21 Nisan 2020 Salı

144 Sayısı

Bilimsel kaynaklara göre insanda 144,000 gen varyantı bulunmaktadır.

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20838461/
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0888754311001790

66 Vahiy 7-4 Mühürlenmiş olanların sayısını işittim. İsrailoğulları'nın bütün oymaklarından YÜZKIRKDÖRTBİN  kişi mühürlenmişti: 

66 Vahiy 14-1 Sonra KUZU'nun  Siyon Dağı'nda durduğunu gördüm. O'nunla birlikte YÜZKIRKDÖRT kişi vardı. Alınlarında kendisinin ve Babası'nın adları yazılıydı. 

İncil'de yer alan "144 bin kişi" ve "144 kişi" kavramları "İnsan"'ı simgelemekte gibidir. Zira Vahiy 14-1 kodlu ayetteki "Kuzu" kelimesi, insanları kurtarmaya ve temizlemeye gelen ve "İnsanoğlu" olarak da anılan Mesih İsa'yı tanımlamaktadır.




COVID19, Yılan, 2019 - 2023

Bilimsel araştırmalar COVID19 virüsünün, yarasa ile beslenen yılanların etinden yiyen insanlardan bulaştığını ortaya koymaktadır.

https://www.google.com/amp/s/www.womenshealthmag.com/health/amp31980214/coronavirus-snakes/

https://www.google.com/amp/s/amp.cnn.com/cnn/2020/01/22/health/snakes-wuhan-coronavirus-outbreak-conversation-partner/index.html

https://www.google.com/amp/s/amp.cnn.com/cnn/2020/01/22/health/snakes-wuhan-coronavirus-outbreak-conversation-partner/index.html

Kök nedenin "Yılan" olması durumunda, Taha suresinin aşağfaki ayetleri hem ayet kodları hem de ayetlerin anlamsal içerikleri açısından ilginç bir durum arzetmektedir.

20/19 - Kale elkıha ya musa 
( "At onu* ey Musa." dedi. ) 

* O = Asa

 20/20 - Fe elkaha fe iza hiye HAYYETÜN tes'a 
( Böylece onu bıraktı da o zaman o koşan YILAN oldu. ) 

- Yukarıdaki ayetlerin kodları yıl olarak dikkate alındığında 2019 yılında "Asa"'nın ( Yılan ) atılması yani COVID19'un bulaşması, 2020 yılında ise "Yılanın koşması" yani virüsün hızla yayılması bildirilmekte gibidir. ( Not: Ayetlerin çok anlamlı olduğu ve bu bölümde anlamlardan birinin ihtimalinin incelendiği hatırlanmalıdır. ) 

20/21 - Kale huzha ve la tehaf se nüıydüha sıratehel ula 
( "Onu yakala ve korkma. Onu ilk önceki haline döndüreceğiz." dedi. ) 

- 20/21 kodlu ayette 2021 yılında durumun normale döneceği bildirilmekte gibidir.

20/22 - Vadmün yedeke ila cenahıke tahrüc beydae min ğayri suin ayeten uhra 
( Ve elini koynuna koy. Diğer ayet olarak, kusursuz beyaz çıksın. ) 

20/23 - Li nüriyeke min ayatinel kübra 
( Sana ayetlerimizin en büyüklerinden göstermek için. ) 

- 20/22 ve 20/23 kodlu ayetlerde ise 2022 ve 2023 yıllarında vuku bulacak büyük bir değişime, büyük bir olaya işaret edilmekte gibidir. "Elin beyaz çıkması" ifadesi de insanlık için büyük bir aydınlanmanın ve temizlenmenin olacağını haber verir niteliktedir.

"Gökten indirilen kitap" yanılgısı

Kutsal kitaplar, Semavi ( Göksel ) frekanslar ile olan iletişim sonucunda ortaya çıkan ve yaratılışın kodlarını içeren yazılardır. Bu yazılara bilgisayar teknolojisi terimiyle "Yazılım" da denilebilir. Zira bilgisayar teknolojisi zaten ilahi yaratılış sisteminin primitif bir kopyasından başka bir şey değildir.

Kur'an'ın vahiy ( üst frekans iletişimi ) yoluyla aktarıldığı bilinmekle birlikte, bazı kültürlerde Tevrat'ın "üzerinde bilgilerin yazılı olduğu levhalar halinde" Haberci Musa'ya iletildiğine inanılmaktadır. Kur'an'ın A'raf suresinin 154. ayetinde yer alan "Musa levhaları aldı." ifadesi Haberci Musa'ya gökten üstünde yazılar olan levhaların indirilmesi olarak yorumlanabilmektedir.

7/154 - Ve lemma sekete an musel ğadabü ehazel elvah ve fı nüshatiha hüden ve rahmetün lillezıne hüm li rabbihim yerhebun

( Ve öfke Musa' nın üzerinden düştüğünde, levhaları aldı. Onların nushalarında Rab’lerinden korkanlar için yönlendirme ve rahmet vardı. )

Ancak Şura suresinin 51. ayetinde bildirildiği üzere, Allahü Teala'nın insan ile iletişiminde üç yöntem söz konusudur. "Vahiy, "Perde Arkası"*, "Resul" ( * Perde Arkası ifadesi, deneyimlenen olgular ve olaylardaki batıni mesajların algılanmasını tanımlamaktadır. )

42/51 - Ve ma kane li beşerin en yükellimehüllahü illa vahyen ev min verai hıcabin ev yursile rasulen fe yuhıye bi iznihı ma yeşa' innehu aliyyün hakım
( Ve Allah' ın insana kelam edip söz söylemesi, vahyen veya perde arkasından olması haricinde olmaz. Veya resul gönderir de izni ile ne dilerse vahyeder. Kesinlikle O uludur hakimdir. )

"Gökten üzerinde yazılar olan nesnel bir kitap" indirilmesi beklentisinin pagan ve şeytani bir yaklaşım olduğu Nisa suresinin 153. ayetinde Haberci Musa misaliyle bildirilmektedir.

4/153 - Yes'elüke ehlül kitabi en tünezzile aleyhim kitaben mines semai fe kad seelü musa ekbera min zalike fe kalu erinellah cehraten fe ehazethümüs saıkatü bi zulmihim sümmettehazül ıcle min ba'di ma caethümül beyyinatü fe afevna an zalik ve ateyna musa sültanen mübına
( Kitap sahipleri, sana, kendilerine gökten kitap indirmeni sual ederler. Musa' ya bundan daha da büyüğünü sual etmişlerdi de "Allah' ı bize açıkça göster." demişlerdi. Böylece zulümlerinden dolayı onları yıldırım yakaladı. Sonra, o kendilerine gelen açık delillerin ardından buzağıyı edindiler de onları bundan affettik. Musa' ya açık delil verdik. )

Ayette, kendilerine zaten resul kanalıyla Kitap ( Kur'an ) verilmiş olan müşriklerin hala "gökten nesnel kitap inmesini" bekledikleri ve bu yönde habercileri zorladıkları bildirilmektedir.

6/7 - Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe lemessuhü bi eydıhim le kalellezine keferu in haza illa sıhrun mübın
( Ve şayet sana kağıtta yazı indirmiş olsak da ona elleriyle dokunsalar, o inkarcılar "Bu kesinlikle apaçık sihirdir." diyeceklerdir. )

En'am suresinin 7. ayetinde ise "Kitabın, kağıda yazılmış olarak indirilmesi" yani "Yoktan bir anda ortaya bir kitap çıkması" durumunda dahi inkarcıların zaten yine inanmayacakları bildirilmektedir.










20 Nisan 2020 Pazartesi

Sihir ve Cinler

İlüzyon olarak da bilinen sihirbazlık veya büyücülük, gerçek olmayan bir olgunun veya olayın gerçekmiş gibi algılatılması yoluyla sanal gerçeklik yaratma fenomenine verilen isimdir. Hipnoz ile özdeş özellikler taşıyan sihire maruz kalmış olan kişi, her ne kadar kendisi sanal gerçeklik yaşıyor olsa da tutum ve davranışları yoluyla çevresindeki gerçekliği etkileme potansiyeline sahiptir. Mü'minun suresinin aşağıdaki ayetlerinde gerçek algısı sihir yoluyla bloke olmuşlardan bahsedilmekte ve "Nasıl sihirlenirsiniz?" sorusu sorulmaktadır.

