Çeviri

Wednesday, October 7, 2020

Kalp = Ruh ... Beyin = Nefs

Ruhun madde alemi olan kainattaki temsilcisi Öz Varlık, Öz Varlığın kaba madde alemi dünyadaki temsilcisi ise Kalptir. Kalp aynı zamanda kozmik bilgi deposudur. Kalbin bilinenden çok daha farklı kozmik işlevleri olduğu ayetlerde "Kitabın kalbe indirilmesi", "Kalplerin kör olması", "Kalplerin katılaşması", "Kalplerin kılıflı olması" ifadeleriyle bildirilir.

Kalbin elektromanyetik frekansının beyninkinden yüksek olduğu ve kalbin beyine frekans ileterek yönlendirme sağlamaya çalıştığı bilimsel bir gerçektir.

Ayrıca bkz. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/07/akleden-kalp-mana-ve-maneviyat.html

Nefs ise yüksek frekanslı Öz Varlığın düşük frekanslı kaba madde beden ile birleşmiş halidir. Beyin, Nefsin temsilcisidir. Zira Nefs sadece mantık ve hesaptan ibaret olup vicdan ve merhamet olgularından yoksundur. Nefs sadece kendisine faydası olana, basit mantığa ve ince hesaba odaklanır. "Çok zeki, çok akıllı" yani çok hızlı hesap yapıp sonuç çıkaranlar için kullanılan "Dahi" kelimesinin karşılığının "GENius ( Cinni )" kelimesi olmasının sebebi de cinlerin yoğun nefsani varlıklar olması nedeniyledir.

Dolayısıyla Nefs, sadece mantık ve hesap odaklı olduğu için batıla saptığını farketmez. 

Sadece akıl ve mantık ile doğru yolu bulabileceğini sanarken günah batağına sapanlar Kur'an'da Meşşai olarak anılırlar. 

68/11 - Hemmazin MEŞŞAİN bi nemim ( Arkadan konuşup çekiştiren, SADECE AKIL VE MANTIK İLE* GERÇEĞİ BULACAĞINI SANAN, laf taşıyan. )

* Ayette ifade edilmek istenen sadece ilgili yaşam planındaki ( boyut, frekans ) parametrelerin matematiksel ve mantıksal olarak analiz edilmesiyle elde edilen sonuçların, çıkarsamaların kâinattaki diğer planların da ( boyut, frekans ) anlaşılmasını, sırlarının çözülmesini sağlamaya yeterli olamayacağıdır.

"Dimağ" ( Beyin ) kelimesinin ilk ve son kez geçtiği Enbiya suresinin 18. ayetindeki anlamlardan biri de gerçeğin sadece beyinle algılanamayacağıdır.

21/18 - Bel nakzifü bil hakkı alel batıli fe YEDMEĞUHU fe iza hüve zahık ve lekümül veylü min ma tesıfun ( Bilakis, gerçeği batılın üzerine atarız da onun BEYNİNİ ÇIKARIR. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

Dezenformasyon çağı ve İnanç olgusunun yükselişi

İçinde bulunulan ve yoğun kozmik bilgi akışının olduğu Kova Burcu çağı aynı zamanda yoğun dezenformasyon çağı özelliğini de taşımaktadır. Herşeyin, en değerli olgu olan "bilgiye" indirgendiği bu dönemde adeta "bilgi savaşları" yaşanmakta, gerçek ile batılın, doğru ile yalanın savaşına daha net bir şekilde tanık olunmaktadır. 

Herşey sorgulanır hale gelmiş olup derin bir güvensizlik duygusu insanları sarmış durumdadır. Çoğu insan neye "inanacağını" bilememekte, belirsizliğin ve güvensizliğin yarattığı endişe ve korku duyguları  nedeniyle muhtelif psikolojik sendromlara ( depresyon, stres bozukluğu, panik atak, agorafobi, sosyofobi vb. ) ve hatta travmaya maruz kalmaktadır. Küresel şeytanlar işte bu ortamı insanların zihinlerini istedikleri doğrultuda programlamak için kullanmaktadırlar. Birincil zihin programlama konusu ise Allah bilincinin ve inancın yokedilmesidir. Ancak öte yandan mevcut ortam sonuç ve çıkış arayan insanlarda inanç olgusunun yükselişine de vesile olmaktadır.

Güncel olarak soru işareti oluşturan ve inanç olgusunu aktive eden bazı hususlara örnekler şöyledir.

- COVID19 doğal mutasyon geçirmiş bir virüs mü, yoksa laboratuar üretimi mi?

- COVID19 hava yoluyla bulaşan bir virüs mü değil mi?

- COVID19 aşısı koruyucu mu olacak yoksa aksine bağışıklık sistemini daha da zayıflatıcı mı olacak ?

- COVID19, Coronavirus, HIV ve Malaria virüslerinin sentezinden oluşan bir virüs müdür değil midir?

- Yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarının verimliliği genel ve yaygın kullanım açısından gerçekten düşük mü yoksa değil mi?

- İklim değişikliği doğal ve döngüsel bir döngü mü yoksa insan kaynaklı mı?

- HIV ( AIDS virüsü ) Afrika'daki maymunlardan ve eşcinsellerden bulaşan doğal bir virüs mü yoksa laboratuar üretimi bir biyolojik silah mı?

- Transhumanism projeleri ( NeuraLink, Singularity 2045 - Project Avatar ) insan sağlığına odaklı projeler mi yoksa insan kontrolüne odaklı projeler mi?

........

........

örnekler çoğaltılabilir.

Şimdi bu yukarıdaki konulara ilişkin gerçek cevapları bulmaya ve bir görüş, bir inanç oluşturmaya çalışan insan elbette ki yoğun araştırma yapmak durumundadır. Bugün eşsiz bir bilgi kaynağı olması yanısıra adeta bir bilgi çöplüğü ve dezenformasyon kaynağına da dönüşmüş olan internette yapılacak olan araştırmalar belirli bir noktaya kadar referans sağlayabilecektir. Zira internette hemen hemen her bilgi için doğrulayıcı ve yalanlayıcı platformlar mevcuttur. Ayrıca, özellikle dezenformasyon amaçlı olarak sistem görevlileri tarafından yayınlanan kitaplar da dezenformasyon kaynağı olarak ortaya çıkmış durumdadır. Dolayısıyla bu noktada insan bilgi birikimini, mantığını, varsayımlarını, tahminlerini, vicdanını, sezgisini ve yönlendirici kaynaklarını kullanmak suretiyle bir "inanç" oluşturmak ve nihayetinde "Ben böyle olduğuna inanıyorum." demek durumundadır. 

İnsanların güncel bilgilenme kaynaklarının medya, internet ve kitaplar olduğu ve yukarıdaki hususlar dikkate alındığında herhangi bir konunun tüm detaylarına erişebilmek ve emin olabilmek, o konunun uzmanı dahi olunsa mümkün olamayabilmektedir. Bu konudaki örnek sorular yukarıda verilmiştir. Bu hususa bir başka net örnek de pozitif bilim kapsamında olan belirli bir konuda farklı görüşlere sahip uzmanların olabilmesidir. ( Örnek: Belirli bir sendroma farklı teşhisler koyabilen doktorlar )

Tüm bu veriler göstermektedir ki insan kendisine "sağlam kulp" niteliğinde olacak yönlendirici, sezgi kazandırıcı, görüş verici bir kaynağa ihtiyaç duymaktadır. İşte bu kaynak yaratılışın kodlarını içeren, tüm bilimlere ilham kaynağı olan kozmik bilgi hazinesi Kur'an'dır. ( Bu ifadenin de "inanç" kapsamına girdiği aşikar olup, Kur'an'da zikredilen döngü sonundaki "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) kavramı da zaten insanlar arasındaki bu ayrışımı tanımlamaktadır. )

Konu bağlamında, Kur'an'ın bilgilendirici ve yönlendirici işlevi aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir.

2/2 - Zalikel kitabu la raybe fih HÜDEN lil müttekin ( Bu, o hakkında şüphe olmayan, sakınanlar için YÖNLENDİRME olan kitaptır. )

16/89 - Ve yevme neb'asü fı külli ümmetin şehıden ala haüla' ve nezzelna aleykel KİTABE TİBYANEN L KÜLLİ ŞEY'İN VE HÜDEN ve rahmeten ve büşra lil müslimın ( Ve o gün her topluluğa, üzerlerine şahit göndeririz. Senin üzerine de HERŞEYİ AÇIKLAYAN, teslim olanlar için YÖNLENDİRME, rahmet ve müjde olan KİTABI İNDİRDİK. )

17/89 - Ve lekad SARRAFNA lin nasi Fİ HAZEL KUR'ANİ MİN KÜLLİ MESEL fe eba ekserun nasi illa küfura ( Ve BU KUR'AN'DA İNSANLAR İÇİN TÜM MESELELERDEN SARFETTİK sarfettik de insanların çoğunluğu ancak inkarda direttiler. )

18/54 - Ve lekad SARRAFNA Fİ HAZEL KUR'ANİ lin nasi MİN KÜLLİ MESEL ve kanel insanü eksera şey'in cedela ( Ve BU KUR'AN'DA insanlar için TÜM MESELELERDEN* SARFETTİK. İnsan herşeyden çok mücadele edendir. )

* "Mesel" ( Mesele ) kelimesi "Sel" ( Sual etmek, Sormak ) kökünden türeyen bir kelimedir. 

