Çeviri

Monday, January 29, 2024

AXIOM Space şirketi ve WALL-E filmi

23.06.2008* yılında ABD'deki Greek Theatre'da "WALL-E" isimli bir filmin ilk gösterimi yapılmıştır. Filmin kısaca konusu, dünyanın yaşanamayacak! hale gelmesi ( getirilmesi ) sonrasında insanların, yapay zeka ( YZ ) kontrolündeki bir uzay gemisinde yaşamlarını dijital köleler halinde sürdürmeleridir. 

* Gün 23.06 ... 2+3+0+6 = 11 ve yıl 2008 ... 2+0+0+8 = 10 ... 11 ve 111 sembolizmi.

Filmde obezleşmiş, ancak yürüteçlerle hareket edebilir hale gelmiş, sürekli olarak önlerindeki ekranlara bakan ve en temel ihtiyaçları için dahi YZ'ın talimatlarına ihtiyaç duyan bir insan topluluğu tasvir edilmektedir.




Yürüteçsiz hareket edemeyen insanlar...

Arka planda "Tek Göz" sembolizmiyle tasvir edilmiş olan ve insan kaptana talimat verip yönlendiren YZ Kaptan!

Filmdeki uzay gemisi şirketinin ismi "Buy n Large Corporation (BNL)"'dır. "Buy n Large" kelime grubu semantik olarak "Buy" ( Satın al ) ve "Enlarge" ( Genişle(t) ) kelimelerinden oluşmaktadır. Bu kelimeler vasıtasıyla hem siyonist kapitalist küreselcilerin yayılımcı mülkiyet ve tahakküm hırsı, hem de insanları sadece satın alan ve obezleşen varlıklara yani kölelere dönüştürmek istedikleri simgelenmektedir. Filmin bir sahnesinde bir robot çocuklara alfabeyi öğretirken "B is for Buy n Large, your very best friend" ( B, en iyi arkadaşınız Buy n Large'dır. ) cümlesini kurmaktadır. B harfinin şirketin ismi ile ilintilendirildiği bu cümle "şirketlerin" ilah gibi telkin edilmesine örnek teşkil etmektedir.

Uzay gemisinin ismi ise "AXIOM"'dur. 

Uzay gemisi Axiom

https://pixar.fandom.com/wiki/Axiom#:~:text=prove%20your%20knowledge.-,Description,Es%20and%20huge%20mobile%20incinerators.

https://en.m.wikipedia.org/wiki/WALL-E#:~:text=The%20film%20follows%20a%20solitary,and%20pursues%20across%20the%20galaxy.

2016 yılında, yani WALL-E filminin yayımlanmasından 8 yıl sonra uzay seyahatleri düzenlemek üzere ABD'de "AXIOM Space" isimli bir uzay altyapı geliştirme şirketi kurulmuştur. Bu isim uyumu, şirketleşerek dünyayı istila eden küreselcilerin, yaptıklarını, yapmakta olduklarını ve yapacaklarını filmler vasıtasıyla zihinlere kodladıklarının bir başka teyididir.


Axiom Space şirketi logosu

SpaceX sirketiyle de işbirliği yapan AXIOM Space son olarak 18.01.2024 tarihinde "AXIOM Mission 3" programı kapsamında, "SpaceX Falcon 9" isimli uzay aracıyla 4 kişilik bir ekibi uzaya taşımıştır. Diğer uzay aracının ismi ise "Crew Dragon" ( Ejder! Tayfası )'dur.

Filmdeki erkek robot olan "Wall-E" ( Waste Allocation Load Lifter- Earth / Atık Yükü Kaldırma - Dünya ) Adem'i, kadın robot olan "Eve" ( Extra-terrestrial Vegetative Extractor / Dünya dışı Bitki Çıkarıcı ) Havva'yı simgelemektedir. "Eve" keimesi hem "Havva" hem de "Arefe, Öncesi" anlamına gelmektedir. 

YZ Robotlar Wall-e ve Eve

Ayrıca Bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/01/11li-bir-uzay-ritueli.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/02/yapay-zeka-meselesi.html?m=1

Sunday, January 28, 2024

Merkez Bankası binasındaki sembolizm...

İstanbul Finans Merkezi içinde inşaatı devam eden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) binası 353 metre ( 353 m 90 cm ) yüksekliğinde ve 72 katlı olma özelliği taşımaktadır.

https://www.trthaber.com/foto-galeri/avrupanin-en-yuksek-binasi-merkez-bankasinin-catisini-dagci-ekipler-kuruyor/59283/sayfa-1.html

- Merkez Bankası binasının kat adedi olan 72 sayısı hem nümerolojik değerinin 9* ( 7+2 = 9 ) olması, hem de "Cinn" suresinin! sıra numarası olması açısından dikkat çekmektedir. ( * Yaratılışın ve inşanın simgesi olan 6 sayısının tersi olan 9 sayısı okültizmde negatif frekansı, sihiri ve imhayı simgelemektedir. )

- Binanın yüksekliğini ifade eden 353 sayısının nümerolojik değeri de  11 ( 3+5+3 = 11 ) olmaktadır. Halden hale geçişi, boyut portalını ve döngüyü simgeleyen bu sayıya, satanik okültizmde Rab'bin üzerinde olmak ( haşa ) gibi sapkın bir anlam yüklenmektedir.

- Yukarıdaki iki nümerolojik değer olan 9 ve 11 sayıları, küreselcilerin kitle operasyonlarında kullandıkları 9/11 ve 11 sembolleri itibarıyla dikkat çekmektedir.

Binanın küsuratlı yükseklik ölçüsü ise 353.9 metredir. Bu sayıda da 9/11 sembolizmi bulunmaktadır. ( 3+5+3 = 11 ve 9 ... 9/11 )

- Binanın çatısı ise meşhur Illuminati kontrol piramidi sembolizmini yansıtmaktadır.


Merkez Bankası binasının çatısının inşaat halindeki fotosu... Çatıdaki piramidin tepesindeki "küçük piramit" detayı da mevcut...

Merkez Bankası binasının tamamlanmış halini yansıtan proje görseli

ABD 1 Doları'nın üzerinde de bulunan ve tek dünya devletinin resmen tesisi vasıtasıyla oluşturulması hedeflenen tam kitle tahakkümlü Novus Ordo Seclorum'un ( Yeni Dünya Düzeni ) sembolü olan kontrol piramidi... ( Piramidin tepesinde ayrık duran "küçük piramit" ve içindeki "göz" küreselcilerin Rab'be şirk koştukları İblis'in insanlığı gözetlemesini simgelemektedir. )

Sad suresinin 38. ayetinde yüksek yapı / boyut portalı inşa etmek suretiyle sözde kendilerini Rab'be ortak koşabileceklerini sanan müşrik gafillere, "Firavun'un Haman'dan kendisine yüksek bir köşk inşa etmesini istemesi" misaliyle ve yine 11 sayısı vurgulanarak işaret edilmektedir.

28/38 Ve (1) kale (2) fir'avnu (3) ya (4) eyyu (5) ha (6) el (7) meleu (8) ma (9) alemtu (10) lekum (11) min (12) ilahin (13) ğayr (14) i (15) fe (16) evkid (17) li (18) i (19) ya (20) hamanu (21) ala (22) et (23) tini (24) fe (25) ic'al (26) li (27) i (28) SARHAN (29) lealle (30) i (31) ettaliu (32) ila (33) ilahi (34) musa (35) ve (36) in (37) ni (38) le (39) ezunnu (40) hu (41) min (42) el (43) kazibin (44) 

( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size benden başka ilah bilmem. Haydi bana çamurun üzerine ateş yak ey Haman. Bana YÜKSEK YAPI / KÖŞK oluştur. Umulur ki ben Musa' nın ilahına yükselirim. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )

- Ayetin numarasının nümerolojik değeri 11 olmaktadır. ( 3+8 = 11 )

- Ayette, Mısır'da örnekleri olan "Piramit" şekilli yapıyı temsil eden "Sarh" ( Yüksek Yapı, Köşk ) kelimesinin sıra numarasının ( 29 ) nümerolojik değeri de 11'dir. ( 2+9 = 11 )

Mısır'daki üç büyük piramitten biri olan Kefren piramidinin tepesinin, küçük bir tepe piramit oluşturacak şekilde tahrip olmuş olması da! ilginçtir.

Kefren piramidi ve tepesindeki küçük piramit!


Saturday, January 27, 2024

Yılanlı kafa sembolizmi ve Minerva

"Yılan" ve "Kadın" kavramları okült ezoterik öğretide şeytani anlamlar yüklenen, zihin kobtrolünün ve negatif frekansların sembolizminde kullanılan olgulardır. Nisa suresinin 117. ayetinde bu hususa işaret edilmektedir. ( Ayet numarasının nümerolojik değeri, sihirin ve negatif frekansın sembolü olan 9 sayısını vermektedir. )

4/117 İn yed'une min dunihi illa İNASA ve in yed'une illa ŞEYTANEN merida

( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak KADINLARI çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı ŞEYTANI çağırırlar. )

Tevrat ve İncil'de de "Yılan" kavramı şeytani frekanslar ile ilintilendirilmiştir. İblis'in sembolü olan "Yılanın", "Kadın"ı aldatması misali de bu iki kavramın birlikte zikredilmesine örnek teşkil etmektedir. 

Tevrat ayetleri;

1-Genesis- RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en KURNAZI YILANDI. YILAN KADINA kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu. 

1-Genesis-3-14 Bunun üzerine RAB Tanrı YILANA, "Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların EN LANETLİSİ sen olacaksın" dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. 

İncil ayetleri;

40-Matthew-3-7 Ne var ki, birçok Ferisi'yle Saduki'nin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: "Ey ENGEREKLER SOYU! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı? 