23/88 - Kul men bi yedihı melekutü külli şey'in ve hüve yuciru ve la yücaru aleyhi in küntüm ta'lemun
( De ki: "Eğer bilenler iseniz, herşeyin mülkiyeti elinde olan, o koruyan ama kendi üzerine korunmayan kimdir?" )

23/89 - Seyekulune lillah kul fe enna tüsharun
( Allah için." diyecekler. De ki: "O halde nasıl sihirlenirsiniz?" )

Kur'an ayetlerinde sihirbazların, ilüzyon üretebilmeleri için farklı süptil frekans varlıkları olan cinlerden yardım aldıkları belirtilmekle birlikte, Haberci Süleyman'ın da kaba madde frekansındaki bazı icraatları için "cinlerden" hatta "cin şeytanlarından" yardım aldığı bildirilmektedir. Benzer şekilde sihirbazların da kendilerine yardım eden cin grupları olduğu bilinir. 

2/102 - Vettebeu ma tetlüş şeyatınü ala mülki süleyman ve ma kefera süleymanü ve lakinneş şeyatıne keferu yüallimunen nasas sıhra ve ma ünzile alel melekeyni bi babile harute ve marut ve ma yüallimani min ehadin hatta yekula innema nahnü fitnetün fe la tekfur fe yeteallemune minhüma ma yüferrikune bihı beynel mer'i ve zevcih ve ma hüm bi darrıne bihı min ehadin illa bi iznillah ve yeteallemune ma yedurruhüm ve la yenfeuhüm ve lekad alimu men işterahü ma lehu fil ahırati min halakın ve le bi'se ma şerav bihı enfüsehüm lev kanu ya'lemun

( Ve o Süleymanın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. Süleyman inkar etmedi ve lakin şeytanlar inkar ettiler. İnsanlara sihiri ve Babil’ de iki melek olan Harut ve Marut’ un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. )

27/17 - Ve huşira li süleymane cünudühu minel cinni vel insi vet tayri fe hüm yuzeun
( Ve cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları, askerleri Süleyman için toplandı. Artık onlar düzenlenip hizalanıyorlardı. )

Enbiya suresinin 81. ve 82. ayetlerinde Haberci Süleyman'ın "cin şeytanlarını" da buyruğuna aldığından ve onlardan hayır yolunda faydalandığından bahsedilmektedir.

21/81 - Ve li süleymaner rıha asıfeten tecrı bi emrihı ilel erdılletı barakna fıha ve künna bi külli şey'in alimın
( Ve Süleyman için, onun emriyle, o bereketlendirdiğimiz yere doğru akan kuvvetli rüzgar verdik. Herşeyi bilenler olduk. )

21/82 - Ve mineş şeyatıni men yeğusune lehu ve ya'melune amelen dune zalik ve künna lehüm hafizın
( Ve şeytanlardan ona dalgıçlık yapanları ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk. )

Yunus suresinin 77. ayetinde sihirbazların, nefsani menfaat karşılığında cinlerden yardım aldıkları ve  cin tasallutu altında oldukları ve bu nedenle asla iflah olamayacakları bildirilmektedir. Bakara suresinin yukarıdaki 202. ayetinde de sihir için cinlerle işbirliğine girenlerin durumu "O nefislerini sattıkları ne kötüdür." ifadesiyle bildirilmektedir. Halk arasında bu durum için "Ruhunu şeytana sattı." ifadesi kullanılmaktadır.

10/77 - Kale musa e tekulune lil hakkı lemma caeküm e sıhrun haza ve la yüflihus sahırun
( Musa, "Size geldiğinde gerçek için böyle mi dersiniz? Bu sihir midir? Sihirbazlar iflah olmazlar." dedi. )

Neml suresinin 29. ayetinde cinlerden olan İfrit'in süptil boyuttan / frekanstan kaba madde frekansına / boyutuna müdahale ederek eşyanın durumunu değiştirdiği bildirilmektedir.

27/39 - Kale ıfrıtün minel cinni ene atıke bihı kable en tekume min mekamik ve innı aleyhi le kaviyyün emın
( Cinlerden İfrit "Ben onu sana, sen makamından kalkmadan önce getiririm. Kesinlikle ben onun üzerine kuvvetliyim güvenilirim." dedi. )










19 Nisan 2020 Pazar

Ayrışım Günü'nün idraki

Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ) Kur'an'da Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ) olarak da ifade edilmektedir. Söz konusu "ayrışım günü", evvelki bölümlerde de belirtildiği üzere aşağıdaki gibi özetlenebilir.

Ayrışım Günü, sevgi esaslı ilahi kozmik tesirlerin ( frekansların  ) üst plandan yoğun bir şekilde akmaya başladığı, insanların frekans seviyelerinin yükseldiği ve reenkarnasyon sürecini tamamlayanların üst frekansa geçişe hazır hale gelmekte oldukları dönemi ifade etmektedir. Öte yandan aynı kavram, nefsaniyetin negatif enerji frekansı batağında olanların bu batağa daha da saplanacakları bir dönemi de ifade etmektedir. Bu "ayrışımı" ve kaçınılmaz kaderlerini farkeden küresel şeytanlar kaos ve felaket ortamı yaratarak insanların bu yükselişini engellemek isteseler de bu yönde attıkları her adımda cehennem batağına daha da saplanacaklar ve helak olacaklardır.

Yevmel Fasl ( Ayrışım Günü ) konulu ayetler şöyledir.

32/25 - İnne rabbeke hüve YAFSİLÜ beynehüm YEVMEL KIYAMETİ fima kanu fıhi yahtelifun
( Kesinlikle Rab’bin, o hakkında ihtilaf etmiş oldukları AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDE  onların aralarını AYIRIR. )

60/3 - Len tenfe'aküm erhamüküm ve la evladüküm YEVMEL KIYAMETİ YEFSİLÜ beyneküm vallahü bima ta'melune basir
( AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDE, size ne yakınlarınız, ne de çocuklarınız fayda vermez. ARANIZI AYIRIR. Allah ne yaptığınızı görendir. )

37/21 - Haza YEVMÜL FASLİLLEZİ küntüm bihı tükezzibun
( Bu, o yalanlamış olduğunuz AYRIŞIM GÜNÜDÜR. )

44/40 - İnne YEVMEL FASLİ mıkatühüm ecmeın
( Kesinlikle AYRIŞIM GÜNÜ, onların toplanma zamanlarıdır. )

44/41 - Yevme la yuğni mevlen an mevlen şey'en ve la hüm yünsarun
( O gün dostun dosta hiçbir şeye faydası olmaz. Onlara yardım da edilmez. )

77/13 - Li YEVMİL FASLİ ( AYRIŞIM GÜNÜ için. )
77/14 - Ve ma edrake ma YEVMÜL FASLİ ( Ve AYRIŞIM GÜNÜNÜN ne olduğunu sana ne bildirir? )
77/15 - Veylün yevmeizin lil mükezzibin ( Vay o gün yalanlayanlar için. )












"One World" konseri logosundaki mesaj

18.04.2020 tarihinde Dünay Sağlık Örgütü'nün sponsorluğunda gerçekleştirilen "One World: Together At Home" sloganlı on line konser organizasyonun logosunda dikkat çekici bir "Dört Parmak" sembolizmi bulunmaktadır.


Logoda "Dünya'yı kıskaca almış olan iki adet dört parmaklı el" görülmektedir. Küresel şeytanlar, dünyanın cinler tarafından kuşatıldığı mesajını mı vermeye çalışmaktadırlar? Şeytanların kendi ilimleri olmadığı sadece ve sadece ilahi kozmik bilgileri anlamsal olarak çarpıtmaya ve farklı anlam yüklemeye çalıştıkları hatırlanmalıdır. Dolayısıyla negatif enerjili mesaj vermeye çalışırken aslında dünyanın pozitif enerjili Vazifeli Varlıklar tarafından korunmaya alındığı mesajını da vermektedirler. 

"Dört Parmak" figürü okültizmde farklı frekanstan ( boyuttan ) gelen ve insan olmayan varlıkları ( cinler ) tanımlamak için kullanılan sembollerden biridir. Bu sembolizmin en belirgin bazı örnekleri şöyle sıralanabilir.