"İman" ( İnanç ) olgusunun güven, doğrulama, yönlenme ve gerçeğe ulaştırma  kavramlarıyla birlikte geçtiği ayetler ise şöyledir. ( "İman" kelimesi "Emin", "Emanet" gibi kelimelerin de kökü olup özünde "Güven" anlamını içerir. )

2/26 - İnnellahe la yestahyı en yadribe meselen ma beudaten fe ma fevkaha fe emmellezine amenu fe YA'LEMUNE ENNEHÜL HAKKU MİN RABBİHİM ve emmellezine keferu fe yekulune maza eradellahü bi haza mesela yüdıllü bihı kesıran ve yehdı bihı kesıra ve ma yüdıllü bihı illel fasikin ( Kesinlikle Allah o sivrisineğin veya daha üstününün misalini beyan etmekten çekinmez. Böylece o İNANANLAR ONUN RAB'LERİNDEN KESİN GERÇEK OLDUĞUNU BİLİRLER. O inkar edenler ise "Allah bu misal ile ne istedi?" derler. Onunla birçoklarını saptırır ve birçoklarını yönlendirir. O saptırdıkları ancak günahkarlardır. )

2/41 - Ve AMİNU bima enzeltü müsaddikan li ma meaküm ve la tekunu evvele kafirin bih ve la teşteru bi ayatı semenen kalilen ve iyaye fettekun ( Ve o sizinle birlikte olanı doğrulayıcı olarak indirdiğime İNANIN. Onu inkar edenlerin ilki olmayın. Ayetlerimi az değere değiştirip satmayın. Ve sadece benden sakının. )

2/88 - Ve kalu kulubüna ğulf bel leanehümüllahü bi küfrihim fe kalılen ma YÜ'MİNUN ( Ve "Bizim kalplerimiz kılıflıdır." dediler. Bilakis Allah onları inkarlarından dolayı lanetledi. Artık çok azı İNANIR. )

2/91 - Ve iza kıle lehüm AMİNU  bima enzelellahü kalu nü'minü bima ünzile aleyna ve yekfürune bima veraehu ve hüvel HAKKU  MÜSADDİKAN li ma meahüm kul fe lime taktülune enbiyaellahi min kablü in küntüm mü'minın ( Ve onlara "O Allah’ ın indirdiğine İNANIN." denildiğinde, "O üzerimize indirilene inanırız." derler. Onun arkasından inkar ederler. O, onlarla birlikte olanı DOĞRULAYICI olarak GERÇEKTİR. De ki: "Eğer inananlarsanız, o halde neden önceden Allah’ ın habercilerini öldürüyordunuz." )

2/137 - Fe in AMENU bi misli ma AMENTÜM bihı fe KADİHDETEN ve in tevellev fe innema hüm fı şikak fe seyekfıkehümüllah ve hüves semıul alim ( Böylece eğer ona o İNANMANIZIN aynısı gibi İNANIRLARSA  YÖNLENİRLER. Eğer yüz çevirirlerse kesinlikle onlar ayrılık, kopukluk içindedirler. Böylece Allah onlara karşı sana kafi olacaktır. O duyandır, bilendir. )









Tuesday, October 6, 2020

Gerçeği itibarsızlaştırmak

İlim verilmiş olmalarına rağmen ilmi kendi nefsani ve maddi menfaatleri doğrultusunda kullanmak yoluna sapan ve dolayısıyla nihayetinde ilim yoksununa dönüşen inkârcı müşriklerin kadim eğilimleri bilgiyi gizlemek, bilinegeleni, dogmayı, kökleşmiş temayülleri, batılı ve ritüelleri insanlara  telkin etmeye çalışmak, onlara sımsıkı bağlanmak, gerçeği konuşan ve gerçek ilmi aktarmaya çalışanlarla alay etmek, onları dışlamak ve itibarsızlaştırmaktır.

Haberciler, resuller ve ilim sahipleri tarih boyunca bu yolda tarifi mümkün olmayan acılara maruz kalmışlar ve hatta öldürülmüşlerdir. Ancak sarp yokuşa ( akabe 90/11 ) göğüs verebilmeyi başaranlar asla ve asla gerçekten, iyilikten ve doğruluktan sapmamışlar ve ilahi misyonlarını son ana kadar ifa etmenin heyecanını yaşamışlardır.

Aşağıdaki ayetler konu bağlamında net mesajları ve misalleri içermektedir.

2/42 - Ve la telbisül hakka bil batılı ve tektümül hakka ve entüm ta'lemun ( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin. )

3/71 - Ya ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka ve entüm ta'lemun ( Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği bile bile gizlersiniz? )

2/91 - Ve iza kıle lehüm aminu bima enzelellahü kalu nü'minü bima ünzile aleyna ve yekfürune bima veraehu ve hüvel hakku müsaddikan li ma meahüm kul fe lime taktülune enbiyaellahi min kablü in küntüm mü'minın ( Ve onlara "O Allah’ ın indirdiğine inanın." denildiğinde, "O üzerimize indirilene inanırız." derler. Onun arkasından inkar ederler. O, onlarla birlikte olanı doğrulayıcı olarak gerçektir. De ki: "Eğer inananlarsanız, o halde neden önceden Allah’ ın habercilerini öldürüyordunuz." ) 

3/186 - Le tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezine utül kitabe min kabliküm ve minellezine eşraku ezen kesira ve in tasbiru ve tetteku fe inne zalike min azmil ümur ( Mallarınız ve nefisleriniz hakkında sınanacaksınız. O sizden önce kitap verilenlerden ve ortak koşanlardan eziyet verici çok şey duyacaksınız. Eğer sabrederseniz ve sakınırsanız, kesinlikle bu büyük ve azimli işlerdendir. ) 

6/5 - Fe kad kezzebu bil hakkı lemma caehüm fe sevfe ye'tıhim enbaü ma kanu bihı yestehziun ( Gerçek kendilerine geldiğinde onu yalanladılar. Artık o alay ettiklerinin haberi yakında onlara gelecektir. )

10/39 - Bel kezzebu bima lem yühıytu bi ılmihı ve lemma ye'tihim te'vılüh kezalike kezzebellezine min kablihim fenzur keyfe kane akıbetüz zalimın ( Bilakis, onun ( kur'an ) ilmini kuşatıp kavrayamadıklarından dolayı yalanladılar. Onun yorumu onlara asla gelmedi. Onlardan öncekiler de işte böyle yalanlamışlardı. Artık bak zalimlerin sonu nasıl oldu. )

23/70 - Em yekulune bihı cinneh bel caehüm bil hakkı ve ekseruhüm lil hakkı karihun ( "Onda cinlik var." mı diyorlar? Bilakis onlara gerçek ile geldi. Onların çoğunluğu gerçek için isteksizdirler, zorlanıp hoşlanmayanlardır. )

30/10 Sümme kane akıbetellezine esaüs sua en kezzebu bi ayatillahi ve kanu biha yestehziun ( Sonra, Allah' ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla alay ettiler diye o kötülük edenlerin sonu kötünün en kötüsü oldu. )

90/11 - Fe laktehamel akabet ( Böylece sarp yokuşa tahammül edemedi. )

İncil'den;

41 Mark 13-9 "Ama siz kendinize dikkat edin! İnsanlar sizi mahkemelere verecek, havralarda dövecekler. Benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak, böylece onlara tanıklık edeceksiniz.

Ama eninde sonunda ne olacağı ise Enbiya suresinin 18. ayetinde muhteşem bir teşbih vesilesiyle bildirilmektedir.

21/18 - Bel nakzifü bil hakkı alel batıli fe yedmeğuhu fe iza hüve zahık ve lekümül veylü min ma tesıfun ( Bilakis, gerçeği batılın üzerine atarız da onun beynini çıkarır. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

Coronavirus + HIV + Malaria = COVID19 ?!

2008 yılında, HIV* ( Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklığını Yetersizleştirici Virüs ) konusundaki araştırmaları nedeniyle Nobel ödülü almış olan Fransız virolog Luc Montagnier Nisan 2020 ayında yaptığı açıklamada şöyle demiştir. 

"Coronavirus genomunda Malarya tohumlarının ve HIV elementlerinin varlığı kuvvetle muhtemel olup, bu virüsün karakteristikleri doğal yollarla oluşmuş olamaz."