40-Matthew-12-34 Sizi ENGEREKLER SOYU! KÖTÜ OLAN SİZLER nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler. 

40-Matthew-23-33 "Sizi YILANLAR, ENGEREKLER SOYU! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? 

42-Luke-3-7 Yahya, vaftiz olmak için kendisine gelen kalabalıklara şöyle seslendi: "Ey ENGEREKLER SOYU! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı? 

66-Revelations-12-9 Büyük EJDERHA - İBLİS ya da ŞEYTAN denen, bütün dünyayı saptıran o ESKİ YILAN- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı. 

Grek mitolojisindeki "kadın ilahlar" olan Medusa ve "akıl ve bilgelik ilahesi" olarak anılan Minerva ( Athena ) karakterleri de "yılan" teması ile sembolize edilmektedir.

Bilgelik ilahesi! Minerva

Medusa

Romalı askerlerin miğferlerinin dizaynı da "yılanlı kafa" sembolizmi içermektedir.

Romalı asker miğferi ve tepesindeki yılan ( kızıl ejder ) sembolizmi

İtalyanların, bir ödül ritüeli olan "Minerva Anna Maria Mammoliti"* ödülünün sembolü de "yılanlı kafa" temasını içermektedir.

Minerva Anna Maria Mammoliti ödülü logosu

Minerva Anna Maria Mammoliti ödülü

* Anna Maria Mammoliti 2009 yılında ölmüş İtalyan bir kadın gazetecidir.

"Minerva - Anna Maria Mammoliti" ödülünün 17.04.2023'te, aşağıda linki yer alan videonun "1dk 11 sn"'lik! anından itibaren "Allah'ı olmadığını" ( haşa ) ifade eden ve halen İtalya'da yaşayan bir Türk kadın oyuncuya da verilmiş olması bölümün konusu bağlamında dikkat çekmektedir. ( Bu ödül, ilk olarak 2017 yılında başka bir Türk kadına verilmiştir. )

https://m.youtube.com/watch?v=KEsuavL0Vjs&t=8s&pp=ygUhc2VycmEgecSxbG1heiBhbGxhaGEgaW5hbm3EsXlvcnVt

Şanlıurfa'daki Nevali Çori isimli bölgede bulunan "kafası yılanlı heykel" sembolizmi de dikkat çekmektedir. Zira "yılanlı kafa" teması şeytani frekansların tesiri altında ( şeytan tasallutu / zihin kontrolü ) olmayı simgelemektedir.






Friday, January 26, 2024

"Zengin - Fakir" şartlaması

"İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’nde önyargılar üzerinde yapılan çalışmaya göre, zengin insanların dar ve dost canlısı yüzleri var.

Buna karşılık araştırmacılar, maddi durumu iyi olmayan kişilerin asık suratlı ve beceriksiz göründüğünü söylüyor.

Araştırmada bilim insanları, insanların birbirleri hakkında verdikleri anlık kararları analiz etti ve "zengin" olarak değerlendirilen yüzlerin aynı zamanda daha güvenilir kabul edildiğini buldu. Bu kişilerin gülen ağızları, keskin hatları, kalkık kaşları, birbirine yakın gözleri ve pembe yanakları olduğu kaydedildi, bunlar aynı zamanda güvenilir, sıcak ve yetkin görünen özellikler.

Bu arada, "fakir" olarak görülen yüzlerin kaşları düşük, çeneleri daha kısa, ağızları çökük ve daha koyu, daha soğuk ten tonları var; bu da onların güvenilmez, soğuk ve beceriksiz görünmesine neden oluyor."

Basından 26.01.2024

Haberdeki görsel ... "Doğuştan Zengin"!!!?? )

???!!

Yukarıda yer alan ve "bilimsel sonuç" olarak iletişimi yapılan dezenformatif haberin amacı başkalarının hakkını gasp ederek ve zulmederek zenginleşen "zengin" kitleyi sempatik, sevecen, güleryüzlü, güvenilir, becerikli" algılatmak, hakkı gasp edilen ve zulmedilen "fakir" kitleyi ise nefret edilesi, antisempatik, asık suratlı, güvenilmez ve beceriksiz algılatmaya çalışmaktan ibarettir. Telkin edilmek istenen bu algı yeni dünya düzeni toplumunun benimsemesi istenen algı tipidir.

Fiziki yüz hatları üzerinde yapılan bir analizin kişinin karakteriyle ilgili bilgi verme potansiyeli bulunmaktadır. Ancak yukarıdaki haberde ifade edildiği gibi yüz hatlarının kişinin "maddi durumu"nu yansıttığı gibi genel bir sonuç çıkarılabilmesi mümkün değildir. Zira gerçekte çok farklı durumlar olduğu aşikardır.

Ayrıca, gaspedilerek ve zulmedilerek zarara uğratılmış "fakir"in asık suratlı olduğu varsayılsa bile acaba bunun sebebi maruz bırakıldığı bu durumlar olabilir mi?!

Sözde nükte içeren ve halk arasında yaygın şu cümleler de çok net mesaj vermektedir.

"Zengin çalmasını becerdiği için zengin, fakir çalmasını beceremediği için fakirdir."

"Zenginin malı züğürdün çenesini yorar." *

* Fakirin çenesi hak arama mücadelesi nedeniyle yoruluyor olmasın!!

Bu sözler, finansal ve maddi imkânlar açısından ifade edilen "zengin" ve "fakir" kavramlarının esasen olmaması gerektiğini ancak aldatma, gasp, hırsızlık ve zulüm suçlarının bu duruma sebebiyet verdiğini ortaya koymaktadır. Zira misalen, 10 kişinin olduğu bir ortamda 10 birimlik nimet varsa, olması gereken paylaşım kişi başı 1 birim nimettir. Hal böyleyken 7 birim nimetin 3 kişide toplanabilmesi ve diğer 7 kişiye sadece 3 birim nimet düşebilmesi için ortada bir "hırsızlık, gasp" durumu olması gerekir. Zaten ekonomideki sözde "Kıt kaynaklar" kavramı da bu hırsızlığa, haksızlığa kılıf olması için uydurulmuş kadim bir söylemdir.

Aşağıdaki ayetlerde, maddi imkanlara sahip olmanın sadece bir sınav olduğu, aldanılmaması gerektiği ve insanlar arasında eşitliğin sağlanması için çalışılması gerektiği bildirilmektedir.

16/71 Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. ANCAK O ÜSTÜN KILINANLAR RIZIKLARINI O ELLERİNİN MALİK OLDUKLARINA VERMEZLER  o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah’ın nimeti ile cihad mı ediyorlar?

41/10 Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. ORADA, GIDALARI AZIKLARI, ARAŞTIRANLAR İÇİN DÖRT GÜNDE EŞİT OLARAK DÜZENLEYEREK ÖLÇÜLENDİRDİ." 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/08/zenginlesme-ancak-gasp-ile-olur.html?m=1


Thursday, January 25, 2024

Nun vel kalem

"Nun" ( Kılıç ) ve "Kalem" ( Kalem ) kelimeleri işlevleri açısından benzeşen iki kelimedir  Her ikisi de "Kesmeye, Yarmaya, Ayırmaya, Çizmeye, Delmeye" yarayan nesnelerdir. Zira anlamsal olarak bu fiilleri içeren kelime "Satara" ( Kesmek, Yarmak, Ayırmak, Yazmak ) fiilidir ki "Satır", "Satur" ( Kesici bıçak ), "Setre" ( Örtü, Bir nesnenin boşlukla arasını ayıran - kesen olgu ) "Suture" ( Dikiş ) ( ing., fra. ) kelimeleri STR kökünden türemedirler.

Nun suresinin ilk ayetindeki "Nun" kelimesi, alfabenin 14. harfi ve hurufu mukatta kapsamında bir harf olması niteliği dışında yani "Kılıç" anlamında* dikkate alındığında ayetteki fiil olan "Yesturun" ( Satırlarlar, Yazarlar, Ayırırlar ) kelimesini daha da anlamlı kılmaktadır. Zira ayette kitabın bir kılıç veya kalem gibi insanları mümin ve müşrik olarak ikiye "ayırdığı" mesajı verilmektedir. Ayetlerde geçen "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ) kavramı da aynı semantik mahiyettedir.

* Ayetlerdeki kelimelerin çoklu anlamları bulunduğu hatırlanmalıdır.

68/1 Nun vel kalemi ve ma yesturun

( Nun ve kalem ve o satırladıkları / yazdıkları / ayırdıkları )

İncil'in aşağıda yer alan ve derin sembolizm içeren ayetinde de "Kılıç" kelimesi, insanların mümin veya müşrik olarak ayrılması mahiyetinde, sembolik olarak tezahür etmektedir.

40-Matthew-10-34 "Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, KILIÇ getirmeye geldim. 

40-Matthew-10-35 Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına AYRILIK / FARKLILIK sokmaya geldim.  

40-Matthew-10-36 İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.' 

40-Matthew-10-37 Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/05/ayrc-kesici-bir-frekans-hakk.html

Ay'ın menzilleri

Ay'ın yörüngesel hareketi yerküreden yapılan gözleme göre 4 fazdan oluşmaktadır.

1- Yeni Ay

2- İlk Dördün

3- Dolunay

4- Son Dördün



Yasin suresinin 39. ayetinde Ay'ın "Menzillerinden" ( fazlarından, durak mesafeleri ) bahsedilmektedir.