- 1982 yılında çekilen E.T. filmindeki dünya dışı varlığın dört parmaklı olması,


- 1990 yılında çekilen Total Recall filminde insan bedenini host olarak kullanan ve insanı kontrol altına alan "Kuato" isimli varlığın ( cin ) dört parmaklı olması. ( "Kuato" ismi de "Quadro" ( Dörtlü ) kelimesiyle olan fonetik benzerliği nedeniyle özellikle seçiilşmiş gibidir. )


- Rockefeller Foundation'un Mayıs 2010 tarihinde "Scenarios for the Future of Technology"* ( Geleceğin Teknolojileri İçin Senaryolar ) başlığıyla hazırladığı ve içinde pandemi senaryosunun da yer aldığı dökümanın yayımlanmasından bir yıl sonra, 2011 yılında vizyona giren "Infected" ( Enfekte ) isimli sinema filminin afişinde "dört parmaktan" oluşan bir el figürü bulunmaktadır. ( * Raporun başlığındaki "Teknolojinin Geleceği İçin Senaryolar" ifadesi pandemi kurgusunun "dijital dönüşümün" hızlandırılması için bir katalizör, bir vasıta olduğunu ifşa etmektedir. ) 


- Grey Alien'lerin dört parmaklı resmedilmeleri,


- Animasyon karakterleri olan ve aslında cinleri sembolize eden Şirinler'in ( The Smurfs ) dört parmaklı resmedilmeleri,



- Pagan ilahlar için yapılan antik ahşap maskların üzerindeki dört parmaklı reptilian ( sürüngen ) figürleri,


Bir çikolata markasının "4 Finger" konseptli ürünü de aynı sembolizmi içermekte gibidir.
- Economist dergisinin 2009 yılına ait bir kapağında da ölüm meleği dört parmaklı olarak resmedilmiştir.



Birleşik Krallık ve Hollanda merkezli, dünyanın en büyük yiyecek ve hızlı tüketim ürünleri üreten şirketlerinden birinin logosuna da dört parmak sembolü yerleştirilmiştir.

18 Nisan 2020 Cumartesi

Yaklaşan Cennet ve Ortaya Çıkan Cehennem

Bugüne kadar bu blogda, Cennet'in yarı süptil ( eterik / esiri ) üst frekans olan Sirius olduğu, Cehennem'in ise reenkarnasyon planı ve kaba madde frekansı olan Dünya olduğu ancak bu gerçeğin kıyamet gününde ( ruhsal ve idraki ayağa kalkış / diriliş ) idrak edilebileceği defaatle belirtilmiştir.

Bu bölümde, içinde bulunulan idrak ve frekans yükselişi dönemi nedeniyle konuya ilişkin açık delil niteliğindeki ayetler tekrar incelenmiştir. 

Şuara suresinin aşağıdaki ayetlerde Cennet için "Üzlife" ( Yaklaştırılma ), Cehennem için ise "Bürrize" ( Ortaya Çıkma ) fiili kullanılmıştır. "Yaklaşma" fiili başka bir ortamı işaret ederken, "Ortaya çıkma" fiili ise mevcut ortamda zuhur eden bir olguyu, mevcut ortamın dönüştüğü bir hali işaret etmektedir. 

26/90 - Ve ÜZLİFETİL CENNETÜ lil müttekın
( Ve CENNET sakınanlar için YAKLAŞTIRILMIŞTIR. )

26/91 - Ve BÜRRİZETİL CEHIMÜ li ğavın 
( Ve CEHENNEM azgınlar için ORTAYA ÇIKARILMIŞTIR.  )

"Cennet'in yaklaşması" kavramı, sevgi esaslı ilahi kozmik tesirlerin ( frekansların  ) üst plandan yoğun bir şekilde akmaya başlamasını, insanların frekans seviyelerinin yükselmesini ve reenkarnasyon sürecini tamamlayanların üst frekansa geçişe hazır hale gelmekte olduklarını ifade etmektedir.

"Cehennemin ortaya çıkması" kavramı ise nefsaniyetin negatif enerji frekansı batağında olanların bu batağa daha da saplanacaklarını ve Dünya cehenneminde reenkarnasyonlara devam edeceklerini ifade etmektedir. Bu "ayrışımı"* ve kaçınılmaz kaderlerini farkeden küresel şeytanlar kaos ve felaket ortamı yaratarak insanların bu yükselişini engellemek isteseler de bu yönde attıkları her adımda cehennem batağına daha da saplanacaklar ve helak olacaklardır.

( * Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ) Kur'an'da aynı zamanda "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü ), "Yevmed Din" ( Din Günü ) ve "Yevmel Hesab" ( Hesap Günü ) olarak da anılmaktadır. Allahü Teala ise inananları, bu "Gün"de ( Döngü sonu süreci ) tezahür edecek her türlü negatif enerjili durumdan koruyacağını ayetlerinde açıkça beyan etmektedir.

52/18 - Fakihine bima atahüm rabbuhüm ve vekahüm rabbuhüm azabel cehım
( Rab’lerinin onlara o verdiğinden dolayı sevinirler. Rab’leri onları cehennem azabından korur. )

76/11 - Fe vekahümüllahü şerre zalikel yevmi ve lakkahüm nadreten ve sururen
( Böylece Allah onları bu günün kötülüğünden korur ve onları parlaklığa ve sevince kavuşturur. )

İbrahim suresinin aşağıdaki ayetlerinde de "Yer"'in ( Dünya ) Cehenneme dönüşeceği açık bir şekilde bildirilmektedir.

14/48 - YEVME TÜBEDDELÜL ERDU ĞAYRAL ERDI ve semavatü ve berazu lillahil vahıdil kahhar 
( O GÜN YER BAŞKA YERE DÖNÜŞÜR. Gökler de. Ve tek kahredici Allah için meydana çıkarlar.  )

14/49 - Ve teral mücrimıne yevmeizin mükarranıne fil asfad 
( Ve o gün suçluları kelepçelerin içinde dururlarken görürsün. )

14/50 - Serabilühüm min katıranin ve tağşa vücuhehümün nar 
( Gömlekleri katrandandır ve yüzlerini ateş örter. )

Meryem suresinin aşağıdaki ayetlerinde üst frekansa geçme liyakatine ermiş olanların da, tekâmül edemeyip tekrar reenkarnasyon sürecine devam edecek olanların da döngü sonunda mutlak surette Cehennem'i idrak edeceği yani Dünya'nın Cehennem olduğunun farkına varacağı bildirilmektedir. Ancak süreç sonunda tekâmül edenlerin üst frekansa geçerek kurtulacakları, tekâmül edemeyenlerin ise Dünya'da yani Cehennem'de bırakılacağı ( reenkarnasyonlara devam ettirilecekleri ) bildirilmektedir.

19/68 - Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıne sümme le nuhdırannehüm havle CEHENNEME cisiyya 
( Böylece ve Rab’bin, onları ve şeytanları kesinlikle toplayacağız. Sonra kesinlikle onları CEHENNEMİN etrafında diz çökmüş olarak hazır edeceğiz. 

19/69 - Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya 
( Sonra her gruptan, Rahman' a isyankarlıkta en şiddetlileri hangileriyse ayıracağız. )

19/70 - Sümme le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya 
( Sonra, ona salınmaya, atılmaya layık olmada önce, başta gelenleri, daha yakın olanları biz biliriz. )

19/71 - Ve İN MİNKÜM İLLA VARİDÜHA kane ala rabbike hatmen makdıyya 
( Ve KESİNLİKLE SİZLERDEN OLANLAR İLLA Kİ ONA VARIRLAR. Rab’binin üzerine akdedilmiş hükümdür. )

19/72 - Sümme nüneccillezınettekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya 
( Sonra o sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada diz çökmüş olarak bırakacağız. )


Ruh ve Maddenin Özü "Kelime"

Yaratılışın kaynak kodlarının "Kelimeler" olduğunu, Ruhun da Maddenin de sadece kaynak kodun yani "Kelimelerin" yansımaları, tezahürleri oldukları ve "Gerçek"in özünün de "Kelime" olduğu ayetlerde açıkça belirtilmektedir.

2/117 - Bedıus semavati vel ard ve iza kada emran fe innema YEKULÜ lehu KÜN FE YEKUN 
( O gökleri ve yeri yaratandır. İş yapılası olduğunda, kesinlikle ona "OL." DER de o OLUR. )

10/82 - Ve YÜHIKKALLAHÜL HAKKA bi KELİMATİHI ve lev kerihel mücrimun 
( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah GERÇEĞİ KELİMELERİ ile GERÇEKLEŞTİRİR. )

Tevrat'ın Tekvin suresinin aşağıdaki ayetlerinde, bir olgunun ruh ve madde olarak yaratılışından önce onun kelime, mana ve işlev olarak Allah'ın indindeki varlığından bahsedilmektedir. Olguların madde alemi olan kainatta tezahür ettirilmesi işini ise Allah'ın izniyle Vazifeli Varlıklar yapmaktadır. Bu nedenle ayette "Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü." cümlesi yer almaktadır. Yani Allah, "Işık"'ın Vazifeli Varlıklar tarafından kainatta tezahür ettirilmiş halini "İyi" olarak nitelemiştir. Yoksa yaratıcı Allahü Teala zaten her şeyi bilmektedir.