( * HIV, bağışıklık sistemini çökerten laboratuar üretimi bir virüs olup, AIDS ( Acquired Immune 


Deficiency Syndrome ) hastalığına yol açmaktadır. )

AIDS hastalığı ilk kez 1981 yılında raporlandığında virüsün Afrika'daki maymunlardan hatta maymunlarla cinsel ilişkide bulunan yerlilerden dünyaya yayıldığı söylenerek hem yalan beyanda bulunulmuş, hem de bu söylemle Afrikalılar aşağılanmıştı. Oysa ki AIDS virüsü ( HIV ) bir biyolojik silah olarak laboratuar ortamında üretilmiş sentetik bir virüstü. O dönemde toplumsal tepki toplayan eşcinsellerin de virüsü yaydıkları duyurulmuş ve böylelikle gerçekler gizlenmişti. Buna ispat olarak da bazı eşcinsellere HIV enjekte edilmesi yeterli olmuştu.

2020 yılına gelindiğinde ise COVID19 virüsünün Çin'in Wuhan kentindeki laboratuarda üretildiği, yarasalar üzerinde denendiği ve yarasa yiyen Çinlilerden dünyaya yayıldığı bildirilmiştir. Ancak bu noktada Çin'in sadece bir maske olduğu, üretimin ise aynı küresel organizasyon tarafından yapıldığı izlenimi oluşmaktadır.

Fransız virolog Luc Montagnier'in yukarıdaki beyanı, Bill Gates'in 2009 yılında TED konferansında Malarya ile ilgili ve 2015 yılında küresel pandemi ile ilgili yaptığı konuşmalar dikkate alınarak değerlendirildiğinde üç farklı özelliğe sahip bir sentetik virüsün varlığı ortaya çıkmakta gibidir.

Coronavirus + HIV + Malaria = COVID19

Ayrıca her COVID19'a yakalananın ölmemesi de sanki virüsün belirli kan gruplarına veya türlerine göre genetik olarak kodlanarak programlandığını ortaya koymakta gibidir. 1999 yılında, kemik iliği kanseri olan ve Amerika'da! bulunan bir Türk hasta için toplanan ancak sonra kaybolduğu beyan edilen 120,000 kan örneğinin akıbeti hala mechuldur. 

DSÖ, COVID19 tedavisinde HIV ve Sıtma ilaçlarının kullanımını neden durdurmuştur?

"Dünya Sağlık Örgütü (WHO), koronavirüs kaynaklı Covid-19 hastalarının tedavisinde, sıtma hastalığına karşı etkili olan hidroksiklorokin ilacı ile HIV virüsüne karşı kullanılan lopinavir ve ritonavir ilaçlarının denemelerini durdurdu.....Açıklamada, her iki tedavi yöntemi için şimdiye kadar yapılan denemelerde Covid-19 nedeniyle yaşanan can kayıplarını azaltmada ETKİLİ OLMADIĞI YA DA ÇOK AZ ETKİLİ OLDUĞU BELİRTİLDİ ve "Solidarity Trial araştırmacıları denemelere derhal son verecek" dendi." ( 25.05.2020 )

https://www.google.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53295443.amp

DSÖ'nün yapmış olduğu beyanlarda hem tutarsızlık hem de farklı amaçlar var gibi görünmektedir.

"Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) neden olduğu kaygı ve korkunun, milyonlarca insanın akıl sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti." ( 27.08.2020 )

Bu açıklamadan sonraki bir açıklamaları ise şöyle olmuştur;

"Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Acil Durum Programı Başkanı Mike Ryan bugün yaptığı açıklamada, Covid-19’a karşı başarılı bir aşının yaygın kullanımına başlanana kadar corona virüsüne bağlı ölümlerin dünya çapında 2 milyona ulaşabileceğini ifade etti." ( 25.09.2020 )

"Pandemi kaynaklı olan insanlardaki kaygı ve korku akıl sağlığını etkiliyor." beyanatından sonra yüksek bir ölüm sayısı tahmini paylaşılması dikkat çekmektedir. 

2/205 - Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel harse ven nesl vallahü la yühıbbül fesada 

( Ve başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez. )




Bismillah ve 9 ilintisi

"Besmele" olarak da bilinen "Bismillah" ( Allah'ın ismi ile ) ifadesi Kur'an'da 3 ayette yer almaktadır.

1/1 Bİ (1) İSMİ (2) ALLAH (3) ER (4) RAHMAN (5) ER (6) RAHİM (7) ( Şefkatli, merhametli Allah'ın ismi ile, )

11/41 - Ve (1) kale (2) irkebu (3) fı (4) ha (5) Bİ (6) İSMİ (7) ALLAHİ (8) mecra (9) ha (10) ve (11) mürsa (12) ha (13) inne (14) rabb (15) i (16) le (17) ğafurun (18) rahım (19) ( Ve "İçine binin. Onun akışı da duruşu da Allah' ın ismiyledir. Kesinlikle Rab’bim affedendir merhametlidir." dedi. )

27/29 - Kalet ya eyyühel meleü innı ülkıye ileyye kitabün kerım ( "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce KİTAP atılıp bırakıldı." dedi. )

27/30 - İnne (1) hu (2) min (3) süleymane (4) ve (5) inne (6) hu (7) Bİ (8) İSMİ (9) ALLAH (10) ER (11) RAHMAN (12) ER(13) RAHİM (14) ( Kesinlikle O Süleyman’ dandır. Kesinlikle O şefkatli merhametli Allah' ın ismi iledir. )

- "Bismillah" kelimesinin Latin harfleriyle yazılışında "9" harf bulunmaktadır.

-"Bismillah" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodundaki ( 1/1 ) sayılar ile ayetteki kelime adedinin ( 7 ) toplamı "9" sayısını vermektedir. ( 1+1+7 = 9 )

- "Bismillah" birleşik kelimesi 3 kelimeden oluşmaktadır. "Bi" ( İle ), "İsm" ( İsim ), "Allah". Ve bu 3 kelime kitapta 3 kere tekrarlanmaktadır. 3×3 = "9"

- "Bismillah" kelimesinin geçtiği ayetlerin numaralarının nümerolojik toplamı "9" sayısını vermektedir. ( 1+4+1+3+0 = 9 )

- "Bi", "İsm" ve "Allah" kelimelerinin bulundukları ayetlerdeki sıra numaralarının toplamının nümerolojik değeri de "9" sayısını vermektedir. ( 1+2+3+6+7+8+8+9+1+0 = 45 ... 4+5 = 9 )

9 sayısı okült nümerolojide negatif frekansın sembolü olup, "Bismillah" kelimesiyle ilgili tezahür eden bu 9 nümerolojisi Allah'ın isminin zikredilmesinin her türlü negatif frekansı ortadan kaldıracağına işaret ediyor olabilir. Zira "Bismillah" kelimesi "işlerin rast gitmesi, hayırlara vesile olması yani negatif frekansların savılması dileğiyle" zikredilir. ( 9 sayısının matematiksel bir fenomen olduğu evvelce "Sihirli 9 sayısı" başlıklı bölümde incelenmişti. )

Ayrıca Kur'an'daki özel bir sayı olan "19" sayısı, Allah'ın birliğini ve tekliğini sembolize eden "1" sayısının "9" sayısı ile yanyana gelmesi sonucunda elde edilmektedir.

74/30 - Aleyha tis'ate aşere ( Onun üzerinde ondokuz vardır. )

19 sayısının nümerolojik değeri de "10" yani "1" sayısını vermektedir.

"Bismillahirrahmanirrahim" kelime seti de 19 harften oluşmaktadır.

Ayetlerdeki "Bismillah" kelimesinin açılımı "Bi ismi Allah" şeklinde olup, bu üç kelimenin toplam "11" harften oluşması da, Allah'ın isminin zikredilmesinin yeni frekans / boyut portalı açılmasına vesile olacağı mesajı vermekte gibidir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/01/bismillahirrahmanirrahim.html?m=1





Monday, October 5, 2020

Lanet ve Şifa tesirleri

"Lanet" ( Kötülük dileme ) kelimesi "La'na" ( Kötülük dilemek ) köküne "-et"* ekinin gelmesiyle oluşmaktadır. ( * Fazl - Fazilet, Kaim, İkamet gibi... ) "Lanetlemek" kelimesinin Türkçe karşılığı ise "İlenmek" kelimesidir.

Kutsal kitaplarda "Lanetlemek / Lanetlenmek" kelimesi düşük frekansların ( negatif frekans ) tesirlerine maruz bırakmak veya maruz kalmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla lanetleme ilahi sistemin üst boyutlarından iletilen kozmik tesirlerle gerçekleşebileceği gibi cinlerin ve insanların da birbirlerini lanetlemesi yani düşük frekans saldırısı yapması da mümkündür. Cinler ve insanlar arasında vuku bulan lanetleme eylemi yani düşük frekans iletisi "büyü yapma" olarak anılır. Düşük frekans her türlü hastalığın, tersliğin, sorunun, ıstırabın ve mutsuzluğun kaynağıdır. Ancak kainatta vuku bulan her olayın düal ( ikili ) sonuç özelliği olduğu ve nihayetinde varlıkların tekâmülü için gerçekleştiği hatırlanmalıdır.

