Çeviri

Saturday, November 24, 2018

Sünnet ... Maddesel mi? Ruhsal mı?

"Sünnet" / "Sünen" kelimesi "Adet, Gelenek, Usül" / "Adetler, Gelenekler, Usüller" anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Sünnet kelimesi Kur'an'da Allahü Teala'nın takdir etmiş olduğu, habercileri ve  resulleri kanalıyla insanlara tebliğ ettiği bireysel, toplumsal tutum ve davranış usüllerini ifade etmektedir. Kur'an'da "Sünnet" kelimesinin gerçek anlamı olan "Adet, Gelenek, Usül" anlamında yer aldığı ayetler aşağıdadır. 

3/137 Kad halet min kabliküm SÜNENÜN fe sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın ( Sizden önce de ADETLER, USÜLLER geldi geçti. O halde, yerde gezin de yalancıların sonu nasıl oldu bakın. )

4/26 Yürıdüllahü li yübeyyine leküm ve yehdiyeküm SÜNENellezine min kabliküm ve yetube aleyküm vellahü alimün hakım ( Allah size açıklamayı, sizi o sizden öncekilerin ADETLERİNE, USÜLLERİNE yönlendirmeyi ve üzerinize tevbe eylemeyi ister. Allah bilendir hakimdir. )

8/38 Kul lillezıne keferu in yentehu yuğfer lehüm ma kad selef ve in yeudu fe kad medat SÜNNETül evvelın ( O inkarcılara de ki: "Eğer vazgeçerlerse, onlara o önceden yaptıkları af eylenecek. Eğer dönerlerse evvelkilerin ADETLERİ devam ettirilecektir." )

15/13 La yü'minune bihı ve kad halet SÜNNETül evvelin ( Ona inanmazlar. Oysa, evvelkilerin ADETLERİ geldi geçti. )

17/77 SÜNNETE men kad erselna kableke min rusülina ve la tecidü li SÜNNETina tahvıla ( Resullerimizden o senden önce gönderdiğimiz kimselere ADETLERDİR. ADETİMİZDE değişim, dönüşüm bulamazsın. )

18/55 Ve ma menean nase en yü'minu iz caehümül hüda ve yestağfiru rabbehüm illa en te'tiyehüm SÜNNETül evvelıne ev ye'tiyehümül azabü kubüla ( Ve onlara yönlendirme geldiğinde, insanları inanmalarından ve Rab’lerinden af istemelerinden men eden, evvelkilerin ADETLERİNİN gelmesini veya onlara azabın önlerine, görünür şekilde gelmesini beklemelerinin haricindeki değildir. )

33/38 Ma kane alen nebiyyi min haracin fıma feradallahü leh SÜNNETellahi fillezıne halev min kabl ve kane emrullahi kaderan makdura ( Allah' ın ona farz kıldığı hakkında haberciye zorluk yoktur. O önceden gelip geçenler hakkında Allah' ın ADETİDİR. Allah' ın emri ölçülendirilmiş kaderdir. )

33/62 SÜNNETellahi fillezıne halev min kabl ve len tecide li SÜNNETillahi tebdıla ( O öncekilerin halleri hakkında Allah' ın ADETİ budur. Allah' ın ADETİNİ değiştirmeye yol bulamazsın. )

35/43 İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi' ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih fe hel yenzurune illa SÜNNETel evvelın fe len tecide li SÜNNETillahi tebdıla ve len tecide li SÜNNETillahi tahvıla ( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin ADETLERİNİ mi gözetiyorlar? Allah' ın ADETİNDE değişim bulamazsın. Allah' ın ADETİNDE dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. )

40/85 Fe lem yekü yenfeuhüm ımanühüm lemma raev be'sena SÜNNETellahilletı kad halet fı ıbadih ve hasira hünalikel kafirun ( Zorluğumuzu, azabımızı gördüklerindeki inançları onlara fayda sağlamadı. Kulları hakkında Allah' ın ADETİ gelip geçti. İnkarcılar orada hasarlandılar. )

48/23 SÜNNETellahilletı kad halet min kabl ve len tecide li SÜNNETillahi tebdıla ( Allah' ın ADETİ önceden de geldi geçti. Allah' ın ADETİNDE değişiklik bulamazsın. )

"Sünnet" kök kelimesi Kur'an'da 16 kere tekrarlanmaktadır. ( 16 sayısının nümerolojik değeri 7 ( 1+6 ) olmaktadır. 7 sayısı bilindiği üzere bir döngülük, ( periyodluk ) süreçteki frekansı ifade etmektedir. ( 7 nota, 7 renk, 7 gök, 7 çakra vb. ) Dolayısıyla Sünnet kelimesinin Kur'an'daki frekansının 7 olması, ruhsal tekamül için elzem olan yaşam döngüsü içinde defaatle enkarne olarak ( bedenlenerek ) sınav veren insanların Allahü Teala'nın sünnetine tabi olmaları durumuında döngü sonunda üst planlara ( Cennet, Sevgi Planı, Sirius ) geçmeye liyakat kazanacakları bilgisinin nümerik ifadesidir. "Sünnet" ( Adet, Gelenek, Usül ) kelimesi özü itibarıyla döngüsel anlam ihtiva etmektedir. Zira "Adet, Gelenek" kavramları tekrarlanarak ifa edilmekte olan eylemleri tanımlamaktadır.

Ancak Sünnet kelimesi islami kültürde, Kur'an'da yer almayan yorumu ile, "Erkek cinsel organının ucunu örten deri kısmın kesilerek alınması" ritüeli için de kullanılmaktadır. Kur'an'da Sünnet kelimesine böyle bir anlam yüklenmediği gibi, böyle bir teşbih de mevcut değildir. İnsan vücudundan herhangi bir organın veya bölümün ampütasyon işlemi ile alınabilmesi için o organda veya bölümde ölüm tehlikesi yaratan bir dejenerasyon, enfeksiyon veya kangren gelişimi olması gerekmektedir. Böyle bir durum olmamasına rağmen ampütasyon yapılması tıbbi ve cerrahi açıdan kabul edilebilir bir uygulama değildir. Tıbbi ve bilimsel olarak izah edilecek olursa, penisin ucunu örten deri kısmın işlevi, gövde kısmına göre çok daha farklı ve hassas bir yapı arzeden uç kısmı cinsel ilişki haricindeki zamanlarda dış etkenlere ( çarpma ile zedelenme, kesilme, tahriş olma vb. ) karşı korumaktır.

Sünnet uygulamasının olumsuz yönleri aşağıda yer almaktadır.

1- Çocuklara travma yaşatılmaktadır.
2- Vücut, biyolojik işlevi olan ve koruyucu özelliği bulunan bir organdan yoksun bırakılmaktadır.
3- Kur'an'da bulunmayan bir uygulama yapılmaktadır.
4- Allah'ın yaratışı değiştirilmektedir. *

4/119 - Ve le üdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le amürrannehüm fe le yübettikünne azanel en'ami ve le amürannehüm fe le yüğayyirunne halkallah ve men yettehıziş şeytane veliyyen min dunillahi fe kad hasira husranen mübına ( Ve kesinlikle onları saptıracağım, kesinlikle onları saplantılara, kuruntulara sokacağım. Kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler. Kesinlikle onlara emredeceğim de Allah' ın yaratışını değiştirecekler. Kim Allah' ın haricinde şeytanı dost edinirse, apaçık hüsran ile hasarlanmış olur. )

Mülk suresinin 67/3 kodlu ayetinde bildirildiği üzere Allahü Teala'nın yaratışında kusur bulunmamaktadır. ( Haşa )

67/3 Ellezi haleka seb'a semavatin tıbakan MA TERA Fİ HALKIR RAHMANİ MİN TEVAFUTİN ferci'ıl basare hel tera min FUTUR ( Yedi gökleri tabakalar olarak o yarattı. RAHMAN'IN YARATIŞINDA UYGUNSUZLUK GÖREMEZSİN. Haydi gözü döndür. KUSUR görüyor musun? )

Halk arasında "Sünnet" olarak anılan uygulama Yahudi kültüründe yer alan ve Tevrat ayetlerine dayandırılan bir ritüeldir.

1 Tekvin 17-9 Tanrı İBRAHİM'e, "Sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız" dedi,

1 Tekvin 17/10 "Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi SÜNNET edilecek.

1 Tekvin 17/11 SÜNNET olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak.

1 Tekvin 17/14 SÜNNET edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir."

"Sünnet" olarak anılan "penisten deri alma" eyleminin satanik bir kan ritüeli olduğu ve bu ritüelde şeytanın sembolü olan yılanın "deri atmasının" sembolize edildiği de bazı kaynaklarda yer almaktadır.

Haberci İbrahim Tevrat'ın Tekvin suresindeki 17-9'dan 17-14'3 kadar olan ayetlerde "Sünnet" kelimesinin gerçek anlamının idraki ile mi sınandı?

2/124 - Ve iz ibtela ibrahıme rabbühu bi kelimatin fe etemmehünn kale innı caılüke lin nasi imama kale ve min zürriyyetı kale la yenalü ahdiz zalimın ( Ve zamanında Rab’bi İbrahim’ i kelimeler ile sınadı. Böylece onları tamamladı. "Kesinlikle ben seni insanlar için önder kıldım." dedi. "Ve soyumdan da." dedi. "Zalimler ahdime erişemezler." dedi. )

Ayette İbrahim, Rab'den soyundan da önderler kılmasını talep ediyor. Ancak Rab, İbrahim'in soyunda zalimler olduğunu bildiriyor.

Ancak Kur'an ayetlerinin yanlış yorumlanabilmesi bir gerçek olduğu gibi Tevrat ayetlerinin de yanlış yorumlanması mümkün olabilmektedir. Zira Tevrat ayetlerindeki bazı kelimelerin tahrif edildiğine ilişkin Kur'an ayetleri mevcuttur. 