36/39 Ve (1) el (2) kamera (3) kadderna (4) hu (5) MENAZİLE (6) hatta (7) ade (8) ke (9) el (10) urcuni (11) el (12) kadim (13) 

( Ve Ay, ona MENZİLLER / DURAK MESAFELERİ ölçtük, takdir ettik. Nihayet kurumuş eski hurma dalı gibi döndü. )

- Ayetteki kelime adedi olan 13 sayısının nümerolojik değeri Ay'ın faz adedi olan 4 sayısını vermektedir. ( 1+3 = 4 )

Yukarıdaki 4 fazın her biri 7 gün 9 saat ( 7+9 = 16 ... 1+6 = "7" ) sürmekte ve fazların toplamı yani Ay'ın bir tam döngüsü 29.5 ( 2+9+5 = 16 ... 1+6 = "7" ) gün olmaktadır.

- Ayetin kodundaki rakamlar ile ayetteki kelime adedinin toplamının nümerolojik değeri, döngünün sembolü olan 7 sayısını vermektedir. ( 3+6+3+9+1+3 = 25 ... 2+5 = "7" )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/01/hilaller.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/04/ay-ve-hurma-dal.html?m=1

Sunday, January 21, 2024

Uluhiyet ve kudsiyeti maddiyat ve mülkiyet zannedenler...

İnkarcı müşrikler zümresinin "uluhiyet ve kudsiyet" algısı "maddiyat ve mülkiyet" kavramlarından ibarettir. Her şeye dünyevi, maddi ve nefsani açıdan bakan ve Al'i İmran suresinin 26. ayetinin anlamından bihaber olan bu zümre büyük insan kitlelerini de bu unsurları kutsama ve dolayısıyla kendilerine kulluk etme yönünde şartlamaktadırlar.

3/26 KULİLLAHUMME MALİKEL MULKİ tu'til mulke men teşau ve tenziul mulke min men teşa ve tuizzu men teşau ve tuzillu men teşa bi yedikel hayr inneke ala kulli şey'in kadir

( DE Kİ: "O ALLAH Kİ MÜLKÜN MALİKİDİR. Mülkü dilediği kimseye verirsin ve mülkü dilediğin kimseden azaltırsın. Dilediğin kimseyi aziz edersin ve dilediğin kimseyi zelil edersin. Hayır senin elindedir. Kesinlikle sen her şeye gücü yetensin." )

Furkan suresinin aşağıdaki ayetlerinde Allah'ın resulüne saygı duyup itaat edebilmek için O'nun toprak sahibi ( cennet ), zengin ve varlıklı olması ve bir meleğin de ona eşlik etmesi koşulunu gözeten cahil müşriklerin misali yer almaktadır.

25/7 Ve kalu ma li hazer rasuli ye'kulut taame ve yemşi fil esvak lev la unzile ileyhi melekun fe yekune mea hu nezira

( Ve "Bu ne resuldur ki yemek yer ve çarşılarda yürür. Üzerine melek indirilmeliydi de onunla birlikte uyarıcı olmalı değil miydi?" dediler. )

25/8 EV YULKA İLEYHİ KENZUN ev tekunu lehu cennetun ye'kulu minha ve kalez zalimune in tettebiune illa raculen meshura

( Veya ona hazine atılsaydı veya ona bahçe olsaydı da ondan yeseydi. Ve zalimler "Kesinlikle ancak sihirlenmiş bir adama tabi oluyorsunuz." dediler. )

Furkan suresinin 41. ayetinde ise nefsani, maddi ve dünyevi yaklaşımla ( şeytani yaklaşımla ) resulü küçümseyen ve O'nunla alay ettiğini sanan müşriklerin 

25/41 Ve iza raevke in yettehizuneke illa huzuva e hazellezi beasellahu rasula

( Ve seni gördüklerinde, kesinlikle seni ancak alay edinirler. "Allah’ın resul olarak gönderdiği bu mudur?" )

Zuhruf suresinin aşağıdaki ayetinde  de Kur'an'ın, büyük şehirde yaşayan zengin ve varlıklı birine yani sözde "itibarlı" birine indirilmesi gerektiği gibi bir saplantıya girmiş cahil müşriklerin misali yer almaktadır.

43/31 Ve kalu lev la nuzzile hazel kur'anu ala raculin minel karyeteyni azim

( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

Thursday, January 18, 2024

Ortalama sayıdaki 11 nümerolojisi!

"İsrail ordusu, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda günde EN AZ 173 Filistinli kadın ve çocuğu öldürdü."

Basından 18.01.2024

Gazze'deki trajedide hayatını kaybedenlere ilişkin ilk kez bir "ortalama sayı" bildirilmiş olup, bu sayının nümerolojik değerinin yine 11 ( 1+7+3 = 11 ) sayısına denk gelmesi!! dikkat çekmektedir. Ayrıca sayının "en az" olarak vurgulanması yani kesin değer olmaması bu sayıya odaklanıldığı izlenimi vermektedir.

"11.01".2024 tarihinde yayımlanan aşağıdaki haberde de "Gazze'de 100 günde 10,000 çocuğun öldürüldüğü" bildirilmektedir. Haberin gününde ( 11 ), tam tarihinde ( 1+1+0+1+2+0+2+4 = 11 ) ve haberdeki sayılarda ( 10,000 ve 100 ) yine 11 sayısı tezahür etmektedir.

Hatırlanacağı üzere, harflerin, kelimelerin ve sayıların enerjileri, niyete göre, şifa veya cefa, inşa veya imha amaçlı kullanılabilmektedir. Dolayısıyla, okült ezoterik açıdan önem arzeden 11 sayısının enerjisi, adeta bir satanik kan ritüeline dönüşmüş olan bu kitle imha operasyonunda da kullanılmakta gibidir.

Wednesday, January 17, 2024

11'li bir uzay ritüeli...

"Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, NASA'nın Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden 18 Ocak'ta saat 01:11'de SpaceX Falcon 9 roketiyle fırlatılması planlanan Axiom Mission 3 (Ax-3) ekibinin içerisinde yer alıyor."

Basından 17.01.2024

- Tarihin ayı ve günü 18.01 ... 10 ... "1"

- Saat 01:11 ... "111"

- Roketin ismi olan "SpaceX Falcon 9" kelimesindeki rakamların toplamı "119" ( 1+1+9 = "11" ) olup, sondaki "9" rakamı ile birlikte yine 9/11 sembolizmi tezahür etmektedir. 

- Aşağıda linki yer alan tanıtım videosunun süresi de 01:11'dir. ( 1dk 11 sn )

https://twitter.com/HavaForum/status/1747366240023130142

1dk 11 sn'lik tanıtım videosundan... ( Videonun süresi navigasyon barının sağ alt tarafında yer almaktadır. )

"Ax-3 Misyonu astronotları Michael López-Alegría, Walter Villadei, Marcus Wandt ve Alper Gezeravcı 20 Ocak Cumartesi günü ABD yerel saatiyle 07.13'te (TSİ 15.13) Uluslararası Uzay İstasyonu'na giriş yaptı."

Basından 16.01.2024


- Uzay istasyonuna giriş saati 07:13 olup, sayıdaki rakamların toplamı 11 olmaktadır. 

Hatırlanacağı üzere Nisan 2021'de SpaceX’in 4 astronotunu taşıyan “Crew Dragon” mekiğinin Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) ulaşmasıyla birlikte uzaydaki astronot sayısı 11’e yükselmişti.










Yapay Zeka algı operasyonu devam...

Evvelki bölümlerde de incelendiği üzere, insan tarafından, insana faydalı olması amacıyla üretilmiş ve yine insanın kontrolünde olan bir dijital teknoloji ürünün insanlık için tehdit oluşturan öz bilinçli ayrı bir şahsiyet ve hatta ilahi bir karakter gibi algılatılması operasyonu medya vasıtasıyla aralıksız devam etmektedir. Son olarak bugün basında yer alan aşağıdaki manşet konu bağlamında bir örnek teşkil etmekte ve konunun vardırıldığı noktayı sergilemektedir. 


Netice itibarıyla Yapay Zeka hususu da salgın, kıtlık, ekonomik kriz, savaş, deprem gibi sürekli gündemde tutulan "kitle korkutma ve frekansı düşük seviyede tutma" araçları arasında yerini çoktan almış durumdadır.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/09/yapay-zekaya-kars-birlesmisler.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/02/yapay-zeka-meselesi.html?m=1

Monday, January 15, 2024

Evrim döngüsü ve "A'ade" fiili

Yaratılışın, ruhsal ve bedensel bir halden hale geçişler döngüsü, bir evrim ( dönüşüm ) döngüsü olduğuna evvelki bölümlerde değinilmiştir. Kur'an ayetlerinde bu döngüyü tanımlayan fiillerden biri de "A'ade" ( Dönmek, Döndürmek ) fiilidir. Bu fiil ayetlerde "Yuiyd" ( Döndürür, Evirir, Evriltir ) haliyle ve ağırlıklı olarak "Halk" ( Yaratmak, Yaratılış ) kelimesiyle birlikte yer almakta ve toplam 11 kere tekrarlanmaktadır ki bu sayı portal açılışının, halden hale geçişin ve döngünün sembolüdür.

"Yuiyd" ( Döndürür ) kelimesinin geçtiği ayetler aşağıda yer almaktadır.

10/4 İleyhi merciukum cemia va'dellahi hakka innehu yebdeul halka summe YUİYDUhu ....