1-Tekvin-1-1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

1-Tekvin-1-2 Yer şekilsizdi ve boştu ve karanlık, derinliğin üzerini kaplamıştı. Ve Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu.

1-Tekvin-1-3 Ve Tanrı, "IŞIK OLSUN" DEDİ ve ışık oldu.

1-Tekvin-1-4 Ve Tanrı IŞIĞIN İYİ OLDUĞUNU GÖRDÜ ve Tanrı ışığı karanlıktan ayırdı.

İncil'in Yuhanna suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise "Kelime"'nin, Ruh ve Madde'nin yaratılışı öncesinde de Allah'ın indinde var olduğu bildirilmektedir. Ayetlerde ayrıca "Kelime" ve "Işık" özdeşleştirilmektedir.

43 Yuhanna 1-1 Başlangıçta KELİME  vardı. KELİME Tanrı'yla birlikteydi ve KELİME Tanrı'ydı. 

43 Yuhanna 1-2 Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi. 

43 Yuhanna 1-3 Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. 

43 Yuhanna 1-4 Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların IŞIĞIYDI. 


17 Nisan 2020 Cuma

Ölüm, Diriliş ve Dönüş

2/28 - Keyfe tekfurune billahi ve küntüm EMVATEN fe AHYAKÜM  sümme YÜMİTÜKÜM sümme YUHYIKÜM sümme ileyhi TÜRCEUN 

( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ÖLÜLERDİNİZ de sizi DİRİLTTİ. Sonra sizi ÖLDÜRÜR. Sonra sizi DİRİLTİR. Sonra O'na döndürülürsünüz. )

40/11 - Kalu rabbena emettena esneteyni ve ahyeytena esneteyni fe i'terafna bi zünubina fe hel ila hurucin min sebıl 
( “Rab’bimiz bizi iki kere öldürdün ve bizi iki kere dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık çıkmaya yol var mı?” dediler. )

Bakara ve Mü'min surelerinin bu ayetinde insanın yarı süptil plan olan cennetteki ve kaba madde planı olan dünyadaki süreci bildirilmektedir. Özetle;

Yaratılış öncesi .... Ölü
Cennet ..... Diri
Dünya ..... Ölü
Dünya ..... Diri ( Kıyamet / Ayağa Kalkış süreci )
Cennet .... Dönüş

Zümer suresinin aşağıdaki ayetleri de kaba madde planı dünyadaki insanın ruhi ve idraki anlamda aslında "Ölü" olduğu, "Kıyamet" ( Ayağa Kalkış ) sürecinde ise ruhi ve idraki uyanış ve yükseliş neticesinde "Dirileceği" ve bir hesaplaşma sürecinde olacağı bildirilmektedir.

39/30 - İnneke MEYYİTÜN ve innehüm MEYYİTUN ( Kesinlikle sen ÖLÜSÜN ve kesinlikle onlar da ÖLÜLER. )

39/31 - Sümme inneküm YEVMEL KIYAMETİ  ınde rabbiküm TAHTESİMUN 
( Sonra kesinlikle siz, AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDE Rab’binizin indinde TARTIŞIP HASIMLAŞIRSINIZ, ÇEKİŞİRSİNİZ. )


Kur'an'ın / Kitab'ın özellikleri

Yaratılışın ve ilahi kozmik sistemdeki tüm verilerin kodlarını içeren Kur'an'ın yani "Kitab"'ın * nitelikleri Kur'an'da şu isim ve sıfatlar ile bildirilmiştir. ( Kelimelerin yanında bulundukları ayetlerin kodları da belirtilmiştir. ) ( * "Kitap" kelimesinin esas anlamı "Yazı"'dır. )

1- Zikr ( Hatırlama ) ( 21/10)

Yaratılış kodları ve Akaşa Kayıtları olarak da bilinen ilahi koomik bilgiler varlıkların kalplerinde yani vicdanlarında zaten kayıtlıdır. Kur'an'ın işlevi, varlıklara bu kodları ve bilgileri hatırlatmak, bilincin aktive olmasına vesile olmak ve her konuda yönlendirme sağlamak, ilham kaynağı olmaktır. 

2- Nur / Münir ( Aydınlık / Aydınlatıcı ) ( 5/15 )

Küresel okült cemiyetin ismi olan "Illuminati" ( Aydınlanmışlar ) kelimesinin kökeni de kitabın “Nur” ( Aydınlık ) getirmiş olmasıdır. Yani satanistler de kitap olarak Kur'an'ı esas almakta ancak ayetlerin tam tersini benimsemek ve icra etmek yoluna gitmektedirler. Satanistlerin kan ritüellerinde "kırmızı renkle tersten yazı yazmalarının" sebebi de budur.

3- Hüda ( Yönlendirme ) ( 2/2)

İnananlar için tekamül yolculuğundaki yegane rehberdir, yönlendiricidir.

4- Beyyine / Tıbyan ( Delil / beyan Eden ) ( 2/185)

Her konuda bilgileri ve detayları içeren ve beyan eden net bir delildir.

5- Mübin / Müstebın ( Apaçık ) ( 36/12, 37/117 )

Apaçık ve anlaşılır biçimde düzenlenmiş olup, her konu açıklanmıştır.

Fürkan ( Fark Yaratan ) ( 2/185 )

Farkındalık sağlayan, okuyanı farklı kılan ve farklı frekansa taşıyan bir bilgi kaynağıdır.

Merkum ( Rakamlanmış ) ( 83/9 )

Sayısal kodlama esasına göre ilahi nizamın vazifelileri tarafından düzenlenmiştir. 

Şifa ( Hastalığa ve soruna çare )

Her kelimesi ve ayeti sorun giderici frekans salınımı potansiyeli barındırır.

Sultan ( Delil ) ( 55/33 )

Her konuda bilgileri ve detayları içeren ve beyan eden net bir delildir.

Hikmet ( Sır ) ( 62/2 )

Yaratılışın ve kainatın sırlarını, bilinmeyenlerini içerir.

6- Müsaddik ( Doğrulayıcı ) ( 2/41 )

Her konuda teyid ve doğrulama için tek kaynaktır. 

7- Mübarek ( Bereketli ) ( 6/92 )

Okunması, hatırlanması ve düşünülmesi bereket ve nimet bolluğu sağlar.

8- Müzekki ( Temizleyen ) ( 62/2 )

Her türlü pis ve kötü unsurdan varlıkları arındırır, negatif enerjileri nötralize eder.

9- Hakk ( Gerçek ) (23/62,35/31)

Tüm bilimsel gerçekleri içerir ve varlıkların aldatıcı tuzaklara düşmesini engeller.

10- Hükm / Hakim ( Hüküm ve Hakim ) (10/1, 31/2)

Her konuda adil hüküm verebilmek için danışılacak yegane kaynaktır.

11- Kelime (18/27)

Allahü Teala'nın kelimelerinin ( Kelimatmullah ) tezahürü ve yaratılışın kodlarıdır.

12- Nübüvvet ( Haber Verme )

Bilinmeyeni haber verir.

Ders (7/169,68/37)

Tekamül okulunun yegane ders kitabıdır.

İlm ( İlim, Bilgi ) (7/52, 13/43)

Her konuda sonsuz bilgi kaynağıdır.

Ayet ( İşaret ) ( 2/99 )

Her konuda işaret ve teyid niteliğindedir.

Müfassala / Fussilet / Tefsiylen ( Ayrıntılı / Ayrıntılı Açıklanmış / Ayrıntılı Olarak ) ( 6/114, 11/1,41/3 )

Ayetlerdeki bilgiler her türlü ayrıntıyı içerecek şekilde derinlemesine açıklanmıştır.

Temamen ( Tamamlayıcı ) ( 6/154 )

Varlıklar için bilgi olarak eksik kalmamasını sağlayan tamamlayıcı bir kaynaktır.

13- Rahmet (28/86)

Rab'bin merhametini ve şefkatini hissedebilmek için yegane kaynaktır.

14- Münzil ( İndirilen ) (7/196)

Vahiy yoluyla haberciye aktarılmıştır, indirilmiştir.

15- Nesib ( Nasip ) ( 7/37 )

Her varlığın kendi idrak seviyesine göre nasiplenmesini ve tekamülünü tamamlamasını sağlayan kaynaktır.