Düşük frekansı temsil eden "Lanet" kelimesinin karşıtı yüksek frekansı yani huzuru, refahı, iyiliği, merhameti ve sevgiyi temsil eden "Şifa" ( Kötü halden iyi hale dönüştürme, Hastalığı iyileştirme ) kelimesidir. "Şafi / Şefi" ( Şifacı, Af vesilecisi ) ve "Şefaat" ( Şifa verme, Affa vesile olma ) kelineleri de "Şifa"* kökündendir. Dolayısıyla belirli kelimelerin belirli sayıda tekrarlanması ( zikir ) yoluyla hem düşük frekans hem de yüksek frekans tesirleri üretmek ve iletmek mümkündür. ( * İngilizce'deki "Shift" ( Halden hale değişim ) kelimesinin de "Şifa" kökünden gelmesi muhtemeldir.

Kutsal kitaplarda "Lanet" ve "Şifa" kelimelerinin geçtiği bazı ayetler;

TEVRAT

1 Genesis 3-14 Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, "Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En LANETLİSİ sen olacaksın" dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.

1 Genesis 3-17 RAB Tanrı Adem'e, "Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden LANETLENDİ" dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.

1 Genesis 4-11 Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın LANETİ altındasın. 

1 Genesis 4-12 İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın."

2 Exodus 15-26 "Ben, Tanrınız RAB'bin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar'a verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim" dedi, "Çünkü size ŞİFA veren RAB benim."

19 Psalms 30-2 Ya Rab Tanrım, Sanayakardım, bana ŞİFA verdin.

20 Proverbs 4-22 Çünkü onları bulan için yaşam, Bedeni için ŞİFADIR bunlar.

20 Proverbs 12-18 Düşünmeden söylenen sözler kılıç gibi keser, Bilgelerin diliyse ŞİFA verir.

20 Proverbs 16-24 Hoş sözler petek balı gibidir, Cana tatlı ve bedene ŞİFADIR.

21 Ecclesiastes 3-3 Öldürmenin zamanı var, ŞİFA vermenin zamanı var. Yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.

İNCİL

40 Matthew 5-44 Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size LANET EDENLERİ kutsayın, sizden nefret edenlere iyilik yapın, sizi istismar edenler ve size zulmedenler için dua edin. 

40 Matthew 25-41 "Sonra solundakilere şöyle diyecek: 'Ey LANETLİLER, çekilin önümden! İblis'le melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin!

41 Mark 11-21Olayı hatırlayan Petrus, "Rabbî, bak! LANETLEDİĞİN incir ağacı kurumuş!" dedi.

45 Romans 3-14 "Ağızları LANET ve acı sözle doludur."

59 James 5-16 Bu nedenle, ŞİFA bulmak için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için dua edin. Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir.

60 1 Peter 2-24 Bizler günah karşısında ölelim,doğruluk uğruna yaşayalım diye, günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O'nun yaralarıyla ŞİFA buldunuz. 

66 Revelations 22-2 Kentin anayolunun ortasında akan ırmağın iki yanında on iki çeşit meyve üreten ve her ay meyvesini veren yaşam ağacı bulunuyordu. Ağacın yaprakları uluslara ŞİFA VERMEK içindir. 

KUR'AN 

2/88 - Ve kalu kulubüna ğulf bel LEANEhümüllahü bi küfrihim fe kalılen ma yü'minun ( Ve "Bizim kalplerimiz kılıflıdır." dediler. Bilakis Allah onları inkarlarından dolayı LANETLEDİ. Artık çok azı inanır. ) 

2/159 - İnnellezine yektümune ma enzelna minel beyyinati vel hüda min ba'di ma beyyennahü lin nasi fil kitabi ülaike YEL'ANÜhümullahü ve YEL'ANÜhümül LAİNUN ( O kitabın içindekileri insanlara açıklamamızdan sonra, açık delillerden ve yönlendirmeden o indirdiklerimizi gizleyenler, işte onlar, Allah onlara kesinlikle LANET EDER. Onlara LANETLEYENLER de LANET EDERLER. ) 

2/161 - İnnellezine keferu ve matu ve hüm küffarun ülaike aleyhim LA'NETüllahi vel melaiketi ven nasi ecmeın ( Kesinlikle o inkar eden olarak ölen o inkar edenler, işte onlar, Allah, melekler ve tüm insanlar topluca onlara LANET EDERLER. )

4/52 Ülaikellezine LEANEhümüllah ve men YEL'ANillahü fe len tecide lehu nesıra ( İşte onlar, Allah' ın LANETLEDİKLERİDİR. Allah kimi LANETLERSE, artık ona yardımcı bulamazsın. ) 

4/118 - LEANEhüllah ve kale le ettehızenne min ıbadike nasıben mefruda ( Allah ona ( şeytan ) LANET ETTİ. "Kesinlikle kullarından belirli nasip alacağım." dedi. )

Maide suresinin 78. ayerinde "Davud'un ve İsa'nın diliyle / lisanıyla* lanetlenmek" ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeyle İbranice'ye dikkat çekilmektedir.

( * Arapça'da "Lisan" kelimesi hem organ olan "Dil" hem de "Bir kavime ait kelimeler ile konuşma" anlamlarına gelmektedir. )

5/78 - LÜİNellezine keferu min benı israıle ALA LİSANİ DAVUDE VE IYSEBNİ MERYEM zalike bima asav ve t ya'tedun ( İsrailoğulları'ndan o inkar edenler, DAVUD VE MERYEM OĞLU İSA DİLİYLE / LİSANIYLA LANETLENMİŞLERDİR. Bu, onların isyan etmelerinden ve hududu aşmalarından dolayıdır. )

9/14 Katiluhüm yüazzibhümüllahü bi eydıküm ve yuhzihim ve yensurküm aleyhim ve YEŞFİ sudura kavmin mü'minın ( Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onlara azap versin ve onları rezil etsin ve onlara karşı size yardım etsin. İnananlar kavminin göğsüne ŞİFA VERSİN. )

10/57 - Ya eyyühen nasü kad caetküm mev'ızatün min rabbiküm ve ŞİFAÜN li ma fis suduri ve hüden ve rahmetün lil mü'minın ( Ey insanlar size Rab’binizden öğüt ve o göğüslerin içindekiler için ŞİFA, yönlendirme ve inananlar için rahmet geldi.)  

16/69 - Sümme külı min külles semarati feslükı sübüle rabbike zülüla yahrucü min butuniha şerabün muhtelifün elvanühu fıhi ŞİFAÜN lin nas inne fı zalike le ayaten li kavmin yetefekkerun ( Sonra tüm meyvelerden ye de Rab’binin yollarına yavaş, yumuşak huylu, boyun eğdirilmiş olarak gir. Onların karınlarından renkleri çeşitli içecekler çıkar. Onlarda insanlar için ŞİFA vardır. Kesinlikle bunda fikreden kavim için ayetler vardır. )

17/82 Ve nünezzilü minel kur'ani ma hüve ŞİFAÜN ve rahmetün lil mü'minıne ve la yezıdüz zalimıne illa hasara ( Ve Kur'an' dan inananlar için ŞİFA ve rahmet olanları indiririz. Zalimlere hasar haricindekini artırmayız. )

26/80 - Ve iza merıdtü fe hüve YEŞFİN ( Ve hastalandığımda O bana ŞİFA verir. ) 

Eğirdiğiniz ipliği sökmeyin!

İyilik ve doğruluk yolunda sabrın ve sebatın daim olması gerektiği, aksi halde tüm yapılan iyiliklerin hükmünü yitirebileceği ayetlerde üç ifade vesilesiyle yer alır. 

"Eğirdiği ipliği sökmek",

"Yapılanların boşa gitmesi",

"İnançtan sonra günahkârlık"

6/88 - Zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşaü min ıbadih ve lev eşraku LE HABİTA ANHÜM MA KANU YA'MELUN ( Bu, Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla kullarından dilediği kimseyi yönlendirir. Şayet ortak koşarlarsa, O YAPMIŞ OLDUKLARI ONLARDAN BOŞA GİDER. )

16/92 - Ve LA TEKUNU KELLETİ NEKADAT ĞAZLEHA MİN BA'Dİ KUVVETİN ENKASA tettehızune eymaneküm dehalen beyneküm en tekune ümmetün hiye erba min ümmeh innema yeblukümüllahü bih ve le yübeyyinenne leküm yevmel kıyameti ma küntüm fıhi tahtelifun ( Ve İPLİĞİNİ KUVVETLE EĞİRMESİ SONRASINDA, O EĞİRDİĞİ İPLİĞİ SÖKEN GİBİ OLMAYIN. Bir topluluk diğer topluluktan daha üstün, çok diye yeminlerinizi aranızda aldatma aracı edinmeyin. Kesinlikle Allah sizi onunla sınar. Ayağa kalkış gününde o hakkında ihtilaf ettiklerinizi size kesinlikle açıklayacaktır. )

49/11 - Ya eyyühellezine amenu la yeshar kavmün min kavmin asa en yekunu hayran minhüm ve la nisaün min nisain asa en yekünne hayran minhünn ve la telmizu enfüseküm ve la tenabezu bil elkab Bİ'SEL İSMÜL FÜSUKU BA'DEL İMAN ve men lem yetüb fe ülaike hümüz zalimun ( Ey o inananlar, kavimler kavimlerden alay edinmesin. Belki onlardan daha hayırlıdırlar. Ne de kadınlar kadınlardan. Belki onlardan daha hayırlıdırlar. Nefislerinizi ayıplamayın ve lakaplarla çağırmayın. İNANÇTAN SONRA GÜNAHKÂRLIK İSMİ NE KÖTÜDÜR Kim tevbe etmezse, işte onlar, onlar zalimlerdir. )  

Zalim müşriklerin "günahkârlıkta ısrarcı olmaları" misalinde esasen inananlara dolaylı mesaj bulunmaktadır.