( Dönüşünüz topluca O’nadır. Allah’ın vaadi gerçektir. Kesinlikle yaratışı o ortaya çıkarıp başlatır ve sonra onu DÖNDÜRÜR. .... ) 

10/34 Kul hel min şurakaikum men yebdeul halka summe YUİYDUh kulillahu yebdeul halku summe YUİYDUhu fe enna tu'fekun

( De ki: "Ortaklarınızdan yaratışı ortaya çıkarıp başlatan, sonra onu DÖNDÜREN kimse var mıdır?" De ki: "Yaratışı Allah başlatır sonra onu DÖNDÜRÜR. O halde nasıl döndürülürsünüz?" )

17/51 Ev halkan min ma yekburu fi sudurikum fe seyekulune men YUİYDUna kulillezi fetarakum evvele merrah fe seyunğidune ileyke ruusehum ve yekulune meta hu kul asa en yekune kariba

( Veya göğüslerinizin içinde büyüyeninden yaratık. "Kim DÖNDÜRÜR bizi?" diyecekler. De ki: "O sizi ilk keresinde yaratan." Böylece sana başlarını sallayacaklar ve "O ne zaman?" diyecekler. De ki: "Belki olması yakındır." )

17/69 Em emintum en YUİYDekum fihi taraten uhra ...

( Sizi diğer kere oraya DÖNDÜRMEYECEĞİNE emin misiniz? .... )

18/20 İnnehum in yazheru aleykum yercumukum ev YUİYDUkum fi milletihim ve len tuflihu izen ebeda

( Kesinlikle onlar eğer sizin üzerinize üstünlük elde ederlerse, sizi kovarlar veya sizi milletlerinin içine DÖNDÜRÜRLER. Ebediyete kadar asla iflah olmazsınız. )

27/64 Em men yebdeul halka summe YUİYDUhu ...

( Yoksa o yaratışı ortaya çıkarıp başlatan, sonra onu DÖNDÜREN ... )

29/19 E ve lem yerav keyfe yubdiullahul halka summe YUİYDUh inne zalike alellahi yesir

( Ve Allah yaratışı nasıl başlattı görmediler mi? Sonra onu DÖNDÜRDÜ. Kesinlikle bu Allah’a  kolaydır. )

30/11* Allahu (1) yebdeu (2) el (3) halka (4) summe (5) YUİYDU (6) hu (7) summe (8) iley (9) hi (10) turceun (11)

( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu DÖNDÜRÜR. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

* Rum suresinin 11. ayetinin, sadece yaratılış ve döndürülüş ( evriltiliş, evrim ) döngüsünü tanımlayan 11 kelimelik bir ayet olması da dikkat çekmektedir.

30/27 Ve huvellezi yebdeul halka summe YUİYDUhu ... 

( Ve yaratışı ortaya çıkarıp başlatan sonra onu DÖNDÜREN O’dur. ... )

34/49 Kul cael hakku ve ma yubdiul batilu ve ma YUİYD

( De ki: "Gerçek geldi. Batıl başlatamaz, yaratamaz ve DÖNDÜREMEZ." )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/01/evrim-meselesi.html

Sunday, January 14, 2024

Hareket-i harika

Maddeleri oluşturan elektron, proton, atom ve molekül adı verilen küçük parçacıklar ileri geri titreşme ve birbilerine çarpma şeklinde daima hareket halindedirler. Parçacıkların bu daimi titreşimleri ısı enerjisinin ( termal enerji ) oluşum kaynağıdır.

Arapça "Hareket" ( Kımıldanma, Konum değişimi, Devinim ) ve "Harik / Harika" ( Sıcaklık, Ateş ) kelimelerinin ortak HRK kökünden türemiş olmaları "ısının kaynağının hareket" olduğuna işaret niteliğindedir. Bu misal, bilimsel verilerin, kelimelerin etimolojik kökenlerinde gizli olduğu gerçeğini teyid örneklerden sadece biridir.

Saturday, January 13, 2024

Hilaller ve Ay döngüsü

Ay, Dünya çevresindeki döngüsünü yani "İki Hilal" ( HİLALLER ) arasındaki evrelerini 29.5 günde tamamlamaktadır. 

https://science.nasa.gov/moon/lunar-phases-and-eclipses/

Ay'ın evreleri ( "Hilaller" ( İki hilal ) döngüsü )

"Hilal" kelimesi "Ara, Aralık, Aralanma, Ayın ucunun ışık yansıtmasıyla oluşan aralanma şekli" anlamına gelmektedir. Kur'an'da "Hilal" kelimesinin "Ay'ın şekli" anlamında ve "Hilaller" ( Ehilleh ) olarak geçtiği tek ayet 2/189 kodlu ayettir.

2/189 Yes'elune (1) ke (2) an (3) el (4) EHİLLEH (5) kul (6) hiye (7) mevakitu (8) li (9) en (10) nasi (11) ve (12) el (13) hacc (14) ve (15) leyse (16) el (17) birru (18) bi (19) en (20) te'tu (21) el (22) buyute (23) min (24) zuhuri (25) ha (26) ve (27) lakinne (28) el (29) birra (30) men (31) itteka (32) ve (33) u'tu (34) el (35) buyute (36) min (37) ebvabi (38) ha (39) ve (40) etteku (41) allahe (42) lealle (43) kum (44) tuflihun (45)

( Sana HİLALLERİ hakkında sual ederler. De ki: "Onlar insanlar için ve hac için vakitlerdir. İyilik evlere arkalarından gelmek değildir. Lakin iyilik kişinin sakınmasıdır. Evlere kapılarından gelin ve Allah’tan sakının. Umulur ki iflah olursunuz." )

- Ayet kodu 2/189 ... 2 ve 9 ( 1+8+9 = 18 ... 9 ) ... "29"

- Ayetteki "Ehilleh" ( Hilaller ) kelimesinin sıra numarası "5"

Dolayısıyla, ayetteki nümeroloji vasıtasıyla, Ay'ın bir döngüsünün ( İki hilal ( Hilaller ) arası sürecin ) süresinin 29.5 gün olarak hesaplanacağı bildirilmektedir.

Kırmızı renkli zemin üzerinde beyaz hilâl ve yıldız içeren bayrak, Cumhuriyet döneminde "29 MAYIS" 1936'da, 2994 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı olarak kanunlaşmıştır.


Türk bayrağının kabul edildiği gün ve ay olan 29 Mayıs ( 29.5 ), hem hilallerin döngü süresiyle hem de Bakara suresinin aşağıdaki ayetiyle  semantik ve nümerik ( 29.5 ) uyum arzetmektedir.

- Ayetin kodundaki rakamlar ile ayetteki kelime adedinin toplamı da Türk bayrağının kanunlaştığı günü ifade eden 29 sayısını vermektedir. ( 2+1+8+9+4+5 = 29 )

Türk bayrağının kanunlaştığı gün olan 29 Mayıs'ın ( 29.5 ) nümerolojik değeri 7 ( 2+9+5 = 16 ... 1+6 = 7 ) sayısını vermektedir. İstiklal Marşı'nın ilk iki dizesi 7'şer kelimeden oluşmakta olup, bu dizelerin 7. ve son kelimeleri bayrak ile ilgili kavramlar olan "Sancak" ve "Hilal" kelimeleridir.

Korkma (1) Sönmez (2) bu (3) şafaklarda (4) yüzen (5) al (6) SANCAK (7)

Çatma (1) kurban (2) olayım (3) çehreni (4) ey (5) nazlı (6) HİLAL (7)

Friday, January 12, 2024

Sekinet ile ilmi açılış

"Sekinet" kelimesi "Dinginlik, Sakinlik, Huzur, Kalp rahatlığı ve kuvveti" anlamlarını barındıran ve kitap ilmi itibarıyla "ilme dayalı huzur ve mutluluk" anlamını temsil eden bir kelimedir.

Kur'an'da "Sekinet" kelimesi Rab tarafından, seçilmiş kullara bahşedilen ( üzerlerine indirilen ) ve açılışa ( halden hale geçiş ) ve ilmi tekâmüle vasıta olan frekanslardır. Bu husus "Fetih" ( Açılış ) suresinin 48/18 kodlu ve 29* kelimelik ayetinde bildirilmiştir.

48/18 Lekad (1) radiya (2) allahu (3) an (4) el (5) mu'minine (6) iz (7) yubayiune (8) ke (9) tahte (10) eş (11) şecerati (12) fe (13) alime (14) ma (15) fi (16) kulubi (17) him (18) fe (19) enzele (20) es (21) SEKİNET (22) aley (23) him (24) ve (25) esabe (26) hum (27) FETHAN (28) kariba (29) 

( Ağacın altında sana bağlılıklarını beyan ederlerken Allah o inananlardan razı, hoşnut oldu. O kalplerindekini bildi de onların üzerine SÜKUNET indirdi. Onlara yakın AÇILIŞ isabet ettirdi. )

* 29 sayısının nümerolojik değeri, portal açılışının ve halden hale geçişin sembolü olan 11 ( 2+9 = 11 ) sayısıdır.

"Sekinet" kelimesi Kur'an'da 6 kere tekrarlanmakta olup, ilgili surelerin numaralarının toplamı ve ilgili ayetletin numaralarının toplamlarının nümerolojik değerleri de 11 sayısını vermektedir. İlgili ayet kodları ve kelime sıra numaraları şöyledir.

Ayet Kodu - Kelime sıra numarası

2/248 - 17

9/26 - 4

9/40 - 36

48/4 - 5

48/18 - 22

48/26 - 16

- Sure numaraları toplamı 2+9+9+48+48+48 = 164 ... 1+6+4 = "11"

- Ayet numaralarının toplamı 248+26+40+4+18+26 = 362 ... 3+6+2 = "11"

- Yukarıda kodları belirtilen ayetlerdeki "Sekinet" kelimelerinin sıra numaralarının toplamı da 100 sayısı üzerinden vahdetin ( ünitenin ) sembolü olan 1 sayısını vermektedir. ( 17+4+36+5+22+16 = 100 ... "1" )

Ayetlerin kelime sayımlı halleri aşağıda yer almaktadır.