16- Miras (7/169)

Nesilden nesile aktarılacak ilahi kozmik bir değerdir.

17- Menşur ( Yayımlanmış ) ( 17/13, 52/3 )

18- Mestur ( Satırlanmış, Satır satır Yazılmış ) ( 52/2 )

19- Ma fis sema ma fil ard ( Gökte ve yerde olanı içeren ) (22/70)

Yaratılıştaki her şey kitapta mevcuttur. Zira zaten kitap yaratılışın yazılım kodlarıdır.

20- Kerim ( Faydalı ) ( 27/29)

21- Müteşabih ( Benzetmeli, Sembolizm İçeren )

Ayetlerdeki kelimeler ve ifadeler hem zahiri, hem de batıni ( okült ezoterik ) muhetif anlamlar içermekte olup, Kur'an çok katmanlı yapısının sebebi de budur.

22- Aziz (41/41)

23- Mızan ( Ölçü ) (42/17)

Ayetlerde yer alan her kelime, her kavram belirli bir sayı prensibine göre adetlendirilmiş olup, bu fenomen tüm bilim alanlarına ışık tutmaktadır.

24- Büşra ( Müjde ) ( 2/97, 

İnananları sevindiren, üst frekanslardaki sonsuz ve mutlu yaşamı haber veren bir haber kaynağıdır.

25- İmam ( Delil, Önder ) (46/12)

Allah'ın kelamı olması nedeniyle varlıklar için yegane delildir ve önderdir.

26- Hafıyz ( Koruyan ) (50/4)

Varlıkları her türlü negatif enerji frekansına karşı koruyan bir kalkan niteliğindedir.

27- Meknun ( Gizlenip saklanmış ) (56/78)

Tahrifata uğramadan nesilden nesile aktarılması için kötülüklerden gizlenmiş ve korunmuştur.

28- İhsa ( Sayılmış ) (78/29)

Ayetlerde yer alan her kelime, her kavram belirli bir sayı prensibine göre adetlendirilmiş olup, bu fenomen tüm bilim alanlarına ışık tutmaktadır.

Kur'an yaratılıştan itibaren, vahiy yoluyla habercilere iletilen tüm kozmik bilgilerin sayısal bir düzene göre konsolide edilmiş ve derlenmiş halidir. 

Allahü Teala Kur'an'ın eşsiz olduğunu, insanlar veya cinler tarafından yazılamayacağını ve müşriklerin benzer bir kitaplarının olamayacağı ayetlerinde adeta meydan okurcasına bildirmektedir.

17/88 - Kul le in ictemeatil insü vel cinnü ala en ye'tu bi misli hazel kur'ani la ye'tune bi mislihı ve lev kane ba'duhüm li ba'dın zahıra
( De ki: "Eğer insanlar ve cinler bu Kur'an' ın aynısını getirmek üzere bir araya gelseler, şayet birbirlerine arka çıkıp yardımcı da olsalar onun aynısını getiremezler." )

11/13 - Em yekulunefterah kul fe'tu bi aşri süverin mislihı müfterayatin ved'u men isteta'tüm min dunillahi in küntüm sadikın
( "Onu uydurdu." mu diyorlar? De ki: "O halde onun aynısından, uydurulmuşundan on sure getirin. Eğer doğrular iseniz, o Allah’tan başka istidatı olanları da çağırın." )

52/34 - Fel ye'tu bi hadisin mislihi in kanu sadikın
( O halde, eğer doğru iseler, onun aynısı gibi söz getirsinler. )

22/8 - Ve minen nasi men yücadilü fillahi bi ğayri ılmin ve la hüden ve la kitabin münır
( Ve insanlardan kimi, ilimsizce, yönlendirme olmadan ve aydınlatıcı kitap olmadan Allah hakkında mücadele eder. )

31/20 - E lem terav ennellahe sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdı ve esbeğa aleyküm niamehu zahiraten ve batıneh ve minen nasi men yücadilü fillahi bi ğayri ılmin ve la hüden ve la kitabin münır
( Allah' ın, göklerde ne varsa ve yerde ne varsa buyruğunuza verdiğini, nimetlerini üzerinize açık, görünür olarak ve gizli olarak yaydığını görmediniz mi? Ve insanlardan, Allah hakkında ilimsizce, yönlendirmesizce ve aydınlatıcı kitap olmadan mücadele edenler vardır. )











16 Nisan 2020 Perşembe

Mixed Reality tuzağı ve Marina Abramovic

Son günlerde dünya çapında bir yazılım şirketinin, Sanal Gerçeklik ( Virtual Reality ) yazılımı ve ekipmanlarına ilişkin "Mixed Reality" ( Karıştırılmış Gerçeklik ) konseptiyle hazırladığı ve holografik lensleri tanıttığı reklam filminde Sırp bir satanist olan Marina Abramovic’e rol vermiş olması tartışılmaktadır. Internete yüklenen reklam filmi yüksek sayıda "Dislike" ( Beğenilmeme ) alınca yayından kaldırılmıştır.


Marina Abramovic

Esas itibarıyla söz konusu "Karıştırılmış Gerçeklik" kavramı ile "Satanizm" arasında çok yakın ilinti bulunmaktadır. Zira reklam filminde bir satanist olan Marina Abramovic'e* rol verilmesinin kökeninde de bu ilinti yatmaktadır. Şeytan, muhtelif yöntemler ( zihin kontrol, hipnoz, dijital teknoloji ) kullanmak suretiyle insanları "Hak"tan yani "Gerçek"ten koparmaya ve özü bir aldatma olan ilüzyona sevketmeye çalışmaktadır.

* Marina Abramovic 1974 yılında "Bana istediğinizi yapabilirsiniz." temalı ve "Rhythm-0" adlı 6 saatlik performans sergilemiştir. Performans, Abramović'in hareketsiz durmasını ve bir masada duran 72 nesneden birini kullanarak seyircinin ona her istediğini yapması konseptini içermekteydi. ( 72 sayısı Cinn! suresinin numarası olup nümerolojik değeri de sihirin ve negatif ftekansın sembolü olan 9 sayısıdır. Ayrıca Ars Goetia isimli okültizm kitabında Hz. Süleyman'ın buyruğunda olan 72 cinden bahsedilmektedir. )


Abramovic 1996 yılında "Spirit Cooking ( Ruh Pişirme )" adlı performansında satanik ritüel öğesi olan domuz kanı, anne sütü, sperm ve çeşitli vücut sıvıları kullanmıştır. Duvara domuz kanıyla ''Taze anne sütü ile taze sperm sütünü karıştırıp deprem gecelerinde için.'', ''Keskin bir biçakla sol elinin orta parmağına derin bir kesik at ve acıyı çek,'' ve ''Geceden kalma kabuslara taze sabah idrarı serpiştirin'' gibi satanik ifadeler yazmıştır. 



Küresel elit şeytanların diğer bir sözcüsü olan satanist şarkıcı Lady Gaga ile "Spirit Cooking" kapsamında kan ritüeli temalı fotolarda birlikte yer almıştır.




Abramovic, geçmişte çıplak küçük çocuklar ile çektirdiği fotolar ile pedofili mesajı vermiştir.


Abramovic'in satanizm temalı diğer bazı fotoları;








Arka plandaki çift ağaç dalı ile Baphomet'in boynuzlarını sembolize etmiştir.

31 Ocak - 26 Nisan 2020 döneminde Türkiye'de, bilinen bir üniversiteye ait müzede ve bilinen bir bankanın sponsorluğunda "Akış-Flux" adlı bir sergi açmış olması, adı geçen kurumlar itibarıyla da dikkat çekmektedir.


Marina Abramovic'in "Ben satanist değilim sanatçıyım." söylemi bariz olanın inkârı niteliğinde olup, bu davranış da şeytani karakterlerin tipik özelliğini yansıtmaktadır.

İşte şu anda insanlar, şık, göz kamaştırıcı ve cazip algısı yaratan bu gibi reklam filmleriyle gerçekten ayrıştırılmaya ve bir merkezden kontrol edilip yönlendirilebilecekleri dijital ortama "tam olarak" bağımlı hale getirilmeye ve hapsedilmeye çalışılmaktadırlar. Deneyimletilen bu Coronavirus salgını vakası da, evinde kalmak zorunda kalan insanları dijital ortama daha da fazla mecbur bırakarak bu amaca dolaylı olarak hizmet etmektedir. Nihayetinde fiziken bir araya gelmekten kaçınan, yaşamlarını tamamen dijital ortam ile sınırlandırmış ve gerçeğin ne olduğunu unutmuş bir dünya toplumunun oluşma potansiyeli söz konusudur.