56/45 - İnnehüm kanu kable zalike mütrefin ( Kesinlikle onlar bundan önce refah şımarıkları idiler. )

56/46 - Ve kanu YÜSIRRUNE ALEL HINSİL AZİM ( Ve BÜYÜK GÜNAHTA ISRAR ETMEKTEYDİLER. )

Yani inananların da iyilik ve sevapta ısrarcı olmaları herhangi bir hata ve günah işlediklerinde bu durumu telâfi etmeleri aynı hataları devam ettirmemeleri öğütlenmektedir. 

3/135 - Vellezine iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim ve men yağfiruz zünube illellah ve LEM YÜSIRRU ALA MA FEALU VE HÜM YA'LEMUN ( Ve onlar ahlaksızlık yaptıklarında veya nefislerine zulmettiklerinde Allah’ ı hatırlarlar da günahları için af isterler. Allah’ ın haricinde günahları kim affeder? Ve ONLAR O YAPTIKLARINDA BİLE BİLE ISRAR ETMEZLER. )

Sunday, October 4, 2020

A.I. ... bir sinema filmi...

29.06.2001 tarihinde "A.I." ( Yapay Zekâ ) isimli filmin vizyona girmesinden tam 74 gün ( 7+4 = 11 ) sonra yani 11.09.2001 tarihinde 9/11 İkiz Kuleler vakası gerçekleşmiştir. 9/11 vakası, halen "A.I." ile devam etmekte olan büyük değişim sürecine portal açabilmek için yapılmış kitlesel bir satanik adak ( kan ) ritüeliydi. 

Vaka tarihinin ( 9/11 ) yanısıra İkiz Kuleler de oluşturdukları şekil itibarıyla 11 sayısını sembolize etmekteydiler. 

A.I. filmi Haziran ayının 29'unda vizyona girmiştir. ( 2+9 = "11" ) 

Film 29 Haziran'da vizyona girmiş, İkiz Kuleler vakası ise 11 Eylül'de  cereyan etmiştir. Arada tam 74 gün bulunmaktadır. ( 7+4 = "11" )

Filmin tam vizyon tarihi olan 29.06.2001 de "2" ( 1+1 ) nümerolojisi içermektedir. ( 2+9+0+6+2+0+0+1 = 20 ... 2+0 = "2" ( 1+1 )

Filmdeki "David" isimli AI çocuk "11" yaşındadır.

Filmin afişinde, A.I. yazısına kadar olan kısımdaki yazılarda 29 ( 2+9 = "11" ) kelime bulunmaktadır. ( A.I. yazısı dahil )

"David is 11 years old. He weighs 60 pounds. He is 4 feet, 6 inches tall. He has brown hair. His love is real. But he is not. A.I."

Film afişindeki iki çocuk silueti de "11" sembolizmini yansıtmaktadır. Ayrıca siluetlerden biri "beyaz", diğer "siyah" yapılarak düalite kavramı da sembolize edilmiştir.

"David" ismi esasen "Davud" olup, Kur'an'da Davud isminin ilk kez geçtiği ayette de 11 nümerolojisi bulunmaktadır. 

"2/251" - Fe (1) hezemu (2) hüm (3) bi (4) izni (5) allahi (6) ve (7) katele (8) davudü (9) calute (10)..... ( Böylece Allah’ ın izni ile onları hezimete uğrattılar ve Davud Calut’ la savaştı. .... )

Ayet kodunun nümerolojik değeri "10" ( 2+2+5+1 = 10 ) olup, ayetin Davud kelimesini de içeren ilk cümlesinde "10" kelime bulunmaktadır. 10 ve 10 ... "11"

Enbiya suresinin 78. ayetinde "Davud'un ve Süleyman'ın ekin hakkında hüküm verdiği" bildirilmektedir.

21/78 - Ve davude ve süleymane iz yahkümani fil harsi iz nefeşet fıhi ğanemül kavm ve künna li hukmihim şahidın ( Ve Davud ve Süleyman, zamanında ekin hakkında hüküm verirlerdi. Zamanında kavmin koyunları onun içinde yayılmışlardı. Onların hükümlerine şahitler olduk. )

AI kavramı Davud ile sembolize edilmekte ve "ekin konusunda" AI'ın ( Yapay Zekâ ) hüküm vereceği mesajı mı iletilmektedir? ( AI çocuğa Solomon veya Süleyman ismi verilmesi tuhaf karşılanacağından ve Davud isminin karşılığının sık kullanılan David ismi olması nedeniyle bu isim seçilmiş olabilir. )

Filmdeki diğer tespitler;

AI ( Yapay Zekâ ) = All Seeing Eye ( Herşeyi Gören Göz ) yani yeni çağın ilahı yapılmak istenen şeytan sembolizmi.

"Bilginin en değerli şey olduğu" mesajı ve Dataizm iletişimi.

Blue Fairy ( Mavi Peri ) yani dilekleri yerine getiren Cin sembolizmi. AI David kendisini annesine kavuşturacağına inandığı Mavi Peri'yi arıyor.

Evvelki bölümlerde sebepleri ayetlerle destekli olarak incelendiği üzere Cinler mavi renk ile sembolize edilir. Ancak sembolizmde Meryem figürü kullanılmış. Özgürlük Anıtı'ndaki şeytan sembolizminin kadın figürüyle yapılması gibi...


Meryem'in ilah edinilerek Allah'a şirk koşulması hususu ayetle bildirilmiştir.

5/116 Ve zamanında Allah "Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara "Beni ve annemi, Allah’tan başka iki ilah edinin" dedin?" dedi.

Kadın AI robot David'i aktive ederken, programlarken bazı kelimeler ile kodlama yapıyor. İlk kelime "Sirrus" ... ( Sirius'a atfen ) Bu sahnede, aslında insanların da belirli kelimesel kodlar zikredilmek suretiyle programlanabildiğine ( büyü, hipnoz ) dolaylı gönderme bulunmaktadır.

Flesh Fair ( Et Fuarı ) ... Elitlerin yapay zekâlı robotlar geliştirip insan neslini sonlandırmaya çalışmasına karşı tepki olarak toplu "Robot Parçalama" ritüeli yapılmaktadır. Ancak fuarın isminin "ET Fuarı" olması tersten bir mesaj algısı oluşturmaktadır. 


Et Fuarı - Yaşamın Kutlanması

"Et Fuarı"nda bir adam eline mikrofonu alır ve AI David'i göstererek şöyle der. "Bakın!Küçük bir oyuncak, yaşayan bir oyuncak bebek. Elbette onu niye yaptıklarını biliyoruz. Kalplerimizi çalıp, çocuklarımızın yerine geçmeleri için. İnsan haysiyetine saldırının ve Tanrı'nın çocuklarını bitirme planının son örneği bu. İşte karşınızda bunun için tasarlanmış yeni nesil çocuk." Ancak halk adamı nefretle yuhalar ve taşa tutar. OYSA Kİ ADAM GERÇEĞİ SÖYLEMEKTEDİR.!! ( Filmin amacı da zaten kitlelerin bilinçaltında AI'ya karşı sempati oluşturmaktır. Bu amaç doğrultusunda filnde AI sevimli, sevgi dolu ve mağdur gösterilmektedir. )






AI robotun alnında "Küp" şeklinde CPU bulunmaktadır. "Kabe" ve Yahudilerin alınlarına taktıkları "Tefillin" sembolizmi yapılmaktadır.

Robotlara "Mecha" ( Mechanic ), insanlara ise "Orga" ( Organic ) denmektedir. Ancak "Mecha" kelimesinde "Mecca" / "Mekke" sembolizmi bulunmakta olup "Küp" de zaten "Kabe"'yi sembolize etmektedir. Neden? 


Elinde küp şeklindeki CPU'yu tutuyor.

Yahudilerin alınlarına koydukları, içinde bazı kelimesel kodların yer aldığı siyah renkli küplere Tefillin ismi verilmektedir. Evvelki bölümlerde incelendiği üzere Prefrontal Cortex olarak anılan beynin alın tarafındaki bölgesi idrak, kontrol ve yönlenme işlevi sağlayan bölgedir. Alın kelimesinden "Nasiyet" olarak Kur'an'da da bahsedilir.


