği görmeyi engellemee", "kötü olanı iyi gösterme" anlamlarını simgeleyecek şekilde yer almaktadır. Bir insanı aldatarak onun gerçeği görmesini engellemek yani kötü ve yanlış olanı ona iyi ve doğru algılatmak ( ancak "algı operasyonu" olarak da anılan zihin hackleme, zihin programlama ( sihir, büyü ) yoluyla mümkün olabilir ki bu da şeytanların kadim yöntemidir.
"Sihr" kelimesi de zaten semantik köken olarak "Tahakküm altına alma" anlamını içermektedir ki bu anlam zihin kontrol operasyonunu tanımlamaktadır.
Ayetlerde insana süslü gösterilerek gerçek niteliği gizlenen kavramlar "Dünya hayatı", "Kötü işler", "Çocukların öldürülmesi", "Yer" ( Dünya cehennemi ) olarak sıralanmaktadır.
2/212 ZUYYİNE lillezine keferul HAYATUD DUNYA ve yesharune minellezine amenu vellezinettekav fevkahum yevmel kiyameh vallahu yerzuku men yeşau bi ğayri hisab
( DÜNYA HAYATI o inkar edenler için SÜSLENDİ. O inananlardan alay edinirler. Ayağa kalkış gününde o sakınanlar onların üstlerindedirler. Allah dilediği kimseyi hesapsızca rızıklandırır. )
6/43 Fe lev la iz caehum be'suna tedarrau ve lakin kaset kulubuhum ve ZEYYENE lehumuş şeytanu MA KANU YA'MELUN
( Onlara zorluğumuz, azabımız geldiğinde yalvarmalı değiller miydi? Ve lakin kalpleri katılaştı ve şeytan o YAPMIŞ OLDUKLARINI onlara SÜSLEDİ. )
6/137 Ve kezalike ZEYYENE li kesirin minel muşrikine KATLE EVLADİHİM evladihim şurakauhum li yurduhum ve li yelbisu aleyhim dinehum ve lev şaellahu ma fealuhu fe zerhum ve ma yefterun
( Ve ortak koşanlardan çoğuna, ortakları, onları mahvetmek ve onların üzerlerine dinlerini örtmek için ÇOCUKLARINI ÖLDÜRMELERİNİ işte böyle SÜSLÜ GÖSTERDİLER. Şayet Allah dileseydi onu yapamazlardı. O halde onları ve o uydurduklarını bırak. )
8/48 Ve iz ZEYYENE lehumuş şeytanu A'MALEHUM ve kale la ğalibe lekumul yevme minen nasi ve inni carun lekum fe lemma teraetil fietani nekesa ala akibeyhi ve kale inni beriun minkum inni era ma la teravne inni ehafullah vallahu şedidul ikab
( Ve şeytan, onlara ÇALIŞMALARINI SÜSLÜ GÖSTERDİĞİ zaman, "Bugün insanlardan size galip gelecek yoktur. Kesinlikle ben size yardımcıyım." dedi. İki topluluk göründüğünde topukları üzerinde döndü ve "Kesinlikle ben sizden beriyim. Kesinlikle ben sizin görmediklerinizi görüyorum ve kesinlikle ben Allah’tan korkarım. Allah azabı şiddetli olandır." dedi. )
9/37 İnnemen nesiu ziyadetun fil kufri yudallu bihillezine keferu yuhillunehu amen ve yuharrimunehu amen li yuvatiu iddete ma harramellahu fe yuhillu ma harremellah ZUYYİNU lehum SUU A'MALİHİM vallahu la yehdil kavmel kafirin
( O unutkanlık inkarda artırmadır, fazlalıktır ki inkarcılar onunla saptırılır. Allah’ın haram kıldığının adedine uydurup da Allah’ın haram kıldığını helal kılabilmek için onu bir yıl helal, bir yıl haram kılarlar. KÖTÜ İŞLERİ ONLARA SÜSLÜ GÖSTERİLDİ. Allah inkarcılar kavmini yönlendirmez. )
10/24 İnnema meselul hayatid dunya ke main enzelnahu mines semai fahteleta bihi nebatul erdi min ma ye'kulun nasu vel en'am hatta iza ehazetil ERDU zuhrufeha VEZZEYYENET ve zanne ehluha ennehum kadirune aleyha etaha emruna leylen ev neharan fe cealnaha hasiyden ke en lem tağne bil ems kezalike nufessilul ayati li kavmin yetefekkerun
( Kesinlikle dünya hayatının misali gökten indirdiğimiz su gibidir. Böylece onunla yerin bitkileri, o insanların ve hayvanların yediklerinden muhtelif oldu. Nihayet YER SÜSLERİNİ ALDIĞINDA süslendi. Sahipleri, kesinlikle onlar onun üzerine kudretli olduklarını zannederler. Emrimiz ona gece veya gündüz yetti. Böylece, sanki dün şenlik ganilik olmamış gibi onu hasat edilmiş kıldık. Fikreden kavim için ayetleri işte böyle ayrıntılandırırız. )
