Çeviri

Tuesday, October 6, 2020

Gerçeği itibarsızlaştırmak

İlim verilmiş olmalarına rağmen ilmi kendi nefsani ve maddi menfaatleri doğrultusunda kullanmak yoluna sapan ve dolayısıyla nihayetinde ilim yoksununa dönüşen inkârcı müşriklerin kadim eğilimleri bilgiyi gizlemek, bilinegeleni, dogmayı, kökleşmiş temayülleri, batılı ve ritüelleri insanlara  telkin etmeye çalışmak, onlara sımsıkı bağlanmak, gerçeği konuşan ve gerçek ilmi aktarmaya çalışanlarla alay etmek, onları dışlamak ve itibarsızlaştırmaktır.

Haberciler, resuller ve ilim sahipleri tarih boyunca bu yolda tarifi mümkün olmayan acılara maruz kalmışlar ve hatta öldürülmüşlerdir. Ancak sarp yokuşa ( akabe 90/11 ) göğüs verebilmeyi başaranlar asla ve asla gerçekten, iyilikten ve doğruluktan sapmamışlar ve ilahi misyonlarını son ana kadar ifa etmenin heyecanını yaşamışlardır.

Aşağıdaki ayetler konu bağlamında net mesajları ve misalleri içermektedir.

2/42 - Ve la telbisül hakka bil batılı ve tektümül hakka ve entüm ta'lemun ( Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin. )

3/71 - Ya ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka ve entüm ta'lemun ( Ey kitap sahipleri, neden gerçeği batıl ile örtersiniz de gerçeği bile bile gizlersiniz? )

2/91 - Ve iza kıle lehüm aminu bima enzelellahü kalu nü'minü bima ünzile aleyna ve yekfürune bima veraehu ve hüvel hakku müsaddikan li ma meahüm kul fe lime taktülune enbiyaellahi min kablü in küntüm mü'minın ( Ve onlara "O Allah’ ın indirdiğine inanın." denildiğinde, "O üzerimize indirilene inanırız." derler. Onun arkasından inkar ederler. O, onlarla birlikte olanı doğrulayıcı olarak gerçektir. De ki: "Eğer inananlarsanız, o halde neden önceden Allah’ ın habercilerini öldürüyordunuz." ) 

3/186 - Le tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezine utül kitabe min kabliküm ve minellezine eşraku ezen kesira ve in tasbiru ve tetteku fe inne zalike min azmil ümur ( Mallarınız ve nefisleriniz hakkında sınanacaksınız. O sizden önce kitap verilenlerden ve ortak koşanlardan eziyet verici çok şey duyacaksınız. Eğer sabrederseniz ve sakınırsanız, kesinlikle bu büyük ve azimli işlerdendir. ) 

6/5 - Fe kad kezzebu bil hakkı lemma caehüm fe sevfe ye'tıhim enbaü ma kanu bihı yestehziun ( Gerçek kendilerine geldiğinde onu yalanladılar. Artık o alay ettiklerinin haberi yakında onlara gelecektir. )

10/39 - Bel kezzebu bima lem yühıytu bi ılmihı ve lemma ye'tihim te'vılüh kezalike kezzebellezine min kablihim fenzur keyfe kane akıbetüz zalimın ( Bilakis, onun ( kur'an ) ilmini kuşatıp kavrayamadıklarından dolayı yalanladılar. Onun yorumu onlara asla gelmedi. Onlardan öncekiler de işte böyle yalanlamışlardı. Artık bak zalimlerin sonu nasıl oldu. )

23/70 - Em yekulune bihı cinneh bel caehüm bil hakkı ve ekseruhüm lil hakkı karihun ( "Onda cinlik var." mı diyorlar? Bilakis onlara gerçek ile geldi. Onların çoğunluğu gerçek için isteksizdirler, zorlanıp hoşlanmayanlardır. )

30/10 Sümme kane akıbetellezine esaüs sua en kezzebu bi ayatillahi ve kanu biha yestehziun ( Sonra, Allah' ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla alay ettiler diye o kötülük edenlerin sonu kötünün en kötüsü oldu. )

90/11 - Fe laktehamel akabet ( Böylece sarp yokuşa tahammül edemedi. )

İncil'den;

41 Mark 13-9 "Ama siz kendinize dikkat edin! İnsanlar sizi mahkemelere verecek, havralarda dövecekler. Benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak, böylece onlara tanıklık edeceksiniz.

Ama eninde sonunda ne olacağı ise Enbiya suresinin 18. ayetinde muhteşem bir teşbih vesilesiyle bildirilmektedir.

21/18 - Bel nakzifü bil hakkı alel batıli fe yedmeğuhu fe iza hüve zahık ve lekümül veylü min ma tesıfun ( Bilakis, gerçeği batılın üzerine atarız da onun beynini çıkarır. O zaman o yok olur. O vasfettiklerinizden dolayı sizlere vaylar olsun. )

No comments:

Post a Comment