5/41 Ya eyyüher rasulü la yahzünkellezine yusariune minellezine fil küfri minellezine kalu amenna bi efvahihim ve lem tü'min kulubühüm ve MİNELLEZİNE HADU semmaune lil kezibi semmaune li kavmin aharıne lem ye'tuk YÜHARRİFUNEL KELİME MİN BA'Dİ MEVADIIH yekulune in utıtüm haza fe huzuhü ve in lem tü'tevhü fahzeru ve men yüridillahü fitnetehu fe len temlike lehu minellahi şey'a ülaikellezine lem yüridillahü en yütahhira kulubehüm lehüm fid dünya hızyün ve lehüm fil ahırati azabün azım ( Ey haberci, ağızlarıyla "İnandık." deyip, kalpleriyle inanmamış olanlar seni hüzünlendirmesin. O YAHUDİLERDEN OLANLAR yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer kavime kulak verirler. YERLERİNE KONDUKTAN SONRA KELİMELERİ TAHRİF EDERLER, YERLERİNİ DEĞİŞTİRİRLER. "Eğer size bu verilirse onu alın, bu verilmezse çekinin, korkun." derler. Allah kimi fitnelemek isterse, sen ona Allah'tan hiçbir şeye malik olamazsın, hükmedemezsin. İşte onlar, Allah onların kalplerini temizlemek istemez. Onlara dünyada zillet ve onlara ahirette büyük azap vardır. )

Bu bilgilerden sonra akılda şöyle bir düşünce oluşabilir. "Mademki Tevrat ayetleri tahrif edilmiş, ve Tevrat muharrif bir kitap vasfı kazanmış, konu neden Tevrat ayetlerinden örnekler verilmek suretiyle anlatılmaktadır?" Unutulmamalıdır ki Tevrat'ta yer alan tüm bilgilerin, ayetlerin ve kelimelerin tahrif edilmiş olması mümkün değildir. Zira evvelki bölümlerde de değinildiği üzere İblis neferi inkarcı müşriklerin kendilerine ait bir bilgileri, ilimleri olmadığı gibi insan gibi yaratıcılıkları da yoktur. Cin şeytanları sadece matematiksel yetenekleriyle mevcut ilmi ve olguları çarpıtarak insanları aldatırlar ve saptırırlar. Yani yaptıkları sadece Allah'ın ilmini kötülüğe vesile olacak şekilde kullanmaktır. Mevcut olan tüm ilim Allahü Teala'nın bahşettiği ilimdir. Dolayısıyla yapabilecekleri tek eylem kelimeleri çarpıtmak veya onlara farklı anlamlar yüklemek suretiyle yorumlarda bulunmaktan ibaret olmaktadır. Ancak tuzak olarak nitelenen bu eylemi yaparken bile sadece kendilerini aldatmaktadırlar. Zira kalplerine iman yerleşmiş olan ve kalbiyle görmeye muvaffak olmuş müslim insanlar, bu bilgiler içinde neyin doğru, neyin çarpıtılmış olduğunu sezebilmekte, yükselen idrak seviyeleriyle ince detayları algılayabilmekte ve gerekli ayrışımı yapabilmektedirler. Bu noktada vicdan mekanizması işlev görmekte ve bir rehber gibi insanı doğru yöne ve düşünceye sevketmektedir.

İbranice yazılı olan Tevrat'ta "Sünnet" kelimesinin karşılığı "Mulh"/"Mulah"'tır.

İncil'de ise  "Sünnet" kelimesine ilişkin aşağıdaki ayetler yer almakta olup, bu ayetler sıralanmadan önce önce Mesih İsa'nın aşağıdaki söyleminin tam idrak edilmesi büyük önem taşımaktadır.

40 Matta 5-17 "YASA'yı* ya da peygamberleri geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben GEÇERSİZ kılmaya değil, TAMAMLAMAYA geldim.

* ( Tevrat = Töre = Yasa )

"Tamamlamak", eksik olan, yarım kalmış, tam oluşmamış, yanlış anlaşılmaya müsait olan bir olgunun eksiksiz ve tam doğru hale getirilmesidir.

43 Yuhanna 7/22 "Musa size SÜNNETİ buyurduğu için aslında bu, MUSA'DAN DEĞİL, ATALARINIZDAN * KALMADIR. Şabat * Günü birini sünnet edersiniz.

* Şabat kelimesinin anlamı "Yedi"dir. Fransızcada "Sept" kelimesi "Yedi" anlamına gelir. Görüleceği üzere ayette 7 birim frekanslık ( günlük ) döngü sonundaki bir ritüelden bahsedilmektedir. ( Ayet numarasının da 7 olması dikkat çekicidir. )

Mesih İsa, sünnet uygulamasının "Dogmatik" olduğunu Haberci Musa'nın bu yönde bir tebliği olmadığını bildirmektedir. "Dogma"** kavramı Kur'an'da de defaatle "Babalarını üzerinde buldukları" ifadesiyle yer almaktadır.

* 10/78 Kalu e ci'tena li telfitena an ma vecedna aleyhi abaena ve tekune lekümel kibriyaü fil ard ve ma nahnü leküma bi mü'minın ("Sen babalarımızı üzerinde bulduğumuzu bize bıraktırıp kaybettirmek için ve yerde büyüklüğün size olması için mi geldin? Biz size inananlar değiliz." dediler. )

44 Elçilerin İşleri 7/51 «Ey dik kafalılar, yürekleri ve kulakları* SÜNNET edilmemiş olanlar! Siz tıpkı atalarınıza benziyorsunuz, her zaman Kutsal Ruh'a karşı direniyorsunuz.

Ayette, "Sünnet" kavramının "fiziki bir organ kesme" işlemi olmadığı, bu kavramın Allah'ın tebliğ ettiği gibi yaşamak, O'nun istediği tutum ve davranışları sergilemek ve iyi olanı yapmak olduğu bildirilmektedir. Hatta "Kulağın sünnet edilmesi" gibi ironik bir ifade ile Sünnet kavramının fiziki bir ritüeli işaret etmediği vurgulanmaktadır.

* Yukarıda da belirtildiği üzere, Kur'an'ın Bakara suresinin 4/119 kodlu ayetinde "Şeytanın insanlara vesvese vererek hayvanların kulaklarını kestirteceği ve Allah'ın yaratışını değiştirteceği" bildirilmektedir. İncil'deki 44 7/51 kodlu ayette Sünnet ile ilgili "Kulak" misalinin yer alması ve Kur'an'daki 4/119 kodlu ayette "Allah'ın yaratışının değiştirilmesi" kavramının bildirilmesi dikkat çekmektedir.

Aşağıdaki İncil ayetlerinde Yahudiyeli müşriklerin "Sünneti şart koşmalarından" ve Mesih İsa'nın havarilerinden olan Pavlus'un ise "Sünnet olunmaması gerektiğini" öğütlemesinden bahsedilmektedir.

44 Elçilerin İşleri 15/1 Yahudiye'den gelen bazı kişiler Antakya'daki kardeşlere, «Siz Musa'nın töresi uyarınca sünnet olmadıkça kurtulamazsınız» diye öğretiyorlardı.

44 Acts 21-21 «Ne var ki, duyduklarına göre sen diğer uluslar arasında yaşayan bütün Yahudilere, çocuklarını sünnet etmemelerini, törelerimize uymamalarını söylüyor, Musa'nın yasasına sırt çevirmeleri gerektiğini öğretiyormuşsun.

İncil'deki Romalılar suresinin aşağıdaki ayetleri ise Sünnet konusunda çok daha net ifadeler içermektedir.

45 Romalılar 2/26 Bu nedenle, SÜNNETSİZLER Yasa'nın buyruklarına uyarsa, SÜNNETLİ sayılmayacak mı?

45 Romalılar 2/27 Sen Kutsal Yazılar'a ve SÜNNETE sahip olduğun halde Yasa'yı çiğnersen, bedence SÜNNETLİ OLMAYAN ama Yasa'ya uyan kişi seni yargılamayacak mı?

45 Romalılar 2/28 Çünkü ne dıştan Yahudi olan gerçek Yahudi'dir, NE DE GÖRÜNÜŞTE, BEDENSEL OLAN SÜNNET GERÇEK SÜNNETTİR.

45 Romalılar 2/29 Ancak içten Yahudi olan Yahudi'dir. SÜNNET TE YÜREK İLE İLGİLİDİR. YAZILI YASA'NIN DEĞİL RUH'UN İŞİDİR. İçten Yahudi olan kişi, insanların değil, Tanrı'nın övgüsünü kazanır.

Mesih İsa, insanlardaki geleneksel dogmatik anlayışı, kurala dönüşmüş kültürel kalıpları ve önyargıyı da dikkate alarak uygun ve yumuşak bir dille sünnetin "organ kesmek" ile ilgili olmayan ancak ruhsal tekamüle ilişkin bir kavram olduğunu anlatmaya çalışmaktadır.

Koloseliler suresinin aşağıdaki ayetinde ise “Sünnet”in maddi olmayan yani bedensel olmayan bir kavram olduğu bildirilmektedir.

51 Koloseliler 2-11 Ayrıca Mesih'in gerçekleştirdiği sünnet sayesinde bedenin benliğinden soyunarak ELLE YAPILMAYAN SÜNNETLE O’NDA SÜNNET EDİLDİNİZ. 

Tevrat'ın Galatyalılar suresinde de Sünnete ilişkin çok net ifadeler yer almaktadır.

48 Galatyalılar 5-11 Bana gelince, kardeşler, eğer hâlâ SÜNNETİ savunuyor olsaydım, bugüne dek baskı görür müydüm? Öyle olsaydı, çarmıh engeli ortadan kalkardı.

48 Galatyalılar 5-12 Aklınızı çelenler keşke kendilerini hadım etseler!






Friday, November 23, 2018

A'raf .. 7, 8 ve 11

Kur'an'ın 7. suresinin ismi olan A'raf ( Yüksek Mevki ) kelimesi ilahi nizama ilişkin spritüel terminoloji itibarıyla Spatyom ( Boşluk ) anlamına gelmektedir. Spatyom ( A'raf ) belirli adette enkarnasyon deneyimi yaşamak suretiyle enkarnasyon döngüsünün sonuna gelmiş ve aynı döngüyü tekrar yaşamak veya üst plana ( Varlığın seviyesine, ait olduğu boyuta göre Cennet veya daha üst planlar ) geçmek liyakatine haiz olacak varlıkların deneyimledikleri bir haldir. A'raf veya Spatyom kainattaki bir mekanı değil, varlığın içinde bulunduğu ruhsal durumu, hali tanımlayan bir kavramdır. Bu hal içerisindeki varlığa, tüm enkarnasyon süreci içindeki deneyimleri ve icraatları detaylarıyla hatırlatılır ve varlığın bu icraatlarına ilişkin kendisi ile hesaplaşması, kendisini yargılaması * sağlanır. Spatyom süreci varlığın icraatlarına bağlı olarak varlık için ıstıraplı olduğu kadar, huzur verici de olabilir.

* Varlığın kendisi ile hesaplaşması, kendisini yargılaması yani A'raf / Spatyom süreci aşağıdaki ayetlerde bildirilmiştir.

17/14 İkra' kitabek KEFA Bİ NEFSİKEL YEVME ALEYKEL HASİBA

( Kitabını oku. O GÜN NEFSİN HESAP GÖRÜCÜ OLARAK SANA YETER. )

A'raf suresi nümerolojik olarak incelenecek olursa;

- Sure numarası, döngü / periyod kavramının sembolü olan 7'dir.