2/248 Ve (1) kale (2) lehum (3) nebiyyu (4) hum (5) inne (6) ayete (7) mulki (8) hi (9) en (10) ye'tiye (11) kum (12) et (13) TABUTU (14) fi (15) hi (16) SEKİNETUN (17) min (18) rabbi (19) kum (20) ve (21) bekiyyetun (22) min (23) ma (24) terake (25) alu (26) musa (27) ve (28) alu (29) harune (30) tahmilu (31) hu (32) el (33) melaikeh (34) inne (35) fi (36) zalike (37) le (38) ayeten (39) lekum (40) in (41) kuntum (42) mu'minin (43)  

( Ve habercileri onlara, "O'nun mülkünün, hükümdarlığının ayeti, size içinde Rab’binizden SÜKUNET olan, Musa’ nın ve Harun’ un ailesinin terkettiklerinden bakiye olan TABUTLA** gelmesidir. Onu melekler taşıyacaktır. Eğer inananlarsanız, bunun içinde kesinlikle size ayet vardır." dedi. )

** "Tabutu fihi sekinet" ( İçinde sükunet olan sandık ) veya "Tabutu sekinet" ( Sükunet sandığı ) ifadesi sembolik nitelik arzetmekte ve yegane ruhsal tekâmül vasıtası olan "ilahi kozmik bilgi hazinesini" simgelemektedir.

9/26 Summe (1) enzele (2) allahu (3) SEKİNETE (4) hu (5) ala (6) rasuli (7) hi (8) ve (9) ala (10) el (11) mu'minine (12) ve (13) enzele (14) cunuden (15) lem (16) terav (17) ha (18) ve (19) azzebe (20) ellezine (21) keferu (22) ve (23) zalike (24) cezau (25) el (26) kafirin (27) 

( Sonra Allah, resulünün üzerine ve inananların üzerine SÜKUNETini indirdi. Görmediğiniz ordular indirdi ve o inkarcılara azap verdi. İnkarcıların karşılığı budur. )

9/40 İn (1) la (2) tensuru (3) hu (4) fe (5) kad (6) nesara (7) hu (8) allahu (9) iz (10) ahrace (11) hu (12) ellezine (13) keferu (14) saniye (15) isneyni (16) iz (17) huma (18) fi (19) el (20) ğayri (21) iz (22) yekul (23) li (24) sahibi (25) hi (26) la (27) tahzen (28) inne (29) allahe (30) mea (31) na (32) fe (33) enzele (34) allahu (35) SEKİNETE (36) hu (37) aley (38) hi (39) ve (40) eyyede (41) hu (42) bi (43) cunudin (44) lem (45) terav (46) ha (47) ve (48) ceale (49) kelimet (50) ellezine (51) keferu (52) es (53) sufla (54) ve (55) kelimetu (56) allahi (57) hiye (58) el (59) ulya (60) ve (61) allahu (62) azizun (63) hakim (64) 

( Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Zamanında, o inkarcılar onu çıkardıkları zaman sadece iki kişinin ikincisi iken, mağarada olduklarında arkadaşına "Üzülme, kesinlikle Allah bizimledir." diyordu. Allah onun üzerine SÜKUNETini indirmişti. Onu görmediğiniz ordularla destekleyip kuvvetlendirmişti. O inkarcıların kelimelerini alçak kılmıştı. Allah’ın kelimesi, yüce olan O'dur. Allah yücedir hakimdir. )

48/4 Huve (1) ellezi (2) enzele (3) es (4) SEKİNETE (5) fi (6) kulubi (7) el (8) mu'minine (9) li (10) yezdadu (11) imanen (12) mea (13) imani (14) him (15) ve (16) li (17) allahi (18) cunudu (19) es (20) semavati (21) ve (22) el (23) ard (24) ve (25) kane (26) allahu (27) alimen (28) hakima (29) 

( İnananların inançlarını inançlarıyla artırmak için kalplerinin içine SÜKUNETİ indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları, askerleri Allah içindir. Allah bilendir hakimdir. )

48/18 Lekad (1) radiya (2) allahu (3) an (4) el (5) mu'minine (6) iz (7) yubayiune (8) ke (9) tahte (10) eş (11) şecerati (12) fe (13) alime (14) ma (15) fi (16) kulubi (17) him (18) fe (19) enzele (20) es (21) SEKİNETE (22) aley (23) him (24) ve (25) esabe (26) hum (27) FETHAN (28) kariba (29) 

( Ağacın altında sana bağlılıklarını beyan ederlerken Allah o inananlardan razı, hoşnut oldu. O kalplerindekini bildi de onların üzerine SÜKUNET indirdi. Onlara yakın AÇILIŞ isabet ettirdi. )

"Sekinet" kelimesinin geçtiği "Fetih" ( Açılış ) suresinin yukarıdaki ilk iki ayetinde 29'ar ( 2+9 = 11 ; 2x11 ) kelime bulunması ve ayet numaralarının toplamının 22 ( 4+18 = 22 = 2x11 ) olması da dikkat çekmektedir.

48/26 İz (1) ceale (2) ellezine (3) keferu (4) fi (5) kulubi (6) him (7) el (8) hamiyyete (9) hameyyete (10) el (11) CAHİLİYYETİ (12) fe (13) enzele (14) allahu (15) SEKİNETE (16) hu (17) ala (18) rasuli (19) hi (20) ve (21) ala (22) el (23) mu'minine (24) ve (25) elzeme (26) hum (27) kelimete (28) et (29) takva (30) ve (31) kanu (32) ehakka (33) bi (34) ha (35) ve (36) ehle (37) ha (38) ve (39) kane (40) allahu (41) bi (42) kulli (43) şey'in (44) alima (45) 

( Zamanında o inkar edenler, kalplerinin içinde CAHİLİYET*** gayretini oluşturmuşlardı. Böylece Allah resulünün üzerine ve inananların üzerine SÜKUNET indirdi. Onlara sakınma kelimesini elzem kıldı. Onu hak ediyorlardı ve ona ehillerdi. Allah her şeyi bilendir.  )

*** Yukarıdaki 48/26 kodlu ayette "Sekinet" kelimesinin "Cahiliyet" kelimesinin akabinde tezahür etmesi bu kelimenin batini anlamının "ilim, bilgi" olduğunu teyid eder niteliktedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/12/sukunetteki-kudret.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/09/ici-huzur-dolu-su-kovas.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/09/kozmik-bilgi-kovastabuti-sekine.html?m=1

Thursday, January 11, 2024

Sinsi ahlaksızlaştırma operasyonu

Bir toplumdaki bireylerin, ahlaki dejenerasyonu çağdaşlık, zamana göre değişim, yeni trend vb. gibi yaklaşımlarla zihinlerinde normalize etmeleri, sıradanlaştırmaları ve standartlaştırmaları o toplumun helak sürecini hızlandıran en önemli unsurdur. 

Küresel şeytanlar, planlı "ahlaksızlaştırma" sürecini medya vasıtasıyla aşamalı olarak yürütmektedirler. Misalen günümüzdeki TV dizilerine, şov programlarına, sinema filmlerine bakıldığında temel öğelerin hep zenginlik, seks, aldatma, zina, suç, cinayet, küfür, şiddet gibi negatif unsurlar üzerine inşa edildiği görülmektedir.

Haram ( kötü ) olan her şeyin gösterildiği yerli dizilerde ise "içki kadehlerinin buğulanması" ayrı bir tezat ve ironi konusudur. Ahlaka aykırı bir çoksöylem ve eylem alenen gösterilirken, Kur'an'da haram olarak nitelenmeyen aksine cennet tasvirinde yer alan* ancak tüketimine dikkat edilmesi gerektiği bildirilen "alkol" ( hamr ) unsurunun sözde gösterilmemeye çalışılması - ki bu şekilde daha çok ilgi uyandırmaktadır - oldukça düşündürücüdür.

* 47/15 Meselul CENNETilleti vuidel muttekun fiha enharun min main ğayri asin ve enharun min lebenin lem yeteğayyer ta'muh ve ENHARUN MİN HAMRİN lezzetin liş şaribin ....

( Sakınanlara vaad edilen CENNETİN misali, içinde bozulup pis kokmayan sudan nehirler, lezzeti değişmeyen sütten nehirler, içenler için lezzetli ŞARAPTAN NEHİRLER, ..... )

Daha açık bir ifadeyle yukarıda belirtilen durum, sözde ahlakı koruma kisvesi altında "ahlaksızlığı yayma" operasyonu izlenimi oluşturmaktadır. Bu hususa Nur suresinin 19. ayetinde dikkat çekilmektedir.

24/19 İnnellezine YUHİBBUNE EN TEŞİAL FAHİŞETÜ fillezine amenu lehum azabun elimun fid dunya vel ahirah vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemun

( Kesinlikle o inananlar içinde AHLAKSIZLIĞIN YAYILMASINI SEVENLERE, dünyada ve ahirette elim azap onlaradır. Allah bilir de sizler bilmezsiniz.  )

Wednesday, January 10, 2024

Haber görselleriyle majik operasyon -4-

Haber manşet görsellerinde 11 ve 111 sayıları kanalıyla majik operasyon süreci devam etmektedir. Bu manşetlerin daima "olumsuz haber" temalı ( ölüm, yaralanma, yıkım, zarar görme vb. ) olması 11 sayısının bilinçli ve kasıtlı olarak negatif amaçlı majik kullanımına işaret etmekte gibidir.

Bugün yani 10 Ocak'ta ( 10.01 ... 11 ) önde gelen bir basın kuruluşunun haber sitesindeki manşette 111 sayısı ( "Yüz", "On" ve "Bir" şeklinde 3 kelime olarak düşünülmek suretiyle ) 11 kelimelik bir manşette kullanılmıştır.