Alnında Tefillin ile bir rabbi ( haham )

11/56 - İnnı tevekkeltü alellahi rabbi ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahızün bi NASİYETİha inne rabbi ala sıratın müstekım ( Kesinlikle ben Rab’bim ve Rab’biniz olan Allah’a dayanıp sığınırım. O’nun ALNINDAN tutup yakalamadığı debelenen yoktur. Kesinlikle Rab’bim doğru yol üzerindedir. )

Ayrıca Türkçe'deki eski bir deyim olan "Akıl KÜPÜ"'nün kaynağı nedir? Bu deyimdeki küp içine sıvı konan oval ve uzun formlu küp müdür yoksa geometrik şekil olan küp müdür? "Rubik's Cube" 1974* yılında ortaya çıkarılmış olup bu deyim ise çok eskidir. ( * 19 ... 10 ... "1" ve 74 ... "11" )

2000 yıl sonra Dünyayı AI yönetmeye başlamış. Sahnede ilk porototip David'in çok gelişmiş versiyonlarından oluşan AI konseyi görülüyor. Sahnede 10 AI var. "10'lar Konseyi" ?!!

"11" sembolü olarak 1973 yılında ( 19 ... 10 ... "1" ve 73 ... 10 ... "1 yani "11" ) inşa edilmiş olan "İkiz Kuleler"'in filmde göründüğü sahnelerin sekansları da dikkat çekmektedir. 



İkiz Kuleler ilk kez 1:35:24'de çizim olarak, 1:35:27'de ise gerçek olarak görüntüye gelmektedir. Bu görüntüde İkiz Kuleler'in bir bölümü suya batmış durumdadır. 


Filmde İkiz Kuleler son kez 1:55:51 ile başlayan bölümde görüntüye gelmektedir.


İkiz Kuleler 1:55:56'da tam olarak ekrana gelmekte olup, kulelerin 3/4 seviyelerine kadar suya batmış oldukları görülmektedir. Bu seviye, 9/11 vakasında uçağın çarpma seviyesine yakın bir seviyedir.


İkiz Kuleler 1:55:57'de sisin ardında görüntüden kaybolmaktadır. Tüm bu görüntülerin 1:55'lik bölüm içinde yer alması "9/11" ( 9+1+1 = 11 ) veya "11" nümerolojisi aısından dikkat çekmektedir. ( 1+5+5 = "11" )


1:56:00'da ise AI robotların ( Mecha ) kullandıkları küp şeklindeki aracın içinden görülmektedir. ( 1 ve 56 ( 5+6 = 11 ) ... Okült nümerolojide boyut portalı açılmasının diğer bir sembolü olan 111 sayısı tezahür etmektedir.




Halk arasında bazen "Bunların hepsi hikâye. Sen çok film izlemişsin. Biraz dünyaya dön." dendiği duyulur. A.I. filminin aşağıdaki  sahnesideki replikler, replikteki konudan bağımsız ve genel bir mesaj vermektedir.



- O sadece bir hikaye
- Hikayeler olanları anlatır.

Benzer husus, Kur'an için "Esatirul evvelin" ( Evvelkilerin masalları / hikayeleri ) diyenlerin misalinde de vardır.

6/25 .... yekulüllezıne keferu in haza illa esatırul evvelın ( .... O inkar edenler "Kesinlikle bu ancak evvelkilerin masallarıdır." derler. )














-sizleştirme süreci

Bu bölümde evvelce defaatle değinilen ve bundan sonra da sıkça değinilmesi gerekecek bir konuya, dijital projeler konusuna tekrar değinilmiştir. Bunun sebebi, konunun insanın akıbeti açısından büyük öneme sahip olmasıdır. 

Transhumanism, Project Avatar - Singularity 2045 gibi dijital teknolojiye dayalı ve AI destekli projelerin, fiziksel ve zihinsel engeli olan insanlara çare sunma, normal insanlara da üstün özellikler kazandırma, hatta ölümsüzlük sağlama gibi hedefleri olduğu söylense de tarih boyunca teknolojinin daha çok yıkım ve yoketme amaçlı kullanıldığı gerçeği dikkate alındığında bu projelerin de esasen "-sizleştirme" yani "yoketme" projeleri olduğu öngörülebilmektedir. 

Asırlardır devam eden ancak döngü sonuna gelinmesi nedeniyle virüs pandemisi senaryosuyla hızlandırılan süreçteki "-sizleştirme" konuları şöyledir.

- Cinsiyetsizleştirme

- Kimliksizleştirme

- Duygusuzlaştırma

- Vicdansızlaştırma

- Ahlaksızlaştırma

- Bilgisizleştirme

- İnançsızlaştırma

- Habitatsızlaştırma

- Mülksüzleştirme

- Bağışıksızlaştırma

- Vatansızlaştırma

- Milliyetsizleştirme

ve.....

- İnsansızlaştırma !

Eşcinselliğin yaygınlaştırılması, aile kavramının yokedilmesi ve bireyselcilik kavramının telkin edilmesi, milliyet ve vatan kavramlarının yokedilmesi, cinayet, pedofili, tecavüz gibi suçların normalleştirilmesi, cehaletin yayılması için eğitim sisteminin çökertilmesi, Allah bilincinin ve inancının yokedilmeye çalışılması ve satanizmin telkin edilmesi, insanın insani özelliklerinden arındırılması, insanlıktan çıkarılması ve AI tarafından kontrol edilen bilgisayar sistemindeki bir koda dönüştürülmesi gayretleri yukarıdaki başlıkların alt eylem planları niteliğindedir.

Pandemi kapsamında zorunlu hale getirilen ve devamlı olması muhtemel maske uygulaması "kimliksizleştirme" sürecinin bir bileşeni niteliğindedir.

Her adımlarını, Allah'ın yaratış sistemini taklit ederek, kur'an'daki bilgileri negatif yönde kullanarak ve kur'an ayetlerindeki hükümlerin tersini uygulayarak atan küresel şeytanlar üst süptil plan realitesini, kaba madde planı dünyaya, suni yolla uyarlamaya çalışmaktadırlar. Yani dijital teknoloji, negatif frekansa hizmet ve insanı tahakküm altına almak için kullanılmaktadır. 

Geçmişe ilerlemek

Kur'an'da en sık yer alan uyarıcı ve dikkat çekici ifadeler;

"Akıl sahipleri için bunda ayetler vardır." ( İnne fi haza le ayatin li ülil elbab"

"Duymaz mısınız?" ( E la tesmeun )

"Görmez misiniz?" ( E lem tera )

"Düşünmez misiniz?" ( E la tetefekkerun )

"Hatırlamaz mısınız?" ( E la tezekkerun )

ifadeleridir. Bu uyarı ifadelerinin işlevi esasen varlıkların açık ve net olarak bahşedilen bilgilerden faydalanmalarını, geçmiş vakalardan sonuç çıkarmalarını ve aynı hataları tekrarlamayarak kaba madde planı dünyadaki reenkarnasyon döngüsünden çıkabilmelerini sağlamaktır. 

Ancak maalesef negatif frekansa sahip nefsani, dünyevi ve maddi olgular varlıkları adeta hipnotize etmekte, görüş ve idrak mekanizmasını bloke etmekte ve tarihsel döngüler boyunca yapılmış aynı hataları tekrarlamalarına sebebiyet vermektedir. 

Evvelki bölümlerde "Şimdi" kavramının idrakinin mümkün olmadığına, "Şimdi"nin esasen "Geçmiş" ve "Gelecek" döngüsünü ifade eden bir kavram olduğuna ve algılanıp idrak edilen bir olgunun veya olayın mutlak surette "Geçmiş"te kalacağına değinilmişti. Ayrıca "Şimdi" kelimesinin "Shemita Cycle" ( Shemita Döngüsü ) ve "Simit" ( Dairesel form ) kelimeleriyle aynı köke ve anlama sahip olduğu da belirtilmişti. 

Dolayısıyla Allahü Teala'nın tüm olguları ve olayları kader mekanizması kapsamında yaratmış olmasından ve Akaşa kayıtları olarak da adlandırılan kozmik bilgileri insana kodlamış olmasından dolayı insan esasen sadece ve sadece "Geçmişi" deneyimlemektedir. İnsan bir ilahi kozmik bilgi haznesi niteliğindedir. Ayetlerde "Hatırlamaz mısınız?" uyarısının sıkça yer almasının sebebi de budur.

Kur'an'da "geçmişi inceleyip analiz etmenin ve sonuçlar çıkarmanın" geleceği şekillendireceği yani aslında "geçmişin gelecek olduğu" defaatle bildirilmektedir. Nisa suresinin 83. ayetinde, herhangi bir olgu veya olay ile karşılaşıldığında bu durumdan sonuç çıkarabilmek için geçmiş tecrübeye yani ilme sahip olanlara danışılmasının yani geçmiş verilere başvurulmasının önemi bildirilmektedir. 