Allahü Teala ayetlerinde tekamülün ve kurtuluşun "Hakk"'ka yani "Gerçek"e yönelmekte olduğunu defaatle bildirmektedir.

7/181 - Ve min men halakna ümmetün yehdune bil HAKKU ve bihı ya'dilun

( Ve yarattığımız kimselerden, GERÇEĞE yönlendiren ve onunla adil olan topluluk var. )

10/35 - Kul hel min şürakaiküm men yehdı ilel HAKK kulillahü yehdı lil HAKK e fe men yehdı ilel HAKKI EHAKKU en yüttebea em men la yehiddı illa en yühda fe ma leküm keyfe tahkümun

( De ki: "Ortaklarınızdan GERÇEĞE yönlendiren kimse var mıdır?" De ki: "Allah GERÇEĞE yönlendirir. O halde GERÇEĞE yönlendiren mi tabi olunmayı hakeder yoksa yönlendiremeyip ancak yönlendirilen mi? O halde ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?" )

47/3 - Zalike bi ennellezine keferuttebeul BATILE ve ennellezine amenüttebeul HAKKA min rabbihim kezalike yadribüllahü lin nasi emsalehüm

( Bu, kesinlikle o inkar edenlerin BATILA tabi olmalarından ve kesinlikle o inananların Rab’lerinden GERÇEĞE tabi olmalarındandır. Allah onların misallerini insanlar için işte böyle beyan eder. )

Ayrıca Kur'an'da "Hakka" ( Gerçek ) isminde bir sure de ( 69. sure ) bulunmaktadır. Ve bu surenin ilk 3 ayetinde "Hakk" ( Gerçek ) kelimesi 3 kere tekrarlanmak suretiyle insana "Gerçeğin ne olduğu" sorusu yöneltilmekte ve insan "gerçeği düşünmeye" sevkedilmektedir.

69/1 - El hakkatu ( Gerçek )
69/2 - Mel hakkatu ( Nedir gerçek? )
69/3 - Ve ma edrake mel hakkat ( Ve sana gerçeğin ne olduğunu ne idrak ettirir? )

- "Hakk" kelimesi Kur'an'da 286 ( 2+8+6 = 16 ... 1+6 = "7" ) kere tekrarlanmaktadır.

- Hakka suresinde 52 ( 5+2 = "7" ) ayet bulunmaktadır.

- Kur'an'da "El Hakkat" ( Gerçek ) kelimesinin bir ayet olduğu tek ayet Hakka suresinin 69/1 ( 6+9+1 = 16 ... 1+6 = "7" ) kodlu ayetidir.

"7" sayısının bu şekilde tezahür etmesinin sebebi bu sayının "Döngü sonu", "Tamamlanma", "Sona erme", "Olgunlaşma / Tekâmül" kavramlarını sembolize ediyor olmasıdır. Zira tekâmül eden insan "Hakk"kı yani "Gerçeği" idrak etmiş olan insandır.

Duvarların, kalelerin ve odaların ardına gizlenenler

Dünyadaki şu mevcut satanist ve kapitalist sistemde kendilerini muktedir sanan madde obsesifi zavallıların en korktukları olgu inananların kolektif ruhsal enerjisinin açığa çıkarak yükselmesidir. Zira bu enerjinin önünde durabilecek hiçbir negatif enerji frekansı bulunmamaktadır. Aslında içten içe sürekli ve büyük bir korku içinde olan şeytanlar kurdukları batıl kölelik sistemindeki yüksek binalarının ve geniş odalarının ardında kendilerini güvende ve iktidarda zannederek kendilerini aldatmakta ve her geçen gün helake biraz daha yaklaşmaktadırlar. Bu durum Kur'an'ın 52/12 kodlu ayetinde şöyle tanımlanır ( 52/12 - Ellezine hüm fi havdın yel'abun ( Onlar bataklığın içinde eğlenip oynarlar. ) )

Bu husus Kur'an'ın aşağıdaki ayetlerinde "Sağlam burçların içindekiler", "Kaleler", "Odalar" , "Üstün Şehirler ve Duvarlar" kavramlarıyla belirtilmiştir. Ayrıca küresel bir çete izlenimi veren şeytanların kendi aralarındaki şiddetli mücadelelerinden ve aslında her an dağılabilir bir durumda olduklarından da bahsedilmektedir.

4/78 - Eyne ma tekunu yüdrikümül mevtü ve lev küntüm fı burucin müşeyyedeh ve in tüsıbhüm hasenetün yekulu hazihı min ındillah ve in tüsıbhüm seyyietün yekulu hazihı min ındik kul küllün min ındillah fe ma li haülail kavmi la yekadune yefkahune hadısa
( Ölüm sizi, her nerede olursanız yakalar. Şayet sizler yüksek sağlam burçların kalelerin içinde bile olsanız. Eğer onlara güzellik isabet ederse "Bu Allah’ ın indindendir." derler. Eğer onlara kötülük isabet ederse "Bu senin indindendir." derler. De ki: "Hepsi Allah’ ın indindendir. O halde ne oluyor bu kavime de sözü anlamaya yanaşmıyorlar." )

33/26 - Ve enzelellezine zaheruhüm min ehlil kitabi min sayasıyhim ve kazefe fı kulubihimür ru'be ferıkan taktülune ve te'sirune ferıka
( Ve kitap sahiplerinden, onlara arka çıkanları, destekleyenleri kalelerinden indirdi. Kalplerinin içine korku attı. Bir kısmını öldürdünüz ve bir kısmını da esir aldınız. )

49/4 - İnnellezine yünaduneke min verail hucürati ekseruhüm la ya'kılun
( Kesinlikle o sana odaların arkasından seslenenler, onların çoğunluğu akıl etmezler. )

59/2 - Hüvellezi ahrecellezine keferu min ehlil kitabi min diyarihim li evvelil haşri ma zanantüm en yahrucu ve zannu ennehüm mani'atühüm husünühüm min allahi fe etahümüllahü min haysü lem yahtesibu ve kazefe fi kulubihimür ru'be yuhribune büyutehüm bi eydihim ve eydil mu'minine fa'tebiru ya ulil ebsar
( İlk toplanmada, kitap sahiplerinden o inkar edenleri yurtlarından çıkaran O'dur. Çıkaracağını zannetmediniz. Kesinlikle onlar, kalelerinin onları Allah’tan koruyacağını zannettiler. Ancak Allah onlara hesap edemedikleri yerden yetti. Kalplerinin içine korku attı. Evlerini kendi elleriyle ve inananların elleriyle harab ediyorlardı. O halde ibret alın ey görüş sahipleri. )

59/14 - La yukatiluneküm cemian illa fi kuran muhassenetin ev min verai cüdürin be'sühüm beynehüm şedidun tahsebuhüm cemian ve kulubühüm şetta zalike bi ennehüm kavmün la ya'kılun
( Sağlam korunmuş üstün şehirlerde veya duvarların arkasında olmaları haricinde sizinle topluca savaşamazlar. Onların kendi aralarında kötülükleri zorlukları şiddetlidir. Toplanmış olduklarını sanarsın. Onların kalpleri dağınıktır. Bu kesinlikle onların akıl etmeyen kavim olmalarındandır. )

"İtaat" ve "Tabiat" meselesi

"İtaat" ( İta+at ) kelimesi, "Ta / Tav" ( İsteyerek Uyma, Tav Olma ) ve ek olan "at"* kelimesinin birleşiminden oluşmaktadır. ( * Sanat ... "San+at" ( Üretim ) gibi )

"Tabiat" ( Tabi+at ) kelimesi ise "Tab" ( Tabi, Uyan ) ve ek olan "at" kelimesinin birleşiminden oluşmaktadır. 

Her iki kavram da "Uymak, Takip Etmek" anlamlarını içermekte olup, islami anlayış yani Allah'ın birliğinin ve ilahi kozmik ilmin idraki açısından çok büyük önem arzetmektedir. Zira bu kavramlar Kur'an'da aktarılmak istenen öz anlamlarından saptırıldıklarında "Şirk" ( Ortak koşma ) kapısı da aralanmış olmaktadır. Söz konusu saptırma, Allah'ın kitabında yer alan ayetlerin dışındaki unsurların ( Haberci, Resul, Alim vb. ) ilah addedilmesi / addettirilmesi ile tezahür etmektedir. Örneğin bir tarikat şeyhinin, Allah'a yönelebilmek için tek koşul olduğunu kabul etmek, onun sözlerini Allah'ın ayeti gibi kabul edip, koşulsuz "itaat etmek / tabi olmak" şirk günahı kapsamına girmektedir. Ancak kalplerinde hastalık olan şeytani kitle, bu hususun Kur'an ayetleriyle uyştuğunu ileri sürmektedir.