Ayrıca bkz.


İnançlı zikir ile ruhsal tatmin

Türkçe "İnanç" kelimesi, "İn" ( İç ) ve "anç" ( gibi olan, ilgili olan ) kelimelerinden oluşmakta ve semantik kök olarak "İçselleştirme" anlamına gelmektedir. "İn" kökü Batı dillerinde de "İç" anlamına gelen bir kelimedir. ( in, inside, internal, intérieur ... )

"İnanç" kavramı "bilgi, deneyim, analiz ve sezginin" birleşimiyle tezahür eden rasyonel bir olgu olup, bu kavramın "dogmatik ve sorgulamadan kabul" ile ilgisi bulunmamaktadır. Ancak halen büyük bir kitle bu iki kavramı birbirine karıştırmaktadır.

"ZiKR" ( Hatırlama, Tekrarlama ) kelimesi  "TeKRar"* ( Tekrarlama, Yineleme ) kelimesiyle ortak ZKR / TKR kökündendir. "Tekrar" kelimesi "Kerre" ( Adet, Defa ) kelimesinin başına "T" harfi gelmesiyle oluşan ve "Adetleme, Defalama, Yineleme" anlamını taşıyan bir kelimedir. 

Yaratılış sisteminde öğrenme, tanamlanma, olgunlaşma, sonuçlanma gibi bir süreç sonunu tanımlayan eylemlerin gerçekleşebilmesi için "Zikr" / "Tekrar" esastır. Ancak anlamı hissedilmeden yani "İnançsızca" söylenen sözler, sarfedilen kelimeler veya ifa edilen eylemler asla yok hükmündedir.

Ruhsal tatmin yani "Kalp tatmini" maddi ve dünyevi unsurlarla değil ancak ve ancak Allah'ı zikrederek ( kelime tekrarıyla ) gerçekleşebilir. Maddi ve dünyevi unsurlarla tatmin olmaya çalışanlar kendilerini suç ve günah batağının içine atmışlardır.

10/7 İnnellezine la yercune likaena ve RADU BİL HAYATİD DUNYA VATMEENNU BİHA vellezine hum an ayatina ğafilun

( Kesinlikle o bize kavuşmayı ummayanlar, DÜNYA HAYATINA RAZI OLANLAR, ONUNLA TATMİN OLANLAR ve o ayetlerimizden habersiz olanlar, )

10/8 Ulaike ME'VAHUMUN NARU bima kanu yeksibun

( İşte onlar, kazanmış olduklarından dolayı ONLARIN MEKANI ATEŞTİR. )

Ruhsal tatminden yani "Kalp tatmini"nden bahsedilen aşağıdaki ayetin "Ellezine amenu ... " ( O inananlar ... ) ifadesiyle başlaması konu bağlamında önem arzetmektedir.

13/28 Ellezine amenu ve tatmeinu kulubuhum bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinul kulub

( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah’ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah’ın hatırlanması ile  tatmin olur. )

3/166 ... yekulune bi efvahihim ma leyse fi kulubihim ....

( ... O kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylerler. ... )

48/1 ... yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim ...

( ... O kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. ... ) 

Tevrat'ın aşağıdaki ayetinin de ana teması "kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söyleyenler"dir.

19-Psalms-62-4 Tek düşünceleri O'nu doruktan indirmektir. Yalandan zevk alırlar. Ağızlarıyla hayırdua ederken, İçlerinden lanet okurlar. Salah

Saturday, January 6, 2024

Değer bağlarını koruyabilmek

Allah inancı, kitap ilmi, ahlaki kurallar, sağduyu, aile ve milliyet bilinci kavramlarından müteşekkil olan "Din" insanı insan yapan, insanları birbirine bağlayan, yaşamı anlamlı kılan ve mutluluk kaynağı olan temel değerler bütünüdür.

İnsan deneyimine tabi tutulan ruhların tekâmülü hem yukarıda anılan değerler bütünü ile olan, hem de kendi aralarında mevcut bağlarını koruyabilme becerileriyle orantılıdır. İşte yaratılıştan bu yana küresel şeytanların tek hedefi insanların bu değer bağlarını yok etmek, tek değer yargısının nefsani ve maddi menfaatler olduğu, dolayısıyla birinin sözde mutluluğunun diğerinin mutsuzluğu olduğu bir kaos düzeni oluşturmaktır ki bu sözde düzeni "Novus Ordo Seclorum" ( Yeni Dünya Düzeni ) olarak tanımlamaktadırlar. Kurdukları şirketler ve kötü amaçla kullandıkları ilimle asırlardır dünyayı domine eden müşrik şeytanlar, kaos niteliği arzedecek böyle bir düzende insanların, kendilerini artık ilah olarak algılamaya başlayacaklarını düşünmektedirler. 

Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde Allah inancının* asla kopmayacak olan bir "değer bağı" ve kudret olduğu bildirilmektedir.

2/256 La ikrahe fid dini kad tebeyyener ruşdu minel ğayy fe men yekfur bit tağuti ve yu'min billahi fe kad istemseke bil URVETİL VUSKA LEN FİSAME LEHA vallahu semiun alim

( Dinde zorlama yoktur. Doğru yanlıştan açığa çıkmıştır. Kim azgını inkar ederse ve Allah’a  inanırsa artık SAĞLAM KULBA tutunmuştur. O ONA ASLA KOPMAZ. Allah duyandır, bilendir. )

* "İnanç", bilinegeldiği üzere dogmatik bir olgu değil ancak akıl, bilim ve analiz yoluyla tezahür edebilecen bir kavramdır. 

Kehf suresinin aşağıdaki ayetinde "Kalplerdeki bağ" ve "Allah'tan başkasını ilah edinmemek" ifadelerinin birlikte yer alması bu bölümün konusu bağlamında dikkat çekmektedir.

18/14 Ve RABATNA ALA KULUBİHİM iz kamu fe kalu rabbuna rabbus semavati vel erdi LEN NED'UVE MİN DUNİHİ İLAHEN lekad kulna izen şetata

( Ve ayağa kalktıklarında KALPLERİNE BAĞ VERDİK de "Rab’bimiz göklerin ve yerin Rab’bidir. O’NDAN BAŞKASINI İLAH OLARAK ÇAĞIRMAYIZ. Aksi halde saçmalık söylemiş oluruz." dediler. )


Friday, January 5, 2024

Olgudan farklı Algı oluşturma stratejisi

Büyük bir kitlenin maalesef hala idrak edemediği büyük döngü sonu sürecinde ( Yevmel Kıyamet, Yevmel Fasl, Yevmel Hisab ) dikkat çeken bir husus da büyü niteliğindeki algı operasyonlarının maksimize  olmasıdır. "Varı yok, yoku var" gösterme taktiğinden ibaret olan algı operasyonları, gerçekte olmayan veya tam aksi gerçekleşen - gerçekleştirilen bir olgunun veya olayın muhtelif mecralar kanalıyla kitlelere sanki gerçekmiş, gerçekleşiyormuş gibi algılatılması veya o olgu veya olayın niteliğinin tam zıttı yönünde algı oluşturulması taktiğinden ibarettir. Ayetlerde zikredildiği haliyle "Gerçeği batıl ile örtmek"* veya "Kötü işlerin güzel gösterilmesi" olarak da tanımlanabilecek bu şeytani taktik sosyokültürel, sosyoekonomik ve sosyopolitik alanlarda yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. 

* 2/42 Ve gerçeği batıl ile örtmeyin ve bile bile gerçeği gizlemeyin.

** 6/43 Ve lakin kalpleri katılaştı ve şeytan o yapmış olduklarını onlara süsledi.

9/37 ... Kötü işleri onlara süslü gösterildi.  ...

Tersine algı oluşturma girişimine ayetlerde şöyle değinilmiştir.

3/167 ... Onlar o gün, inanç yerine inkara onlardan daha yakındırlar. O KALPLERİNDE OLMAYANI AĞIZLARIYLA SÖYLERLER. Allah neyi gizlediklerini bilir. 

3/188 O yaptıklarından dolayı ferahlayıp sevinenleri ve O YAPMADIKLARIYLA ÖVÜLMEYİ SEVENLERİ hesaba alma. Kesinlikle onları azaptan kurtulanlar sanma. Elim azap onlaradır.

48/11 ... O KALPLERİNDE OLMAYANI DİLLERİYLE SÖYLERLER. ...

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/11/post-truth-era-gerceklik-otesi-cag.html?m=1

Rekat meselesi

"Rak" ( Eğilmek ) kökünden türemiş olan "Rekat" kelimesi "Duada belden eğilme" anlamına gelen ve "Rûku" olarak da ifade edilebilen bir kelimedir. 

Ayetlerde yer alan "Rekat" kelimesi, bedensel ve ruhsal arınma, yaratıcıya yönelme, meditasyon ve konsantrasyon seansı niteliği taşıyan "Salat" ( Dua ) esnasında yapılması istenen 3 hürmet hareketinden ( Kıyam ( Ayağa kalkış ), Ruku ( Belden eğilme ) ve Secde ( Dizler üzerinde yere kapanma ) ) biridir.

Adedi üzerine muhtelif görüşler olan "Rekat"'a ilişkin, ayetlerde belirli bir adet zikredilmemiş olup, mevcut uygulamalardaki adetlerin Hz. Muhammed'in sünnetine isnad edildiği belirtilmektedir. Ancak ayetlerde "Rekat" adedi belirtilmememiş olması, esasen bu hususta duaya kalkan bir kimsenin niyetinin, samimiyetinin ve duygu yoğunluğunun önem arzettiğini ortaya koymaktadır. Bir başka deyişle nicelikten ziyade niteliğin önem arzettiği mesajı verilmekte gibidir. Misalen samimi ve konsantre bir şekilde ayet okuma, esma zikri ve Rab'be yakarış akabinde icra edilecek bir adet rekat ve bir adet secde de Rab'bın rızasına nail olabilir.