- Surede 206 ayet bulunmaktadır. ( 2+0+6 = 8 ) 8 sayısı döngü sonunun, yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün semboldür.

A'raf suresinin aşağıdaki ayetleri de döngü sonu ve yeni döngü başlangıcı nümerolijisi açısından dikkat çekmektedir.

7/1 Elif lam mım sad

Surenin ilk ayetinde ( 7/1 ... 7+1 = 8 ) yer alan huruf setini oluşturan harflerin anlamı aşağıdaki gibi olmaktadır.

Elif Lam ( Allah ) Mim ( Sonlandırır ) Sad ( Yükseltir ) ... Allah sonlandırır yükseltir.

Ayrıca huruf setini oluşturan harflerin Arap alfabesindeki sıra numaraları toplamının nümerolojik değeri 17 yani 8 ( 1+7 ) olmaktadır. ;

Elif (1) Lam (12 Mim (13) Sad (18) ... 1+1+2+1+3+1+8 = 17* ... 1+7 = 8

Huruf setini oluşturan harflerin Arap alfabesindeki ebced değrleri toplamının nümerolojik değeri de 17 yani 8 ( 1+7 ) olmaktadır. ;

Elif (1) Lam (30) Mim (40) Sad (90) ... 1+3+0+4+0+9+0 = 17* ... 1+7 = 8 

A'raf suresinin 7/46 kodlu ayetinde A'raf'ın Spatyom olduğu açıkça izah edilir. 

7/46 - Ve (1) beyne (2) hüma (3) hıcab (4) ve (5) ala (6) el (7) A'RAFİ (8) ricalün (9) ya'rifune (10) küllen(11) bi (12) sıma (13) hüm (14) ve (15) nadev (16) ashab (17) el (18) cenneti (19) en (20) selamün (21) aley (22) küm (23) lem (24) yedhulu (25) ha (26) ve (27) hüm (28) yatmeun (29)

( Ve onlar arasında perde vardır. YÜKSEK MEVKİ / ARAF üzerinde hepsini simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennet sahiplerine "Selam üzerinize olsun." diye seslenirler. Henüz oraya girmemişlerdir ve fakat umut etmektedirler. )

- Ayetin kodunun ( 7/46 ) nümerolojik değeri "8" olup, ( 7+4+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) 8 sayısı yeni döngü başlangıcının ve sonsuz döngünün nümerik sembolüdür. 

- Ayetteki "A'raf" kelimesinin 8. kelime olması da 8 nümerolojisi ve A'raf kelimesinin yeni döngü başlangıcı aşamasını ifade etmesi açısından dikkat çekmektedir.

- Ayette 29 kelime bulunması ise farklı boyuta geçiş portalinin sembolü olan "11" nümerolojisi ( 2+9 = 11 ) açısından önem arzetmektedir. "A'raf" yeni döngü başlangıcına vesile olacak farklı boyuta geçiş portalidir.



Thursday, November 22, 2018

70 Kol Uzunluğundaki Zincir ve 70 Kere Af İstemek

69/31 Sümmel cehıme salluhu ( Sonra onu cehenneme salın. )

69/32 Sümme fi SİLSİLETİN zer'uha SEB'UNE zira'an feslükuhu ( Sonra ölçüsü YETMİŞ kol uzunluğu olan ZİNCİRİN içinde, böylece onu sokun. )

Ayetteki "Silsilet" ( Zincir ) ve uzunluk ölçüsü olarak zikredilen "Seb'une Zira'an" ( Yetmiş Kol Uzunluğu ) kelimelerinin "Döngüyü" sembolize eden müteşabih kelimeler olması kuvvetle muhtemeldir. 

7 sayısının ve katlarının döngüyü ( periyod ) sembolize ettiği evvelki bölümlerde defaatle zikredilmiş ve Adem'in yaratılışından itibaren insanların 70,000 yıllık döngüler ( periyodlar ) içinde 600-700 kere enkarne olarak ( bedenlenerek ) özünde bir sınav olan ruhsal tekamül süreçlerini deneyimledikleri zikredilmişti.

"Silsilet" ( Zincir ) teşbihini analiz edebilmek için öncelikle zincirin şeklini incelemek gerekmektedir.



Resimde de görüleceği üzere zincir, her biri küçük "döngüler" olan yuvarlaklardan oluşmaktadır.  Bu yuvarlaklar, kaba hidrojen / kaba madde alemi olan Dünya hayatında "Doğum ve Ölüm" olarak algılanan döngüleri sembolize etmektedir. Dolayısıyla ayetteki "Yetmiş kol uzunluğundaki zincir" ifadesi kendisi küçük döngülerden oluşan 70,000 yıllık enkarnasyon döngüsünü, periyodunu temsil etmektedir. Ayrıca SİLSİLE kelimesi 7 harften oluşmaktadır.

Nahl suresinin 16/70 kodlu ayetinde bu husus hem anlamsal, hem de sayısal olarak bildirilmektedir.

16/70 - Ve (1) allahü (2) haleka (3) küm (4) sümme (5) yeteveffa (6) küm (7) ve (8) min (9) küm (10) men (11) yüraddü (12) ila (13) erzeli (14) el (15) umuri (16) li (17) key (18) la (19) ya'leme (20) ba'de (21) ılmin (22) şey'a (23) inne (24) allahe (25) alimün (26) kadır (27) ( Ve Allah sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirir, size vefa eder. Sizden kimileri, ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en rezil dönemine erdirilir, döndürülür. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )

- Ayet kodundaki 16/70 sayıları 1+6 = 7 ve 7+0 = 7 olarak "İkili Yedi" tezahürü sergilemektedir.
- Ayet numarası olan 70 sayısı, 70,000 yıllık reenkarnasyon döngüsüne işaret etmektedir.
- Ayette "27" kelime bulunması da yine "İkili Yedi" durumunu ortaya koymaktadır.
- Ayette, tekamülünü tamamlayamadıkları için döngü sonu felaketlerinden sağ kalarak kurtulan ve kaba madde aleminde kalan insanların geriye doğru evrimleştirilerek en ilkel insan seviyesine indirgenecekleri ( Erzelil Umur ( Ömrün En Rezil Fönemi ) ) ve tüm bilgilerini unutacakları bildirilmektedir. Bu husus İlahi Nizam ve Kainat kitabında aşağıdaki ifadelerle açıklanmaktadır.


"İşte bu hengâmede insanların çoğu, kendi ihtiyaçlarına cevap verecek bir âleme gidecek, az miktarda kalanlar ise yeni dünyaya intikal etmek üzere, büyük katastroftan bakiye kalmış kaya parçaları üzerinde şaşkın hâlde kalacaklardır. Zira denizlerin dibine gömülen eski kıtaların bâzı yüksek yerleri, istikbalin küçüklü büyüklü adalarını ve takım adalarını teşkil etmek üzere büyük kaya parçaları hâlinde denizlerin üstünde kalacaklardır. ..... Yeni dünya devri insanlarını, bugünkü dünyanın batışı sırasında, kıtaların yüksek yerlerinde ve tepelerinde kalan insanlar teşkil edecektir demiştik. Bu sıralarda denizin dibinden çıkan yeni kıtalarda henüz insan bulunmayacaktır. ...... İnsanlara gelince, bu dünyadan, gelecek dünyaya intikal eden insanlar, her ne kadar beden yapılarını ilk anlarda muhafaza edecek iseler de bunların zihnî durumlarında, zekâlarında, idraklerinde, duygularında, hâfızalarında büyük gerilemeler husule gelecektir. Bunlar şuurlarını kaybedecekler ve delireceklerdir. Bu insanlar geçen dünya devrine, büyük insan medeniyetlerine, kendi ferdî, ailevî ve mâşerî hayatlarına ait bütün bilgileri ve mefhumları unutacaklardır. Ne geçmiş bilgilerinden, ne ilimlerinden, ne tekniklerinden, ne kabiliyetlerinden, ne itiyatlarından, ne de kendi eski hüviyetlerinden, hafızalarında hiçbir şey kalmayacak, en iptidaî birer insan hâlinde yalnız insiyaklarıyla hareket edeceklerdir. Onların insiyaklarının başında korku gelecektir. Büyük dünya inkılâbı sırasında, gözleri önünde günlerce devam eden katastrofik hâdiseler, dünyanın korkunç ve gürültülü batışı, onların varlıklarında uzun müddet devam edecek büyük bir korku insiyakına sebep olacaktır." 

( İlahi Nizam ve Kainat )

Benzer bir durum da Tevbe suresinin 9/80 kodlu ayetinde yer almaktadır. 

9/80 İstağfir lehüm ev la testağfir lehüm in testağfir lehüm SEB'INE MERRATEN fe len yağfirallahü lehüm zalike bi ennehüm keferu billahi ve rasulih vallahü la yehdil kavmel fasikın ( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )

Ayette af talebinin 70 kere tekrarlanması yani 70 birimlik af frekansı sonrasında gerçekleşebileceği ancak bu durumun Allahü Teala'nın tayin edeceği fasıklar ( günahkarlar ) için geçerli olmadığı bildirilmektedir. Bir başka deyişle 70 sayısı yine döngü kavramı kapsamında kullanılmaktadır. Zira 70 sayısının nümerolojik değeri, sona ermenin, tamamlanmanın ve olgunlaşmanın yani döngü sonunun sembolü olan 7 sayısıdır. 
 ( Öte yandan ayet kodunun nümerolojik değeri 9+8+0 = 17 … 8 olmaktadır. )






Wednesday, November 21, 2018

Göbeklitepe 2

Göbeklitepe konusu evvelki bölümlerde, "Göbekli Tepe ... Köpekli Tepe" başlığı altında detaylı olarak incelenmişti.



T Şeklindeki Monolitler


Göbeklitepe'nin yıldızı kutsal addeden Sabii'lerden kalma bir tür tapınak olması kuvvetle muhtemeldir. Kur'an'ın Şuara suresinin 26/128 kodlu ayeti Göbeklitepe ilintili olarak düşünüldüğünde gerek nümerik ve gerekse semantik açıdan ilginç bir durum sergilemektedir.


26/128 E (1) TEBNUNE (2) bi (3) külli (4) RİY'IN (5) ayeten (6) ta'besun (7)

( Her TEPEYE ayet YAPI kurar da abesle iştigal edip eğlenir misiniz? )

26/129 Ve (1) tettehızune (2) MESANIA (3) lealle (4) küm (5) tahlüdun (6) ( Ve ebedi olacağınızı umarak SAĞLAM YAPI mı edinirsiniz? )

- 26/128 kodlu ayette "Tepelere işaret olacak şekilde yapılar inşa etmekten" bahsedilmektedir. Bu ifade Göbeklitepe kelimesiyle örüşmektedir.