15/39 Kale rabbi bima ağveyteni le UZEYYİNENNE LEHUM FİL ERDİ ve le uğviyennehum ecmein
( "Rab’bim beni azdırmandan dolayı YERDE KESİNLİKLE ONLARA SÜSLEYECEĞİM. Kesinlikle onların hepsini topluca azdıracağım." dedi. )
16/63 Tellahi lekad erselna ila umemin min kablike fe ZEYYENE lehumuş ŞEYTANU A'MALEHUM fe huve veliyyuhumul yevme ve lehum azabun elim
( Allah için ki, senden önceki topluluklara gönderdik. ŞEYTAN onlara ÇALIŞMALARINI SÜSLEDİ. Artık o gün o onların dostudur. Elim azap onlaradır. )
27/24 Vecedtuha ve kavmeha yescudune liş şemsi min dunillahi ve ZEYYENE lehumuş ŞEYTANU A'MALEHUM fe saddehum anis sebili fe hum la yehtedun
( Ve onu ve kavmini Allah’tan başka Güneş için yere kapanırlarken buldum. ŞEYTAN YAPTIKLARINI ONLARA SÜSLÜ KILDI da onları yoldan döndürdü. Artık onlar yönlenemezler. )
29/38 Ve aden ve semude ve kad tebeyyene lekum min mesakinihim ve ZEYYENE lehumuş ŞEYTANU A'MALEHUM fe saddehum anis sebili ve kanu mustebsirin
( Ve Ad ve Semud, size meskenlerinden açıkça belli delil oldular. SEYTAN onlara ÇALIŞMALARINI SÜSLÜ GÖSTERDİ de onları yoldan döndürüp engelledi. Görebilecek olanlardılar. )
35/8 E fe men ZUYYINE lehu SUU AMELİHİ FE RAAHU HASENA fe innellahe yudillu men yeşau ve yehdi men yeşau fe la tezheb nefsuke aleyhim haserat innellahe alimun bima yasneun
( KÖTÜ İŞİ KENDİSİNE SÜSLENMİŞ OLUP DA ONU GÜZEL GÖREN kimse de mi? Kesinlikle Allah dilediği kimseyi saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O halde, nefsin ona hasretle ayrılıp gitmesin. Kesinlikle Allah o ürettiklerini bilendir. )
40/37 Esbabes semavati fe attalia ila ilahi musa ve inni le ezunnuhu kaziba ve kezalike ZUYYİNE Lİ FİR'AVNE SUU AMELİHİ ve sudde anis sebil ve ma keydu fir'avne illa fi tebab
( Göklerin sebeplerine, vasıtalarına. Böylece Musa’nın ilahına yükselirim. Kesinlikle ben onu yalancı zannederim. FİRAVUN'A KÖTÜ İŞİ İŞTE BÖYLE SÜSLÜ GÖSTERİLDİ ve yoldan döndürüldü, menedildi. Firavun’un tuzağı zarar ziyanın haricindeki olmadı. )
47/14 E fe men kane ala beyyinetin min rabbihi ke men ZUYYİNE LEHU SUU AMELİHİ vettebeu ehvaehum
( O halde, Rab’binden deliller üzerinde olan kimse, ONA KÖTÜ İŞLERİ SÜSLÜ GÖSTERİLEN ve onların heveslerine tabi olan kimse gibi olur mu? )
48/12 Bel zanentum en len yenkaliber rasulu vel mu'minune ila ehlihim ebeden ve ZUYYİNE ZALİKE Fİ KULUBİKUM ve zanentum zannes sev’ve kuntum kavmen bura
( Bilakis resul ve inananlar ebediyen ailelerine dönemezler zannettiniz. BU KALPLERİNİZİN İÇİNE SÜSLÜ GÖRÜNDÜ ve kötü zanla zannettiniz. Helak olan kavim oldunuz. )
Hucurat suresinin aşağıdaki ayetinde, Rab'bin, şeytani frekans tesirlerinden korumayı dilediği insanlara imanı "süslü gösterdiği" ve onları doğru yola yönlendirdiğine işaret edilmektedir. Bu nedenledir ki Fatiha suresinde Rab'be hitaben ( haşa ) "Bizi doğru yola yönlendir." duası yer almaktadır.
49/7 Va'lemu enne fikum rasulellah lev yuti'ukum fi kesirin minel emri le anittum ve lakinnellahe habbebe ileykumul İMANE ve ZEYYENEHU Fİ KULUBİKUM ve kerrahe ileykumul kufra vel fusuka vel isyan ulaike humur raşidun
( Ve bilin ki Allah’ın resulü kesinlikle içinizdedir. Şayet işlerden çoğu hakkında size itaat etseydi, sıkıntıya düşerdiniz. Lakin kesinlikle Allah size İNANCI sevdirdi ve ONU KALPLERİNİZİN İÇİNE SÜS YAPTI. İnkarı, günahkarlığı ve isyanı size hoş olmayan, tiksindirici kıldı. İşte onlar, onlar doğrulardır. )
No comments:
Post a Comment