Ayetler incelendiğinde ortaya tek bir sonuç çıkmaktadır. Ayetlerde yer alan "Resule itaat edin", "Resule tabi olun" ifadeleri, Haberci resulün Allah'ın kelamını yani kendisine vahyedilen ilahi kozmik bilgileri getirmesinden dolayı ayetlerde yer almaktadır. Zira çok basit bir mantıkla, sadece kendisine vahyedileni aktaran resule itaat edilmemesi otomatik olarak Allah'ın ayetlerine itaat edilmemesi anlamına gelmektedir. Aşağıdaki ayetlerde Habercinin sadece kendisine ayet olarak vahyedileni aktardığı, hevesine göre yani kendi arzularına göre konuşmasının mümkün olmadığı, onun da sadece "kendisine vahyedilene tabi olduğu" açıkça bildirilmektedir.

6/50 - Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besır e fe la tetefekkerun
( De ki: "Size Allah' ın hazineleri benim indimdedir." demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Size, kesinlikle ben meleğim de demiyorum. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi oluyorum." De ki: "Kör ile gören eşit midir? Fikretmez misiniz?" )

6/106 - İttebı' ma uhıye ileyke min rabbik la ilahe illa hu ve a'rıd anil müşrikın
( Rab’binden sana vahyedilene tabi ol. O’nun haricinde ilah yoktur. Ortak koşanlardan yüz çevir. )

53/2 - Ma dalle sahıbuküm ve ma ğava ( Arkadaşınız sapmadı ve azmadı. )
53/3 - Ve ma yentıku anil heva ( Ve hevese göre konuşmaz. )

Hatta Taha suresinin 114. ayetinde "Vahiy bitmeden konuşmaya başlama yanlışını yapmak üzere olan haberciye uyarı" bulunmaktadır.

20/114 - Fe tealellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli en yukda ileyke vahyühu ve kul rabbi zidnı ılma
( Gerçeğin maliki Allah yücedir. Sana O’nun vahyinin hükmedilmesinden önce okumada acele etme. De ki: "Rab’bim bana ilmi artır." )

"İtaat" ve "Tabiat" konulu ayetlerden bazıları şöyledir.

İTAAT ETMEK;

3/132 - Ve etıy'ullahe ver rasule lealleküm türhamun
( Ve Allah’a  ve resulüne itaat edin. Umulur ki merhamet edilirsiniz. )

4/59 - Ya eyyühellezine amenu etıy'ullahe ve etıy'ur rasule ve ülil emri minküm* fe in tenaze'tüm fı şey'in fe rudduhü ilellahi ver rasuli in küntüm tü'minune billahi vel yevmil ahır zalike hayrun ve ahsenü te'vıla
( Ey o inananlar Allah’a  itaat edin. Resule ve sizlerden olan iş sahibine itaat edin.* Eğer bir şey hakkında anlaşmazlığa düşer tartışırsanız onu Allah’a  ve resule döndürün. Eğer Allah’a ve sonraki güne inanmakta olursanız, bu daha hayırlıdır ve yorumlanmaya daha güzeldir. )

* 4/59 kodlu ayette itaat edilmesi gerektiği belirtilen "Resul" ve "İş Sahibi" kavramları, Allah'ın ayetlerini ileten, paylaşan kişileri tanımlamaktadır. Bir başka deyişle ayetlerde ""Resul" ve "İş Sahibi" ne derse, ne yaparsa onlara itaat edin" anlamı kesinlikle yer almamaktadır.

4/64 - Ve ma erselna min rasulin illa li yütaa bi iznillah ve lev ennehüm iz zalemu enfüsehüm cauke festağferullahe vestağfera lehümür rasulü le vecedüllahe tevvaber rahıma
( Ve Allah’ ın izniyle itaat edilmesinin haricinde resulden göndermedik. Şayet kesinlikle onlar nefislerine zulmettiklerinde sana gelip de Allah’tan af isteseler ve resul onlara af istese, Allah’ ı tevbe kabul edici ve merhametli bulurlardı. )

4/80 - Men yütıır rasule fe kad etaallah** ve men tevella fe ma erselnake aleyhim hafıyza
( Kim resule itaat ederse böylece Allah’a  itaat eder.** Kim yüz çevirirse, seni onların üzerine koruyucu, gözetici olarak göndermedik. )

** 4/80 kodlu ayet de kavram saptırması ve çarpıtması yapan şeytani tarikatçilerin sık referans verdikleri ayetlerendir. Bu ayette, "Resul Allah'ın ayetlerini ilettiği için Resule itaat Allah'a itaattir" denmektedir. Yani "Resul ne derse, ne yaparsa koşulsuz itaat edin." anlamı bulunmamaktadır. ( Aslında bu hususlar çok bariz ve açık hususlardır. Ancak içinde yaşanılan ortam ne yazık ki bunları böyle açıkça izah etmeyi gerektirmektedir. )

6/116 - Ve in tütı'eksera men fil erdı yüdılluke an sebılillah in yettebiune illez zanne ve in hüm illa yahrusun
( Ve eğer yerdeki kimselerin çoğunluğuna itaat edersen, seni Allah yolundan saptırırlar. Kesinlikle ancak zanna tabi olurlar ve kesinlikle onlar ancak saçmalarlar. )

TABİ OLMAK;

2/145 - Ve le in eteytellezine utül kitabe bi külli ayetin ma tebiu kıbletek ve ma ba'duhüm bi tabiın kıblete ba'd ve le in itteba'te ehvaehüm min ba'di ma caeke minel ılmi inneke izen le minez zalimın
( Ve o kitap verilenlere ayetlerin hepsini versen bile kıblene tabi olmazlar. Onlar birbirlerinin kıblelerine de tabi değillerdir. Eğer sen, ilimden sana o getirdiklerimizden sonra onların heveslerine tabi olursan o zaman kesinlikle sen zalimlerden olursun. )

2/166 - İz teberraellezinettubiu minellezinettebeu ve raevül azabe ve tekattaat bihimül esbab
( Zamanında o tabi olunanlar o tabi olanlardan uzak durdular. Azabı gördüler ve onların sebep bağları kesildi. )

2/168 - Ya eyyühen nasü külu min ma fil erdı halalen tayyiben ve la tettebiu hutuvatiş şeytan innehu leküm adüvvün mübın
( Ey insanlar o yerde olanlardan helal ve temiz olarak yiyin. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o size apaçık düşmandır. )

2/170 - Ve iza kıle lehümüttebiu ma enzellellahü kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la ya'kılune şey'en ve la yehtedun
( Ve onlara o Allah’ ın indirdiğine tabi olun denildiğinde, "Bilakis babalarımızı o üzerinde bulduklarımıza tabi oluruz." derler. Ya babaları hiçbir şeyi akıl edemeyenler ve yönlendirilmemiş olanlar idiyseler. )

2/208 - Ya eyyühellezine amenüdhulu fis silmi kaffeh ve la tettebiu hutuvatüş şeytan innehu leküm adüvvün mübin
( Ey o inananlar, hepiniz topluca barışın içine girin. Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )

3/31 - Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm vallahü ğafurun rahım
( De ki: "Eğer Allah’ ı sevenler iseniz, bana tabi olun ki Allah sizleri sevsin ve size günahlarınızı af eylesin. Allah affedendir merhametlidir." )

3/53 - Rabbena amenna bima enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın
( Rab’bimiz, o indirdiğine inandık ve resule tabi olduk. O halde, bizi şahitlerle birlikte yaz. )

Ayette açıkça, Resule, Allahü Teala'nın indirdiği kitabı getirmekte olduğu için tabi olunduğu yani ayetlerin öğrenilmesi için tabi olunduğu bildirilmektedir.









Yönetenler ve Yönetilenler Cehennemi

"Kibir" frekansının negatif bir yansıması olan "Yönetme" arzusu ve cehaletin bir yansıması olan "Yönetilmeye razı olma" fenomeni kaba madde alemi dünyadaki temel sorundur. Çekilen bütün ıstırabın, acıların, dökülen kanın, gözyaşının ve dünyanın cehenneme dönüşmesinin temelinde sosyal sistemin "Yönetenler ve Yönetilenler" esasına göre kurgulanması gerektiğine olan bağnaz inanç yatmaktadır.

