Çeviri

Thursday, October 15, 2020

Savaş koşulları ... Kürh, Kıtal, Katl, Fitne, Fesad 

Dinde "Zorlama" olmadığı, savaşın ise inananlar için "Zorlanma" olduğu Bakara suresinin 256. ve 216. ayetlerinde bildirilmektedir.

2/256 - LA İKRAHE FİD DİNİ kad tebeyyener ruşdü minel ğayy fe men yekfür bit tağuti ve yü'min billahi fe kad istemseke bil urvetil vüska len fisame leha vallahü semıun alim ( DİNDE ZORLAMA YOKTUR. Doğru yanlıştan açığa çıkmıştır. Kim azgını inkar ederse ve Allah’a inanırsa artık sağlam kulba tutunmuştur. O ona asla kopmaz. Allah duyandır, bilendir. )

2/216 - KÜTİBE ALEYKÜMÜL KITALÜ VE HÜVE KÜRHÜN ve asa en TEKRAHU şey'en ve hüve hayrun leküm ve asa en tühıbbu şey'en ve hüve şerrun leküm vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun ( SAVAŞ ÜZERİNİZE YAZILDI. O SİZE ZORLANMADIR. Ve ola ki siz bir şeye ZORLANIRSINIZ, bir şeyden hoşlanmazsınız, o size hayırlı olabilir. Ola ki siz bir şeyi seversiniz, o size kötü olabilir. Allah bilir de sizler bilmezsiniz. )

İnananlar için savaşın, ancak ve ancak inkârcı zalimlerin savaş açması ( kıtal ), öldürmesi ( katl ), zorlaması ( kürh ) ve bozgunculuk yapması ( fitne, fesad ) yapması durumunda ortaya çıkabilecek bir durum olduğu ve savaşın hudutları da olduğu ayetlerde bildirilmektedir.

2/190 Ve KATİLU fı sebılillahİLLİZİNE YÜKATİLUNEKÜM ve LA TA'TEDU innellahe la yühıbbül mu’tedın ( Ve SİZİNLE SAVAŞANLARLA Allah yolunda SAVAŞIN. Ve HUDUDU AŞMAYIN. Kesinlikle Allah hudutları aşanları sevmez. )

"Fitne"nin yani "ara bozmanın, bozgunun ve saptırmanın" öldürmekten daha büyük günah olduğu Bakara suresinin 191. ve 217. ayetlerinde bildirilmektedir. ( Fitne ile Fesad yakın anlamları yansıtmaktadırlar. )

2/217 - Yes'eluneke aniş şehril harami kıtalin fıh kul kıtalün fıhi kebir ve saddün an sebılillahi ve küfran bihı vel mescidil harami ve ıhracü ehlihı minhü ekberu ındellah vel FİTNETÜ EKBERU MİNEL KATL ve la yezalune yükatiluneküm hatta yerudduküm an dıniküm inisteta ve men yertedid minküm an dınihı fe yemüt ve hüve kafirun fe ülaike habitat a'malühüm fid dünya vel ahırah ve ülaike ashabün nar hüm fıha halidun ( Sana savaşın, içinde haram olduğu aydan sual ederler. De ki: "Onun içinde savaşmak büyük günahtır. Allah yolunda engellemek, onu ve Mescid-i Haram’ ı inkar etmek, sahiplerini ondan çıkarmak Allah’ ın indinde daha büyük günahtır. FİTNE ÖLDÜRMEKTEN DAHA BÜYÜK GÜNAHTIR." Eğer istidatları olsa, sizi dininizden döndürene kadar savaşmaktan geri durmazlar. Sizden kim dininden dönerse ve inkarcı olarak ölürse işte onlar, onların çalışmaları dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar ateşin sahipleridirler. Onlar onun içinde ebedidirler. )