- Ayet kodunun nümerolojik değeri 19 sayısını vermektedir. ( 2+6+1+2+8 = 19 ... 10 ... 1 )

- Sure numarasının ( 26 ) nümerolojik değeri 8 sayısını vermektedir. Sirius yıldızının ait olduğu Canis Majoris ( Büyük Köpek ) Takımyıldızı 8 yıldızdan oluşmaktadır. Göbeklitepe tapınağının yapımında yıldızların konumlarının baz alındığına da evvelki bölümde değinilmişti.

- Ayet numarasının ( 128 ) nünerolojik değeri ise 11 sayısnı vermektedir. ( "Göbeklitepe" kelimesi 11 harften oluşmaktadır. Göbeklitepe'yi keşfeden arazi sahibi Şavak* Yıldız'ın ismi de 11 harften oluşmaktadır. Mısır mitolojisinde "Sirius yıldızının" "şafakta" görünmesi yeni bir döngünün, yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul edilirdi. Kaşifin isminin Şafak Yıldız olması bu noktada ilginç bir durum arzetmektedir.  ( * Farsça kökenli olan "Şavak" kelimesi "Işık, Parıltı; Şevk" anlamına gelmekte olup, Arapça "Şafak" ( Tan zamanı, Gün doğumu ) kelimesinin fonetik bir tezahüdür. )

- "Yapılar" ile ilgili 26/128 ve 26/129 kodlu ayetlerdeki kelime adetlerinin de ( sırasıyla 7 ve 6 ) dikkate alındığı nümerolojik hesaplamalar 8 sonucunu vermektedir.

2+6+1+2+8+7 = 26 ... 2+6 = "8"
2+6+1+2+9+6 = 26 ... 2+6 = "8"

- İlahi yaratış sisteminin temel kavramlarından olan Döngünün ve Düalitenin sembolü olan 8 ve 11 sayılarının tezahürü dikkat çekmektedir. Ayrıca bu nümerolojik analizlerde "88" sayısı da göze çarpmaktadır. ( 8 x 11 = 88 ve her iki ayet kodunun kelime adedini de dikkate alarak hesaplanan nümerolojik değerleri 8 ve 8 )

8 ve 11 sayıları yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portal kavramlarının nümerolojik sembolleridir. 8 ve 11 sayılarının toplamı da 19 sayısını yani nümerolojik olarak “1” ( 1+9 = 10 … 1+0 = 1 ) sayısını vermektedir. 1 sayısı da üniteyi ( vahdet ) sembolize eden sayıdır.

Avustralya'daki Aborijinlerin kullandıkları 8 sayısını andıran bir sembole, Göbeklitepe'deki monolitlerin üzerinde rastlanmıştır. Bu sembolün ortasında yer alan yatay çizginin üstünde ve altındaki "U" benzeri figürün, düalitenin bileşenleri olan pozitif ve negatif frekansları simgelediği, ortadaki yatay çizginin ise üniteyi simgelediği düşünülebilir.



Ayrıca Göbeklitepe'de monolitlerden birinin üzerinde yer alan "H" formundaki sembol de dikkat çekmektedir. "H" harfi yaratılışın özü olan Esir maddesinin de özü olan Hidrojen ( H ) atomunun sembolüdür.



"H" harfi dillerde 3. tekil şahıs "O" zamirinin karşılığıdır.

He / Him ( İngilizce )
Hu / Hüve ( Arapça )
IHn / IHm ( Almanca )

"O" zamiri uzakta olanı ifade eder. Bu bağlamda "H" harfi ile başlayan aşağıdaki kelimeler de "Uzakta, Yüksekte! olanı" ifade etmektedir. "O" zamiri uzakta olanı ifade eder. Bu bağlamda "H" harfi ile başlayan aşağıdaki kelimeler de "Uzakta, Yüksekte! olanı" ifade etmektedir. “İlaH” ( O’na doğru ) kelimesindeki “H” harfi de bu işlevi görmektedir. ( H harfinin 11 sayısıyla olan benzerliği de ayrı bir husustur. )

High ( Yüksek - İng. )
Haut ( Yüksek - Fra. )
Hoch ( Yüksek - Alm. ) Havaî ( Havaya, Yükseğe ait - Ara. )

Göbeklitepe'nin bulunduğu şehrin ismi "Urfa" ( Arf ve A'raf kökü ) olup bu kelime "Yükseltilmiş" anlamına gelmektedir. Ayrıca "Göbeklitepe" kelimesinin 11 harften oluşması da boyut portalı ve halden hale geçiş kavramlarına işaret etmekte gibidir. 

Helios ( Güneş - Yun. ) ( Güneş'i oluşturan Helium gazı ve Hidrojen de konuyla ilntilidir. )

Monolitlerden birinin üzerinde yer alan "Çanta" / "Kova" figürleri de Annunaki rölyeflerindeki "Çanta" / "Kova" figürüyle benzeşmektedir. Bu figür "Tabuti Sekine" ( Sükunet sandığı ) / Ahit Sandığı'nın sembolü olabilir.


Soldaki Göbeklitepe monolitinin üst kısmında 3 adet "Çanta" / "Kova" figürü görülmekte olup, benzer figür ortadaki iki Annunaki rölyefinden birinin sağ elinde, diğerinin ise sol elinde görülmektedir.

Göbeklitepe’de bulunan ve halen Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olan Alien kafası formundaki ( ters damla formu ) kafa heykelleri dikkat çekmektedir.



Göbeklitepe'deki daire şeklindeki alanlardaki T formundaki monolitler ( Dikiltaşlar, Nüsub ) ve dairesel alanı çevreleyen sıvı kanalları ( Adak kanının akması için mi ? ) buranın satanik kan ritüelleri için kullanılan bir tapınak olması ihtimalini de ortaya koymaktadır. Maide suresinin 3. ayetinde üst süptil boyut varlıklarını simgeleyen dikilitaşlar için adak verilmesinin haram olduğu bildirilmektedir.

5/3 - Hurrimet aleykümül meytetü demü ve lahmül hınzıri ve ma ühille li ğayrillahi bihı vel münhanikatü vel mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netıyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma zekkeytüm ve ma zübiha alen NÜSUBİ ve en testaksimu bil ezlam zaliküm fisk el yevme yeissellezine keferu min dıniküm fe la tahşevhüm vahşevni el yevme ekmeltü leküm dıneküm ve etmentü aleyküm nı'metı ve radıytü lekümül islame dına fe men idturra fı mahmesatin ğayra mütecanifin li ismin fe innellahe ğafurun rahım

( Ölü, kan, domuz eti, o Allah’tan başkası için kesilmiş, boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış, canavarın yiyip yırttığı o diri iken kesmedikleriniz, DİKİLİTAŞLAR üzerine o boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar günahkarlıktır. Bugün inkarcılar, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. O halde, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size, dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım. Size din olarak islamı, teslimiyeti istedim. Günaha istekle yönelme haricinde, açlıktan zorda olup mecbur kalana kesinlikle Allah affedendir, merhametlidir. )

Ayrıca bkz.

Monday, November 19, 2018

13 Sayısı ve Cuma

13 sayısı bazı okült eztoterik kültürlerde "Uğursuz, Hayırsız" olarak nitelenir. Bu yaklaşımda "Uğursuzluk, Hayırsızlık" kavramı "Ölümü" temsil etmektedir.

Yahudi İbraniler’e göre 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni İbrani alfabesinin 13’üncü harfinin "Mem" harfi olmasıdır. Semitik dil kökeninden olan İbranice ve Arapça dilleri alfabelerindeki harfler ve telafuzları itibarıyla benzeşmektedir. Zira Arap alfabesindeki 13. harf "Mim" harfidir. "Mim" harfi aynı zamanda bir kelime kökü olup "Sonlanma, Tamamlanma" anlamına gelmektedir. "Son" kavramı "Ölüm" olarak yorumlanmak suretiyle "Mim" harfinin alfabedeki sıra numarası olan 13 sayısı  bazı kültürlerde "uğursuz, hayırsız" addedilmiştir.

İbrani Alfabesi

Arap Alfabesi

Tevrat'ın Ester suresinin 3/13 kodlu ayetinde bahsedilen "On Üçüncü Gün" ve "o gün vuku bulması planlanan olaylar" da 13 sayısına olumsuz anlam yüklenmesinin sebeplerinden biri olabilir. Ayet numarasının da 13 olması dikkat çekmektedir.

17 Ester 3/"13" Krallığın bütün illerine ulaklar aracılığıyla mektuplar gönderildi. Bu mektuplar, on ikinci ay olan Adar ayının ON ÜÇÜNCÜ günü, genç, yaşlı, kadın, çocuk, bütün YAHUDİLER'İN bir günde ÖLDÜRÜLÜP YOK EDİLMESİNİ, kökünün kurutulup mal mülklerinin de yağmalanmasını buyuruyordu.

Bakara suresinin 2/9 kodlu ayetindeki "CÜMÜ'AT" ( Cuma / Toplanma ) kelimesi yer almaktadır.

2/9 - Yuhadiunallahe vellezine amenu ve ma yahdeune illa enfüsehüm ve ma yeş’urun ( Ey o inananlar, TOPLANMA / CUMA günü duaya çağrıldığında Allah' ı hatırlamaya koşun. Alışverişi bırakın. Eğer bilenler iseniz bu size daha hayırlıdır. )

Kur'an'da 13 adet kelime içeren ve ayet numarası 13 olan 3 ayet bulunmaktadır. Bu 3 ayetin içerdikleri anlamlar da birbirleriyle tutarlı ve tamamlayıcı bir görünüm sergilemektedir.

26/13 - Ve (1) yedıyku (2) sadr (3) i (4) ve (5) la (6) yentaliku (7) lisan (8) i (9) fe (10) ersil (11) ila (12) harun (13)

( Ve göğsüm daralır da dilim salıvermez. O halde Harun' a da gönder. )

41/13 - Fe (1) in (2) a'radu (3) fe (4) kul (5) enzertü (6) küm (7) saıkaten (8) misle (9) saıkati (10) adin (11) ve (12) semud (13) 

( Eğer yüz çevirirlerse, böylece de ki: "Sizi, Ad' ın ve Semud' un yıldırımının aynısı olan yıldırıma karşı uyardım." )

64/13 - Allahü (1) la (2) ilahe (3) illa (4) hüve (5) ve (6) ala (7) allahi (8) fe (9) li (10) yetevekkeli (11) el (12) mü'minun (13)

( Allah ki O’nun haricinde ilah yoktur. O halde, inananlar Allah’a  dayanıp sığınsınlar. )

Kur’an’da 13 adet kelime içeren ilk ayet Bakara suresinin 2/11 kodlu ayeti olup, bu ayette şeytana kulluk eden “Bozguncular”dan bahsedilmektedir. Ayet kodundan 13 sayısının elde edilmesi de ayrı bir durumdur. ( 2+11 = 13 )

2/11 - Ve (1) iza (2) kıle (3) lehüm (4) la (5) tufsidu (6) fi (7) el (8) ardı (9) kalu (10) innema (11) nahnü (12) müslihun (13) ( Ve onlara "Yerde bozgun yapmayın." denildiğinde, "Kesinlikle bizler iyileştirenleriz." derler. )


Ayrıca 13 sayısındaki 1 rakamı Elif, 3 rakamının yan yatmış hali de Lam Lam harflerine benzemektedir.  Bu harfler Allah kelimesini oluşturan Arapça harflerdir. Dolayısıyla müşrik satanistlerin 13 sayısını uğursuz, hayırsız addetmelerinin okült ezoterik sebebi bu olabilir. 