"Rekat" kelimesinin geçtiği bazı ayetler şöyledir.

2/43 Ve ekimus salate ve atuz zekate vERKEU mear RAKİİN

( Ve duaya kalkın, zekatı verin ve EĞİLENLERLE birlikte EĞİLİN.  )

3/43 Ya meryemuknuti li rabbike vescudi vERKEİY mear RAKİİN

( Ey Meryem, Rab’bin için saygılı durup itaat et ve yere kapan ve EĞİLENLERLE birlikte EĞİL. )

5/55 İnnema veliyyukumullahu ve rasuluhu vellezine amenullezine yukimunes salate ve yu'tunez zekate ve hum RAKİUN

( Kesinlikle dostunuz Allah' tır, O’nun resulüdür, duaya kalkanlardır, zekatı verenlerdir ve o EĞİLENLERDİR. )

9/112 Ettaibunel abidunel hamidunes saihuner RAKİUNES sacidunel amirune bil ma'rufi ven nahune anil munkeri vel hafizune li hududillah ve beşşiril mu'minin

( Tevbe edenler, kulluk edenler, övenler, oruçlular, EĞİLENLER, yere kapananlar, iyiliği emredenler ve kötülükten vazgeçirenler ve Allah’ın hudutları için koruyucu olanlar. İnananları müjdele. )

22/77 Ya eyyuhellezine amenURKEU vescudu va'budu rabbekum vef'alul hayra leallekum tuflihun

( Ey o inananlar, EĞİLİN, yere kapanın ve Rab’binize kulluk edin. Hayır yapın. Umulur ki iflah olursunuz. )

Wednesday, January 3, 2024

Uğur Mumcu, komplolar ve 11

Küresel komplo sistemini ve bunun yerel tezahürlerini incelemiş ve birçok olayın perde arkasına ışık tutmuş olan ( soyadı gibi ) araştırmacı yazar Uğur Mumcu, 1988 yılında yayımladığı "Tarikat - Siyaset - Ticaret" isimli kitabında okült cemiyetlerin, ülkelerin sosyoekonomik ve sosyopolitik süreçlerindeki etkisini ele almıştır. Mumcu katıldığı bir TV programında, toplumun o dönemki algısıyla "komplo teorisi" olarak nitelenebilecek şu sözleri sarfetmiştir.

"Bazı gözlemlerimiz var altını çizmek gerekiyor. Opus Dei bir Katolik örgütlenmesinin adıdır. Siyaset, ticaret ve din üçgeni arasında gelişir. Türkiye’de de İslamcı ideolojiye buna benzer yeni bir parasal kaynak bulundu. Türkiye’de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var”

Mumcu, 1993 yılındaki bir yazısında, yine toplumun o dönemki algısıyla "komplo teorisi" olarak nitelenebilecek şu satırları yazmıştır. "Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar."

Konfor alanlarından çıkmaktan ve cehaletleriyle yüzleşmekten korkanlar, gizlenmiş gerçekleri ortaya koyanları yıllardır "komplo teorisyeni" olarak niteleyegelmişler ve onları itibarsızlaştırmaya çalışmışlardır. Ancak toplumları felakete götüren en önemli unsur, gerçeklerin zamanında algılanamaması ve bu yönde çaba sarfedenlerin bertaraf edilmek istenmesi olmuştur. Bu yaklaşım maalesef, komploların barizleştiği ve maksimize olduğu şu dönemde dahi büyük bir kitle tarafından hala devam ettirilmektedir.

Portal açılışının ve halden hale geçişin sembolü olan 11 sayısının, Uğur Mumcu'nun hayatında ilginç şekilde! tezahür ettiği görülmektedir. ( Bu blogda defaatle incelenen bu sayı aynı zamanda küreselcilerin alt organizasyonları olan okült cemiyetlerin ve terör gruplarının operasyonlarda kullanmaya özen gösterdikleri bir sayıdır. )

- Mumcu 24.01.1993 tarihinde, aracına konmuş olan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmiştir. Tarihin nümerolojik değeri 11 olmaktadır.

( 2+4+0+1+1+9+9+3 = 29 ... 2+9 = 11 )

- Mumcu'nun Renault 12 marka aracının plakası 06 YR 245 idi.

0+6+Y (28)+R (21) = 55 ... 10 ... "1"

245 ... 2+4+5 = "11"

1 ve 11 sayılarının yanyana konumlanarak oluşturdukları 111 sayısı da 11 sayısı gibi önemli bir kozmik koddur.

- Olaya ilişkin dava, olaydan 7 yıl sonra! 11.07.2000 tarihinde "Umut Davası" adıyla açılmıştır.

Davanın açıldığı gün Temmuz ayının 11. günüdür.

Tarihin nümerolojik değeri de 11 olmaktadır. ( 1+1+0+7+2+0+0+0 = 11 )

- "Umut Davası" 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştür.

- Mumcu'nun, son kitabı olan "İsterler ki Susalım" 20"11" yılında yayımlanmıştır.

- Selçuk'ta bulunan Uğur Mumcu anıtının üzerinde yazılı metin 38 ( 3+8 = 11 ) kelimeden oluşmaktadır. Metin, Uğur Mumcu'nun kendi ideolojik yapısını tanımladığı kendi cümleleri yer almaktadır.


Uğur Mumcu'nun oğlunun, 2021 yılında medyada yayımlanan "Komplo Teorileri Tarihi" başlıklı konuşma videolarında, komploları ifşa etmeye çalışan araştırmacıları komplo teorisyeni, tespit edilen önemli hususları da komplo teorisi olarak tanımlaması, babası gibi küresel şeytani sistemi ifşa etmeye ve toplumu aydınlatmaya çalışanları bilim dışı olmakla, delilsiz iddialarda bulunmakla, narsisist ve sezgisel* olmakla suçlaması oldukça çelişkili bir durum arzetmektedir. Konuşma serisinin tanıtım videosundaki sözleri şöyledir. 

"Hiçbir şey tesadüf değildir. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Herşey birbiriyle bağlantılıdır. Bu üç önermeye inanıyorsanız komplo teorilerine yatkınsınız demektir. ... İşte Illuminati, oniki tane aile var, işte tapınak şövalyeleri, Siyon protokolleri işte her şeyi kontrol edenler... Bu dört sınıflandırma en çok karşımıza çıkan komplo teorileri ... "

Yaratılış sisteminin temel işleyiş mekanizmasını temsil eden unsurları ve Illuminati**, Tapınak Şövalyeleri, Küresel Aileler, Siyon Liderlerinin Protokolleri gibi küresel şeytani tahakküm sisteminin temel olgularını yüzeysel bir yaklaşımla "komplo teorisi" olarak nitelemesi oldukça düşündürücüdür! 

* Bilgiye ve algıya dayalı olarak tezahür eden "Sezgi", tarih boyunca bilimsel gerçeklerin keşfedilmesi sürecinde bilim insanlarına yardım etmiş en önemli olgudur.

** Babasının 90'lı yıllarda dikkat çektiği Opus Dei cemiyeti Illuminati olgusunun alt öğelerinden biridir.

Ayrıca bugün bilimsel teorem veya bilimsel gerçek olarak nitelenen birçok bilginin vaktiyle teori olarak nitelendirildiği de hatırlanmalıdır. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/07/conspiracy-theory-komplo-teorisi.html?m=1



Tuesday, January 2, 2024

Satranç'taki semantik ve nümerik mesajlar

Yaratılıştaki "İlliyet* İlkesi" ( Nedensellik İlkesi ) her olgunun veya olayın, kendinden bir öncekinin sonucu, bir sonrakinin ise nedeni olduğunu ifade eden bir kavram olup, döngüselliğin kaynağı olan "Düalite İlkesi" ile de ilintilidir.

* İlliyet = Sebep ile ilgili olma durumu

Şura suresinin 30. ayetinde illiyet ilkesine işaret edilmekte ve insanın deneyimlediği musibetlerin kök sebebinin kendisinin düşünsel ve eylemsel icraatları olduğu belirtilmektedir.

42/30 Ve ma esabekum min musibetin fe bima kesebet eydikum ve ya'fu an kesir

( Ve size musibetten ne isabet ederse o ellerinizin kazandıklarındandır. Çoğunu affeder. )

Esası neden - sonuç analizine dayanan "Satranç" oyunu, yaratılıştaki döngüselliği, düaliteyi, illiyet ilkesini ve kozmik nümerolojiyi temsil etmesi açısından dikkat çekmektedir. Bu oyunun ilk olarak Hindistan'da ortaya çıktığı ve isminin etimolojisinin Sanskritçe'deki "Chaturanga" ( Dört Parçalı ) kelimesi olduğu bilgisi mevcuttur.

Satranç oyununun nümerolojik ve sembolik açıdan dikkat çeken özellikleri şöyledir. 

- Birbirleriyle mücadele eden Siyah ve Beyaz öğeler düaliteyi yansıtmaktadır.

- Satranç tahtasının siyah - beyaz karelerden oluşan damalı zemini de düalite sembolüdür. Zira damalı zemin, okült cemiyetlerin de temel sembollerinden biridir.

- Satranç tahtası 8x8'lik bir matris formunda olup, toplam 64 kareden oluşmaktadır. ( 6+4 = 10 ... "1" ve "0" ) Matris sistemi yaratılıştaki işleyişin temel formatı niteliğindedir.

- Her iki tarafta da 16'şar adet eleman bulunmaktadır. ( 16 ... 1+6 = "7" ) Nümerolojik olarak bakıldığında döngüsel düalitenin sembolü olan "İkili Yedi" tezahür etmektedir.