2/191 - Vaktüluhüm haysü sekıftümuhüm ve ahricuhüm min haysü ahracuküm vel FİTNETÜ EŞEDDÜ MİNEL KATL ve la tükatiluhüm ındel mescidil harami hatta yükatiluküm fıh fe in kateluküm faktüluhüm kezalike cezaül kafirın ( Ve onları her nerede bulursanız, onları öldürün. Onları sizi çıkardıkları yerden çıkarın. FİTNE ÖLDÜRMEKTEN DAHA ŞİDDETLİDİR.Onlar Mescid-i Haram’ ın indinde, onun içinde sizinle savaşana kadar onlarla savaşmayın. Eğer sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İşte inkarcıların karşılıkları böyledir. )

2/192 - FE İN İNTEHEV fe innellahe ğafurun rahım ( EĞER ONLAR VAZGEÇERLERSE, kesinlikle Allah affedendir merhametlidir. ) 

2/193 - Ve KATİLUHÜM HATTA LA TEKUNE FİTNETÜN VE YEKUNED DİNÜ LİLLAH fe in intehev fe la udvane illa alez zalimın ( Ve FİTNE KALMAYANA VE DİN ALLAH İÇİN OLANA KADAR ONLARLA SAVAŞIN. Eğer vazgeçerlerse, zalimlerin üzerine olması haricinde düşmanlık yoktur. )

Yukarıdaki ayetlerde inkârcıların savaşmaktan vazgeçmesi durumunda affedici olunması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca savaşın, inkârcı zalimlerin zorlamaları yani fitneleri ortadan kalkana ve Allah'a inananlar inançlarında serbest olana kadar sürmesi gerektiği de bildirilmektedir.

Tevbe suresinin 29. ayetinde inançsızlarla savaşın, ancak inançsızların itaat edip elden "Cizye" ( Vergi ) verdiğinde sona erebileceği bildirilmektedir. Ayetteki "Cizye" ( Vergi ) kelimesi inkârcıların zekât gibi yaptıkları bağışa verilen isimdir. Bu eylem inkârcıların, inkârcı olmalarına rağmen inananlarla savaşmayacaklarının bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. 

 9/29 - Katilüllezıne la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahıri ve la yühürrimune ma harremallahü ve rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezine utül kitabe hatta yu'tul CİZYETE an yedin ve hüm sağırun ( O kitap verilenlerden, Allah’a ve sonraki güne inanmayan, Allah' ın ve resulünün haram kıldığını haram kılmayan ve gerçek dini din edinmeyenlerle, onlar alçalmış olarak elden CİZYE verene kadar savaşın. )

Maide suresinin 32. ayetinde ise "İnsan öldürmeyen ve bozgunculuk yapmayan bir insanı / nefsi öldürmenin tüm insanları / nefsleri öldürmek gibi olduğu" bildirilmektedir.

5/32 - Min ecli zalike ketebna ala benı israıle ennehu MEN KATEL NEFSEN Bİ ĞAYRİ NEFSİN EV FESADİN FİL ERDI FE KE ENNEMA KATELEN NASE CEMIA VE MEN AHYAHA FE KE ENNEMA AHYAN NASE CEMIA ve lekad caethüm rusülüna bil beyyinati sümme inne kesıran minhüm ba'de zalike fil erdı le müsrifun ( Bu sebepten, İsrailoğulları'na "Kesinlikle ki KİM, NEFSE KIYMAYAN VEYA YERDE BOZGUN YAPMAYAN NEFSİ ÖLDÜRÜRSE, KESİNLİKLE TÜM İNSANLARI ÖLDÜRMÜŞ GİBİ OLUR. Kim onu yaşatırsa, insanları topluca yaşatmış gibi olur." diye yazdık. Onlara resullerimiz açık delillerle geldiler. Sonra, bunun ardından, kesinlikle birçoğu yerde müsrifler olurlar. )

Zira Allah'ın "insanları tek nefisten yarattığı" Zümer suresinin 6. ayetinde bildirilmektedir.  

39/6 - Halekaküm min nefsin vahıdetin ... ( Sizi tek nefisten yarattı. .... )

No comments:

Post a Comment