1. sure olan Fatiha suresinin 3. ayetinin yani 1/3 kodlu ayetin sadece Allahü Teala'nın sıfatları olan kelimelerden "Er rahman er rahim" oluşması da dikkat çekicidir. Ayet kodu 13 temsili gibi görünmektedir.


Kur’an’da 13 kelimeden oluşan 217 ayet bulunmaktadır. 2,1 ve 7 sayıları Allah kelimesinin Kur’an’daki tekrar adedi olan 2701 sayısını oluşturan rakamlardır. 217 sayısının nümerolojik değeri de 10 olmaktadır.


Sunday, November 18, 2018

Bekket, Mekket, Kıble ve Kabe

Kabe'nin bulunduğu şehir olan Mekke, Kur'an'da "Bekket" ve "Mekket" olarak yer almaktadır.

3/96 - İnne evvele BEYTİN vüdıa lin nasi lellezi Bİ BEKKETE mübaraken ve hüden lil alemın ( Kesinlikle insanlar için kurulan ve alemler için yönlendirme olan ilk EV bereketli BEKKE / MEKKE' dekidir. )

48/24 - Ve hüvellezi keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm Bİ batni MEKKETE min ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bima ta'melune basıra ( Ve MEKKE' nin içinde onlara muzaffer olmanızdan sonra, onların ellerini üzerinizden ve ellerinizi onların üzerinden çektiren O'dur. Allah ne yaptığınızı görendir. )

İlmi çevrelerce, ayetlerde yer alan BEKKET ve MEKKET kelimelerinin aynı yeri yani Mekke'yi ifade ettikleri düşünülmektedir. Ancak son dönemde Kanadalı araştırmacı yazar Dan Gibson tarafından yapılan araştırmalarda Bekket'in ve Mekket'in ayrı yerler ( şehirler ) olduğu, Bekket'in Mekket'e göre kuzeyde kalan, bugün Ürdün sınırları içinde olan ve Petra olarak bilinen şehir olduğu beyan edilmektedir. 

"Bekket" kelimesi "Ağlama Yeri, Dökülme Yeri" anlamlarına gelmektedir. ( "Bek" kök kelimesi "Yaş dökme, Su dökme, Yağdırıp akıtarak dökme" anlamlarını içermektedir. ) "Bekket" ile aynı kökten olan, B, K, C ve T ünsüz harflerini içeren ve batı dillerinde yer alan aşağıdaki kelimeler önem arzetmektedir.

BuCKeT ( Kova ) 
PoCKeT ( Cep )
BouQueT ( BuKeT ) ( Demet )
PaKeT ( Paket )

Bu kelimelerin hepsi " Toplama, Toplanma, Bir araya gelme / getirme" anlamı içermektedir. Dolayısıyla "Toplanılan, Bir araya gelinen yer" olarak düşünüldüğünde "Bekket" kelimesi anlam ifade etmektedir. Ayrıca Kur'an'da BEYT'in ( Ev ) bulunduğu yeri bildiren tek ayet olan 3/96 kodlu ayette BEKKET kelimesi yer almaktadır. ( Özellikle İngilizce'deki Bucket kelimesi "İçine sıvı toplanan hazne" anlamında olup, Bekket ( Ağlama yeri, Gözyaşı toplanma yeri ) kelimesi açısından dikkat çekmektedir. )

Bekke/t'in, Tevrat'ta yer alan BAKA vadisi yani Kabe' nin bulunduğu vadi. Mekke/t'in ise Kabe'nin de içinde bulunduğu Bekket / Baka vadisi ve diğer vadileri de içeren şehir olma durumu söz konusudur.

19 Mezmurlar 84-6 BAKA Vadisi'nden geçerken, Pınar başına çevirirler orayı, İlk yağmurlar orayı berekete boğar.


"Kabe'nin bulunduğu yön" veya "Güney" anlamında olduğu bilinen KIBLE kelimesinin kökü KIBL / KIBEL kelimesi olup "Yön, Cihet, Taraf" anlamına gelmektedir. Yani Kıble kelimesi "Güney" veya "Kabe'nin yeri" gibi bir kök anlam içermemektedir. ( Kıble kelimesi Kıbl / Kıbel kelimesinin fiil gibi çekilerek türetilmiş hali ( Kıbl+e ) * olup "Yönelge, Yönlenilmiş olan, Tarafına çevrilmiş olan" anlamına gelmektedir.

* Fransızcada "é" eki sonuna geldiği kelimeye "Olunmuş, Edilmiş" anlamı verir. Örnek : Couleur ( Renk ), Color+é ( Renk+li, Renk+lenmiş olan )

BEKKET kelimesinin Kur'an'da ilk ve son kez geçtiği ayette Bekket kelimesinin sıra numarası 11 olup, ayette de 17 kelime bulunmaktadır. 

3/96 - İnne (1) evvele (2) beytin (3) vüdıa (4) li (5) en (6) nasi (7) le (8) ellezi (9) bi (10) BEKKETE (11) mübaraken (12) ve (13) hüden (14) li (15) el (16) alemın (17) 

( Kesinlikle insanlar için kurulan ve alemler için yönlendirme olan ilk ev bereketli Bekke / Mekke' dekidir. )

KA'BET ( Kabe ) kelimesinin "Beytel Haram" ( Hürmet Evi ) olarak geçtiği tek ayette Kabe'nin tanımlamasını içeren ilk cümle 8 harften oluşmaktadır.

5/97 - Ceale (1) allahü (2) el (3) KA'BET (4) el (5) beyt (6) el (7) harame (8) .......

( Allah Kabe'yi hürmet evi kıldı. ..... )

Kabe kelimesi ise Kur'an'da iki kez tekrarlanmaktadır. Kabe kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodu 5/95 ve bu ayette Kabe kelimesinin sıra numarası 37'dir. ( 5+9+5+3+7 = 29 ... 2+9 = 11 )

Saturday, November 17, 2018

Fısıltılar ( Necva )

"Necva" ( Fısıltı / Gizli Fısıltılı Konuşma ) kavramı ilmin ilahi kanalla yani vazifeli varlıklar tarafından gerçeğe yönlendirecek şekilde iletilmesi anlamını içerdiği gibi, cinler ( obsesör varlık ) tarafından gerçekten saptırmak amacıyla iletilmesi anlamını da içerir.

Aşağıdaki İncil ve Kur'an ayetlerinde, gerçeğin gizli kalamayacağı, döngü sonunda mutlaka açığa çıkacağı ve tüm insanlara erişeceği bildirilmektedir.

40 Matta 10-26 "Bu yüzden onlardan korkmayın. Çünkü örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. 


40 Matta 10-27 Size karanlıkta söylediklerimi, siz gün ışığında söyleyin. Kulağınıza fısıldananı, damlardan duyurun.

86/9 - Yevme tübles serair ( O gün sırlar ortaya çıkarılır. )

Fısıltılı konuşmanın düal / ikili yani olumlu ve olumsuz yönleri aşağıdaki ayetlerde bildirilmekte ve fısıltıların çoğunlukla zalimler tarafından kötü yönde üretildiği bildirilmektedir. Fısıltı kavramı daha geniş ele alınıp, gizli iş çevirme olarak da düşünülmelidir.

4/114 - La hayra fı kesırin min NECVAHÜM illa men emera bi SADEKATİN VE MA'RUFİN ev ıslahın beynen nas ve men yef'al zalikebtiğae merdatillahi fe sevfe nü'tıhi ecran azıma ( DOĞRULUĞU VE İYİLİĞİ veya insanların arasını iyileştirmeyi emredeninki hariç, onların gizli FISILTILI KONUŞMALARININ ÇOĞUNDA HAYIR YOKTUR. Kim bunları Allah' ın rızasını aramak için yaparsa, yakında ona büyük ödül veririz. )


9/78 - E lem ya'lemu ennellahe ya'lemü sirrahüm ve necvahüm ve ennellahe allamül ğuyub ( Allah' ın, onların sırlarını ve gizli fısıltılı konuşmalarını bildiğini ve kesinlikle Allah' ın gaybları bilen olduğunu bilmediler mi? )

17/47 - Nahnü a'lemü bima yestemiune bihı iz yestemiune ileyke ve iz hüm necva iz yekulüz zalimune in tettebiune illa racülen meshura ( Seni dinlediklerinde, onunla neyi duyduklarını ve onlar gizli fısıltılı konuşurlarken zalimlerin "Kesinlikle ancak sihirlenmiş adama tabi oluyorsunuz." dediklerini biz biliriz. )

43/80 - Em yahsebune enna la nesmeu sirrahüm ve necvahüm bela ve rusülüna ledeyhüm yektübun ( Kesinlikle bizim onların sırlarını ve gizli fısıltılı konuşmalarını duymadığımızı mı sandılar? Bilakis, yanlarındaki resullerimiz yazarlar. )

Mücadele suresinin 58/7 kodlu ayetinde müşrik inkarcıların fısıltılı konuşmalarına dikkat çekilmektedir. Bilindiği üzere cinler, saptırmak istedikleri insanlar ile fısıltılı seslenme şeklinde iletişim kurarlar.

58/7 - E lem tere ennallahe ya'lemu ma fis semavati ve ma fil ardı ma yekunu min necva selasetin illa hüve rabiuhüm ve la HAMSETİN illa hüve SADİSUHÜM ve la edna min zalike ve la eksere illa hüve meahüm  eyne ma kanu sümme yunebbiuhüm bima amilu yevmel kıyameti innallahe bi külli şey'in alim ( Kesinlikle Allah' ın, göklerde ne varsa ve yerde ne varsa bildiğini görmüyor musunuz? Üç kişi arasındaki gizli fısıltılı konuşma, O onlardan dördüncüsü olmadan olmaz. BEŞ kişi arasındaki gizli fısıltılı konuşma, O onlardan ALTINCISI olmadan olmaz. Ne bundan daha azı, ne de çoğu, onun onlarla birlikte olduğu zaman haricinde olmaz. Sonra, ayağa kalkış gününde, onlara o yaptıklarını haber verir. Kesinlikle Allah herşeyi bilendir. )

Ayette, fısıltılı konuşan kişi adedi olarak en son 5 kişiden bahsedilmekte ve 6.nın mutlak surette Allahü Teala olacağı teşbih kullanılarak bildirilmektedir. ( Zira Allah her şeyden münezzehtir. O'nu nyaratılışın içinde temsil edilmesi mümkün değildir. ) 5 ve 6 sayıları ile esas itibarıyla Allah'a eş / ortak koşan müşrik inkarcılar nümerolojik olarak tanımlanmıştır. 5+6 = 11 ( 11 sayısı şeytani nümerolojide şirkin, O'na eş koşmanın sembolüdür.