Oysa ki idrak seviyesi yükselerek tekamül  etmiş ve üst frekansa geçişe hazır hale gelmiş olan insanlar bu kadim ve temel yanılgının farkına varmaktadırlar. İnananlar bir şeyi çok iyi bilmektedirler ki o da "Tek ve gerçek yöneticinin Allahü Teala olduğu ve insanların tek kurtuluşunun da sevgi ve paylaşıma bağlı olduğudur."

10/3 - İnne rabbekümüllahüllezı halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi YÜDEBBİRUL* EMR ma min şefıın illa min ba'di iznih zalikümüllahü rabbüküm fa'büduh e fe la tezekkerun

( Kesinlikle Rab’biniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. İŞİ DÜZENLER, YÖNETİR. O’nun izninden sonra olması haricinde af vesilecisi olamaz. İşte Rab’biniz Allah budur. O halde O’na kulluk edin. Artık hatırlamaz mısınız? )

* Kur'an'da geçen "Debber" ( Yönetmek ) kelimesiyle "Hüda" ( Yönlendirmek ) kelimeleri anlamsal olarak farklı kelimelerdir. Habercilerin, Resullerin ve İlim Sahiplerinin vazifesi sadece "Yönlendirmek" olup asla "Yönetmek" değildir. Zira Kur'an'da "Debber" kelimesinin Haberci, Resul veya İlim Sahipleri için kullanımı bulunmamaktadır.

Tevrat'ın Deyişler suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Karıncalar"ın ve "Çekirgelerin" misali vesilesiyle, ortak bir hedefi, ortak bir kelimeyi* benimsemiş varlıklar arasında ast-üst, yöneten-yönetilen gibi şeytani kavramların mevcut olamayacağı bildirilmektedir. Ayrıca böyle şeytani bir yönetsel sisteme imkan veren negatif enerjinin ancak ve ancak "Tembel"lik olduğu da bildirilmektedir. "Tembel" olan bir varlığın hiçbir açıdan gelişmişliğinden ve yeterliliğinden bahsedilmesi mümkün değildir.

20 Deyişler 6-6 Ey tembel kişi, git, KARINCAYA bak, Onun yaşamından bilgelik öğren.

20 Deyişler 6-7 BAŞKANLARI, ÖNDERLERİ, YÖNETİCİLERİ olmadığı halde,

20 Deyişler 6-8 Yazın erzaklarını biriktirirler, Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.

20 Deyişler 6-9 Ne zamana dek yatacaksın, ey TEMBEL KİŞİ? Ne zaman kalkacaksın uykundan?

20 Deyişler 30-27 ÇEKİRGELERİN KRALI YOKTUR, Ama bölük bölük ilerlerler. 

*  Bu ortak, eş kelimenin Allah'ın doğru yolu yani iyilik, paylaşım, sevgi, yardımseverlik olduğu Al'i İmran suresinin 64. ayetinde "Kelimetin Sevain" ( Eş Kelime ) kavramı ile bildirilmektedir. "SEVa" ( Eşit ) kelimesinin kökünde yer alan "SEV" kelimesi, "SEVgi" kelimesinde de yer almaktadır. Zira "SEVgi"'nin kök anlamı "Başkasını kendisiyle eşit görmek"tir. İlahi nizam gereği, başkasını kendisi gibi gören bir varlığın zarar verme, mutsuzluk vesilesi olma, kötülük yapma gibi gibi bir ihtimali bulunmaktadır.

3/64 - Kul ya ehlel kitabi TEALEV İLA KELİMETİN SEVAİN BEYNENA VE BEYNEKÜM en la na'büde illellahe ve la nüşrike bihı şey'en ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbaben min dunillah fe in tevellev fe kul üşhedu bi enna müslimun
( De ki: "Ey kitap sahipleri, BİZİM VE SİZİN ARANIZDA EŞİT OLAN KELİMEYE GELİNİZ. Ancak Allah’a  kulluk edelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Bazılarımız bazılarını Allah’tan başka Rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse, şahit olarak kesinlikle biz teslim olanlarız deyin."

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde açık bir tahrifat daha doğrusu "sonradan ekleme" tuzağı görülmektedir. 12-28 kodlu ayette Rab'bin insanlara bahşettiği bazı yeteneklerden bahsedilmektedir. Daha sonra 12-29/30 kodlu ayetlerde bu yeteneklerin herkesin her enkarnasyonunda ortaya çıkamayacağı, her bir yetenek ayrı ayrı belirtilerek, bildirilmektedir. Ancak bu son iki ayette, ilk ayette yer alan "Yönetme Yeteneği" kavramı yinelenmemektedir. Zira "Yönetme" bir yetenek değil "İnsanları tehdit unsuruna dayalı olarak kontrol altına alma" eylemidir. Bu kelimenin, dünya insanlarını tahakküm ve tam kontrol altına almak isteyen küresel şeytanlar tarafından kitaba eklenmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

46-1 Corinthians-12-28 Tanrı kilisede ilkin elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri, sonra mucize yapanları, hastaları iyileştirme armağanlarına sahip olanları, başkalarına yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerle konuşanları atadı.

46-1 Corinthians-12-29 Hepsi elçi mi? Hepsi peygamber mi? Hepsi öğretmen mi? Hepsi mucize yapar mı?
46-1 Corinthians-12-30 Hepsinin hastaları iyileştirme armağanları var mı? Hepsi bilmediği dilleri konuşabilir mi? Hepsi bu dilleri çevirebilir mi?

14 Nisan 2020 Salı

Kur'an'daki şifa enerjisini keşfedebilmek

İnsanların, tek çarenin ve kurtuluşun Kur'an'daki ilahi kozmik enerjide olduğunu idrak edecekleri ve Kur'an'ı, "virüs maskesi" gibi sürekli yanlarında bulundurmak ihtiyacı hissedecekleri günler yaklaşmaktadır.

Tüm insanlığın deneyimlemekte olduğu COVID19 süreci söz konusu idrak sürecine büyük katkı sağlamaktadır. 10. sure olan

Yunus suresinin 57. ve 17. sure olan İsra suresinin 82. ayetinde  hem zahiri, hem batıni, hemde nümerolojik olarak Kur'an'ın şifa ve kurtuluş vesilesi olduğu mesajı verilmektedir. 

10/57 - Ya (1) eyyü (2) ha (3) en (4) nasü (5) kad (6) caet (7) küm (8) mev'ızatün (9) min (10) rabbi (11) küm (12) ve (13) ŞİFAÜN (14) Lİ (15) MA (16) Fİ (17) ES (18) SUDURİ (19) ve hüden ve rahmetün lil mü'minın  ( Ey insanlar size Rab’binizden öğüt ve o GÖĞÜSLERİN İÇİNDEKİLER İÇİN ŞİFA, yönlendirme ve inananlar için rahmet geldi. )

COVID19 virüsü göğüse inmeye çalışmakta ve negatif olunup olunmadığı yani sağlıklı olunup olunmadığı 14 günlük bir kuluçka dönemi sonrasında ortaya çıkmaktadır.  Ayetteki "Şifa" kelimesi 14. kelime "Göğüs" kelimesi 19. kelimedir.

17/82 - Ve nünezzilü minel kur'ani ma hüve ŞİFAÜN ve RAHMETÜN lil mü'minıne ve la yezıdüz zalimıne illa hasara  ( Ve Kur'an' dan inananlar için ŞİFA ve RAHMET olanları indiririz. Zalimlere hasar haricindekini artırmayız. )

Ayrıca İsra suresinin 51. ayetinde "Göğüsün içinde büyüyen yaratık" ifadesi yer almaktadır. 17/50-51 kodlu ayetlerde tekâmül edemeyip insandan daha alt seviye bir varlığa dönüşmek durumunda kalanlardan bahsedilmekte gibidir. Bu bağlamda insanın bir virüs seviyesine indirgenmesi ihtimali de bulunmaktadır.

17/50 - Kul kunu hıcareten ev hadıda ( De ki: "Taş veya demir olun." )

17/51 - Ev halkan min ma yekbüru fı suduriküm ..... ( Veya göğüslerinizin içinde büyüyeninden yaratık. .... ) 

Bilindiği üzere COVID19 14 günlük kuluçka dönemi sonunda oluşmakta ve göğüse doğru yayılıp büyümektedir. Ayet kodunun nümerolojisinin 14 ( 1+7+5+1 = 14 ) olması  da dikkat çekmektedir.