- Yukarıdaki nümerolojik değerlerin 1,0 ve iki adet 7 ( 2x7 ) olduğu görülmektedir. Bu rakamlar, "Allah" kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısındaki rakamlar olmaları açısından dikkat çekmektedir.

- Birbirinden farklı olmak üzere siyah tarafta 6 adet, beyaz tarafta da 6 adet satranç elemanı ( Şah, Vezir, Fil, At, Kale, Piyon ) bulunmaktadır. İki adet 6 tezahürü 66 sayısına işaret etmekte gibidir. Bu sayı da "Allah" kelimesinin ebced değeridir. ( he 5 + lam 30 + lam 30 + elif 1 = 66 )

Monday, January 1, 2024

Evrim meselesi

"Evrim" ( Dönüşüm, Gelişim, Değişim, Tekamül, Halden hale geçiş ) kelimesi "Evre" ( Döngü, Aşama, Değişim, Safha, Hal ) kökünden türemiş olan bir kelimedir. "Evrim", yaratılışın temel ilkesini temsil eden bir kavram olup, yaratılış sonucunda "Yokluk"tan "Varlık"a geçiş "Evrimin" ilk tezahürüdür. Bu nedenledir ki "Oluş" ve "Yokoluş" döngülerinin ( evrelerinin ) tezahür ettiği ortamın ismi de "Evren"dir.

"Evirmek" ( Döndürmek, Çevirmek ) ve "Evrilmek" ( Dönüşmek, Halden hale geçmek ) kelimelerinin kökü olan "Evre" kelimesi, batı dillerindeki "Vary" ( Değişmek ), "Variance" ( Fark, Değişim ) ve "Aura" ( Çevreleyen, Çevre, Işık ) kelimelerinin de köküdür. İngilizcedeki "EVolve" ( EVrilmek ) fiilinin kökü de ortak "Ev" kelimesidir. ( Ev+olve = Ev+ril+mek )

Her ruh, yaratılışı sonrasında, sonsuz olarak algılanabilecek bir "Evrim" ( Tekamül ) sürecine tabi tutulur. Ruhun, bitki, hayvan, insan gibi kaba madde beden halleri ve daha ileri safhalardaki süptil madde halleri onun evrim ( tekamül ) süreci içinde deneyimlediği "evreleri" temsil etmektedir. Ruhsal tekamül, bir varlıktaki frekans yükselmesine bağlı olarak idrak seviyesinin de yükselmesiyle tezahür eden ve onu halden hale geçiren bir fenomendir. 

Dolayısıyla, "Evrim" kavramınını, "İnsan'ın Evrimi" yerine "Ruhun Evrimi" olarak dikkate alan bir yaklaşımın "Evrim Teorisi" konusundaki kısır tartışmaları sonlandırma potansiyeli bulunmaktadır. Zira "Evrim" bir teori değil, yukarıda da değinildiği üzere yaratılış mekanizmasının temelidir.

Her ayet gibi çoklu anlamları ve mesajları barındıran Yunus suresinin 34. ayetindeki "Yuiydu" ( Döndürür, Evirir - Evriltir ) fiili vasıtasıyla yaratılıştaki döngüselliğe ve evrime değinilmektedir. ( Ayet numarasının nümerolojik değeri olan 7 ( 3+4 ) sayısı döngünün nümerik sembolüdür. )

10/34 Kul hel min şurakaikum men yebdeul halka summe YUİYDUH kulillahu yebdeul halku summe YUİYDUHU fe enna tu'fekun

( De ki: "Ortaklarınızdan yaratışı ortaya çıkarıp başlatan, sonra onu DÖNDÜREN / EVİREN / EVRİLTEN, tekrarlayan kimse var mıdır?" De ki: "Yaratışı Allah başlatır sonra onu DÖNDÜRÜR / EVIRİR / EVRİLTİR. O halde nasıl döndürülürsünüz?" )

Ancak bu noktada "İnsanın Evrimi" ifadesine ne anlam yüklendiği ve bu ifadeyle ne algılandığı da önem arzetmektedir. Mesela "İnsan maymundan evrilmiştir." gibi bir kitle telkin ifadesi evrim konusundaki gerçeklerin açığa çıkmasına engel teşkil eden dogmatik ve art niyetli bir ifadedir. 

İslami kültürde "Evrim" konusuna olan tepkisel yaklaşımın sebebi, Allah'ın, insanı herhangi bir fiziksel ( madde bedensel ) evrime ( tekamül sürecine ) tabi tutmadan doğrudan insan niteliğiyle yani Adem olarak yaratmış olduğu inancına dayanmaktadır ki bu bilgi belirli bir yaklaşım çerçevesinde doğrudur. Bir başka deyişle insan nitelikli Adem, hayvan nitelikli herhangi bir varlığın ( maymun vb. ) fiziksel evrimi sonucu tezahür etmemiştir. Zira böyle bir durum olsaydı maymun türünün halen mevcut olmaması gerekirdi. Bu konunun daha net idraki için "ruh" ve "ruh evrimi" ( ruhsal tekamül ) kavramının daima dikkate alınması gerekmektedir. 

Ruhlar, evrim ( tekamül ) süreçlerinin bir bölümünü de kaba madde planı olan dünyada tamamlamaktadırlar. Bu süreç, her ruhun ihtiyacına göre belirli sayıdaki "reenkarnasyonlar" ( tekrar bedenlenmeler ) vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Ruhlar, kaba madde planındaki ilk enkarnasyonlarını bedenli mikroskopik varlık ( virüs, bakteri vb. ) olarak tamamlarken son enkarnasyonlarını ise kâmil insan olarak tamamlamakta ve üst süptil planlara intikal etmektedirler. Dolayısıyla ruhlar reenkarnasyon süreçlerinde tek hücreli canlı, bitki ve hayvan deneyimlerini tamamladıktan sonra insan evresine geçmekte yani insana evrilmektedirler. İşte bu noktada bahsedilen evrim, misalen bir mantarın böceğe dönüşmesi ve mantarın ortadan kalkması gibi fiziksel bir evrim değildir. Evrilen ruhtur. Tekâmül eden ruhtur. Mantar deneyimini başarıyla ikmal eden ruh artık bir sonraki evre olan böcek deneyimine hazırdır.

Ruhun maddeye tesir iletmesiyle tezahür eden bedenlenmiş varlıkların, içinde bulundukları maddi yaşam koşullarının zamanla değişimine bağlı olarak geçirdikleri evrim ise bir maddi ve manevi hal değişikliğinden ibaret olup, bu evrim varlığın öz niteliğini değiştirmemektedir. Misalen insanın, ilk çağlardaki zorlu doğa koşullarında yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan bedensel ve düşünsel yapısı ile günümüz koşullarında yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan bedensel ve düşünsel yapısı farklılık arzetmektedir. Ancak her iki koşulda da bu varlık "insan" niteliğini korumaktadır. 

"Homo" ( İnsan ) evreleri ilüstrasyonu

Kur'an'ın aşağıdaki ayetlerinde ruhsal tekamül sürecinde muvaffak olamamış ruhların cezaen tersine evriltilmek suretiyle reenkarnasyonlarından bahsedilmektedir.

2/65 Ve lekad alimtumullezina'tedev minkum fis sebti fe kulna lehum KUNU KİRADATEN hasiin

( Ve sizlerden yedinci gün içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "Kovulup reddedilmiş MAYMUNLAR OLUN." dedik.  )

5/60 Kul hel unebbiukum bi şerrin min zalike mesubeten indellah MEN leanehullahu ve ğadibe aleyhi ve CEALE MİNHUMUL KİRADATE VEL HANAZİRA ve abedet tağut ulaike şerrun mekanen ve edallu an sevais sebil

( De ki: "Allah’ın indinde musibet olarak bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah’ın  lanetlediği ve üzerine öfke eylediği ve ONLARDAN MAYMUNLAR, DOMUZLAR ve azgına kulluk edenler OLUŞTURDUĞU KİMSELER, işte bunlar mekan olarak daha kötüdürler. Düz yoldan daha da sapmışlardır."  )

7/166 Fe lemma atev an ma nuhu anhu kulna lehum KUNU KİRADATEN hasiin

( Böylece onlardan onlara yasaklayıp men ettiklerimizde inat ettiklerinde, onlara "Hor ve hakir MAYMUNLAR OLUN." dedik. )

"Yuiyd" ( Döndürür, Evriltir ) fiilinin evrime işaret ettiği ayet ikililerinden biri de İsra suresinin 50. ve 51. * ayetleridir. Aşağıda yer alan bu iki ayette "Halk" ( Yaratık ) ve "Yuiyd" ( Döndürür ) kelimeleri vasıtasıyla evrim fenomenine işaret edilmektedir. ( * Ayet numaralarındaki rakamların toplamı 11 ( 5+0+5+1 = 11 ) sayısını vermektedir ki bu sayı portal açılışının, halden hale geçişin ve döngünün sembolüdür.

17/50 Kul KUNU hicareten ev hadida

( De ki: "Taş veya demir OLUN." )

17/51 Ev HALKAN min ma yekburu fi sudurikum fe seyekulune MEN YUİYDUNA kulillezi FETARAKUM evvele merrah fe seyunğidune ileyke ruusehum ve yekulune meta hu kul asa en yekune kariba

( Veya göğüslerinizin içinde büyüyeninden YARATIK. "KİM DÖNDÜRÜR BİZİ?" diyecekler. De ki: "O SİZİ ilk keresinde YARATAN." Böylece sana başlarını sallayacaklar ve "O ne zaman?" diyecekler. De ki: "Belki olması yakındır." )