58/8 - E lem tere ilellezine nuhu anin NECVA sümme ye'udune li ma nuhu anhu ve YETENACEVNE bil ismi vel udvani ve ma'sıyetir resuli ve iza cauke hayyevke bima lem yuhayyike bihillahu ve yekulune fi enfüsihim lev la yu'azzibunallahu bima nekulu hasbuhüm cehennemu yaslevneha fe bi'sel masır ( GİZLİ FISILTILI KONUŞMADAN menedilip de sonra o menedildiklerine dönenleri, günah ile GİZLİ FISILTILI KONUŞMALARINI, düşmanlığı ve o resule isyanı görmedin mi? Ve sana geldiklerinde, Allah' ın "Haydi gel." demediği gibi "Haydi gel." diyorlar sana. Nefislerinin içinde, "Allah o söylediklerimizden dolayı azap etmeli değil miydi?" derler. Onların gereği cehennemdir. Oraya yakınlaşıp yaslanacaklar. Artık ne kötü varış yeridir.)

Bu ayette ise cinlerin ve onlara kulluk eden müşriklerin insanları saptırmak için Allah'ın kelamını taklit ettikleri bildirilmektedir.

58/10 - İnnemen NECVA mineş ŞEYTANİ li yahzunellezine amenu ve leyse bi darrihim şey'en illa bi iznillahi ve alellahi fel yetevekkelil mu'minun ( Kesinlikle o GİZLİ FISILTILI KONUŞMALAR o inananları hüzünlendirmek için ŞEYTANDANDIR. Onlara, Allah' ın izni haricinde hiçbir şeye zarar veremez. O halde inananlar Allah’a  dayanıp sığınsınlar. )

Baalzebub

Hacc "22"/73 - Ya (1) eyyüh (2) en (3) nasü (4) duribe (5) meselün (6) fe (7) estemiu (8) leh (9) inne (10) ellezine (11) ted'une (12) min (13) duni (14) allahi (15) len (16) YAHLÜKU "(17)" ZÜBABEN (18) ve (19) lev (20) ictemu (21) leh (22) ve (23) in (24) yeslüb (25) hüm (26) ez (27) ZÜBABÜ (28) şey'en (29) la (30) yestenkızu (31) hü (32) min (32) h (33) daufet (34) talibü (35) ve (36) el (37) matlub (38)

( Ey insanlar, misal, söz beyan edilmiştir. Artık onu duyun. Kesinlikle o ALLAH'TAN BAŞKASINI ÇAĞIRANLAR, şayet toplanıp onun için bir araya gelseler bile SİNEK yaratamazlar. Eğer SİNEK onlardan bir şey kapsa, onu ondan kurtarmaya istidatları olmaz. Taleb eden de taleb edilen de ZAYIFTIR. )


Sinek misali verilen ve "yaratış"'tan bahsedilen 22/73 kodlu ayette yine "38" kelime bulunmakta ve "11" nümerolojisine dikkat çekilmektedir. ( 3+8 = 11 )

Ayet numarası ile 1. ve 2. «Zübab» ( Sinek ) kelimelerinin sıra numaralarını oluşturan rakamlar toplandığında; 7+3+1+8+2+8 = 29 ... 2+9 = 11

11 sayısı ilahi nümerolojide düalite, döngü ve farklı boyuta geçiş portalı anlamına gelmektedir. Ancak ilahi ilmi eğrilterek, kötü anlam yükleme çabasında olan müşrik inkarcılar 11 sayısını matematikteki eşit işaretinden de esinlenerek şirk sembolüne dönüştürmüşlerdir. Bir başka deyişle 11 sayısı satanistler için "O'na ortak / eş koşma" manasını sembolize etmektedir. Zira ayetin sonunda yer alan "Talep eden de talep edilen de zayıftır." ifadesindeki "Talep eden" müşrikleri, "Talep edilen ise şirk koşulanları" tanımlamaktadır.

İncil’de “BAALZEBUB” ( Büyük Sinek / Yüce Sinek ) isminde cinleri önderi yani İblis'in bir sembolü niteliğinde olduğu bildirilen bir varlıktan bahsedilir. İnkarcı müşrikler Mesih İsa'nın cinleri Baalzebub'un yardımıyla çıkardığını iddia etmektedirler.

41 Marko 3-22 Ve Yeruşalim'den gelen bilge yazıcılar "O BAALZEBUB'dur. Ve ŞEYTANLARIN PRENSLİĞİ sayesinde şeytanları çıkarıyor." dediler.

42 Luka 11-15 Ama içlerinden bazıları, "Cinleri, CİNLERİN ÖNDERİ BAALZEBUB'un gücüyle kovuyor" dediler.

42 Luka 11-19 Eğer ben cinleri BAALZEBUB’un gücüyle kovuyorsam, sizin adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Sizi bu durumda kendi adamlarınız yargılayacak.

Baal ( Yüce / Şah ) + Zebub ( Sinek ) ... Yüce Sinek / Sinekler Şahı



Baalzebub ( Yüce Sinek / Sinekler Şahı )


22/73 Ey insanlar, misal, söz beyan edilmiştir. Artık onu duyun. Kesinlikle o ALLAH'TAN BAŞKASINI ÇAĞIRANLAR şayet toplanıp onun için bir araya gelseler bile SİNEK yaratamazlar. Eğer SİNEK onlardan bir şey kapsa, onu ondan kurtarmaya istidatları olmaz. Taleb eden de taleb edilen de ZAYIFTIR.



22/73 kodlu ayette bildirildiği üzere İblis ve onun neferi cin şeytanları sadece imanı zayıf müşrik inkarcılar üzerinde tesirli olabilmektedir. Ve şeytanların da, onlara tabi olan müşriklerin de inanan ve teslim olanlar karşısında zayıf oldukları vurgulanmaktadır.

Kukulkan

Maya’ ların «Tüylü Yılan» olarak tasvir ettikleri KUKULKAN isimli pagan Tanrı’nın isim kökeninin Kur'an ayetlerinde geçen "YeKUL KUN fe yeKUN" ( Ol der olur ) ifadesinin şirk yapılmak yani ( Allah'a ortak koşmak ) suretiyle kullanımından kaynaklanma ihtimali bulunmaktadır. Zira sihirde kullanılan "Abracadabra" ( Ebri ke debri ) ifadesi de "Düşününce / Yazınca / Konuşunca yaratırım" anlamına gelmektedir.

  Kukulkan

"Kukulkan Piramiti" olarak anılan Mayalardan kalma Meksika'daki Chichen Itza basamaklı piramitinde de "Kukulkan", "Serpent descent" ( Yılan inişi ) tasviriyle sembolize edilmiştir. 



Kukul = Tüylü, İbikli
Kan* = Yılan 

Kukulkan = Tüylü - İbikli yılan ( Ku Klux Klan aksesuarı olan kukuleta ile simgelenmektedir. )

* Arapça'da "Can" kelimesi "Yılan" anlamına gelmektedir. "Kan" kelimesi bir telaffuz versiyonu olup köken ortaktır.


Kukulkan sembolizmi örnekleri

Satanik eğilimleri ve eylemleri ile bilinen KU KLUX KLAN cemiyetinin isminin de KUKULKAN'dan kaynaklanmış olması kuvvetle muhtemeldir.

      Ku Klux Klan ritüelinden bit enstantane

1871 yılında Mississipi'de yakalanmış Ku Klux Klan üyelerinin resmi. 

Ku Klux Klan uyelerinin başlarına geçirdikleri aksesuar olan "Kukuleta" kelimesinin kökeninde de "Kukulkan" kelimesi bulunmaktadır. "Kukuleta" kelimesinin kökeni Latincede "Cuculla", Fransızcada ise "Coquelet" olarak telaffuz edilen ve "Genç horoz" anlamına gelen kelimelerdir. Horozun "kafasındaki ibik uzantısı"ndan sembolik ve semantik bağ kurulmuş gibi görünmektedir. "Cuculla" kelimesine "Can* / Kan" ( Yılan ) eklenince ortaya "Tüylü - İbikli Yılan" anlamı çıkmaktadır.

* "Vatican" kelimesi de "Vatis" ( Kavga) ve "Can"* ( Yılan / Cin ) kelimelerinden oluşmakta olup, "Yılanın / Cinin Kavgası" anlamını içermektedir.
















Friday, November 16, 2018

Sekizli Ayetler

Kur'an'da 8 kelimeden oluşan ve sıra numaraları 8 olan 4 ayet bulunmaktadır. Ve bu ayetlerde üst aleme ( Cennet / Sevgi Planı ) geçme liyakatine erişecek olan sağın sahiplerine ilişkin bilgiler bir akış halinde bildirilmektedir.

56/8 - Fe (1) ashabu (2) el (3) meymeneti (4) ma (5) ashabu (6) el (7) meymeneti (8) ( O halde sağın sahipleri. Nedir sağın sahipleri? )

Cennet ehli olan Sağın Sahipleri'den bahsediliyor.

89/8 - Elleti (1) lem (2) yuhlak (3) mislü (4) ha (5) fi (6) el (7) bilad (8) ( Ki onun aynısı beldeler içinde yaratılmamıştı. )

İrem adı verilen cennet benzeri bahçesel mekan eşsiz belde olarak tasvir ediliyor.

91/8 - Fe (1) elheme (2) ha (3) fücure (4) ha (5) ve (6) takva (7) ha (8) ( Böylece ona kötülüğünü, günahını ve sakınmasını ilham eden. )

İnsanların kötü ve iyi ilhamlara maruz kaldıklarından bahsediliyor.

99/8 - Ve (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) şerran (6) yera (7) h (8) ( Ve kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde kötülük yapmışsa onu görür. )

Kötülüğün karşılığının alınacağı bildiriliyor.

