Çeviri

Friday, October 23, 2020

Yönetmek mi? Yönlendirmek mi? 

"Yön" kelimesi "Taraf, Doğrultu, Cihet, İstikamet" anlamlarını içeren bir kelime olup, "Yan"* kelimesiyle anlamsal ve fonetik açıdan ilintilidir.

* Almanca'daki "Jen" kelimesi ( "Yen" okunur. ) bir işaret sıfatı olup varlıkların ne yönde olduklarını belirtmek için kullanılmaktadır. ( Örnek: Jenes Buch = Oradaki kitap )

"Yön" kökünden türemiş olan iki fiil günlük yaşantıda da sık kullanılmaktadır. "Yönetmek" ve "Yönlendirmek"

"Yönetmek" fiili yaptırımsal, zorlayıcı ve tahakküme dayalı bir eylemi tanımlamakta ve bu fiile maruz kalana karar verme imkânı tanımamaktadır. "Yönetilme" konumunda kalmış olmanın iki sebebi olabilir. "Mecburiyetten* isteksizce zorlanma" veya "Cahilce biyattan istekle kabul"

* Mecburiyetin hasıl olma sebebinin kökünde Allah'ın insanlara eşit olarak bahşettiği nimetlerin şeytanlarca, tahakküm amaçlı gasp edilmesi bulunmaktadır.

"Emir vermek" fiili "Yönetmek" fiilinin alt ürünüdür. Herhangi bir talebe itirazın veya talebin reddinin yaptırımla sonuçlanacağı bir ortamda zorbalık ve zulüm yani "Yönetim" tezahür eder. "Yönetim aslında emir vermek değildir ki" gibi bir karşı söylem ise kelimelerin anlamlarını ve gerçekleri dikkate almadan yaşamaya alıştırılmış olanların ürünüdür.

İlahi nizamda bir varlığın diğerini yönetmesi değil yönlendirmesi esastır. Dolayısıyla yaratılış esasen varlıkların birbirlerini yönlendirmeleri üzerine kurulu bir sistemdir. Bakara suresinin 256. ayetinde yer alan "La ikrahe fid din" ( Dinde zorlama yoktur. ) ifadesi bu hususu açıkça bildirmektedir.

Hud suresinin 59. ayetinde ise zalimlerin "inatçı zorbalar" ( cebbarin anid ) oldukları vurgulanmakta ve cahil inkârcıların biyat etmek suretiyle bu zalimlere kendilerini yönetme imkânı verdikleri, kendilerini teslim ettikleri ve onların emirlerine tabi oldukları belirtilmektedir.

11/59 - Ve tilke adün cehadu bi ayati rabbihim ve asav rusülehu VETTEBEU EMRA KÜLLİ CEBBARİN ANİD ( Ve işte Ad, Rab’lerinin ayetleri ile cihad ettiler. O’nun resullerine isyan ettiler. HER İNATÇI ZORBANIN EMİRLERİNE TABİ OLDULAR. )

Beled suresinin 13. ayetinde de "Boyunduruk altına alma" ( Rekabet ) yani bir anlamda "Yönetme" eyleminin bırakılması öğütlenmektedir.

90/13 - Fekkü rekabet ( Boyunduruğu, köleleştirmeyi, rekabeti bırakmak. )

Allah'ın haricindekinden emir alınmasının ve O'nun haricindekinin yönetimine girilmesinin ilahi nizama aykırılık teşkil ettiğinin delili, vicdana hitap eden şu örnekle sabittir. Aralarında sadece arkadaşlık ilişkisi bulunan iki kişiden birinin diğerine "Şimdi git ve şunu yap." söyleminde bulunması diğerinin tepkisine yol açacak, gücenmesi ve talebi reddiyle sonuçlanacaktır. Bu durum zaten ortada bir sorun olduğunu ispatlar niteliktedir. Anılan emir cümlesinin kabulü için bu iki kişi arasındaki ilişkinin niteliğinin değişmesi gerekir ki işte bu değişim sistemdeki "bug"dır yani sorundur.

"Yönlendirmek" fiili ise zorlama ve tahakküm girişimi içermeyen nihayetinde kararı, "yönlendirme" yani "yön önerisi" sunulan kişiye bırakan bir eylemi tanımlamaktadır. Kur'an'ın dahi bir "Hüda" ( Yönlendirme ) olduğu ayetle bildirilmiştir. Şayet "Yönlendirme" fiili ilahi zorlama ve mecburiyet içerseydi yerde sapık ve zalim kimse bulunmazdı. Kur'an'da "Hüdallah" ( Allah'ın yönlendirmesi ) ifadesi de sık tekrarlanmaktadır.

2/2 - Zalikel kitabu la raybe fih HÜDen lil müttekin ( Bu, o hakkında şüphe olmayan, sakınanlar için YÖNLENDİRME olan kitaptır. ) 2/120 - .... kul inne HÜDELLAHİ hüvel HÜDA .... ( ... De ki: "YÖNLENDİRME kesinlikle o Allah’ ın YÖNLENDİRMESİdir." ... )

"Hüda" kelimesi, "Had / Hadi" ( Yönlendirici ), "Hidayet" ( Yönlenme ) kelimeleriyle aynı kökten ( HD kökü ) türemiştir. İngilizce ve Fransızca'daki "Guide" ( Rehber, Yönlendirici ) kelimesi "HİDayet" kelimesindeki "Hid" kökünün tezahürüdür. ( Bu kelime Fransızcada "Gid" olarak, İngilizcede "Gayd" olarak telaffuz edilir. Her iki telaffuz da "Hid / Had" köküyle uyumludur. ) Ayrıca İngilizcedeki "Head" ( Baş ) kelimesi "Yönlenmek" anlamını da içermekte olup yine "Hid" kökünün bir başka tezahürüdür. 

Fatiha suresinin 6. ayetinde inananların Allah'tan "Yönlendirme" talebi yer almaktadır. Ayette yine "Hid" kökü bulunmaktadır.

1/6 - İHDinas sıratel mustakim ( Bizi doğru yola YÖNLENDİR. )

"Yönlendirme" fiilinin yer aldığı bazı ayetler;

7/181 - Ve min men halakna ümmetün YEHDUNE bil hakku ve bihı ya'dilun ( Ve yarattığımız kimselerden, gerçeğe YÖNLENDİREN ve onunla adil olan topluluk var. )

Zümer suresinin 23. ayetinde de "Kur'an"'dan ve "Allah'ın yönlendirmesinden" bahsedilmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere "Yönlendirme" zorlama ve mecburiyet içerseydi yeryüzünde sapık ve zalim kimse kalmazdı. Allah'ın yönlendirmesi, sadece inananlar için "Emir"* niteliğindedir.

( * "Emir" kelimesi esasen "İş" anlamına gelen "Emr" kelimesidir. )

39/23 - Allahü nezzele ahsenel hadısi kitaben müteşebihen mesaniye takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike HÜDELLAHİ YEHDİ bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min HAD ( En güzel sözü, benzetmeli ikili kitap olarak Allah indirdi. O Rab’lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın YÖNLENDİRMESİDİR. Onunla dilediği kimseyi YÖNLENDİRİR. Allah kimi saptırırsa, artık ona YÖNLENDİRİCİDEN yoktur. )

No comments:

Post a Comment