4/83 - Ve iza caehüm emrun minel emni evil havfi ezau bih ve lev radduhü iler rasuli ve ila ülil emri minhüm le alimehüllezıne yestenbitunehu minhüm ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu letteba'tümüş şeytane illa kalıla ( Ve onlara güvenden veya korkudan iş geldiğinde, onu bildirirler. Şayet onu resule ve onlardan iş sahiplerine geri döndürselerdi, onlardan sonuç çıkarabilenler onu bilirlerdi. Şayet Allah üzerinize üstünlük, lütuf ve rahmetini vermezse, azınız hariç şeytana tabi olursunuz. )

Aşağıdaki ayetlerde ise geçmişte olanlardan ders alınarak azgınlıktan ve sapkınlıktan sıyrılınması ve doğru yolun bulunması hususunda net uyarılar yapılmaktadır. 

20/128 - E fe lem yehdi lehüm kem ehleknü kablehüm minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayatin li ülin nüha ( Onlardan önce, meskenlerinde gezen nice nesillerden helak etmemiz onları yönlendirmedi mi? Kesinlikle bunda, akıl sahipleri için ayetler vardır. )

32/26 - E ve lem yehdi lehüm kem ehlekna min kablihim minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayat e fe la yesmeun ( Meskenlerinde yürüyen, onlardan önceki nice nesillerden helak etmiş olmamız onları yönlendirmedi mi? Kesinlikle bunda ayetler vardır. Artık duymazlar mı? )

35/44 - E ve lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim ve kanu eşedde minhüm kuvveh ve ma kanellahü li yu'cizehu min şey'in fis semavati ve la fil ard innehu kane alimen kadırav ( Ve yerde gezmediler mi? Onlardan öncekilerin sonu nasıl oldu bakmadılar mı? Kuvvet olarak onlardan daha şiddetliydiler. Allah, göklerde ve yerde hiçbir şey tarafından aciz bırakılabilecek değildir. Kesinlikle O bilendir gücü yetendir. )

36/31 - E lem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun ( Onlardan önce nice nesillerden helak ettiğimizi görmediler mi? Kesinlikle onlar onlara dönmezler. ) 

43/8 - Fe ehlekna eşedde minhüm batşen ve meda meselül evvelın ( Böylece, kuvvetçe, tutuşça onlardan daha şiddetlilerini helak ettik. Evvelkilerin misali de geçmiştir. )

50/36 - Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm eşeddu minhüm batşen fe nekkabu fil bilad hel min mehıys ( Ve onlardan önce, kuvvetçe, tutuşça onlardan daha şiddetli olan ve beldeleri delen nice nesilden helak ettik. Kaçacak yer var mı? ) 

Casiye suresinin 24. ayetinde "zaman" kavramının olmadığından ve her şeyin döngülerden ibaret olduğundan bihaber cahillerin zanni söylemleri misallendirilmiştir.

45/24 - Ve kalu ma hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma YÜHLİKUNA illed DEHR ve ma lehüm bi zalike min ılm in hüm illa yezunun ( Ve "O, dünya hayatı haricindeki değildir. Ölürüz ve diriliriz. O  BİZİ HELAK EDEN ancak ZAMANDIR." dediler. Onlara bununla ilgili ilim yoktur. Kesinlikle onlar ancak zannederler. )

Saturday, October 3, 2020

Neo ... One ... EON

"- Do you believe in fate, Neo? ( Kadere inanır mısın Neo? )

- No. ( Hayır )

-Why not? ( Neden olmasın ? )

- Because I don't like the idea that I'm not in control of my life." ( Çünkü hayatımın benim kontrolüm altında olmadığı fikrinden hoşlanmıyorum. )

Yukarıdaki replikler 1999 yılında vizyona girmiş olan ve nihilist bir yeni dünya düzeni mesajını veren Matrix filmindeki Morpheus ve Neo* karakterleri arasında geçmektedir. Bu diyalogda Neo, dolaylı olarak nihilizmin tanımını yapmaktadır. Zira, ateizm unsurlarını da içeren ve her türlü dini, ahlaki ve ilmi prensibin, ilahi kader mekanizmasının ve yaratıcının reddi anlamına gelen ve sistemsizliği savunmasına rağmen özünde bir inanç sistemi olan yani satanizm olan nihilizm anlayışı aşağıdaki başlıklarda  özetlenebilmektedir.

1- Yaratıcının olmadığına inanmak
2- Kaderin olmadığına inanmak
3- Ahlaki değerlerin olmadığına inanmak
4- Özgürlüğün sınırsızca her istenenin yapılabileceği anlamına geldiğine inanmak
5- KONTROLÜN tamamen kendinde olabileceğine inanmak
6- Hayatın bir hedefi ve anlamı olmadığına inanmak

Neo ayrıca filmin sonunda şu sözleri söylemektedir.

“Biliyorum oradasın. Seni şimdi hissedebiliyorum. Korktuğunu biliyorum….bizden korkuyorsun. Değişimden korkuyorsun. Geleceği bilmiyorum. Sana bunun nasıl biteceğini söylemek için gelmedim. Sana bunun nasıl başlayacağını söylemek için geldim.  Bu telefonu kapatacağım ve bu insanlara, senin onlara göstermek istemediğini göstereceğim. Onlara sensiz bir yaşam göstereceğim. Kuralsız ve kontrolsüz , sınırları ve kısıtlamaları olmayan bir Dünya. Herşeyin mümkün olduğu bir Dünya. Gitmeye başladığımız noktada sana bir seçim bırakıyorum.”

Yukarıdaki sözler açık ve net bir şekilde satanizmin hakim olduğu bir dünya düzenini tanımlamaktadır.

* "Neo" ( Yeni ) kelimesindeki harfler ile "One" ( Bir ) ve "Eon" ( Şeytan ) kelimeleri de oluşturulabilmektedir. "Neo" aslında "Eon"'u yani şeytanı temsil etmektedir.


Yunan mitolojisindeki "Aion" karakteri de reptilian cin soyunun yani şeytanı sembolize etmektedir.


Yılan sembolizmli Aion 

Filmdeki şu sahnede soldaki sayfasının başında "On Nihilism" yazan bir kitap ve "Dolarlar" görüntüye gelmektedir. Bu sahnede telkin edilmek istenen subliminal mesaj “Tüm değer yargılarının ortadan kalkacağı ve tek değer yargısının para olacağı.” mesajıdır.


Ayrıca filmde Neo ile temasın gerçekleştiği sahnelerin sekans zamanlamalarında 11 nümerolojisi dikkat çekmektedir. ( 11 sayısı düalite, döngü, halden hale geçiş, boyutlar arası geçiş portalı kavramlarının nümerik sembolüdür. )

1- Uyumakta olan Neo'nun karşısındaki boş bilgisayar ekranı ilk kez 07:04'te görüntüye geliyor.


2- Bilgisayar ekranında "Wake up, Neo..." ( Uyan Neo ) yazısının belirdiği kareye geçiş anı da 07:13 olarak gerçekleşiyor.





Sivrisinek ve Sarı Humma planı?!

"Yellow Fever is an epidemic-prone mosquito-borne vaccine preventable disease that is transmitted to humans by the bites of infected MOSQUITOS.. ........ The global Eliminate Yellow fever Epidemics (EYE) !!! strategy has been developed by a coalition of partners ( GAVI, UNICEF and WHO ) to face yellow fever’s changing epidemiology, resurgence of mosquitoes, and the increased risk of urban outbreaks and international spread. This global, comprehensive long-term strategy (2017- "2026" ) targets the most vulnerable countries, while addressing global risk, by building resilience in urban centres, and preparedness in areas with potential for outbreaks and ensuring reliable vaccine supply."

https://www.who.int/health-topics/yellow-fever#tab=tab_1

DSÖ'nün ( Dünya Sağlık Örgütü ) resmi internet sitesinden alınmış olan yukarıdaki raporda sivrisinekten bulaşan bir virüs kaynaklı oluşan Sarı Humma hastalığına karşı geliştirilen EYE ( Eliminate Yellow Fever Epidemics / Sarı Humma Salgınını Engelle ) konseptli stratejiden bahsedilmektedir. Stratejinin kısaltılmış hali EYE olup bu kelime okültizmde her şeyi gören GÖZü sembolize etmekte gibidir. ( Kısaltmada "Fever" ( Ateş ) kelimesinin baş harfi "F"'nin özellikle dikkate alınmadığı izlenimi oluşmaktadır. )

Strateji raporunda "2026" yılına kadar, hedeflenen ülkelerdeki aşılama operasyonlarına değinilmektedir.