- 8 kelimelik ilk ayetin 56. surenin 8. ayeti olması, 11 ve 8 nümerolojisi ( düalite ve yeni döngü başlangıcı ) açısından dikkat çekicidir. ( 56 ... 5+6 = 11 )

- Ayet kodlarının nümerolojik toplamları da "88" sayısını vermektedir. 88 satyısı 11 ve 8 sayılarının çarpımından elde edilmekte olup, Melek kelimesinin nümerik sembolüdür.

( 5+6+8+8+9+8+9+1+8+9+9+8 = 88 )







Thursday, November 15, 2018

Kaderi Belirleyebileceklerini Sananlar

"Kader" kelimesi "Kadr" kökünden türemiş olan ve "Ölçü" anlamına gelmektedir. Kadr kökünden türeyen diğer bazı kelimeler ise şöyledir.

Mikdar = Ölçülmüş olan
Takdir = Ölçme, Hüküm verme
Kadir = Takdir eden, Gücü yeten


Kendilerini küresel elit olarak niteleyen ve kimliklerini gizli tutan gafil müşriklerden oluşan bir kitle, şeytanın saptırması nedeniyle, kendilerini "insanların kaderini belirleyebileceklerine" ve "takdir yetkisinin kendilerinde de olabileceğine" inandırmış olup, bu yolda planlar ve hesaplamalar yapmakta ve fikirler üretmektedirler. Hesaplamaların temelini ise üzerine kötü anlam yükledikleri ilahi nümeroloji oluşturmaktadır. Dünyadaki genel negatif enerjinin ve olumsuzlukların kaynağı da şeytanın neferi olmuş bu kitlenin icraatlarından kaynaklanmaktadır.

Kur'an'da bu durum Müddessir suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir. Müddessir kelimesi "Örtüsüne Bürünen / Gizlenen" anlamına gelmekte olup, "kimliğini gizli tutanlar" ifadesi ile uyum arzetmektedir. Ayette KADR / KADER kök kelimesi yer almaktadır.

74/18 - İnnehu fekkere ve KADDERE ( Kesinlikle o fikretti ve ÖLÇTÜ. )
74/19 - Fe kutile keyfe KADDERE ( Hem öldürülesi nasıl da ÖLÇTÜ. )
74/20 - Sümme kutile keyfe KADDERE ( Sonra öldürülesi nasıl da ÖLÇTÜ. )

Müddessir suresinin sure numarası olan 74 ve suredeki ayet adedi olan 56 sayılarının nümerolojik değerlerinin "11" olması da konuya ilişkin ilahi bir mesaj niteliğindedir.



Rüyadaki 11 Yıldız

12/4 - İz kale yusüfü li ebıhi ya ebeti innı raeytü EHADE AŞERA KEVKEBEN veş şemse vel kamera raeytühüm li sacidın

( Zamanında Yusuf babasına "Ey babam, kesinlikle ben ONBİR YILDIZ, Güneş ve Ay gördüm. Onları benim için yere kapanırlarken gördüm." dedi. )

Haberci Yusuf'un rüyasında gördüğü 11 yıldız ile Güneş sistemindeki 11 yıldızın / gezegenin tanımlanıyor olması astronomik bilgilerin kadim bilgiler olduğunu ortaya koymaktadır.


1- Güneş
2- Merkür
3- Venüs
4- Dünya
5- Ay
6- Mars
7- Jüpiter
8- Satürn
9- Uranüs
10- Neptün
11- Plüto





Wednesday, November 14, 2018

Döngüyü Özetleyen 11'li Ayetler

Kur'an'da 11 kelimeden oluşan ve sıra numaraları 11 olan 5 ayet bulunmaktadır. Ve bu 5 ayet dünya hayatını deneyimlemekte olan insana döngüsel sürecin yapısını özetler niteliktedir.

15/11 - Ve (1) ma (2) ye'tı (3) him (4) min (5) rasulin (6) illa (7) kanu (8) bi (9) hı (10) yestehziun (11) ( Ve onlara, alay etmiş olduklarının haricinde resul gelmedi. )

Resul geliyor.

30/11 - Allahü (11) yebdeü (2) el (3) halka (4) sümme (5) yüıydü (6) hu (7) sümme (8) iley (9) hi (10) türceun (11) ( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. ) 

Yaratılışa ve yaşam döngüsününe ilişkin bilgiyi veriyor.

39/11 - Kul (1) in (2) nı (3) ümirtü (4) en (5) a'büde (6) allahe (7) muhlisan (8) lehü (9) ed (10) dın (11) ( De ki: "Kesinlikle ben, dini O’na halis kılarak Allah’a  kulluk etmeye emrolundum." )

İnsanın yapması gerekeni tanımlıyor.

67/11 - Fe (1) a'teref'u (2) bi (3) zenbi (4) him (5) fe (6) suhkan (7) li (8) ashabi (9) es (10) se'ır (11) ( Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık ateşin sahipleri için uzak olmalar. )

Yapılması gerekeni yapmayanların, inkarcıların, müşriklerin ve günahkarların akıbetini tanımlıyor.

69/11 - İn (1) na (2) lemma (3) tağa (4) el (5) mau (6) hamelna (7) küm (8) fi (9) el (10) cariyet (11) ( Sular azdığında, kesinlikle biz sizi akıp gidenlerin içinde taşıdık. )

İnanan ve samimi kulların akıbetini tanımlıyor.

11'li ayet setinde 8 ve 88 sayıları da dikkat çekmektedir.

- Ayet setindeki ilk ayet olan 15/11 kodlu ayetin kod nümerolojisi 8 olmaktadır. ( 1+5+1+1 = 8 )
- Ayet setindeki son ayet olan 69/11 kodlu ayetin kod nümerolojisi de 8 olmaktadır. ( 6+9+1+1 = 17 ... 1+7 = 8 )
- Ayet setindeki İlk ve Son ayetlerin ayet kodlarının nümerolojik değeri olan 8 ile ayetteki kelime adedini ifade eden sayı olan 11  çarpıldığında 88 sayısı elde edilmektedir. ( 8 x 11 ) 88 sayısı "Melek" kelimesinin Kur'an'daki frekansı olup, Melek kelimesini sembolize etmektedir.

Bu durum, döngü sonunda tezahür edecek doğa olayları ( tufan, sel, deprem vb. ) esnasında liyakate erişmiş olan insanların meleklerin yardımıyla ve Rab'bin tahsis ettiği arş ( Noah ARK ( Nuh Gemisi ) kelimesindeki Ark da Arş kelimesidir. ) ) ile - ki bu ifade müteşabihtir. - göklerin kapılarından geçirilmelerini ve cennete intikallerini teşbih yoluya tasvir etmektedir.

69/17 - Vel MELEKU ala ercaiha ve YAHMİLU ARŞE RABBİKE fevkahüm yevmeizin SEMANİYET ( Ve MELEK onun çevresindedir. O gün onların SEKİZİ, üstlerinde RAB'BİNİN ARŞINI TAŞIRLAR. )

11 kelimeden oluşan 5 ayetteki toplam kelime adedinin 55 olması da ilahi mühür olan "10" yani "1" sayısı ile ilnitilidir. Zira 1 sayısı Allah'ı ve O'nun tekliğini, birliğini sembolize etmektedir. Kur'an'da Allahü Teala'nın sıfatından ( haşa ) ismini almış tek sure bulunmaktadır. Bu sure 55. sure olan Rahman suresidir.




Tuesday, November 13, 2018

İlahi Nümerolojinin Şeytani Kullanımı ( 8 ve 11 )

Cinlerden olan ve İblis ( Ümit Yitirten ) olarak anılan obsesör varlık, insanları, Allahü Teala'nın idrakli varlıklara bahşetmiş olduğu ilahi bilgiyi ve nümerolojiyi kullanmak suretiyle saptırmaktadır. Kullandığı bilgiler ve sayılar içinde kendi uydurduğu bir sayı veya bilgi olması mümkün değildir. Zira Allahü Teala'nın öğrettiği bilgiden başka bilginin mevcudiyeti söz konusu değildir. Bu husus Bakara suresinin 32. ayetinde meleklerin söylemi vasıtasıyla bildirilmektedir.

2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim ( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )

İblis, insanlara şirki yani kendisini ve belirlediği diğer unsurları Allah'a ortak koşmayı ( haşa ) telkin etmeye çalışmaktadır. Bu gayesine ulaşabilmek için muhtelif nümerolojik sembolleri kullanmakta ve kullandırtmaktadır. "Satanik sembol" olarak bilinen semboller esas itibarıyla ilahi nümerolojide ve semantizmde yeri olan bilgilerdir.

İblis'in yegane metodu olan "Şirk" ( Ortak Koşma / Ortak Koşturma ) Kur'an'da ilk kez Bakara suresinin 2/96 kodlu ayetinde geçmektedir.

2/96 - Ve (1) le (2) tecid (3) enne (4) hüm (5) ahras (6) en (7) nasi (8) ala (9) hayah (10) ve (11) min (12) ellezine (13) eşraku (14) yeveddü (15) ehadü (16) hüm (17) lev (18) yüammeru (19) elfe (20) seneh (21) ve (22) ma (23) hüve (24) bi (25) müzahzihı (26) hı (27) min (28) el (29) azabi (30) en (31) yüammer (32) ve (33) allahü (34) besırun (35) bi (36) ma (37) ya'melun (38) ( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ortak koşanlardan her biri bin sene ömür sürmeyi arzular. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. )

- Ayet kodunun (2/96) nümerolojik değeri "8" olmaktadır.
- Ayette 38 kelime bulunmaktadır. 38 sayısının nümerolojik değeri "11" olmaktdır. ( 3+8 = 11 )
- Ayette "Her BİRİ BİN sene ömür sürmeyi arzular." ifadesi yer almaktadır. 1 ve 1000 sayıları "11" nümerolojisini vermektedir.

2/96 kodlu ayette, esas itibarıyla döngünün ve düalitenin sembolleri olan "8" ve "11" sayılarının satanizmde "şirk" sembolü olarak kullanıldığına ilişkin bilgi nümeroloji yöntemiyle verilmektedir. Zira 8 ve 11 sayıları formları itibarıyla "ikili" bir yapı sergilemektedirler. Satanizmde, "İkilik ( Düalite )" kavramına "Allah'a eşdeğer addetme", "Allah'a ortak koşma" ( haşa ) olarak çarpık bir anlam yüklenmektedir. ( 11 sayısının yatay hali de matamatikteki “eşit” sembolü olmaktadır. )

Aşağıda, satanizmde kullanılmakta olan bir sembol yer almaktadır.


Semboldeki 8 ve 11 sayıları açıkça görülebilmektedir.

Öte yandan İbrani alfabesindeki 6. harf olan "Vav" harfi şekli itibarıyla "1" sayısına benzemektedir. Dolayısıyla "11" sayısı ile aslında "66" sayısı ifade edilmektedir. 66 sayısı, Allah kelimesini oluşturan Arap alfabesindeki harflerin ebced değrlerinin toplamına eşit olan sayıdır. Satanizmin sapık yaklaşımı ile "11" sayısı şirk sembolü olmaktadır. 




Friday, November 9, 2018

Ruhundan Üfleyen ve Ruhlarından Üfleyenler

"Ruhundan Üflemek" kavramı yaratılmış ve asli tesirlerle debelenmekte olan bir varlığın idrakli / bilinçli hale getirilmesini ifade etmektedir. Allahü Teala, insanı yaratışını kendi hitabıyla ( 1. tekil şahıs zamiri kullanarak ) şöyle bildirmektedir.

15/28 - Ve iz kale rabbüke lil melaiketi innI halikün beşeran min salsalin min hamein mesnun ( Ve zamanında Rab’bin meleklere, "Kesinlikle BEN kuru balçıktan, şekillenmiş cıvık çamurdan insan yaratacağım." dedi. )

15/29 - Fe iza sevveytühu ve NEFAHTÜ FIHİ MİN RUHIY fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve İÇİNE RUHUMDAN ÜFLEDİĞİMDE artık ona yere kapanarak serilin. )

38/71 - İz kale rabbüke lil melaiketi innıI halikun beşeran min tıyn ( Zamanında Rab’bin meleklere "Kesinlikle BEN çamurdan insan yaratırım." dedi. )

38/72 - Fe iza sevveytühu ve NEFAHTÜ FIHİ MİN RUHIY fe kau lehu sacidın ( Böylece onu düzenleyip şekillendirdiğimde ve İÇİNE RUHUMDAN ÜFLEDİĞİMDE artık ona yere kapanarak serilin. )

Yine Allahü Teala'nın insanı yaratışı melekler tarafından 3. tekil şahıs zamiri kullanılmak suretiyle şöyle aktarılmaktadır.

32/9 - Sümme sevvahü ve NEFEHA FIHİ MİN RUHIHİ ve ceale lekümüs sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkürun ( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve İÇİNE RUHUNDAN ÜFLEDİ. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Azdır o şükretmeniz. )

Aşağıdaki ayetlerde "Sizi Yarattık", "Meleklere Secde Edin Dedik" gibi 1. çoğul şahısı ifade eden "Biz" zamiri ile çekilmiş fiiller yer almaktadır. "Biz" zamiri "Meleül Ala"'yı ( Melekler Yüksek Topluluğu ) ifade etmektedir. Dikkat edilecek olursa ayetlerde "İnsana Ruhumuzdan ÜFLEDİK" ifadesi yer almamaktadır. İnsanı, ilk yaratış aşamasında, idrakli / bilinçli kılan ruh aktarımı sadece ve sadece Allahü Teala tarafından yapılabilir. Dolayısıyla insanın ilk yaratılışına ilişkin olarak "Ruhtan üfleme" hariç diğer tüm süreçler "Meleül Ala" tarafından icra edilmiştir. Zira "Meleül Ala" daha düşük tekamül seviyesindeki icracı meleklere "Secde" talimatı vermektedir. ( Bu talimat ayetlerde "Biz" zamiri ile ifade olunmaktadır. )

2/34 - Ve iz KULNA LİL MELAİKETİSCÜDU li ademe fe secedu illa iblıs eba vestekbera ve kane minel kafirın ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." DEDİK. Böylece İblis haricinde yere kapandılar. O diretti ve kibirlendi ve inkarcılardan oldu. )

7/11 - Ve lekad HALAKNAKÜM sümme SAVVERNAKÜM sümme KULNA LİL MELAİKETİSCÜDU li ademe fe secedu illa iblıs lem yekün mines sacidın ( Ve sizi YARATTIK. Sonra sizi ŞEKİLLENDİRDİK. Sonra meleklere "Adem için yere kapanın." DEDİK de İblis hariç yere kapandılar. O yere kapananlardan olmadı. )

17/61 - Ve iz KULNA LİL MELAİKETİSCÜDU li ademe fe secedu illa iblıs kale e escüdü li men halakte tıyna ( Ve zamanında MELEKLERE "Adem için yere kapanın." DEDİK de İblis haricinde yere kapandılar. "O çamurdan yarattığın kimse için yere mi kapanayım?" dedi. )

Mesih İsa'nın yaratılışına ilişkin ayetlerde ise 1. çoğul şahıs zamiri kullanılmak suretiyle "Ruhumuzdan Üfledik" ifadesi kullanılmaktadır. Bu ayetlerde ifade edilen "Ruhlarından Üfleyenler" yine Allahü Teala'nın yetki verdiği "Meleül Ala"'dır. ( Yüksek İleri Gelenler / Melekler Yüksek Topluluğu ) Ancak ruhlarından üfledikleri zaten evvelce yaratılmış bir insan olan Meryem'dir. 

21/91 - Velletı ahsanet ferceha fe NEFAHNA FIHA MİN RUHINA ve cealnaha vebneha ayeten lil alemın ( Ve o ayıbını koruyan. ONUN İÇİNE RUHUMUZDAN ÜFLEDİK. Onu ve oğlunu alemler için ayet kıldık. )

66/12 - Ve meryemebte imranelleti ahsanet ferceha fe NEFAHNA FIHİ MİN RUHINA ve saddekat bi kelimati rabbiha ve kutubihi ve kanet minel kanitın ( Ve o ayıbını koruyan İmran kızı Meryem. ONUN İÇİNE RUHUMUZDAN ÜFLEDİK. Rab’binin kelimelerini ve O’nun kitaplarını doğruladı ve itaat edenlerden oldu. )

İnsan formunda tezahür etmek üzere Meryem vasıtasıyla madde alemine ( dünya ) gönderilen Mesih İsa'nın da çamurdan kuş formu yaratması ve ona "Ruhundan üfleyerek" onu yarı idrakli bir varlık kılması misali ayetlerde yer almaktadır. Ayetlerde ayrıca Mesih İsa'nın ruh üfleyerek "Ölü insanı tekrar idrake kavuşturmak suretiyle diriltmesi" misali de yer almaktadır.

3/49 - Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetin min rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayran bi iznillah ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah ve ünebbiüküm bima te'külune ve ma teddehırune fı büyutiküm inne fı zalike le ayeten leküm in küntüm mü'minın ( Ve ancak İsrailoğullarına resuldür. "Kesinlikle ben size Rab’binizden ayet getirdim. Kesinlikle ben size, çamurdan kuşun şekli gibi olanı yaratırım. Böylece onun içine üflerim de o Allah’ ın izni ile kuş olur. Doğuştan körü, alacalıyı iyileştiririm. Allah’ ın izni ile ölüyü diriltirim. O yediklerinizi, o evlerinizin içinde biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer inananlarsanız, kesinlikle bunda size ayetler vardır." )

5/110 - İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı'metı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incil ve iz tahlüku minet tıyni ke hey'etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayran bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz tuhricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezine keferu minhüm in haza illa sıhrun mübın ( Zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Seni kutsal ruh ile desteklediğimde beşikte ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söylerdin. Sana yazıyı, sırrı, Tevrat' ı ve İncil' i öğrettim. İznimle çamurdan kuşun şekli gibi olanı yarattın. Onun içine üfledin de iznimle kuş oldu. Doğuştan körü ve alacalıyı iznimle iyileştirdin. Ölüleri iznimle çıkardın. Onlara ayetlerle geldiğin ve onlardan inkar edenlerin "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." dedikleri zaman İsrailoğulları' nı üzerinden çektim. )







Misallerin Değiştirilmesi

İnsanın Kaba Hidrojen / Kaba Madde alemi olan dünya ortamındaki deneyiminin yani tekamül sürecinin, liyakate erişmek suretiyle, sonlanması durumunda üst planlarda farklı varlık formunda ( Yarı Süptil, Süptil ) yeni yaşam deneyimi sürecinin başlayacağı Kur'an ve İncil ayetlerinde bildirilmektedir.

56/60 - Nahnü kadderna beynekümül mevte ve ma nahnü bi mesbukın ( Aranızda ölümü biz takdir edip ölçülendirdik. Önüne geçilebilecek olanlar değiliz. )

56/61 - Ala en NUBEDDİLE EMSALEKÜM ve NUNŞİEKÜM Fİ MA LA TA'LEMUN  ( MİSALLERİNİZİ DEĞİŞTİRMEMİZE ve sizi o bilmediğinizle inşa etmemize. )

56/62 - Ve lekad alimtumun neş'etel'ula fe levla tezekkerun ( Ve ilk inşayı bildiniz. O halde hatırlamanız gerekmez miydi? )

76/28 - Nahnü halaknahüm ve şededna esrehüm ve iza şi'na BEDDELNA EMSALEHÜM TEBDİLEN ( Onları biz yarattık ve bağlarını şiddetli kıldık. Dilediğimizde onların MİSALLERİNİ MÜBADELE EDEREK DEĞİŞTİRİRİZ. )

Konuya ilişkin İncil ayetleri ise aşağıdaki gibidir.

46 1 Korintliler 15-51 İşte size bir sır açıklıyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda,

46 1 Korintililer 15-52 göz açıp kapayana dek DEĞİŞTİRİLECEĞİZ. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve biz de DEĞİŞTİRİLECEĞİZ.

46 1 Korintililer 15-53 Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ölümlü beden ölümsüzlüğü giyinmelidir.

46 1 Korintililer 15-54 Çürüyen ve ölümlü beden çürümezliği ve ölümsüzlüğü giyinince, "Ölüm yok edildi, zafer kazanıldı!" diye yazılmış olan söz yerine gelecektir.

Korintliler 2 suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Peçenin Kaldırılması" şeklindeki sembolik ifade ( teşbih ) ve "Değiştirilme" ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeler insanın "bedenden kurtulması" ve "bedensiz varlık" olacak şekilde yapısının değiştirilmesine ilişkin bilgi vermektedir.

47 2 Korintililer 3-16 Oysa ne zaman BİRİ RAB'BE DÖNERSE, o PEÇE KALDIRILIR.

47 2 Korintililer 3-17 Rab Ruh'tur*, Rab'bin Ruhu neredeyse orada özgürlük vardır.

47 2 Korintililer 3-18 Ve biz hepimiz PEÇESİ YÜZLE Rab'bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O'na benzer olmak üzere DEĞİŞTİRİLİYORUZ. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor.

* Ayetteki "Rab ruhtur." ifadesiyle Mesih İsa temsil edilmektedir. Bir başka deyişle, kaba madde formunda olan insanlar yarı süptil / süptil madde formunda olan varlıklara dönüştürülerek Mesih İsa'ya benzetilmektedirler. Mesih İsa'nın İncil ayetlerinde "İnsanoğlu" olarak da tanımlanmasının nedenlerinden biri de budur.