"2/26" kodlu ayette "Sivrisineğin misali"'nden ilk ve son kez bahsedilmesi hem 2026 yılıyla, hem de Sivrisinek kelimesiyle ilginç bir uyum sergilemekte ve bazı sinsi uygulamaları ve planları haber vermekte gibidir. ( Kur'an'da "Beudat" ( Sivrisinek ) kelimesinin tek geçtiği ayet 2/26 kodlu ayettir. )

2/26 - İnnellahe la yestahyı en yadribe meselen ma BEUDATEN fe ma fevkaha fe emmellezine amenu fe ya'lemune ennehül hakku min rabbihim ve emmellezine keferu fe yekulune maza eradellahü bi haza mesela yüdıllü bihı kesıran ve yehdı bihı kesıra ve ma yüdıllü bihı illel fasikin

( Kesinlikle Allah o SİVRİSİNEĞİN veya daha üstününün misalini beyan etmekten çekinmez. Böylece o inananlar onun Rab’lerinden kesin gerçek olduğunu bilirler. O inkar edenler ise "Allah bu misal ile ne istedi?" derler. Onunla birçoklarını saptırır ve birçoklarını yönlendirir. O saptırdıkları ancak günahkarlardır. )

Coronavirus pandemisi kapsamında aşılama ve çipleme konularında gündemden düşmeyen Bill Gates'in 2009 yılındaki TED konferansı esnasında, sözde Malaria'yaya dikkat çekmek için, cam kavanozdan salona sivrisinek salması hala hafızalardadır. Gates bu hareketiyle sübliminal bir ritüel yapmış ve sivrisinek kaynaklı virüsü üzerinize salacağız mesajı mı vermiştir? ( Malaria parazit, Sarı Humma virüs vasıtasıyla bulaşmaktadır. )


30/51 - Ve (1) le (2) in (3) erselna (4) RIHAN (5) fe (6) raev (7) hü (8) MUSFERRAN (9) le zallu min ba'dihı yekfürun ( Ve eğer RÜZGAR göndersek de onu SARILAŞMIŞ görseler, onun ardından inkar etmeye başlarlar. )

Ayetteki "Sarılaşmış rüzgar" kavramının sembolize ettiği anlamlardan biri de "Sarı Humma" mıdır? Ayet kodunun ( 30/51 ) nümerolojik değeri "9" sayısını ( 3+0+5+1 = 9 ) vermekte olup, bu sayı Bill Gates'in sivrisinek temalı TED konferansı tarihi olan 200"9" le uyum arzetmektedir. Ayrıca ayetteki ilk cümle "Musferran" ( Sarılaşmış ) kelimesinde bitmekte olup, bu kelime 9. kelimedir. 

Yukarıda incelenen 2/26 kodlu ayetin ilk cümlesi de 9 kelimeden oluşmakta olup, 9. kelime "Beudat" ( Sivrisinek ) kelimesidir.

2/26 - İnne (1) allahe (2) la (3) yestahyı (4) en (5) yadribe (6) meselen (7) ma (8) BEUDATEN (9) ... ( Kesinlikle Allah o SİVRİSİNEĞİN misalini vermekten çekinmez. .... )

Gulliver'in Gezileri

Jonathan Swift tarafından 1726 yılında yayınlanan ve Swift'in yazdığı tek roman olan "Gulliver'in Gezileri", Lemuel Gulliver adındaki doktorun dört farklı ve fantastik ülkedeki maceralarını konu almaktadır. 

                                      


"Gulliver" kelimesi "Gull" ( Ahmak, Cin, Dev, Bağlı ) ve "Ver / Fer" ( Getirme, Geçme ) kelimelerinden oluşmaktadır. "GULLiver" kelimesinin kökündeki "GUL" kelimesi Arapça'daki "GUL" ( Ahmak, Bön, Sersem, Cin, Dev gibi olan ) kelimesidir. "GUL" kelimesi ayrıca "ĞULL" ( Bağ, Bağlamak, Pranga vurmak ) kelimesinin de köküdür. Cinler, basiretleri "bağlandığı" için nefsaniyet batağına saplanmış olan ve zekalarını aptalca davranış ve eylemler için kullanan varlıklar olduğundan "GUL" kelimesi cinleri de tanımlamaktadır. Ayrıca "GUL" kelimesinin İngilizce'deki "GLUE" ( Tutkal ) kelimesiyle de ilintisi bulunmaktadır. Zira "tutkal" bir nesneyi bir başka nesneye "bağlayan" olgular için kullanılan bir kelimedir. Bu noktada cinlerin insana tasallut etmesi yani "yapışması, bağlanması, TUTunup KALması" kavramı ile olan ilinti de ortaya çıkmaktadır. Anadolu kültüründe cin tayfasından olan ve "GULyabani" olarak anılan bir yaratık da bulunmaktadır.

Romanda Gulliver ilk yolculuğunu Lilliput isimli cüce insanlar ülkesine yapar. Burada dev gibi kaldığından yakalanarak bağlanır. Ancak özgür bırakılması karşılığında, düşmanları ile savaşta onlara yardım eder.  

Gulliver ikinci yolculuğunu devler ülkesine yapar. Kraliçenin sarayında bir ev hayvanı, bir oyuncak muamelesi gören Gulliver, hoyrat ve kaba insanların yaşadığı bu ülkeden de kaçmayı başarıp ülkesine döner. 

Gulliver üçüncü yolculuğunu "uçan ada" ( üçan daire sembolzmi ) Laputa'ya* yapar. Bu ülkenin normal boyuttaki insanları sadece müzik, matematik ve soyut düşüncelerle uğraştıklarından normal düşünebilmek için uşakların yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. ( * Laputa kelimesi "La" ve "Puta" kelimelerinden oluşmakta olup, "Put" kelimesi çağrışımı söz konusudur. )


Uçan Ada Laputa

Gulliver'in dördüncü ve son yolculuğu Yahoo adı verilen insana benzer vahşilerin ve onlara hükmeden Houyhnhnm adı verilen asil atların ülkesinedir. Gullliver, oradaki yaşamı gözleyince atlara karşı saygı ve hayranlık duymaya, mücevherlere anlamsız bir düşkünlük gösteren anlamsız insanlardan da nefret etmeye başlar. Asil atlar ise Gulliver'in anlattıklarını, savaşları, gereksiz kavgaları anlamakta güçlük çekerler. Artık hep yanlarında kalmak isteyen Gulliver’e izin vermez ve onu evine gönderirler.


Dikkat edilecek olursa insanlardan nefret eder hale gelen Gulliver'in tek kalmak istediği ülke "Atların insanlara hükmettiği ülkedir." Cin şeytanlarına ait bir olgu olan "İnsandan nefret edilmesi" kavramı bu vesileyle zikredilmektedir. Zira romandaki Portekizli Kaptan Pedro de Mendez*  ( "Mendez'in Babası" anlamına gelir. ) karakteri sabırla onu insanlara karşı olumsuz duygularından vazgeçirmeye çalışır. ( * İblis'in sembolü olan keçi kafalı Baphomet, "Goat of Mendes" ( Mendes'in Keçisi ) olarak bilinir. Bu noktada yine şeytanın aslında "iyi olduğu ve insana yardım etmeye çalıştığı" telkini yapılmaya çalışılmaktadır. )

İnsanların atlar tarafından yönetilmesi konsepti ise yeni dünya düzeni sloganı altında cin şeytanlarının insanları köleleştirme planına atıfta bulunmakta gibidir. Okült sembolizmde Unicorn ( Tek Boynuz ) olarak bilinen "At" figürü de esasen İblis'in sembolüdür. Denver havalimanının girişinde yer alan dev boyutlu mavi at heykeli de Unicorn'u yani İblis'i sembolize etmekte olup Bluecifer ( Lucifer'e atfen ) olarak anılmaktadır. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/denver-havalimanndaki-okult-sembolizm.html


Sad suresinin aşağıdaki ayetlerinde nefsani ve maddi bir kavram olan mal olgusuna yani dolaylı olarak cinlere kulluk eden insan misalinin "At"* kelimesi kullanılarak verilmesi Gulliver'in hikayesiyle uyum sergilemektedir.

38/31 - İz urida aleyhi bil aşiyyis SAFİNATül ciyad ( Zamanında ona, akşamüstü güzel cins ATLAR istenmişti. )

38/32 - Fe kale innı ahbebtü hubbel HAYRİ an zikri rabbi hatta tevarat bil hıcab ( "Kesinlikle ben MAL servet, AT sevgisini Rab’bimi hatırlamanın üzerine sevdim." dedi. Nihayet perdeye gizlendi. )

* "Truva Atı" hikayesindeki At da şeytanın sinsice içeri sızması özelliğinin bir başka sembolüdür.

Romandaki bazı ilginç karakterler ve kavramlar da okült sembolizm açısından dikkat çekmektedir.

Lilliput İmparatoru: 15 cm boyundaki ve halkının kendisinden "evrenin ve neşenin terörü" diye bahsettikleri kral.

Yahoo'lar : Gulliver'in kendilerinden olduğunu iddia eden insana ve maymuna benzeyen vahşi bir ırk.

Houyhynhnm'ler ( Kişneme sesinden ) : Yahoo'ları yöneten, anlayışlı, nazik atlardan! oluşan bir ırk.

Strulbrug'lar: Tek amaçları ölmelerine izin verilmesi olan mutsuz, ölümsüz bir ırk. 

Laputa : Uçan ada! ülke